• Sonuç bulunamadı

Serbest bölgeler kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun ( )

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Serbest bölgeler kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun ( )"

Copied!
143
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Serbest bölgeler kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun (18.04.2007)

SERBEST BÖLGELER KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun No. 5623

MADDE 1 – 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Yurt dışından bölgeye getirilen malların CIF, bölgeden Türkiye’ye çıkarılan malların FOB değeri üzerinden peşin olmak üzere binde 5 oranında ödenecek ücretler,”

“Serbest bölgelerde yatırım ve tesis safhasında kullanılan mallar, tevsi ve kapasite artırmak amacıyla getirilen mallar, kullanıcının kendisine ait olmayan bakım ve onarım maksadıyla getirilen mallar, bölgelere geçici olarak getirilen araç, gereç ve ekipmanlar, fason üretim amacıyla getirilen mallar, 6/2/2004

tarihinden sonra faaliyet ruhsatı alanlardan imalatçı kullanıcıların dışındaki kullanıcılar tarafından yurt dışından bölgeye getirilen ve/veya bölgeden Türkiye’ye çıkarılan mallar birinci fıkranın (b) bendi hükmü uyarınca bir ücrete tâbi tutulmaz. Ancak, bakım ve onarım ile fason üretimde yaratılan katma değer üzerinden ve 6/2/2004 tarihinden sonra faaliyet ruhsatı alanlardan imalatçı kullanıcıların dışındaki kullanıcılar tarafından yurt dışından getirilerek bölge içinde satılan mallardan bu ücret alınır.”

MADDE 2 – 3218 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 4 – 6/2/2004 tarihinden sonra faaliyet ruhsatı alanlardan, imalatçı kullanıcıların dışındaki kullanıcılar tarafından yurt dışından bölgeye getirilen ve/veya bölgeden Türkiye’ye çıkarılan malların, bu Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ücrete tâbi tutulmaması nedeniyle, gelir payı ödenen serbest bölgelerde kurucu ve işletici şirketlerin işletme sözleşmelerindeki gelir payı

kayıplarının karşılanması amacıyla yönetmelikte düzenleme yapılır.”

MADDE 3 – Bu Kanun yayımını izleyen ay başında yürürlüğe girer.

MADDE 4 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 16/4/2007

5615 Sayılı kanunla Vergi Usul Kanunda yapılan değşiklikler (17.04.2007)

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ / 371 1. Giriş

4/4/2007 tarih ve 26483 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5615 sayılı Kanunla bazı beyannamelerin verilme süreleri yeniden belirlenmiş ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanununun bazı

(2)

maddelerinde düzenlemeler yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.

2. Verilme Süreleri Yeniden Belirlenen Beyannameler

5615 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 10 uncu maddesiyle bazı beyannamelerin verilme süreleri yeniden belirlenmiş, 19 uncu maddesiyle Vergi Usul Kanununa eklenen mükerrer 28 inci madde ile Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına, beyannamelerin verilme ve ödeme sürelerinin son gününü, kanuni süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirleme yetkisi verilmiş bulunmaktadır.

2.1. 5615 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesiyle Verilme Süreleri Yeniden Belirlenen Beyannameler

Bilindiği üzere, beyan üzerine tarh ve tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin beyannamelerin verilme ve ödeme süreleri ilgili vergi kanunları ile belirlenmiştir.

5615 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle yıllık gelir vergisi beyannamesi, muhtasar beyanname, geçici vergi beyannamesi ve katma değer vergisi beyannamelerinin verilme sürelerinin başlangıç ve bitiş tarihleri yeniden belirlenmiş bulunmaktadır.

Söz konusu madde, Kanunun yayım tarihi olan 4/4/2007 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğinden bu tarihten sonra verilecek olup, verilme süreleri yeniden tespit edilen beyannamelerin, belirlenen yeni süreler içerisinde verilmesi gerekmektedir.

Buna göre, 5615 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle yeniden belirlenen beyanname verme süreleri aşağıda gösterilmiştir.

-Yıllık gelir vergisi beyannamesi; izleyen yılın Mart ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar, gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlardan ibaret olması halinde izleyen yılın Şubat ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar,

-Aylık dönemler halinde verilen Gelir (stopaj) vergisine ilişkin muhtasar beyanname, vergilendirme dönemini takibeden ayın başından yirmiüçüncü günü akşamına kadar,

-Üçer aylık dönemler halinde verilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin muhtasar beyanname; Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının başından yirmiüçüncü günü akşamına kadar,

-193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında verilecek beyanname; tevkifat dönemini izleyen ayın başından yirmiüçüncü günü akşamına kadar,

-Katma değer vergisi beyannamesi; vergilendirme dönemini takip eden ayın başından yirmidördüncü günü akşamına kadar.

2.2. Vergi Usul Kanununa Eklenen Mükerrer 28 inci Madde Uyarınca Verilme Süreleri Yeniden Belirlenen Beyannameler

5615 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle Vergi Usul Kanununa eklenen mükerrer 28 inci maddede, “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, beyannamelerin verilme ve ödeme sürelerinin son gününü, kanuni süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu maddeyle Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına, beyannamelerin verilme ve ödeme sürelerinin son gününü, kanuni süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirleme yetkisi verilmiş bulunmaktadır.

Bu yetkiye dayanılarak uygulama birliğinin sağlanması amacıyla;

– 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddeleri uyarınca vergi kesintisi yapmak

(3)

mecburiyetinde olan mükelleflerce 5615 sayılı Kanunun yürürlülük tarihinden sonra verilecek muhtasar beyannamelerin, ertesi ayın başından yirmiüçüncü günü akşamına kadar,

– 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunan mükellefler ile 23 üncü maddesi kapsamında bulunan kurum ve kuruluşlarca 5615 sayılı Kanunun yürürlülük tarihinden sonra verilecek beyannamelerin, ertesi ayın başından yirmiüçüncü günü akşamına kadar verilmesi uygun görülmüştür.

2.3. Ortak Hükümler

Gerek 5615 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle gerekse de bu Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenen mükerrer 28 inci maddenin verdiği yetki uyarınca beyanname verme süreleri yeniden belirlenen vergilerin ödeme süreleriyle ilgili olarak herhangi bir değişiklik yapılmamış olup, bu beyannamelere ilişkin tahakkuk eden vergiler, ilgili Kanunlarında yer alan ödeme süreleri içerisinde ödenecektir.

3. Vergi Dairesi Başkanlıklarında Düzeltme Yetkisi

5615 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle Vergi Usul Kanununun 120 nci maddesinin sonuna eklenen fıkrada,

“Bu Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme yetkisi vergi dairesi başkanına ait olup, başkan bu yetkisini ilgili grup müdürlerine ve/veya müdürlere devredebilir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm 16/5/2005 tarih ve 25817 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan vergi dairesi başkanlıklarından, Vergi Usul Kanununun 120 nci maddesinde belirtilen düzeltme ve reddiyat yetkisini haiz olanlara ilişkin düzeltme yetkisini belirlemektedir.

Halihazırda Vergi Usul Kanununun 4 üncü maddesinde yazılı vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak faaliyete geçen vergi dairesi başkanlığı, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığıdır. Bu başkanlık bünyesinde düzeltme yetkisi Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanına ait olup, başkan bu yetkisini ilgili grup müdürlerine ve/veya müdürlere devredebilecektir. Diğer vergi dairesi başkanlıklarında ise düzeltme yetkisinin vergi dairesi müdürlerinde olduğu tabiidir.

4. Mükellef Olmayan Kişilerin Satın Aldıkları Mallar ve Hizmetler İçin Belge Almadıklarının Tespiti Halinde Kesilecek Özel Usulsüzlük Cezası

Vergi Usul Kanununun, özel usulsüzlükler ve cezalarının düzenlendiği 353 üncü maddesinin 5615 sayılı Kanunla değişmeden önceki (3) numaralı bendinde; Kanunun 232 nci maddesinin birinci fıkrasının 1-5 numaralı bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almadıklarının tespit edilmesi halinde bunlara 353 üncü maddenin (2) numaralı bendinde belirtilen cezanın beşte biri kadar özel usulsüzlük cezası kesileceği, şu kadar ki bu cezanın kesilebilmesi için belge

alınmadığına ilişkin tespitin vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından yapılmasının şart olduğu belirtilmiş olup, bu hükmün uygulanmasına ilişkin olarak belirlenen usul ve esaslara 229 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde1 yer verilmişti.

5615 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin (3) numaralı bendinin ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere; “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, söz konusu tespiti vergi incelemesine yetkili olmayanlara da yaptırmaya yetkilidir.” cümlesi eklenmiştir. Anılan hükme dayanılarak, bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren yoklama yapmaya yetkili memurların tamamı, mükellef olmayanların satın aldıkları mallar ya da hizmetler için belge alınmadığına ilişkin tespitleri yapma hususunda yetkili kılınmış olup, yoklama yapmaya yetkililer tarafından yapılan denetimler sonucu belge alınmadığına ilişkin olarak nihai tüketiciler nezdinde düzenlenen tutanaklara dayanılarak özel usulsüzlük cezası

kesilebilecektir.

(4)

Anılan bent hükümlerinin uygulanmasında, belge alınmadığına ilişkin tespit tutanağının belge almayanlara verilen örneği, ceza ihbarnamesi yerine geçecektir. Cezanın, tutanağın alıcıya verildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde, tespitin yapıldığı yeri yetki alanı içerisinde bulunduran vergi dairesine ödenmesi esastır.

Cezanın ödeneceği vergi dairesi tutanağa yazılacak ve tutanağın bir örneği de tutanakta belirtilen vergi dairesine gönderilecektir. Adına tutanak düzenlenenler bu cezayı tutanağın kendilerine verilen örneğini ibraz etmek ve tutanakta belirtilen vergi dairesini belirtmek suretiyle başka bir vergi dairesine de ödeyebileceklerdir.

Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren 229 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (IV) üncü kısmının (C) bölümü yürürlükten kaldırılmıştır.

5. Bazı Kaçakçılık Suçlarının Cezalandırılmasında Usul

Vergi Usul Kanununun “Bazı kaçakçılık suçlarının cezalandırılmasında usul” başlıklı 367 nci maddesinin birinci fıkrasında “…vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün mütalaasıyla, keyfiyetin yetkili Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesi mecburidir.” hükmü yer almaktaydı.

Bilindiği üzere, Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunla Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmuş, bölge müdürlükleri kaldırılmış ve anılan Kanunun verdiği yetkiye istinaden de bazı İllerde Vergi Dairesi Başkanlıkları oluşturulmuş bulunmaktadır.

5615 sayılı Kanunla, Gelir İdaresinin yeniden yapılanması hususu göz önüne alınarak, Vergi Usul

Kanununun 367 nci maddesinde yer alan “defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün” ibaresi, “vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın” şeklinde değiştirilmiştir.

Buna göre, Vergi Usul Kanununun 367 nci maddesi kapsamında vergi dairesi müdürleri, vergi denetmenleri ve vergi denetmen yardımcıları tarafından tespit edilen kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında cumhuriyet savcılıklarına yapılacak suç duyurularında, vergi dairesi başkanlığı kurulmuş bulunan İllerde vergi dairesi başkanlığının, diğer İllerde de defterdarlığın mütalaasının alınması gerekmektedir.

6. Danıştay Nezdinde Temyiz Yoluna Gidilmesi

Vergi Usul Kanununun “Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanlar” başlıklı 377 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarında; vergi dairelerinin, Maliye Bakanlığının (İl özel idareleriyle belediyeler valilerin) muvafakatı olmaksızın vergi mahkemelerinin kararları aleyhine Danıştay’da temyiz davası açamayacakları, ancak Maliye Bakanlığının, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini defterdarlıklara devredebileceği hükmü yer almaktaydı. Bu yetki muhtelif tarihlerde kullanılmış, son olarak da 316 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği2 ile 1/7/2003 tarihinden geçerli olmak üzere uygulamaya yön verilmişti.

Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunla Gelir İdaresi Başkanlığının ve anılan Kanunun verdiği yetkiye istinaden de vergi dairesi başkanlıklarının kurulması üzerine uygulama birliğinin sağlanması bakımından sözü edilen fıkralar 5615 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiştir. Yapılan

düzenlemeyle, vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairelerinin, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir İdaresi Başkanlığının (İl özel idareleri ile belediyeler, valilerin) muvafakatını almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemeyecekleri, Gelir İdaresi Başkanlığının, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya defterdarlıklara devredebileceği hükme bağlanmıştır.

Vergi dairesi müdürlükleri, bağlı vergi daireleri (malmüdürlükleri), vergi dairesi başkanlıkları, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı ve defterdarlıkların Danıştay nezdinde temyiz yoluna gidebilmelerine ilişkin limitler, bu Tebliğin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.

(5)

Davaya Konu Edilen meblağ (YTL)

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı 100.000.000 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 2.000.000

Ankara ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlıkları 1.750.000

Adana, Antalya, Bursa, Kocaeli, Konya ve Mersin Vergi Dairesi Başkanlıkları 1.500.000

Aydın, Balıkesir, Denizli, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Kayseri, Manisa, Muğla, Samsun ve Tekirdağ Vergi Dairesi Başkanlıkları 1.250.000

Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Malatya, Kahramanmaraş, Sakarya, Trabzon, Şanlıurfa ve Zonguldak Vergi Dairesi Başkanlıkları 1.000.000

Defterdarlıklar 800.000

Vergi Dairesi Müdürlükleri (Bağlı vergi daireleri dâhil) 30.000

Yukarıda açıklanan limitler dikkate alınarak; vergi dairesi müdürlükleri ve bağlı vergi daireleri

(malmüdürlükleri), kendileri için belirlenmiş hadleri aşan ihtilaflarda bağlı oldukları vergi dairesi başkanlığı ya da defterdarlıktan; Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı, vergi dairesi başkanlıkları ve

defterdarlıklar için belirlenen hadlerin aşılması durumunda ise Başkanlığımızdan muvafakat alınması gerekmektedir. Bununla birlikte, bu limitlerin altında kalan ve dava açma süresinin bitimi bu Tebliğin yayımı tarihinden sonraya rastlayan ancak bu tarihten önce muvafakat talebiyle Başkanlığımıza intikal ettirilmiş olan vergi mahkemesi kararlarının temyizine ilişkin muvafakatlar, vergi dairesi başkanlıkları ya da defterdarlıklarca verilecek ve bunlara dayanılarak Danıştay’da temyiz yoluna gidilecektir.

Vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı Danıştay nezdinde temyiz yoluna gidilmesinde, mahkeme kararları ile ortaya çıkan tutarlar yerine, davaya konu edilen tutarların esas alınması ve muvafakatların yukarıda belirlenen limitlere göre Gelir İdaresi Başkanlığı, vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlıkça verilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, vergi dairesi müdürlükleri, bağlı vergi daireleri (malmüdürlükleri), vergi dairesi başkanlıkları veya defterdarlıklarca Danıştay nezdinde temyiz yoluna gidilebilmesi için izin verilecek davalarla ilgili

savunmaları hazırlama görev ve sorumluluğu vergi dairelerine ait olup, hazırlanacak savunma taslakları ile davaya ilişkin dosya ve evrak örnekleri Gelir İdaresi Başkanlığına, vergi dairesi başkanlıklarına veya defterdarlıklara gönderilecektir. Yetkili makamdan alınacak muvafakat üzerine olay Danıştay’a intikal ettirilecek ve verilen kararların birer örnekleri de Başkanlığımıza gönderilecektir.

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığınca Danıştay nezdinde temyiz yoluna gidilebilmesi için izin verilecek davalarla ilgili savunmaları hazırlama görev ve sorumluluğu bu Başkanlığa ait olup, hazırlanacak savunma taslakları ile davaya ilişkin dosya ve evrak örnekleri ile Danıştay’ca verilen kararların birer örnekleri Başkanlığımıza gönderilecektir.

Öte yandan, mükellefiyetin şekli, tesisi vb. belirli bir limiti içermeyen davalar sonucu verilen vergi

mahkemesi kararlarının temyizine ilişkin muvafakatlar vergi daireleri ve bağlı vergi daireleri için ilgili vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlıklarca verilecek olup, bu gibi durumlarda Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının Gelir İdaresi Başkanlığından muvafakat almasına gerek bulunmamaktadır.

Konut finansmanı sisteminde B.S.M.V istisnası

(6)

uygulaması (17.04.2007)

GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ / 84

21/02/2007 tarihli ve 5582 sayılı Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun1 ile 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun2 29 uncu maddesinde yapılan değişiklikler uyarınca konut finansmanı sistemi kapsamında yapılacak işlemlerde, banka ve sigorta muameleleri vergisi (B.S.M.V) istisnası uygulanmasına ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu

oluşturmaktadır.

Bu Tebliğde yer alan;

a) Konut finansmanı, 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun3 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanını,

b) Konut finansmanı kuruluşları, 2499 sayılı Kanunun 38/A maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kuruluşlarını,

c) Konut finansmanı fonu, 2499 sayılı Kanunun 38/B maddesinde tanımlanan konut finansmanı fonunu, d) İpotek finansmanı kuruluşları, 2499 sayılı Kanunun 39/A maddesinde tanımlanan ipotek finansmanı kuruluşlarını,

e) Tüketici, 23/02/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun4 3 üncü maddesinin (e) bendinde tanımlanan tüketiciyi,

ifade etmektedir.

1- 5582 sayılı Kanun ile 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununda Yapılan Düzenlemeler ve İstisna Uygulamaları

5582 sayılı Kanunun 6/3/2007 tarihinde yürürlüğe giren 30 uncu maddesi ile 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “İstisnalar” başlıklı 29 uncu maddesinin (i) ve (u) bentleri değiştirilmiş ve maddeye (y) bendi eklenmiştir. Söz konusu bentlerde yapılan düzenlemelere ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.

a) 6802 Sayılı Kanunun 29/i Maddesinde Düzenlenen İstisna

6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin 5582 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile değiştirilen (i) bendinde; “Emeklilik sözleşmeleri, hayat sigortaları (hayat sigortalarında ferdi kaza, hastalık sonucu maluliyet ve tehlikeli hastalıklar teminatlarının da ek teminat olarak verildiği sözleşmeler dahil) ve sağlık sigortaları ile ihracata ait nakliyat sigortalarında ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yapılan sigortalarda sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar” hükmü yer almaktadır.

Maddede yapılan düzenleme gereğince, sigorta şirketleri tarafından konut finansmanı kapsamında yapılacak sigorta sözleşme ve poliçeleri dolayısıyla lehe alınan paralar, 6/3/2007 tarihinden itibaren B.S.M.V’den istisna olacaktır.

b) 6802 Sayılı Kanunun 29/u Maddesinde Düzenlenen İstisna

6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin 5582 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile değiştirilen (u) bendinde; “Bankalar, sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri ve ipotek finansmanı kuruluşlarının kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibarî değerlerinin üzerinde elden çıkarılması sonucu kendi lehlerine kalan paralar” hükmü yer almaktadır.

(7)

Bu bentte yapılan düzenlemeyle, ipotek finansmanı kuruluşlarının, kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibarî değerlerinin üzerinde elden çıkarılması sonucu lehlerine kalan paralar, 6/3/2007 tarihinden itibaren B.S.M.V’den istisna olacaktır.

c) 6802 Sayılı Kanunun 29/y Maddesinde Düzenlenen İstisna

6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesine 5582 sayılı Kanunun 30 uncu maddesiyle eklenen (y) bendinde;

“İpotek finansmanı kuruluşlarının, konut finansmanı kuruluşlarının ve konut finansmanı fonlarının, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yaptıkları tüm işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar” hükmü yer almaktadır.

Bu bent hükmü uyarınca, ipotek finansmanı kuruluşlarının, konut finansmanı kuruluşlarının ve konut finansmanı fonlarının, konut finansmanı kapsamında yaptıkları işlemler dolayısıyla lehe alacakları paralar (krediyi kullanandan alınan erken ödeme, istihbarat, ekspertiz ücretleri vb. dahil), 6/3/2007 tarihinden itibaren B.S.M.V’den istisna olacaktır.

5582 sayılı Kanunun 20 nci maddesi ile 2499 sayılı Kanuna eklenen 38/A maddesinin birinci fıkrasında;

“Konut finansmanı, konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi kullandırılması, konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması, sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kullandırılmasıdır. Bu kapsamdaki kredilerin yeniden finansmanı amacıyla kullandırılan krediler de konut finansmanı kapsamındadır.” hükmü ile konut finansmanı tanımlanmıştır. Ayrıca, aynı maddenin ikinci fıkrasında konut finansmanı kuruluşları belirtilmiştir. Buna göre; konut finansmanı kuruluşları, konut finansmanı amacıyla doğrudan tüketiciye kredi kullandıran ya da finansal kiralama yapan bankalar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından konut finansmanı faaliyetinde bulunması uygun görülen finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketleridir.

2499 sayılı Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan tüketiciler ifadesi, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendinde; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiler şeklinde tanımlanmıştır.

Bu hükümlere göre 6802 sayılı Kanunun 29/y maddesinde yer alan istisna hükmünün, konut finansmanı kuruluşlarının yukarıda tanımı bulunan tüketici kapsamına giren kişilerle, konut finansmanı kapsamında yaptıkları işlemler dolayısıyla lehe aldıkları paralara uygulanması gerekmektedir. Ticari veya mesleki amaçlarla edinilen bir konuta ilişkin olarak kullandırılan krediler dolayısıyla lehe kalan paralara, konut teminatlı olarak verilen bir kredinin kısmen veya tamamen mesleki ya da ticari amaçla kullanılması halinde bu kredi dolayısıyla lehe kalan paralara, B.S.M.V istisnası uygulanması mümkün değildir.

Yukarıda yer alan hükümler ve açıklamalar çerçevesinde ;

– kurumlar vergisinden muaf olsun olmasın kazançları kurumlar vergisinin konusuna giren mükelleflerin, ticaret şirketlerinin veya ticari amaçla kurulmuş ortaklık ya da işletmelerin; gerek konut edinme amacıyla kullandığı krediler gerekse sahip olduğu konutu teminat göstermek suretiyle kullandığı krediler dolayısıyla lehe kalan paralara,

– gerçek kişilerin; mesleki veya ticari amaçla kullanacağı konutları edinmek için aldığı krediler, sahip olduğu konutu teminat göstererek aldığı ve kısmen veya tamamen mesleki ya da ticari amaçla kullandığı krediler dolayısıyla lehe kalan paralara,

6802 sayılı Kanunun 29/y maddesindeki istisna hükmünün uygulanması mümkün değildir.

2499 sayılı Kanunun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı kapsamında, B.S.M.V istisnası uygulanması gereken işlemler aşağıda yer almaktadır.

– Konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi kullandırılması

(8)

Konut finansmanı kuruluşları tarafından tüketicilere, konut edinmeleri amacıyla, konut finansmanı kapsamında kullandırılan kredilere ilişkin lehe alınan paralar, B.S.M.V’den istisnadır.

Örnek 1

(X) Bankası tarafından konut edinimi amacıyla bayan (C)’ye 120.000-YTL tutarında 120 ay vadeli ipotekli konut kredisi kullandırılmıştır. Bu kredinin taksit tutarı 1.500-YTL olarak belirlenmiştir. (X) Bankasının, taksit dönemlerinde faiz, komisyon ve benzeri adlarla lehe aldığı paranın 500-YTL olması halinde, bu tutarın tamamı B.S.M.V’den istisna olacaktır.

Ancak bayan (C) konut finansmanı kapsamında kullandığı kredi ile sahip olduğu konutu, mesleki ya da ticari bir amaçla kullanırsa, bu krediye ilişkin (X) bankasının lehe aldığı 500-YTL, B.S.M.V’ye tabi olacaktır.

– Sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kullandırılması

Konut finansmanı kuruluşları tarafından tüketicilere, sahip oldukları konutların teminatı altında kullandırılan krediler dolayısıyla lehe alınan paralar, B.S.M.V’den istisnadır. Ancak, tüketicinin kendisinin sahip olmadığı konutların teminatı altında kullandırılan krediler dolayısıyla lehe alınan paralara B.S.M.V istisnası

uygulanması mümkün değildir.

Öte yandan, tüketicilerin ortak mülkiyet şeklinde sahip olduğu bir konuttaki hissesinin konut finansmanı kapsamında, ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde “konut olarak” teminat gösterilebilmesinin mümkün olması halinde, B.S.M.V istisnası uygulanacaktır.

2499 sayılı Kanunun 38/A maddesinde belirtilen “sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kullandırılması” işleminde; 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (y) bendi kapsamında uygulanacak istisnaya ilişkin tutarın (krediyi kullanandan alınan erken ödeme, istihbarat, ekspertiz ücretleri vb. dahil) hesaplanmasında, kullandırılan toplam kredinin, teminat olarak gösterilen konut değerine isabet eden kısmının dikkate alınması gerekmektedir. Konut değerinin hesaplamaya dahil edilecek tutarında, kredi kullandırılan tüketicinin konuttaki hisse payı dikkate alınır. Söz konusu istisna tutarının hesaplanmasına ilişkin örnek aşağıda yer almaktadır.

Örnek 2

5582 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra (Y) Bankası tarafından tüketici bay (X)’e, tamamına sahip olduğu konutun teminatı altında konut edinme amacı dışında kredi kullandırılmıştır. Bay (X)’in sahip olduğu ve teminat olarak gösterdiği konutun değeri 100.000-YTL, toplam kredi tutarı 150.000-YTL, kredinin vadesi 240 ay ve taksit tutarı 1.250-YTL olarak belirlenmiştir. (Y) Bankasının, taksit dönemlerinde faiz, komisyon ve benzeri adlarla lehe aldığı paranın 600-YTL olması halinde, bu tutarın aşağıda belirtilen şekilde tespit edilen 2/3 oranındaki kısmına B.S.M.V istisnası uygulanacaktır.

Konutun Değeri / Toplam Kredi = 100.000/150.000 = 2/3

Bu durumda, (Y) Bankasının taksit dönemlerinde lehe alacağı 600-YTL’nin (600×2/3=) 400-YTL’lik kısmı, 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (y) bendi hükmü uyarınca B.S.M.V’den istisna olacak, kalan (600- 400=) 200-YTL’lik kısmı ise B.S.M.V’ye tabi olacaktır.

Öte yandan bay (X)’in teminat olarak gösterdiği konutun % 50 oranında hissesine sahip olması halinde, istisnaya tabi olacak/olmayacak lehe alınan paralar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Konutun Değeri / Toplam Kredi = (100.000×0,50=) 50.000/150.000 = 1/3 B.S.M.V’den İstisna Olacak Lehe Alınan Para Tutarı = 600 x 1/3 = 200-YTL B.S.M.V’ye Tabi Olacak Lehe Alınan Para Tutarı = 600-200 = 400-YTL

Bay (X)’in, (Y) Bankasından aldığı 150.000-YTL’lik kredinin tamamını veya bir kısmını mesleki ya da ticari amaçla kullanması halinde, bu kredi ile ilgili olarak lehe kalan paralara 6802 sayılı Kanunun 29/y

(9)

maddesinde yer alan istisnanın uygulanması mümkün değildir.

Örnek 3

(K) Limited Şirketi sahip olduğu bir konutu teminat göstermek suretiyle (T) Bankasından 100.000-YTL kredi kullanmıştır. Söz konusu kredi kullanımı nedeniyle (T) Bankası lehine kalan paralara 6802 sayılı Kanunun 29/y maddesinde yer alan istisna uygulanmayacaktır.

2. 2499 sayılı Kanunun Geçici 11 inci Maddesi Kapsamında B.S.M.V İstisnası Uygulaması

5582 sayılı Kanunun 20 nci maddesi ile 2499 sayılı Kanuna eklenen ve 6/3/2007 tarihinde yürürlüğe giren geçici 11 inci maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş bulunan ve bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan konut finansmanı tanımına uyan kredi ve finansal kiralama sözleşmelerinin tarafı olan tüketiciler, bu maddenin yürürlüğe girmesini takiben üç ay içerisinde, sözleşmenin yapılmış bulunduğu konut finansmanı kuruluşuna başvuruda bulunarak, sözleşme konusu işlemin, bu Kanunun 38/A maddesinde yer alan konut finansmanı tanımı kapsamı dışında değerlendirilmesi talebinde bulunabilirler. Süresi içinde talepte bulunmayan tüketicilerin, bu maddenin yürürlüğe

girmesinden önce düzenlenmiş bulunan sözleşmeleri, bu Kanunun 38/A maddesinin birinci fıkrası kapsamında kabul edilir…” hükümleri yer almaktadır.

2499 sayılı Kanunun geçici 11 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen ve konut

finansmanı tanımına uyan kredi sözleşmeleri, 5582 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren konut finansmanı kapsamında kabul edilmektedir. Bu nedenle, konut finansmanı kapsamında kabul edilen kredi sözleşmeleri dolayısıyla 5582 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren tahakkuk ettirilen faiz ve benzeri lehe alınan paraların tamamına, 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (y) bendi hükmü uyarınca B.S.M.V istisnası uygulanması gerekmektedir.

Buna göre; 6/3/2007 tarihinden önce düzenlenen ve konut finansmanı tanımına uyan kredi sözleşmeleri dolayısıyla bu tarihten itibaren lehe alınan paralar, B.S.M.V’den istisnadır. Ancak, tüketicilerin 6/3/2007 tarihini takip eden üç aylık sürenin sonu itibariyle, söz konusu kredi sözleşmelerinin konut finansmanı tanımı kapsamı dışında değerlendirilmesi talebinde bulunmuş olmaları halinde, bu sözleşmeler dolayısıyla lehe alınan paralara, B.S.M.V istisnası uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu şekilde başvuruda bulunan tüketicilerin kredi sözleşmeleri dolayısıyla bankalar tarafından lehe alınan paralara uygulanan istisnalar nedeniyle beyan olunmayan B.S.M.V tutarları, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde hesaplanacak ceza ve gecikme faizi ile birlikte krediyi veren mükelleflerden aranacaktır.

Geçici vergi beyannamesinin verilme süresi (17.04.2007)

Gelir Vergisi Sirküleri/63 1. Giriş

Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 nci maddesinde 5615 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile geçici vergi beyannamesinin verilme süresi yeniden düzenlenmiştir.

(10)

Geçici vergi beyannamesinin verilme süresine ilişkin açıklamalar bu Sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

2. Geçici Vergi Beyannamesinin Verilme Süresi

Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 120 nci maddesinde 5615 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe göre, geçici vergi beyannamelerinin, ilgili üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edilmesi ve onyedinci günün akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir.

Buna göre, Ocak-Mart 2007 dönemine ait geçici vergi beyannamesinin 1-14 Mayıs 2007 tarihleri arasında verilmesi ve tahakkuk eden verginin aynı ayın onyedinci günü akşamına kadar ödenmesi gerekir.

Duyurulur.

Damga vergisi kanununda '' Noterlerin Mecburiyeti '' (12.04.2007)

DAMGA VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ / 48

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 23/10/1964 tarihli (1) Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin “Noterlerin mecburiyeti” başlıklı V-B bölümünde, 5/9/1969 tarihli ve 2101101-75/34502 sayılı ve 12/11/1973 tarihli ve 2101101-75/68351-57 sayılı yazılarımızla yapılan düzenlemeler üzerine uygulamada meydana gelen tereddütlerin giderilmesine yönelik açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1. Yasal Düzenleme

Damga Vergisi Kanununun 27 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 355 inci maddesi aşağıdaki gibidir:

“Madde 27 – Noterler, damga vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kağıtları vergi ve cezası ödenmedikçe tasdik edemezler veya bunların suretlerini çıkarıp veremezler.

Birinci fıkra hükmüne aykırı olarak işlem yapılması halinde, mükellef hakkında Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanmakla birlikte, noterlerden de tasdik ettikleri veya üzerinde işlem yaptıkları her kağıt için kanunen alınması gereken cezası ayrıca alınır.”

“Madde 355 – Damga Vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kağıtları, vergi ve cezası tahsil edilmeden tasdik eden veya örneklerini çıkarıp veren noterler adına her kağıt için tahsil edilmeyen Damga Vergisi üzerinden maktu vergilerde % 50, nispî vergilerde % 10 oranında özel usulsüzlük cezası kesilir. Ancak, bu madde kapsamında kesilecek özel usulsüzlük cezaları her bir kağıt için 1 Yeni Türk Lirasından az olamaz.”

2. Damga Vergisi Kanununun 27 nci Maddesinin Birinci ve İkinci Fıkralarına Göre Vergi ve Ceza Uygulaması Damga Vergisi Kanununun 27 nci maddesinin birinci fıkra hükmü gereğince noterlerin, kendilerine tasdik edilmesi veya suret çıkarılması için getirilen kağıtlara ilişkin damga vergisinin ve cezasının tam olarak ödenip ödenmediğini araştırma mecburiyetleri bulunmaktadır.

(11)

Noterlerin yukarıda belirtilen mecburiyete uymamaları halinde, mükelleflerden, bu kağıtlara ait damga vergisi ile cezasının aranmasının yanı sıra noterlerden de,

– Kağıdın mükelleflerinden alınması gereken ceza tutarı kadar bir cezanın, ayrıca – Vergi Usul Kanununun 355 inci madde hükmüne istinaden özel usulsüzlük cezasının, aranması gerekmektedir.

Dövize endeksli kredilerde banka ve sigorta muameleleri vergisi (12.04.2007)

Gider Vergileri Sirküleri / 6 1- Giriş

6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun[1] 28 inci maddesi uyarınca, banka ve bankerlerin (faktoring ve finansman şirketleri) kullandırdıkları dövize endeksli krediler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar, banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi bulunmaktadır.

Banka ve bankerler tarafından kullandırılan dövize endeksli kredilerde banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahının belirlenmesi konusunda yaşanan tereddütlere ilişkin açıklamalar, bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

2- Dövize Endeksli Kredilerde Banka Ve Sigorta Muameleleri Vergisi

Bankalar tarafından kullandırılan bazı kredilerde döviz kuru endeks olarak seçilmekte ve krediden doğan gelir, kredi için belirlenen faiz oranına göre hesaplanan tutar ve kredinin açılış tarihi ile faiz tahakkuk dönemleri arasında oluşan kur farklarının toplamından oluşmaktadır.

Dövize endeksli kredi uygulamalarında banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahının hesaplanmasında ve hangi unsurların banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahına dahil olduğu konusunda uygulamada tereddütlerin bulunduğu anlaşılmaktadır.

6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinde; “Banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa[2] göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.” hükmü, mükellefi belirleyen 30 uncu maddesinde de, banka ve sigorta muameleleri vergisini banka, banker ve sigorta şirketlerinin ödeyeceği hükmü ve matrahı düzenleyen 31 inci maddesinde ise, banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahının 28 inci maddede yazılı paraların tutarı olduğu hükmü yer almaktadır.

Bu hükümlere göre, banka ve sigorta muameleleri vergisinde vergiyi doğuran olayın meydana gelebilmesi için bir muamele yapılmış olması ve bu muamele dolayısıyla lehe nakden veya hesaben bir para kalması gerekmektedir. Kredi faizlerinde, faiz tahakkukunun yapılarak gelir hesaplarına alınması ile banka yönünden faiz geliri elde edilmiş olmakta ve vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir.

(12)

Dövize endeksli YTL krediler, bir YTL kredi türü olup anapara ve faiz ödemeleri dövize endekslenmektedir.

Bu tür kredide, geri ödeme tarihlerinde belirlenen kredi faiz tutarının yanı sıra anaparaya da kur farkı geliri hesaplanmaktadır.

6802 sayılı Kanunun 31 inci maddesi hükmü uyarınca; dövize endeksli kredi işlemlerinde lehe alınan paranın tespiti için yapılacak kur farkı hesaplamalarında, taksit tutarı içindeki anaparanın esas alınması gerekmektedir.

Buna göre, dövize endeksli kredilerde faiz tahakkuk dönemlerinde banka ve sigorta muameleleri vergisinin matrahı, kredi için belirlenen faiz oranına göre hesaplanan faiz tutarı, söz konusu faiz tutarı dolayısı ile oluşan kur farkı ve kredinin açılış tarihi ile faiz tahakkuk dönemleri arasında, ödenen taksit içindeki anapara tutarında oluşan kur farklarının toplamından meydana gelmektedir.

ÖTV Genel Tebliğlerinde yer alan taahhütnamelerin damga vergisi (12.04.2007)

Damga Vergisi Sirküleri/17 1-Giriş

Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğleri ekinde yer alan taahhütnamelere ilişkin damga vergisi ile ilgili olarak uygulamada meydana gelen tereddütlerin giderilmesine yönelik açıklamalar bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

2-Yasal Düzenleme

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olacağı; 10 uncu maddesinde, damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı;

nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olacağı, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği, bu Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I.Akitlerle ilgili kağıtlar”

başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında da, belli parayı ihtiva eden taahhütnamelerin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

3- Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğleri Ekinde Yeralan Taahhütnamelere İlişkin Damga Vergisi Uygulaması 15 nolu Damga Vergisi Sirkülerinde özel tüketim vergisi uygulamasına ilişkin olarak mükelleflerce vergi dairesine verilmek üzere belli parayı ihtiva eden bir taahhütname düzenlenmesi halinde, söz konusu kağıdın ihtiva ettiği bu tutar üzerinden nispi damga vergisine tabi tutulması; 5281 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme ile 01.01.2005 tarihinden itibaren belli parayı ihtiva etmeyen taahhütnamelerden damga vergisi aranılmaması gerektiği belirtilmiştir.

Öte yandan, 30 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, nispi damga vergisine tabi kağıtların muhtevasında katma değer vergisi yönünden herhangi bir düzenleme olup olmadığına bakılmaksızın katma değer vergisinin damga vergisi matrahına dahil edilmemesi gerektiği açıklanmıştır.

(13)

Bu çerçevede, Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğleri ekinde yer alan taahhütnamelere ilişkin damga vergisi uygulaması aşağıda açıklanmıştır:

– 1 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “(I) Sayılı Listenin (B) Cetvelindeki Mallara Ait Özel Tüketim Vergisinin Tecil Edilmesine İlişkin Talep ve Taahhütname (EK:2)” başlıklı kağıt, damga vergisine tabi olup verginin matrahını, satın alınan ürünün (KDV hariç) toplam tutarı teşkil etmektedir.

– 3 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “(I) Sayılı Listenin (B) Cetvelinde Yeralan Malların Aynı Cetveldeki Malların İmalinde Kullanılmak Üzere Teslimine İlişkin Talep ve Taahhütname (EK:13)” başlıklı kağıt, damga vergisine tabi olup verginin matrahını, satın alınan ürünün (KDV hariç) toplam tutarı teşkil etmektedir.

– 3 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “(I) Sayılı Listenin (B) Cetvelinde Yeralan Malların İthalinde Gümrük İdaresine Verilecek Talep ve Taahhütname (EK:14)” başlıklı kağıt, damga vergisine tabi olup verginin matrahını, ithal edilen/ithalatçıdan satın alınan ürünün (KDV hariç) toplam tutarı teşkil etmektedir.

– 5 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “13.11.2003 Tarih ve 2003/6467 Sayılı BKK Çerçevesinde ÖTV Kanununun 8 inci Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası Uyarınca Teslim Edilecek Madeni Yağların İmalinde Kullanılmak Üzere Satın Alınan Baz Yağlara İlişkin Talep ve Taahhütname (EK:17)”

başlıklı kağıt, damga vergisine tabi olup verginin matrahını, satın alınan baz yağının (KDV hariç) toplam tutarı teşkil etmektedir.

– 5 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “13.11.2003 Tarih ve 2003/6467 Sayılı BKK Çerçevesinde ÖTV Kanununun 8 inci Maddesinin (2) Numaralı Fıkrası Uyarınca Teslim Edilecek Madeni Yağların İmalinde Kullanılmak Üzere Satın Alınan Baz Yağlara İlişkin Talep ve Taahhütname (EK:18)”

başlıklı kağıt, damga vergisine tabi olup verginin matrahını, satın alınan baz yağının (KDV hariç) toplam tutarı teşkil etmektedir.

– 5 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “13.11.2003 tarih ve 2003/6467 sayılı BKK Çerçevesinde ÖTV Kanununun 5 inci maddesinin (1) Numaralı Fıkrası Uyarınca İhraç Edilecek Madeni Yağların İmalinde Kullanılmak Üzere Satın Alınan Baz Yağlara İlişkin Talep ve Taahhütname (EK:19)”

başlıklı kağıt, damga vergisine tabi olup verginin matrahını, satın alınan baz yağının (KDV hariç) toplam tutarı teşkil etmektedir.

– 6 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “01.07.2003 Tarih ve 2003/5868 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararına İstinaden ÖTV’si İndirilmiş Yakıt Talep Formu ve Taahhütnamesi (EK:1)” başlıklı kağıt, damga vergisine tabi olup verginin matrahını, yakıtların cinslerine göre talep edilen azami miktarları ile ÖTV’si indirilmiş fiyatlarının çarpımı sonucu bulunacak (KDV hariç) tutar teşkil etmektedir.

– 6 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “01.07.2003 Tarih ve 2003/5868 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararına İstinaden ÖTV’si Sıfırlanmış Yakıt Talep Formu ve Taahhütnamesi (Kiracılar için) (EK:2)” başlıklı kağıt, damga vergisine tabi olup verginin matrahını, yakıtların cinslerine göre talep edilen azami miktarları ile ÖTV’si indirilmiş fiyatlarının çarpımı sonucu bulunacak (KDV hariç) tutar teşkil etmektedir.

– 6 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “Yakıt Dağıtım Taahhütnamesi (EK:3)”

başlıklı kağıdın, belli ve hesap edilebilir bir tutar içermemesi nedeniyle damga vergisine tabi tutulmaması gerekir.

– 8 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “Biyoetanol Üretim Taahhütnamesi (EK:2)” başlıklı kağıdın, belli ve hesap edilebilir bir tutar içermemesi nedeniyle damga vergisine tabi tutulmaması gerekir.

– 11 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan “İhraç Malı Taşıyan Araçlara Motorin

(14)

Teslimine İlişkin Talep ve Taahhütname (EK:1)” başlıklı kağıdın, belli ve hesap edilebilir bir tutar içermemesi nedeniyle damga vergisine tabi tutulmaması gerekir.

Öte yandan, damga vergisine tabi olup satın alınan ya da ithal edilen malla ilgili olarak “Ölçü Birimi”,

“Birim Fiyatı” ve “Toplam Tutarı” bölümleri doldurulmayan, yalnızca “İlgili Faturanın Tarih ve Numarası”

bölümü doldurulan taahhütnamelerin ise atıfta bulunduğu faturada yer alan (KDV hariç) tutar üzerinden damga vergisine tabi tutulacağı tabiidir.

Akaryakıt satışlarında ''Taşıt Kimlik Birimi '' uygulaması (06.04.2007)

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 370)

3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanuna1 göre akaryakıt pompaları (LPG dahil) ödeme kaydedici cihazlara bağlanan

istasyonlarda, akaryakıt satın alan motorlu taşıtlara ait plaka bilgisinin ödeme kaydedici cihazlar tarafından otomatik olarak tanınmasını sağlamak üzere; taşıtlar, pompalar ve ödeme kaydedici cihazlara takılacak ve kullanılacak ünitelere ilişkin usul ve esasların belirlenmesi bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, pompaları ödeme kaydedici cihazlara bağlanan istasyonlarda elle plaka bilgisi girilmesinin gecikmelere yol açtığı, ödeme kaydedici cihaza (bilerek veya bilmeyerek) farklı plaka bilgisi girildiği anlaşılmıştır.

Buna göre, akaryakıt satışlarında iş akışını hızlandırmak ve bilerek veya bilmeyerek ödeme kaydedici cihazlara farklı plaka bilgisi girilmesini engellemek amacıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun2 Mükerrer 257 nci maddesinin (6) numaralı bendinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa3 göre trafik tescil kuruluşlarınca kayıt ve tescil zorunluluğu bulunan motorlu kara taşıtlarına, taşıtın plaka bilgisinin pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlara otomatik olarak kaydedilmesini sağlamak üzere, aşağıda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde “Taşıt Kimlik Birimi”

takılması; akaryakıt istasyonlarında, pompaların ve ödeme kaydedici cihazların bu birimlerle iletişimi sağlayacak ünitelerle teçhiz edilmesi ve kullanılması zorunluluğu getirilmiştir.

1. Taşıt Kimlik Birimi Sistemi

“Taşıt Kimlik Birimi ”, Karayolları Trafik Kanununa göre trafik tescil kuruluşlarınca kayıt ve tescil zorunluluğu bulunan motorlu kara taşıtlarına monte edilen, taşıta ait plaka numarası vb. bilgileri hafızasında muhafaza eden ve bu bilgilerin akaryakıt alımı sırasında pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlara otomatik olarak iletilmesine imkan sağlayan cihazlardır.

Taşıt kimlik birimi ile ödeme kaydedici cihazlar arasındaki iletişimi sağlamak üzere pompalara ve ödeme kaydedici cihazlara takılacak ve kullanılacak cihazların birlikte çalışmasını sağlayan düzenek ise “Taşıt Kimlik Birimi Sistemi”ni oluşturur.

2. Özellikler

Sistem, akaryakıt alımı sırasında bilgileri ödeme kaydedici cihaza ileten ünitenin (okuyucunun) taşıt kimlik

(15)

birimine yaklaştırılmasıyla çalışmaya başlayacak ve taşıt kimlik biriminde programlı bilgiler, sistemin unsurunu oluşturan cihazlar vasıtasıyla otomatik olarak ödeme kaydedici cihaza aktarılacaktır.

Taşıt kimlik birimi sistemi kullanılarak gerçekleştirilen akaryakıt alım işlemlerinin sonunda, pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlardan otomatik olarak çıkacak fişlerin üzerinde, EK’te yer alan fiş örneğinde

gösterilen bilgiler bulunacaktır.

Sistemin unsurlarından olan taşıt kimlik birimleri aşağıdaki özellikleri taşıyacaktır:

– Taşıtın plaka bilgisi ile motor ve şasi numaralarını ihtiva edecektir.

– Ödeme kaydedici cihazlarla iletişim yapabilecek özellikte olacaktır.

– Taşıtın ön camının herhangi bir köşesine ve camın iç yüzeyine (doğrudan cama tatbik edilmek suretiyle), camı olmayan (motosiklet, mobilet vb.) taşıtlarda ise depo girişinin yanına kolaylıkla

çıkartılamayacak tarzda yapıştırılacak ve çıkartılmak istendiğinde bir daha kullanılamayacak şekilde tahrip olacaktır

– Üzerine kaydedilen bilgiler silinemeyecek, kopyalanamayacak ve yetkili kişiler dışında bilgi girişi yapılamayacaktır.

– Yurt genelinde bütün ödeme kaydedici cihazlarla iletişim sağlayacak özellikte olacaktır.

– Üzerinde Bakanlığımızdan onay alan ilgili üretici veya ithalatçı kuruluşu belirten bir ibare bulunacaktır.

3. Taşıt Kimlik Birimi Takılacak Motorlu Kara Taşıtları

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre genel yönetim kapsamında sayılan idareler, köy tüzel kişilikleri ve Türkiye’ye diplomatik statüde gelenlere ait taşıtlar, raylı sistemle çalışanlar ile iş

makinesi türünden araçlar hariç, trafik tescil kuruluşlarınca kayıt ve tescil zorunluluğu bulunan aşağıda sayılan motorlu kara taşıtları ve benzerlerine “Taşıt Kimlik Birimi ” monte edilmesi zorunludur.

1. Otomobil,

2. Motosiklet (motorlu bisiklet ve triportör gibi yük motosikleti dahil), 3. Minibüs ve midibüs,

4. Otobüs, 5. Kaptıkaçtı, 6. Arazi taşıtı, 7. Panel van, 8. Motorlu karavan, 9. Kamyonet, 10. Kamyon, 11. Çekici, 12. Traktör

13. Özel amaçlı taşıtlar (İtfaiye, cankurtaran, cenaze araçları vb.)

(16)

4. Taşıt Kimlik Birimi Sistemlerinin Montajı ve Programlanması

Taşıtlara takılacak taşıt kimlik birimleri ve bu birimlerle ödeme kaydedici cihazlar arasında iletişimi sağlayacak cihazların üretim, ithalat, montaj, programlama ve servislik hizmetleri, bu konuda Bakanlığımızdan onay alan üretici veya ithalatçı kuruluşlarca yerine getirilecektir.

Üretici veya ithalatçı kuruluşlar söz konusu hizmetleri, doğrudan doğruya veya yetkili satış ve bakım- onarım servisleri vasıtasıyla gerçekleştireceklerdir. Taşıtların plaka numaralarının değişmesi halinde, “taşıt kimlik biriminde” yapılacak değişiklikler de söz konusu üretici veya ithalatçı kuruluşlarca yerine

getirilecektir.

Taşıt kimlik birimine plaka bilgisi ile motor ve şasi numaralarının programlanması işlemleri, Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezinden elektronik onay alınmak suretiyle gerçekleştirilecektir. Üretici veya ithalatçı kuruluşların yetkili elemanları, taşıt kimlik birimi takılacak taşıtın plaka bilgisi ile motor ve şasi numaralarını transfer etmek üzere onaylı cihazlar vasıtasıyla Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezi ile elektronik bağlantı kuracaklardır. Söz konusu bilgiler doğrulandıktan sonra Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezince elektronik yolla gönderilen bilgiler otomatik olarak taşıt kimlik birimine kaydedilecektir.

Taşıtlarına programlanmış kimlik birimi takılan taşıt sahiplerine, üretici veya ithalatçı kuruluşlarca bir taşıt kimlik belgesi verilecektir. Taşıt kimlik belgesinde diğer bilgilerin yanı sıra üretici veya ithalatçı firmanın unvanı ile montaj ve programlama işlemlerini yapan servis elemanının adı, soyadı ve imzası, montaj tarihi vb. bilgiler yer alacaktır.

5. Onay İşlemi

Taşıt kimlik birimi sisteminin kullanılabilir hale gelmesi için Bakanlığımızca onaylanması gerekmektedir.

Üretici veya ithalatçı kuruluşlar, bir dilekçe ile Bakanlığımıza başvurarak sistemlerinin onaylanmasını talep edeceklerdir.

Onay için başvuruda bulunacak üretici veya ithalatçı kuruluşlar Bakanlığımız merkez denetim elemanlarının idari incelemesine, kullanılacak sistemler ise (3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde) teknik incelemeye tabi tutulacaktır. Şu kadar ki 3100 sayılı Kanuna göre daha önce Bakanlığımız merkez denetim elemanlarınca incelenmiş olan üretici veya ithalatçı kuruluşlar tekrar idari incelemeye tabi tutulmayacaktır.

Onay talebine ilişkin dilekçelerde aşağıda belirtilen bilgi ve belgeler yer alacaktır.

1. Üretici ya da ithalatçı kuruluşun kanuni temsilcilerinin kimliklerini açıklayıcı bilgiler, 2. Cihazların teknik ve fonksiyonel özellikleri,

3. Elektronik unsurların listesi ve bunların başlıca özellikleri,

4. Fonksiyonel ve imalatla ilgili özelliklerinin açıklandığı şema ve planlar, 5. Sistemin işleyişine ilişkin standart yazılıma dair bilgi ve belgeler,

6. Sistemde yer alan cihazların bütününün ve muhtelif kısımlarının fotoğrafları, 7. Kullanım ve bakım normları,

8. Sistemin satışı ve programlanmasına dair organizasyonun özellikleri, 9. Bakım ve onarım organizasyonunun özellikleri,

(17)

10. Yurt içinde yetkili bakım ve onarım yapabilecek merkez ve servislerin listesi.

Sistemin onaylanabilmesi için, yukarıda belirtilen dilekçe ile birlikte, sistemi oluşturan taşıt kimlik birimi ve diğer üniteler ile taşıt kimlik biriminin programlanmasına ilişkin cihazların da teslimi gerekir.

Bakanlığımız, gerekli görmesi durumunda üretici veya ithalatçı kuruluşlar tarafından onayı talep edilen cihaz ve sistemlerle ilgili olarak Türk Standartları Enstitüsü (TSE), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBİTAK) gibi kurumlara inceleme yaptırabilecektir.

Bakanlığımızdan onay alacak kuruluşların, arızalanan cihazları en çok 48 saat içerisinde çalışır hale getirecek şekilde yurt sathına yayılmış bir servis teşkilatlarının olması ve satışını yaptıkları cihazların en az on yıl yedek parça temini de dahil gerekli bakım ve onarımlarını sağlamaları şarttır.

Yaptırılacak incelemeler sonunda gerekli şartları sağladığı tespit edilen kuruluşlara, Bakanlığımızca söz konusu sistemlerin üretim, ithalat, montaj, program, satış ve satış sonrası hizmetlerin verilmesi konularında gerekli onaylar verilecektir.

Onayda öngörülen şartlara uymadığı tespit edilen kuruluşların yetkileri iptal edilecektir.

6. Uygulamanın Başlaması

Yukarıda özellikleri belirtilen taşıt kimlik birimi sistemi onay işlemleri bu Tebliğin Resmi Gazetede

yayımlanmasını takiben başlayacak ve sistemleri onaylanan üretici veya ithalatçı kuruluşların listesi Gelir İdaresi Başkanlığının www.gib.gov.tr adresli web sitesinde yayımlanacaktır.

Onay işlemleri tamamlandıktan sonra, akaryakıt istasyonlarına sistemi oluşturan ünitelerin montajı ile taşıt kimlik birimlerinin programlanması ve taşıtlara montajına dair süreler Gelir İdaresi Başkanlığınca

belirlenerek kamuoyuna duyurulacaktır.

7. Diğer Hususlar

Tebliğin (3) numaralı bölümünde belirtilen mecburiyet kapsamı dışındakilerle yabancı plakalı taşıtlara yapılan akaryakıt satışları ve varil, bidon vb. kaplarla yapılan akaryakıt satışlarında ödeme kaydedici cihazlara girilmesi zorunlu bilgiler, bu tür satışlar için tahsis edilen ve ödeme kaydedici cihazda bulunan klavyenin kullanılması suretiyle gerçekleştirilecektir.

Mecburiyet kapsamındaki taşıtlara, kimlik birimi takılıncaya kadar yapılacak akaryakıt satışlarında da ödeme kaydedici cihazın klavyesi kullanılacaktır.

8. Ceza

Yukarıda belirlenip açıklanan usul ve esaslara uymadıkları tespit edilen Bakanlığımızdan onay alan firmalar ve bunların yetkili servisleri ile akaryakıt istasyonu işletmecileri ile öngörülen süreler içerisinde taşıtlarına taşıt kimlik birimi taktırmadığı veya programlattırmadığı tespit edilen taşıt sahiplerine, Vergi Usul

Kanununda öngörülen ve durumlarına uyan özel usulsüzlük cezaları kesilecektir.

Bu Tebliğ gereğince taşıt sahiplerine uygulanacak cezalar, taşıtın motorlu taşıtlar vergisi açısından bağlı olduğu yer vergi dairesi tarafından kesilecek ve kesilen ceza aynı vergi dairesine ödenecektir.

Tebliğ olunur.

(18)

2006 vergilendirme dönemine ilişkin verilecek kurumlar vergisi beyannamesinin.. (06.04.2007)

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri/6 I- GİRİŞ

2006 vergilendirme dönemine ilişkin verilecek kurumlar vergisi beyannamesinin düzenlenmesi ile ilgili açıklamalar, bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

II- GENEL AÇIKLAMALAR

01/02/2007 tarih ve 26421 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre, kurumlar vergisi mükellefleri hiçbir hadle sınırlı olmaksızın kurumlar vergisi beyannamesini ve geçici vergi beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar.

Elektronik ortamda gönderilecek kurumlar vergisi beyannamesinin düzenlenmesine yönelik açıklamalar,

“www.gib.gov.tr/Internet Vergi Dairesi/e-Beyanname” bölümündeki “Kullanıcı Kılavuzu”nda yapılmıştır.

Malmüdürlüklerine bağlı olan mükellefler tarafından kâğıt ortamında beyanname verilmeye devam edileceği dikkate alınarak kurumlar vergisi beyannamesinin düzenlenmesine ilişkin olarak bu sirküler ile açıklama yapılmasına gerek duyulmuştur.

III- KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNİN DOLDURULMASI A) İDARİ BİLGİLER

TABLO-1’in üzerinde yer alan bu bölüme ilişkin açıklamalara satır numaraları itibarıyla aşağıda yer verilmiştir.

1- Bu alana, bağlı bulunulan vergi dairesinin adı yazılacaktır.

2- İl ve ilçe belirtilecektir.

3- Mükellefiyet Şekli: Mükellefler, dar veya tam mükellef olmalarına göre durumlarına uygun kısmı işaretleyeceklerdir.

4- Vergilendirme Dönemi: İlk satıra mükelleflerin tâbi oldukları hesap döneminin başlangıç tarihi, ikinci satıra ise hesap döneminin bitiş tarihi yazılacaktır. Örneğin, hesap dönemi takvim yılı olan bir mükellef (2006 yılı için) ilk satıra 01/01/2006, ikinci satıra ise 31/12/2006 yazacaktır.

5- Vergi Kimlik No: Mükellefler bu kısma, vergi dairesince kendilerine verilen on haneli vergi kimlik numarasını yazacaklardır.

6- Kurum Sicil No: Şirketler ve kooperatifler ticaret sicil numarasını, vakıflar vakıf sicil numarasını, dernekler dernek sicil numarasını yazacaklardır.

B) KURUMUN KİMLİK VE ADRES BİLGİLERİ

TABLO-1’de yer alan “Kurumun Kimlik ve Adres Bilgileri”ne ilişkin açıklamalara satır numaraları itibarıyla aşağıda yer verilmiştir.

1- Unvanı: Mükellef kurumun unvanı uygun kısaltmalarla yazılacaktır.

2- Hukuki Yapısı: Mükellef kurumun hukuki niteliği yazılacaktır. “Anonim Şirket”, “İktisadi İşletme”,

(19)

“Kooperatif” veya “İş Ortaklığı” gibi.

3- Faaliyet Kodu: Yapılan işin niteliğine uygun olarak, (www.gib.gov.tr) internet adresinde yayımlanan listelerden tespit edilecek faaliyet kodu yazılacaktır. Birden fazla alanda faaliyette bulunan mükellefler, cirosu en yüksek olan faaliyetin kodunu yazacaklardır.

4- Adres Değişikliği: Daha önce bildirilen adreste bir değişiklik olup olmadığına göre ilgili kutu işaretlenecektir.

5- Kanuni veya İş Merkezinin Adresi: Kurumun kanuni veya iş merkezinin adresi ile ilgili ayrıntılar uygun kısaltmalarla yazılacaktır. Daha önce bildirilen adreste herhangi bir değişiklik yok ise bu kısım boş bırakılacaktır. İl kodu olarak ilin trafik kodu yazılacaktır.

6- Ülkesi: Buraya sadece dar mükellef kurumun ana merkezinin bulunduğu ülke adı yazılacaktır.

7- E-Posta Adresi: Mükellef kurumla iletişimde kullanılabilecek bir e-posta adresi yazılacaktır. Bakanlık, mükellefle bu adres vasıtasıyla irtibat kurabilecektir.

8- Telefon No, Faks No, Cep Tel.No: Bu satırlara, alan kodu ile birlikte söz konusu bilgiler yazılacaktır.

C) DAR MÜKELLEFİN TEMSİLCİSİNİN KİMLİK VE ADRES BİLGİLERİ

TABLO-2’de yer alan “Dar Mükellefin Temsilcisinin Kimlik ve Adres Bilgileri”ne ilişkin bu bölüm, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde doldurulacaktır.

12 no.lu satıra dar mükellef temsilcisinin Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bir gerçek kişi olması halinde T.C. Kimlik Numarası yazılacaktır.

D) KURUMA BAĞLI İŞYERLERİNİN TÜRÜ VE SAYISI

TABLO-3’de yer alan “Kuruma Bağlı İşyerlerinin Türü ve Sayısı”na ilişkin bu bölümde, kuruma bağlı işyerlerinin sayısı ayrı ayrı belirtilerek, toplamları 17 no.lu satıra yazılacaktır.

E) GEÇMİŞ YIL ZARARLARI

TABLO-4’de yer alan “Geçmiş Yıl Zararları”na ilişkin bu bölümde, matrahtan indirilmesi mümkün bulunan geçmiş yıl zararları ilgili satırlara yazılacak ve toplamları 28 no.lu satırda gösterilecektir.

F) KAZANÇ VE MATRAH BİLDİRİMİ

TABLO-5’de yer alan “Kazanç ve Matrah Bildirimi”ne ilişkin açıklamalara satır numaraları itibarıyla aşağıda yer verilmiştir.

29- Ticari Bilanço Kârı, 30- Ticari Bilanço Zararı: Bu satırlara, mükellefin ticari kârı veya zararı yazılacaktır.

Bu tutar, istisna ve indirimler dahil bütün kurum kazancını içermelidir. Bu bağlamda kurum kâr ya da zararı, beyannamenin 33-46 no.lu satırları ile 55-65 no.lu satırları arasındaki tutarlar indirilmeden önceki miktarı göstermektedir. Bu satırlarda yer alan istisna ve indirimlerden bir kısmı veya tamamı, dönem içinde defterler üzerinde kazançtan indirim konusu yapılmış ise, indirilen söz konusu tutarlar, 31 no.lu

“Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” satırına yazılmak suretiyle kurum kazancına ilave edilecektir.

31- Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler: Dönem içinde kurum kazancından indirilen ancak vergi mevzuatına göre indirilmesi mümkün olmayan bilumum giderler bu satıra yazılacaktır.

32- Önceki Yıl Ayrılan Finansman Fonu: 4369 sayılı Kanunla uygulamadan kaldırılan finansman fonundan 2006 yılına isabet eden tutar yazılacaktır.

ZARAR OLSA DAHİ İNDİRİLECEK İSTİSNA VE İNDİRİMLER

Bu bölümde yer alan 33-46 no.lu satırlar, kurum kazancı zarar olsa dahi doldurulacak ve zarar artırıcı bir unsur olarak dikkate alınacaktır.

33- İştirak Kazançları İstisnası (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-a),

34- Yurt Dışı İştirak Kazançları İstisnası (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-b),

(20)

35- Tam Mükellef Anonim Şirketlerin Yurt Dışı İştirak Hisseleri Satış Kazançları İstisnası (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-c),

36- Emisyon Primi Kazancı İstisnası (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-ç),

37- Yatırım Fon ve Ortaklıklarının Portföy İşletmecilik Kazancı İstisnası (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-d),

38- Taşınmaz ve İştirak Hisseleri ile Kurucu Senetleri, İntifa Senetleri ve Rüçhan Hakları Satış Kazancı İstisnası (Mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu madde 8/12; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-e): 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesi Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının 21/06/2006 tarihinden sonra satışından elde edilen kazancın %75’i tutarında hesaplanan istisna, bu satıra yazılacaktır. Kurumların, 21/06/2006 tarihinden önce gerçekleşen iştirak hisseleri veya gayrimenkullerinin satışından doğan istisna kazançları da mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 8/12 maddesi kapsamında değerlendirilerek bu satıra yazılacaktır.

39- Bankalara veya TMSF’ye Borçlu Durumda Olan Kurumların Taşınmaz ve İştirak Hisseleri ile Kurucu Senetleri, İntifa Senetleri ve Rüçhan Hakları Satış Kazançları İstisnası (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1- f),

40- Yurt Dışı Şube Kazançları İstisnası (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-g),

41- Yurt Dışı İnşaat ve Onarım İşlerinden Sağlanan Kazançlara İlişkin İstisna (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-h),

42- Eğitim ve Öğretim Kurumları ile Dernek veya Vakıflara Ait Rehabilitasyon Merkezlerinin İşletilmesinden Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-ı),

43- Serbest Bölgelerde Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna,

44- Teknoloji Geliştirme Bölgelerinden Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna,

45- Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin İşletilmesinden ve Devrinden Sağlanan Kazançlara İlişkin İstisna,

46- Diğer İndirimler ve İstisnalar: Yukarıda yer alan indirim ve istisnalar dışında kalan ve 01/01/2007 tarihinden önce yürürlüğe giren özel kanunlarda yer alan hükümler dolayısıyla sağlanan istisnalar ile değerleme işlemlerinden kaynaklanan indirimler bu satıra yazılacaktır.

Bu satırın doldurulması halinde, indirim ve istisna konusu kazançların nelerden oluştuğunu açıklayan bir yazı beyannameye eklenecektir.

e-Beyannamede “Diğer İndirim ve İstisnalar” satırının doldurulması durumunda ise her bir indirim ve istisnanın, hangi mevzuattan veya işlemden kaynaklandığı belirtilecek şekilde ayrı ayrı satırlara yazılması gerekmektedir.

47- Kâr ve İlaveler Toplamı: 29 no.lu “Ticari Bilanço Kârı”, 31 no.lu “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” ve 32 no.lu “Önceki Yıl Ayrılan Finansman Fonu” satırlarının toplamı bu satıra yazılacaktır.

48- Cari Yıla Ait Zarar, İstisnalar ve İndirimler Toplamı: 30 no.lu “Ticari Bilanço Zararı” satırı ile , “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yer alan 33-46 no.lu satırların toplamı bu satıra yazılacaktır.

49- Zarar, 50- Kâr: Bu satırlara, 47 ve 48 no.lu satırlarda yer alan tutarların farkı (Kâr/Zarar) yazılacaktır.

47 no.lu satır büyükse fark 50 no.lu satıra, 48 no.lu satır büyükse fark 49 no.lu satıra yazılacaktır.

51- Diğer Geçmiş Yıl Zararı, 52- İstisnadan Kaynaklanan Geçmiş Yıl Zararı: 50 no.lu satırda yer alan “Kâr”

tutarına ulaşıncaya kadar, öncelikle geçmiş yıl zararları mahsup edilecektir. Geçmiş yıl zararlarının mahsubunda en eski yıla öncelik verilecek, aynı yıla ilişkin zarar mahsubunda ise istisnadan kaynaklanan zarar tutarı öncelikle mahsup edilecektir.

Örneğin, 2001 yılı istisnadan kaynaklanan geçmiş yıl zararı 52 no.lu satırdan, 2001 yılı diğer geçmiş yıl zararı 51 no.lu satırdan indirim konusu yapılacaktır. Kalan tutar varsa bu tutar kadar 2002 yılı istisnadan kaynaklanan zarar tutarı 52 no.lu satıra yazılacak, kalan tutara kadar da 2002 yılı diğer geçmiş yıl zararları

(21)

51 no.lu satıra ilave edilecektir. 2003, 2004 ve 2005 yılları zarar mahsubunda da aynı işlem yapılacaktır.

53- Mahsup Edilecek Toplam Geçmiş Yıl Zararı: 50 no.lu satırdaki “Kâr” tutarını aşmamak kaydıyla 51 ve 52 no.lu satırların toplam tutarı bu satıra yazılacaktır.

54- İndirime Esas Tutar: 50 no.lu “Kâr” satırındaki tutardan 53 no.lu “Mahsup Edilecek Toplam Geçmiş Yıl Zararı” satırındaki tutarın mahsubundan sonra kalan müspet fark bu satıra yazılacaktır.

KAZANCIN BULUNMASI HALİNDE İNDİRİLECEK İSTİSNA VE İNDİRİMLER

Bu bölümde yer alan 55-63 ve 65 no.lu satırlar, kazancın bulunması halinde indirilecek istisna ve indirimlere ait olup 54 no.lu satırda yer alan “İndirime Esas Tutar”a ulaşıncaya kadar bu satırlardaki tutarlardan indirim yapılacaktır.

e-Beyannamede ise “İndirime Esas Tutar” satırında herhangi bir tutar mevcut değil ise bu bölüm bilgi amaçlı doldurulabilecektir. Ancak, sonuç hesaplarını etkilemeyecektir.

55- Risturnlar (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 5/1-i),

56- AR-GE İndirimi (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 10/1-a): Bu satırın doldurulması halinde,

beyannamenin devreden Ar-Ge indirimine ilişkin 108 no.lu “Gelecek Yıla Devreden Ar-Ge İndirimi” satırının doldurulması zorunludur.

57- Sponsorluk Harcamaları (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 10/1-b), 58- Bağış ve Yardımlar (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 10/1-c),

59- Eğitim ve Sağlık Tesisleri ile Yurt İnşasına İlişkin Bağış ve Yardımlar (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 10/1-ç),

60- Kültür ve Turizm Amaçlı Bağış ve Yardımlar (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 10/1-d): Bu bent uyarınca yapılacak bağış ve yardımlar için bağış yapılan projenin Kültür Bakanlığı tarafından desteklendiği veya desteklenmesinin uygun görüldüğüne ilişkin ilgili Bakanlığın yazısının beyannameye eklenmesi gerekmektedir. e-Beyanname gönderen mükelleflerin ise söz konusu yazıyı kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği sürenin sonuna kadar bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir.

61- Bakanlar Kurulu Kararı Uyarınca Başbakanlık Aracılığıyla Yapılan Bağış ve Yardımlar (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 10/1-e),

62- Gerçekleşen Yatırım Harcamaları İndirimi, 63- Öngörülen Yatırım Harcamaları İndirimi: Bu satırların doldurulması sırasında, 07/08/2006 tarihli “Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri/3″te yer alan açıklamalar dikkate alınacaktır.

64- Toplam Yatırım İndirimi: 62 ve 63 no.lu satırların toplamı bu satıra yazılacaktır.

Mükelleflerin, yatırım indirimi istisnasından yararlanmaları için aranan şartları taşıdıklarının yeminli mali müşavirlerce tasdikine ilişkin usul ve esaslar ile yatırım indirimi istisnasından yararlanmak için yeminli mali müşavir tasdik raporu ibraz zorunluluğuna ilişkin hadler, 35 ve 37 Seri No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliğleri ile belirlenmiştir. Bu hadleri aşan yatırım harcamalarının söz konusu istisnadan

yararlanabilmesi için mükelleflerin bu işlemlerini yeminli mali müşavirlere tasdik ettirmeleri zorunludur.

Yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyanname ve eklerinin tasdiki (tam tasdik) için sözleşme düzenlemiş olan mükelleflerin, yatırım indirimi istisnasından yararlanmaları için yatırım indirimi istisnası tasdik raporu ibraz etmelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak, bu mükelleflerin yatırım indirimi istisnasına konu teşkil eden işlemlerine ilişkin bilgilere, tam tasdik raporunun ayrı bir bölümünde yer verilmesi gerekmektedir.

Yatırım indirimine ilişkin satırların doldurulması halinde, beyannamenin devreden yatırım indirimi tutarlarına ilişkin 105, 106 ve 107 no.lu satırlarının doldurulması zorunludur.

65- Diğer İndirimler: Bu satıra yazılacak indirim ve istisna konusu kazançların bulunması halinde bunların nelerden oluştuğu hususu da beyannameye eklenen yazıda ayrıca belirtilecektir.

e-Beyannamede ise “Diğer İndirim ve İstisnalar” satırının doldurulması durumunda, her bir indirim ve istisnanın hangi mevzuattan veya işlemden kaynaklandığı belirtilecek şekilde ayrı ayrı satırlara yazılması gerekmektedir.

66- Toplam: 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 64 ve 65 numaralı satırlarda yer alan tutarların toplamı yazılacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

aa) Basit ortalama yöntemi; gelir tablosu kalemleri ile stokların düzeltmede esas alınacak tarihlere bağlı kalınmaksızın dönem ortalama düzeltme katsayısı ile

Diğer taraftan, 6322 sayılı Kanunun 13 üncü maddesiyle Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 81 inci madde hükmüne göre, gerçek usulden basit usule geçmeye ilişkin

yönetmelikte belirtilen esas ve usuller çerçevesinde yapılır. Geçici tescil belgesi ile araçların satış ve devir işlemleri yapılamaz. Bu maddede belirtilen

MADDE 4 – (1) At ıksuların arıtılması amacıyla atıksu arıtma tesislerinde kullanılan ve ödemesi yapılan bir önceki yıla ait elektrik enerjisi gideri, Çevre Kanununun 29

MADDE 4- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan “kontrol edilen yabancı kurum kazancı” müessesesine paralel olarak yapılan düzenleme ile anılan Kanunun 7 nci

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarinda, 5228 sayili Kanunun(1) 28 ve 31 inci maddeleri ile yapilan degisikliklerle, mükelleflerin isletmeleri bünyesinde gerçeklestirdikleri

Ar-Ge indirimi uygulamasında, henüz tamamlanmamış bir Ar-Ge projesinin başka bir kuruma satılması durumunda, Ar-Ge projesini devralan kurumun bu projeye ilişkin olarak

MADDE 3- 2797 sayılı Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 7- Hukuk Genel Kurulu, hukuk dairelerinden seçilmiş birinci başkanvekili ile