• Sonuç bulunamadı

Yazacaksın, yazacaksın!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yazacaksın, yazacaksın!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

13 K A S I M 1988

A N K A R A N O T L A R I

MUSTAFA EKMEKÇİ___________

Yazacaksın, Yazacaksın!

İstanbul’da, Nadir Nadi’yle yaptığı TV röportajında Çetin Ç e ­ ki, son sorusunu şöyle sordu:

— Efendim, ülkemizin geleceğine kültürel açıdan nasıl bakı­ yorsunuz?

Nadir Nadi’ye göre uzak gelecekte parlak olacaktı; geleceğe baktığı zaman ‘ pırıl pırıl bir Türkiye” görmekteydi; yakın gele­ cekteyse, fırtınalardan geçecektik, geçmiştik, yine geçecektik. Am a gelecek parlaktı...

Çetin Çeki, konuşmanın sonunda "N ice yıllara" dedi. Nadir Nadi’nin 80. yaşı dolayısıyla evinde yapılan tören gerçekten he­ yecan vericiydi. Nadir Nadi de heyecanlıydı. T Ü Y A P 'ın ‘‘Halk Ödülü” nü alan Yaşar Kemal, önceki gün saat 11.00'de Nadir Nadi’nin evinde yapılan törende ona, T Ü Y A P Kitap Fuarı onur yazarlığıyla, P E N Kulüp onur belgesini verdi. Pen Kulübü geçi­ ci başkanı Yaşar Kemal çok şık giyinmişti. Nadir Nadi, Yaşar Kemal’e takılır, hep "e şk ıy a ” dermiş. "O o eşkıya hoş geldin!” diye karşılandı Yaşar Kemal. Nadir Nadi, Yaşar Kemal’in genç yaşında elinden tutmuş. Yaşar Kemal, şöyle dedi belgeyi verir­ ken:

— Efendim, ben Nadir Nadi Bey’e bu ödülü verirken çok mut­ luyum. Ben Nadir Nadi Bey’in gazetesinde yetişmiş bir kişiyim. İlk yazı yaşamıma Cumhuriyet Gazetesi’nde başladım. Ve böy­ le bir insanın, ustasına böyle bir berat vermesi, gerçekten mut­ lulukların en büyüğü olmalı. Benim için de öyledir. Çağların adamları vardır; Nadir Bey, bizim çağımızın gelecek kuşaklara armağan ettiği en sarsılmaz kişiliklerden biridir. Türkiye, Nadir Bey’in yaşadığı sürece büyük fırtınalardan geçti; bağımsızlık sa­ vaşı verdi; kültür bağımsızlığı savaşı verdi; Nadir Bey’in baba­ sı, bağımsızlık savaşımızın liderlerinden biriydi. Nadir Bey de politika savaşımımızın, kültür savaşımımızın liderlerinden biri­ dir. Ve sarsılmaz bir kişilikle, her gün kendini yenileyerek her gün kendi düşüncelerine yeni düşünceler katarak bugüne ka­ dar, seksen yaşına kadar geldi. Nadir Bey, hiçbir zaman düşün­ celerinden ödün vermedi. Hangi koşulda olursa olsun. Benim söyleyeceklerim bu kadar; gene de söylüyorum, çok mutluyum; bizim kuşağımız da mutlu olmalı. Nadir Bey’e, sekseninci yılın­ da, böyle bir, yani yazarlar beratı vermekle, çok mutlu olmalı. Yedinci Kitap Fuarı’nın Nadir Bey, onur yazarıdır; bu benim için, bütün Türkiye için onur yazarıdır. Gerçekten tarih bunu söyle­ yecek; gene tekrar ediyorum, bizim kuşağımızın, gelecek ku­ şaklara en güzel armağanlarından birisidir. Teşekkür ederim. Efendim, bir de P E N Kulübü yeni kuruldu; Yönetim Kurulu top­ landı, P E N Kulübün, Nadir Bey, bizim ilk onur üyemiz oldu. Ben F'EN Kulübünün geçici başkanı olarak, bu onur üyeliğini sun­ makla büyük onur duyuyorum. Bu da Türk yazarlarının mutlu­ luğudur. Efendim, buyrun...

— Çok teşekkür ederim! dedi Nadir Nadi, kısa bir teşekkür konuşması yaptı, "Ç o k duygulandım” diye ekledi. Şöyle dedi: "B e n yazar olarak çok yıpranmış bir adam değilim, seksen ya­ şındayım, ama sekiz on sene yaşam ış gibiyim şimdiki halde; bu daha ziyade, benim yetişme şartlarımdan ileri geliyor; hali vakti yerinde bir babanın oğluyken, ‘Hiç yazmasak, geçsek ne çıkardı?’ diye düşünürdüm zaman zaman, fakat kendimi sıkar­ dım; ‘Yazacaksın, yazacaksın, yazacaksın!’ derdim; sıkılarak, üzülerek, doğaya hâkim olmaya çalışarak yazardım. Ve ancak bu şekilde, ne yaptımsa, yapabildim. Bakarsanız, benden çok daha çalışkan yazarlar var; fakat benim kendi nazarımda kıy­ metim, hiçbirisini yapmaya mecbur olmadığım halde yazdığım birkaç yazının öneminden ibarettir. Bu düşünce beni mutlu edi­ yor. Çünkü biliyorsunuz, hali vakti yerinde olan yazarların oğul­ ları, aynı şekilde devam edemiyorlar. Çünkü vakitleri yok, babaları var, falan. Ben ona rağmen, bütün bunları iterek yaz­ maya çalıştım. Yapabildiysem ne mutlu bana...”

Nadir Nadi, böyle dedi. Tüm yazarların kulağına küpe olsun diye sanki. Cumhuriyet’çiler, orada kalabalıktık; ilhan Selçuk, Uğur Mumcu, Okay Gönensin, Emine Uşaklıgil... T R T ’ciler ka­ labalıktı. Demirtaş Ceyhun’la Yaşar Kemal AdanalIydılar. Y a­ şar Kemal, bana "Canım , sen de Adanalı sayılırsın, Konya neresi, Adana neresi” diyordu. Uğur’u fahri Adanalı yapıyordu... T Ü Y A P Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, Türk PEN Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu üyesi Muzaffer Abayhan da oradaydı.

Berin Hanım, konukları bir şeyler içmeye çağırdı. Server Ha- nım’ın getirdiklerinden yedik!

T Ü Y A P ’ta, İlhan Selçuk’la Yaşar Kemal, Nadir Nadi’yi anlat­ tılar; öyle kalabalıktı ki içeri girip dinleyemedim. Yazarlar S e n ­ dikası bölümünde okurlara kitap imzaladım...

Referanslar

Benzer Belgeler

A) Bana mavi balon istediğini söyledi. B) Karşılarına zayıf bir ayı çıkıverdi. C) Baran okula gelirken harçlık almayı unutmuş. Aşağıdaki sözcüklerden hangisi bir

Adamın kapkara cesedi mağaranın karanlığında kaybolurken kadın, elindeki mumun rehberliğinde, fincan büyüklüğündeki ışığı her adımda bi- raz daha büyüterek

Esas itibarile iddiasız ve alelade bir ikametgâh olmak- la beraber bu bina kullanış, taksimat, rahatlık ve mimarî şekillendiriş

Suzler kira evi.. Saulnier

Bu amaçlara ulaşmak için Fakültemiz, verilmekte olan derslerin ve içeriklerinin bilimsel araştırmalara temel teşkil edecek kaliteye ulaştırılması ve sürekli

İstanbul Modern'de Ali Ağaoğlu'nun reklam filmine gönderme yapan bir grup, eşek üzerinde "Tarih hayal edenleri de ğil yıkanları yazar" diye seslendi.. "Tarih

Necmettin Erbakan Üniversitesi üst yönetimi tarafından belirlenen amaç ve ilkelere uygun olarak; yüksekokulun vizyonu, misyonu doğrultusunda eğitim ve öğretimi

Üst kat ayni