• Sonuç bulunamadı

3-6 yaş grubu çocuklarına yönelik yayımlanan resimli hikaye kitaplarının bazı temel değerler açısından incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "3-6 yaş grubu çocuklarına yönelik yayımlanan resimli hikaye kitaplarının bazı temel değerler açısından incelenmesi"

Copied!
154
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

3-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARINA YÖNELİK YAYIMLANAN RESİMLİ HİKAYE KİTAPLARININ BAZI TEMEL DEĞERLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Rabia DİRİCAN

Ankara Temmuz, 2013

(2)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

3-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARINA YÖNELİK YAYIMLANAN RESİMLİ HİKAYE KİTAPLARININ BAZI TEMEL DEĞERLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Rabia DİRİCAN

Danışman

Doç. Dr. Hacer Elif DAĞLIOĞLU

Ankara-2013  

(3)
(4)

ÖNSÖZ

Değer aktarımı, çocuğun doğumuyla birlikte aile içerisinde başlar. Bir çocuk ilk önce içine doğduğu ailenin ve yakın çevresinin doğrularını ve yanlışlarını, sorgulamadan benimser. Yaşı ilerlerdikçe doğruyu yanlıştan ayırt etmeye başlar ve bu safhada sistematik bir şekilde verilecek değerlere yönelik bir eğitime ihtiyaç duyar. Eğitim, sosyal kalkınmanın temel ögelerindendir. Bireyin bedenini ve zihnini eğitmenin yanı sıra eğitimin çok önemli bir işlevi daha vardır ki o da iyiye, doğruya ve güzele meyleden ahlaklı insan yetiştirmektir. Ahlakın yapı taşları ise kuşkusuz değerlerdir. Kendini inşa etme hamlesinde olan insan ancak değerler üzerine sağlam bir kişilik kurabilir.

Bireylerin kişiliği diğer bireylerinkiyle birleşerek toplumun kişiliği halini alır. Çünkü toplumun yapıtaşı bireydir ve birey, içinde bulunduğu toplumun bir örneğidir. Bu nedenle, toplumu kalkındırmanın en önemli ögelerinden biri de, toplumdan bir örnek olan bireyi belli değer yargıları olan, karakterli insan haline getirmektir. Bireyler değer sahibi oldukça toplumdaki uyum ve refah artar. Bireyleri değer sahibi, ahlaklı bireyler haline getirecek olan eğitime hayatının ilk yıllarından itibaren başlanmalıdır. Bu eğitimin en önemli yardımcılardan biri de resimli çocuk kitaplarıdır. 3-6 yaş çocukları henüz okuma bilmedikleri için resimle desteklenmiş hikaye kitapları onlara değer benimsetmede etkili bir unsurdur.

Araştırmada bana rehberlik eden, zamanını ve değerli görüşlerini benden esirgemeyen danışman hocam Sayın Doç. Dr. Hacer Elif DAĞLIOĞLU’na ve emeği geçen tüm hocalarıma; ayrıca bu çalışmayı yaparken manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen sevgili aileme çok teşekkür ediyorum.

Rabia DİRİCAN

(5)

ÖZET

3-6 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARINA YÖNELİK YAYIMLANAN RESİMLİ HİKAYE KİTAPLARININ BAZI TEMEL DEĞERLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

DİRİCAN, Rabia

Yüksek Lisans, Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. Hacer Elif DAĞLIOĞLU

Temmuz, 2013

Bu çalışma, 3-6 yaş grubu çocukların değer edimine yönelik, Türk yazarlar tarafından yazılmış resimli hikaye kitaplarında yer alan temel insani değerlerin neler olduğunu ve yer verilme oranlarını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Birinci bölümde araştırmanın amacı, önemi, sınırlılıkları ve değer kavramına yer verilirken ikinci bölümde değerler ve çocuk kitaplarına ilişkin bilgiler sunulmuştur. Araştırmada içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın evreni, 3-6 yaş gurubu çocukları için değerlere yönelik ve Türk yazarlar tarafından yazılmış resimli çocuk kitaplarıdır. Örneklemi ise bu eserler arasından ölçüt örneklem yöntemi ile seçilen 135 kitap oluşturmaktadır. Eserlerde işlenen değerler kodlanarak metin kısımları için kategorilere ve alt kategorilere ayrılmıştır; resim kısımları ise yalnızca kategorilere ayrılmıştır.

İnceleme sonucunda 3-6 yaş grubu çocuklar için değerlere yönelik Türk yazarlar tarafından yazılmış resimli çocuk kitaplarında sevgi, paylaşmak, arkadaşlık, mutluluk, nezaket, yardımseverlik, temizlik, saygı, adalet, tutumluluk, estetik, empati, hoşgörü, dürüstlük, çalışkanlık, özgüven, sorumluluk, cesaret, liderlik ve barış değerlerine yer verildiği tespit edilmiştir. Kitapların metin kısımlarındaki toplam cümle %28.69 oranında değer ifade etmektedir. Resim kısımlarında ise %53.04 oranında değer ifade eden resme yer verildiği bulunmuştur.

(6)

cesaret, liderlik ve barış en az yer verilen değerlerdir.

Değer içerikli resimli hikaye kitaplarının resim kısımlarında geçen değer dağılımlarına bakıldığında paylaşmak, sevgi, mutluluk, arkadaşlık ve yardımseverlik değerlerine yüksek oranda; saygı, temizlik, nezaket, empati ve çalışkanlık değerlerine orta derecede yer verildiği sonuçlar arasındadır. Metin kısmında en fazla sevgi değerine yer verilmişken resim kısmında paylaşmak değeri ilk sırada yer almaktadır. Her iki kısımda da barış değeri en son sıradadır.

Resimli çocuk kitaplarında sevgi, paylaşmak, arkadaşlık, mutluluk gibi belirgin şekilde işlenen değerlerin yanı sıra cesaret, liderlik, özgüven, sorumluluk, barış gibi farklı değerlerin de ele alınması çocuğun kişisel gelişimine ve öz saygısının artmasına katkı sağlayacaktır.

(7)

ABSTRACT

ANALYZİNG SOME BASIC VALUES IN ILLUSTRATED STORY BOOKS FOR 3-6 YEARS OLD CHILDREN

DİRİCAN, Rabia

Master Degree, Pre-School Education Faculty Counselor: Assoc.Prof. Dr.Hacer Elif DAĞLIOĞLU

July, 2013

This study was carried out to determine what basic humanistic values there were and how range found these values in illustrated story books for 3-6 years children by wrote Turkish writers to get values. The first part of the study include the study’s aim, importance, limitations, and value notion and also in the second part are presented informations about values and child books. The content analysis was used in the research. The illustirated child books to get values by Turkish writers constitute general points and by the means of criterion sampling chosen 135 books among those works constitute examples. The values in works by coding, were assigned to categories and sup-categories for text parts and they were only assigned categories for illustrate parts.

According to findings it is seen that there are values of love, friendship, bless, kindness, benevolance, cleanliness, respect, justice, savingness, aesthetic, empathy, tolerance, honesty, strenuousness, self confidence, responsibility, dare, leadership and peace at the illustrated books to get values by Turkish writers. Totally sentences at the books’ text parts include values at the rate of %28.69. And also at the illustrate parts, all pictures involve the values at the rate of %53.04. It seen that values of love, sharing, friendship, bless and

(8)

Besides, it seen that the illustrate parts of the books include widely values of sharing, love, bless, friendship and belevolance; and also the values of respect, cleanliness, kindness, empathy and strenuousness mediocre. When love comes the first the books’ text parts, sharing is the first at the books’ illustrate parts. The values of peace comes the last at the both parts.

According to the results of the study, it can be said that differant values like dare, leadership, self confidence, responsibility and peace are handled besides mostly found values as love, sharing, friendship, bless will contribute to increase children’s personality development and self esteem.

(9)

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ...I ÖNSÖZ ...II ÖZET ...III ABSTRACT ...V İÇİNDEKİLER ...VII TABLOLAR LİSTESİ...XI RESİMLER LİSTESİ...XIV BÖLÜM I ...1 GİRİŞ ...1 1.1. Problem Durumu ...4 1.2. Araştırmanın Amacı ...7 1.3. Araştırmanın Önemi ...8 1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları ...10 1.5. Tanımlar ...10 BÖLÜM II ...12 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ...12

(10)

2.3. Değer Kavramı ...17

2.4. Değerlerin Özellikleri ...19

2.5. Değerlerin Sınıflandırılması ...21

2.5.1. Spranger Değer Sınıflandırması ...21

2.5.2. Rokeach Değer Sınıflaması ...22

2.5.3. Schwartz Değer Sınıflaması ...23

2.5.4. Başaran’a Değer Sınıflaması ...25

2.5.5. Graves’in Değer Teorisi ...26

2.5.6. Morris Değer Sınıflaması ...27

2.5.7. Kahle Değerler Listesi ...27

2.5.8. Evrensel Değerler Eğitimi Programı ...27

2.5.9. Türk Ahlaki Değerleri ...29

2.5.10. Acat ve Aslan Değer Sınıflaması ...31

2.6. Değerler Eğitimi ...32

2.6.1. Türk Milli Eğitimi Değerleri ...33

2.6.2. Okul Öncesi Eğitim Programında Değerler ...35

2.6.3. Yaşayan Değerler Eğitimi Programı ...38

2.7. Çocuk Kitaplarının Tanımı ve Özellikleri ...39

2.7.1. Çocuk Kitaplarının Dış Yapı Özellikleri ...39

2.7.2. Çocuk Kitaplarının İç Yapı Özellikleri ...40

2.8. Çocuk ve Kitap İlişkisi ...42

(11)

2.9.2. Yurtdışında Yapılan Araştırmalar...50

BÖLÜM III ......53

Yöntem...53

3.1. Araştırmanın Modeli ...53

3.2. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ...53

3.3. Verilerin Toplanması ...56

3.4. Verilerin Analizi ...57

BÖLÜM IV ...59

BULGU VE YORUMLAR ...59

4.1. Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Bölümündeki Değerler ...62

4.2. Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Bölümündeki Değerlerin Oranı ...63

4.2.1. Sevgi Değerine İlişkin Bulgular...74

4.2.2. Paylaşmak Değerine İlişkin Bulgular…...75

4.2.3. Arkadaşlık Değerine ilişkin Bulgular...76

4.2.4. Mutluluk Değerine İlişkin Bulgular...77

4.2.5. Nezaket Değerine İlişkin Bulgular...78

4.2.6. Yardımseverlik Değerine İlişkin Bulgular...79

4.2.7. Temizlik Değerine İlişkin Bulgular...80

4.2.8. Saygı Değerine İlişkin Bulgular...81

(12)

4.2.11. Estetik Değerine İlişkin Bulgular...84

4.2.12. Empati Değerine ilişkin Bulgular...85

4.2.13. Hoşgörü Değerine İlişkin Bulgular...86

4.2.14. Dürüstlük Değerine İlişkin Bulgular...87

4.2.15. Çalışkanlık Değerine İlişkin Bulgular...89

4.2.16. Özgüven Değerine İlişkin Bulgular...89

4.2.17. Sorumluluk Değerine İlişkin Bulgular...90

4.2.18. Cesaret Değerine İlişkin Bulgular...91

4.2.19. Liderlik Değerine İlişkin Bulgular...92

4.2.20. Barış Değerine İlişkin Bulgular ...93

4.3. Resimli Hikaye Kitaplarının Metin Kısımlarında Yer Alan Değerlere İlişkin Alıntılar...94

4.4. Resimli Çocuk Kitaplarının Resim Bölümündeki Değerler ...103

4.5. Resimli Çocuk Kitaplarının Resim Bölümündeki Değerlerin Oranları…...104

4.6. Resimli Hikaye Kitaplarının Metin Kısımlarında Yer Alan Değerlere İlişkin Görsel Alıntılar ...108

BÖLÜM V ...119

SONUÇ VE ÖNERİLER ...119

KAYNAKÇA ...123

(13)

Tablo 1: Spranger Değer Sınıflandırması...21

Tablo 2: Rokeach Değer Sınıflandırması ...23

Tablo 3: Schwartz Değer Sınıflandırması ...24

Tablo 4: Graves Değer Teorisi ...26

Tablo 5: Keskinoğlu’na Göre Değer Sınıflandırması ...28

Tablo 6: Okullarda Tanımlanan Değerler ...29

Tablo 7: Türk Ahlaki Değerleri ...30

Tablo 8: Acat ve Arslan Değer Sınıflandırması ...32

Tablo 9: Okul Öncesi Eğitim Programı (2006) ...35

Tablo 10: Okul Öncesi Eğitim Programı (2012) ...37

Tablo 11: Resimli Çocuk Kitaplarının Yayınlandıkları Yıllara Göre Dağılımları…...54

Tablo 12: Resimli Çocuk Kitaplarının Yayınevlerine Göre Dağılımı………...54

Tablo 13: Resimli Çocuk Kitaplarının Yönelik Oldukları Yaş Grubuna Göre Dağılımlar………...….…56

Tablo 14: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısımlarındaki Değerlerin Toplam Cümleye Oranı ….……….………...…...64

Tablo 15: Resimli Hikaye KitaplarındakiDeğer İfade Eden Cümlelerin Her Bir Değere Göre Oranı ………...……...65 Tablo 16: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Sevgi

(14)

Tablo 17: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Paylaşmak

Değerinin Dağılımı ……….……….…....75 Tablo 18: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Bölümlerinde Geçen Arkadaşlık

Değerinin Dağılımı ………...……….….……..76 Tablo 19: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Mutluluk

Değerinin Dağılımı ……….………....….77 Tablo 20: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Nezaket

Değerinin Dağılımı ………..………....78 Tablo 21: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Yardımseverlik

Değerinin Dağılımı ………..79 Tablo 22: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Temizlik

Değerinin Dağılımı ………..……....80 Tablo 23: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Saygı

Değerinin Dağılımı ……….……….81 Tablo 24: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Adalet

Değerinin Dağılımı ……….…...82 Tablo 25: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Tutumluluk

Değerinin Dağılımı ………....……….….…..…...83 Tablo 26: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Estetik

Değerinin Dağılımı ………...…...….84 Tablo 27: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Empati

(15)

Değerinin Dağılımı ………..……...86 Tablo 29: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Dürüstlük

Değerinin Dağılımı ………....………...….…....87 Tablo 30: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Çalışkanlık

Değerinin Dağılımı ………...89 Tablo 31: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Özgüven

Değerinin Dağılımı ……….……...89 Tablo 32: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Sorumluluk

Değerinin Dağılımı ………...………….………90 Tablo 33: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Cesaret

Değerinin Dağılımı ………...….…91 Tablo 34: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Liderlik

Değerinin Dağılımı ………...………...92 Tablo 35: Resimli Çocuk Kitaplarının Metin Kısmında Geçen Barış

Değerinin Dağılımı ………...……….…93 Tablo 36: Resimli Çocuk Kitaplarının Resim Bölümündeki Değerlerin

Dağılımı ……….…...106 Tablo 37: Resimli Hikaye Kitaplarındaki Değer İfade Eden Resimlerin

(16)

Resim 1: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Paylaşmak Değerine

İlişkin Örnek Resim ...108 Resim 2: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Sevgi Değerine

İlişkin Örnek Resim ...109 Resim 3: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Mutluluk Değerine

İlişkin Örnek Resim ...109 Resim 4: Resimli Çocuk Kitaplarında Geçen Arkadaşlık Değerine

İlişkin Örnek Resim ...110 Resim 5: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Yardımseverlik Değerine

İlişkin Örnek Resim ...110 Resim 6: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Saygı Değerine

İlişkin Örnek Resim ...111 Resim 7: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Temizlik Değerine

İlişkin Örnek Resim ...111 Resim 8: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Nezaket Değerine

İlişkin Örnek Resim ...112 Resim 9: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Empati Değerine

İlişkin Örnek Resim ...112 Resim 10: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Çalışkanlık Değerine

(17)

Resim 11: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Hoşgörü Değerine

İlişkin Örnek Resim ...113 Resim 12: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Dürüstlük Değerine

İlişkin Örnek Resim ...114 Resim 13: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Adalet Değerine

İlişkin Örnek Resim ...114 Resim 14: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Cesaret Değerine

İlişkin Örnek Resim ...115 Resim 15: Resimli Çocuk Kiraplarındaki Liderlik Değerine

İlişkin Örnek Resim ...115 Resim 16: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Estetik Değerine

İlişkin Örnek Resim ...116 Resim 17: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Tutumluluk Değerine

İlişkin Örnek Resim ...116 Resim 18: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Sorumluluk Değerine

İlişkin Örnek Resim ...117 Resim 19: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Özgüven Değerine

İlişkin Örnek Resim ...117 Resim 20: Resimli Çocuk Kitaplarındaki Barış Değerine

İlişkin Örnek Resim ...118  

(18)

BÖLÜM I

GİRİŞ

İnsan hayatında gelişimin her alanda hızla ilerlediği en kritik dönem şüphesiz ki çocukluk dönemidir. Bugün, yapılan pek çok çalışmaya göre hayatın ilk yıllarında yaşanılan durumların, içinde bulunulan ortamın, örnek alınan kişilerin ve alınan eğitimin, bireyin hayatını neredeyse kalıcı bir şekilde şekillendirdiği söylenebilmektedir. Bireyin gelecekteki hayatının şekillenmesinde iki unsur vardır ki bunlar kalıtım ve çevredir. Bebeğin annesinden ve babasından aldığı fiziksel görünüş, zeka potansiyeli gibi doğuştan gelen özellikler kalıtımla ilgili özelliklerdir. Çevresel faktörler ise döllenmeden sonra ortaya çıkan, kalıtımın dışındaki nedenlerle gelişimde meydana gelen değişikliklere ilişkin faktörlerdir (Genç, 2009). Çevreden kastedilen şey, maddi ve manevi uyarıcıların tümüdür.

Problem çözme becerisi, sosyal çevreye uyum, davranışlarında değer yargılarıyla hareket edebilme gibi becerilerin kazandırılabilmesi için çevre şartlarının da en iyi şekilde hazırlanıp çocuğa sunulması gerekmektedir (Sağlam, 2007).

Çocuğun gelişimini etkileyen çevresel faktörlerden birisi de çocuk kitaplarıdır. Kitaplarda anlatılan olaylar sayesinde çocuk ileride karşılaşacağı problem durumlara daha kolay çözüm bulabilmekte ve vicdani yargı içeren olaylarda doğruyu yanlıştan daha kolay ayırt ederek doğru olanı yapmaya karar verebilmektedir. Bu bakımdan çocuk kitaplarında anlatılan olayların gerçek hayattan kopuk olmaması, çocuğa olumlu davranış kazandırmak açısından önemlidir (Sağlam, 2007).

Gelişimin bir bütün olduğu gerçeği dikkate alındığında, kişilik gelişiminin en iyi şekilde gerçekleşebilmesi için diğer gelişim alanlarının da mümkün olan en iyi şartlarla desteklenmesi gerekmektedir. Bir bireyin kaliteli bir hayat sürebilmesi için öncelikle bedensel sağlığının yerinde olması gerekir. Bilgin (2012)’e göre bedensel büyüme ve gelişmenin bireyin kişiliği üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle çocuğun bedensel gelişiminin en hızlı olduğu dönem olan okul öncesi çağında çocuk çok iyi bir şekilde beslenmeli ve hareket etmeye yönlendirilmelidir. Her gelişim döneminde bir takım gelişim ödevleri vardır ve bu ödevlerin yapılabilmesi için her şeyden önce sağlıklı bir bedenin olması

(19)

gerekir. Bedensel gelişim tüm gelişim alanlarını etkilemekle birlikte özellikle motor gelişim ile arasında sıkı bir ilişki vardır. Dolayısıyla 0-6 yaşta motor gelişim de çok hızlı ilerlemektedir. İlk altı ay genellikle refleksleriyle davranan bebek dokuzuncu aya geldiğinde desteksiz olarak oturma becerisi , 10-12. aylarda bir yere tutunarak ayağa kalkma becerisini kazanır ve 12-15. aylarda tek başına yürümeye başlar (Ünver, 2011). 18-24 aylarda koşmaya başlayan çocuk 2-3 yaşlarına geldiğinde artık atlama, topa vurma gibi daha karmaşık hareketleri yapabilir. 3-4 yaşlarındayken düşmeden koşabilme, topu yakalayabilme gibi davranışları; 4-5 yaşındayken de hızlı koşma, merdivenleri kolayca inip çıkma davranışlarını sergiler. 5-6 yaşına geldiğinde ise top oyunları oynayabilir, topu yetişkinlere atabilir, küçük düğmeleri ilikleyebilir (Ünver, 2011).

Bir diğer gelişim alanı ise bilişsel gelişimdir. Bilişsel gelişim çocuktaki bellek, düşünme, akıl yürütme ve dildeki gelişmeleri kapsar ( Küçükkaragöz, 2012). Bilişsel gelişim genellikle bu alanın en yetkin ismi olan Jean Piaget’le birlikte anılmaktadır. Okul öncesi dönem Piaget’nin kuramına göre duyu-motor dönemi (0-2 yaş) ve işlem öncesi dönemi (2-7 yaş) kapsar. Bundan sonraki iki dönem ise somut işlemler dönemi (7-11 yaş) ve soyut işlemler dönemi (11-18 yaş)’dir. Zihin gelişimi 0-6 yaş döneminde son derece hızlı olan bir süreçtir. Başlangıçta bebek sadece refleksleriyle tepki verir ve zekası ilerledikçe tepkilerini kasıtlı vermeye başlar. Örneğin bir bebek eli yanlışlıkla çıngırağa çarptığında önce şaşırır, zamanla bu davranış bilinçli hale gelir (Mooney, 2000). Gelişimi ilerledikçe çocuk artık saklanan nesnenin yeri değişse dahi onu bulma, gördüğü bir davranışı sonradan taklit etme, problem çözme becerisinde ilerleme gibi pekçok yol kat eder. İşlem öncesi dönemin ise en karakteristik özellikleri sembolik oyun, benmerkezcilik ve animizmdir. Sembolik oyun oynayan çocuk örneğin bir sopayı at olarak kullanır. Bu dönem, hayal gücünün geliştiğine işaret eder. Benmerkezci olduklarından dolayı henüz kendilerinden başka görüş açıları da olabileceğini anlayamazlar. Ayrıca cansız nesnelerin canlı özellikleri olduğuna inandıkları için animisttirler. Bu dönem değerler eğitiminin verilmesi için çok uygun bir dönemdir. Çocuğun hayal gücü bu dönemde zenginleşmeye başlar ve dönemin sonlarına doğru benmerkezcilik etkisini yavaş yavaş kaybeder. Empati ve hoşgörü değerlerini benimsetmeye bu dönemde başlanmasının gelişimsel açıdan çok iyi sonuçlar vereceği düşünülmektedir. Ayrıca arkadaşlık ilişkileri de bu dönemde yoğun olarak yaşanmakta, ailesinden dışa doğru açılmaya başlayan çocuk, akranlarının farkına varmaya başlamaktadır. Bu dönemde arkadaşlık değeri üzerine iyi bir eğitim vermek çocuğun ileriki yaşlarda geliştireceği sosyal ilişkileri sağlam temeller üzerine oturtmaktadır.

(20)

Bilişsel gelişimle yakından ilişkili olan başka bir gelişim alanı ise dil gelişimidir. Dil gelişimi daha çok 0-2 yaş arasında hızla ilerler. Yeni doğmuş bebeklerin çıkardıkları sesler farklı tonlardaki ağlamalarla sınırlı iken üç aylık bebekler neşeli olduklarını belirten sesler çıkarırlar (Küçükkaragöz, 2012). Altı aylık bebekler daha uzun süreli sesler çıkarırlar. Bir yaşına geldiklerinde ise sesteki vurgu ve tonlamalardan annesi bebeğin ne istediğini anlayabilir ve bebeğinin kendisiyle sözsüz bir iletişim kurduğunu hisseder (Küçükkaragöz, 2012). 12 aylıkken ilk anlamlı sözcüklerini söyler. 18. ayında ortalama 20; 2 yaşın sonunda da yaklaşık olarak 200 kelimelik bir kelime haznezi vardır. 5 yaşına geldiğinde ise bu kelime haznesi 2000 kelimeye kadar genişlemiştir (Küçükkaragöz, 2012).

İnsan doğduğu andan itibaren iletişim kuran bir varlıktır. İlk iletişimi ağlama şeklinde olan insanın bilişsel gelişimine paralel olarak dil gelişimi de ilerler ve duygu ve düşüncelerini çok farklı yollarla anlatabilir hale gelir. İnsanın sosyal bir varlık oluşunun en önemli yansımalarından birisi dildir. İnsan dili sayesinde başka insanlarla etkileşime geçer ve sosyalleşir. Başka insanlarla etkileşim söz konusu olduğunda ise bir takım görgü kuralları, toplumsal yasalar ve değerler devreye girer. Dolayısıyla dilin gelişmesi, bireyin sahip olduğun değerlerin gelişmesini de gerekli kılar. Küçük yaşlardan itibaren değer sahibi olan çocuk, toplumla etkileşime geçebilen, sosyal açıdan uyumlu, kendini rahat bir şekilde ifade edebilen ve kolayca arkadaş edinebilen bir birey haline gelmektedir.

Bir diğer gelişim evresi ise ahlaki gelişimdir. Diğer alanlarda olduğu gibi ahlakın ve kişiliğin temelleri de 0-6 yaş döneminde atılmaktadır. Ahlak gelişimi bedensel yada motor gelişim kadar gözle görülebilir değildir, ancak bu durum çocukların ahlak ilkeleri olmadığı anlamına gelmez. Yetişkinlerin standartlarına uymasa da çocukların da iyi ve kötü değer yargılar vardır. Yeni doğmuş bir bebek için kendisine acı veren ve korkutan şeyler kötü, haz veren ve rahatlatan şeyler ise iyidir (Montagu, 2005). Başlangıçta çocuk iyi ve kötü ölçütlerini yalnızca kendine göre belirler ve zamanla topluma uyumlu, başka insanların da iyiliklerini dikkate alan davranışları gözetmeye başlar. Dört veya beş yaşlarına geldiğinde eskisi kadar dürtüsel davranmaz ve anne babasını memnun etmeye çalışır. Altı yaşına geldiğinde ise yetişkinler tarafından konulan kuralları sorgulamadan benimser ve bu kuralların değişmez olduğunu düşünür (Başal, 2012).

Bir çocuk, davranışlarının arkasında onu harekete geçirecek olan değerleri öncelikle ailesinden ve yakın çevresinden alır. Bacanlı (2011)’ya göre, insanlar başkalarının da kendileriyle benzer tercih ve davranışlarda bulunmalarını isterler. Dolayısıyla, çocuklarına da

(21)

sahip oldukları değerleri aktarmak ve onların da kendilerine benzer tercihlerde bulunmalarını isterler. Bu nedenle, bilinçli yada bilinçsiz, ilk değer aktarımı ailede başlamaktadır. Yaman (2012), değeri “bireylerin herhangi bir kişi, varlık, olay, durum vb. karşısında ortaya koyduğu

duyarlılıklar” olarak tanımlamaktadır. Değerleri kazandırmada birincil etken ailedir. Yaman

(2012)’a göre çocuklara değerleri benimsetmede sözlü uyarıcılardan ziyade o değerleri yaşamak ve model olmak önemlidir. Ebeveyler ve eğitimciler değerleri yaşayarak model olurlarsa değer aktarımı da doğal seyrinde ilerler.

Ancak değer aktarımı tesadüfe bırakılmaması ve doğru değerlerin aktarılması için çaba gösterilmesi gereken bir sahadır. Bunun için ebeveynlerin ve eğitimcilerin yapabileceği çok önemli bir aktivite vardır ki o da çocuklarıyla birlikte resimli hikaye kitabı okumaktır. Çocuklar kitaplarla ilk olarak resimleri vasıtasıyla tanışırlar ve daha sonra metinleri fark ederler (Güleç ve Geçgel, 2005). Bu nedenle, çocuk kitaplarında en az metin kadar resimler de önemlidir. Çocuk kitaplarında, değer içerikli metinlerin yanısıra değer ifade eden resimlerle de çocuğun değer edinimi desteklenebilir.

Eğitimin amacı yüzyıllardır iyiye, doğruya ve güzele meyleden, ahlaklı insan yetiştirmek olmuştur. Ahlakın temel yapıtaşları ise kuşkusuz değerlerdir ve ahlaklı insan, değer sahibi insan demektir. Dolayısıyla, bilişsel, fiziksel, piskomotor ve diğer gelişim alanlarının yanısıra eğitimin bir de ahlak gelişimini destekleyici boyutu vardır. Seydooğulları ve Çok (2012)’a göre ahlak gelişimi bireyin toplumda aktif olarak kullanacağı değerler sistemini oluşturma sürecidir. Bu süreçte bireyin ihtiyaç duyacağı değerler, eğitim vasıtasıyla sunulabilir.

1.1. PROBLEM DURUMU

Toplumları oluşturan bireylerin birlikteliklerini sürdürebilmelerini sağlayan çok sayıda değer vardır. Toplumu ayakta tutan şey, ortak değerlerden gelen tutarlı davranışlar ve yaşantılar bütünüdür. Bireylerin birbirleriyle olumlu sosyal ilişkilere girmesi, bu ilişkileri olumlu yönde sürdürebilmesi için önemli olan bu değerler, toplumların ve bireylerin daha sağlam ve güçlü olmalarına da yardımcı olmaktadır.

Toplum ve hatta evren düşünüldüğünde bir insan maddesel anlamda küçücük bir parçadan başka bir şey değildir. O insana toplum içinde bir yer verecek olan, onu evrende

(22)

anlamlı kılacak olan bürüneceği kişiliktir. Toplumların da kişilikleri vardır ve bireyin kişiliği diğer bireylerinkiyle birleşerek toplumun kişiliği haline gelir. Çünkü toplumun yapıtaşı bireydir ve aslında birey, içinde bulunduğu toplumun bir örneğidir. Bu nedenle toplumu kalkındırmanın en önemli öğesi, toplumdan bir örnek olan bireyi belli değer yargıları olan, karakter sahibi bir hale getirmektir. Toplumu ayakta tutan ve istikrarlı bir şekilde kalkınmasını sağlayan işte bu değerler sistematiğidir ve insani oldukları için de bütün evreni kuşatırlar. Bu nedenle bir toplumun geleceği karakter sahibi, iyi yetişmiş insanlara bağlıdır. (Keskinoğlu, 2008).

İnsanı insan yapan, onu nesne olmaktan ayıran özellik nedir? Bir insanda hangi özellikler olmalıdır ki toplumla uyumlu ve kendi açısından sağlıklı bir hayat yaşayabilsin? Bu soruların cevabı değerler eğitiminde gizlidir. İnsanın değer sahibi olması aynı zamanda toplumla ahenk içinde bir yaşantı ortaya koymasıyla ilgilidir. Çünkü temel insani değerler bütün toplumlarda kabul görmüş ortak doğrulardır. Değer sahibi olmak sadece toplumla uyumu değil, bireyin kendi içinde de tutarlı bir kişiliğe sahip olmasını beraberinde getirir. Yardımlaşma ve paylaşma yahut da sevgi ve saygı birbirleriyle çelişen değil birbirlerini destekleyen kavramlardır. Altın (2010)’a göre de değerler birbirlerinden bağımsız olmayan, aksine birbirleriyle sıkı ilişkisi olan kavramlardır.

Temel değerler bütün toplumlarda kabul görmüş ortak doğrular olmasının yanı sıra bu değerler farklı zamanlarda farklı kuramcılar tarafından farklı kategorilerde ele alınmıştırlar. Geçmişten günümüze doğru bakıldığında değerler üzerine geniş çaplı araştırmalar yapan Allprort, Vernon ve Lindzey’in çalışmalarından sonra değerler genellikle estetik, teorik (bilimsel), ekonomik, siyasal, sosyal ve dinsel değerler olarak altı grupta toplanmaktadır (Dilmaç, 2007). Spranger da aynı şekilde değerleri teorik, ekonomik, estetik, sosyal, politik ve dinsel olmak üzere altı gruba ayırır (Keskinoğlu, 2008).

Çağlar (2003) değerleri ekonomik değerler, ahlaki değerler, toplumsal değerler, mantıki değerler, estetik değerler ve psikolojik değerler şeklinde gruplandırır. Bu sınıflandırma içerisinde ekonomik değerler nesnel olguların ucuz pahalı gibi diğer nesne ve olgularla değişim gücüne karşılık gelir. Ahlaki değerler insan davranışlarını iyi ve kötü olarak değerlendirir. Adil davranış, bencil davranış bu değerlere örnek teşkil eder. Toplumsal değerler nesne ve olayların toplumca önem arz eden özelliklerini ifade eder. Siyasal parti, aile ve eğitim bu değerlere örnek olarak gösterilebilir. Mantıki değeler, mevcut mantıksal yapıya

(23)

göre doğru olarak ifade edilen değerlerdir. Estetik değerler, güzel olan değerlerdir. Psikolojik değerler ise, nesne ve olayların objektif ve sübjektif olarak önem taşıyan özellikleridir. Ayrıca değerler, temel ve aracı değerler olarak sınıflandırılmakla birlikte temel değerler de kendi içinde kişisel ve sosyal değerler olarak ikiye ayrılır.

Bunların yanı sıra Keskinoğlu (2008) değerleri grup ölçekli değerler ve bireysel değerler olarak tasnif etmiştir. Bu tasnife göre grup ölçekli değerler grup yapısının bir parçasıdırlar ve grup içerisindeki kurallar ve normlardan meydana gelirler. Bu değerler grubun içsel bağlarının güçlenmesine yardım ederler. Örneğin, bir öğretmen grubunun veya psikolog grubunun farklı niteliklerde grup değerleri vardır. Öğretmenler için tüm öğrencilere adil davranmak başat bir değer iken psikologlar için hastalarıyla romantik ilişkiye girmeme değeri ön plana çıkabilir.

Değerler bir takım kategorilere ayrılmakla birlikte bu değerler bir bütündür ve birbirlerini tamamlayıcı niteliktedirler. Örneğin sosyal değerler, temel insani değerlerden ayrı bir parça değildir. Bütün toplumlarda kabul gören bir takım evrensel değerler vardır. Bu değerler zamana ve mekana göre değişiklik gösterebilmekle birlikte kültürden kültüre de bir takım farklılıklar sergileyebilir. Sadakat, sevgi, saygı, dürüstlük, cömertlik, nezaket gibi değerler ise zaman, mekan ve kültür sınırlaması olmaksızın evrenseldirler ve temel değeler olarak nitelendirilmektedirler (Balat ve Dağal, 2011).

Cömertlik, cesaret, dürüstlük, sevgi gibi değerler evrensel olmakla birlikte zamanın sınırlarına da sığmayan niteliktedirler. Sadık, güvenilir, cesur bir karakter sahibi olmak zaman, mekan, ırk, millet ayırımı yapmaksızın her yerde geçerli olan değerlerdir. Nitekim yüzyıllar öncesinde Platon bir karakterde olması gereken dört temel değeri şu şekilde belirtmiştir; bilgelik, cesaret, ölçülülük ve adalet (Küyel, 1985). Bu değerler dört kollu bir terazinin dört kefesi gibi birbirini dengeleyen unsurlardır. Bildiğimizi yaşamak ve güç sahibi olmak için bilgelik, bu bilgiyi hayata yansıtmak ve onun gerektirdiği gibi yaşamak için cesaret, bilgide ve cesarette aşırı uca gidip dengeyi bozmamak için ölçülülük ve en sonunda da hem bireyin kendi haklarına sahip çıkmak, hem de toplumu ideal bir forma kavuşturmak için adalet gerekmektedir. Bunun yolu da hiç kuşkusuz eğitimden geçer. Eğitim bireyi iyiye, kabul gören davranışlara sevk edici bir niteliktedir. Okula gelen bir öğrencinin olumsuz, toplum tarafından kabul görmeyen davranışları varsa o, bunlardan arındırılabilir; iyi ve toplumla uyumlu davranışlarla donatılabilir. Örneğin teşekkür etmeyi bilmeyen bir çocuğa bu

(24)

davranışı kazandırılabilir. Fakat değerler eğitimi yalın bir davranış değişikliğinden de öte içsel bir süreci de kapsar ve nihai hedefinde bireyin o değerleri özümsemesi, içselleştirerek kendine mal etmesi vardır.

Çocukları şahsiyet sahibi bir varlık haline getirmek için içlerinde potansiyel olarak bulunan temel insani değerlerin gün yüzüne çıkıp aktif hale getirmek gerekmektedir. Çocuk ruhuna görünmez kalemle yazılmış olan bu yazıları okunur hale getirecek olan en önemli aydınlatıcı öğe, çocuk kitaplarıdır. Özellikle de resimli kitaplar, çocuğu hayal dünyasının yollarından geçirerek gerçek dünyaya ulaştıran vazgeçilmez unsurlardır. Dil gelişimi ve bilişsel gelişimi desteklemenin yanı sıra çocuk kitapları değerler eğitiminde de önemli araçlardır. Hoşgörü, paylaşma, yardımlaşma gibi temel değerleri çocuklara benimsetmede resimli kitapları kullanmak son derece yararlı olmaktadır ve başarılı bir karakter eğitiminde kitap seçimi önemlidir (Parker ve Ackerman, 2007).

Okumayı henüz bilmese de erken yaşlarda kitapla tanışmak her çocuğun en doğal hakkıdır. Okul öncesi dönem çocukları için yayınlanan resimli hikaye kitaplarının, başta çocuğun dil gelişimini desteklemenin yanı sıra pek çok faydası vardır. Çocuğun kendini keşfetmesine, toplumsallaşmasına, akranlarıyla uyumlu sosyal ilişkiler geliştirmesine yardımcı olur. Çocuğa keyif verir ve ilk sanatsal deneyimlerinin oluşmasına katkıda bulunur. Bütün bunların yanı sıra resimli çocuk kitaplarının son derece önemli bir özelliği daha vardır ki o da, çocukların temel değerleri kazanmasında önemli yardımcılar olmasıdır. Çocuğun tüm gelişim alanlarına doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayan resimli hikaye kitaplarının bütün bu faydaları düşünüldüğünde çocukların bu kitaplarla mümkün olduğunca erken tanışması bir kez daha önem kazanmaktadır.

Öte yandan bireyin kendi davranışlarındaki tutarlılığını ve toplumla uyumunu sağlaması açısından değerler eğitimi çok önemlidir ve resimli çocuk kitapları bu eğitimin vazgeçilmez unsurlarıdır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırma, okul öncesi çocuklarına yönelik yayımlanan resimli hikaye kitaplarında yer alan temel insani değerlerin ne olduğunu ve bunlara ne kadar yer verildiğini belirlemek

(25)

amacındadır. Bu amaca ait bulguların daha net ortaya konması açısından araştırmanın alt problemleri şöyle belirlenmiştir:

Alt Problemler

1. Okul öncesi çocuklarına yönelik yayımlanan resimli hikaye kitaplarının metin bölümlerindeki temel değerler nelerdir?

2. Okul öncesi çocuklarına yönelik yayımlanan resimli hikaye kitaplarının metin bölümlerindeki temel değerlerin oranları nedir?

3. Okul öncesi çocuklarına yönelik yayınlaman resimli hikaye kitaplarının resim bölümlerindeki temel değerler nelerdir?

4. Okul öncesi çocuklarına yönelik yayımlanan resimli hikaye kitaplarının resim bölümlerindeki temel değerlerin oranları nelerdir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Eğitim sosyal kalkınmanın temel yapıtaşlarındandır. Bir çocuğun bedenini, zihnini, duygularını eğitmek mümkündür. Bireyin bedenini ve zihnini geliştirmenin yanı sıra eğitimin çok önemli bir işlevi daha vardır ki o da sosyal hayatta uyumlu, toplum tarafından kabul gören ‘iyi’ ölçütlerine uygun insan yetiştirmektir. Daha geniş bir ifadeyle anlatılacak olursa karakterli insan yetiştirmektir. Karakter eğitimi son zamanlarda gündeme gelmiş gibi görünmektedir. Ancak yüzyıllar boyunca okulların amacı dürüstlük, sadakat, paylaşma gibi değerleri benimseterek iyi insan yetiştirmektir. İlk zamanlardan beri okullar karakter eğitimi adı altında olmasa bile iyi insan yetiştirmede önemli yapıtaşları olarak görülmektedir. Toplumlar, var oldukları günden beri değerler edinmeye ihtiyaç duymuşlardır. İnsan doğası bir takım değerlere sahip olmak ve onlara uygun davranmak eğilimindedir. Başkalarına bağımlı olarak yaşayan, başkalarının fikirlerini kendi fikri sanan insan belki de değerlere ihtiyaç duymayabilir. Fakat kendini kendisi olarak inşa etme hamlesinde olan insan bu zorlu yolda en önemli yol göstericilerin değerler olduğunu bilir ve kendini inşa sürecinde kişiliğini bu değerler üzerine oturtmaya çalışır.

(26)

Bu temel değerleri kazandırmaya yönelik olan değerler eğitimi günümüzde bir gerekliliktir. Sosyal, duygusal, davranışsal, zihinsel gibi birçok yönden eğitim bir bütündür. Bu bütünlüğün bir parçası olarak değerler eğitimi, bilhassa sosyal ve duygusal yönden olmak üzere diğer parçalara etki etmektedir. Okul öncesi dönemde iyi bir değerler eğitimi almış çocuk ileriki hayatında da iç mutluluğu yakalamış ve sosyal yönden uyumlu bir birey olacaktır. Bu eğitimin temelleri çocuğun karşılaştığı ilk eğitim ortamı olan ailede atılmaktadır (Brannon, 2008). Çocuk okula gittikten sonra ise öğretmen, çocuğun davranışlarına ve tutumlarına etki ederek bu temellerin üzerine bir karakter inşa etmeye başlar. Bu inşada hoşgörü, yardımlaşma, sevgi, saygı, arkadaşlık gibi değerlerin her birini ayrı bir tuğla olarak düşünürsek bu tuğlalar bir araya geldiğinde karakter denilen muazzam yapıyı meydana getirirler. Bu değerlerden hiçbiri ayrı değil, aksine birbirini tamamlayıcı niteliktedirler. Karakter denilen bu yapının temelleri okul öncesi dönemde sağlam atılırsa ve gittikçe daha sağlam inşa edilirse dışarıdan gelecek her türlü olumsuz koşula, darbelere ve ruhsal depremlere karşı dayanıklı olacaktır. Bu binanın mimarları olarak ebeveynlerin, öğretmenlerin değerler eğitimi konusunda ne kadar önemli olduğu açıktır. Bir rol model olarak aile bireyleri ve öğretmenler karakter bakımından ne denli tutarlı ve dengeli olurlarsa çocuk da o kadar dengeli ve tutarlı bir karakter yapısına sahip olur (Altın, 2010)

Çocuklar küçük yaşlarda anne babaları, öğretmenleri, akranları, televizyon, internet gibi çeşitli yönlerden gelecek her türlü etkiye açıktırlar. Bu uyarıcı bombardımanı karşısında neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemeyebilirler. Özellikle medyadan iyi değer hakkında karmaşık mesajlar alabilmektedirler (Brannon, 2008). Çocuklara doğruyu yanlıştan ayırt edebilme becerisi ancak değeler eğitimiyle verilebilmektedir ve bu beceri, çocuğun kimseye bağımlı kalmadan özgür iradesiyle kendi kararlarını verebilmesi ve kararlarının sorumluluğunu alabilmesi açısından önemlidir.

Erken çocukluk yıllarında birey dış dünyayı dokunarak, görerek, koklayarak ve duyarak algılamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Dünyayı beş duyusuyla keşfinde somut materyaller olarak kitaplar çocuklar için vazgeçilmez yol göstericilerdir. Yaşamın ilk yıllarında okuma ve yazma bilmeyen çocuk parlak, canlı renkleriyle, resimleri ve şekilleriyle görsel bir şölen sunan resimli kitaplar sayesinde harflerle, kelimelerle ve cümlelerle tanışır.

Yaşamın erken yıllarında çocuğun kitapla olan ilişkisi farklı amaçlarla, farklı niteliklerde ve farklı şekillerde olmaktadır. Okul öncesi çocuklarına yönelik resimli hikaye kitaplarının

(27)

başlıca amacı çocuğu okuma kültürüne aşina kılmak ve bir takım estetik zevkler de vermektir. Duygu, düşünce ve davranışlarıyla kendine özgü bir varlık olan çocuk, kitaplarla ne kadar erken tanışırsa ileride yetişkin dünyasına uyumu o kadar kolay olacak ve kitapla arasındaki bağ o kadar güçlü olacaktır. Bütün bunların yanı sıra resimli kitaplar çocukların düşünme ve konuşma becerilerinin gelişmesine de katkı sağlar ve okuryazarlığa heveslendirir ( Beyazova, 2006).

Ayrıca resimli hikaye kitaplarının çok önemli bir işlevi daha vardır ki o da değer ediniminde önemli yardımcılar olmasıdır. Eğitimin vazgeçilmez unsuru olan kitaplar değerler eğitiminde de kuşkusuz önemli bir yere sahiptir. Çocuğun hayal dünyasından gerçek dünyaya açılan en önemli pencerelerden biri resimli hikaye kitaplarıdır. Resimli hikaye kitaplarındaki karakterleri, onların güzel davranışlarını çocuk örnek alarak gerçek dünyaya taşıma imkanına sahiptir. Resimli kitaplar sayesinde çocuk karakterlerin davranışlarını kendine örnek alarak bir takım değerleri kolaylıkla benimseyebilir. Bu durumda değerler ediniminde resimli hikaye kitaplarının önemi açıktır.

Bu çalışmanın bulguları, ailelere, okul öncesi eğitim kurumlarına ve öğretmenlere kitap sçiminde; yayınevleri, kitap yazarları ve resimleme çalışması yapanlara çocuklara yönelik kitap hazırlamada ve en nihayetinde toplumun geleceği olan çocuklara değer kazandırma açılarından faydalar sağlayacaktır.

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma 2005-2012 yılları arasında yayımlanmış, Türk yazarlar tarafından yazılan 3-6 yaş grubu çocukları için değerler eğitimine yönelik yada kapağında değer ifadesi geçen resimli hikaye kitaplarıyla sınırlıdır.

1.5. Tanımlar

Değer: Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğü’nde (TDK, 2012) “Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet, meziyet, üstün nitelik, meziyet” olarak tanımlanan değer Dilmaç (2007) tarafından ise insanı diğer canlılardan farklı kılan düşünebilme yeteneğiyle ürettiği inançlar bütünü olarak ifade edilmiştir.

(28)

Değerler Eğitimi: Bireyin belli başlı değerleri fark etmesini, hayatında gerekli olan değerleri kazanmasını, yeni değerler edinmesini ve edindiği değerleri kişiliğinin temel taşı haline getirmesini sağlamak için hayat boyu verilen eğitimdir (Yaman, 2012).

Resimli Hikaye Kitapları: 0-7 yaş çocuklarına yönelik olarak hazırlanan, resme yazı kadar yada yazıdan daha fazla yer verildiği, belirgin bir teması ve çözülmesi gereken problemleri olan, ortalama iki yüz sözcüğün oluştuğu kitaplardır (Uzmen, 2001, akt. Tuğrul ve Feyman, 2006)

(29)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Çocukta Ahlak Gelişimi

Kişilik gelişiminin en önemli unsurlarından birisi şüphesiz ahlaki gelişimdir. İnsan sosyal bir varlıktır ve insanın çevreyle uyumlu bir yaşantı sergileyebilmesi ahlak kurallarıyla mümkündür. Çocuk, ahlak kurallarını aile, okul, arkadaşlar gibi çevresindeki insanların etkisiyle öğrenmektedir. Çünkü insan çeşitli davranışları, görgü kurallarını ve alışkanlıklarını çevresindeki insanlarla temas sırasında öğrenir (Köylü, 2003). Bir çocuğun hayatının ilk yıllarında bu temaslar sırasında alacağı etkiler kişiliğinin oluşmasında rol oynamaktadır. Bu anlamda göreceği bir yanlış davranış, kötü bir ahlaki yargı çocuğun kişiliğinde telafisi mümkün olmayan hasarlar açabilir. Kişilik gelişimini tesadüfe bırakmamak için, bilinçli bir şekilde eğitim verilmeli ve eğitimde ahlaki değerlere yer verilmesine özen gösterilmelidir.

Çocuklar belli bir kültürün içerisine doğarlar ve aileleri vasıtasıyla ilk olarak bu kültürün doğru ve yanlışlarını benimserler. Çocuğun ahlaki gelişimi ve bilişsel olgunluğu ilerledikçe aklını kullanarak doğruyu yanlıştan ayırt etmeye ve doğru olanı bilinçli bir şekilde tercih etmeye başlar. Ancak, bir durumda nasıl davranması gerektiğine karar verirken ilk öğrendiği kalıcı bilgilerini kullarak bir tercihte bulunur. Bu nedenle hayatının ilk evresi olan 0-6 yaş dönemi, kişiliğin şekillenmesi ve ahlaki değerlerin kazanılması açısından çok önemlidir.

Ahlaki değerlerin kazanılması çocuğun ruhsal gelişimi ile yakından ilgilidir. Davranışın bireysel bir eylem olması, ahlakın toplumsal yönünün yanısıra ruhsal bir yönünün de bulunduğunu düşündürmektedir. İnsanın nasıl davranacağını bilmek için çocuk gelişiminin her basamağında bireyi harekete geçiren iç güdü ve iç tepilerin neler olduğunu bilmek gerekmektedir (Dilmaç, 1999). İnsan davranışlarının sebepleri bilindiği zaman onları kasıtlı ve istendik olana yöneltmek de kolaylaşacaktır. Eğitim, insanın içerisinde potansiyel olarak bulunan yetenekleri ve eğilimleri gün yüzüne çıkararak onları iyi davranışlara dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Abraham Maslow gibi hümanistik psikologlar insanların ahlaki bir varlık olarak doğduklarını ve çevrenin etkisiyle bu ahlakın gelişip zenginleşebileceğini düşünürler

(30)

(Köylü, 2003). İnsanlarda potansiyel olarak bulunan ahlakı, davranışa dönüştürerek o insanın kişiliğini geliştirmek ise eğitimle mümkündür.

İnsanların aslında potansiyel olarak ahlaklı ve iyi olarak doğdukları esasına dayanan hümanizmin temsilcilerinden olan Maslow, insanların ihtiyaçlarını beş basamaktan oluşan bir piramitte tanımlamıştır. Bu basamaklar şu şekildedir (Ulusoy, 2011):

a. Fizyolojik İhtiyaçlar: İnsanın yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan yiyecek, içecek, giyinme, barınma, uyku gibi biyolojik ihtiyaçlardır. İnsanın fizyolojik ihtiyaçları karşılanmadan diğer basamaklara geçmesi zordur.

b. Güvenlik İhtiyacı: Emniyet, güvende olma, düzen gibi ihtiyaçlardır. Fiziki, ekonomik, sosyal ve hatta siyasal olarak güvende olmayı içerir. Fizyolojik ihtiyaçları karşılanan insan bundan sonra güvenlik ihtiyacını karşılamak için harekete geçecektir.

c. Ait Olma ve Sevgi İhtiyacı: İnsanın kendini bir yere ait hissetme, diğer insanlarla birlikte yaşama, sevme ve sevilme ihtiyacıdır. Sevgi ve ait olma ihtiyacının karşılanmadığı yerde insan kendini yalnız ve yalıtılmış hiseder.

d. Takdir ve Saygı İhtiyacı: Maslow’un takdir ve saygı ihtiyacı iki yönlüdür. Birincisi bireyin başarısından ötürü etrafındaki insanlar tarafından takdir edilmesi, ikincisi ise kişinin kendi kendine saygı göstermesidir.

e. Kendini Gerçekleştirme: Bireyin yukarıdaki ihtiyaçlarını gidermesi sonunda orta çıkan bilgi, beceri ve yeteneklerini sergileme, kendini tam olarak ortaya koyma ihtiyacıdır. Kendini gerçekleştirme meslek, sanat, siyaset gibi alanlarda olabileceği gibi ideal ve ahlaklı bir insan olmaya gayret etmek de olabilir.

Sosyal bir varlık olan insan sevme, sevilme, ait olma, takdir görme gibi ihtiyaçlara sahiptir. Bireyin bir yere ait olması, takdir görmesi ve sevilmesi için evrensel ahlaki değerlere, en azından yakın çevresinin ahlaki değerlerine sahip olması ve onlara uygun davranması gerkemektedir. Çünkü sevgi, içerisinde sosyal uyumu da barındırır. Bu da demektir ki, Maslow’un hiyerarşisine göre kendini gerçekleştirme ihtiyacını tatmin etmek isteyen bir bireyin değer sahibi olması ve onlara uygun davranması gerekmektedir.

Bir çocuğun toplumla uyumlu, ahlaklı bir birey haline gelmesi şüphesiz birden bire olmamakta, bir takım safhalardan geçmeyi gerketirmektedir. Kişinin doğuştan getirdiği

(31)

yetilerle toplumda var olan iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt etme becerisi anlamına gelen ahlak gelişimi belirli bir süreci kapsamaktadır. Bu aşamaları Kohlberg şu şekilde açıklamaktadır (Bayhan ve Artan, 2007):

I. Gelenek Öncesi Ahlak: Bu düzeydeki bir çocuk kültürel kural ve değerleri benimsemeye açıktır. Bu düzey iki dönemi içerir:

1. Dönem: İtaat ve Ceza Eğilimi (6-9 yaş): Bu dönemde, bir davranışın iyi mi kötü mü olduğuna karar vermek için o davranışın sonucuna bakılır. Cezadan kaçınmak amacıyla kurallara uyulur.

2. Dönem: Saf Çıkarcı Eğilim (10 yaş): Kişinin gereksinimlerini tatmin eden davranış doğru davranış olarak nitelendirilir. Doğru ve yanlışı belirleme ölçütü kişinin davranışlarıdır.

II. Geleneksel Ahlak: Bu düzeyde çevrenin beklentileri bir değer taşır. Çocuk, çevresinin ve sevdiklerinin beklentilerine göre davranışlarını şekillendirir.

3. Dönem: İyi Çocuk Eğilimi (11 yaş): Bu dönemde başkaları tarafından beğenilen davranışlar iyi davranış olarak görülür. Çocuk, beğenilmek ve takdir edilmek için kurallara uyar.

4. Dönem: Kanun ve Düzen Eğilimi (12 yaş): Bu dönemde yerleşmiş kuralları ve var olan düzeni korumak önemlidir. Otoriteye saygı gösterilmeli ve emirlerine uyulmalıdır.

III. Gelenek Üstü Ahlak (17 yaş ve sonrası): Bu düzeyde ahlaki değer ve ilkeler kişilerden bağımsız olarak tanımlanır. Bu düzeyde de iki dönem vardır.

5. Dönem: Sosyal Kontrat Eğilimi: Toplumun yararına olan ve insan haklarını gözeten davranışlar doğru davranış olarak nitelendirilir. Birey, değerlerin ve fikirlerin çeşitliliğinin farkındadır.

6. Dönem: Evrensel Etik Prensibi Uyumu: Bu dönemde doğru ve yanlış, iyi ve kötü kavramları kurallarla ve yasalarla değil kişinin kendi vicdanı ile geliştirdiği ahlak prensipleriyle tanımlanır. Bu prensipler evrensel geçerliliği olabilecek nitelikte prensiplerdir.

Kohlberg, ahlak gelişimini altı yaştan itibaren başlatmaktadır. Ancak çocuğun doğduğu andan itibaren aldığı her etki kişiliğinin şekillenmesine katkıda bulunmakta ve ahlak

(32)

gelişimine zemin oluşturmaktadır. Hiçbir çocuk değer yargılarına sahip bir şekilde dünyaya gelmez ve ahlak duygusu kendi kendine gelişmez (Bayhan ve Artan, 2007). Bir bebek doğduğunda benmerkezcidir ve ona haz veren şeyler iyi, acı veren şeyler ise kötüdür (Montagu, 2005). Bilinci ve farkındalığı geliştikçe, ona haz verse dahi bazı şeyleri yapmaması gerektiğini fark eder ve neden olduğunu tam olarak kavrayamasa da ona acı veren bazı şeylerin de iyi olabileceğini fark eder. Başal (2012)’a göre bir çocuğun ahlak gelişimi, zihin gelişimi ile paraleldir. Ahlak gelişiminde, çocuğun çevresiyle kurduğu ilişkiler de çok etkilidir. Ahlak gelişimi, çocuğun toplumsallaşma süreci içerisinde neyin iyi, neyin kötü olduğuna dair bilinç geliştirmekle alakalıdır. Böylece, bireyde oluşacak olan değerler sisteminin gelişimsel bir süreç içerisinde ortaya çıktığı söylenilebilir (Başal, 2012).

2.2. Okul Öncesi Dönemde Değerler

Çocuğun ileride çevreye uyumlu ve toplumsal yaşamını kolaylıkla sürdürebilen bir birey haline gelmesi için gerekli olan değerlerin temelleri okul öncesi dönemde atılmaktadır. Bu değerlerin kazandırılmasında ebeveynler, eğitimciler ve çocuğun yakın çevresi önemli rol oynamaktadır. Eğitimcilerin ve ebeveynlerin rol model olarak değerleri yaşamaları ve o değerlere uygun davranmaları çocuklara değer kazandırmak açısından çok önemlidir (Yaman, 2012). Bir çocuk ahlaklı kılınmak isteniyorsa eğitimcilerin ve öğretmenlerin o çocuğa aşılamak istedikleri değere önce kendileri sahip olmalıdırlar. Karakter eğitimi ile verilebilecek olan iyi ahlak, örnek olunabilecek bir ruhsal durumdur. Gürsoy (2007)’un ifadesiyle şahsiyet eğitimi, esasında bir şahsiyetler arası eğitimdir. Bir çocuğa iyi ahlakı aşılayan aslında anne babasının ve eğitimcisinin ruh halleridir.

Eğitimci değerleri kendisinde yaşatarak çocuğa somut bir örnek olursa onun ahlak edinimi kolaylaşır. Bu yöntem küçük çocuklar için daha faydalı olabilmektedir. Piaget’e göre bir çocuk soyut düşünebilme becerisini 11-12 yaşlarında kazanmaya başlar (Bayhan ve Artan, 2007). Teorik olarak değerleri anlatmaya çalışmak, soyut düşünme becerisini henüz kazanmamış bir çocukta amacına ulaşması zor ve belki de imkansızdır. Onun için en iyi yöntemlerden birisi somut bir şekilde örnek olmaktır.

Eğitim, okul duvarları ile sınırlı kalmaması, hayatın her alanına aksettirilmesi gereken bir disiplindir. Eğitimin en önemli amaçlarından biri, tercihlerini hür iradesiyle iyiden, doğrudan ve güzelden yana kullanan insan yetiştirmektir. Böyle bir insanı yetiştirebilmek için

(33)

eğitimcinin de bu niteliklere sahip olması gerekmektedir. Eğitimci, çocuğa her hali ile örnek olmalı, ona doğru olanı yapmasını sözlü olarak ifade ederken kendi davranışları söyledikleriyle çelişmemelidir.

İyi ahlaka sahip olmak, iyi ahlaklı bir insanı takip etmekle mümkündür. Bu anlamda bir eğitimcinin ihmal etmemesi gereken önemli bir husus, öncelikle çocukla arasında bir sevgi bağı kurmaktır. Bir çocuğun, eğitimcisine sevgi duymadan onu takip etmesi ve onun gibi olmak istemesi zor bir ihtimaldir. Çocuk, eğitimcisi ile ruhsal temaslarda bulundukça, onunla olan sevgi bağını güçlendirdikçe onun gibi olmak, onun gibi düşünmek ve davranmak ister. Çocuk, ancak sevgi ile eğitimcisinin ayak izlerini takip eder ve eğitimcisinden aldığı ışıkla yavaş yavaş kendi kişiliğini imar etmeye başlar.

Pek çok bakımdan olduğu gibi kişiliğin şekillenmesi açısından da okul öncesi dönem kritik bir dönemdir. Çocukların ileriki hayatlarında tercihlerini etkileyecek olan değer yargılarının temelleri bu dönemde atılmaktadır. Balat (2003), okul öncesi çağındaki çocuklar için değer aktarımında ebeveynlerin ve eğitimcilerin dikkat etmesi gereken noktaları şu şekilde ifade etmiştir:

 Çocukların değerleri sağlıklı bir şekilde benimsemeleri çevresindeki yetişkinlerin davranışlarıyla yakından ilişkilidir. Bu nedenle yetişkinleri söyledikleri ile yaptıkları arasında tutarlılık ve bütünlük olmak durumundadır.  Davranışlara ilişkin kurallar önceden çocuğa net bir şekilde belirtilmeli, güzel

davranışlar pekiştirilmeli ve çocuk kurallara uygun davrandığında ödüllendirilmelidir.

 Dışa bağımlı kalmaktansa çocuğun iç disiplin kazanmasına ve sorumluluk almasına yardımcı olacak davranışlar öne çıkarılmalıdır.

 Çocukların davranış becerilerini günlük yaşamda ve sosyal ortamlarda gösterebilmeleri için fırsat verilmelidir.

 Çocuğa bahsedilen değerlerin ne anlama geldiği ve neden önemli oldukları somut örneklerle anlatılmalıdır.

Okul öncesi dönemde çocuklar kendi değer yargılarını oluşturup şekilldendirirken bir yandan da günlük hayatta doğru olanla olmayanın ayırdına varmaya başlarlar. Akyol (2012)’a

(34)

göre bu dönemdeki çocukların günlük hayatta karşılaştıkları çatışmalar, onların ahlaki deneyim kazanmaları açısından önemli bir çıkış noktası olabilir. Bu nedenle, çocukların ahlaki deneyimlerini desteklemek için başka insanlar ve varlıklar hakkında düşünmeye sevk etmek değer yargısı ile davranmayı kolaylaştırabilmektedir.

2.3. Değer Kavramı

Pek çok soyut kavramda olduğu gibi değer kavramı da kolayca tanımlanabilecek bir kavram değildir. Farklı sahalardan kuramcılar değer kavramını farklı şekillerde açıklamaya çalışmışlardır. İnsan ve onun faaliyetleri değer kavramının sınırlarına girdiği için hemen hemen tüm sosyal bilim dalları bu kavram üzerine çalışma yapmaktadır (Ekşi ve Katılmış, 2011). Değer kavramının farklı disiplinlerin ilgi alanına giriyor olması da ortak bir tanım yapmayı güçleştirmektedir (Dilmaç, 2007). Değer (value) kavramı Latince kıymetli olmak, güçlü olmak anlamlarına gelen ‘valere’ kökünden türeyen bir kavramdır. Felsefe, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, eğitim bilimleri, ilahiyat gibi alanlarda farklı anlamlar taşımasına rağmen değer tanımlarında ortak olan bir nokta vardır ki o da insan eylemlerini seçme, meşrulaştırma ve olayları değerlendirme hususunda bir kıstas olarak ele alınmış olmasıdır (Aydın, 2011).

Kelime anlamına bakıldığında değer bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet, meziyet, üstün nitelik olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2013). Osmanlıca’daki karşılığı ise kıymet, paha, cevher sözcükleridir. Felsefi terminolojide ise bir şeyin önem ölçüsünü gösteren, onu anlamlı, istenilir, faydalı kılan ve ilgi konusu haline getiren özellik yada niteliktir (Cevizci, 2011).

Değerler bir toplumda nelerin önemli olup nelerin tercih edilmemesi gerektiğine işaret ederler (Akbaş, 2008). Bu bakımdan değerler, toplumun doğruluğu yada yanlışlığı konusunda müttefik olduğu önemli yol göstericilerdir. İnsan eylemlerinin altında çoğunlukla değer olgusu bulunmaktadır. Değer sahibi insanlar bir davranışta bulunurken doğru ise yapma, yanlış ise yapmama eğilimindedirler. Eylemi ve kişiliği değerlendirirken kişinin hangi değerleri temel alarak eylemi gerçekletirdiğini ve hangi değerleri içselleştirdiğini göz önünde bulundurmakta fayda vardır.

(35)

Değer bir şeyin arzu edilebilir olup olmadığıyla ilgili inançtır, hayatın gayesidir. Kendi hayatımızın yanısıra başkalarının hayatında da gaye olmasını istediğimiz kavramlardır (Güngör, 1998). Aydın (2011) ise değer kavramını şu şekilde tanımlamaktadır; sosyolojik açıdan genel olarak değer bireye ve topluma faydalı, birey ve toplum için istenilir, birey ve toplum tarafından beğenilen her şeydir.

Değerlerin kişi yada topluma yararı olduğu düşünülmektedir ve değerler tüm insanlık için iyi ve faydalı olma özelliğine sahip oldukları için değerlerin evrensel bir tarafı da vardır. Değerler insanların çoğunluğunun üzerinde ittifak kurduğu gerçek davranış standartlarıdır (Uysal, 2008). Çoğu davranış insanın sahip olduğu değerler siteminin bir yansımasıdır (Güngör, 1998). Davranışlar bireyin iç dünyasının dışa vurumudur. Değer, bir kişinin özgür iradesiyle seçip bağlandığı, davranışlarına yön veren ve içten gelen bir güçtür. Davranışların temelinde değerler bulunmaktadır. Değerler değişmedikçe ona bağlı olarak davranışların değişmesi pek de mümkün değildir. Değerler ve davranışlar birbirine bağlı olup bireyin psikolojik varlığını sürdürmesi için bir bütün olarak düşünülür.

Değerler sadece davranışları belirleyen ölçütler değil, aynı zamanda duygu ve düşüncelere de kaynak teşkil ederler. Değerlerin kazanılmasına küçük yaşlarda başlanır ve bu değerler zamanla alışkanlık haline gelir ve hatta kişiliğin bir parçası olur (Aydın, 2003). Değerler kimliği çözülmekten kurtaran ve insanın gelişerek kendini inşasına yardımcı olan çok önemli unsurlardır. Ülken (2004)’e göre sosyal yapı içerisinde şekillenen bilinç, değerler levhasına göre ayarlanır. Toplumdaki değerlerden bazıları amaç değerler, bazıları ise araç değerlerdir (Ülken, 2004). Araç değerler, amaç değerleri gerçekleştirmeye yararlar. Amaç değerlerin toplumdaki esas fonksiyonu gerçekleştiğinde toplumda huzur ve düzene ulaşılmış olur. Toplumda araç değerler amaç değerlerin yerini alırsa dirlik ve huzur bozularak bencillik boy göstermeye başlar. Bencillik ise sosyal çözülmeye sebebiyet vererek insanları birlik ve bütünlük içinde hareket edemeyen kitleler yığınına çevirir.

Ülken (2004)’e göre sosyal bir varlık olan insan bilinci, sosyalleşme imkanı bulamayan hayvan bilincinden farklıdır. Sosyal bilinç sahibi insan, eylemlerini değerleri ölçüt alarak yapar. Birey eğitim aracılığıyla değerlere çevrilir. Değerler ve ahlak sosyal sahada, yani öteki insanların da varlığının kabul ve tasdik edilmesi gereken sahada ortaya çıkar. Değerlere bakıldığında hep bir muhatap vardır. Saygı vatana, millete, insana saygıdır. Sevgi arkadaşa, eşe, kardeşe, insana, doğaya sevgidir. Hoşgörü, bir başkasını hoşgörmektir, insanları affetmektir. Kısacası, değerler bir ilişki ağı içerisinde cereyan ederler. Bu ilişkide muhatabın

(36)

bir şahıs olması şart değildir. Buradan anlaşılmaktadır ki değerler insan içindir. Hayvanlar sosyal varlıklar olmadıklarından dolayı insanlar gibi sıcak ilişkilerde bulunmazlar ve hayvanlar için değerlerin hiçbir anlamı olmadığı gibi ahlaka da ihtiyaç duymazlar. Ahlakın yapı taşları değerlerdir ve değerler eğitiminin ahlak eğitiminde temel olduğu da söylenebilir. 1928 yılında değerlerle ilgili ilk deneysel çalışmayı yapan Sharp, değerlerin heyecan ve tutumlarla ilgili kavramlar olduğunu ileri sürmüştür (Koca, 2009). Dewey ise daha sonra, 1930-1960 yılları arasında yaptığı çalışmalarda değerlerin pratik bir ürün olduğu sonucunu ortaya koymuştur (Aydın, 2003).

Bütün bunlara bakıldığında literatürdeki en yaygın tanımıyla değerler, arzu edilen, bireylerin hayatlarında yol gösterici olan, önem dereceleri farklı ve durum ötesi hedeflerdir (Yiğittir, 2010).

2.4. Değerlerin Özellikleri

Değerler, toplum hayatını düzenleyen ve ona anlam katan pek çok fonksiyona sahiptirler. Aile, iş yeri ve toplum içindeki rollerin sürdürülmesinde bireylere yardım ederler. İnsanların bağlandığı değerler olduğunda doğru yaptıklarına dair cesaretleri artar ve yanlış yaptıkları zaman da bunun daha kolay farkına varırlar. Değerler insanlar arasındaki birliği, bütünlüğü ve dayanışmayı artıtır. Sonuçta değerler bir çocuğun karakterinin şekillenmesinde önemli yapı taşlarındandır.

Değerler kişinin yaşam tarzını belirleyebilecek bir sosyal güce de sahiptirler. Değerler toplumsal bütünlüğü saylayıp iyi duyguları besleyerek kötü hisleri ve davranışları azaltmada yardımcı unsurlar olduklarından dolayı insanlar davranışlarını buna göre belirleme ve buna göre yaşama eğiliminde olurlar (Kaya, 2007).

İnsan sosyal bir çevre içerisine doğar, orada büyür ve uzunca bir süre birçok bakımdan çevresindeki diğer insanlara muhtaçtır. Doğduğunda temel hayati gereksinimleri için başkalarına ihtiyaç duyar. Büyüdükçe kendi hayatını devam ettirebilir hale gelir, ancak sevgi, saygı, ilgi, arkadaşlık ilişkileri bakımından muhtaçlığı ömür boyu devam eder. Fizyolojik anlamda havaya, suya, beslenmeye ihtiyaç duyduğu gibi ahlaki anlamda da birey değerlere ihtiyaç duyar. Ahlaki gereksinimleri karşılanmayan bireyin toplumda hayatta kalması zorlaşır (Akbaş, 2004). Dengeli ve her bakımdan sağlıklı bir hayat sürmek isteyen bireyin toplumu

(37)

ayakta tutan ve sosyal çarkın dönmesini sağlayan insani değerleri kendi rızasıyla uygulaması ve içselleştirmesi gerekmektedir.

Değerler bireyin toplumla bütünleşen yüzüdür. Bireyle toplum arasında bir köprüdür, etkileşim yoludur. Değeri değer yapan şey insandır. Zira insan olmadığı taktirde değerlerin hiçbir anlamı yoktur. Bu manada değerler insana anlam kattığı gibi insanlar da değere anlam katarlar. O halde değerler insanlığın refahı, toplumun birliği ve bütünlüğü için yine insanlar tarafından oluşturulmuştur.

Globalleşen dünyada kimi kültürel değerler yozlaşırken her toplumda geçerli olan yardımlaşma, paylaşma, sevgi, saygı gibi değerler güncelliğini korumaktadır. Günümüzde hoşgörü sahibi olan, çıkarcılıktan uzak, yardımlaşma, dayanışma davranışları gösteren bireylerin sayısı gittikçe azalmaktadır. Bir toplumda her bireyin insani değerleri tam manasıyla benimsemiş ve hayata geçirmiş olmasını beklemek biraz ütopik olur. Fakat toplumlarda değer eğitimi almış bireylere her zaman ihtiyaç duyulmaktadır ve bu eğitimin temelleri de erken çocukluğa dayanmaktadır.

Değerin tanımında olduğu gibi özellikleri konusunda da pek çok farklı görüş ileriye sürülmüştür. Bununla birlikte bu farklı görüşlerde ortak noktalar mevcuttur;

a) Değerler bireylerin eylemlerini akla uygun hale getirip içselleştirme imkanı verirler. Rokeach’ın da değindiği gibi değerler bireye kendini konumlandırma ve başka bireylerle karşılaştırma imkanı sağlar (Aydın, 2011).

b) Değerler bir ön kabul ve benimseme içerirler.

c) Değerler siyasetten ekonomiye, eğitimden sağlığa kadar hayatın içindeki her alanda mevcutturlar. Yani her alanın değerleri vardır.

(38)

2.5. Değerlerin Sınıflandırılması

Literatüre bakıldığında değerlerle ilgili pek çok farklı sınıflama görülmekle birlikte bunlardan en çok kabul edilenler Spranger, Rokeach ve Schwartz değer sınıflamalarıdır. Spranger değerleri altı gurupta, Rokeach iki grupta, Schwartz ise on grupta incelemiştir.

2.5.1. Spranger Değer Sınıflandırması

Spranger (1928) estetik, teorik(bilimsel), ekonomik, siyasi, sosyal ve dini olmak üzere altı temel değer grubu oluşturmuştur. Bu altı temel değer grupları Tablo 1’de şu şekildedir (Güngör, 1998):

Tablo 1: Spranger Değer Sınıflandırması

Değer Açıklama

1) Bilimsel değer Gerçekliğe, bilmeye, muhakeme etme ve eleştirel düşünmeye önem verir. Bilimsel değere sahip insan eleştirel tutumdadır, akla ve deneye önem verir, entelektüeldir.

2)Ekonomik değer Ekonomik değerleri önemser. Faydalı ve günlük hayatta kullanabileceği şeye yönelir.

3) Estetik değer Güzelliğe, ahenge ve şekle önem verir. Sanat toplum için vazgeçilmezdir. Hayat çeşitli olayların bir uyumudur.

4) Sosyal değer İnsan sevgisi en yüksek değerdir. Başkalarını da düşünen, kibar, sempatik, sevecen ve bencil olmayandır.

5) Politik değer İktidarla ilgilenir. Bireysel güç ve şöhret her şeyden önemlidir.

6) Dini değer Onun için evren bir bütündür ve birey onun bütünlüğüne bağlıdır. Din, dünyevi hazlardan daha önemlidir.

Bu değerleri daha sonraki yıllarda Allport ve arkadaşları ölçeğe dönüştürmüştür. Ölçek uygulandığında sanatçıların estetik değerlerde, tıp öğrencilerinin bilimsel değerlerde, din adamlarının dini ve sosyal değerlerde ve iş idaresi öğrencilerinin ise ekonomik değerlerde en

(39)

yüksek puanı alması sınıflamanın doğruluğu konusunda kanıt olarak yorumlanmıştır (Ünal, 1981; akt. Akbaş, 2004).

2.5.2. Rokeach Değer Sınıflaması

Rokeach değeri alternatif davranış biçimleri arasında seçim yapmak ve bunları değerlendirmek için kullanılan normatif standartlar olarak tanımlamıştır (Rokeach, 1973; akt. Koca, 2009). Rokeach’a göre süreklilik ve görecelilik özelliğine sahip olan değerler aynı zamanda sosyal eylem, tutum, ideoloji, ahlaki yargı, diğerlerini etkileme girişimi gibi sosyal davranış türlerinin belirleyici etkenleridir (Rokeach, 1973; akt. Samur, 2011). Rokeach değerleri bu şekilde kategorize ederken tüm insanlarda bir değer veya değerler sistemi mevcuttur ve herkes aynı değere aynı derecede sahip değildir varsayımlarıyla yola çıkmıştır (Samur, 2011).

Rokeach, değerleri iki ana başlıkta toplayarak her bir başlık altında da amaç ve araç değerler olmak üzere on sekiz değer gruplamıştır (Samur, 2011). Adından da anlaşılacağı gibi amaç değerler hayatın amacına hizmet eden barış, bilgelik, dostluk, özgürlük, huzur, eşitlik, mutluluk gibi evrensel olarak onay gören değerlerdir. Araçsal değerler ise yine adından anlaşılacağı üzere dürüstlük, cesaret, yardımseverlik, sorumluluk alma, kibar ve sevecen olma gibi amaç değerlere ulaşmak için birer vasıta olan değerlerdir.

(40)

Rokeach amaçsal ve araçsal değerleri şu şekilde verilebilir (Rokeach, 1973; akt. Akbaş, 2004);

Tablo 2: Rokeach Değer Sınıflandırması

Amaç Değerler Araç Değerler

1 Aile güvenliği Bağımsız olmak

2 Barış içinde bir dünya Bağışlayıcılık

3 Başarılı olmak Cesur olmak

4 Bilgelik Dürüstlük

5 Eşitlik Geniş görüşlü olmak

6 Dini olgunluk Entelektüellik

7 Güzellikler dünyası İtaatkarlık

8 Gerçek dostluk Hırslılık

9 Heyecan dolu bir yaşam Kendi kendini kontrol

10 İç huzur Nezaket

11 Öz saygı Kendine hakimiyet

12 Mutluluk Mantıklılık 13 Arkadaşlık Neşelilik

14 Özgürlük Sevecenlik 15 Rahat bir yaşam Sorumluluk

16 Sosyal onay Temiz olmak

17 Ülke çapında güvenlik Yardımsever olmak 18 Zevk Yaratıcılık

2.5.3. Schwartz Değer Sınıflaması

Schwartz’a göre değerler “insanların sosyal bir olayda davranışlarını seçmelerinde,

olayları ve başka insanların davranışlarını değerlendirmelerinde ve bu değerlendirmeleri açıklamalarında onlara yol gösteren istenilir kavramlardır” (Samur, 2011). Schwartz,

Şekil

Tablo 3: Schwartz Değer Sınıflandırması           Değer              Örnek Değerler
Tablo 5: Keskinoğlu’na Göre Değer Sınıflandırması
Tablo 6: Okullarda Tanımlanan Değerler                                          TANIMLANAN DEĞER İFADELERİ
Tablo 7: Türk Ahlaki Değerleri                                              TÜRK AHLAKİ DEĞERLERİ
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırmada okul öncesi dönem çocuklarına yönelik yazılmış 140 resimli çocuk kitabı okul öncesi eğitim programında yer alan temel kavramlar, kavram çizelgesine göre

Self oryantalist bir eda ile öz kültürünü alımlayan Hoca ile şarkiyatçı bir figür olan Venedikli köleden hareketle Doğu ile Batı arasındaki diyalektiğin kurulduğu

This study sho\vs that there is a significant linear relationship between language learning strategies and achievement scores, that only one category of language

Resimli çocuk kitaplarının içerik özellikleri kapsamında; kitap türleri, kitaplarda işlenen konular, kitapların dil özellikleri ile kitaplardaki anlatım ve yazım

Bu çerçevede çalışmada duygu durumlarının niceliksel olarak farklılaştığı resimli çocuk kitaplarına okurların verdikleri tepkilerin incelenmesinde Hancock

Aşağıda okul öncesi döneme ait resimli hikaye ve masal kitaplarında geçen ve vicdan gelişimini desteklediği düşünülen ifadelerin yer aldığı cümleler- den alıntılara

Bu araştırmada, ülkemizde 0-36 aylık çocuklar için basılmış olan resimli çocuk kitaplarının içerik, resimleme ve fiziksel özellikleri açısından incelenmesi

Türkan Şoray, Rüçhan Adlı'nın yakınlarının satıl­ masını istediği Etiler sırtlarındaki villa için dün "Evin satılması beni çok üzer, manevi