• Sonuç bulunamadı

Aydınlar yazarı mıydı?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aydınlar yazarı mıydı?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

10 H AZİR AN 1987

POLİTİKA YE ÖTESİ

IVIF.HlYfF.O KEMAL

b , ■■ r/-0 0

Aydınlar Yazarı mıydı?..

Nurullah Ataç öleli otuZyıl olmuş... Yaşarken her yazısı se- VîISr^KrBeğeRiferek okunurdu. Genç şairler üstünde önemli etkisi vardı. Öldükten sonra birkaç yıl anıldı, sonra unutulur gibi oldu. Ben, birdenbire unutulma üstüne birkaç yazı yazdım. Demek yıllar sonra ölümünün otuzuncu yılında hatırlanmak var­ mış. Kiiapları neden basılmıyor? Gençlerin ilgisi mi yok? Bu­ rasını pek tartamıyorum. Çünkü kitap piyasasının dışarıdan yö­ netilen türlü göstergeleri var. Bunlar daha Ataç’a el atmadılar...

Nurullah Ataç’a bir ad yetmezdi. Çevirilerinde, gazete yazı­ larında birkaç daha takma ad kullanırdı. Bunlardan en ünlüsü Kavafoğlu idi; siyasal yazılarda bu takma adı kullanırdı. Nite­ kim ölümünden bir hafta önce yazdığı söyleşilerin birinde şöyle diyordu:

“Bir süre yazı yazamıyacağız. Ben de yazamıyacağım, Ka­ vafoğlu da yazamıyacak. Aytılamaz benim yanımdan."

Ataç, edebiyata ilkin şiir yazarak girmiş, sonra düzyazıya geç­ miştir. Düzde ilk yazısı, Dergâh’ta, 20 Eylül 1921’de Ahmet Ha- şim’in ‘Göl Saatleri’ üstüne yazdığı eleştiridir. Daha sonra ga­ zetelerde, dergilerde yazmıştır. İstanbul gazetelerinin çoğun­ da imzasına rastlanır. Yazılarında huysuz, geçimsiz, gelenek ve göreneklere ters bir yazar olduğu için çoğu kişiyle çatışmıştır. Karşısındakiler!» de, kendisi ile de inceden inceye alay eder. Ahmet Haşim, Yahya Kemal ve Nâzım Hikmet’in dışında her yeni ve genç şaire çıkışında el vermiştir. Bunların başında da Garipçiler gelir.

Kavafoğlu adıyla yazdığı yazılarda daha çok siyasetle uğra­ şır demiştik. Nurullah Ataç, İsmet Paşa döneminde, Köşk’e çe­ virmen olarak girmiştir. Söylendiğine göre İsmet Paşa Ulus’ta çıkan yazılarını çok sevmiş, Köşk’te çevirmen kadrosu boşa­ lınca Ataç’ın alınmasını salık vermiştir. Ataç, Köşk’te demok­ ratların gelmesinden sonra da bir süre kalmıştır.

1946 demokrasisine girildikten sonra politikada tartışmalar da epeyce kızışmıştır. İşte o zaman Ataç’a kendi adı yetmemiş, Kavafoğlu’nu kullanmaya başlamıştır. Edebiyat yazıları kitap ha­ line getirilirken bu siyasal yazıları da bir kitapta toplansa, iyi olmaz mıydı? Attila İlhan, Oktay Akbal, Haldun Taner siyasal yazılarını kitaplarda topladılar. Haşan Cemal de siyasal yazı­ larını ‘Demokrasi N otları', başlığı altında ‘Tarihi Yaşarken

Yakalamak’ adıyla yayımladı; çok da iyi oldu, kişi aradığını top­

luca bir yerde bulabiliyor.

Nurullah Ataç, her şeyden önce bir eleştirmen olarak ün sal­ mıştır. Kendisi, her ne kadar kendisine eleştirmen demez, de­ nemeci derse de, okurlar onu eleştirmen olarak tanırlar.

Yazılarında her yeni şairi tanıtma gibi bir tutumu vardır. Bu arada, Garipçiler’i de gösterenlerin başında gelir. Ancak, bir şeyin ayrımına varamamıştır. Garipçiler başlangıçta üç şair ola­ rak ortaya çıkmışlarsa da, bu akımın birikimi Orhan Veli’nin ol­ muştur. Oktay Rıfat, şiir biçimini türlü doğrultuda değiştirmiş, durmadan kendini yenilemiştir. Melih Cevdet ise Garip akımı­ nın daha başında şiirine ayrı bir yön vermiş, bu akımdan ayrıl­ dığını her davranışı ile belli etmiştir. Alaycı, nükteli şiir biçimi olan Garip’ten, Kolları Bağlı Odysseus'a değin yücelmiştir. Ama bugün Nurullah Ataç deyince Garip şiiri, Garip şiiri deyince de | Nurullah Ataç akla gelir.

Ataç, Kavafoğlu adıyla siyasete karışmışsa da söyleşilerini Ataç adıyla yazarken siyasetten çekinmiştir. Bundan olacak si­ yasa! şiirleri beğenmemiş, hatta dışlamıştır. Bakın yazılarına ■ hep siyaset dışı gibi görünür. Oysa siyaset dışı görünse de in­

ceden inceye resmi görüş yanlısıdır. Resmi görüşe ters düş­ müş olanlarla ilgilenmez. Ataç’a yenilikçi olmasından ötürü sol­ cu damgası vuranlar çıkmıştır.

Yazıları halktan çok aydınlara uzanır. Hele dildeki aşırı tutu­ munu, gündelik dille konuşan halkın anlaması çok güçtür. Dur­ madan tilcik (sözcük, kelime) bulur, bunu onatmaya çalışır. Bul­ duğu tilcikier (sözcükler) bugün unutulmuştur, dil dışı kalmış­ tır. Ataç için bir aydınlar yazarı da denebilir. Nitekim kendisi İs­ tanbul aydını derken, bunu biraz benimser: “ İstanbul aydını der­ ken yalnız İstanbul’da doğup büyümüş, oraya yerleşmiş, ya öğ­ rencilik yıllarını orada geçirmiş kimseleri söylemek istemiyo­ rum.”

Ataç, bir aydınlar yazarı olduğu için mi unutuldu acaba? İn­ sanın sorası geliyor!..

Referanslar

Benzer Belgeler

NASA’n›n morötesi dalgaboylar›na duyarl› Gökada Evrim Kaflifi (GALEX) uydusu, Araba Tekeri’nin de, görünür çap›n›n iki kat›na kadar uzanan daha genifl bir

Ancak orga- nik gıda üreticileri için yıkama sırasında bu tür maddelerin kullanımı bir seçenek değil, çünkü organik üretimde kullanılacak mad- delerin organik üretime

Daha dün televizyon­ lardan sabahlara kadar evlerimi­ zin içinde savaşın bütün yüzü­ nü izlemedik mi.. Uçaklar gök­ yüzünü yırtıyor, füzeler karan­ lıkta

Ali Aybar, Avusturya Kültür Ataşesi Prof, mazından sonra Üsküdar Mezarlığı'nda toprağa verildi.. Kassper, Avni Arbaş gibi kültür ve sanat yaşamımızda

Cemaati tarafından “Papa Eftim” olarak sıfatlandırılan Türk Ortodoks Patriği liırgut Erenerol’un cenaze töreni Galata Pahaiya Merkez Türk Ortodoks

FOSAMAX tablets - 福善美 錠 [ 發表藥師 ] :朱仲安 藥師 [ 發布日期 ] :2003/9/15. FOSAMAX(alendronate sodium)為

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil