Cavft bey dün mahkemede
müdafaasını yaptı
A nkara, 25 (M uhabiri m a h s u su m uzdan) — İstiklâl m a h k e m e sinin b u g ü n k ü celsesinde Cavit bey müdafaasını yapmış ve şun ları söylemiştir:
— M uhterem hükkâm ( h â kim ler), se nelerd en beri de vam ettiği söylenen ağır b i r cü rü m le m aznun olarak 65 g ün den beri em ri adaletinizle m e v kuf b u lu n m a k ta y ım . M üdafaa mı müddei um um i beyin iddia namesinde olduğu gibi ikiye a- yıracağım. Biri umumi, diğeri hususî m üdafaam dır.
Müddeiumum i bey biraz d üş manca bir tasvirimi yaptıla r. Şahıslarımızın bir ehem m iy et i olm ıyabilir. Fakat vaktiyle iş gal eylediğimiz m evki dolayı- siyle biraz itina edeceklerdi. M üddeium um i bey bu ra d a b u lu nan, bulu n m ıy an , şehit veya gaip rical hak k ın d a harb mesu liyetini derm eyan ettiler. H arb m esuliyeti içinde üç kişi vars a ikisinden birisi, bir kişi vars a o biri benim. H a rb mes uliyetin d en bana isabet edecek hiç bir hissei vicdaniye yoktu r.
H âkim efendiler, h arb yapan lara, «Mısırı alacağız» diyenle re «Bizim ru h u m u z d a b ir i A d a na, diğeri I r a k gibi iki Mısır vardır» dedim. «Kafkasyayı is tilâ edeceğiz» diy enlere «Top r a k alm akla ne kazanacaksınız?» dedim. T ü r k m efkure sinin en b ü y ü k m üddeile rin den biri o- lan Ziya G ö k a lp ’in hazır b u l u n duğu mecliste harbi teshil e t mediğim söylendiği zaman «Bu m em leketin m u h ta ç olduğu to p ra k değil, insandır» cevabını verd im. «Bu ziya kar.şijjnda b u n u telâfi edecek hangi zafer, hangi m u v affak iy et vardır» de dim. S uallerim cevapsız kaldı. Üç ay sonra bu h arb e girmek için m ü ş k ü lâ t çıkardım. Hülâsa üç ay o n la r benimle, ben on la r la u ğraş tık. K azan ılması ih tim ali olmıyan bir h arb e giril mem esi için çalıştım. O ku d u k - larım, görd ü k lerim bana bunu
"I***
Cavit Bey
göstermişti. H arb in son senele rinde m enkup vaziy ette idim, iaşe işlerini hususi ellerde te d virinin doğru ol ansıyacağını söy ledim. Ve buna m uvaffak o larak ia ş e N ezaretini tesise m u v a f fak oldum.
Hiç bir vicdan ta s a v v u r ede mem ki bu n lard an dolayı beni suçlayabilsin.
Cav it bey b ir sü r ü siyasi hâ diseleri izah e ttik te n sonra İ t tih a t ve T e r a k k i ’nin hiç bir k a r a r ın a iştirak eylemediğini, sulh ve selâm et adam ı o lduğu nu ilâve ettik ten sonr a sözlerini şöyle b itir m iştir:
— Kemal bey d o stum dur. Bu h a re k e tle r in i size söylemesi lâ zımdır. bunun aksi nasıl m ü m kün olabilir, diyor sunuz. D ün yada bir çok m antıksızlıklar ol duğu gibi filh akika bu da bir m antık sız lık tır. F a k a t ne y a p a yım ki bu böyle olm uştur...
... Vereceğiniz k a r a r en m e sut zam anla rınız da bir istihfam (s oru) işare ti şeklinde vicdanı nızı rahatsız etmesin. Sözlerime inanmış iseniz pek âlâ, in a n m a mışsanız ne yapayım , m u k a d d e ratım...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi