• Sonuç bulunamadı

Yerel yönetimlerde katılım mekanizmaları ve Alanya yabancılar meclisi örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yerel yönetimlerde katılım mekanizmaları ve Alanya yabancılar meclisi örneği"

Copied!
126
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

SĠYASET BĠLĠMĠ VE KAMU YÖNETĠMĠ ANA BĠLĠM DALI

KAMU YÖNETĠMĠ BĠLĠM DALI

YEREL YÖNETĠMLERDE KATILIM

MEKANĠZMALARI VE ALANYA YABANCILAR

MECLĠSĠ ÖRNEĞĠ

Fatih SANAY

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Ali ġAHĠN

(2)
(3)
(4)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Yerel yönetimler tüm dünyada yerel düzeyde yaĢayan yerel halkın ortak ihtiyaçlarını karĢılayıp demokrasi olanaklarına katkı sunan en önemli kurumlar olarak düĢünülmektedir. Bir ülkede yer alan yerel yönetim birimlerinin gücü ve etkinlik derecesi o ülkedeki demokrasi düzeyi ile yakından ilgilidir. Yerel yönetimlerde demokrasi, yerel düzeyde uygulanan politika süreçlerine ayrım yapmaksızın her kesimden insanın dahil olabilmesi, katılım olanaklarının arttırılarak alınan kararlarda herkesin söz hakkının bulunması anlamında kullanılmaktadır. Bu sayede yerel yönetim kurumu hem demokratik kabul edilip hem de alınan kararlar da ki isabet derecesinden dolayı " etkin ve verimli" kabul edilebilecektir.

Türkiye'nin sahip olduğu turizm potansiyeli ile orantılı olarak her geçen yıl artan turist sayısı ve buna bağlı olarak özellikle Güney illerinde kendini gösteren yerleĢik yabancı sayısındaki artıĢ, yerel alanda yabancıların karĢılaĢtıkları problemlerin çözümlerine iliĢkin sorunları da beraberinde getirmiĢtir. 2004 yılında Antalya'nın Alanya ilçesinde kurulan ve Türkiye'de ilk olma özelliğini taĢıyan Alanya Yabancılar Meclisi, Alanya'ya yerleĢmiĢ olan yabancıların yerel kentsel alanda karĢılaĢtıkları sosyal, bürokratik ve kültürel sorunlara çözüm üretmeyi, yabancıların yerel alanında üretilen politikalara dahil edilmesini, Ģehrin uluslararası alanda tanrının varlığına katkı sağlamayı hedeflemiĢtir.

Bu çalıĢmada yerel yönetimlerin politika üretme süreçleri ele alınarak bu süreçte yer alan aktörler ve bunların sürece katılım düzeyleri incelenmeye çalıĢılmıĢtır. Yerel düzeyde var olan paydaĢlar incelenip son yıllarda Türkiye‟de turizm olanaklarının artmasına parallel olarak ortaya çıkan yerel payaĢ olan yerleĢik yabancıların katılımı, Alanya yabancılar Meclisi özelinde incelenip demokrasi ve etkinlik kavramları çerçevesinde incelenmeye çalıĢılmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Yerel politika, yerleĢik yabancılar, Alanya yabancılar

Meclisi, yerel katılım, belediye meclisleri

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı FATİH SANAY Numarası 144228001007

Ana Bilim / Bilim Dalı SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ/KAMU YÖNETİMİ Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ali ŞAHİN

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı FATİH SANAY Numarası 144228001007

Ana Bilim / Bilim Dalı POLİTİCAL SCİENCE AND PUBLİC ADMİNİSTRATİON/ PUBLİC ADMİNİSTRATİON Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ali ŞAHİN

Tezin İngilizce Adı Participaction Mechanizm Ġn Local Governments And Alanya Foreigners Council Example

SUMMARY

Local governments are considered to be the most important institutions contributing to the possibilities of democracy by meeting the common needs of local people living at local level all over the world. The strength and influence of local government offices in a country is closely related to the level of democracy in that country. Democracy in local governments the existence of all kinds of people without discrimination to the policy processes implemented at the local level is about listening to everyone in decisions taken this way, the local authority will be considered both effective and efficient due to the degree of accuracy in both the democratic and the decisions taken.

The number of tourists is increasing every year in line with tourism potential that have the Turkey and in consequence, particularly on the southern provinces has led to an increase in the number of resident foreigners manifested. The settlement also brought about problems related to the problems faced by foreigners.

Founded in 2004 in the district of Alanya, Antalya and Alanya foreigners council with tumblers being the first in Turkey. Foreign Assembly to Alanya settled social encountered in local and urban areas of foreign bureaucratic and solutions to cultural problems, Inclusion of foreigners in policies produced in the local area field, contributing to the promotion in the international area of the city provides

In this study, the policy making processes of local administrations are examined and the actors involved in this process and their participation levels are examined. At the local level there are stakeholders examined some years in Turkey in tourism the local stakeholders emerged as parallel to increase the possibilities of participation of resident foreigners who Alanya foreigners council was to be examined in the framework of democracy and efficiency concepts examined in private.

Key Words: Local Policy, Residentıal Foreigners, Alanya Foreıgners

(6)

ĠÇĠNDEKĠLER

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI ... i

TEZ KABUL FORMU ... ii

ĠÇĠNDEKĠLER ... v

GĠRĠġ ... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM KAMU POLĠTĠKASI KAVRAMI VE YEREL YÖNETĠMLERDE KAMU POLĠTĠKALARI 1. Politika Kavramı ... 3

2. Kamu Politikası ve Kavramları ... 5

3. Kamu Politikası Aktörleri ... 6

4. Kamu Politikası Süreci ... 8

5. Kamu Politikası ve Yerel Kamu Politikaları Ayrımı ... 11

6. Yerel Politika Kavramı ... 14

6. Yerel Politika Ġle Ġlgili Kavramlar ... 15

6.1. Yerel Demokrasi ... 15

6.2. Yerel Katılım ... 18

6.3. Yerel Temsil ... 22

8. Yerel Politikaların OluĢum Sürecinde Yerel Katılım ... 25

8.1. Yerel Katılımı Etkileyen Faktörler ... 29

8.2. Yerel Katılımda KarĢılaĢılan Zorluklar ... 31

8.3. Yerel Düzeyde Katılım Ve YönetiĢim ĠliĢkisi ... 32

8.4. Yerel Politikaların OluĢum Sürecinde Halkın Katılım Yöntemleri ... 35

8.4.1. Klasik Katılım Yöntemleri ... 36

8.4.1.1. Yerel Seçimler ... 36

(7)

8.4.2. Yeni Katılım Yöntemleri ... 38 8.4.2.1. YurttaĢ GiriĢimleri ... 39 8.4.2.2. Halk Günleri ... 39 8.4.2.3. YurttaĢ Kurulları ... 39 8.4.2.4. Kamuoyu Yoklamaları ... 40 8.4.2.5. Proje Demokrasileri ... 40 8.4.2.6. Halk Toplantıları ... 40 8.4.2.7. Ġnternet Yöntemi ... 41 8.4.2.8. Telefon Yöntemi ... 42 8.4.2.9. Dilekçe Yöntemi ... 42 8.4.2.10. ÇeĢitli Formlar ... 42

9. Yerel Politikaların Belirlenmesinde Rol Alan Aktörler ... 42

9.1. Yerel Politikaların Belirlenmesinde Rol Alan Resmi Aktörler ... 43

9.1.1. Belediyeler ... 43

9.1.1.1. Belediye Yönetiminin Tarihçesi ... 43

9.1.1.2. Belediye Yönetiminin Görevleri ... 47

9.1.1.3. Belediye Yönetiminin Organları ... 48

9.1.1.3.1. Belediye Meclisi... 48

9.1.13.1.1. Yerel Politikaların OluĢum Sürecinde Belediye Meclisleri .. 49

9.1.1.3.1.1.1. Belediye Meclislerinin OluĢumu ... 50

9.1.1.3.1.1.1.1. Normal Belediye Meclisleri ... 50

9.1.1.3.1.1.1.2. BüyükĢehir Belediye Meclisleri ... 52

9.1.1.3.1.1.2. Belediye Meclis Toplantıları ... 55

9.1.1.3.1.1.3. Belediye Meclisinin ĠĢlevleri ... 58

(8)

9.1.1.3.1.1.3.2. Belediye Meclisinin Denetim ĠĢlevi ... 60

9.1.1.3.1.1.3.3. Belediye Meclisinin Karar Alma ĠĢlevi ... 62

9.1.1.3.2. Belediye Encümeni ... 63

9.1.1.3.3. Belediye BaĢkanı ... 64

9.1.1.4. BüyükĢehir Belediyeleri ... 65

9.1.2. Ġl Özel Ġdareleri ... 66

9.1.2.1. Ġl Özel Ġdaresinin Görevleri ... 67

9.1.2.2. Ġl Özel Ġdarelerinin Organları ... 68

9.1.2.2.1. Vali ... 68

9.1.2.2.2. Ġl Genel Meclisi ... 69

9.1.2.2.3. Ġl Encümeni ... 72

9.1.3. Köy Yönetimi ... 73

9.2. Yerel Politikaların Belirlenmesinde Rol Oynayan Diğer Resmi Aktörler ... 76

9.2.1. Ulusal Siyasal Aktörler ( Merkezi Yönetim- Hükümet) ... 76

9.2.2. Mülki Ġdare ... 76

9.2.3. Bürokratlar ... 76

9.3. Yerel Politikaların Belirlenmesinde Rol Alan Sivil Toplum KuruluĢları ve Diğer Aktörler ... 77

9.3.1. Sivil Toplum KuruluĢları ... 77

9.3.2. Kent Konseyleri ... 79

9.3.3. Yabancılar Meclisi ... 80

9.3.4. Siyasi Partiler Ve Yerel Birimler ... 80

9.3.5. Yerel Elitler ... 80

9.3.6. Yerel Basın ... 81

9.3.7. Örgütlü Olmayan ÇeĢitli Toplumsal Kesimler ve Sınıflar ... 81

(9)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

YEREL POLĠTĠKALARIN BELĠRLENMESĠNDE YABANCILAR MECLĠSĠ UYGULAMASI

1. Yabancılar Meclisi Uygulamasının Tarihçesi ... 83

2. Yabancılar Meclisi Uygulamasının Dünya Örnekleri ... 84

2.1. Frankfurt Yabancılar Meclisi (KAV) ... 86

2.2. Hessen Yabancılar Meclisi ( AGAH) ... 86

3. Türkiye‟de Yabancılar Meclisi Örneği ... 87

3.1 Genel Olarak Alanya Yabancılar Meclisi ... 87

3.1.1 YönetiĢim Açısından Değerlendirilme ... 90

3.1.2 Demokrasi Ve Çok Kültürlülük Açısından Değerlendirme ... 91

3.1. Alanya Yabancılar Meclisinin KuruluĢu Ve Yasal Dayanağı ... 93

3.2. Alanya Yabancılar Meclisinin ÇalıĢma Sistemi ... 97

3.3. Alanya Yabancılar Meclisinin Faaliyet ve Amaçları ... 99

3.4. Alanya Yabancılar Meclisinin Bütçe Ve Yetkileri ... 103

3.5. Alanya Yabancılar Meclisinin Üye Seçme Usulü ve Üyeliğin Sona Ermesi 105 3.6. Alanya Yabancılar Meclisine Duyulan Ġhtiyaç ve ġehre Katkıları ... 106

SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 109

(10)

GĠRĠġ

Dünya üzerinde son yüzyıllarda yönetim anlayıĢlarında meydana gelen değiĢim, yerelleĢme ve demokratikleĢtirme amacına yöneliktir. Merkezi yönetimlerin bürokratik yapıları çekiciliğini kaybetmiĢ onun yerine daha esnek ve daha yerel örgütlü yapılar önem kazanmıĢtır. Yerel yönetimlerin, yerel kamu politikalarının belirlenmesi, kamu hizmetlerinin üretimi ve sunumu noktasında, merkezi yönetimlere nazaran daha etkin ve daha verimli olduğu düĢünülmektedir. Bu bağlamda yerel yönetim kuruluĢları kamu hizmetlerinin sunumu noktasında önemli ve vazgeçilmez birer unsur olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bir ülkede yer alan yerel yönetim kuruluĢlarının sahip olduğu güç ve etkinliği o ülkenin demokratik yapısı ile yakından iliĢkilidir (Eryılmaz, 2014: 171).

Yerel düzeyde politikaların belirlenmesi süreci gerek hizmetlerinin sunumunda yerel düzeyde yaĢayan halkın ihtiyaçlarını saptama noktasında isabet derecesi, gerek ise yerel düzeyde gerçekleĢen demokrasi açısından yakından ilgilidir. Yerel yönetimler yerel halka en yakın kurumlar olarak nitelendirilirler. Bu kurumların politika oluĢturma ve uygulama aĢamalarında yerel düzeyde kentsel alanda yaĢayan halkın sürece ne derece dahil edildiği, bunu hangi araçlar vasıtası ile gerçekleĢtirdiği, yerel demokrasi ve yerel temsil konuları ile yakından alakalıdır. Yerel düzeyde oluĢturulan bir politikaya halkın dahil edilmesi yerel yönetimin meĢru, Ģeffaf, hesap verilebilir ve demokratik olmasının bir göstergesidir. Yerel hizmetlerin etkin ve verimli bir Ģekilde sunulabilmesi noktasında, sorunların kısa yoldan tespiti ve çözüm önerilerinin saptanması katılım mekanizmalarının iĢlerlik kazandırılması ile mümkündür.

Kentler tarihsel süreçler içerisinde insanların bir arada yaĢadıkları bir yapı olarak karĢımıza çıkan "canlı" mekanlardır. Bu canlılık tarihsel süreklilik ile etkisini gösterip değiĢen ve geliĢen bir yapıda sosyo-kültürel, ekonomik ve siyasal açıdan sürekli olarak kendini göstermektedir. Bu süreçlerde insanların yeni gereksinmelerinin oluĢması ve yeni arayıĢlar içerisine girmeleri tabiidir. Bu ihtiyaçları anlamanın en iyi yolu bunu onlara sormaktır. Dolayısıyla değiĢen ve geliĢen mekanlar olarak kentler ve orada yaĢayan insanlar olarak yerel sakinler belirli

(11)

mekanizmalar içerisinde yerel düzeyde yönetim alanında temsil edilmeli hatta bizzat yönetim sürecine dahil edilmelidir.

Yerel düzeyde yerel halkın belirli alanlarda toplandığı sivil toplum kuruluĢları ve diğer bazı kurumlar mevcuttur. Bu kurumlar kendi temsilcilerinin amaçlarını gerçekleĢtirebilme adına paydaĢlarının yönetime dahil olmasını destekler niteliktedir. Bu kurumlar çoğu zaman ortak amacı gerçekleĢtirebilmek için, paydaĢları adına da hareket edebilmektedir.

Biz bu çalıĢmada yerel, kentsel alanlarda yönetimlerin demokratiklik ve hizmetlerin sunumu ile ihtiyaçlara göre doğru saptanabilmesinde yer alan etki mekanizmaları incelemeye çalıĢacağız. Belediye meclisinin iĢlevleri ve yerel politika oluĢturma süreçlerinde yerel halkın, yerel meclisin karar alma süreçlerine ne kadar dahil edildiğini incelemeye çalıĢacağız. Bu politika oluĢturma süreçlerine halkın katılımına deyip ne tür araçlarla katılımının sağlandığı, yönetime katılım sürecinde karĢılaĢılan zorlukların neler olduğu, yerel düzeyde yer alan sivil toplum kuruluĢları ve diğer yerel toplulukların sürecin neresinde olduğunu incelemeye çalıĢacağız.

Ayrıca çalıĢmada Alanya yabancılar Meclisi özelinde sürekli değiĢip geliĢen canlı bir mekan olan kentte ve onun yönetimi noktasında politika oluĢturma, sorunların çözümü, demokratik bir yerel yönetim için etkin ve verimli katılım mekanizmalarının varlığı ve iĢlerliğini inceleyeceğiz. 2004 yılında faaliyetine baĢlayan Alanya yabancılar Meclisinin yasal dayanağı ve bünyesinde bulundurduğu kendi paydaĢlarının sorunlarının çözümü ve kentsel yaĢamda karĢılaĢılan her türlü sosyal bürokratik kültürel problemlerin üstesinden nasıl geldiği, Alanya yabancılar meclisinin Ģehre katkıları ve dünyadaki benzerleri ile karĢılaĢtırılması yapılmaya çalıĢılacaktır.

(12)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

KAMU POLĠTĠKASI KAVRAMI VE YEREL YÖNETĠMLERDE KAMU POLĠTĠKALARI

1. Politika Kavramı

Politika kavramı en nihayetinde kökleri çok daha eskilere dayanıp günümüze kadar gelen süreçte henüz kesin tanımı üzerine ortak bir uzlaĢıya varılamamıĢ sosyal bilimler terimlerinden biridir. Çoğu zaman “politika” kavramı Arapça kökenli “siyaset” sözcüğü ile eĢ anlamlı olarak kullanılmaktadır. Arapça “sase” fiilinden türetilen siyaset kelimesi seyislik, at bakıcılığı, yönetme, ülke yada toprak yönetimi gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Siyaset kelimesinin Batı kökenli karĢılığı olarak Yunanca “politika” kelimesi gösterilmektedir. Yunanca “politika” kavramı vatandaĢlık hakkına iliĢkin Ģeyler” devlet, devlet yapısı, uygulanan siyasal rejim türü, egemenlik hakkı gibi konularla iliĢkilendirilmektedir.( Eryılmaz, 2014: 85). Antik Yunancada “polis” kelimesi kent demektir. Buradan yola çıkarak kent ile ilgili her türlü iĢlere de politika denilebilir (Gombrich, 2018: 71 ). Politika kavramını siyaset kavramıyla benzer olarak ele alırsak; Heywood‟a göre siyaset “ devlet kurumlarıyla ya da hükümet mekanizmasıyla iliĢkilendirilmiĢ bir faaliyet” daha geniĢ anlamda ise “sosyal çatıĢmaların ifade edildiği ve muhtemel ki çözüldüğü bir alan” ya da süreçtir. ( Heywood, 2015: 336).

Politika kentle ilgili olan demektir. Antik Yunanda Ģehir anlamına gelen “polis” kelimesinden türemiĢtir. Antik yunan Ģehir devletlerinde Ģehir devleti ile ilgili iĢlerin yürütülmesi anlamına gelen politika kavramının geçmiĢten günümüze anlamı pozitif ya da negatif olarak pek çok farklı Ģekilde kullanılmıĢtır. Politika kavramının tanımı genelde siyasal iktidar ve halk kavramları ekseninde düĢünülmektedir. Politika kelimesine güncel olarak genel manada bakıldığında güncel yaĢamın ayrılmaz parçalarından biri gibi gözükse de vatandaĢların tümü politik yaĢama katılma konusunda istekli olmadıkları için belirli bir grubun yada belirli bir seviyeye eriĢmiĢ olan vatandaĢların ilgilendiği uğraĢlardan olduğu görülmektedir. Her Ģeye rağmen politika kelimesi güncel yaĢamda “yüklü” bir mana derinliğinin yanında

(13)

genelde yalan söyleme iĢi, dalavere gibi olumsuz anlamları ile “kirli” bir kelime addedilmektedir ( Mızrak ve Temiz, 2009: 79). Etimolojik olarak kökeni Antik Yunan kent devletlerine dayanan politika kavramının anlamı nokrasında pek çok tanım ve görüĢ literatüründe yer almaktadır. Politika kavramı kısaca devlet iĢlerini yürütme ve yönetme iĢi, yöneten ile yönetilenlerin arasındaki iliĢkilerin tümü, hükümet etme sanatı, iktidarı ele geçirme ve siyasal iktidar olma çabası, siyasal iktidarı etkileme ve siyasal iktidarın faaliyetlerinde yer alma gibi anlamlara gelmektedir ( Eryılmaz, 2014: 86) . Politikanın amacının toplumdaki değerlerin dağıtımı olduğundan hareketle kavramın bir taraftan çatıĢma ve bir iktidar mücadelesi, bir kaos diğer yandan ise asgari düzeyde bir uzlaĢma, toplumsal bir barıĢ ve düzen olduğu düĢünülebilir ( Mızrak ve Temiz, 2009: 80- 81). Günümüzde siyaset kelimesi ile politika kavramı genellikle eĢ anlamlı olarak kullanılmaktadır. Siyaset terimi, en geniĢ manasıyla, insanların yaĢam Ģartlarını düzenleyen genel kuralları belirleme, onların devamlılığını ve korumasını sağlamak ve gerektiğinde değiĢtirmek için gerçekleĢtirdikleri faaliyetlerdir. Politika kavramında da benzer olarak belirtildiği üzere siyaset, bir manada “çatıĢma ve iĢbirliği olgularıyla” karĢılıklı olarak “karmaĢık bir bağlantı” içindedir. Bir yönüyle birbirine zıt fikirlerin, farklı istek ve görüĢlerin, rekabet eden ihtiyaçların ve çatıĢan çıkarların varlığı, diğer yandan, kuralları oluĢturmak ve onların devamlılığını sağlamak için birlikte ortak hareket etmek durumundadır ( Heywood,2014; 21 - Eryılmaz, 2014: 86-87) . Heywood‟a göre siyaseti en doğru biçimiyle anlayabilmek için, onu tüm çatıĢmaları ve sorunları çözen , karĢıtlıkları uzlaĢtıran bir faaliyet olarak değil bu tür sorunların çözümünden ziyade bir çatıĢma çözme çabasının bizatihi kendisi, bu sorunlar karĢısında harcanan bir çabanın süreci olarak görmek gerekir. ( Heywood,2014; 21-22 ). Bu manada siyaset sadece kamu politikaları ve kanunların oluĢturulup uygulanması değil bunun yanında siyasal aktörlerin bizzat toplumsal konular ve olaylar karĢısında belirli bir tutum ve davranıĢ benimsemesi, seçimlerde aktif yada dolaylı yer alması, kulisler, STK ve bazı çıkar gruplarının iktidar faaliyetleri içerisinde yer alma ya da iktidarı etkileme çabalarını da kapsar. Bunlar siyasi faaliyetleri birbirine uymayan, bu sebeple de politik alanda bir çatıĢma ya da uzlaĢma kültürü benimsemeyen kısmen zıt kısmen de birbiri ile bağdaĢabilir siyasaları ile siyasi aktörlerdir ( Eryılmaz, 2014: 86-87).

(14)

2. Kamu Politikası ve Kavramları

Dünya üzerinde bugüne kadar devletlerde ve toplumlarda zamana bağlı olarak bir değiĢim ve dönüĢüm süreci hep olmuĢtur. Ortaya çıkan bu değiĢimler sonucu toplumda yeni ihtiyaçlar, yeni beklentiler ve birtakım yeni düzenlemeler gündeme gelmiĢtir. Toplumsal beklenti ve ihtiyaçlara cevap verir nitelikteki uygulamalara, devlet politikalarının geneline kamu politikası denilmektedir. Kamu politikaları, toplumda ortaya çıkan talepler doğrultusunda kararlar alınıp uygulamaya geçirilmesi, bunu bizzat sürekli ve meĢru güç olan devlet otoritesinin uygulaması neticesinde gerçekleĢen süreci ifade eder.(Özdemir Can, 2018: 36). BaĢka bir ifade ile kamu politikası "devletin yapmayı ya da yapmamayı seçtiği Ģey" olarak tanımlanmaktadır ( Göçoğlu, 2014: 8). Ya da devlet otoritesinin yasalardan kaynaklı gücüne dayanarak yapılan, bir devlet kurumu ya da kamu görevlisi tarafından icra edilen uygulamalardır. (Özdemir Can, 2018: 36 - Göçoğlu,2014: 8) Kamu politikasının çerçevesini çizmek oldukça güçtür. Siyaset bilimi ile uğraĢan bilim insanları devletin yasal gücünden kaynaklı olarak bir süreç içeren her türlü uygulama ve eylemine kamu politikası gözüyle bakmıĢtır ( Demir, 2011: 108). Bu, savunma sanayi için üretilen bir uçaktan eğitim faaliyetleri için üretilen bir kaleme ya da hastane için kullanılan bir ambulansa kadar çeĢitlendirilmektedir. Kamu politikaları için her zaman bir talep ya da ihtiyaç olması kamu gücü kendiliğinden de harekete geçerek birtakım uygulamaları hayata geçirip bunların takibini yapkamu gücü kendiliğinden de harekete geçerek birtakım uygulamaları hayata geçirip bunların takibini yapabileceği gibi özel sektör kurumlarına da birtakım hizmet satın alma Ģekilleri ile kendi politikalarını hayata geçirebilmektedir. Bu tür uygulamalar asıl politika uygulayıcısı olan kamu kurumlarının denetim ve gözetimi altında yapılmaktadır.

Kamu politikaları vatandaĢların talepleri doğrultusunda üretilmeleri dahilinde kamu gücü bu hizmetlerin sunumunda bazı ilkelere bağlı olmak zorundadır. Bunlar hizmetlerin sunumu sürecinde kimsenin dıĢlanma ayıp her vatandaĢa eĢit muamele edilmesi, sürecin hukuka uygun yönetilmesi ve kanun önünde herkesin eĢit kabul edilmesi Ģeklinde sayılabilmektedir ( Göçoğlu, 2014: 108).

(15)

Belirtmek gerekir ki kamu politikalarının oluĢması için illaki kamu gücünün ya da kamu görevlisinin bir " hareket" sergileyip fiili bir giriĢimde bulunması gerekmez. Bir uygulamanın icrasını gerçekleĢtirmek ya da gerçekleĢtimermek bir kamu politikası iken herhangi bir konu karĢısında kamunun ya da devlet gücünün sessiz kalması ya da hareketsiz olması aynı Ģekilde bir kamu politikası sayılmaktadır ( Göçoğlu, 2014: 109).

Kamu politikası “devletin yapmayı ya da yapmamayı seçtiği uygulamalar“ olarak tanımlanırken bazı akademisyenler kamu politikalarını "resmi olarak açıklanan bir niyet ifadesi" Ģeklinde tanımlayıp " kanun, yönetmelik, tüzük, bildiri, diğer düzenlemeler ve kurallar" Ģeklinde ifade etmektedir ( Demir, 2011: 108).

Sonuç olarak kamu politikası devletin meĢru gücünden kaynaklı olarak oluĢturulup uygulanan her türlü faaliyet biçiminde tanımlanmaktadır Bu faaliyetlerin illaki bir talep edenin bulunması gerekmediği gibi fiili olarak uygulanan somut bir adım olması da gerekmemektedir. Kamu politikaları bir konu hakkında devletin müdahale etmeme, sessiz kalması Ģeklinde olacağı gibi uygulanan sağlık ekonomi eğitim politikaları gibi sistemli ve düzenli Ģekilde iĢletilen uygulamalarda olabilmektedir. Kamu politikalarında ayrım yapmaksızın her kesimden vatandaĢa eĢit mesafede bulunan devlet, bazı durumlarda " pozitif ayrımcılık" Ģeklinde uygulamalarla toplumdaki dezavantajlı konumda bulunan kesimlere yönelik politikalarda üretebilmektedir.

Kamu politikası zamana ve Ģartlara göre de değiĢebilmektedir. Örneğin sanayi devriminden sonra açlık ve sefaletin olduğu yıllarda topluma müdahale edip sosyal politikalar oluĢturan devlet liberal düĢüncenin ağır bastığı sonraki süreçlerde bu tür uygulamalardan uzaklaĢmıĢtır ( Göçoğlu, 2014: 9).

3. Kamu Politikası Aktörleri

Kamu politikaları oluĢturulurken, kamu politikalarının oluĢturma kaynağı olarak kamu yönetimi yani devlet yönetimini iĢaret etmiĢtik. Kamu politikalarının oluĢum sürecinde etkili olan faktörler sadece devlet menĢeili kurumlar olmayıp dıĢarıdan talep eden konumunda bulunarak siyasi partiler, sivil toplum kuruluĢları,

(16)

üniversiteler, medya organları ve düĢünce kuruluĢları gibi politika oluĢum sürecinde rol alan " devlet dıĢı aktörler" olarak adlandırılan organizasyonlarda bulunmaktadır (Göçoğlu, 2014: 10).

Bazı yazarlar politikaların oluĢum süreçlerini inceleyerek bunlara etki eden faktörler açısından " devlet merkezli aktörler" ve " toplum merkezi aktörler" Ģeklinde bir ayrıma gitmiĢtir ( Göçoğlu, 2014:10). Burada belirtilen "devlet merkezli aktörler" hükümet, bürokrat, kamu kurumlarını ifade ederken " toplum merkezi aktörler" ise sivil toplum kuruluĢları, dernekler, vakıflar, üniversiteler, medya, siyasi partileri ifade etmektedir. Kamu politikalarının aktörlerine bakıldığı zaman ilk önce dikkat çeken aktör bizzat kamu politikalarını hazırlayıp uygulayıcısı konumunda bulunan devlettir. Devlet kamu politikalarının hazırlanması ve uygulanmasının odağında yer alır. Devlet kendi bünyesinde bulunan kurumları ve memurları vasıtası ile toplumsal kesime talep edilen ya da kendiliğinden isteyeceği kamu politikalarını belirleyip hayata geçirir ( Özdemir Can, 2018: 37).

Devletin kamu politikalarının oluĢum sürecinde sahip olduğu siyasal yapının devletin politika üretme sürecine etkisi olabilmektedir. Örneğin politikayı uygulayıcı aktörler olarak federal devletler, federal ya da federe devletler, yerel düzeyde yerel yönetim kuruluĢları politikaları uygulamaktadır. Ancak her halükarda politika uygulayıcılarının yaptıkları ya da yürüttükleri sürecin adı kamu politikasıdır. Kamu gücünün politika uygulama sürecinde bünyesinde barındırdığı kiĢilerin atanmıĢ ya da seçilmiĢ kiĢilerden oluĢu, kamu politikalarının tanımında bir kısıtlamaya yol açmaz ( Göçoğlu, 2014: 11).

Politika üretim süreci tek baĢına devleti içine alan, sadece devletin ilgileneceği bir süreç olmaktan ziyade, çok çeĢitli ve çok sayıda resmi ve sivil aktörü bünyesinde barındıran bir süreçtir. Politika oluĢum sürecine bireylerin tek baĢına baĢlı baĢına bir etki gücü olmaktan ziyade bir araya gelerek etkili bir aktör konumuna gelebilmektedir. Bu oluĢumlar siyasi partiler, sivil toplum kuruluĢları, üniversiteler, medya kuruluĢları, uluslararası ve ulusal üstü yapılar, düĢünce kuruluĢları, danıĢmanlık kurumları Ģeklinde belirtilmektedir ( Göçoğlu, 2014: 13).

(17)

Siyasi partiler, kuruluĢ amaçları çerçevesinde devleti yönetmeye ve dolayısıyla kamusal politika üretmeye aday kuruluĢlardır. Kendi propaganda ve politikaları çerçevesinde çevredeki bireyleri etkileyip güçlü bir konuma gelerek politika üretim sürecine dahil olabilmektedir. Bireyler ise tek baĢlarına yüksek etki gücüne sahip olmasalar bile bir araya gelerek oluĢturacakları sivil toplum kuruluĢları, siyasi partiler v.b kurumlarla etki gücü yüksek bir konuma gelerek politika oluĢturma ve uygulama süreçlerine dahil olabilmektedir ( Göçoğlu, 2014: 14).

Dernek, vakıf, mesleki kuruluĢlar ve sendikalar Ģeklinde farklı yapılaĢması bulunan sivil toplum kuruluĢları politika üretim sürecinde geçmiĢ dönemlere nazaran çok daha etkili bir konumdadır ( Göçoğlu, 2014: 15). Gerek yerel düzeyde gerekse ulusal düzeyde oluĢturulan ve uygulanan kamu politikalarında STK‟ lar oluĢturdukları çıkar ve baskı grupları nezdinde kendi gruplarını ilgilendiren politik konularda etki edici bir aktör olarak karĢımıza çıkmaktadır ( Göçoğlu, 2014: 15).

Üniversiteler kamu politikalarına etki eden kurumlar olarak, yaptıkları bilimsel çalıĢmalardan öte bünyesinde bulunan genç bireyler eliyle kamu politikaları sürecine dahil olmaktadır. Kendilerini ilgilendiren konularda kolayca politik sürece dahil olabilen genç bireyler kadar üniversiteler bünyesinde yer alan, bilimsel çalıĢmalarla sürece dahil olabilmektedir. Üniversiteler kamu politikası oluĢturma sürecinde gerek teknik güç olarak gerekse barındırdığı beceri gücü yüksek bireyler olarak kamu politikası üretim sürecinin önemli aktörleri arasında yer almaktadır ( Göçoğlu, 2014: 16).

4. Kamu Politikası Süreci

Kamu politikaları resmi ve sivil olmak üzere pek çok faktörün etki ettiği bir süreç olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu süreç çok aktörlü " döngüsel" ve belirli bir sırası olmayan düzensiz bir süreç olarak belirtilmektedir ( Özdemir Can, 2018: 37). kamu politikası süreci belirli aĢamalardan oluĢan sürekli olarak kendini tekrar eden döngüsel bir süreç olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu sürecin aĢamalarını kısaca; problemin tanımlanıp ortaya çıkarılması, bu problem ile ilgili olarak gündemin oluĢturulması yani problemin dile getirilmesi, bu probleme karĢı verilen cevap olarak

(18)

bir politikanın oluĢturulması, oluĢturulan bu politikanın uygulama aĢamasına geçilmesi ve son olarak uygulanmıĢ olan kamu politikasının mevcut olan probleme çözüm üretip üretmediğini tespiti için uygulama sonuçlarının değerlendirilmesi aĢamasıdır ( Göçoğlu, 2014: 19. - Özdemir Can, 2018: 37).

Kamu politikası sürecinin en önemli aĢamalarından biri problemin tanımlanması sürecidir. Bu aĢamada toplumun belirli bir bölümünü ya da tamamını ilgilendiren bir konu ile ilgili olarak problem tespit edilir, problem tanımlandıktan sonra bu problemin çözümüne yönelik alternatif çözüm yolları oluĢturulur. Alternatif çözüm yolları arasından en iyi çözüm yolunun belirlenmesi için bu süreç çok önemlidir. Bu süreçte Problemin doğru tanımlanıp doğru kamu politikasının oluĢturulmalıdır ( Göçoğlu, 2014: 20). Özdemir Can, 2018: 38).

Politika oluĢturma sürecinin 2. aĢaması taleplerin öğrenilmesi ya da mevcut problem ile ilgili olarak gündem oluĢturulması aĢamasıdır. Bu aĢamada ortaya çıkmıĢ olan halihazırdaki bir problemin çözümüne iliĢkin talepler ve beklentiler politika yapım sürecine dahil edilerek politika yapım sürecine baĢlanır ( Göçoğlu, 2014: 20 - Özdemir Can, 2018: 38). Burada her aktörün mevcut probleme iliĢkin çözüm önerisi kendisine en iyi sonucu getirecek çözüm yolu olacağı için gündemi belirleme gücüne sahip olan aktörler kendi çözüm yollarını kabul ettirme peĢinde koĢacaktır. Burada önemli olan toplumsal ihtiyaçlara ya da problemlere en iyi cevap verecek en iyi çözüm yolunun oluĢturulup uygulanmasıdır.

Sonraki aĢama ise gündemin belirlenip sorunun çözümüne iliĢkin politikaların oluĢturulması sürecidir. Bu aĢama alternatif çözüm yolları arasından en iyi olanının seçilmesi için yapılan çalıĢma aĢamasıdır. Politika oluĢturma sürecinde belirlenmiĢ ulan alternatif kliplerin hepsi gündeme alınmayabilir. Bu aĢamada gündeme alınan talep ile ilgili karĢıt talepler birlikte değerlendirilir. Fayda maliyet gibi analizlerin yapılıp uygun politikanın gündeme alınma konusu tartıĢılarak bu aĢama geçirir ( Göçoğlu, 2014: 22 - Özdemir Can, 2018: 40).

Bu aĢama gündemin belirlenmesinde medya ve baskı gruplarının etkisinin yoğunlaĢtığı ve süreci ciddi manada etkilediği bir aĢamadır. Politikaların gündeme gelip değerlendirilmesinde medyanın etkisi büyüktür ( Göçoğlu, 2014: 22).

(19)

Alternatifler arasındaki değerlendirmeden sonra en uygun politikanın seçilmesi aĢaması baĢlamaktadır. Bu aĢamada karar verici merceği alternatifler arasından en uygun olan politikayı seçecektir. En uygun politika belirlendikten sonra politikayı uygulama aĢamasına geçmek için gerekli olan yasal ve yapısal düzenlemelere gidilir. Gerekli olan yasal ve yapısal düzenlemelerden sonra artık politikanın ilk aĢamasından beri var olan sorunun çözümüne yönelik adım atma yani politikanın uygulama sürecine girme zamanı gelmiĢtir ( Göçoğlu, 2014: 23- Özdemir Can, 2018: 40).

Politikanın uygulanması aĢamasında artık alternatifler arasından seçilmiĢ olan politika problemin çözümüne yönelik olarak uygulanmaya baĢlanır. SeçilmiĢ olan kamu politikasının ilgili kamu kurumu ya da kiĢilerce yürütülmeye baĢlanmasına "uygulama" denilmektedir ( Göçoğlu, 2014: 23). Bu süreç bazı durumlarda ihtiyaç duyulan bir yasanın çıkartılması iken bazı durumlarda sürecin bizatihi yürütülmesidir. Ancak her halükarda uygulamaya koyulacak olan politikaların yasal dayanaklarının açık seçik olup uygulayıcı tarafından tereddüte düĢmeden kolayca anlaĢılabilmesi, politikaların baĢarı Ģansını arttıracaktır. Bu durum politika sürecinin toplum tarafından desteklenmesi için de geçerlidir. Eğer uygulanacak olan politikaya toplum düzeyinde destek verilmez ise o politikanın baĢarıya ulaĢma Ģansı da düĢük olacaktır ( Özdemir Can, 2018: 41).

Kamu politikalarının uygulama sürecindeki son aĢama " değerlendirme" aĢamasıdır. Bu aĢamada baĢtan beri var olan probleme iliĢkin çözüm önerileri ve uygulamaların gerçekten mevcut problem ve çözüm üretip problemi çözemeyeceğinin değerlendirilmesi aĢamasıdır. Politika yapım sürecinin amaçlanan hedeflerine ne derece ulaĢtığı hazırlanan bütçenin ve planların doğru uygulanıp uygulanmadığı, faaliyetlerin amacına ne derece ulaĢtığı, Dolayısıyla kamu politikasının baĢarılı olup olmadığı, eğer problemin doğru tespit edilememiĢ ise gerçekten problemin ne olduğunun tespiti ve yeni bir politika üretme sürecine girmeye karar verileceği aĢama bu aĢamadır ( Göçoğlu , 2014: 24 - Özdemir Can, 2018: 42).

(20)

5. Kamu Politikası ve Yerel Kamu Politikaları Ayrımı

Genel hatlarıyla yukarıda bahsedilen bu iki kavramın uzlaĢtığı ve çatıĢtığı alanlara girmeden önce kavramlar üzerinde biraz durmak gerekir. Bilindiği üzere kamusal mal ve hizmetler Devlet tarafından ya da onun gözetiminde üretilir ve halka sunulur. Üretilen bu kamu hizmeti tüm ülke genelinde sunulabildiği gibi bazı durumlarda bu hizmetler belirli bir coğrafi alanlada sınırlı kalabilir. Bahse konu sınırlı alanda kalan bu hizmetler belirli bir yere özgülendiği için yerel hizmetler olarak nitelendirilirler. Bu tür hizmetlerin icrası çoğunlukla yerel yönetim kuruluĢlarında olduğundan ve belirli bir politika dahilinde geliĢtiğinden bu coğrafi alanla sınırlı hizmeti Yerel Politika kapsamında değerlendirmek mümkündür.

Genel manada kamu politikalarının açıklandığı yukarıdaki bölümde de anlaĢılacağı üzere kamu politikaları kamu gücünün yapmıĢ yada uygulamıĢ olduğu politikalar olarak karĢımıza çıkıp uygulayıcısı olan kamu gücünün yerel yada ulusal düzeyde oluĢunun politikanın uygulanması ile bir ilgisinin olmadığını, sürecin her halükarda kamu politikası olduğunu, ancak kamu politikasının üretimi sürecinde problemin tespiti ve hedef kitle olan yer, yerel yönetim kuruluĢu mu yoksa tüm ülke mi olduğu önemlidir. Yerel düzeyde yer alan problemlere iliĢkin en doğru tespit ve en doğru uygulama yerel düzeye en yakın kuruluĢlar olarak yerel yönetimler tarafından yerine getirilecektir. Gerek etkinlik ve verimlilik açısından gerekse demokratik bir yönetim açısından yerel düzeyde oluĢmuĢ olan sorunların tespiti ve yine çözüm önerileri anlamında yerel politikaların oluĢturulmasında kilit rol yine yerel yönetim kuruluĢlarındadır.

Yerel Politikaların belirlenmesinde diğer bir deyiĢle yerel siyasetin oluĢturulmasında yerel düzeyde var olan pek çok aktör rol oynar ( KuĢçu, 2018: 55). Yerel Politika; yerel düzeydeki siyasi aktörlerin ve paydaĢların kısa yada daha uzun vadeli üretmiĢ oldukları hizmetler, iĢ ve iĢlemlerin toplamıdır. Bu politikalar belirli bir yerel ölçek ve sınır dahilinde üretilen özel politikalardır. Bu politikaların üretim aĢamasına bakıldığında yerel ölçekte söz sahibi olan, yönetimde doğrudan yada dolaylı payı olan, sürece etki edebilen tüm aktörlerin toplam icrası Yerel Politikayı oluĢturmaktadır. Söz konusu yerel alan dahilinde bulunan, sürece etki eden özel yada sivil kuruluĢlar yerel düzeyde örgütlenen STK‟lar, medya, vakıf ve dernekler gibi

(21)

kuruluĢlar yerel siyasetin belirlenmesinde yer alan önemli aktörler olarak karĢımıza çıkmaktadır ( KuĢçu, 2018: 56). Yerel Siyaset, Yerel Politika , Kentsel Politika terimleri birbirleri yerine kullanılabilen eĢ anlamlı kavramlar olarak literatürde karĢımıza çıkmaktadır. Kavramlara dar manada bakıldığında yerel düzeydeki karar alma sürecinde ve siyasa oluĢturma anlamına geldiği, geniĢ manada bakıldığında ise yerel düzeyde var olan siyasi aktörlerin tümünü içerisine alan ve bu aktörleri doğrudan ilgilendiren bir kavram anlamına gelmektedir. ( KuĢçu, 2018: 55 - 56).

Yerel Yönetimler mahalli müĢterek nitelikteki ortak ihtiyaçları karĢılamak üzere kurulmuĢ, mahalli halkın kendi seçtiği organlardan meydana gelen kamusal mal ve hizmet üreten kurumlardır. Bakıldığı zaman yerel yönetim biriminin üç temel amaca hizmet etmesi beklenir. Bunlardan birincisi “insanların temel haklarından birisi olan mal ve hizmetlerin kullanımında özgürlük” , ikincisi “etkinlik” ve üçüncüsü “demokrasidir”. Günümüzde yerel yönetimlerden bu amacı gerçekleĢtirmesi yönünde ilerlemesi beklenmektedir. Bu üç amacı gerçekleĢtirdiği ölçüde çağdaĢ ve baĢarılı addedilen yerel yönetimlerin yeterliliği; özgürlüğü, etkinliği ve demokrasiyi veya katılım konusunu ne düzeyde gerçekleĢtirdiği ile ölçülmektedir ( Yaman - KüçükĢen ,2018: 249).

Yerel Yönetimlerle demokrasi arasında geçmiĢten bugüne kadar birtakım iliĢkilerin olduğunu ileri süren siyaset bilimi düĢünürleri, dikkatlerini çoğu kez bu alana çekmiĢlerdir. Yerel Demokrasi; siyaset bilimi alanında yer alan demokratik değerlerin yerel yönetimler düzeyinde de yer alması, yerel halkın yukarıda bahsedilen siyasa üretme süreçlerine doğrudan yada dolaylı faal olarak kendisinin yada seçmiĢ olduğu temsilcileri aracılığıyla katılması anlamına gelmektedir (Özoğuz, 2012: 26-27). Yerel yönetim kurumlarının demokrasi ile iliĢkilendirilip tartıĢılmasına neden olan en önemli etken, halka en yakın yönetim birimleri olmasıdır ( Yaman ve KüçükĢen, 20185: 249 ).

Yerel demokrasilerde halk kendisini doğrudan ilgilendirip gündelik hayatında önemli bir yer tutan sorun ve önerileri doğrudan dile getirip Yerel Platformlar aracılığıyla tartıĢıp uygulamaya geçirebilme imkanına sahiptir ( Özoğuz, 2012, 28 ) Yerel yönetimlerde halkın yönetime katılımı, kendi sorunlarını dile getirip çözümler arayabilmesi meselesinde hedef çoğunlukla yüksek katılım oranına eriĢebilmektir.

(22)

Yerel sorunların doğrudan tartıĢıldığı bir karara bağlanmaya çalıĢıldığı farklı görüĢ ve önerilerin ortaya konulduğu bu tür alanlarda halkın katılımının artması yerel yönetimin demokratikleĢmesi ile doğru orantılıdır. Bu sayede yerel yönetimler demokratik olma adına en yüksek katılım düzeyine ulaĢma hedefinde olması beklenir. Bu anlamda hizmet sunan yerel birimler, halkı yönetimlerine dahil ederek hem demokratik araçları kullanıp hem de kamu hizmetlerinin sunumu noktasında halka bir tür yönetme ve denetleme imkanı verdiği de düĢünülmektedir (Özoğuz, 2012:27). Bu sayede halk merkezi yönetime kıyasla daha kolay yönetime dahil olmakta ve yerel düzeyde yönetim organlarına karĢı denetim mekanizmalarını daha kolay harekete geçirebilmekte, sürecin içine bizzat kendisi de dahil olabilmektedir. Bu durum aynı zamanda Yerel düzeyde halka bir demokrasi eğitimi siyasal bir kazanç da sağlamaktadır (Yaman, KüçükĢen, 2018: 249 ).

Kısaca genel hatlarıyla değindiğimiz yerel yönetimlerin demokratik olması ve yerel politikaların belirlenmesi sürecindeki iliĢkisel boyuta diğer taraftan etkinlik ve verimlilik açısından da değinilebilir. Bir yerel yönetim yerel halkı kendi karar alma sürecine dahil edebildiği ölçüde demokratiktir. Yerel birimin uygulayacağı politikaları saptama noktasında yerel düzeydeki halkında bu politika belirleme sürecine çeĢitli yollarla (halkın yönetime katılım yollarına daha sonraki alanda değinilecektir) dahil edilebilmesi yerel düzeyde ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlerin doğru olarak saptanabilmesi açısından elzemdir. Yerel ihtiyaçları en iyi yine o yörede yaĢayan yerel halk bilir. Dolayısıyla doğru olarak saptanan hizmetlerin yerinde politikalar ile tespit edilip uygulanmaya konulması ekstra bir takım kaynak israfının önüne geçmek, ihtiyaç olmayan yatırımlara gereksiz yere kaynak ayırmamak anlamına gelmektedir. Bakıldığı zaman yerel düzeyde bu sayede bir takım kaynakların daha etkin ve daha verimli kullanıldığı düĢünülmektedir. Yerel politikaların oluĢum sürecine halk dahil edilerek daha demokratik bir yerel yönetim oluĢturulmakta, bu sayede yerel halk ihtiyaç duyulan mal ve hizmeti saptama noktasında en doğru kararı vereceği düĢünüldüğünde de daha etkin ve daha verimli bir yönetim ortaya koyulacağı değerlendirilmektedir.

(23)

6. Yerel Politika Kavramı

Politika kavramı tek bir baĢlık altında incelenemeyecek kadar geniĢ kapsamlı bir konu olduğundan yukarıda kavram kısaca genel hatlarıyla açıklandığı gibi bu baĢlık altında da kavrama yerel bazda kısaca değinilecektir. Politika kavramının köklerinin antik Yunan Kent devletlerine dayandığı ve kavramın türeyiĢ Ģeklinin bahse konu kent devletleri ile ilgili iĢler (Gombrich, 2018: 71) anlamına geldiği çoğunlukla Arapça kökenlikli siyaset kelimesi ile aynı manada kullanıldığı, (Eryılmaz, 2014: 85 ) Heywood‟a göre en geniĢ manası ile „insanların yaĢamları ile ilgili temel konularda kuralları belirleme ve gerektiğinde onları korumak yada değiĢtirmek için yürüttükleri faaliyet‟ anlamına geldiği ve doğası gereği bir „çatıĢma‟ ve „iĢbirliği‟ kültürü içerdiğinden ( Heywood, 2014. 21 ) bahsetmiĢtik. Batı dillerinde bu kavramın iki boyutu vardır. Birinci boyutu hükümet ya da belirli bir zümrenin bir konu hakkında tasarrufu anlamına gelen „Policy‟ kelimesidir. Bunun Türkçedeki karĢılığı „siyasa‟ kelimesidir. Kavramın ikinci boyutu ise üretilmiĢ politikalar anlamına gelen siyasaların çarpıĢıp rekabet ettiği alan olan „Polities‟tir (Eryılmaz; 2014: 85-86).

Bir ülkeyi tek bir merkezden yönetip ihtiyaçlarını tespit edip en iyi politikaları belirleyebilmek kabil değildir. Hele ki Türkiye gibi büyük ölçekte bir ülkede kamu hizmetlerinin merkezden belirlenen belirli standartlara göre sunulması yerel ihtiyaçlarla sunulan hizmetlerin örtüĢmesi noktasında sıkıntıları da beraberinde getirebilir. Bu yüzden kamu hizmetlerinde etkinlik ve verimliliği arttırmak için yerel yönetimlerinin varlığı elzemdir ( KeleĢ, 1994: 21). Yerel yönetimler yerel nitelikteki ihtiyaçlara cevap verir. Politikalar üretip bunları yerel halkın hizmetine sunma noktasında ihtiyaç duyulan hizmetin ihtiyaç duyulan yere ulaĢtırılması noktasında merkezi yönetimlere kıyasla daha etkin ve verimli kuruluĢlar olduğu belirtilmektedir. Nitekim Türkiye‟de üç çeĢit yerel yönetim kuruluĢu mevcuttur. Bunlar „Ġl Özel Ġdareleri, „Belediyeler‟ ve „Köyler‟ Ģeklinde bulunan yerel yönetim kuruluĢlarıdır. Ancak ülkemizde belde yada beldeye yönelik hizmetler denince akla gelen belediye kuruluĢları anlaĢılmaktadır (Koçak vd, 2017: 123).

(24)

Yerel yönetimler, mahalli müĢterek nitelikteki ortak ihtiyaçlarını karĢılamak üzere kurulmuĢ yerel halka yakınlığı dolayısıyla da yerel düzeyde ihtiyaç duyulan hizmeti en iyi tayin edilebileceği düĢünülen kurumlardır. Bu kurumların ürettiği mal ve hizmetler belirli bir görüĢ, politika, ihtiyaç ve ölçütlere cevap verir niteliktedir.

Yerel kuruluĢlar merkezi yönetimlere kıyasla mal ve hizmet üretim politikalarında mahalli sorunların tespit edilip çözüme kavuĢturulmasında halka daha yakın kuruluĢlar olması dolayısıyla daha avantajlı konumdadır. (Koçak vd. 2017: 123) Yerel kuruluĢların merkezi kurumlardan farklı olarak ürettikleri politikalara yerel politika denilir. Burada politika kavramını daha dar çerçevede yapılan iĢ ve icraatlarla sınırlamak durumundayız. Nitekim 5393 sayılı Belediye Kanunun 14.maddesinde belediyenin görevleri sayılmıĢ, sayılmıĢ olan bu görevlerin icrası aĢamasında belirli bir politikaya ihtiyaç duyulacağı aĢikardır. Politikaların belirlenip icra aĢamasına geçilince hangisinin daha öncelikli ve acil konumda olduğunun takdiri belediyelere bırakılmıĢtır. Yine aynı kanunun 14. Madde b fıkrası son cümlesinde „hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası belediyelerin mali durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenir‟ (Belediye Kanunu, madde:14) Ģeklinde belirli Ģartlar altında takdiri ilgili kuruma bırakmıĢtır.

6. Yerel Politika Ġle Ġlgili Kavramlar

Yerel politika kavramına değindikten sonra yerel politika ile iliĢkisi bulunan bazı kavramlar bulunmaktadır. Alt baĢlıklarda sırası ile değineceğimiz bu kavramlar hem yerel yönetimlerin hizmet sunumunda daha etkin ve verimli olması hem de daha paydaĢlarını kapsayıcı ve meĢru temelleri yüksek bir yönetim için önemli bulunmaktadır.

6.1. Yerel Demokrasi

Kamusal yaĢama katılım ve kamusal yaĢamda görevlerin ve yetkilerin paylaĢımı, politikaların belirlenmesi noktasında önemli tartıĢmaların yaĢandığı alanlardan birisidir demokrasi teorisi. Bu konuya, çalıĢmanın amacı dıĢına sapmasını önlemek adına kısaca değinip üzerinde çok fazla durmadan geçeceğiz.

(25)

Demokrasi kavramı yaklaĢık 2500 yıllık uzun bir geçmiĢin verdiği ve insanlık tarihinde uzun yıllar var olması hasebiyle kazandığı büyük bir tecrübe birikimine sahiptir. Halkın kendi seçtiği yönetici tarafından yönetildiği bu yönetim biçiminin altın çağını antik yunanda yaĢadığı yaygın kabul görmektedir. Demokrasinin en eski biçimi olarak ilk antik yunanda var olması kelimenin kökünü de eski yunana kadar dayamaktadır. Demokrasi yunanca demos (halk) ve kratein (yönetmek, hükümet etmek) sözcüklerinden oluĢur. Günümüzde yönetimlerin kendini bir Ģekilde bağlamaya ve bu yolla meĢruluğunu oluĢturmaya çalıĢtığı bu yarı kutsal kelime kayıtlı olan tarihte ilk defa yine antik yunanlı bir tarihçi olan Herodot tarafından M.Ö. 5. Yüzyılda kullanılmıĢtır ( Erdoğan, 2012, 229).

Demokrasi bir yönetim biçimi olarak asırlar geçtikçe kayda değecek değiĢiklikler, evreler geçirmiĢtir. Demokratik sistemler Antik Yunanda olduğu gibi halkın doğrudan yönetime katıldığı model ile bir çeĢit temsili mekanizma ile faaliyet gösterenler olarak ikiye ayrılır. Buna göre demokrasinin baĢlıca iki modeli bulunmaktadır. Bunlar Doğrudan Demokrasi ve Temsili Demokrasidir. (Heywood, 2011: 272).

M.Ö. 4. ve 5. Yüzyıllarda Antik Yunan kent devleti olan Atina da iĢletilen “doğrudan demokrasi” modeli (Klasik Demokrasi Modeli) halkın katılım ( Antik Yunanda halk erkek ve soylu kiĢilerdir) seviyesinin en iyi tezahür ettiği ideal sistem olarak gösterilmektedir. Gerçektende Atina demokrasisinde yurttaĢların siyasi faaliyet düzeyi dikkate değer ölçüde yüksektir. Atinalı yurttaĢlar meclisin düzenli toplantı ve faaliyetlerine katılmakla kalmıyor aynı zamanda “kamu görevi” ve “karar alma” sorumluluğu üstlenmeye de hazır bulunmaktadırlar. Bütün önemli kararlar yılda en az kırk defa toplanan bütün yurttaĢların katıldığı meclis tarafından alınırdı. 500 kiĢiden oluĢan bir konsey meclisin icra komitesi olarak görev yapardı (Erdoğan, 2012, 238).

Siyasi hayata doğrudan ve daimi halk katılımının bu klasik modelinden etkilenen örneklere bu gün de dünyanın bazı bölgelerinde ( batıda ABD‟nin New England kasaba toplantılarında ve Ġsviçre‟nin küçük kantonlarındaki Ģehir meclislerinde ) rastlanmaktadır ( Heywood, 2011, 273).

(26)

17. ve 18. yüzyıllarda demokrasi kavramı kadim Yunan demokrasi anlayıĢından oldukça farklılaĢmıĢtı. Demokrasi, artık siyasi hayata halkın katılımını sağlayacak bir mekanizma olmaktan uzaklaĢıp daha çok yurttaĢların kendilerini devletin müdahalelerinden korumalarına imkan veren bir araç olarak görüyorlardı ( Erdoğan, 2012, 240 - 241). Devlet vergileme yoluyla mülkiyete el atma yetkisine sahip olduğuna göre, yurttaĢlarda vergi koyan organı (yasama) denetim altına alarak kendilerini koruyabiliyorlardı. Yani demokrasi temsili olarak bulunan bir meclis aracılığıyla iĢletilen ve “rızaya dayalı yönetim sistemi” anlamına geliyordu ( Erdoğan, 2012, 240-244).

Modern yönetim biçimlerinde idare halk adına karar verme yetkisini almıĢ profesyonel siyasetçilerin eline bırakılır. Bu çerçevede temsili demokrasi sınırlı ve dolaylı demokrasi biçimindedir. Sınırlılık, bir seçim döneminin süresine bağlı olarak birkaç yılda bir oy verme anlamında halkın katılımının seyrek aralıklarla ve kısa süreli olmasıdır. Dolaylı olma ise halk ile yönetim arasına belirli bir mesafe konulmasıdır. Halk bu siyasi süreçte sadece kendilerini yönetecekleri seçerken yer alır ve kendisi doğrudan güç ya hiç kullanmaz ya da nadiren kullanır. Temsili demokrasi her ne kadar sınırlı ve ritüel olarak görülse de oy verme fiilinin bizatihi kendisi halk gücünü yansıttığından bir çeĢit demokrasi olarak kabul edilir. Diğer bir açıdan bakıldığında halkın “baĢarısız olanı değiĢtirme” imkanına sahip olması konusunda hesap verilebilirliği güvence altına alabilir ( Heywood, 2011, 276).

Modern demokrasi anlayıĢı, sanayileĢmiĢ batı toplumlarında geliĢmiĢ olan ve genellikle “Liberal demokrasi” diye isimlendirilen “seçimli demokrasinin” hakimiyetinde bulunmaktadır. Günümüzdeki tartıĢmasız baĢarısına rağmen Liberal demokrasi muhtemel demokrasi modellerinden sadece biridir. Ayrıca demokrasinin ilkeleri de baĢlı baĢına bir tartıĢma konusudur (Heywood, 2011, 272).

(27)

6.2. Yerel Katılım

Ġçinde bulunduğumuz çağın demokrasi çağı olduğu hakim görüĢtedir. Ancak konu yerel yönetimlerin demokratik seviyesi ve katılım kültürüne gelince yerel yönetim organlarının oluĢumunda sadece seçimle oluĢacağının öngörülmesinin, bu kurumlara demokratik olma niteliğini kazandırmaya yetmediği konusu kabul edilen bir gerçektir. Yerel yönetimlerin politika belirleme ve yerel problemlere çözümler bulma konusunda katılım kültüründen muaf tutulması düĢünülemez. Bu durumda mevcut demokratik koĢullar değerlendirilip bulunulan konumdan bir adım daha öteye geçilerek, yerel düzeyde yönetime halk katılımının sağlanması gerekliliği üzerinde anlaĢılmaktadır. Gerek yerel düzeyde olsun gerekse ulusal düzeyde olsun demokratik değerlerin belirleyici unsurlarından birisi halk katılımının sağlanmasıdır. Yönetime katılma toplumda bireyler ve diğer katılımcı paydaĢların kendileri ve yaĢadıkları toplum ve çevre ile ilgili konularda alınacak olan kararlar ve meydana gelen sorunların çözüme kavuĢturulmasında söz sahibi olma ve yöneticiler ile etkilesim halinde bulunmalarını sağlar ( Poyraz, 2017: 141 ).Katılım, “toplumsal eĢitliğe hizmet edecek politika ve uygulamaların hayata geçirilmesi anlamında” karĢımıza çıkan önemli bir kavramdır. Demokrasinin baĢlıca öğeleri olan halk katılımıdır. Halk katılımı çoğunluk ilkesi ve yöneticilerin hem dayanıĢmaya önem vermeleri hem de seçmene karĢı hesap verme sorumluluğu taĢımaları, merkezi boyut kadar , yerel yönetimler boyutunda da önem verilen konulardandır ( Görün, 2006: 162). Dolayısıyla yerel yönetimlerin yerel katılımı güçlendirecek yapılanma içinde olması, gerek ulusal demokrasi gerekse de yerel demokrasinin geliĢmesine buna bağlı olarak da eĢitliğin, özgürlüğün sağlanmasına, bireylerin inanç, tutum, davranıĢ ve bilgi düzeylerini geliĢtirmelerine yol açacaktır (Görün, 2006: 162).

Katılım; yerel ve ulusal boyutta sorunların daha kabul edilebilir bir çözüme kavuĢturulması yanında kamu politikalarının belirlenmesi süreci ve uygulanması aĢamasında hatta denetlenmesinde yer alabilme yada iktidar gücünü kullanan kiĢiler yada kurumların aldıkları kararları etkileme amacı güden faaliyetlerdir. Gerçek bir katılmadan bahsedebilmek için gerçek anlamda katılım mekanizmalarının bulunması

(28)

ve yurttaĢların bunları etkin bir biçimde kullanması ve bunların sonucunda katılımın kamu siyasetinde etkin olması gerekmektedir (Görmez ve AltınıĢık, 2011; 37).

Ayrıca belirtmek gerekir ki yerel düzeyde demokrasinin uygulanabilirliğini sağlamak adına bazı ilkelerin ülkenin yönetim anlayıĢında yer etmiĢ olması gerekmektedir. Bu ilkeler kısaca; yerel yönetim kuruluĢları ve organlarının bağımsız oluĢu, yerel düzeyde politika belirleme süreçlerine halk katılımının sağlanması, yönetsel alanda açıklık ve Ģeffaflık ilkelerinin hayata geçirilmiĢ olması ve yönetimin halk tarafından denetlenmesi, halkın yerel düzeyde etkin bir Ģekilde temsil edilmesi, STK‟ların varlığı ve yönetime katılmasının sağlaması Ģeklinde belirtilebilir ( Özel – Güçlü, 2014: 114)

Temsili demokrasi de halkın yönetime katılımının sağlanması ve yönetimlerin almıĢ olduğu kararlara etki edebiliyor olması, “katılımcı demokrasi anlayıĢı içinde yeni bir yönetim modelin tartıĢılmaya baĢlanmasını sağlamıĢtır. Bu tartıĢma konusu da “demokrasi-kamusal alan-yerel yönetim iliĢkisini içine alan ve kamu-özel-sivil toplum iĢbirliğine” dayanan “demokratik yönetiĢim” anlayıĢıdır (Görün, 2006: 165). Kısaca temsili demokrasi bekleneni verememeye baĢladığı için onun ikamesi olmayan boĢluklarını giderici yeni demokrasi arayıĢları ve bu bağlamda demokrasi tartıĢmaları doğmuĢtur. Bu bağlamda temsili demokrasideki sorunlar katımcı demokrasi yoluyla bir nebze de olsa aĢılacak ve temsil demokrasinin varlığı yanında katılım da sağlanarak yeni ve ideal demokrasiye yakın bir yöntem uygulama bulacaktır.

Yerel katılım zamanımızda gözde kavramlardan biri olmuĢ, dünyadaki ve ülkemizdeki yerel yönetim kuruluĢlarınca “halkın katılımı” ve bunu “sağlayıcı ve özendirici yöntemlere” önem gittikçe artmıĢtır. Bu temsili demokrasinin önem yitirmesini de beraberinde getirdiği (Eryılmaz, 2014: 60). gibi yerel yönetimler ile yerel düzeyde yaĢayan halkı daha da çok yaklaĢtırması, kent hakkında daha çok bilgi alıp denetimde bulunma, uygulanmakta olan yerel politikalara daha çok katılma ve dolayısıyla yaĢadığı yerde daha fazla söz sahibi olmayı da beraberinde getirmiĢtir (Yaman ve KüçükĢen, 2018: 249). Katılım temsili demokrasi gibi halka sadece seçim dönemlerinde söz hakkı vermenin aksine her zaman “her türlü bilgiye”

(29)

ulaĢabilmeyi ve karar alım süreçlerine katılabilmeyi de hatta fazlasını da içerir (Poyraz, 2017:139 ).

Yerel halkın kendi seçtiği kiĢi ve organlarca yönetiliyor olması yerel demokrasinin olmazsa olmaz koĢullarındandır. Ancak salt seçimlerin varlığı ile yönetimlerin ve yönetim sürecinin bizatihi kendisinin demokratik bir iĢleyiĢinin olduğunu kabul etmek tek baĢına bizi eksik bir tanımlamaya götürecektir. Dolayısıyla yerel yönetimlerin demokratikliği ile yerel yönetimlerin etkinliğini ve verimliliğini arasında bir bağlantı bulunmaktadır. yerel yönetimlerin etkinliğini ve verimliliğini artırmak için, katılımcı olanaklarının oluĢturulması ve arttırılması, ve bunlara iĢlerlik kazandırılması gerekmektedir. Böylece demokrasi olgusu sadece seçimlerde oy kullanma olarak nitelendirilmeyip, oluĢturulacak olan katılım kültürüyle beraber yönetimin iĢleyiĢine yayılmıĢ olacaktır ( Bayrakçı vd, 2018: 2233).

Son yıllarda temsili demokrasinin iĢleyiĢinde görülen olumsuzluklar katılımcı demokrasi kavramını ön plana çıkarmıĢtır ( Eryılmaz, 2014: 60). “Devrimci olmaktan çok reformcu bir niteliğe sahip olan katılımcı demokrasi pratikte temsili demokrasinin yerine ikame olmaktan” çok onun eksikliklerini tamamlamaya ve iĢleyiĢinde daha demokratik bir toplum düzeninin sağlanmasına katkıda bulunma rolünü üstlenmiĢtir. Çünkü, temsili demokrasilerde ki en çok Ģikayet edilen yönü olarak belirli süreler içinde egemenlik haklarını temsilcilerine devreden bireyler, iki seçim dönemi arasında yönetimde pek de söz hakları bulunmaktadırlar. Dolayısıyla oluĢan bu durum onları “özne durumundan çıkarmakta seçmen olmalarına” yol açmaktadır (Görün, 2006, 167). ġu da belirtilmelidir ki temsili demokrasilerde daha çok istisnai olmakla birlikte “doğrudan demokrasi” yöntemlerine de yer verilebilir ( Erdoğan, 2012; 281 ).

Katılımcı demokrasinin olmazsa olmaz iki koĢulu iletiĢim ( bilgilendirme) ve sivil toplum kuruluĢlarının varlığıdır. Halkın tercihlerinin oluĢması sürecinde bilginin ve iletiĢimin önemi büyüktür ( Bayrakçı vd, 2018: 2233 - Gül ve diğerleri, 2014: 58). Siyaseten etkin olmayan halk katılmıĢ olduğu durumda iĢlerin nasıl yürüdüğünü ve kararlarında daha isabetli olabilmesi için gerçekleri bilmesi gerekir.

(30)

Bu nedenle bilgi katılım için bir ön Ģart olmalıdır. Bu bağlamda katılımcı bir demokrasinin en temel özelliklerinden birisi bilgilendirmedir ( Bayrakçı vd, 2018: 2233). Doğru sürekli ve hızlı bilgilendirme konusunda merkezi hükümetlerde yasalarla bu alt yapıyı sağlamalı ve yerel dolayısıyla da ulusal demokrasiye bu Ģekilde katkı yapmalıdır. Sivil toplum kuruluĢları da demokrasinin yapıtaĢlarındandır. STK‟ lar halkı bilgilendirme ve daha bilinçli katılım olanakları konusunda önemli örgütlerdir. STK belli bir çıkar grubunu temsil yada halkı gerekli bilgiler konusunda bilinçlendirme bağlamında önemlidir. STK‟ lar halkın yada bireylerin sorunlarını özel alandan siyasal alana taĢıma ve siyasal alanda çözüm önerileri oluĢturma , katılım olanaklarını yasaların verdiği sınırlar dahilinde sonuna kadar kullanma iĢlevlerini yerine getirir (Gül ve diğerleri, 2014: 80). Aynı zamanda STK‟ lar yöneticilerin hukuk kuralları içinde kalıp yolsuzluk rüĢvet ve benzeri Ģeyler yapmamaları konusunda caydırıcılık içerir.

Katılımcı demokrasi “halkın çeĢitli yollardan siyasete en geniĢ biçimde katılabilmesidir”. Gerek ulusal gerekse yerel düzeyde “katılım” demokrasinin Antik Yunandan beri süregelen en değerli miraslarındandır.

Katılım yerel anlamda demokrasi açısından bir “amaçken” kentin yönetiminde bazı önemli amaçları gerçekleĢtirme adına bir “araçtır”. Bu bağlamda ulaĢılması istenilen ve beklenen amaçlar: yerel hizmetlerin mümkün olan en uygun kapasitede “etkin”, “çabuk” ve “ucuz” , “yerel haklın demokrasi bilincinin güçlendirilmesi” ve “yerel demokrasinin köklüleĢtirilmesi” olarak gösterilebilir (Bayrakçı, 2014: 176-177 ). Halkın belediyelerin ilgili kurullarına Ģikayetini iletebilmeleri yada Ģetçikleri kiĢi olan belediye baĢkanını tanıyıp tanımamaları yerel kuruluĢların büyüklüğü ile de yakından alakalıdır. Nüfus arttıkça kent büyüdükçe bu tür denetim yada katılım/ Ģikayet mekanizmalarının mümküniyet derecesi azalır.

Yerel yönetimlerde demokrasi çok önemli bir konu olmakla beraber yerel yönetimlerin etkinliği de aynı derecede öneme sahiptir. Bu açıdan bakıldığında demokrasi ve etkinlik kavramlarının birbirini tamamlamayan kavramlar olduğu “küçük” olanın demokratik, “büyük” olanın etkin olduğunun kabul edilerek yerel demokrasinin en iyi zuhur ettiği mekanlar olan yerel yönetimler küçüldükçe yerel

(31)

halka daha yakın olacağı için daha demokratik, ama kaynak dağılımı ve etkinlik bakımından ise durumun daha da kötüye gideceği dolayısıyla yerel yönetimler büyüdükçe daha etkin olacağı anlayıĢı dikkate alınmalıdır ( Poyraz, 2017:138 ).

6.3. Yerel Temsil

Yerel yönetim kuruluĢlarında demokrasi açısından katılımcı mekanizmaların iĢletilmesi ve örgütsel toplum gruplarının sürece dahil edilerek demokrasi kültürünün oluĢturulması oldukça önem verilmesi gereken konulardır. Ancak belirtmek gerekir ki Türkiye‟deki yerel yönetim kuruluĢlarında demokrasi mekanizmaları iĢletilmek istense bile “buna halkın da gereken ilgiyi göstermediği” ve aslında baĢkanlarında demokrasi eğilimini pek gözetmek istemedikleri bazı yazarlarca belirtilmiĢtir (Görün, 2006; 166 ). Bu bağlamda yerel düzeyde demokrasi kültürünün arttırılması, halkın yönetime katılımının ve yerel politikaların belirlenmesi sürecine olan ilgisinin artırılması çalıĢmaları, hem yerel anlamda hem de ulusal anlamda demokrasiye olumlu katkı yapacağı belirtilmektedir.

Yerel düzeyde var olan yüz yüze iletiĢim ve yakınlık, çoğu zaman yerel temsilcileri belirlemede halkın ilgi duyduğu adaylardan çok merkezi yönetim ve siyasetçiler tarafından belirlenmektedir. Diğer bir taraftan ise yerel düzeyde oy verme davranıĢına etki eden faktörler anlamında yerel politikalardan çok merkezi hükümetlerin oluĢturmuĢ olduğu politikaların etkili olduğunu görülmektedir. Bu durum gerek temsilci adaylarının belirlenmesi noktası gerekse yerel düzeydeki politikaların etkisiz kalıĢı manasında yerel seçmenlerin kendi seçtiği yada seçeceği temsilcileri belirleme noktasında etkinliğinin sınırlı kalmasına neden olmaktadır ( Baraç, 2005: 26 ).

Temsil olgusu günümüz demokrasilerinde büyük oranda seçimlere dayanmaktadır. Seçimlere iliĢkin kurallar vasıtası ile kimin seçilebileceği yada kimin temsil edileceği belirlenmektedir. Tarihsel sürece bakıldığı zaman ilk etapta soylu kimseler, toplumun ileri gelenleri temsil edilirken günümüzde neredeyse toplumdaki yetiĢkin bireylerin tümü temsil edilmektedir ( Baraç, 2005: 27 ).

(32)

Temsil konusunda yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasında gerek siyasal sistemin getirdiği manada gerekse yasalardan kaynaklanan bir takım farklılıklar söz konusudur. Örneğin yerel düzeyde seçilen temsilciler ile ulusal düzeyde seçilen temsilcilerin oluĢturduğu meclislerde bulunan siyasetçiler birbirinden farklıdır. Bir yerel düzeyde “yarı zamanlı siyasetçi” olarak görülürken temsilci, merkezi yönetim temsil organında bulunan bir siyasetçi tam zamanlı siyasetçi olarak görülmektedir (Baraç, 2005: 27 - 28 ).

Yerel yönetimlerde etkinlik ölçümü ise hizmet amaçlarına ulaĢmak için sadece doğru yerel hizmet birleĢiminin sunulmasıyla değil, aynı zamanda halkın ihtiyaçlarını karĢılayan ve halkın taleplerindeki değiĢimlere cevap veren hizmetlerin üretilmesini de kapsamaktadır. Halkın taleplerinin dikkate alınıp, politika oluĢturma süreçlerine dahil edilmesi, halkın seçmiĢ olduğu temsilcilerin dikkate alınıp merkezi yönetimlerin belirlemiĢ olduğu temsilcilerden ziyade yerel düzeyde var olan, halkın istediği ve onun ortak görüĢünü yansıtabilen temsilcilerin görüĢleri yerel politikaların oluĢturulması sürecinde politikaların yerel ihtiyaçlara doğru cevaplar vermesi noktasında daha isabetli kararlar alınmasına yardım edecektir.

Kamu politikalarının temel amacı vatandaĢların yaĢam biçimlerini çağın gereklerine uygun düĢecek biçimde iyileĢtirmek, refah seviyesini arttırmaktır. “Ġyi bir yönetim, yönetim uygulamalarında Ģeffaflığı sağlayan, halkın hizmetlerden memnuniyet derecesini arttıran ve katılımcı bir yönetim kültürü yerleĢtiren yönetim” türüdür. Bir yönetimin iyi bir yönetim Ģeklinde nitelendirilmesinin Ģartlarından birisi de yönetimde etkinlik biçiminin arttırılıp bu değerlere sahip çıkması, iyi bir yönetim anlayıĢı sergilemesi gerekmektedir. ( Negiz, 2007, 121).

Yerel hizmetlerde etkinliğe ulaĢılabilmesi için öncelikle hizmetlerde tahsis verimliliği ve teknik verimliliğin gerçekleĢmesi gerekmektedir. Tahsis verimliliği fayda ve maliyetin vatandaĢlar arasında nasıl tahsis edildiğine iliĢkin bir kavramken, teknik verimlilik maliyet ve faydalar ( çıktılar ve sonuçlar ile etkiler de dahil olmak üzere) arasındaki iliĢkileri ele alan bir kavramdır. Tahsis verimliliği halkın bütün kesimlerin tarafından hizmetlere iyi bir Ģekilde ulaĢılması ve hizmetlerin eĢit Ģekilde sunulması bakımından önemlidir. Hizmetlerin toplumun bütün kesimlerine eĢit

(33)

biçimde ulaĢtırılması için bütün kamu birimlerinin minimum hizmet standardını karĢılamamsı gerekir (Akdağ, 2012, 122).

Halkın ihtiyaçlarının sağlıklı bir Ģekilde belirlenebilmesi ve bunlar arasında isabetli öncelik sıralarının yapılabilmesi yerel düzeyde merkezi yönetime göre daha olanaklıdır. Merkezi yönetimler yerel nitelikteki ihtiyaçları tam olarak belirleyemedikleri gibi standart bir hizmetler bütünü oluĢturup sunmaları da etkinlik ve verimlilik açısından zordur. Keza hizmet sunumunda hızlılık ekonomiklik ve verimlilik merkezi düzeye göre yerel düzeyde daha fazla gerçekleĢtirilebilir. Ama dünya da ve ülkemizde kaynak dağılımı, gelir bölüĢümü ve görev paylaĢımı gibi konularda, verimlilik ve etkinlik pek çok sakınca ve endiĢelerin gölgesinde kalarak yeterince önemsenememiĢtir. Gelir dağılımında ipleri elinde tutan merkezi yönetim iken kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi konusunda daha çok yükü üzerinde bulunduran yerel yönetimlerdir ( Göksu, 2000; 131- 134).

Yerel yönetim kuruluĢlarının sorunları etkin ve verimli bir Ģekilde çözmesi yerel demokratik mekanizmaların iĢletilmesi ile yakından ilgilidir (Eryılmaz, 2014: 176). . Yerel yönetim kuruluĢlarının kendinden beklenen demokratik, katılımcı, vatandaĢ odaklı bir yapı oluĢturması konusu pek çok yazar tarafından da ilgi ile incelenmiĢtir. Bu bağlamda yerel düzeyde yerel halkın sorunlarının çözülebilmesi ve halka en iyi hizmeti sunabilmesi, ancak halkın dilek ve isteklerinin doğru saptanıp, onlara sunulan hizmetlerde onların ihtiyaçlarına isabet derecesinin arttırılması ile mümkün olacağı ve bunun da halkın yönetime dahil edilerek katılım mekanizmasını iĢletilmesi yolu ile sağlanacağı ve bu yolla da demokratik bir ortam oluĢturularak yerel demokrasinin etkinlikle uzlaĢı içinde inĢa edileceği söylenebilir. Her Ģeyden önce halkın yönetime dahil edilerek kendi için en iyi hizmet tercihini yapacağı anlayıĢı, halkın henüz yeterli düzeyde bilgisel donanıma ve demokrasi kültürüne sahip olmadığı gerekçesinin yanında aynı zamanda pek çok yazarında belirttiği gibi yerel kuruluĢun baĢında bulunan baĢkanlarının da yerel halkın yönetime dahil olması konusuna çok olumlu baktığı söylenemez. Yerel düzeyde demokrasinin mekanizmaları iĢletilerek yerel halkın istekleri en iyi Ģekilde saptanıp çeĢitli katılım mekanizmalarıyla halkın yönetimden ne beklediği tespit edilip yerel düzeylerdeki projelerde bu beklenti ve sonuçlara göre hareket edilmesi çok daha olumlu sonuçlar

Referanslar

Benzer Belgeler

Batur, şiirini kurduğu ilk yıllardan başlayarak ilgisini Tevrat ve diğer kut­ sal metinler üzerinde giderek yoğun­ laştırmıştır. Bu yoğun ilgi ben in

Sabit bir başlangıç çökme değerine sahip SMF veya SNF esaslı katkı kullanılan beton, genel olarak, aynı başlangıç çökme değerine sahip katkısız betona göre daha

Bu dönemde Avrupa Birliği’nin yerel yönetimlere bakışı ve Türkiye’den beklentileri çerçevesinde Türkiye’de yerel yönetimlerin özerkliği ve katılım

藝術結合公益~萬芳醫院展出「自然、淳心」畫展暨學生作品義賣活動 繪畫治療正興,萬芳醫院采風畫廊

Yapışıcı ya da delici özellikleri olan organizmalar (bazı deniz solucanları, bazı yumaşakçalar vb.) ge- milerin alt tarafına tutunarak çok uzak mesa- felere

Halil YILMAZ, “İşçinin İş Sözleşmesini İstifa Beyanıyla Feshi (Yargıtay Kararlarına Genel Bakış)”, Prof.. renin bu konuda haklı bir şüphesi varsa işçiyi

The historical transformation story of the simit from pure plain wheat to simid-i halka and to the current simit is explained through the Book of Travels of Evliya Çelebi and

Orman ve ağaç ürünleri sektöründe üretim yapmak üzere Hayat Holding bünyesinde 1969 yılında kurulan Kastamonu Entegre; mobilya, dekorasyon ve inşaat sektörünün