• Sonuç bulunamadı

İntihale ve Haşime dair konuşuldu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İntihale ve Haşime dair konuşuldu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

m

9

9 9

NO. 5 — 12 Ş u b a t 1936

- T i

S # ’"*

intihale

ve Haşime

Dair Konuşuldu

deia, perşembe günü, Yalıya Kemal, Münir Serim, Ahmet Haindi, Hilmi Ziya, Suud Kemal Yet­ kin, Sabri Esat Aııder, Ziyaettin Fah­ ri, Muzaffer Yürük, Mazhar Şevket, Mümtaz Turhan, Sabahattin Eyipoğ- lu, Peyaıni Safa toplanmışlardı. İlk önce Matbuat Umum Müdürlüğü tara- fanıdan modern Türk edebiyamı şair­ lerde, roınancılarile, nâsirlerile, tiyat­ ro müelliflerile Avrupaya tanıtmak i- çiıı pek güzel bir hareke! olarak vü- oııde getirilen fransızca antoloji üs­ tünde biraz duruldu. Eserin içinde se­ çilen parçaların isabetsizliği, tercüme yanlışları, pek değerli isimlerin ve e- serlerin unutulması veya Ziya Gökal-

p u ı «A h met Ilaşiıp nesline mensup»

ve omın tesiri altında Tur'ÎMt gibi gösterilmesi kabilinden garabetlere hayret edilmişti.

Habis \Innet llaşime geçti. Onun şiirlerinde Henri de Régnierhleñ ne derece mülhem olduğu konuşulurken Fransız şairinden intihâl edip etmedi­ ği düşünüldü. Bir de Haşimi sembolist ekolü içinde miitalea etmekte ne de­ rece isabet olabileceği soruluyordu.

Yahya Kemal dedi ki:

Bu intihal davası, üstünde çok durulması lâzım gelen bir meseledir. Avrupalılar bununla çok uğraşmışlar­ dır. İntihal hükmü vermek güç bir iş­ tir. Tesir, taklit, mülhem olmak, yaratma, «recréation», «réminis­ cence [1] » gibi halleri birbirine ka­ rıştırmamak icap eder. Beıı intihallere dair bazı etiidler gördüm. Kacine’ i. Corneille’i, Hérèdia’yi iddia edilen a- sıllarına göre kontrol ettim. Bir etüd de «Le Cid» in 120 mısraının Gııil- heın de Castro’dan doğrudan doğruya tercüme edilmiş olduğunu bildiriyor­ du. Tetkik ettim ve aslını gözümle

[11 Şuursuz olarak hatırlama.

gördüm. Comoedia gazetesinde bir e- tiid Shakespeare’iıı on üç bin ınısra- mdan dokuz bininin ya doğrudan doğruya veya takriben intihal olduğunu iddia etmişti Hamlet’in Danimarka masallarına, Jules Cesar’ın Suetoııe’a neler borçlu olduğunu da biliyoruz. Fakat yine de Shakespeare’e intihal isnat etmek için düşünmek lâ­ zımdır.

Yahya Kemal intihal etiidlerine da­ ir pek çok misaller getirdi.

Hilmi Ziya dedi ki:

Arapça «Serekatı Miitenehbî» isminde bir kitap vardır. Miitenehbî gibi büyük bir şairin nerelerden inti­ hal etmiş olduğunu gösteren bıı eser hayret verir. Fakat bu tesirleri kendi şahsiyetinin içinde eritmiş olup olma­ dığına bakmalıyız.

Ahmet Hamdi, Abdülhak Hâmidin:

Brdmesti gazalı elimde bir cam Dursun diyorum bu seyli eyyam

beytindeki ikinci mısraını, Lamartine- deki:

O temps, suspend ton voli...

mısraını hatırlattığını söyledi.

Sabri Ander, Suud Yetkin, Peyami Safa buna benzer tevarüdleı-, benze­ yişler üstünde misaller getirdiler.

Hep birden intihalin şekli, ııev’i, derecesi, şahsiyet içinde aldığı hale göre hüküm verilmek lâzım geldiğin­ de biıleşildi. Söz tekrar Ahmet Haşi­ me gelince Yahya Kemal dedi ki:

— Ne iddia ettikleri gibi ben par- nasieniın, ne de Haşini sembolisttir. Haşini serbest nazımla başladı. Fakat aruzun memdııd ve maksur heceleri içinde serbst nazını olaııııyacağı için buna serbest miistezad demek daha doğru idi. Bunu evvelce kendisine söylemiştim ve o da hu fikrimi kabul etmişti. Daha sonraları da Haşinıde sembolizmi hatırlatan taraf pek azdır; Nitekim Fransada sembolizm denince

de ilk önce Hanri de Regııir hatıra gelmez. Meselâ:

Ufukta bir seri makluu andıran güneşi

mısraında sembol değil, manzara var­ dır. Teşbih ve istiare san’atını sembo­ lizm zannetmekte acele etmemek lâ­ zımdır.

Yahya Kemal, Jules Laforgue’dan itibaren Mallarıııe’ye kadar semboliz­

min asıl iisladlarından da bahsetmiş­

ti. Peyami Safa, Ahmet Haşinlin Piya- le mukaddimesinde ' «saf"şur>>" ı ıııiKİâ1- “*

faa ederken «elarte = sarahat» düş­

manı görünmesine rağmen aydınlık bir şair olduğunu söyliyerek dedi ki:

— Ben bunu Mülkiye Mecmuasın­ da da yazmıştım. Haşinıde senbolizm ve saf şiir bir iştiyaktı. Sarahat düş­ manlarına hücum edişinde kendi şiir­ lerinden gelen ve nefsine ait bir azabın hissesi de bulunabilir. Çünkü Haşini tam senbolist değildir. Bremond’un anladığı manada saf şiirle de hiç alâ­ kası olmamıştır.

Mü ııir Serim, Ahmet Haşinlin ila­ ha ziyade Verlıaren "ve""Koireııbacll,P““ sevdiğini hatırlattı. Bununla beraber Haşime tam bir senbolizm atfedileıııi- veceği üzerinde ittifak edilmişti.

Bir istirahat vakfesinde, fransızca antoloji tekrar elden ele dolaşıyordu. Tesadüfen açılan her salıifede ya bir tercüme bozukluğu, ya baştan aşağı okunmadığı için bir eserden rasgele alman parçanın müellif hakkında çok fena fikir veren manasızlığı, yalnıt la antolojinin tanzimine hâkim olan dos­ tane ve tarafgiraııe zihniyetin acaip tezahürleri göze çarpıyordu. Bu eseri meydana getirmek gibi cidden faydalı ve güzel bir fikrin salâhiyetsiz ve meç­ hul ellerde uğradığı hazin akıbet, bü­ yük bir teessür uyandırdı.

KÜLTÜR HAFTASI

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Henüz ilk oku- lu bitirmeden babasını kaybetmiş olan Ahmet ailenin yaşlı üyeleri ara- sında büyürken, bir yandan savaş sonrası yıllarının getirdiği güvensiz yaşam,

• Glutatyon peroksidaz doku ve organellerin çoğunda bulunur.. Se içeren

Bir zaman sonra, M ükrimin Hoca’nın L âleli kıraathanesindeki soh b etle­ rine katılınca, etrafında halkalanan her sınıftan, her yaştan insanları gör­ dükçe

Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında, vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi; 30 uncu maddesinin

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni..

Aileyi,  batı  toplumlarında  sıklıkla  kavramlaştırıldığından  daha  geniş  bir  birim   olarak  anlamak  gereklidir.  Çekirdek  aile,  Türkiye’de 

Anahtar kelimeler: Aruz İşlemleri, Aruz İmlası, Hattu’l-‘Arÿz, Eski Türk Edebiyatı, Aruz Tasarrufları,

Sağlık Dağıtım Yönetimi Derneği'ne göre, ilaç depolarından çıkan tıbbi ürünlerin yaklaşık % 3-4'ü bertaraf veya yeniden dağıtım için geri dönüş