• Sonuç bulunamadı

Ceza yargılamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ceza yargılamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması"

Copied!
150
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

KAMU HUKUKU ANA BĠLĠM DALI

CEZA VE CEZA USUL HUKUKU BĠLĠM DALI

CEZA YARGILAMASINDA

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERĠ BIRAKILMASI

HALĠL ÇIĞLI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DANIġMAN

YRD. DOÇ. DR. M. ONURSAL CĠN

(2)

I ĠÇĠNDEKĠLER

ĠÇĠNDEKĠLER………..II BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI………VI YÜKSEK LĠSANS KABUL FORMU………VII ÖNSÖZ………VIII TÜRKÇE ÖZET………IX ĠNGĠLĠZCE ÖZET……….X KISALTMALAR………..XI GĠRĠġ………1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERĠ BIRAKILMASI KURUMU I. Genel Olarak………...…………..4

II. Kavram ve Uygulanması ġekilleri ………….………..……….7

III. Leh ve Aleyhinde Ġleri Sürülen GörüĢler………...…………...15

A. Lehinde Ġleri Sürülen GörüĢler……….………...15

B. Aleyhinde Ġleri Sürülen GörüĢler………....17

VI. KarĢılaĢtırmalı Hukuktaki Uygulaması………...………..18

(3)

II B. Amerika………..20 C. Almanya….………21 D. Ġsviçre….………...…….23 E. Fransa……….………...….24 F. Macaristan………...…..25 2. BÖLÜM TÜRK HUKUKUNDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERĠ BIRAKIMASI I. Genel Olarak…….………...………...27

II. Anlamı ve Hukuki Niteliği………...……….32

III. ġartları…...………...35

A. Ön ġartlar………..35

1. Sanığın Kabul Etmesi………36

2. Mahkumiyet Kararının Bulunması……….………40

3. UzlaĢma Kurumunun Uygulanması………41

B. Nesnel ve Öznel ġartlar………….………...45

1. Nesnel ġartlar……...………...………..45

a. Suça ĠliĢkin ġart……..………..………45

(4)

III

2. 5739 Sayılı Kanun’la Sınırlama Getirilen Suçlar…...47

3. KarĢılıksız Çek KeĢide Etme Suçu…………...…………49

4. Kullanmak Ġçin UyuĢturucu Veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek Veya Bulundurmak Suçu………50

5. Ġmar Kirliliğine Neden Olma Suçu…………...……...53

6. Ġcra Ve Ġflas Kanunu’nda Düzenlenen Eylemler…..….56

a. Hapis Cezası Veya Hapis Cezası Ġle Birlikte Adli Para Cezası Öngörülen Eylemler…...57

b. Disiplin Hapsi Ve Tazyik Hapsi Gerektiren Eylemler………..59

b. Cezaya iliĢkin ġart………..………..60

c. Sanığın GeçmiĢteki Haline ĠliĢkin ġart……….……..64

2. Öznel ġartlar……….………..………..72

a. Zararın Giderilmesi ġartı………72

b. Liyakat ġartı.…….………...79

IV. Uygulanması……….82

A. Derdest Dosyalar Bakımından Uygulanması ……….…..91

B. Yargıtay’da Bulunan Dosyalar Bakımından Uygulanması……….95

C. Ġnfaz AĢamasında Bulunan Dosyalar Bakımından Uygulanması……….97

(5)

IV

VI. Kanun Yolu…..………...…………....110

VII. Bazı Kurumlardan Farkı………..………...116

A. Seçenek Yaptırımlardan Farkı………...117

B. Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Düzenlenen Erteleme Kurumundan Farkı………...120

C. Mülga 647 Sayılı Cezanın Ġnfazı Hakkında Kanunu’nun 6. Maddesinde Düzenlenen Erteleme Kurumundan Farkı………..122

SONUÇ………...126

KAYNAKÇA………132

(6)

V T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm. 29.11.2010

(7)

VI T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU

Halil Çığlı tarafından hazırlanan „‟Ceza Yargılamasında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması‟‟ baĢlıklı bu çalıĢma 30/11/2010 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oyçokluğu ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Doç. Dr. Ġbrahim Dülger BaĢkan imza Doç. Dr. Faruk Bilir Üye imza Yrd. Doç. Dr. Onursal Cin Üye imza

(8)

VII ÖNSÖZ

KarĢılaĢtırmalı Hukukta uygulaması 2 asır önceye dayanan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, geç de olsa ilk olarak suça sürüklenen çocuklar açısından 15.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile kabul edilmiĢtir. Aynı Ģekilde, yetiĢkin suçlular yönünden de 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun‟la kabul edilen kurumun uygulanma alanı, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun‟la oldukça geniĢletilmiĢtir. Bu Ģekilde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‟nun cezalar sistemi dikkate alındığında günlük hayatta sıkça iĢlenen birçok suçu kapsamına alması dolayısıyla medya tarafından örtülü bir af Ģeklinde kamuoyuna lanse edilen kurum, ortaya çıkıĢ amacına uygun olarak daha özenli bir Ģekilde uygulanması halinde özellikle ilk defa suç iĢleyen kimselerin lekelenmemesi, toplumla barıĢık halde yaĢamasını sağlayacaktır.

ÇalıĢmamızda, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının mevzuatımızda yeni bir kurum olması dolayısıyla beraberinde getirdiği sorunlara, bu sorunlara kabul edilmesinin üzerinden geçen yaklaĢık 5 yıllık aradan sonra gerek öğreti gerekse yargısal içtihatlarla ne Ģekilde çözümler getirildiğine yer verilerek, kurum hakkındaki yanlıĢ ve eksik bilgilerin giderilmesine, bu anlamda kurumun uygulanmasındaki birliğe katkı sağlamak amaçlanmıĢtır.

Bu çalıĢmanın hazırlanmasında katkılarını ve yardımlarını esirgemeyen saygıdeğer danıĢman hocam Yrd. Dr. M. Onursal Cin‟e ve beni her zaman destekleyen sevgili eĢime Ģükranlarımı sunarım.

(9)

VIII T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğrencinin

Öğrenc inin

Adı Soyadı HALĠL ÇIĞLI Numarası: 074234001016 AnaBilim/BilĠmDalı KAMU HUKUKU/Kamu Hukuku

DanıĢmanı Yrd. Doç. Dr. Onursal Cin

Tezin Adı Ceza Yargılamasında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

ÖZET

CEZA YARGILAMASINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERĠ BIRAKILMASI

ÇalıĢmamızın konusu, mevzuatımızda yeni bir kurum olan ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‟nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıdır. ÇalıĢmamızla amaçlanan, kurumun Türk Mevzuatında yeni olması dolayısıyla beraberinde getirdiği sorunların nelerden ibaret olduğuna, bu sorunlara öğretinin ve yargısal içtihatlarla uygulamanın ne Ģekilde çözümler ürettiğine yer verilerek kurum hakkındaki yanlıĢ ve eksik bilgilerin giderilmesi ile bu doğrultuda uygulamadaki birliğe katkı sağlamaktır.

ÇalıĢmamız iki ana bölümden oluĢmakla, ilk bölümünde; kurumun tarihsel süreci, ortaya çıkıĢ Ģekli ve amacı, kavram ve uygulanma Ģekilleri, leh ve aleyhinde ileri sürülen görüĢler ile karĢılaĢtırmalı hukuktaki görünümüne yer verilmiĢtir. Ġkinci bölümde ise, kurumun Türk Hukukundaki tarihi geliĢimine ve mevzuata girmesine, anlamına ve hukuki niteliğine, uygulanma Ģartlarına, uygulanması usulüne, doğurduğu sonuçlara, uygulanması durumunda baĢvurulacak kanun yoluna ve cezanın ertelenmesi gibi bazı kurumlardan farklarına yer verilmiĢtir.

Anahtar sözcükler: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Cezanın Ertelenmesi

(10)

IX T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğrencinin

Öğrenc inin

Adı Soyadı HALĠL ÇIĞLI Numarası: 074234001016 AnaBilim/BilĠmDalı KAMU HUKUKU/Kamu Hukuku

DanıĢmanı Yrd. Doç. Dr. Onursal Cin

Tezin Ġngilizce Adı The Deferment Of Judgment In Procedure Criminal Law

SUMMARY

THE DEFERMENT OF JUDGMENT IN PROCEDURE CRIMINAL LAW

The subject of the thesis is the deferment of judgment that is a new institution in our legislation and is regulated in the 5271 law rules of procedure criminal law article 231. The aim of our study is to contribute to current association in order to remove the inaccurate and inadequate informations about institution. In this context: What the problems occured because of being newly developed of institution in Turkish legislation and How the doctrine and application with judicial caselaw produce solution to these problems are explained.

Our study consists of two main parts. In the first part, the institution‟s historical period, the shape of its emergence and its propose, the shapes of its concept and implementation, The views put forward in favor of and against to it and its view in comparative law are presented. In the second part, the diferences of institution from others such as its historical development in Turkish law and its entrance into legislation, its meaning and its legal nature, its application requirements, its application procedure, its consequences, course of law to be applied in case of its application and suspension of sentence are analysed.

(11)

X KISALTMALAR

ABD : Amerika BirleĢik Devletleri AYM : Anayasa Mahkemesi

B. : Baskı Bkz. : Bakınız c. : cümle C. : Cilt

CD : Ceza Dairesi

CĠHK : Cezaların Ġnfazı Hakkında Kanunu CGK : Ceza Genel Kurulu

ÇKK : Çocuk Koruma Kanunu CMK : Ceza Muhakemesi Kanunu

CMUK : Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu CYY : Ceza Yargılaması Yasası

D. : Daire dn. : dipnot E. : Esas f. : fıkra

(12)

XI ĠĠK : Ġcra Ġflas Kanunu

K. : Karar m. : madde s. : sayfa S. : Sayı

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TCK : Türk Ceza Kanunu

TCY : Türk Ceza Yasası vb. : Ve benzeri vd. : Ve devamı Y. : Yargıtay

YCGK : Yargıtay Ceza Genel Kurulu

(13)

1 GĠRĠġ

Ġlk olarak Anglo-Sakson Hukuk Sisteminde 19. yüzyıldan itibaren uygulanmaya baĢlanan ve Kara Avrupası‟nda ise ancak 20. yüzyılın ortalarından itibaren kabul gören hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Mevzuatındaki yerini, ilk olarak 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanmak üzere almıĢtır. Türk Ceza Hukuku tarihinde ilk olarak 1989 Türk Ceza Kanunu Tasarında yer verilen ve akabinde 1997 Türk Ceza Kanunu Tasarı ile 1999 ve 2002 Ceza Muhakemesi Kanunu Tasarıları‟nda düzenlenen ancak bir türlü kanunlaĢamayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, 5271 sayılı Ceza Mahkemeleri Kanunu Tasarısı‟nda da yer almıĢ olmasına rağmen Türkiye Büyük Millet Meclisi Alt komisyon ve Adalet Komisyonu‟nda yapılan tartıĢmalar ile medyanın konuyu örtülü af olarak kamuoyuna yansıtması nedeniyle Tasarı metninden çıkarılarak yine kanunlaĢması mümkün olmamıĢtır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‟nun 51. maddesinde düzenlenen ve uygulandığında deneme süresi sonunda, hükümlünün cezasını infaz etmiĢ sayılacağı sonucu doğuran cezanın infazının ertelenmesi kurumunun, uygulandığında deneme süresi sonunda, mahkumiyetin esasen vaki olmamıĢ sayılması sonucunu doğuran, koĢullu bir atıfet kurumu olarak kabul edilen ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde uygulanan, 647 sayılı Cezanın Ġnfazı Hakkında Kanun‟un 6. maddesinde düzenlenen ertelemeye göre sanık aleyhine olması nedeniyle bu boĢluğun sanık lehine giderilmesi amacına dayanan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, nihayet kapsamı çok dar da olsa 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun‟la yetiĢkinler açısından da kabul edilmiĢtir. KarĢılaĢtırmalı Hukukta uygulaması 2 asır önceye dayanan ve yargılanması tamamlanmıĢ olan sanığın belli bir süre denetim altında tutulması „probasyon‟ esasına dayanan hükmün

(14)

2 açıklanmasının geri bırakılması kurumunun 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun‟la uygulanma kapsamı geniĢletilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Tasarısındaki düzenlendiği Ģeklini alması sağlanmıĢtır. Bu değiĢiklikler sonucu uygulanma alanı oldukça geniĢleyerek birçok suçu kapsamına alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, mahkemeler tarafından cezanın infazının ertelenmesi, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar gibi diğer cezanın bireyselleĢtirilmesi hükümlerinden önce uygulanması yönünde her hangi bir talep olmaksızın sanık lehine resen değerlendirilerek uygulanıp uygulanmayacağı yönünde bir karar verilecektir. Bu Ģekilde mahkemeler tarafından verilecek her hükmün sonunda bir değerlendirme yapılması gerekli olan ve son derece önemli hale gelen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Türk Mevzuatında yeni olması dolayısıyla birçok problemi de beraberinde getirmiĢtir. Kurumun düzenlendiği tarihten bu yana uygulanması sırasında ortaya çıkan sorunların büyük bir kısmına yargısal içtihatlarla çözüm bulunarak uygulama birliği sağlandığı halde hala bazı konularda tartıĢmalar devam etmektedir. Bu açıdan uygulanması oldukça yaygın hale gelen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun doğurduğu sorunların neler olduğunun, bu sorunlara gerek yargısal içtihatlar gerekse öğreti tarafından ne Ģekilde çözümler getirildiğinin ortaya konması yanlıĢ bilgilerin ve uygulamaların önüne geçmek adına büyük önem arz etmektedir.

ÇalıĢmamızın amacı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun öncelikle tanımına, tarihçesine, önemine, karĢılaĢtırmalı hukuktaki görünümüne, bazı kurumlardan farkına, hukuki niteliğine, uygulanma Ģartlarına ve sonuçlarına yer vererek, Türk Ceza Hukukunda yeni bir kurum olması nedeniyle uygulanması sırasında hangi sorunların ortaya çıktığı, bu sorunlara yargısal içtihatlar yoluyla nasıl bir çözüm bulunduğu, bu anlamda uygulamanın ne yönde geliĢtiği, öğretinin ortaya çıkan bu sorunlara ne Ģekilde

(15)

3 çözüm önerileri getirdiği ve kurumun düzenlendiği tarihten bu yana hala devam eden, çözüm bulunması gereken sorunlarının nelerden ibaret olduğu hususlarını bütün yönleriyle ortaya koymaktır.

Bu bağlamda, çalıĢmamız bu giriĢ kısmından sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ve Türk Hukukunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu konularından oluĢan iki ana bölüm ile konuya iliĢkin genel görüĢlerimizi içeren sonuç kısmından oluĢmaktadır. Birinci bölümde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun ortaya çıkıĢ Ģekli ve süreci, amacı, kavram ve uygulanma Ģekilleri, leh ve aleyhinde ileri sürülen görüĢler ile karĢılaĢtırmalı hukuktaki görünümü incelenecektir.

Ġkinci bölümde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun Türk Hukukundaki tarihçesi ve düzenlenme Ģekli, anlamı ve hukuki niteliği, uygulanması usulü, uygulanma Ģartları, uygulanması durumunda baĢvurulacak kanun yolu, doğurduğu sonuçları ve bazı kurumlardan farkları ele alınacaktır. ÇalıĢmamızın sonuç bölümünde ise, konuya iliĢkin genel görüĢlerimizi içeren genel bir değerlendirme yapılacaktır.

(16)

4 1. BÖLÜM

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERĠ BIRAKILMASI KURUMU I. Genel Olarak

ĠĢlediği suç nedeniyle mahkum olan kiĢinin alacağı cezanın infazı ile amaçlanan, gerçekleĢtirdiği haksızlıktan ötürü kendisine bir uyarıda bulunmak ve iĢlediği suçtan dolayı etkin piĢmanlık duymasını sağlamaktır. Ancak bazı suçlular açısından bu amaç, sadece bir cezaya mahkum olmakla da sağlanmıĢ olabilir. 1 Bu noktada suçlunun; kiĢilik yapısı, yaĢadığı çevre, psiĢik ve ahlaki eğilimleri, suçu iĢleyiĢ nedenleri ile suç iĢlemeyi alıĢkanlık haline getirmemiĢ tesadüfi suçlu olması hususları dikkate alınmalı, suçlu illaki cezasını çeksin anlayıĢıyla cezaevine konmamalıdır. ġayet kiĢi ilk defa veya toplumsal baskı sebebiyle suç iĢlemiĢse bu suç dolayısıyla kendisine verilecek cezanın infazı toplum barıĢı açısından bir gereklilik arz etmeyebilir. Bu kiĢinin cezaevine girmeden de toplum düzenine uygun davranması sağlanabilir.2

Ayrıca her zaman için hapis cezasının infazı amacıyla kiĢinin cezaevine konması sonucu özgürlüğünden mahrum bırakılması ile cezanın özel önleme fonksiyonunun amaçları olan kiĢinin uslandırılması, eğitimi ve resosyalizasyonu sağlanamamaktadır.3 Bu mülahazalar doğrultusunda, bazı koĢulların gerçekleĢmesi halinde cezanın infazından vazgeçilmesi, ceza siyasetinin bir gereği olarak kabul edilmektedir.4 DuruĢması yapılan sanığa verilecek hükmün belirli Ģartlarla geri bırakılması Ģeklinde tanımlanan5 hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu da bu anlamda bir ceza siyaseti olarak

1

Özgenç, Ġzzet, Türk Ceza Kanunu, Gazi ġerhi, B. 3, Ankara 2006, s. 597

2 Önder, Ayhan, Ceza Hukukunda Tecil ve Benzeri Müesseseler, Ġstanbul 1963, s. 7 3 Özgenç, s. 597

4 Özgenç, s. 598

5

Artuk, Mehmet Emin/Gökçen, Ahmet/Yenidünya, Ahmet Caner, Ceza Hukuku Genel Hükümler, B. 4, Ankara 2009, s. 788; Önder, s. 109-10; Artuk, Mehmet Emin/Tan, Umran Solez, Çocuk Ceza Hukuku Açısından Hükmün Ertelenmesi Müessesesi, dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/454/5122.pdf – EriĢim Tarihi: 22.03.2009, s. 63

(17)

5 karĢımıza çıkmaktadır.6 Bu ceza siyasetinin bir gereği olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, ilk olarak, ilk defa suç iĢlemiĢ kimseler ve özellikle çocuk suçluların hapis cezası ile cezalandırılmalarının doğuracağı zararların dengelenmesi düĢüncesi ile kabul edilmiĢ ve uygulanmaya baĢlanmıĢtır.7

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, ilk olarak her hangi bir kanuni düzenleme olmaksızın, hakimler tarafından 19. yy. ın baĢlarında Ġngiltere‟de uygulanmaya baĢlanmıĢtır.8

Yargı içtihatlarına dayanan bu sistem, daha sonra 1879 tarihinde „‟Summary Jurisdiction Act‟ adlı Kanun ile yasalaĢmıĢtır.9 Bu Kanunu, Amerika‟da uygulanmakta olan ve yargılaması tamamlanan sanığın belli bir süre iyi halli olarak gözetim altında tutulması esasına dayanan „Probasyon‟ sistemini sanığın gözetime tabi tutulması Ģartı dıĢında kabul eden 1887 tarihli „Probation of first offenders Act‟ isimli Kanun takip etmiĢtir. Bu Kanuna göre, kiĢinin suçluluğu tespit olunmakta ancak mahkumiyetine karar verilmemekteydi. Suçlu kendisine tanınan deneme süresi içinde iyi hal sahibi olacağına dair hakime söz vermekteydi. Ayrıca bu Kanun, para cezalarında uygulanmadığı gibi daha önceden mahkumiyeti bulunanlar hakkında da uygulanmıyordu. 1908 yılında yürürlüğe giren „Probation of offenders Act‟ Kanunu ile ise hafif suçlara bakan Summary Mahkemelerine kiĢinin suçluluğunu tespit etmeden hükmü erteleme yetkisi verilmiĢtir. Bu Kanun ile ayrıca daha önce kabul edilmeyen sanığın denetim süresi içinde gözetimi kabul edilmiĢtir.10

Suçluluğu tespit edilen sanığın belli bir süre gözetime tabi tutulması esasına dayanan „Probasyon‟ sistemi, her ne kadar farklı bir Ģekilde ilk olarak içtihatlarla Ġngiltere‟de uygulanmaya baĢlanmıĢsa da ilk olarak 1869 yılında

6 Özgenç, s. 598 7 Artuk/Gökçen/Yenidünya, s. 788 8 Önder, s. 21-2 9 Artuk/Tan, s. 64 10 Önder, s. 22-4

(18)

6 Amerika‟nın Massachussets Eyaletinde çıkarılan Kanun‟la 17 yaĢından küçük suçlulara uygulanmak üzere düzenleme altına alınmıĢtır. Daha sonra 1880 yılında çıkan Kanun‟la sistemin bütün ülkede uygulanması kabul edilmiĢtir.11

Anglo-Sakson Hukuk Sisteminde bu Ģekilde uygulanan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, Kara Avrupa‟sı ülkelerine geçmesi biraz güç olmuĢtur.12 Bu dönemde, Kara Avrupa‟sı ülkelerinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu yerine cezaların infazının ertelenmesine iliĢkin düzenlemeler yer almıĢtır. Bunların ilk örnekleri ise 31.05.1888 yılında Belçika‟da kabul edilen „ġarta Bağlı Mahkumiyet‟(La Condamnation Conditionelle) Kanunu ile 26.03.1891 yılında Fransa‟da kabul edilen Berenger Kanunlarıdır. Bu kanunlarda, cezaların infazının ertelenmesi kurumu düzenlense bile deneme süresinde suçlu her hangi bir Ģarta tabi tutulmuyordu.13 Kara Avrupa‟sında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna ilk olarak Ġsviçre, 1937 yılında çıkardığı Kanun‟la 14-18 yaĢ arası çocuklar için yer vermiĢtir. Bu düzenleme, Anglo-Sakson Hukuk Sistemi gözetilerek yapıldığı için deneme süresi içinde suçlunun gözetimi esası kabul edilmiĢtir.14

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu bu Ģekilde, 20. yy. ın ortalarından itibaren Kara Avrupa‟sı ülkeleri mevzuatında yerini almaya baĢlamıĢ, günümüzde ise tüm Avrupa ülkeleri15

tarafından düzenleme altına alınmıĢtır.16

11

Artuk/Tan, s. 64

12 Bunun nedeni, o dönemde Kara Avrupa‟sında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunda bulunan denetim süresi içinde suçlunun denetimini sağlayacak yeterli bilgiye sahip personelin ve yapılanmanın bulunmaması olarak ifade edilmektedir. Bkz. Artuk/Tan, s. 65

13

Artuk/Tan, s. 65 14 Önder, s. 112

15Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin R (2000) 22 sayılı „‟Kamusal Cezalar ve Tedbirler Hakkında Avrupa Kurallarının Uygulanmasının GeliĢtirilmesi Tavsiye Kararı‟‟ ile üye devletlere, kısa süreli hapis cezalarından kaçınmalarını, hapis cezası dıĢında çeĢitli tedbirler düzenlemelerini önerdiği hususunda bkz. Çolak, Haluk/Altun, Uğurtan, Denetimli Serbestlik Kavramının Yaptırım Teorisi ve Penolojik Bakımdan Tahlili ile Pozitif Hukukumuzdaki Düzenlemeler, Adalet Dergisi S. 25, s. 20-1 16 Balo, Yusuf Solmaz, Teori ve Uygulamada Çocuk Ceza Hukuku, B. 2, Ankara 2005, s. 430

(19)

7 Belirtildiği Ģekilde ilk olarak Anglo-Sakson Hukuk Sisteminde uygulanmaya baĢlayan ve Kara Avrupa‟sı hukukunu etkileyerek Avrupa ülkeleri mevzuatında yerini alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile amaçlanan, suç iĢleyen kiĢiyi mümkün olduğu kadar damgalamamak ve toplum ile uyumlu olmasını sağlamaktır.17 Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile sanığın doğrudan ceza yaptırımıyla karĢılaĢması engellenerek, cezaya hükmedilmiĢ olmanın olumsuz, psiko-sosyal etkilerinden uzak tutulması sağlanmaktadır.18

II. Kavram ve Uygulama ġekilleri

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunu, suçlu hakkında baĢlatılan ceza yargılaması sonucunda mahkeme tarafından suçun iĢlendiğinin sabit görülmesine rağmen verilen mahkumiyet kararının belirli Ģartlarla belirli bir süre ertelenmesi Ģeklinde tarif etmek mümkündür. Mahkemenin burada vereceği karar bir mahkumiyet kararı olacaktır. Mahkemece, mahkumiyet kararı dıĢında sanığın beraatine, kamu davasının durdurulmasına, düĢürülmesine, ceza verilmesine yer olmadığına kararı ile yetkisizlik ve görevsizlik kararları verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması durumunda, dava derdest olmaya devam etmekte olduğundan sanık hakkında verilmiĢ ve fakat henüz kesinleĢmemiĢ bir hüküm vardır. Dolayısıyla, hakkında hüküm kurulmuĢ olan kiĢi, sanık sıfatını taĢımaya devam etmektedir. Ancak, kurulan bu hüküm, sanık hakkında herhangi bir hukuki sonuç doğurmamaktadır, herhangi bir hak yoksunluğuna sebebiyet vermemektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu her ne kadar bir usul hükmü olarak Ceza Muhakemesi Kanunu‟nda düzenlense de doğurduğu

17 Balo, s. 431; Parlar, Ali/Hatipoğlu, Muzaffer/Yüksel, Erol Güngör, Açıklamalı Ġçtihatlı Ceza Muhakemesi Hukukunda Deliller Çapraz Sorgu ve Ġspat, B.1, Ankara 2009, s. 808

(20)

8 sonuçlar itibariyle aynı zamanda bir maddi hukuk kurumudur. Zira açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen mahkumiyet hükmü, sanık hakkında belirli bir süre ve yükümlülüklere bağlı olarak hiçbir hukuki sonuç doğurmamakta ve öngörülen sürenin geçmesi ve yükümlülüklere uygun davranıldığında kamu davasının düĢmesine karar verilerek sanık ile ceza davası arasındaki iliĢki tamamen kesilmektedir.

Bu baĢlık altında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun daha iyi anlaĢılabilmesi açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının asli unsuru olan hükmün ne anlama geldiğini, hangi mahkeme kararlarının hüküm olarak kabul edildiğini ve bu kararların unsurlarını incelemekte fayda bulunmaktadır.

Hüküm, mahkeme tarafından yargılamanın sonunda yargılama konusu olayla ilgili olarak verilen, uyuĢmazlığı kesin olarak çözen, sonlandıran bir son karardır.19

Bu karar uyuĢmazlığı çözdüğü için bir ara karar değil bir son karardır. Son kararlar, uyuĢmazlığı doğrudan doğruya ve dolayısıyla yargılayan kararlar olmak üzere bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Bu ayrıma göre; beraat, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, mahkumiyet ve güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi kararları, esası çözdükleri için ve en son karar oldukları için doğrudan doğruya hüküm olarak kabul edilirken kovuĢturma evresinde mahkemece verilen davanın düĢmesi ve reddi kararları ise en son karar olmadıklarından uyuĢmazlığı dolayısıyla yargıladıklarından dolayısıyla hüküm olarak kabul edilmektedirler.20

Tüm mahkeme kararları hüküm niteliğinde değildir. Davanın durması, birleĢtirilmesi ve ayrılması kararları ile adli yargı mahkemeleri arasındaki görevsizlik ve yetkisizlik kararları gibi

19 Özbek, Veli Özer, Ceza Muhakemesi Hukuku, B. 1, Ankara 2006, s. 678; Kunter, Nurullah/Yenisey, Feridun/Nuhoğlu, AyĢe, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, B. 16, Ankara, 2008, s. 1296; Öztürk, Bahri/Erdem, Mustafa Ruhan, Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, B. 9, Ankara 2006, s. 663; Hakeri, Hakan/Ünver, Yener, Ceza Muhakemesi Hukuku, B. 3, Ankara 2010, s. 651

(21)

9 uyuĢmazlığı çözme niteliği bulunmayan kararlar hüküm sayılmazlar. Ayrıca mahkemelerce verilen ara karalar da hüküm niteliğinde değildirler. Bütün bu kararlar hüküm niteliğinde olmadıklarından temyiz kanun yoluna değil itiraz kanun yoluna tabiidirler.21

5271 sayılı CMK‟nda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, davanın reddi ve davanın düĢmesi kararları hüküm olarak kabul edilmiĢ, ayrıca adli yargı dıĢında baĢka bir yargı merciine yönelik olarak verilen görevsizlik kararları da kanun yolu bakımından hüküm olarak sayılmıĢtır. 5271 sayılı CMK, hangi hallerde bu kararların verilebileceğini açıkça 223. maddesinde belirtmiĢtir. Buna göre beraat kararı; yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamıĢ olması, yüklenen suçun sanık tarafından iĢlenmediğinin sabit olması, yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması, yüklenen suçun sanık tarafından iĢlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması ve yüklenen suçun sanık tarafından iĢlendiğinin sabit olmaması hallerinde verilebilmektedir. CMK‟nun 230. maddesinin 2. fıkrası gereğince mahkemece beraat kararı verilmesi halinde, kararın gerekçesinde sayılan bu nedenlerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekmektedir. Bunun dıĢında CMK‟nun 223/9 hükmü gereğince, derhal beraat kararı verilmesi gereken hallerde durma, düĢme ve ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemeyecektir. Sanığın suçlu olduğunu gösterir çeliĢkisiz ve yeterli delilin bulunmaması veya delillerin tümünün sanığın lehine olması durumlarında mahkeme, Ģikayetin geri alınması nedeniyle düĢme kararı veremeyeceği gibi kovuĢturma koĢulunun gerçekleĢmesini beklemek için durma kararı da veremeyecektir.22

21 Parlar, Ali/Hatipoğlu, Muzaffer, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu ve Ġlgili Mevzuat, B. 1, Ankara 2009, s. 1340-41

(22)

10 5271 sayılı CMK‟nda hüküm olarak kabul edilen kararlardan olan ceza verilmesine yer olmadığı kararı ise, yüklenen suçla bağlantılı olarak yaĢ küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle iĢlenmesi, meĢru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaĢ nedeniyle aĢılması ve kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düĢülmesi hallerinde kusurun bulunmaması nedeniyle verilecekken etkin piĢmanlık, Ģahsî cezasızlık sebebinin varlığı, karĢılıklı hakaret ve iĢlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı dolayısıyla faile ceza verilmemesi hallerinde de verilecektir.23 Ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın gerekçesinde, belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir. Mahkemece, CMK‟nun 223/9 hükmü gereğince, derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemeyecektir. Somut olayda belirtilen ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilecek durumların bulunması halinde mahkemece sanık hakkında her hangi bir cezaya hükmedilmeden doğrudan ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekir.24

Yüklenen suçun sanık tarafından iĢlendiğinin sabit olması halinde, sanık hakkında mahkemece belli bir cezaya mahkumiyet yerine veya mahkumiyetin yanı sıra güvenlik tedbirine karar verilebilecektir. Mahkemece hükmedilebilecek olan güvenlik tedbirlerine; 5237 sayılı TCK‟nda düzenlenen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, mükerrirlere ve özel tehlikeli suçlulara uygulanan güvenlik tedbiri, müsadere, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri, çocuklara özgü güvenlik tedbiri, sınır dıĢı edilme ve tüzel kiĢiler hakkındaki güvenlik tedbirleri örnek olarak verilebilir.25

23

Kunter/Yenisey/Nuhoğlu, s. 1298; Öztürk/Erdem, s. 664; Hakeri/Ünver, s. 652; Özbek(Veli

Özer), s. 682; Parlar/Hatipoğlu, s. 1241

24 Hakeri/Ünver, s. 652 25 Parlar/Hatipoğlu, s. 1243

(23)

11 Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiĢ bir hüküm veya açılmıĢ bir dava varsa mahkemece davanın reddine karar verilir. Buna kesin hükmün önleme etkisi de denilmektedir. Bir kimse hakkında aynı eylem nedeniyle bir kez yargılama yapılabilir. Bu ilkeye „‟ne bis in idem‟‟ ilkesi denilmektedir. Bu ilke gereğince sanığın aynı eyleminden dolayı ikinci bir kez yargılanması mümkün olmamaktadır.26 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‟nda öngörülen ölüm, af, zamanaĢımı, Ģikayetten vazgeçme ve ön ödeme gibi düĢme sebeplerinin varlığı ya da soruĢturma veya kovuĢturma Ģartının gerçekleĢmeyeceğinin anlaĢılması hallerinde ise davanın düĢmesine karar verilir. Mahkemece bu Ģekilde verilen davanın reddi ve düĢmesi kararları her ne kadar uyuĢmazlığı kesin ve esastan çözmeseler de usule iliĢkin nedenlerden dolayı yargılamayı sonlandırdıklarından hüküm olarak kabul edilmiĢlerdir. Yapılan yargılama sonucunda, sanığın yüklenen suçu iĢlediğinin sabit olması halinde ise sanık hakkında mahkumiyet kararı verilecektir. Sanığın yüklenen suçu iĢlediğinin sabit olduğunu söyleyebilmek için mahkemede %100 kanaatin oluĢması gerekmektedir. Mahkemece sanığın suçu iĢlediği hususunda tam bir vicdani kanaat oluĢmamıĢsa suçun sanık tarafından iĢlendiğinin sabit olmaması dolayısıyla sanık hakkında mahkumiyet kararı verilemeyecektir.27 CMK‟nun 230/1 hükmüne göre, mahkumiyet kararının gerekçesinde; iddia ve savunmada ileri sürülen görüĢlere yer verilmesi; delillerin tartıĢılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi; ulaĢılan kanaat, sanığın suç oluĢturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanununun 61 ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine

26 Hakeri/Ünver, s. 654-5

(24)

12 veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi ile cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara iliĢkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların gösterilmesi gerekmektedir.28

Son karar olarak ifade edilen hüküm kavramının unsurlarını; yargılama konusu sorun, gerekçe ve sonuç olmak üzere sıralamak mümkündür. Hükmün sorun kısmında, mahkemenin önüne gelen olay ve bundan kaynaklanan sorun yer alır. Mahkemece bu kısımda, yargılama konusu somut olay ile suçun iĢlenmesindeki özellikler ve suçun ne Ģekilde iĢlendiğine yer verilmeli ve olayın hangi tipe uyduğu belirlenmelidir.29

Anayasa‟nın 141/3 hükmü ile CMK‟nun 34 ve 230. maddeleri gereğince bütün mahkeme kararları ve bu arada hüküm de gerekçeli olmak zorundadır. Keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek ve denetimde kolaylığı sağlamak için hükmün gerekçeli olması gerekmektedir. Gerekçe, hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak açıklanmasıdır. Gerekçe, hükmün yorumlanmasını sağlar ancak kesinlikle hükmün yerine geçmez. CMK‟nun 289/1-g hükmü gereğince hükmün gerekçeyi içermemesi kesin hukuka aykırılık olarak kabul edilmiĢtir.30

CMK‟nun 230. maddesinde, mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı kararı ile beraat kararlarının gerekçelerinin nasıl olacağı, neleri içereceği açıkça belirtilmiĢtir.

Hükmün bir diğer unsuru ise sonuç kısmıdır. Sonuç kısmına hüküm fıkrası adı verilir. Sonuç kısmında mahkemenin hukuki soruna iliĢkin olarak vardığı çözüm açıklanır.31 CMK‟nun 232/6 hükmü gereğince hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun

28

Öztürk/Erdem, s. 666

29 Kunter/Yenisey/Nuhoğlu, s. 1301-2; Parlar/Hatipoğlu, s. 1341; Özbek(Veli Özer), s. 678 30 Parlar/Hatipoğlu, s. 1341-2; Hakeri/Ünver, s. 665-6

(25)

13 maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına baĢvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, baĢvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek Ģekilde açıkça gösterilmesi gerekir.

Anlamı, türleri ve unsurları yönünden bu Ģekilde incelenen hükmün, açıklanması CMK‟nun 231/1-4 hükümleri gereğince; yazılmıĢsa gerekçesi ve hüküm fıkrasının okunması, gerekçesi henüz yazılmamıĢsa, duruĢma tutanağına geçirilmiĢ olan hüküm fıkrasının okunması ve gerekçesinin ana çizgilerinin sözlü olarak açıklanması suretiyle yapılır. Hükmün gerekçesi tümü ile duruĢma tutanağına geçirilmemiĢse, açıklanmasından itibaren 15 gün içinde yazılarak dava dosyasına konulduktan sonra ilgililere tebliğ edilir. CMK‟nun 232. maddesine uygun olarak oluĢturulan hükmün, mahkumiyet hükmü olması halinde mahkemece hüküm açıklanmadan önce söz konusu mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı noktasında öncelikle mahkemece resen bir değerlendirme yapılacaktır. Görüleceği üzere mahkumiyet hükmünün geri bırakılmasını konu alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu için hüküm kavramı önem arz etmektedir.

Hüküm kavramını da içerecek Ģekilde kavram olarak bu Ģekilde ifade edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, genel olarak iki farklı Ģekilde uygulanmaktadır.32 Bunlardan biri, sanığın suçluluğu belirlenmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıdır.33 Bu Ģekil, Amerika BirleĢik Devletleri‟nde uygulanmaktadır. ABD‟de kural, sanığın suçu iĢlediğinin tespitinden sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılması olmakla birlikte sanığın suçu kabul etmesi (plea of quilty) halinde suçluluğunu tespit etmeden de hüküm açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmektedir.34

Bunun

32 Önder, s. 16, s. 110; Artuk/Gökçen/Yenidünya, s. 789 33 Önder, s. 16

(26)

14 yanında ayrıca sanığın hakkındaki iddiaya cevap vermek istemediğini belirtmesi (plea of nolo condentere) durumunda da sanığın suçluluğunu tespit etmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmektedir. Her iki durumda da sanığın suçluluğunu tespit etmeden hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının nedeni, ABD‟de bu durumlarda, sanığın suçluluğunun tespitine gidilmeden de hakkında cezaya hükmedilebilmesidir.35 Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının bir diğer Ģekli, diğerine göre daha çok kabul gören sanığın suçluluğunun tespitinden sonra hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının bu Ģekline göre, sanık hakkında verilecek karar belli bir süreyle ertelenmekte, bu süre içinde sanık iyi hal göstermek zorunda olacağı gibi mahkeme tarafından kendisine yükümlülük yüklenmesi halinde bu yükümlülüklere de riayet etmek zorunda olacaktır. ġayet sanık deneme süresini iyi halli olarak geçirir ve kendisine yükümlülük yüklenmesi halinde bu yükümlülükleri de yerine getirir ise hakkındaki cezadan kurtulmaktadır.36 Bu sistem, 1928 yılından itibaren Avusturya, 1938 yılından itibaren Norveç, 1948 yılından itibaren Ġngiltere, 1953 yılından itibaren Federal Almanya, 1912 yılından itibaren Fransa ile 1937 yılından itibaren Ġsviçre‟de uygulanmaya baĢlamıĢtır.37

Bu uygulanma Ģekli ülkemiz hukuk sistemimizce de tercih edilen uygulama Ģeklidir.

Bu iki Ģekil dıĢında, bazı ülkelerde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna benzer uygulamalara da rastlamak mümkündür. Bunlardan biri, Ġtalyan Ceza Kanununda düzenlenen „Adli Af‟ kurumudur. Bu sisteme göre merhamete tamamen layık olan kiĢiler hakkında hakimin hükmün ertelenmesine karar vererek sanığı tamamen affetmesi söz konusudur. Bu sisteme göre, sanık hakkında her hangi bir denetim süresine veya yükümlülüğe

35 Artuk/Tan, s. 79

36 Artuk/Gökçen/Yenidünya, s. 789 37 Artuk/Tan, s. 79; Önder, s. 16

(27)

15 karar verilmemektedir.38 Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına benzer bir diğer uygulama ise Federal Alman Ceza Kanununda düzenlenen „‟ceza saklı tutularak yapılan ihtar‟ dır. Buna göre, yetiĢkin bir kiĢinin iĢlediği suçun 180 gün para cezasını aĢmayacak Ģekilde mahkumiyeti gerektirmesi halinde, sanığın suçluluğunu ve alacağı para cezasını tespit eden mahkeme, bu cezaya hükmetmeyi erteleyerek sanığa belirlediği deneme süresinde iyi hal göstermesi gerektiğine iliĢkin ihtarda bulunmaktadır. Sanık deneme süresinde iyi hal göstermezse saklı tutulan cezaya hükmedilecektir.39

III. Leh ve Aleyhinde Ġleri Sürülen GörüĢler

Bu ana baĢlık altında cezanın genel önleme amacını zayıflatan daha çok cezanın özel önleme amacına hizmet eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile ilgili ileri sürülen leh ve aleyhteki görüĢlere yer verilecektir.

A. Lehinde Ġleri Sürülen GörüĢler

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu hakkında ileri sürülen ilk olumlu görüĢ, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların doğurduğu olumsuz sonuçları ortadan kaldırmasıdır.40

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olan sanığın cezaevine girmesini önlediği gibi mükerrer suçlu olmasının da önüne geçer. Ayrıca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmekle, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların maddi etkisinden öte manevi etkisi sonucu bir gün bile cezaevine girmiĢ kiĢi artık lekelenmiĢ olduğu için bu kiĢiyi suç iĢlemekten uzak tutmak adına sağlam bir engel yıkılmıĢ olacaktır.41 Kanaatimizce de hapis cezasına mahkum olan sanığın aldığı mahkumiyet

38 Önder, s. 16 39 Artuk/Tan, s. 80-1 40 Artuk/Tan, s. 78; Töngür, s. 217 41 Önder, s. 74-5

(28)

16 hükmünün geri bırakılması ile birlikte artık cezasını infaz etmek üzere cezaevine girmeyeceğinden toplum karĢısında damgalanmasının da önüne geçilmiĢ olacaktır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hakkında ileri sürülen bir diğer olumlu görüĢ ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile ilk defa suç iĢlemiĢ tesadüfi suçlu ödüllendirilmiĢ olacağı için bu kiĢinin artık tamamen toplumla barıĢık halde olmasının sağlanacak olmasıdır.42 Ġlk defa suç iĢleyen kiĢilere bir daha Ģans verilerek toplumdan kopmalarının önüne geçilmesi açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun mevzuatımızda da kabul edilmesinin yerinde bir geliĢme olarak nitelendirmek mümkündür.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hakkında ileri sürülen diğer olumlu görüĢleri Ģu Ģekilde ifade etmek mümkündür. Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanığın, öngörülecek deneme süresi içinde iyi halli hareket etmesi gerekeceği için yaĢam tarzı da buna göre Ģekillenecek, ayrıca deneme süresi içinde sürekli gözetim altında olduğundan iliĢkide bulunduğu kiĢileri, girip çıktığı yerleri seçmek zorunda kalacağı için bu dönemde elde ettiği olumlu alıĢkanlıkları sonraki yaĢantısında da devam ettirecektir. Bunun yanında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile belirlenecek deneme süresinde sanığın kiĢisel gereksinimleri de anlaĢılmıĢ olacaktır. Gözetim memurunun sanık hakkında mahkemeye sunacağı raporlar doğrultusunda, sanığın uslandırılması anlamında en sağlıklı kararlar verilebilecektir.43 Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sanığın iĢlediği suç dolayısıyla sebep olduğu zararın giderilmesi de sağlanabilecektir.44 Ayrıca sanığın alacağı hürriyeti bağlayıcı cezanın infazı için cezaevine alınması ile ailesinden, iĢinden ve yaĢadığı çevreden koparılmasının onda yaratacağı güven

42 Önder, s. 75

43Artuk/Tan, s. 78; Önder, s. 118; Töngür, s. 217

(29)

17 bunalımı ile kiĢiliğinin sarsılmasının da önüne geçilmiĢ olacaktır.45 Son olarak sanığın deneme süresini iyi halli geçirmesi durumunda hakkındaki hüküm düĢeceği için ortada adli sicil kaydına geçecek bir hüküm de olmayacaktır.46 B. Aleyhinde Ġleri Sürülen GörüĢler

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili olarak ileri sürülen ilk olumsuz eleĢtiri, bu kurumun uygulanması ile cezanın genel önleme vasfının tamamen bertaraf edileceği ve toplumda ilk defa suç iĢleyenin cezalandırılmayacağı yönünde bir kanaatin oluĢmasına sebep olarak kamu vicdanının zedeleneceğidir.47

Kuruma karĢı yapılan önemli bir diğer eleĢtiri, suçsuz olduğuna inanan bir kiĢi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi ile bu kiĢinin beraat ederek aklanma ihtimalinin elinden alınmıĢ olacağı diğer bir deyiĢle suçsuzluğunu ispat imkânından mahrum bırakılacağı yönündedir.48 5271 sayılı CMK‟nun hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunu düzenleyen 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karĢı itiraz kanun yolunun öngörülmesi ve YCGK‟nun 2. Bölümde ayrıntılı olarak ele alınacak olan 03.02.2010 tarih ve 2008/11-250 E. 2009/13 K. sayılı kararı gereğince itiraz merciinin esasa girmeden sadece Ģekli Ģartların oluĢup oluĢmadığını inceleyebilecek olması nedeniyle beraat edeceğine inanan sanık hakkında mahkemece mahkumiyet hükmü verilerek verilen bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda sanık tarafından temyiz kanun yoluna baĢvurulamamakta, itiraz kanun yoluna baĢvurulması

45 Önder, s. 75

46

Artuk/Tan, s. 78, 47

Özok, Özdemir, CMK‟nın 3 Yılı, Sempozyum Ceza Muhakemesi Kanununun 3 Yılı Teori ve Uygulamada KarĢılaĢılan Sorunlar, Ġstanbul Haziran 2009, s. 14; Bu eleĢtiriye karĢılık olarak, bu kurum sadece hak edenlere uygulanır, ĠĢleyeceği suçun tecil edileceği düĢüncesi ile suç iĢleyenler, suç iĢleyiĢ Ģekilleri ve içinde bulundukları durum itibariyle kendilerini belli ederler, ayrıca ceza hukukunda çocuklar için ceza vermek son çaredir, Ģeklinde cevap verilmiĢtir. Bu hususta bkz. Önder, s. 76; Artuk/Tan, s. 78; Uğur, Hüsamettin, Ceza Muhakemesinde KovuĢturma Mecburiyetinden Maslahata Uygunluk Ġlkesine, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 73, Kasım-Aralık 2007, s. 12, 13, 23 48 Özok, s. 15; Uğur, (Maslahat) s. 12, 23

(30)

18 halinde ise itiraz merciince dosyasının esasına girilmeksizin sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının Ģekli Ģartlarının oluĢup oluĢmadığı incelenmektedir. Bu durumda ise masum olduğunu düĢünen sanığın hukuki durumu denetim süresi olan 5 yılın sonuna kadar askıda kalmakta, esasa iliĢkin savunmalarını ancak 5 yılın sonunda verilecek olan düĢme kararını temyiz ettiğinde ileri sürebilecektir. Bu açıdan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yapılan bu eleĢtirinin, gerek Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi‟nde gerekse Anayasa‟da yer alan „‟makul sürede yargılanma hakkı‟‟ ve „‟savunma hakkı‟‟ yönünden yerinde bir eleĢtiri olduğunu söylemekte fayda var. 49

Kuruma karĢı yapılan diğer bir eleĢtiri ise, kurumun örtülü bir af niteliğinde olduğudur.50

IV. KarĢılaĢtırmalı Hukuktaki Uygulaması

Bu ana baĢlık altında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun karĢılaĢtırmalı hukuktaki görünümü ve uygulanması hakkında bilgi verilecektir.

49

Bu eleĢtiriyi geç de olsa dikkate alan Kanun Koyucu, kamuoyunda „TaĢ Atan Çocuklar Yasası‟ olarak bilinen 22.07.2010 tarih ve 6008 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı CMK‟nun hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunu düzenleyen 231. maddenin 6. fıkrasının sonuna „‟ Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” hükmünü ekleyerek mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verebilmesini sanığın kabulü Ģartına bağlı tutmuĢtur. Buna göre artık suçsuz olduğunu düĢünen sanığın kabul etmemesi halinde hakkında mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecek hakkındaki mahkumiyet hükmü ertelenmeyen sanık esasa dair savunmalarını ileri sürerek söz konusu hükmü temyiz edebilecektir.

50

TBMM Adalet Komisyonu tarafından hazırlanan 22.08.2008 tarihli raporda bu eleĢtiriye Ģu Ģekilde cevap verilmiĢtir; „‟…Türk Ceza Kanunu‟nun 65‟inci maddesinde düzenlenen af müessesesi; kamu davasını düĢüren, hükmolunan cezaları bütün neticeleriyle ortadan kaldıran „genel af‟ ve hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son veren veya infaz kurumunda çektirilecek süreyi kısaltan ya da adli para cezasına çeviren „özel af‟ olmak üzere ikiye ayrılır. Yukarıda ayrıntılı bir Ģekilde açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesi bir af değil, usul hukuku müessesedir. Öte yandan af, niteliği itibariyle uygulama bakımından hakimin takdirine bırakılmamıĢtır. Oysa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında, kanunda belirtilen objektif ve subjektif koĢullar tam olarak gerçekleĢse bile bunun uygulaması hakimin takdirine bırakılmıĢtır. Kaldı ki, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanabileceği hallerde hakimin bu müesseseye baĢvurmayıp vermiĢ olduğu cezayı Türk Ceza Kanunu‟nun 51‟inci maddesine göre ertelemesi de imkan dahilindedir.‟‟

(31)

19 A. Ġngiltere

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili olarak genel bilgiler verilirken kurumun ilk olarak 19. yy baĢlarında yargısal içtihatlarla Ġngiltere‟de uygulanmaya baĢlandığı ifade edilmiĢti. Ġngiltere‟de yargısal içtihatlarla yapılan bu uygulama, iyi halli ve bir daha suç iĢlemeyeceğine dair hakimde kanaat uyandıran küçük suçlular hakkında söz konusuydu. Daha sonra 1879 yılında çıkarılan „‟Summary Jurisdiction Act‟ adlı Kanun ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu yasal düzenleme altına alınmıĢtı. Ancak bu Kanun‟da, sanığın deneme süresinde gözetimi esasına dayanan Probasyon(Probation) sisteminde bulunan en önemli unsur olan gözetim esasına yer verilmemiĢti. Ġngiltere‟de, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından sanığın deneme süresi içinde gözetimi esası, 1908 yılında yürürlüğe giren 1907 tarihli „Probation of offenders Act‟ Kanun ile olmuĢtur. 1948 yılında kabul edilen Kanunla 1907 tarihli Kanunda önemli değiĢiklikler yapılarak gözetim esası yerini korumakla birlikte hükmün açıklanmasının geri bırakılması adam öldürme ve vatana ihanet suçları dıĢında bütün suçlar için kabul edilmiĢ, mahkemenin açılan davayı geri çevirmesi hali hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan ayrı bir kurum olarak düzenlenmiĢtir.51

Son değiĢiklikle birlikte Ġngiltere‟deki uygulamadan bahsetmek gerekirse, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, öncelikle yaĢ ayrımı yapmaksızın büyük-küçük bütün sanıklar hakkında uygulanmaktadır. Sanığın daha önce bir mahkumiyetinin olmaması Ģartı aranmamakla birlikte, mahkemenin sanığın kiĢiliği, suçun niteliği ve olayın özelliklerine göre kurumun amaca uygun ve sanık için elveriĢli bir uygulama olduğu konusunda kanaate varması gerekmektedir. Mahkeme, sanık hakkında bu kurumu uygularken sanığa, deneme süresi içinde kendisine yüklenen yükümlülüklere

51 Önder, s. 21-3

(32)

20 aykırı davranması veya deneme süresi içinde yeni bir suç iĢlemesi halinde hakkındaki hükmü açıklayacağı Ģeklinde ihtarda bulunmaktadır. Belirtmek gerekir ki, mahkemenin sanık hakkında bu kurumu uygulaması, ancak sanığın denetim altına alınma ve kendisine yükümlülük yüklenmesine muvafakat vermesi ile mümkündür. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermek için her ne kadar mağdurun zararının giderilmesi gerekmese de bu durum sanığa deneme süresinde bir yükümlülük olarak yüklenebilir. Bu kurumun en önemli özelliği ise sanığın deneme süresinde bir gözetim memurunun gözetimine bırakılmasıdır. Sanık deneme süresi içinde iĢlediği suçtan dolayı mahkum edilirse hakkındaki geri bırakma kararı kalkacaktır. ġayet sanık kendisine yüklenen yükümlülüklere uymazsa gözetim memurunun durumu mahkemeye bildirmesiyle mahkeme sanık hakkında baĢka bir tedbir uygulayabileceği gibi para cezasına mahkum edebilir veya bir tedavi programına katılma yükümlülüğü yükleyebilir. Ayrıca sanık hakkında yeni bir hükmün ertelenmesi kararı verebilir.52

Son olarak belirtmek gerekir ki, Ġngiltere‟de, 1969 yılında çıkarılan „‟Children and Young Persons Act‟‟ adlı Kanun‟la 17 yaĢından küçük suçlular için „gözetim altına alma kararı‟ (super vision order) yöntemi getirilmiĢtir.53

B. Amerika

. Amerika‟da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilmek için iki husus dıĢında kiĢinin suçluluğunun tespiti zorunluydu. Bu iki husus, sanığın duruĢmada suçunu kabul etmesi ile hakkındaki iddialara bir cevap vermeyeceğini bildirmiĢ olmasıdır. Zira bu durumlarda Amerikan kanunlarına göre suçlu hakkında duruĢma yapmadan da cezaya hükmedilmesi mümkündür. Amerika‟nın Federal Kanununda deneme süresi 3 ila 5 yıl arasında değiĢmekte iken bazı eyaletlerinde farklı deneme süreleri kabul edilmiĢtir. Deneme

52

Erdem, Mustafa Ruhan, Ceza Hukukunda Cezaların Ertelenmesine ĠliĢkin Düzenlemelere Anayasal BakıĢ, www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg18/ERDEM.PDF, EriĢim Tarihi: 10.10.2009 s. 28; Önder, s. 111; Artuk/Gökçen/Yenidünya, s. 789-90

(33)

21 süresinin sanık tarafından Ģartlara uyularak iyi halli geçirilmesi halinde ertelenen mahkumiyetinin açıklanmasından tamamen vazgeçilir. Sanığın ayrıca deneme süresinde gözetime bırakılması ile gözetim memuru ile sıkı bir iliĢkide bulunması sağlanarak daha kolay uslandırılması gerçekleĢtirilmektedir.54

ġayet sanık deneme süresinde kendisine yüklenen yükümlülüklere uymazsa, gözetim memuru mahkemeye baĢvurarak hükmün geri bırakılmasının iptalini ve sanığın cezasını bir infaz kurumunda çekmesini ister. Hükmün geri bırakılması kararı ayrıca sanığın yeni bir suç iĢlemesi halinde de ortadan kaldırılır.55

C. Almanya

Almanya‟da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, ilk olarak 1937 tarihli Ġsviçre Ceza Kanununun etkisinde kalınarak 04.08.1953 tarihli Genç Mahkemeleri Kanununda düzenlenmiĢtir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna, Kanunun 27. paragrafında „‟ Bir gencin cezaya iliĢkin fiilinde hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirecek yoğunlukta, zararlı eğilimler bulunup bulunmadığı bütün araĢtırma olanaklarının kullanılmasına karĢın kesinlikle tayin edilemezse, hakim gencin suçluluğunu tespit ile, hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkumiyet karanını kendisi tarafından tespit edilecek deneme süresinin sonuna bırakabilir.‟‟ Ģeklinde yer verilmiĢtir. Buna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının öncelikli koĢulu, gencin iĢlediği suçta bütün araĢtırmalara rağmen zararlı eğilimler bulunmadığının ve bu suçun hürriyeti kısıtlayıcı cezayı gerektirecek yoğunlukta olmadığının kesin olarak tespit edilmesidir. Bu tespitten sonra hakim, gencin suçluluğunu tespit ederek genç hakkında vereceği hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkumiyet kararını takdir edeceği deneme süresi sonuna kadar erteleyebilmektedir. Bu koĢulların oluĢması halinde hakimin mahkumiyet hükmünü ertelemesi zorunlu değildir,

54 Önder, s. 26-7

(34)

22 takdirine bağlıdır. Burada, hakim cezanın infazının ertelenmesine karar veremediği gibi terbiye amacının elde edilebilmesi için diğer terbiye tedbirlerine veya disiplin araçlarına hükmetmenin de yeterli olup olmayacağı kesinlikle tespit edilemeyeceği için söz konusu tedbirlere de hükmedememektedir. Bu tarz Ģüpheli durumlarda genç hakimi, genç hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verecektir.56 Almanya Genç Ceza Mahkemeleri Kanunu‟nun 28/1 hükmünde, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen genç suçlu için 1 ila 2 yıl arasında deneme süresi öngörülmüĢtür. Bu süre, genç suçlu hakkında verilen hükmün geri bırakılması kararının kesinleĢmesi ile baĢlar. Mahkemenin, belirlediği süreyi, söz konusu süre bitmeden değiĢiklik yaparak azaltıp artırabilme yetkisi vardır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında cezanın infazının ertelenmesine göre deneme süresi daha kısadır. Bunun nedeni, suçlu hakkında cezaya hükmedilip hükmedilmeyeceğinin uzun süre boĢlukta kalmaması ve suçludaki zararlı eğilimlerin bir veya iki yıl içinde tespitinin mümkün olmasıdır.57

Denetim süresinde genç suçlu kendi haline terk edilmeyip, bu görev için atanmıĢ resmi bir gözetmenin denetim ve idaresi altında bulundurulur. Bu süre zarfında suçlu hakkında ayrıca sürdürdüğü yaĢam tarzını etkileyebilecek yükümlülükler veya talimatlar belirlenir. Suçlunun bu yükümlülüklere veya talimatlara uyup uymadığını gözetim memuru kontrol eder. Suçlunun deneme süresindeki kötü davranıĢları sonucu, mahkumiyet kararıyla uygun bulunmayan eyleminin hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirecek derecede zararlı eğilimlere dayandığı anlaĢılırsa hakim artık suçlu hakkındaki ilk kararında suçlunun zararlı eğilimleri konusunda daha katı bir fikre sahip olsaydı nasıl bir cezaya karar verecekse aynı cezaya hükmedecektir. Hükmedilecek bu cezanın

56 Artuk/Tan, s. 72-3; Önder, s. 115; Töngür, s. 221-2 57 Önder, s. 115-6; Töngür, s. 222; Artuk/Tan, s. 73-4

(35)

23 infazının ertelenmesi de artık mümkün değildir. Deneme süresi boyunca iyi hal gösteren ve yükümlülüklere uyan suçlunun suçluluk kararı silinir. Aksi halde suçlu deneme süresi içinde yükümlülüklere aykırı davranır veya yeni bir suç iĢlerse hükmün tespitine karar verilecektir. Her iki Ģekildeki karara da açılacak duruĢma sonunda hükmedilecektir.58

Son olarak belirtmek gerekir ki Alman Ceza Kanunu‟nun 59. maddesinde, 180 güne kadar adli para cezasını gerektiren suçlarda mahkemeye suçluluğu tespit ettikten sonra belirlediği cezaya iliĢkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması yetkisi verilmiĢtir. Ancak mahkemenin bu kararı verebilmesi için sanığın cezaya mahkumiyeti olmadan ilerde baĢka bir suç iĢlemeyeceğine kanaat getirmesi ile suçun niteliği ile sanığın kiĢiliği dikkate alındığında, sanığın ceza mahkumiyetinden korunmasını gerektiren özel nedenlerin varlığı ve mahkumiyetin hukuk düzeninin korunması için zorunlu olmaması gerekmektedir.59

D. Ġsviçre

Ġsviçre‟de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna iliĢkin ilk düzenleme, Anglo-Sakson Hukuk Sisteminin etkisiyle 1937 yılında çıkarılan Ġsviçre Federal Ceza Kanunu ile yapılmıĢtır.60 Bu Kanunun17.03.1997 tarihinde çıkarılan Fedaral Kanun ile değiĢik 97. maddesi, 15-18 yaĢ arası çocuklar için kabul ettiği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını Ģu Ģekilde düzenlemiĢtir; „‟1.) Karar makamı Ģayet olgunluk çağındaki çocuğun tedbir veya cezanın konusu olup olmayacağı hususunda kesinlikle karar veremeyecek durumdaysa kararını erteleyebilir. Karar makamı altı aydan üç yıla kadar bir deneme süresi tespit eder ve davranıĢ kuralları koyabilir. Olgunluk çağındaki çocuğun bundan sonraki geliĢmesi izlenir. 2.) Eğer

58 Artuk/Tan, s. 74; Önder, s. 116; Töngür, s. 222-3

59Töngür, s. 223

(36)

24 olgunluk çağındaki çocuk deneme süresini baĢarıyla geçirememiĢse karar makamı hapis veya para cezasına veya bunlar hakkında öngörülen tedbirlerden birine hükmeder. 3.) Eğer deneme süresi baĢarıyla tamamlanmıĢsa karar makamı, her türlü tedbir veya cezanın hükmedilmesinden vazgeçmeye karar verir.‟‟ Buna göre, olgunluk çağındaki bir çocuğun bir suç iĢlemesi üzerine suçluluğunun tespit edilmesinden sonra çocuğun durumu bir cezaya veya tedbire kesin olarak karar verilemeyecek bir pozisyonda ise hakim tarafından hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Bu Ģekilde verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı adli sicile geçmeyecektir.61

Çocuk suçlu hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren hakim, çocuğun kiĢiliği ve davranıĢlarının yeterince tanınması için 6 aydan 3 yıla kadar bir deneme süresi belirler. DavranıĢ kurallarına karar verip vermeme hususunda takdir yetkinse sahip olan hakim, bu kurallara deneme süresi içinde karar verebilecektir. Ayrıca çocuğun geri bırakma kararından sonraki geliĢimi izlenir. Her ne kadar çocuk suçlu hakkında bir koruma söz konusu değilse bile çocuğun yaĢantısı gözlem altındadır. Çocuk suçlu deneme süresinde iyi hal göstermiĢse artık hakim çocuk hakkında her türlü ceza veya tedbire hükmedilmesinden vazgeçmeye karar verecektir. Çocuk suçlu deneme süresinde kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmez, herhangi bir Ģekilde özgürlüğünü kötüye kullanır veya bir suç iĢlerse deneme süresini baĢarıyla tamamlamamıĢ sayılacak ve hakkında hapis veya para cezasına ya da tedbire hükmedilecektir.62

E. Fransa

Fransa‟da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna ilk olarak 12.07.1912 tarihli Kanun ile yer verilmiĢtir. Bu Kanun, hükmün

61 Artuk/Tan, s. 67; Töngür, s. 219-20 62 Töngür, s. 220

(37)

25 açıklanmasının geri bırakılmasını 13-18 yaĢ arası çocuk suçlular için kabul etmiĢtir. Bu Kanuna göre çocuk suçlu hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilmek için öncelikle çocuğun suçu iĢleyip iĢlemediği tespit olunacak daha sonra çocuğun ceza ehliyetinin olup olmadığı araĢtırılacak ve çocuğun erginliğine kadar sürecek bir denetim süresine karar verilecektir. Bu denetim süresi içinde çocuk bir memurun gözetimi altına alınacaktır.63

1912 yılındaki bu düzenlemeyi yine çocuk suçlular için kabul edilmiĢ olan 02.02.1945 tarihli Emirname takip etmiĢtir.64 Daha sonra 1972 ve 1975 yıllarında kabul edilen kanunlar ile ise mahkemeye yetiĢkin suçlular için de suçluluğun tespitinden sonra ceza vermeme veya verdiği cezayı bir yıla kadar geri bırakabilme yetkisi verilmiĢtir.65

Fransa‟da, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına sadece gerçek kiĢiler için karar verilebilmekte ayrıca sanığın daha önceden 5 yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilmemiĢ olması da gerekmektedir. Deneme süresi 18 ay ile 3 yıl arasında değiĢmekte, sanık deneme süresinde kendisine yüklenen yükümlülüklere uymazsa veya hürriyeti kısıtlayıcı cezayı gerektiren bir suç iĢlerse ertelenen hükmü geri alınmaktadır.66

F. Macaristan

Macaristan, 1908 yılında çıkardığı Kanun ile Anglo-Sakson Hukuk Sistemini örnek alarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunu kabul etmiĢtir. Bu Kanunun 17. maddesinin 2. fıkrasına göre, mahkeme ceza ehliyetini tespit ettiği çocuk suçlu hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verebilmektedir. Hakkında, hükmün açıklanmasının geri

63

Önder, s. 113; Bu düzenleme hakkında daha fazla bilgi için bkz. Artuk/Tan, s. 70-71 64 Artuk/Tan, s. 71-2

65 Töngür, s. 221 66 Erdem, s. 28

(38)

26 bırakılmasına karar verilen çocuk suçlu bir yıl süreyle sıkı bir gözetim altında bulundurulur. Gözetim memuru, deneme süresi içinde çocuğu ziyaret ve kontrol ederek deneme süresinin sonunda hazırladığı raporunu mahkemeye sunar.67 Deneme süresinin iyi halle geçirilmesi durumunda yargılamaya son verilir, aksi halde çocuk suçlu hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya veya bir ıslah evinde yerine getirilecek eğitim tedbirine hükmedilir. Çocuk suçlu hakkında delillerin kaybolması ihtimali gerekçesiyle Macar Mahkemeleri tarafından içtihatla suçluluğun tespit edilmesinden sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi kabul edilse de 1913 yılında çıkan Kanun‟la duruĢma yapılmadan ve suçluluk tespit edilmeden de bugünkü anlamda duruĢmanın ertelenmesi olarak kabul ettiğimiz kurum getirilmiĢtir.68 Macaristan‟da 01.07.1979 tarihinde kabul edilen yeni Macar Ceza Kanunu ile daha önce sadece çocuk suçlular için uygulanmakta olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu artık yetiĢkinler için de kabul edilmiĢtir. Ancak yetiĢkinler için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile çocuk suçlular için uygulanan hükmün açıklanmasının geri bırakılması bazı farklılıklar arz etmektedir. ġöyle ki; çocuk suçlular için gözetim altında bulundurma zorunlu iken yetiĢkinler için bu durum hakimin takdirine bırakılmıĢ, çocuk suçlular için deneme süresi 1 yıldan fazla olamazken, yetiĢkin suçlular için asgari 1 yıl azami ise 3 yıl olarak öngörülmüĢ, çocuk suçlular için her türlü suçta hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanması mümkünken, yetiĢkinler için ise sadece 2 yılı aĢmayan hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmeyen suçlar için uygulanmaktadır.69

67 Önder, s. 113

68 Artuk/Tan, s. 75 69 Artuk/Tan, s. 76

Referanslar

Benzer Belgeler

Gençlik hastalı~nda ço~ olaylarda birkaç şekil beraber seyret. miş, yalnız bir sistemde yerleşmiş olan bozukluklar, çok ender olaylar halinde belirmiştir. Müstakil halde,

Yukarıda belirtilen dosya nolu tuklanmalarına ilişkin olarak Gerze Asliye Mahkemesince iki ayrı karar verilmiş olup,. yrı itiraz edi|miş bulunduğundan, her

Sonuç: VCİ çapı özellikle travma hastalarındaki akut kan kaybının tespitinde,nabız, kan basıncı ve şok indeksi gibi klasik metotların güvenilmez olduğu

Ağaoğlu; iktidar ve güç ilişkilerini, emek, üretim ve meta olgularını, özgürlük biçimlerini, sosyal ve ekonomik yapıları, yanılsama ve hatalı bilinç olarak ideoloji

Verilerin analizi sonucu S.S.H’lerin en fazla meşru güç tipini algıladıkları, bunun yanında aynı servis sorumlu hemşirelerin tercih ettikleri güç tipinin pekiştirici

Slbalbert SOtatfowgfp ift 40 Qaßre alt; feinen glanjenben SJtitteln uerbanft er feine Saufbaßn mit Dliefenfcßritten. 2 llg Slbalbert SJtatfowgfr) in ber smeiten

Heyet, bu arzusunun da yerine getirileceğine söz verdiği halde, Abdülhamit, kendini evhamdan kur- taramıyordu.. I Teminat istemeler, daha bir müd det