• Sonuç bulunamadı

Avni Arbaş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Avni Arbaş"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

?

9

.

?CYJ L

A

ynî

Türk resminde 1914 kuşağı olarak isim­ lendirilen Çallı’lardan sonra gelen ikinci kuşak arasında yeralan Avni Arbaş, resim sanatıyla olan ilişkisinin yaşamı ile başla­ dığını vurguluyor.

“Hayatımın her döneminde resim yaptım. Kendimi bildim bileli nesimle iç içeyim. Re- sime şu zaman başladım diyemiyorum, çünkü böyle kesin bir tarih yok. Mesela babamın görevi nedeniyle Anadolu’da bu­ lunduk. Kaldığımız evlerin tavan ve du­ varlarında yöresel sanatçıların yarattığı süslemeler olurdu daha küçücükken bun­ ları doyasıya seyrettiğimi hatırlarım.” Orta öğrenimini Galatasaray Lisesinde ta­ mamlayan Arbaş’ın bitmeyen tutkusunu akademik yapıya ulaştırması ise 1 9 4 6 ’da mezun olduğu Güzel Sanatlar Akademisi ile birlikte başlıyor. Böylelikle Arbaş’ın sa­ natı yeni boyutlar kazanıp, mesleğe dö­ nüşüyor.

Arbaş’ın Akademide öğrenim gördüğü yıl­ lar sanatta yeni yeni hamlelerin amaçlan­ dığı ve bu doğrultuda A kadem iye yurtdışından önemli ressamların hoca ola­ rak çağrıldığı yıllardı. Dönemin ünlü Fran­ sız ressamlarında Leopol Levy de bu amaçla Akadem inin resim bölümüne da­ vet edilmişti. Arbaş’ın da hocası olan Levy öğrencilere daha sade renkleri

(2)

kullanma-ARBAŞ

larını ögütlüyordu. Bu hoca Arbaş’a özel bir öğüt de vermişti. Arbaş, Levy’nin öğ­ rencisi olduğu zamana kadar illüstratif de­ senler çiziyor ve yağlıboyalar yapıyordu. Levy, ona herkesten farklı olarak şu nasi- hatta bulundu "Sen sag elinle değil sol elinle resim yap.” Arbaş’ın bu ögütü tu­ tup tutmadığını bilmiyoruz. Ama bilinen bir gerçek var ki; Arbaş’ın Akademi son­ rası sanatın o yıllardaki vazgeçilmez baş­ kenti Paris’e gittiği ve otuz yıl Paris’te kaldığı. Sanatçının çocukluk yıllarında Anadolu’da edindiği izlenimlerin resimle­ rine yansıması ise bu döneme rastlamakta. Bu izlenimlerin sanatçının resimlerine yan­ sıması Anadolu'dan kilometrelerce uzak­ ta, Paris’te su üstüne çıkıyor. Sanatçının Paris’te büyük bir tutkuyla yaptığı çalış­ maları Anadolu Halk Sanatıyla yakından ilişkiliydi.

O yılların Paris’inde binlerce ressam ismini duyurmak için zorunlu ama o denli de zor bir mücadele içinde bulunuyordu. Arbaş ta bu mücadelede bıkm adan, yorulmadan resim yapmayı sürdürdü.Hatta yüzyılımı­ za damgasını basan tek ressam Picasso1 nun bile dostluğunu kazandı. O 'nunla beraber uzun bir yaz taüli geçirdi. Bu ara­ da resim sanatımıza yeni bir soluk getir­ mek isteyen “Yeniler G rubu” içinde yer

alarak ülkemizde de etkinliklerde bulun­ du. Arbaş’m gizemli bir atmosferi içeren İstanbul manzaraları, portreleri ve son ola­ rak üzerinde çalıştığı “Kurtuluş Savaşı" re­ simleri dizisi, sanatçının resim yapmaya olan tutkusunu uzun bir sürece yayarak

çalışmalarını sürdürmesinin bir kanıtıdır. Avni Arbaş yaptığı işe sonuna dek sadık bir sanatçı. Şartlar bugüne dek Arbaş’ın karşısına büyük ekonomik zorluklar çıkar­ mış. Ama Arbaş ne sanat anlayışından, ne de mesleğinde asla ödün vermeye ya­

naşmamış. Yaşamını, oldum olası boya­ ların, fırçaların, tuvallerin, renklerin arasından söküp çıkarmış. Avni Arbaş ya­ şamını resimle sürdürmeye karar verebil­ m iş v e b u n u u y g u la m ış e n d e r sanatçılarımızdan biri.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Takdirden âcizdi hükümet rüesası; Hayranı kemâlindi senin garp uzaması Gördün vatan uğrunda fazilet gibi lıoriukj Beşyüz senelik kos koca bir imparatorluk

Bu yılki fuarın bir özelliği de De­ koratif Sanat Eserlerine yer ver­ mesi, antika eserlerin yanı sıra günümüzde yapılan çeşitli eşya­ ların da sergilenm

Tavuk kievski, mantarlı flaminyon, yufkalı çilav, közde patlıcan, özel salatalık turşusu, parfe ve sufle gibi şahane yiyecekleri arka arkaya yiyebileceğiniz 56

Gök cisimlerinde çarpma nedeniyle olu- flan havza ya da çukurlar›n, cisimdeki kütlenin da¤›l›m›n› de¤ifltirdi¤i ve yeni- den kararl› hale gelebilmek için cismi

Halûk bu eseri hastalığı yüzünden yazam adığı için büyük ıstırap

Epey müddettenberi hakkında soruşturmalar yapılmakta olan Halit Ziya ile şoför Karakin dün Adliye’ye verilmişler ve ikinci Sullı Ceza Hâkimi tarafından

D’après l’ordre du sultan Moustafa, les pages de la Petite chambre durent se transporter dans l’ancien scraï, et alors cette chambre fi •'ul-ù-fail fermée ; plus

İşte Beyoğlu dramatik belgeseli yakın tarihimizi bile çözümleyemeyecek duruma geldiğimizin belgesi sayılabilir. Nostalji, bu­ günden düşmanca hesap sormaya