DiVAN
Ş
ii
R
i
NDE TEDA'iDEN TENEVVÜ'E
YA
DAÇ
AG
RIŞIM
DA
N
ÇEŞiTLEMEYE
Divan poetry is a closed world in which every corner interacts with the other
MineMENGİ*
So depending upon the usage of language, in thıs world, words call one anot her through the path of a poem and the poet communıcates wıth the reader. S ınce the language is built on words, the communıcatıon and ınteractıon between the words have an ımportant place ın poetry. In a couplet or poem, there might be a word or a few words, focused on callıng an area where the poet aims at gıving a special meanıng or meanings. In other terms, there is always a startıng poınt ın poetry and every other word is chosen so that ıt ınteracts wıth the others ın terms of meanıng, shape and sound. So a poem or couplet, startıng from a certaın callıng word, impresses the reader by means of clues, remembrances, callings and me anings. It is to be remembered that the poet ıs always under the influence of socıal, cultural manners and aesthetic taste of the age.
Keywords: Poetry, word, interaction, couplet, meaning
Şiirin, iç bağlantılar izlenerek keşfedilebilen bir dünyası vardır. Bu dünya nın kurulmasında başlıca duygu ve düşünce, duygu ve düşüncenin biçimlenme sine yardımcı olan hayaile onların ortaya kanacağı dil, ana unsurlardır. Yani şiir, önce zihin ve muhayyile sonra da dilin gücüyle ortaya çıkar. Duygu ve düşüncenin varlığıyla birlikte hayal; çıkış ya da başlangıç noktasıdır. Ancak, duygu ve dü şüncenin hayalin de katkısıyla söze dökülerek yoğrulması ifadeyle gerçekleşmek tedir. ifade kelimelerle sağlanır. Kelimelerle sağlanan ifadenin önde gelen amacı ise heyecan ve hayranlık uyandımcak anlama ulaşmaktır. Böylece, bütün güzel sanatlarda olduğu gibi duyguyla, düşüncenin sözle yoğrularak anlatıma ve anlama döküldüğü şiirde de basitten karmaşığa, somuttan soyuta, sözden anlama ve es tetiğe ya da güzele doğru bir gelişme olduğu görülmektedir. Başka bir ifadeyle, duygu ve düşünceyle başlayıp, hayaile gelişen şiir; teda'i yani çağrışımlarla
ka-76
MİNEMENGİdeme kademe ya da basamak basamak iç
bağlantılarkurularak tenevvü' e, ya da
bugünkü dildeki
karşılığıyla,kelimeler
arasıkurulan
ilişkide çeşitliliğe, kar-maşığa,çok
anlamlılığa,soyuta ve güzele
doğruyol
alır...
Zihni bir sanat olan
edebiyatınve
şiirin yukarıda değindiğimizbasitten
kar-maşığa,somuttan soyuta, güzele
dolayısıylaheyecan ve etkiye yönelik ortaya
çı kışserüveninde, bir
yapıunsuru olarak
çağrışımınyeri önemlidir.
Çağrışımpsi-kolojik olup
sanatçınınhayal gücü,
zekasıve birikimiyle
bağlantılıdır. Çağrışım karşılığı, eski dilde teda'inin kullanıldığını biliyoruz. Arapça bir kelime olante-da' i, davetten gelmektedir. Konu
şiir olduğunagöre; davet edilenler ya da birbirini
davet edenler nelerdir? sorusunu
sorduğumuzdaakla,
şiirleilgili olarak yukarda
sözünü
ettiğimizduygu ve
düşünce,hayalle
onlarınzihinde
yarattığıkavram ve
tasarımları karşılayankelimelerin
aralarındakibenzerlik,
yakınlıkya da
karşıtlık ilişkileriylebirbirlerini
hatırlatmasıgelir. Kelimeler
arasıkurulan
ilişkide ayrıca, onlarıniçinde biçim
kazanacağıdil, dilin
yoğurduğuanlam ya da anlamlar da akla
gelmektedir. Konuyu biraz daha açacak olursak; teda'inin
şiirleolan
ilişkisi düşü nüldüğünde;herhalde önce onun zihinde var olan düşünce,
duygu ve muhayyelede
yol alan hayalle
bağlantısınıdikkate
almamızgerekir! Çünkü teda'inin
çıkışya da
doğuşyeri
şairinzihni ve muhayyilesidir. Zihin ve muhayyelede hareketle, daha
sonra kelimelerle
gerçekleştirilecekolan bir
çağrışım alanına ulaşılır.Bu
çağrışım alanınınodak
noktasındabir kavram, bir nesne, bir
düşünceönceden
belirlenmişbir
tasarımolarak
bulunmaktadır.Sonra bu tasanma
bağlıolarak
seçilmişkelime-ler
arasındakitedailerle
sanatçıyol
alırve vermek
istediği düşünceye,mesaja ula-şır.' Sanatçınınvarmak
istediği düşünceye,vermek
istediğimesaja tedailer yani
çağrıştınlar aracılığıyla ulaştığınısöyledik. Çünkü
sanatçının şiiriortaya
koyu-şunda olduğu gibi okuyucuyla iletişim kurukoyu-şundada tedailer önemlidir.
Aslında şairokuyucuyla, okuyucunun zihninde
yarattığı çağrıştınlar aracılığıyla iletişimkurar; söylemek
istediğinisöyler.2 Böylece
çağrışımhem
şiirin doğuşundahem
de onun okuyucuya
aktarılmasında ayrıbir yere sahiptir.
Divan
şiirindensöz edilirken onun her
tarafıbirbirine cevap veren
kapalıbir
alem
olduğu;bu
kapalıaleme, her kelimenin kendi anlam ve
çağrışımlarıylabir
düzen içinde
girdiğisöylenir.
Şüphesizbu
görüştegerçek
payı vardır.Beyit
na-zımbirimi üzerine
kurulduğukabul gören eski
şiirimizdebeytin
çoğuzaman tek
başınases, biçim ve anlam
beraberliğiylekurulan bir
dünyasının olduğu;bu
dün-*Prof. Dr., Çukurova Üniversıtesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dıli ve Edebıyatı Bölümü. 1 A. N. Tarlan tedainin şiirdeki önemi hakkında şunları söyler: "Tedaı şaırde her an ayrı
tezahürler gösterir. Bunları muayyen kanunlara ırca meseleyı en sathi noktasından kavramaktır. Edebiyatta bu tedaı hadisesinın ne derece önemlı rol oynadığı edebı eserlerın
tedkikiyle açıkça anlaşılır. Sanat eserinın harici kabuğunu teşkil eden anasın hertaraf edilırse
edebi tekarnütün bu tedaınin şekil ve tarzında cereyan ettiği görülür." Edebi Sanatlar, İstanbul 1947, s. 17.
DIVAN ŞİIRİNDE TEDA'IDEN TENEVVÜ'E ...
77
yada kelimelerin ses ve
anlamlarıylabelli bir
çağrışım alanıiçinde yer
aldıkları doğrudur.Bu
özelliğidivan
şiirini zorlaştırdığıkadar sahip
olduğudüzen
saye-sinde
aynızamanda
kolaylaştırmaktadırda ... Zorluk,
geleneğiyapan kültür
teme-lini, dünya
görüşünü,estetik
anlayışını;telmih,
teşbihvb.
unsurları tanımamaktan, bilmernekten
kaynaklanır. Geleneğintelmih,
teşbihvb.
unsurlarını tanımakise
çağrışım akışının sağlanmasındaönemlidir. Ancak, bunlar
tanındığızaman
iş kolaylaşır.Eski
şiirimizinbu hem güç; hem de kolay
ulaşılabilen dünyasına ve-receğimizörneklerle girmeye ve bu dünyanın kurulmasında
tedainin önemini
gös-terrneğe çalışalım.Fuzfili'nin tarik-i
nazına tab'ınmüstakim
etmişHayal-i kilmetin kim bir e liftir i 'tidal üzre
FuzGli
3Yukarıdaki
beyte
şair,önce
şiirleolan
bağlantısınısöyleyerek; daha
doğrusu şair olduğunubelirterek
başlamıştır.Sonra FuzQII'nin hangi nedenle
şair olduğunu öğreniriz.Beytin ikinci dizesine geçince FuzQli, güzelin elife benzeyen
boyunun
ilhamıyla şair olmuştur; şiirsöylemektedir
düşüncesine ulaşırız.Böylece
şairin,beyte
başlangıç noktasındazihninde güzelin boyunun
bulunduğunu, çıkış noktasınınhayal-i kamet
olduğunugörür; buradan da
şairinbu beyti söylemekteki
amacının
güzelin boyunu övmek
olduğunu anlarız.
Övülecek olan boyun zarafeti,
inceliğidir. Dolayısıylabeyit, zarafet gibi soyut, estetik bir kavram üzerine
otur-tutmuşolup; boyun zarafeti,
çağrışım alanındaki çıkış noktasıdır. Şair,soyut bir
kavram olan boyun zarafetini öncelikle hayal-i kamet terkibiyle
çağrıştırmıştır. Ulaştığımızbu noktadan sonra,
şairgüzelin boyunu n
ası1 övecek sorusu
aklımızagelir ya da
şairinüzerinde
durduğuikinci konu bu
olmalıdırdiye
düşünürüz.Zarafetinin dile getirilerek güzelin boyunu övme
amacınınesas
olduğubeyitte
şair,söz konusu övgüyü
gerçekleştirmekiçin
artık değişik çağrışımlaragitmek
duru-mundadır.Böylece
çağrıştının kapısı,önce
hayal-i kamet terkibiyle
aralanmış;buradan
çağrışımmuhayyelede yol alarak eli/harfine
atlanmıştır.Çünkü boyun
hayali elif harfini
çağrıştırır.Bu, gelenekteki
hazırestetik katagoriden gelen bir
çağrışımdır.Sevgilinin boyu eski
şiirimizinbilinen
teşbih geleneğiiçinde;
düz-günlüğü, inceliği, uzunluğuvb özellikleri nedeniyle serviye, ar' ara,
şimşada,elife
vb. benzetilir. Burada, gelenekteki
kullanımıdaha
yaygınolan kamet- serv
ben-zetme
ilişkisiyerine kamet- elif
ilişkisineyer
verilmiştir.Çünkü ;
çağrışım açısından elif harfi
yalnızcaboy la
değil şairliklede
ilişkilidirve eliften
şairliğe sıçrayışdaha kolay
sağlanmaktadır. Dolayısıyla şair; kamet-elif bağlantısını kurarak lıaz ırdan,bilinenden ya da kolaydan yola
çıkmış;daha
şaireözgü olan ve etkileyici
çağrışımaise, buradan
atlamıştır.Elif harfi ve karnetten sonra onlarla
ilişkisibak-3
Fuzuli
Divanı, haz.Prof. Dr. Kenan Akyüz, Süheyl Beken. Akçağ Yay., Ankara 1997, s.256. (Eiif harfıne benzeyen boyunun hayali, ılhamı, FuzOil'yı şaırlik yoluna yöneltmış,78
MİNEMENGİ ımından çağrışım,tarik ya da tarik-i nazmda yani
şiiryolunda
yoğunlaşır.Keli-melerden ilki anlam
bakımından doğruluğu;öteki ise düzeni,
oranı çağrıştırır.Bu
kelimelerden sonraki
sıçrama tahtasımüstakimdir. Müstakim
kelimesiyle beyit
daha
anlaşılırduruma gelir; verilmek istenen temel anlam daha
açıkortaya
çıkar.Çünkü, Fuzulf'nin
tab'ınmüstakim
etmişifadesinde geçen tab' ve müstakim
keli-melerinin de
katılımıylabeyit,
şairlikyoluna
doğrulmak; şairliğeyönelmek;
şa irliği uğraşedinmek
anlamını kazanmaktadır.Böylece beyitte,
alışılmış, kalıpbir
benzetme
ilişkisiyle başlayan anlatım;kelimelerin anlam
çağrışımlarıyla ulaşılanbir hüsn-i ta'lil
aracılığıylagüzellik ve etkileyicilik
kazanmıştır.Buradaki
çağrıştında görüldüğügibi hayal-i karnetten sonra boyun elif harfine benzetilmesi
suretiyle gelenekten
yararlanılmışve daha sonra basitten
karmaşığagidilerek;
an-lamda da, sevgilinin boyu,
insanı şairedecek kadar güzeldir; övgü ye
değerdir dü-şüncesine ulaşılmıştır.Bu,
çağrıştırılmasıamaçlanan ana
düşüncedir.Ancak,
şa irliğeyönelmenin öncesinde hayal etmenin ve
duygulanmanın gerektiğiyani hayal
gücüne, heyecana, lirizme ihtiyaç
olduğuda yan
düşünceolarak
çağrıştırılmıştır.Öte yandan, boy, elif
ilişkisindeki
karnet veelif harfi zihinde
yarattıkları
biçimsel
çağrıştının yanı sıra eski kültürdeki vahdet düşüncesini de sezdirirler. Böyleceeski
şiirimizinbirçok
örneğinde rastladığımız,beyit
yapısınıno kendi düzeninin
gereğiolan iç içe
geçmişve
düşündürme,sezdirme,
duygulandırma aracılığıylasağlanan
anlam
zenginliği
burada da
karşımıza çıkarılmıştır.
Üstelik verilen örnek
beyit, FuzU!i'nin
sanatçılığı açısındançok
değişik,seçkin bir beyit olma
özelliğinesahip
olmayıpbenzerlerine
sıkrastlanabilecek bir beyittir.
Şimdide
ifa-desi daha
farklıolmakla birlikte
söyleniş amacı bakımından Fuzı1ll'ninkinebenzer
aşağıdakibeyte
bakalım.o
iifetin kadd-i nazikterine sarf edelim
Ne mertebe suhen-i nazikanemiz var ise
Nabi4
Görüldüğü
gibi bu beytin söyleome
amacıda, güzelin boyunun
inceliğini,zarafetini anlatmak daha
doğrusuövmektir. Ancak tedai yani
çağrışım akışı bakı mındanbeyit lifetin kadd-i nazikteri(ne) terkibiyle daha
başta okuyanıamaca
he-men
yönlendirdiğiiçin bir önceki beyitte
olduğugibi yeni bir
çağrışımla sağlanan 11Güzelin boyunu
şairlikgücümüzü göstererek övelim;(çünkü) o boya
yakışangü-zel övgüdür.
11 düşüncesiya da
anlamıFuzU!i'ninkindeki kadar etkileyici
olama-maktadır.Estetik yönden fazla etkileyici olmasa bile burada da teda'i yoluyla,
11Güzelin boyu zariftir.
Şiirdegüzelin boyunun tasviri özel kelime seçimini, ince
anlatımıgerektirir.
Şiirin,ince, lirik
edalı olmasıgüzelin boyunun övgüsü
nede-niyledir
11gibi birden fazla
düşüncebeyit içine
yerleştirilmiş;tedai yoluyla beyitte
4 Ntıbt Dt
van
ı, haz. Dr. A. Fuat B ılkan, Ankara 1997, s. 993171 1 (Ne kadar ince, güzel sözümüz varsa onları o güzelin zarif boyunun anlatırnma harcayalım.)Dİ VAN ŞlİRiNDE TEDA'IDEN TENEVVÜ'E ...
79
tenevvüe yani
çeşitli anlamlarınverilmesi, sezdirilmesi yoluna
gidilmiştir. Aşağıdaki beyte gelince;
Tı1l-ı
emel
'alakasının muktezasıdurGitdükçe
çeşmi kaldığı ardınca sı1zeninNabi'ye ait bu beyit de
kuruluşbiçimi
bakımındangene
teşbih aracılığıyla aniatılmakistenenin
verildiğibir beyit olmakla birlikte temel
düşüncesi, dolayıs ıylaüslubu öncekilerden
farklıdır.Hakimane tarzda
söylenmişolan beyitte
tamah-kftrlık, hırs anlatılmaktadır.
Beyit,
tul-ıemel
terkibiyle
başlar. Tamahkarlık, hırs anlamlarını çağrıştıranbu terkiple,
şairbize tasvir etmek,
tanıtmak dolayısıylaüzerinde
düşündürrnek istediğiniortaya
koymuş;önemi nedeniyle
anılanterkibi
başta vermiş;
tedai konusu
yapmıştır.Beytin tedai
alanındabundan sonra
suzen
yani
iğnekelimesi yer
almaktadır.Çünkü beytin üzerlerine
inşa edildiğiana
keli-meler bu ikisidir.
Tul-ıemel suzene
benzetilerek
anlatılmıştır.Burada
tul-ıemel-suzen
ilişkisindetezata dayanan bir
çağrışım ilişkisinin kurulmasıdikkat çekicidir.
Çünkü
tul-ıemel
terkibinin
çağrıştırdığı hırsın büyüklüğü, sonsuzluğuile
iğneninhele
iğneningözünün
küçüklüğü arasındaki tezatıda
düşündürerek hırs, başarılıbiçimde
anlatılmıştır.Tezata
dayalı yapılanbu
çağrışım,divan
şairinin,beytin ya
da
şiirinetki gücünü
artırmak amacıylaoldukça
sık baş vurduğubir
anlatımyön-temidir. Öte yandan, tezata
dayalı
benzerlik
ilişkisi
kurulurken, bu benzerlik
iliş
kisinin
kurulmasındadivan
şiirinin anlatım yollarındanolan neden-sonuç
ilişkisinden de
yararlanılmıştır.Bu
anlatım tekniğine bağlıolarak beytin
suzenden
sonra yer alan tedai
halkalarındanüçüncüsü
çeşmkelimesiyle
sağlanır. Çeşm,ki-nayeli
kullanılmış; ardında çeşmi kaldığıifadesiyle mecazi anlam
kazanmış,bir-likte
kullanıldığıbu kelimelerle gözü
arkasındakalmak deyimini
çağrıştırmıştırki
aslında
beytin
başındaki tul-ıernelle
sonundaki
suzenin
birleştikleritedai
noktasıda böylece ortaya
konmuştur.Beyitte var olan
alakasının muktezasıdırve
git-dükçe
kelimelerinin beyte
katkısıise
anlamıdaha açmak, daha güçlendirmek
olduğukadar, suzenle
bağlantılıkurulan hüsn-i ta'lili de
sağlayarakbeyte estetik
yönden nitelik
kazandırmak; çarpıcı,etkileyici anlam
katmaktır.Böylece
şair; hır sın, tamahın sürekliliğini,sonlu
olmadığınıbeytin kelime kadrosuyla
sağlanan çağrışım akışıiçinde bizi
düşündürereketkileyici bir biçimde
anlatmıştır.Bir de
Nedim'in
aşağıdakiünlü beytine
bakalım:5 age., s.795/442. (İğnenın dıkiş dikerken gözünün (deliğinın) arkada olması tamahkarlığı yüzünde ndır.)
80
Ayağın sakınarak
basma aman sulHimm
Dökülen mey
kırılan şişe-irindan olsun
MİNEMENGİ
Nedim
6Bu beyitte, bizi
şair tarafından ulaştırtlmakistenen ince, zarif anlama
götü-ren yolda karşımıza
önce sultanım kelimesi
çıkar. Beyitteki çağrışımların odağıbu kelimedir. Her iki dizeyle olan anlam
bağlantısınedeniyle bu ana kelime ilk
di-zenin sonuna, sihr-i helal
sanatı yapılarakda ikinci dizenin
başına konmuştur.Böylece
çağrışımzincirinin
kurulmasıiçin beytin düzeninde kelimeye özel bir yer
verilmiştir.
Oradan
ayağını sakınorak
basma cümlesine geçeriz.
İlk
dizede
sakma-rak kelimesinin
anlamını pekiştirenbir de aman kelimesi yer
almıştır.Buraya
ka-darki anlamda, sevgiliden
yapmasıistenen bir
isteğin olduğu düşüncesine ulaşırız.Beyit etkileyici, bize duygu
yoğunluğunu,estetik
hazzı yaşatıcı anlamınıise ikinci
dizenin
çağrıştırdıklarıve tenevvü ile tamamlanan
çağrışım bütünlüğüiçinde
ka-zanır. Anlaşılacağıgibi
şairbeyti, sevgili yi bezmde teklifsiz yani senlibenli
olma-yadavet etme
düşüncesi
üzerine
kurmuştur. İkinci
dizede bize bezmi
çağrıştıran
mey,
şişeve rindiin kelimelerine yer
verilmiştir.Dizedeki dökülen ....
kırılan... olsun kelimeleri de bezm yani içki meclisi atmosferini bize hatırlattığı gibi
şair,esas olarak meclisteki eli
ayağıbirbirine
dolaşansakinin daha
doğrususevgilinin
ürkekliğini, çekingenliğinisezdirmektedir. Sevgiliye; "ürkek, çekingen davranma;
bezmde rahat ol; benimle senlibenli ol"
çağrısı yapılmakta;okuyucuya da bu
sez-dirilmektedir. Beytin
başarısı, çarpıcılığıda
dalaylı anlatımadayanan
iştebu
hat-ırlatmave sezdirmelerle
sağlanmaktadır.Çağrışım
zincirini izleyerek
çağrıştırılmakistenen
değişikanlamlara
ulaştığımızıgöstermeye
çalıştığımız yukarıdakibeyitlerden sonra, eski
şiirimizde
tedainin önemini daha iyi vurgulayabilmek için bir de tedaiye aşağıda verilmiş olan
gazellerden ilkinin
bazıbeyitlerine ikincisinde de gazelin
bütünlüğüiçinde bütün
beyitlerine
bakalımve gazelin birbirini izleyen beyitlerindeki kelimeleri,
onlarınzihinde
yarattıkları çağrışım akışınıve bu
akışlabirlikte bizi hangi
düşüncelere ulaştırdıklarınıgörelim.
Şevkiz
ki dem-i bülbül-i
şeydada nihanızHunuz ki dil-i gonca-i hamrada
nihanızBiz cism-i nizar üzre döküp dane-i
eşkiÇün
rişte-ican gevher-i ma'nada
nihanız6
Nedim
Divanı, İstanbul 1340, s.200 (Sultanım, dökülen içki, kırılan rindlerin şışesı olsun, yeterki sen (içki meclısınde) ayağını sakınarak basma.)DIVAN ŞiiRINDE TEDA'IDEN TENEVYÜ'E ...
Mahrem yine her halimize bad-ı sahadır
Da' im
şiken-izülf-i dil-arada
nihanız81
Neşat17
Sebk-i Hindi
şiirininözelliklerini
taşıyan Neşati'ninünlü
nihanızredifli
ga-zelinin
verdiğimizörnek beyiderindeki
çağnşım odağıda bizce, redif olarak
se-çilmişolan
nihiinızkelimesidir. Kelime
şairinya da
insanıniç
dünyasının tanıtl lacağı başkakelimelerin seçimiyle
desteklenmiş;tedai konusu
yapılmış; sağlanantedailer
aracılığıylagazelde tenevvüe
gidilmiştir.Bu amaçla önce, içteki
şevk, coşku,arzunun
sürekliliği çılgınbülbülün
soluğu, şakımasıile
özdeşleştirerek verilmiş;sonra
goncanın kapalılığıile dil yani gönül ve kanla
goncanın kırmız ılığı arasındatedai
sağlanmıştır.Bunu cism-i nizar, dane-i
eşk, rişte-ican
izlemiş;bu tamlamalada iç dünyadaki
çalkantı,gönüldeki üzüntü
sezdirilmiş;son beyitte
ise
insanın yalnızlığı,insandaki yalnızlıkduygusu ilk dizede
dalaylıyoldan
anlat-ıldıktan sonra ikinci dizede sevgilinin saçının büklümünde gizlenmek ifadesiyle insanın, şairiniç
dünyasının aşkla bağlantısı çağnştınlmıştır.Böylece,
değişikbenzetmeler, gelenekte var olan
bad-ısabamn
insanınhaline mahrem
olmasıve
sevgilinin zülfünün
kıvrımında aşığıngönlünün
saklı olmasıgibi
tasarımlada in-sanınya da
şairiniç
dünyasınıngizli olan,
kişiyeözgü olan
durumları anlatılmış tır. Redif olan nihanızyani gizliyiz kelimesi de beyitlerde izlenen çağrışım
zinci-rinin önemli
halkasıolarak her beyitte yer
almıştır.Göricek hüsnün
'inan-ıihtiyar elden gider
Tıg-ı hışmılutfet ey çabük-süvar elden gider
Başıniçin
nakşedip ayaga salma
'aşıkıReng-i
hınna-yımelahat ey nigar elden gider
Gırra
olma bunca mürg-i dil
şikaretdim de yü
'Akıbet şehbaz-ıhüsn ey
şehriyarelden gider
Mürg-veşel üzre tut
'aşıklararagbetler et
Bu taravet ahir ey kaddi çenar elden gider
7 Neşatf Divanı, haz. Mahmut Kaplan, İzmir 1996, s. I I 7, (Çılgın bülbülün soluğundakı
(şakımalarındakı) arzuda gizlıyız .. Kırmızı gül goncasının gonlündeki kanda saklıyız. Zayıf bedenımız üzerıne gözyaşı damlalarını dökerek can ıplığindeki anlam ıncısınde gızlenırız Bızim her halımizi bılen yalnızca sabah esıntısidır. Biz (ım gönlümüz) sürekli sevgılınin saçının kıvrımında gızlidır. )
82
Zati-i mura elinden geldigince ey le lutf
Hatem-i hüsn ey
Süleyman-iştiharelden gider
MİNEMENGI
zatı8
Tamamını verdiğimiz
bu gazelin redifi olan
elden gider, beyitlerde geçen
hüsnün, me/ahat, hüsn, taravet kelimeleriyle birlikte güzellik geçicidir
düşüncesini çağnştırmaktadır.Bu
düşüncebize daha ilk dizede
verilmiş; ayrıcaher beytin
ikinci dizesinde de sürekli tekrarlanarak beyiderdeki bu ortak anlam
pekiştirilmiş; güzelliğin geçiciliği vurgulanmıştır.Birbirini anlarnca destekleyen beyitlerin
bi-rinci beyit
dışındakiilk dizeleri de kendi
aralarındaortak
başkabir
düşünceyi çağrıştırmaktadır. Bu dizelerin teda'i konusu; "Mademki güzellik geçicidir; ohalde güzellik geçmeden ne
yapılmalıdır?"sorusunun
cevabına ilişkindir.Soru-nun
cevaplarıgene bizi ortak bir
düşüneeyeya da anlama götürecek biçimde
sıra lanmıştır: Aşık ayağa düşürülüp yalvartılmamalıdır. Aşıkların çokluğuyla gurur-lanılmamalıdır. Aşığailgi gösterilmeli, el üstünde
tutulmalıdırvb. Ancak
beyitle-rin
kuruluşunda kullanılanve bizi söz konusu anlamlara götüren kelimelerin
çağrıştırdıklan ortak temel anlam," Aşığın sevgiliden beklediğive
istediği ilgidir;sevgisine karşılık görmektir"
düşüncesinde yoğunlaşmaktadır. Nitekim bu dü-şüncede hemen ilk beyitte "
Tıg-ı hışmılutfet " ifadesiyle
çağrıştırılmıştır.Çün-kü lutf edilecek olan öfke
kılıcıyani
bakış,ilginin göstergesidir. Böylece gene
ge-leneksel estetik bir kategoriden, bir
kalıpistiareden
yararlanılaraksöylenmek
istenen
söylenmiş; ayrıca söz konusu temel anlam, mahlas beytinin ilk dizesiolan;" Zati-imura elinden geldiğince
ey le lutf" cümlesiyle sonda da tekrarlanarak
pekiştirilmiştir.Gazelin arka arkaya
sıralanmışolan beyiderindeki anlam
çağrı şımlarının akışında,beyitlerde geçen
'inan-ıihtiyar,
tıg-ı hışm,reng-i
huına-yrme/ahat,
şehbaz-ıhüsn, Zati-i mur, hatem-i hüsn gibi izafet-i
teşbihiyyelerden yararlanılmış;renkli görsel bir tablo
çizilmiştir.Bu gazelle ilgili dikkat çekici
başkabir özellik de,
tıg,reng-i hmna,
şehbaz,hatem,
işlevlerininnitelikleri
bakı mından hızlılığı, geçiciliği, uçuculuğu, değişkenliği çağrıştırırken; hışm,me/ahat, hüsn ile güzel ve güzellik
bağlantısıkurulabilmekte; böylece söz konusu
di zelerin hepsinde
değişikhayallerle
yaratılanbirbirinden
farklıbenzetmeler
arac-ılığıylagüzelin
değişken; güzelliğinise geçici
olduğu anlamı; diğerkelimelere
fazla ihtiyaç duyulmadan terkipierin
kuruluşundaseçilen kelimelerle de
çağrıştırılabilmektedir. Ancak redif olan elden gider; beyitler
arasıkavram
ortaklığıve
çağrışım kolaylığı sağlaması bakımından başkabir ifadeyle gazelin yek-aheng bir
8 Fahır İz, Eski Türk Edebiyatında Nazım, İstanbul 1966, s.240 (Güzelliğını gördi.ığümde kontrol dizginı elden düşer. Ey usta(hızlı) bınicı öfke kılıcını vur (öfkeyle bak) çi.ınkiı güzellığinin etkisi geçer. Ey sevgıli, başın içın ışveyle aşığı ayağa düşürme(kınanacak
duruma düşürme); çünkü güzellık kınasının rengi (hılesı) geçicidir. Ey sevgılı bu kadar çok gönül kuşu avlamış olmaktan gururlanma, kibirlenme; çünkü güzellık kuşu (doğanı)
sonunda elden gıder. Ey çınar boylu sevgıli: Aşıklara ilgı göster; onları kuş gibi el listünde tut. Çünkü gençlık geçicıdir. Gün gelir elden gıder. )
DIVAN
ŞIIRINDE TEDA'İDENTENEVVÜ'E ...
83
gazel görünümü
kazanması açısındangazelde
farklıbir yere sahiptir.
Ayrıcabeyitlerin ikinci dizelerinde tekrarlanan
ey
ünlemiyle ikinci
kişiyeyani sevgiliye
seslenilerek gazelin
yapısınauyan
sesieniş sağlanmıştır.Öte yandan gazelde, benzetme
sanatiarına dayalı
terkipli dil
kullanımı
biçim
bakımından
da
aynıbiçimsel
çağrışımın gerçekleşmesine yardımcı olmaktadır.Esasen
şiirin anlamıylabiçimsel
yapısıbirbirinden
ayrı düşünülemez. Başkabir
ifadeyle anlam kelime düzeninin
dışında olmayıp,kelime düzeniyle
sıkı sıkıyabağlantılıdır.
Bu
söylediğimizle,kelimeler
arasıanlam
çağrışımının yanı sırahatta onun
gereğiolarak,
şiirdebir de biçimsel
çağrışımın varlığına işaretetmek
istiyoruz. Çünkü
şiir yapısı gereği ayrı ayrıses, biçim ve anlam
bakımındankendi içinde uyumlu
çağrıştınlarayol açan bir bütün olmak
durumundadır.Ancak
kuruluşa
göre bazen biri bazen de öteki
şiirin yapısındaöne
çıkar.Ne demek
is-tediğimizi
gene örnek vererek
açıklamaya çalışalım.Ruh-ı zlbil.sını
vasf eyler isem
şem'utanur
Kad-i
biiiiisınıyil.d eyler isem söz uzanur
Nabi9
Görüldüğü
gibi
yukarıdakibeyitte sevgilinin
yanağıve boyu birlikte
övül-mekte;
ruh
ve
kad
kelimeleri beytin
anlamınınortaya
çıkmasında çağnşım açısından
başıçekmektedir. Nitekim bu amaçla, ruh beytin ilk ; kad ise ikinci dizesinin
başında
yer
almış;yani ilki eskilerin ifadesiyle beytin
sadrıikincisi ise
ibtidasıol-muştur.
Gerek ruhun gerekse kaddin övgüye
değernitelikleri olan
parlaklıkve
uzunluk; tamlama
ilişkisiiçinde hemen söylenerek övgü
kısave
açıkolarak
yap-ılmış;ancak söz konusu övgü,
şem'in utanmasıve
sözün uzaması
istiareye
dayalı çağrışımlarlaifade
güzelliğidaha
doğrusuestetik
değer kazanmıştır.Ancak bu
beyitteki tedai, anlam tedaisiyle birlikte daha çok beytin
kuruluşbiçimiyle
bağlantılı
olup biçimseldir. Beytin dizeleri
arasındakitenazur
ilişkisibeytin
kuru-luşuna bakıldığında
dikkati çeken ilk husustur. Beyitteki simetri
ruh-ıziba, kad-i
bala
terkipleriyle birlikte
vasf eyler isem, yad eyler isem
ve
şem' utanur, söz
uza-nur
ifadeleriyle paralel
kullanım birliğive
bütünlüğüiçindedir.
Ayrıcases ve
ke-lime tekrarianna
dayalıses
çağrışımıda beytin iç ahenginin
sağlanmasınaneden
olmuştur. Kısacasıbiçim ve bir
bakımaparalel biçimsel
çağrışımlarla sağlananses
çağraşımlarıbeyitte biçim ve sesin öne
çıkmasınaneden
olmuştur.9
Nabf Divanı,s.509/69;
(Güzelınparlak
yanağını anlattığımdamum
güzelın yanağıkadar
84
Güller
kızanr şermileol gonce gülünce
Sünbül ham olur
reşkilekilkül bükülünce
Fıtnat Hanım ı
o
MİNEMENGI
Yukarıda
sözünü
ettiğimizNabi'nin beytinden sonraki
Fıtnat Hanım'aait
ikinci beyitte de ilkine benzer simetrik
kuruluşgörülmektedir. Gene neden-sonuç
ilişkisi
üzerine
dayandırılan aniatımdaönceki beyitten
farklıolarak her iki dizede
de cümlenin
kuruluşu bakımındanönce sonuç sonra da neden
verilmiştir. FıtnatHanım'ın yaptığı
böyle bir biçimsel düzenleme de anlam
çağrışımının sağlanmas ında pekiştirici olmuştur.Ancak
çağrışım açısındansöz konusu biçimsel
düzen-lemeye ya da biçimsel
çağrışımaeski
şiirimizde sıkça rastlanır. Aslındabeyitte
verilmek istenen
düşünce,hedeflenen anlam
bakımındanda beyit fazla bir özellik
göstermemektedir. Bu beyitte de güzelin
gülüşü,saç büklümünün
güzelliği,etkileyiciliği anlatılmakta
daha
doğrusuövülmektedir. Beyitlerin üstüne
kurulduğuhayal
unsurlarıise;
gonca, gül, kakül, sünbül
olup
Fıtnat Hanım; bu unsurlar
arasındaki
benzerlik
ilişkisiyle başlattığı şiirini;güzelin
gülüşünü,saç büklümünü
övebilmek için; gülü, sünbülü
çağrıştırırkennitelikleri
bakımındandaha geri
konuma koyarak; öveceklerini öne
çıkarmıştır.Bunu yapabilmek için de bir
önceki beyitten
farklıolarak ikinci plandaki gül ve sünbülü
başta vermiştir. Aslındagülün
utanması,sünbülün
kıskanmasıyoluyla
yapılan kapalıistiareye
dayalı
soyut güzellik
kavramlarını somutlaştırmakta Fıtnat Hanım'ın kullandığıbu tür mecazi ifade
kalıplarındandivan
şairiestetik
aniatımdaoldukça
sık yararla-nır.Bunlar istiareye
dayalıçok rastlanan
alışılmış çağrışım kalıplarıdır. Çağrı şımdabilinenden ya da kolaydan yola
çıkmayı yeğleyen şairede bu nedenle gül ve
sünbülü önce
söylemiş olmalıdır.Baga girdim ser-ikuyun
anıpefgan etdim
Gül görüp
yadınile
çak-ıgirlhan etdim
FuzG11
1 ıBu beyitte de hemen göze çarpan biçimsel bir
çağrışım alanıbulunmakta-dır.Bağa
girmek- ser-ikuyun anmak-efgan etmek
(bağ-ser-ikuy-efgan)
ile
gül
görmek-yad etmek
ve
çak-ıgiriban etmek
(gül-yad-çak-ıgiriban)
biri ötekinin
ne-deni konumunda neden-sonuç
ilişkisinedayanan bir
sıraylave beyitin dizelerinde
simetrik bir düzen içinde
verilmiştir.Yukanda
çağrışımı sağlayanve bir olay
üslu-buyla verilen bag-ser-i kuy-efgan kelimeleri ile alttaki
gül-yad-çak-ıgiriban
keli-meleri bir
çağrışımzincirini sürdürdükleri gibi beyit içindeki görevleri de
aynıdır.Beyitte
şairin amacısevgiliye duyulan özlemi
anlatmaktır.Sevgiliye duyulan
öz-I OEski Turk
Edebiyatında Nazım,Metinler,
haz. Fahır Iz, Istanbul I 966, s 421, (0 goncaağızlı güzel güldiığünde giıller utanarak kızarır; o guzelın saçı bükıildıiğıinde siınbül kıskanç lığından ikı büklüm olur.)
I I Fuzulf Dfvanı, s.227/199 (Gül bahçesinde senin bulunduğun yerı anıp ağiadım Gül gbriıp seni hatıriayarak yakarnı yırttım; yokluğunda dövündiım .. )
DIVAN
ŞIIRINDE TEDA'İDENTENEYVÜ'E ..
85
lem ; özlemle
bağlantılıanlam,
anıpefgan etdim ve
yadınile
çak-ıgirlban etdim
cümleleriyle
dolaylı
olarak
verilmiştir.
Özlem ya da onun masdar biçimi özlemek;
temel
anlamı hatırlamak,akla getirmek olan anmak ve yad etmek fiilierinin yan
anlamıdır.
Ancak,
anıpve
yadınile kelimeleri bizi beytin söylenme
amacıolan bu
anlama götürecek
çağrışımzincirinin ilk
halkalarıdır. Aynıfiil beyitte iki kez
tek-rarlanarak
hatırlamak,akla getirmek
anlamları vurgulanmış;buradan efgan etmek
ve giriban çak
etmeğegeçilerek anmak eylemenin sonucu
çağrıştırılmıştır. Aşağıda verilecek
başkabir beyitte de özlem
düşüncesi vardır.Ancak burada
öncekin-den
farklıolarak beytin temel
anlamının çağrışımındaön plana rakip
çıkarılarak; kıskançlıkpsikolojisi vurgulanmakta; özlem ise ikinci planda
bırakılmaktadır.Har-ı
gamda 'andelib eyler figan uzarlar
Goncalada
salınur sahn-ıçemende harlar
Baki
ı ıYukarıdaki
beyitte ise birlikte
kullanılanMr, gam, 'andelib, figan u
ztırlarve
gonca
kelimeleriyle
sağlanmasıamaçlanan tedai konusu
aşık,sevgili ve rakip
üç-lüsü
arasındaki ilişkidir.Eski
şiirimizdegene
sıkrastlanan bu tema, gül, bülbül,
diken
ilişkisine bağlıtelmih motifine
dayandırılmış;böylece beyitte kastedilen
an-lam
çağrışımı yapılmıştır.Bu beyitte de
yukarıdaörneklerini
verdiğimizneden-sonuç
ilişkisine dayalıbiçimsel
çağnşımgene
karşımıza çıkmaktave birinci dize
ikincinin nedeni olarak beyitteki yerini
almaktadır.Katre-i
şirgibi
damladıgınca şebnemGonceler
agızaçar nitekim etfal-i
sıgar Guş-ımahiye takar sanki
gümüşdenhalka
Nazil oldukca su üzre
katarat-ıemtar
Mesihi 13
Mesihi'nin ünlü Bahariyye'sinde bulunan
yukarıdakibeyitlerde de bahar
tasviri
yapılmaktadır.Tasvir
gereğiher iki beyitte de biçimsel olarak
teşbihe dayalı çağrışımlarlakurulan
şiirin yapısıiçinde beyiderden ilkinde tedai konusu
gonca,
ikincisinde ise suyun üzerindeki
katarat
yani
su
kabarcıklarıdır.Gonca,
şairinmuhayyelesinde süt emmek için
ağızaçan
çocuğu;su üzerindeki
kabarcıklarda
balıkların kulaklarına gümüş
halkalar
takılınasıgibi
değişikbir
imajın şairinmu-hayyelesinde
yaratılmasınavesile
olmuştur.Bu beyiderdeki
çağrışım odağıda
12
Bôki
Dıvanı, haz. Sabahattin Küçük, Ankara 1994, s. 153/85 (Gam (kıskançlık) dıkenıbulbulu ağiatıp ınletır. (Çunkü) çımenlıkte dıkenler, goncalarla bırlıktedır.)
13
Mesihi
Divanı, haz. Mıne Mengi, Ankara I 995, s.42/8. (Çığ tanesi goncaların üstline sütdamlası gıbı düşünce; goncalar sankı süt emen küçuk çocuklar gibı ağız açarlar. Suyun ylizunde oluşan su kabarcıkları da, sankı balıkların kulaklarına gümuştcn halkalar takari ar)
86
MİNEMENGI teşbihe dayandırılan farklıhayal gücü üstüne oturlularak beyitleri estetik yönden
başarılı kılmıştır.
Şimdi
de
aşağıdakibeyitlere
bakalım.Bu beyitlerde öncekilerden
farklıola-rak
çağrıştındases
tekrarlarınınve benzerliklerinin öne
çıktığınıgörüyoruz.
Leyli deme
şem'-i
meclis-efrı1z Mecnı1ndeme
ateş-i ciger-sı1zLeyli deme cennet içre bir
hı1r Mecnı1ndeme zulmet içre bir nur
Leyll deme eve-i hüsne bir mah
Mecnı1n
deme mülk-i
'aşkabir
şahLeyli deme bir yegane-i dehr
Mecnı1ndeme bir fesane-i
şehr 14Leyla vü Mecnun'dan
alınmışolan
yukarıdakibeyitlerde
Leyla'nın güzelliğiile Mecnun'un
aşkı anlatılmaktadaha
doğrusutasvir edilmektedir. Her beytin ilk
dizesindeki Leyti deme ve ikinci dizelerin
başındakiMeC!ntn deme
ifadeleri
tekrar-lanarak ; önce beyitlerin
çağrışım odaklarıLeyla ve Mecnun olarak verilmekte;
sonra
Leyla'nın güzelliğiile Mecnun'un
aşkımecazi
anlatımladile getirilmektedir.
Ancak birbirini izleyen beyitlerde
Leyla'nın güzelliğiile Mecnun'un
aşkıLeyll
deme
ve Mecnun deme ifadelerindeki ses
tekrarlarıylabirlikte bu
kalıpcümleleri
izleyen, beyitlerin ikinci bölümlerindeki ses
tekrarlarıylada
pekiştirilmekte,gi.iç-lendirilmektedir.Beyitlerin dizeleri
yapı bakımından mütenazırve
mi.itevazıyani
simetrik ve paraleldir. Beyiderdeki deme kelimesinin
çağrışım açısındanönemli
bir konumu
vardır.Şairokuyucuyla
iletişimkurma
amacınayönelik demeyi
kulla-nır.Adeta bir seslenme
şiiri oluşur. Deme(yin) ... hur(dur) ; Deme(yin ) .... .nur
(dur)
şeklinde kullanılaneksiltili cümlelerle
anlatırnınetki gücü
artırılını ştır.Her beyitin dizelerindeki kelime
sayılarının eşit oluşu, şiirinses
yapısıyla bağlantılı olduğugibi biçim
yapısıylada
bağlantılıdır.Söylenenleri özetleyecek
olursak; gene bir tasvir bölümünü
oluşturan yukarıdakiörnek beyitlerde bu sefer
çağrışım,
ses ve kelime
tekrarlarıyla, eşitlikleriyle güçlendirilmiş;biribirini izleyen
beyitler
arasındaanlam, ahenk ve biçim düzeni
sağlanmış, sağlananses, biçim ve
anlam tedaileriyle beyitler estetik
değer kazanmışlardır. Kısacası,Leyla vü
Mecnun mesnevisinin tasvire
dayalı yukarıdakibeyiderinin
akışındasesler,
keli-14 Fuzulf,
Leyla ve Mecnun,
haz. M. Nur Doğan, YKY, Istanbul 2000, s 166 (Leyla değıldı, meclıs aydınlatan bır mumdu. Mecnun değıldı; yürek yakan bır ateştı Leyla değıldı: sankıcennetin içerisınde bir hurıydi. Mecnun değıldı; sankı karanlığın ıçınde bır ışıktı Leyla
değıldi, sanki gtizellık göğüne bir aydı. Mecnun değıldı; sankı aşk ulkesıne bır şahtı Leyla
DIVAN ŞIIRINDE TEDA'IDEN TENEVVÜ'E ...