• Sonuç bulunamadı

Elit Akademi Ligi Futbolcularında İmgeleme Ve Kaygı İlişkisinin İncelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Elit Akademi Ligi Futbolcularında İmgeleme Ve Kaygı İlişkisinin İncelenmesi"

Copied!
94
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

ELİT AKADEMİ LİGİ FUTBOLCULARINDA İMGELEME VE KAYGI İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Burcu GÜVENDİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

(4)

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakkı saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 36 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Burcu

Soyadı : GÜVENDİ

Bölümü : BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ

İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı: Elit Akademi Ligi Futbolcularında İmgeleme ve Kaygı İlişkisinin İncelenmesi

İngilizce Adı: Investigate The Relationship Between Imagery And Anxiety In Elite Akademy Soccer League

(5)

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışında tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar adı soyadı: Burcu GÜVENDİ

(6)
(7)

TEŞEKKÜR

Çalışmalarım boyunca yardım ve katkılarıyla beni yönlendiren değerli danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Ulviye BİLGİN’ e teşekkür ederim.

Yapmış olduğum çalışmalarda değerli fikirleriyle bana yön veren, Doç. Dr. Ayşe TÜRKSOY’ a ve Yrd. Doç. Dr. Burçak KESKİN’ e, tezimin istatiksel işlemlerinde yardımlarını esirgemeyen Arş. Gör. Özkan IŞIK ve Okt. Suzan DAL hocamıza teşekkür ederim.

Çalışmaya desteklerini esirgemeyen kulüplere teşekkür ederim. Beni bu günlere getiren ve hiç yalnız bırakmayan aileme minnettarım. Bu çalışma temposu içerisinde her zaman yanımda olduğunu hissettiren ve bana sabırla destek olan sevgili eşim Yavuz Güvendi ve biricik oğlum Yağız Güvendi’ ye en içten teşekkürlerimi sunarım.

Son olarak hayatımda bana yeni kapılar açan değerli Doç. Dr. İbrahim CİCİOĞLU hocama teşekkürlerimi sunuyorum.

(8)

ELİT AKADEMİ LİGİ FUTBOLCULARINDA İMGELEME VE

KAYGI İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Burcu GÜVENDİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Temmuz, 2015

ÖZ

Bu araştırma, elit akademi ligi futbol oyuncularında imgeleme ve sürekli kaygı ilişkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini elit akademi ligi, örneklemini ise bu ligde yer alan futbolcular oluşturmuştur. Çalışmaya bu ligde yer alan yaş ortalamaları 17,50±1,08 olan U17 takım sporcuları (N=242) ve U19 takım sporcuları (N=187) olmak üzere 36 takımdan toplamda 429 futbolcu gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmada, Sporda İmgeleme Envanteri ve Sürekli Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Sporda imgeleme ölçeğinin orijinali Hall ve arkadaşları (1998) tarafından 30 madde ve 5 alt boyut olarak geliştirilmiştir. Envanterin Türkçe formunun ölçüm geçerliliği ve güvenirliği ise Kızıldağ ve Tiryaki (2000) tarafından yapılmış ve ölçek 4 alt boyut ve 21 madde olarak düzenlenmiştir. Sürekli kaygı ölçeği Spielberger ve arkadaşları (1970) tarafından geliştirilmiştir. Türkçeye çevrilmesi, güvenirlilik ve geçerlilik çalışmaları Öner ve Le Compte (1983) tarafından yapılan 20 maddeden oluşan 4’lü likert tipi bir ölçektir. Verilerin çözümlenmesi SPSS 18.0 programı kullanılarak yapılmıştır. Katılımcıların demografik özelliklerine ilişkin dağılımın tespiti için frekans, yüzde değerleri, ortalama değerleri, standart sapma değerleri şeklinde tanımlayıcı istatistikler hesaplanmıştır. Ölçekler arası ilişki Pearson Korelasyon analizi ile incelenmiştir. Ayrıca, katılımcıların kişisel özelliklerinin sporda imgeleme alt boyutları ve sürekli kaygı düzeylerine göre karşılaştırılmasında iki grup içeren değişkenlerde bağımsız örneklemler için t testi (independent sapmles t test) ve ikiden fazla grup içeren değişkenlerde ise tek yönlü varyans analizi (one way ANOVA) uygulanmıştır. Varyans analizi sonucunda gruplar arasında farklılık bulunması durumunda farklılığın nereden kaynaklandığının tespiti için çoklu karşılaştırma testlerinden LSD testi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre, katılımcıların sürekli kaygı düzeyi ile imgeleme alt boyutlarından bilişsel imgeleme 0,190; p<0,001), motivasyonel özel imgeleme (r=-0,123; p<0,01), motivasyonel genel uyarılmışlık (r=0,152; p<0,01) ve motivasyonel genel ustalık (r=-0,163; p<0,01) değişkenleri arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir.

(9)

durumlarına göre sürekli kaygı düzeylerinde istatistiksel açıdan anlamlı farklılık olmadığı görülmüştür (p>0,05). Kendi sahalarında ve deplasmanda müsabaka durumları, antrenör ve takım arkadaşları ile olan iletişim düzeyleri ve imgeleme kullanım durumlarına göre ise sürekli kaygı düzeylerinde anlamlı farklılık olduğu bulunmuştur (p<0,05). Katılımcıların imgeleme alt boyutlarına göre; yaş gruplarında motivasyonel genel ustalık düzeylerinde istatistiksel açıdan anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0,05). Antrenörleri ile olan iletişim gruplarında, bilişsel imgeleme, motivasyonel özel imgeleme ve motivasyonel genel uyarılmışlık düzeylerinde, takım arkadaşları ile olan iletişim gruplarında, bilişsel imgeleme ve motivasyonel özel imgeleme boyutlarında anlamlı farklılık olduğu görülürken, imgeleme kullanım durumlarına göre ise tüm alt boyutlarda istatistiksel açıdan anlamlı farklılık olduğu saptanmıştır (p<0,05). Diğer demografik değişkenler ve alt boyutlar arasında istatisksel açıdan anlamlı farklılık olmadığı görülmüştür (p>0,05). Sonuç olarak, elit akademi ligi futbolcularında imgeleme çalışmalarının kullanımı ile sürekli kaygı düzeyleri arasında ilişki olduğu; ayrıca imgeleme çalışmaları kullanım düzeyleri yüksek olan sporcularda sürekli kaygı düzeylerinin daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

Bilim Kodu : -

Anahtar Kelimeler : Kaygı, Sürekli Kaygı, İmgeleme, Futbol. Sayfa Adedi : 74

(10)

INVESTIGATE THE RELATIONSHIP BETWEEN IMAGERY AND ANXIETY IN ELİTE AKADEMY SOCCER LEAGUE

(M. Sc. Thesis)

Burcu GÜVENDİ

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

July 2015

ABSTRACT

The aim of this study was to investigate the relationship between imagery and trait anxiety in elite academy soccer league players. In the research relational screening model was used. Research universe was comprised of the players in elite academy soccer league. 242 athletes from U-17 and 187 athletes from U-19 as a total of 429 athletes voluntarily participated to the research. The participants whose mean age was 17,50±1,08 were from the 36 soccer teams in the mentioned league. In this study, Sports Imagery Questionnaire and Trait Anxiety Questionnaire were used. The original Sports Imagery Questionnaire has 5 subscales with 30 items. The scale was developed by Hall et al. (1998). Validity and reliability study of this scale into Turkish was made by Kızıldağ and Tiryaki (2000) and the Turkish version has 4 subscales with 21 items. Trait Anxiety Questionnaire was developed by Spielberger et al. (1970). Language adaptation of this scale into Turkish was made by Öner and Le Compte (1983). The Turkish version of this scale is a 4 point Likert scale which has 20 items. The data was analyzed by using SPSS 18.0. The data regarding participants’ demographic characteristics were analyzed by descriptive statistics which are frequency, percentage, mean and standard deviation. Inter-scale relationships were examined via Pearson’s correlation analysis. Beside, independents samples t-test was used to compare imagery and trait anxiety scores between two groups. Comparisons among more than two groups were made by one way ANOVA. If ANOVA results were significant LSD test was used as a post-hoc analysis. According to result of the research Cognitive Imagery (r=-0,190; p<0,001), Motivational Specific Imagery (r=-0,123; p<0,01), Motivational General-Arousal (r=0,152; p<0,01) and Motivational General-Mastery (r=-0,163; p<0,01) which are the sub-dimensions of imagery were significantly correlated with trait anxiety. Statistical differences were not found in trait anxiety score according to sports age, competing at international level, playing position and injury state (p>0,05). There was

(11)

communication level with sport coach and teammates, and using imagery (p<0,05). A significant difference was found among age groups in Motivational General-Mastery of participants (p<0,05). Significant differences were found between the groups according to communication with their coach in Cognitive Imagery, Motivational Specific Imagery, Motivational General-Arousal (p<0,05). Also, significant differences were obtained between the groups according to communication with their team-mates in Cognitive Imagery and Motivational Specific Imagery (p<0,05). Statistical differences were determined according to using imagery in all the subscales (p<0,05). No statistical differences were determined according to the other demographic variables (p>0,05). In conclusion, a relationship between imagery use and trait anxiety of elite academy soccer league players was found. It was also determined that athletes using imagery more often have lower trait anxiety scores.

Science Code : -

Key Words : Anxiety, Trait anxiety, Imagination, Football

Page Number : 74

(12)

İÇİNDEKİLER

Sayfa

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... iii

JÜRİ ONAY SAYFASI ... iv

TEŞEKKÜR ... v

ÖZ ... vi

ABSTRACT ... viii

İÇİNDEKİLER ... x

TABLOLAR LİSTESİ... xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xvi

BÖLÜM I ... 1 GİRİŞ ... 1 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 2 1.3. Araştırmanın Önemi ... 2 1.4. Sayıltılar ... 3 1.5. Sınırlılıklar ... 3 1.6. Tanımlar ... 4 BÖLÜM II ... 5 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 5 2.1. Futbol ... 5 2.2. İmgeleme Tanımları ... 6 2.3. İmgeleme Çeşitleri ... 7 2.3.1. İçsel İmgeleme ... 7 2.3.2. Dışsal İmgeleme ... 7

2.4. İmgeleme ve Sportif Performansı Açıklayan Kuramlar ... 7

(13)

2.4.3. Dikkat ve Uyarılmışlık Kuramı ... 9

2.4.4. Yetkinlik Kuramı ... 9

2.5. İmgelemenin Yararları ... 10

2.6. İmgeleme ve Kullanma Zamanları ... 12

2.6.1. Yarışmadan Önce ve Sonra ... 12

2.6.2. Antrenmandan Önce ve Sonra ... 13

2.6.3. Kritik Durumlarda İmgeleme ... 13

2.6.4. Sporcuların Sahip Oldukları Kişisel Boş Zamanlarda İmgeleme ... 13

2.7. İmgelemeyi Kullanmadaki İlkeler ... 13

2.8. Kaygı Tanımları ... 17 2.9. Kaygının Nedenleri ... 18 2.10. Kaygı Çeşitleri ... 19 2.10.1. Durumluk Kaygı ... 19 2.10.2. Sürekli Kaygı ... 19 2.11. Kaygı ve Performans ... 20 2.12. Kaygı ve İmgeleme ... 21 2.13. Futbol ve İmgeleme ... 22

2.13.1. Kaleciler için İmgeleme ... 23

2.13.2. Sahadaki Diğer Futbolcular için İmgeleme ... 23

2.13.3. Bütün Takım için İmgeleme ... 23

2.14. Futbol ve Kaygı ... 23 2.15. İlgili Araştırmalar ... 25 BÖLÜM III ... 29 YÖNTEM... 29 3.1. Araştırmanın Modeli ... 29 3.2. Evren ve Örneklem ... 29 3.3. Verilerin Toplanması ... 29 3.4 Verilerin Analizi ... 32 BÖLÜM IV ... 33 BULGULAR ... 33 4.1. Katılımcılar ... 33 BÖLÜM V... 57

(14)

KAYNAKLAR ... 65

EKLER... 71

EK-1. Anket Formu ... 72

(15)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. SİE (Sporda İmgeleme Envanteri) Alt boyutları ve maddeleri ... 30

Tablo 2. Katılımcıların Yaş Gruplarına İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 33

Tablo 3. Katılımcıların Spor Yaşı Gruplarına İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 34

Tablo 4. Katılımcıların Spor Özgeçmişlerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 34

Tablo 5. Katılımcıların Yarışma Mevkilerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 35

Tablo 6. Katılımcıların Kendi Sahalarındaki Sürekli Kaygı Düzeylerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 36

Tablo 7. Katılımcıların Deplasmandaki Sürekli Kaygı Düzeylerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 37

Tablo 8. Katılımcıların Antrenörleri İle Olan İletişim Düzeylerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 37

Tablo 9. Katılımcıların Takım Arkadaşları İle Olan İletişim Düzeylerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 38

Tablo 10. Katılımcıların İmgeleme Kullanımına İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 39

Tablo 11. Katılımcıların Sakatlık Durumlarına İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 40

Tablo 12. Katılımcıların Sürekli Kaygı ve İmgeleme Alt Boyut Ortalamaları ... 40

Tablo 13. Katılımcıların Sürekli Kaygı Düzeyleri ile İmgeleme Alt Boyutları İlişkisi ... 41

Tablo 14. Katılımcıların Yaş Gruplarına Göre Sürekli Kaygı Düzeyi T testi ... 42

Tablo 15. Katılımcıların Yaş Gruplarına Göre İmgeleme Alt Boyut T testi ... 42

Tablo 16. Katılımcıların Spor Yaşı Gruplarına Göre Sürekli Kaygı Düzeyi Ortalamaları Analiz Sonuçları ... 43

Tablo 17. Katılımcıların Spor Yaşı Gruplarına Göre İmgeleme Alt Boyut Ortalamaları Analiz Sonuçları ... 43

(16)

Tablo 18. Katılımcıların Spor Özgeçmişlerine Göre Sürekli Kaygı Düzeyi T testi ... 44

Tablo 19. Katılımcıların Spor Özgeçmişlerine Göre İmgeleme Alt Boyut T testi ... 44

Tablo 20. Katılımcıların Yarışma Mevkilerine Göre Sürekli Kaygı Düzeyi Ortalamaları Analiz Sonuçları ... 44 Tablo 21. Katılımcıların Yarışma Mevkilerine Göre İmgeleme Alt Boyut

Ortalamaları Analiz Sonuçları ... 45 Tablo 22. Katılımcıların Müsabakaların Kendi Sahasında Olması Durumundaki

Kaygı Derecesine Göre Sürekli Kaygı Ortalamaları Analiz Sonuçları ... 45 Tablo 23. Katılımcıların Müsabakalarının Kendi Sahasında Olması Durumunda

Sürekli Kaygı Ortalamaları Arasındaki Farkların Aşamalı Anova Analiz Sonuçları ... 46 Tablo 24. Katılımcıların Müsabakaların Deplasmanda Olması Durumundaki Kaygı

Derecesine Göre Sürekli Kaygı Ortalamaları Analiz Sonuçları ... 46 Tablo 25. Katılımcıların Müsabakalarının Deplasmanda Olması Durumundaki

Sürekli Kaygı Ortalamaları Arasındaki Farkların Aşamalı Anova Analiz Sonuçları ... 47 Tablo 26. Katılımcıların Antrenör ile İletişim Düzeylerine Göre Sürekli Kaygı

Ortalamalarının Analiz Sonuçları ... 47 Tablo 27. Katılımcıların Antrenör ile İletişim Düzeylerine Göre Sürekli Kaygı

Ortalamaları Arasındaki Farkların Aşamalı Anova Analiz Sonuçları ... 48 Tablo 28. Katılımcıların Antrenör ile İletişim Düzeylerine Göre İmgeleme Alt

Boyut Ortalamaları Analiz Sonuçları ... 49 Tablo 29. Katılımcıların Antrenör ile İletişim Düzeylerine Göre İmgeleme Alt

Boyut Ortalamaları Arasındaki Farkların Aşamalı Anova Analiz Sonuçları ... 50 Tablo 30. Katılımcıların Takım Arkadaşları ile Olan İletişim Düzeylerine Göre

Sürekli Kaygı Ortalamalarının Analiz Sonuçları ... 51 Tablo 31. Katılımcıların Takım Arkadaşları ile Olan İletişim Düzeylerine Göre

(17)

Tablo 32. Katılımcıların Takım Arkadaşları ile İletişim Düzeylerine Göre İmgeleme Alt Boyut Ortalamaları Analiz Sonuçları ... 52 Tablo 33. Katılımcıların Takım Arkadaşlarıyla Olan İletişim Düzeylerine Göre

İmgeleme Alt Boyut Ortalamaları Arasındaki Farkların Aşamalı Anova Analiz Sonuçları ... 53 Tablo 34. Katılımcıların İmgeleme Kullanım Durumları ile Sürekli Kaygı Düzeyleri

T testi ... 53

Tablo 35. Katılımcıların İmgeleme Kullanım Durumları ile İmgeleme Alt Boyut T testi ... 53

Tablo 36. Katılımcıların Sakatlık Durumları ile Sürekli Kaygı Düzeyleri T testi ... 54

(18)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Katılımcıların Yaş Gruplarına İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 33

Şekil 2. Katılımcıların Spor Yaşı Gruplarına İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 34

Şekil 3. Katılımcıların Spor Özgeçmişlerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 35

Şekil 4. Katılımcıların Yarışma Mevkilerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 35

Şekil 5. Katılımcıların Kendi Sahalarındaki Sürekli Kaygı Düzeylerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 36

Şekil 6. Katılımcıların Deplasmandaki Sürekli Kaygı Düzeylerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 37

Şekil 7. Katılımcıların Antrenörleri İle Olan İletişim Düzeylerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 38

Şekil 8. Katılımcıların Takım Arkadaşları İle Olan İletişim Düzeylerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 39

Şekil 9. Katılımcıların İmgeleme Kullanımına İlişkin Özelliklerin Dağılımı ... 39

(19)

KISALTMALAR LİSTESİ

SİE : Sporda İmgeleme Envanteri SKÖ : Sürekli Kaygı Ölçeği

(20)

BÖLÜM I

GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Futbol, dünyanın ve ülkemizin en popüler spor branşlarından birisidir. İlgi çekiciliği ve çeşitli toplumlarda zevkle uygulanabilirliğinden dolayı geniş kitlelere mal olmuş, milyonlarca insanın ilgi odağı haline gelmiştir (Günay ve Yüce, 2001, s. 1).

Özellikle profesyonel futbolda maçın sonucuna çok önem verilir. Bunun nedeni kazanmanın futbolcular için başarıya, kaybetmenin ise başarısızlığa eşit tutulma eğilimidir. Bu şekilde bir görüşün kazanılmasında, spor ortamları dahil olmak üzere toplumsal değer yargıları önemli olmaktadır. Bu nedenle maç veya karşılaşma ortamları futbolcular için kaygı verici bir ortam niteliği taşımaktadır. Çünkü sporcular öz saygılarını başarı ile eş tutma eğilimi gösterirler. Kazanmak demek, becerikli olmak, başarılı olmak ve dolayısı ile kendini değerli hissetmek, buna karşılık kaybetmek ise, beceriksiz olmak, başarısız olmak ve kendini değersiz hissetmek olarak algılanabilmektedir (Konter, 1996a, s. 81).

Futbolda; yetenek, beceri, fiziksel ve fizyolojik uygunluğun yanı sıra zihinsel, psikolojik ve sosyal özelliklerinde üst düzeyde olması gerekmektedir. Bir futbolcu, saha içerisinde tüm maç boyunca iyi bir performans ortaya koyabilmek ve kendisinden istenilenleri yapabilmek için sahanın fiziksel koşullarının yanı sıra seyirci baskısı, aile ve arkadaş baskısı ile birlikte antrenör yönetici baskısı ile de mücadele etmek zorundadır. Büyük miktarda ekonomik boyutun olduğu bir sektörde, sporcular bir müsabakaya çıkarken mutlak kazanma düşüncesiyle koşullanmaktadır. Bu mutlak kazanma isteği futbolcular üzerinde zaman zaman olumsuz etkiler yaratarak aşırı kaygı ve stres şeklinde kendini göstermektedir (Gümüş, 2002).

Kaygı, sporcuların davranışlarında doğru karar alma yeteneklerini olumsuz olarak etkileyebilir. Kaygı seviyesi yükseldikçe sporcu doğru karar alabilmek ve yeteneklerini

(21)

yapabilmektedir. Aşırı kaygı, sporcuların çok iyi bildikleri ve defalarca antrenmanlarda gerçekleştirdikleri bazı hareketleri unutturabildiği gibi, duygularında karışıklığa yol açıp olumsuz bazı hareketler yapmasını da sağlayabilir (Gümüş, 2002).

Sporda ortaya konulan becerilerin başarılı sonuçlar vermesi için doğru zamanda, doğru yerde, doğru teknik seçimlerle, doğru yöntemlerle, doğru kararlar alarak uygulamayı yerine getirmek gerekmektedir. Sporcularda doğru karar alma ve uygulamalarda bulunma yeteneklerinin geliştirilmesinde, imgeleme çalışmaları önemli katkılarda bulunabilir (Konter, 1999, s. 68).

İmgeleme ile birlikte bizler hem fiziksel becerilerin gelişimini hem de zihinsel becerilerin gelişimini sağlarız. İmgeleme ile öğrenilen becerilerin geliştirilmesi, hataların düzeltilmesi gibi fiziksel düzeltmeler sağlanabileceği gibi, duyguları kontrolü, konsantrasyonun ve kendine güvenin gelişimi gibi psikolojik düzenlemeler de sağlanabilir. Sporcuların başarılı olmaları ve imgelemeden yeterli düzeyde yararlanabilmeleri için zihinlerinde olumlu imgeler kurmaları oldukça önemlidir. Çünkü olumlu imgeler sporcuların eylemlerini de olumlu bir şekilde etkilemektedir (Kızıldağ, 2007, s. 1). Bu bağlamda çalışmanın amacı elit akademi ligi futbolcularında imgeleme ve sürekli kaygı ilişkisinin araştırılmasıdır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı elit akademi ligi futbolcularında imgeleme ve sürekli kaygı ilişkisinin incelenmesidir.

1.3. Araştırmanın Önemi

Spor faaliyetinde bulunan herkes, hem fiziksel hem de psikolojik yüklenmelerle karşı karşıyadır (İkizler ve Karagözoğlu, 1997, s. 7).

Her yarışma, sporcu için sosyal ve ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır. Böyle bir ortamda sporcunun fiziksel özellikleri ne kadar mükemmel ve geçirdiği antrenman süreci ne kadar kusursuz olursa olsun başarıya ulaşmada kaygıyla başa çıkabilme yeteneği son derece önemli bir kriterdir. Psikolojik hazırlık, yapılan spor dallarının doğasına uygun olarak farklı olmalıdır. Takım sporları bireysel sporlardan farklı bir doğaya sahiptir. (Konter, 1998, s. 81).

(22)

Spor psikolojisinin en önemli uygulama alanlarından birisi de imgelemedir. Teknik, taktik ve motorik çalışmalarla birleştirilerek kullanılan imgeleme antrenmanları sporcuların performansının arttırılmasında önem kazanmaktadır. Sporda imgeleme, sporcunun kaygıyla baş edebilmesini sağladığı gibi kendine güven duygusunu da arttırmaktadır (Vurgun, 2010, s. 6).

Futbol gibi geniş kitlelerin ilgisini çeken ve kaygı gibi futbolcuların performans potansiyelleri üzerinde etkili olan önemli konuların araştırılması, futbolcuların kapasitelerini gerçekleştirmeleri, daha zevk verici ve daha başarılı sonuçlar elde etmeleri bakımından değerlidir (Konter, 1996a, s. 6).

Yapılan araştırmalar sonucu sporcuda görülen kaygı durumları ile baş edebilme de ve sporcunun performansını yükseltmede kullanılan imgeleme çalışmalarına ilişkin ülkemizde yeterli araştırılma yapılmadığı görülmüştür. Dolayısı ile elit akademi liginde yer alan futbolcularda imgeleme ve sürekli kaygı ilişkisinin araştırılması bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmanın hem spor psikolojisi literatürüne hem de antrenör ve sporculara katkı sağlayabileceği düşünülmüştür. Böylece konuyla ilgili diğer ülkelerde yapılan çalışmaları karşılaştırma olanağı bulunabilecektir.

1.4. Sayıltılar

1. Seçilen örneklemin evreni temsil ettiği varsayılmaktadır.

2. Araştırmada kullanılan kaynakların yeterli olduğu varsayılmaktadır.

3. Çalışmada kullanılan ölçme araçlarının, katılımcılar tarafından objektif bir şekilde doldurulduğu, onların gerçek durumlarını yansıttığı ve ölçmek istenen değişkenleri ölçtüğü varsayılmaktadır.

1.5. Sınırlılıklar

Bu çalışma; Elit Akademi Ligi U19 ve U17 takımlarında oynayan, toplamda ise 429 sporcu ile sınırlıdır.

(23)

1.6. Tanımlar

Kaygı: Endişe, gerginlik hali, tepkide belirsizlik ve bir korku hali veya kötü bir şey olacağına dair bir hissin sürekli baskın olması halidir (Arkonaç, 1993, s. 470).

Sürekli Kaygı: Çevresel koşullardan bağımsız olarak bireyin hızırsuzluk vesvese, endişe duyma, stres altında aşırı duyarlılık gösterme, yoğun heyecansal reaksiyonlarda bulunma eğilimi olarak tanımlanır (Aktepe, 2013, s. 31).

İmgeleme: Zihindeki bir deneyimi yeniden canlandırma ile ilgili duyguların hepsini kullanmaktır (Özerkan, 2004, s. 82).

(24)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Futbol

Futbol, oyun alanının genişliği, oyun suresi, oyuncu sayısının fazlalığı ve kuralların zenginliğiyle oynayanlar acısından çok yönlü davranışları içermektedir. Seyri zevk ve heyecan verdiğinden seyredenler tarafından da büyük ilgi görmektedir (Aracı, 2001, s. 323).

Futbol geniş bir oyun alanında, çok sayıda oyuncunun katılımıyla, oyun kuralları gereği belirlenmiş sınırlı bir alanda, sonucun kalelere atılan ya da yenilen gollerle belirlendiği, el harici vücudun her yerinin kullanılarak oynandığı bir spordur. Bir karşıt ve tezatlar oyunu olması, oynayan ve seyredenleri yeni pozisyonlara, heyecanlara ve zevke taşıması nedeni ile diğer spor dalları arasında özel bir yer edinmesine sebep olmaktadır (İnal, 2004, s. 15). Futbol, insan bedeninin nitelikleri üzerinden herhangi bir yabancı alet kullanmadan, zihinsel nitelikleri ve zekasının yarıştırılması oyunudur (Toker, 2007, s. 23).

Her kesimden mesleki konumları ve statüleri ne olursa olsun tüm insanların yaşamlarını renklendiren futbol, üretkenliklerini ve verimliliklerini arttırabilmeleri bakımından kullanabilirliği yüksek bir spor branşıdır (Topkaya ve Tekin, 2004, s. 4).

Futbol sporunun günümüzde yapılan spor dalları arasındaki önemi ve yeri tartışılmazdır. Milyonlarca kişi sporcu olarak, çok daha fazla sayıdaki kişi de seyirci olarak futbol sporuna katılırlar. Oynayanları ve seyredenleri yanında, çalıştıranları ve yardımcı elemanları ile çağımız futbolu bir sanayi haline gelmiştir (Haliloğlu, 2001).

Futbolun bu denli gelişmesi ve rekabetin olabildiğince artması, futbolculardan beklentileri de arttırmıştır ve futbolcular hem bedensel hem de ruhsal olarak her geçen gün daha fazla zorlanmaya başlamışlardır. Futbolcu gol atmaya ve gole engel olmaya çalışırken, sürekli

(25)

olarak rakibin ve zamanın baskısı altındadır. Futbolcunun bu mücadeleden galip çıkması mesleki yetenekleri kadar ruhsal özelliklerine de bağlıdır (Küçük, 2009).

2.2. İmgeleme Tanımları

İmgeleme, görmek, hissetmek, işitmek gibi duyusal deneyimlere benzer fakat genel olarak dışsal bir uyaranın yokluğunda ortaya çıkan bir deneyimdir. Bir futbolcu, futbol topunun sesini, ona dokunuşunu, seyircilerin, arkadaşlarının bağırışını gerçekte yaşamamasına rağmen imgeleyebilir. Bu deneyimler genel olarak hafızanın ürünleridir. İçsel olarak berrak bir şekilde hatırlanabilir, bunlar üzerinde kontrol kurulabilir ve eski dışsal olayların, deneyimlerin üzerine yenileri yapılandırılabilir (Konter, 1999, s. 7).

İmgeleme, daha önceki yaşantıların imgelerinin, tasarımlarının birbiriyle bağlantı kurularak çözümlenmesi, birleştirilmesi gibi işlemlerle zihinde canlandırılması. İmgeleme bir düşünce sürecidir ve imgeleme de yaratıcılık vardır. Serbest düşünme durumunda imgeler birbiri ardına zihinde canlanır, hayal kurulur. İmge ya da tasarımlar daha da soyutlanır, birbirine katılır, çıkarılır, benzetilir, nitelikleri değiştirilir, yeni bileşimler, sentezler ortaya çıkar ki bu da yaratıcı düşünce olayıdır. Bunu yapabilmek için beyindeki depolanmış bilgi ve yaşantı zenginliği kullanılır. Bazı insanların görsel bellekleri öylesine gelişmiştir ki görsel belleğinde resimsel imgeleri tüm ayrıntılarıyla bir fotoğraf gibi tekrarlayabilirler. Bu yeteneğe fotoğrafsı imgeleme gücü denir. Fotoğrafsı imge hatırlamada görülür. Kişi sanki bir fotoğrafa bakıp gördüğünü tekrarlıyordur (Erkuş, 1994, s. 83).

Beynin sağ yarım küresi imgeleme merkezidir. Bir kas nasıl çalıştırılarak kuvvetlendirilebilir ve uzun süre kullanılmazsa ve geriler ise, aynı durum beynin sağ yarım küresi için de geçerli olmaktadır. Gerilemiş olan beynin sağ yarım küresi imgeleme antrenmanları ile kuvvetlendirilebilir ve insanlar bu potansiyellerinden yararlanabilirler (Martens, 1987, s. 77-89).

Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta imgeleme ile gündüz düşünün birbirine karıştırılmaması gerektiğidir. Gündüz düşü; kişi uyanıkken, bilinçli olmadan hayal kurması, dalıp gitmesi olarak bilinir. Hâlbuki imgelemede aktif olarak bir eylem içinde olma, bir olayı zihinde canlandırırken onu yaşama, enerji harcama söz konusudur (Tiryaki, 2000, s. 59).

(26)

2.3. İmgeleme Çeşitleri

2.3.1. İçsel İmgeleme

İçsel imgeleme sporcunun kendini bir beceriyi yaparken düşünmesi olarak da açıklanabilir. İçsel imgelemede sporcu olayları uygulayan gerçekleştiren kişi durumundadır. Sanki zihnimizde bir kamera varmış gibi kendimizi belli bir beceriyi uygularken görürüz. İçsel imgeleme kişinin kendi perspektifinden yapıldığından imgeler hareketin düşüncesini belirtir. İçsel imgelemede kişi kendi bedeninin içerisindedir. Dikkat ettiği durumları görür, fakat kendi bedenini göremez. Örneğin; savunma oyuncusundan kurtulan bir basketbolcu potaya basket attığını canlı bir şekilde düşünüp bunu zihninde defalarca tekrarlayarak iç referanslarını kazanabilir. Dolayısıyla sporcu bunu maçta yasadığında paniklemeyecek, hata yapmayacak ya da hata payını azaltacaktır (Weinberg ve Gould, 1995).

2.3.2. Dışsal İmgeleme

Sporcunun dışarıdan kendini izlemesini dışsal imgeleme olarak tanımlayabiliriz. Bu tür imgelemede sporcu kendini filmden izliyormuş gibi zihinde canlandırma yapabilir ve kendisini her açıdan rahatça görebilir. Sporcu her açıdan kendini doğru şekilde izleme olanağına sahip olduğu için hatalarını rahatlıkla belirler, kendini model alır ve kendini üst düzeyde bir teknik uygularken ya da arzuladığı bir tavrı alırken görebilir. Bu tür imgeleme ile sporcu kontrol ve hâkimiyet becerilerini kazanır. Sporcu dışarıdan nasıl göründüğünü hayal ederken, nasıl olması gerektiği ile ilgili bağlantı kurarak yeni beceriler kazanabilir (Weinberg ve Gould 1995).

2.4. İmgeleme ve Sportif Performansı Açıklayan Kuramlar

2.4.1. Psiko-Nöro-Musküler Kuram

Psiko-nöro-müsküler kuram, berrak olarak imgelenen görüntülerin, olayların ve davranışların, gerçeğine benzer olarak nöromüsküler yanıtlar meydana getireceğini ileri sürmektedir. Beynimizde imgelemesi kurulan görüntüler, kaslarımızı etkiler ve beynimiz, kaslarımızı imgelendiği biçimde yönlendirir. Çünkü beynimiz, kaslarımızı imgelenen

(27)

beceriye uygun bir şekilde uyarılar göndermektedir. Beynimiz tarafından gönderilen uyarılar, çok küçük, minimal düzeyde olduklarından, dıştan görülebilen ve belirgin olan bir kas hareketini meydana getiremezler. Ancak, bu uyaranlar kaslarımızı fiziksel beceriler yönünde etkileyebilir, programlayabilir ve performansa yardımcı olabilir (Konter, 1999, s. 51).

Davranım için kasların programlanması olarak da bilinen bu kuram Carpenter (1894) tarafından geliştirilmiştir. Onun ilkelerine göre imgeleme motor becerilerin öğrenilmesini kolaylaştırır. Bu kurama göre fiziksel çalışma sırasında belli bir neuromuscular yoldaki neurotransmitter maddeler uyarıldığında, bu yol boyunca bu kimyasal maddeler salınmakta ve bir transmission (geçiş) gerçekleşmektedir. Dolayısıyla herhangi bir imgesel çalışmada bulunulması, aynen fiziksel çalışmada olduğu gibi neuromuscular aktiviteyi harekete geçirmektedir (Rushall ve Lippman, 1997, s. 57-72).

Bu kurama temel destek Edmund Jacobson’ den gelmektedir. Jacobson, kolun büküldüğünü imgelemenin, kol bükücülerde küçük ölçülebilir kasılmaları meydana getirdiğini ileri sürmüştür (Jacobson, 1931, s. 96).

2.4.2. Sembolik Öğrenme Kuramı

Psiko-Nöro-Muskuler kurama alternatif olarak Sembolik Öğrenme Kuramı ortaya atılmıştır. Bu kurama göre zihinsel çalışmalar, hareket modellerinin sporcuların beyinlerinde kodlanmasına yardımcı olmaktadır. Sembolik öğrenme kuramı, zihinsel çalışmalara, sporcuların zihinsel tasarım geliştirmelerine yardımcı olduğunu ve bunun zihinsel çalışma sırasında, kasların küçük ateşlenmeleriyle ilgisi olmadığını vurgulamıştır. Sembolik öğrenme kuramına göre, zihinsel çalışmalar merkezi sinir sistemi içinde, motor programların yaratılmasına yardımcı olmaktadır.

Sporcular, yaptıkları sporlarla ilişkili olarak uygulayacakları teknik ve taktikleri, arkadaşlarına, rakiplerine gösterecekleri davranışları imgeleyerek, kendilerini karşılaşmaya hazırlayabilirler. Bunula birlikte sporcular, yaşayacakları kaygı ve strese, gösterecekleri dikkat ve konsantrasyona zihinsel antrenmanlarla hazırlık yapabilirler. Zihinsel çalışmalarla, ortaya konulan olumsuz performansın, kaygı meydana getirici ve dolayısıyla da öz-güveni zedeleyici etkileri azaltılabilir ve sporculara olumlu konsantre olmaları sağlanabilir.

(28)

Sembolik öğrenme kuramına göre, imgelemenin kazandırdıkları, kassal aktivitenin kendisinden çok, özel motor konuların sembolik bileşenlerinin çalışmasına olanak sağlamasıdır. Bir başka değişle imgeleme, sporcuların zihinsel plan, tasarım geliştirmelerine yardımcı olmakta, onların başarılı bir şekilde performans ortaya koymaları için yönlendirilmektedir (Ryan ve Simons, 1981, s. 1-15).

2.4.3. Dikkat ve Uyarılmışlık Kuramı

Bu kurama göre imgeleme, optimal uyarılma düzeyinin elde edilmesine yardımcı olmaktadır. Dikkat ve uyarılma ile ilgili denenceler (hipotezler), imgesel çalışmaların sporcunun optimal uyarılma düzeyini başarmada, hazırlayıcı fonksiyon olarak bir dizi yardımda bulunduğunu ileri sürmüştür. Optimal uyarılma, konuyla ilgili uyaranlara dikkati odakladığı için, performansı kolaylaştırıcı bir fonksiyon görmektedir. Feltz ve Landers, imgelemenin öncelikle kuvvet konularını kolaylaştırıcı olduğu, daha sonra da sembolik ve bilişsel elementleri olan konuları kolaylaştırıcı olduğuna dikkat çekmişlerdir (Feltz ve Landers, 1983, s. 25-57). Bu kuram, doğrudan deneysel destek görmemiştir. Ancak, son zamanlardaki araştırmalar, konuyla ilgili imgelemenin, konuyla ilgili olmayan imgelemeye göre, performansta daha büyük düzelmeler meydana getirdiğini göstermektedir (Lee, 1990, s. 66-73).

2.4.4. Yetkinlik Kuramı

Konter’ inde eserinde belirttiği gibi Bandura sportif performans için kendine güvenin yükseltilmesiyle ilişkili olarak 4 önemli değişken üzerinde durmuştur. Bunlar; performans başarıları, sözel iknalar, model alma ve fizyolojik uyarılmadır. Bandura’ ya göre bu değişkenler sporcunun kendisini yetkin, güçlü ve etkili hissetmesinde ve algılamasında önemli rol oynamaktadır. İmgelemenin motor performans üzerindeki etkileri ile ilgili olarak, yetkinlik kuramı bazı açıklamalar getirmiştir. İmgelemenin başarılı motor performansa ve başarılı motor performansın da imgeleme üzerinde etkileri bulunmaktadır. Yetkinlik beklentisinin performansla korelasyonu olmasına karşın, yetkinlik beklentisinin imgelemeyle artırılması ile ilgili güçlü bir ilişki bulunamamıştır (Konter, 1999, s. 55-56).

(29)

2.5. İmgelemenin Yararları

Sporcular imgelemeden farklı şekillerde faydalanabilirler. İmgeleme sporculara fiziksel ve psikolojik beceriyle ilgili yardımda bulunur ve yarar sağlar. İmgelemenin sağladığı yarar ve yardımlar şöyle özetlenebilir;

İmgeleme konsantrasyonu düzeltir: Sporcular imgelerini zorluk çektikleri durumların içine yönlendirebilir ve bu tür durumlarda yapılması gerekenleri imgeleyebilirler. Yapılan yanlış bir hareket sonrası konsantrasyonun bozulmaması, sporcunun solunum düzenlemesi, kendisine olumlu ifadeler kullanması ve performans yanlışlarının olumluya çevrilmesi v.b. durumlarda imgeleme dikkatin doğru bir şekilde yönlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Örneğin; imgeleme aracılığı ile bir futbolcu kendini oyunun gidişine, yaptığı hareketlere, teknik ve taktik uygulamalara vererek, oyunun sonucu ve seyirciler gibi o andaki performansıyla ilgili olmayan uyaranlara dikkatini yönlendirmemeyi öğrenir (Konter, 1999, s. 64).

İmgeleme kendine güveni yapılandırır: Bir futbolcu toplara sert ve isabetli vuruşlar yaptığını, bir voleybolcu başarılı ve etkili servisler kullandığını ve bir basketbolcu uzaktan üçlük atışları başarıyla yerine getirdiğini imgeleyerek güvenlerini geliştirebilirler. Olumsuz koşullarda dahi, başarılı performanslar ortaya konulduğunun imgelenmesi, güvenin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Sporcular sadece imgeler yaşamazlar, imgelemelerinin sonuçlarını da kontrol ederek bunun olumlu sonuçlarından yararlanabilirler. Bu durum, sporcularda olumlu benlik imajının ve öz güvenin gelişimine yardımcı olmaktadır (Konter, 1999, s. 64).

İmgeleme duygusal tepkilerin kontrolüne yardımcı olur: Sporcular geçmişte kendileri için problem olmuş olayları imgeleyebilir. Bu olaylarda sporcular tükenmiş, sinirli davranışlar göstermiş ve bazı önemli yanlışlarda bulunmuş olabilirler. Bunun birçok örneklerini genelde sporlarda özellikle futbolda görülmektedir. Böylesine yaşanılan durumlarda, sporcular imgeleme yaptırılarak kendileri için problem oluşturmuş durumlarda ne yapmaları gerektiğini olumlu bir şekilde imgeleyebilirler. Böylece enerjilerini ve konsantrasyonlarını olumlu yönde kullanmayı öğrenirler (Konter, 1999, s. 64).

İmgeleme spor becerilerinin öğrenilmesine ve çalışılmasına yardımcı olur: İmgelemenin en yaygın kullanım alanı spor becerilerinin çalışılmasıdır. Beceriler imgelenerek daha iyi bir duruma getirilebilir, becerilerin zayıf veya güçlü yanları

(30)

getirilebilir. İmgeleme, becerilerin daha kolay ve çabuk öğrenilmesine yardımcı olur. İmgelenerek öğrenilen beceriler kolay unutulmaz. İmgeleme, becerilerin duygusal ve zihinsel olarak yerleşmesine yardımcı olmaktadır. Bir becerinin otomatik hale getirilmesi, onun yüzlerce kez tekrarını gerektirdiğinden bu oldukça sıkıcı olabilir. Sürekli ve sıkıcı tekrarlar sporcuların zihinlerini bedenlerinden almaktadır. Sporcuların vücutları hareketleri yaparken, zihinleri de başka yerlere yolculuk edebilir. Bu nedenle sporcular yaptıkları hareketlerine konsantre olmadıklarından, hareket tasarımlarını geliştiremezler. Yeni öğrenilen becerilerle ilgili zihinsel antrenmanlara başlanılmadan önce sporcuların hareketleri denemelerine ve bunların nasıl olduklarını hissetmelerine olanak sağlanmalıdır. Beceri iyice öğrenildikten sonra, fiziksel çalışma biraz azaltılabilir ve çalışmanın niceliğinden çok kalitesi vurgulanabilir. Bu durumda zihinsel çalışmalardan daha fazla yararlanılır ve hatta fiziksel ve zihinsel çalışmaların zamanları birbirine eş durumlara taşınabilir (Martens, 1987, s. 77-89).

İmgeleme spor taktik ve stratejilerinin öğrenilmesine ve çalışılmasına yardımcı olur: Rakip takıma karşı uygulanacak taktik ve stratejiler, rakip takımın zayıf ve güçlü yönlerine karşı alınacak tedbirler imgelenerek çalışılabilir. Bir futbol savunma oyuncusu, çok hareketli ve süratli olan rakibini nasıl durduracağını, bir orta saha oyuncusu nasıl pas yapacağını, ver-kaçlara girerek kaleye nasıl şut atacağını, bir hücum oyuncusu eşleştiği rakiplerini nasıl geçerek onlara tehlikeli anlar yaşatacağını imgeleyebilir (Konter, 1999, s. 67).

İmgeleme sakatlık ve acıyla baş etmede yardımcı olur: İmgeleme sakatlanmış bölgenin süratle iyileşmesine yardımcı olur ve sportif becerilerin kötüye gidişini engelleyebilir. Sporcuların sakatlık nedenleriyle spordan ayrı kaldıkları durumlarda, imgeleme çalışmaları sporcuların zihinlerini, duygularını canlı tutmalarına, spordan soğumamalarına ve kendilerini olumlu tutmalarına yardımcı olabilir. İmgeleme, sakatlık depresyonunun çabuk atlatılmasına, çabuk toparlanmaya, sporcunun yaptığı sporuna daha çabuk ve az kayıpsız olarak dönmesine olanak sağlamaktadır (Konter, 1999, s. 68).

İmgeleme doğru karar verme yeteneğinin öğrenilmesinde ve geliştirilmesinde yardımcı olur: Sporlarda ortaya konulan becerilerin başarılı sonuçlar vermesi için doğru zamanda, doğru yerde, doğru teknik seçimlerle, doğru yöntemlerle, doğru kararlar alarak uygulamayı yerine getirmek gerektirmektedir. Sporcularda doğru karar alma ve uygulamalarda bulunma yeteneklerinin geliştirilmesinde, imgeleme çalışmaları önemli

(31)

imgelenerek daha doğru kararlar alma olasılığı yükseltilebilir. Daha önceki karşılaşmalarda, alınan yanlış kararlarla yerine getirilen başarısız uygulamalar, videodan seyretme ve doğrularının imgelenmesi ile düzeltilebilir (Konter, 1999, s. 68).

İmgeleme yardımlaşma ve işbirliğinin gelişmesine yardımcı olur: Sporcular becerilerini ekonomik ve etkili bir şekilde grup içerisinde birleştirdiklerinde takımlar daha başarılı olma olasılıklarını yükseltirler. Futbolda, toplu bloklar arasında destekleme başarılı oluyorsa, alınan sonuçlar daha da başarılı olacaktır. Bu yardımlaşma ve işbirliğinin gelişmesinde, sporcuların kendi görevlerini fizik, teknik, taktik anlamda nasıl yerine getireceklerini, arkadaşlarına nasıl destek sağlayacaklarını ve onların işlerini nasıl kolaylaştıracaklarını imgeleyerek çalışmaları, onların önceden kendilerini hazırlamalarında, zihinlerini programlamalarında yardımcı olmaktadır (Konter, 1999, s. 69).

2.6. İmgeleme ve Kullanma Zamanları

Sporcuların imgelemeyi kullanma zamanları ile ilgili şunlar ifade edilebilir;

2.6.1. Yarışmadan Önce ve Sonra

Yarışmadan önce yapılan imgeleme sporcuyu rahatlatır, gevşetir ve zihinsel olarak yarışmaya hazır duruma getirir. Yarışmadan ne kadar önce imgelemenin yapılacağı sporcuya bağlı olarak değişiklik gösterir. Bazı sporcular yarışma başlamadan önce imgelemeyi kullanırken bazıları bir saat ya da iki saat önce imgelemeyi kullanırlar. Bazı sporcularda imgelemeyi yarışmadan önce iki ya da üç sefer farklı zamanlarda 10 dakikalık sürelerle kullanır. Bu gibi durumlarda her bir bölümde farklı noktalara odaklanılır. Yarışmadan sonra yapılan imgeleme olaylar yeni olduğundan ileriye dönüktür ve sporcuların daha sonraki performanslarına konsantre olmalarını sağlar. Yarışmadaki başarılı anlarla olumlu geribildirim sağlanır, hatalar ele alınarak yeni stratejiler geliştirilir (Biçer, 1998, s. 190).

(32)

2.6.2. Antrenmandan Önce ve Sonra

İmgeleme antrenmandan önce ve sonra yapılabileceği gibi antrenmanla birlikte de yapılabilir. Başlangıçta bu süre 10 dakikayı geçmemelidir. Teknikte ustalaştıkça bu süre artabilir. Antrenmandan önce yapılan imgeleme sinir sistemini uyaracağından, bir ön ısınmayı sağlayıp konsantrasyonu arttırır, hazır olmayı sağlar ve zaman kazandırır. Antrenmandan sonra yapılan imgeleme, olaylar canlı ve yeniyken yapıldığından sporcunun antrenmandaki hatalarını düzeltmesine ve hedeflenen becerinin kazanılmasına yardım edeceğinden oldukça önemlidir (Biçer, 1998, s. 189).

2.6.3. Kritik Durumlarda İmgeleme

Bu tür imgeleme, antrenman ya da yarışma sırasında olduğu gibi önem taşımaktadır. Penaltı ya da serbest atış, tenisçinin ya da voleybolcunun maç ya da set sayısı atması gibi durumlarda imgeleme sporcunun zihinsel durumun düzeltip daha fazla konsantre olmasını ve kendi kendini motive etmesini sağlar (Biçer, 1998, s. 190).

2.6.4. Sporcuların Sahip Oldukları Kişisel Boş Zamanlarda İmgeleme

Sporcular bu tür imgeleme çalışmalarını, evde, yolculukta, otobüste yani herhangi bir mekanda yapabilirler. İmgeleme antrenman programının bir parçası gibi düşünülmelidir ve imgelemenin faydalı olabilmesi için rutin ve sürekli olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda; sporcular imgeleme çalışacakları yer ve zamanı önceden planlamalıdır (Biçer, 1998, s. 191).

2.7. İmgelemeyi Kullanmadaki İlkeler

İmgeleme uygulamaları, sportif performansın yükseltilmesinde antrenörler ve sporcular için önemli bir araçtır. Sporculara yapılan bir dizi uygulamalar ve elde edilen deneyimler sonucunda, imgelemenin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için bazı ilkeler belirlenmiştir. Bunlar kısaca aşağıda belirtilmiştir.

İmgeleme çalışmaları gelişi güzel değil, düzenli bir şekilde uygulanmalıdır: Bir çok antrenör ve sporcu, psikolojik becerilerin fiziksel beceriler kadar çalışılması gerekliliğinin

(33)

farkında değildirler. Eğer sporcu imgelemeye yarım kalple inanırsa, bunun için gerekli zaman ayırmazsa, adanma göstermezse ve çabuk sonuçlar beklerse, etkili sonuçlar elde etmesi güç olacaktır. İmgeleme sonuçlarından etkili sonuçların alınabilmesi için ve yetkinlik düzeyine ulaşılabilmesi için antrenman sezonları boyunca çalışma ve bağlanma gerekmektedir (Konter, 1999, s. 80).

İmgelemede berraklığı arttırmak için, bütün duyulara yer verilmelidir: İmgelemeye daha çok duyu organları katıldığında ve imgelenen olaylar bütün duyu organlarıyla yaşanabildiğinde, görüntüler daha berrak ve etkili olmaktadır. Bir çok antrenör ve sporcu, imgelemeyi içsel-gözlemleme veya zihinde gözden geçirmeyle aynı olarak düşünmektedir. Zihinde gözden geçirme, imgelemenin önemli bir bileşeni olmasına karşın, onun kendisiyle özdeş değildir. İmgeleme, zihinde gözden geçirmeyi aşan ve onu içine alan bir süreçtir. İmgeleme, sadece görsel süreçleri değil, işitmeyi, koklamayı, kinestetik duyumları da içine alan bir süreçtir. Örneğin, gelecek olan bir karşılaşmayı imgeleyen bir futbolcu, karşılaşma sahasını, oynadığı pozisyonu görmeli, girdiği mücadelelerin, verdiği pasların, attığı şutların kinestetik duyumlarını yaşamalı, işitmeli, rüzgarı, hava koşullarını hissetmeli, koklamalı, arkadaşlarının, seyircilerin seslerini duymalıdır (Konter, 1999, s. 80-81).

İmgelemede kontrol geliştirilmeli ve amaca göre yönlendirilmelidir: İmgeleri berrak hale getirmenin yanı sıra, onları hareketli görünümler içinde berraklaştırmak gerekir. Sporcuların imgeleri olumlu ve onları geliştirici nitelikte olmalıdır. Olumsuz olan imgeler, sporcuların kendileri ile ilgili olan şüphelerinin artmasına, kendilerine olan güvenlerinin sarsılmasına yol açmaktadır (Konter, 1999, s. 81).

Bütün imgeleme çeşitleri amaca yönelik olarak kullanılmalıdır: Yukarıda da açıklandığı gibi, genelde imgelemenin 3 çeşidinden bahsedilebilir. Bunlar içsel imgeleme, dışsal imgeleme ve imgelenecek olan beceriyi mükemmel olarak yapan birini seyrettikten sonra onu imgeleme. Spor psikoloğu antrenörle işbirliği ile sporcunun gereksinimlerini belirlemeli ve bu gereksinimlere göre imgelemenin içsel mi dışsal mı yoksa her ikisinin karışımı mı olacağına karar vermelidir. İçsel ve dışsal imgelemenin kullanımında amacın ne olduğunu, sporcunun gereksinimleri ve sporun istemleri göz önünde bulundurulmalıdır (Konter, 1999, s. 82).

Ön gevşeme ile imgeleme kolaylaştırılmalıdır: Araştırmalar, gevşeme çalışmaları ile kombine edilen imgelemenin daha etkili sonuçlar verdiğini göstermektedir. İlerlemeli kas gevşeme çalışması, derin nefes tekniği v.b uygulamaların, imgeleme öncesi sporcuların

(34)

zihinlerini daha hazır duruma getirdiği, onları rahatsız edici faktörlerden arındırdığı ve dolayısıyla da imgelemeye daha iyi konsantre olunduğu söylenebilir (Konter, 1999, s. 82). İmgeleme kullanılarak başa çıkma stratejileri geliştirilmelidir: Olumlu imgelemenin genelde tercih edilmesine rağmen, ara sıra olumsuz imgeleme de yararlı olabilir. Sporcuların başarısızlıklarla nasıl baş edeceklerini de öğrenmelerine gereksinim vardır. Sporcular karşılaşma sonrası yaptıkları yanlışları düzeltmek ve bunlardan öğrenmek içinde imgeleme kullanabilir. Ancak yanlışlar imgelendikten hemen sonra, doğru olan düzeltilmiş imgeler yapılarak bunlar olumluya çevrilmelidir. Karşılaşma öncesinde ise olumsuz imgeler yapılmamalıdır. Yarışma döneminde sporcuların imgeleri, başarılı performans hareketlerine yönelik olmalıdır (Konter, 1999, s. 83).

İmgeleme hem antrenmanlarda hem de karşılaşmalarda kullanılmalıdır: İmgeleme karşılaşma öncesi kullanılmadan antrenmanlarda kullanılmalıdır. İmgeleme antrenmanlarında sporcuların dikkatleri özel amaçlara yönlendirilebilir. Sporcuların çalışmalara motive olmalarında da imgeleme kullanılabilir. Sporcular antrenmanlardan uzak kaldıklarında, geçiş dönemi içinde ve fiziksel antrenman isteksizliği duydukları durumlarda imgeleme çalışmaları yararlı olabilir. Ayrıca antrenörler antrenmanlarda imgelemeden şu şekilde yararlanabilirler; yapılan bir yanlış sonrası antrenör, akıldan yanlışın gitmesi için sporcudan imgeleme yapmasını isteyebilir. İmgelemenin ardından, sporcu fiziksel denemelerde bulunur ve başarılı yapılan performans, sporcu tarafından tekrar imgelenerek doğru performans hareketlerinin pekişmesi sağlanabilir (Konter, 1999, s. 83-84).

İmgeleme becerilerinin geliştirmek için video ve teyp gibi teknolojik olanaklardan yararlanılmalıdır: Doğru hareket tasarımlarının geliştirilmesinde video’ dan yararlanılabilir. Sporcuların yapmış oldukları hareket serileri videoya alınarak onlara seyrettirilebilir. Antrenör sporcusuyla birlikte becerileri analiz edebilir. Sporcuların yanlışlarının düzeltilmesi ve onlarda doğru hareket tasarımlarının geliştirilmesinde, video önemli bir araçsal yardım sağlamaktadır. Sporcunun mükemmel olarak yapmış olduğu hareket serileri tek tek birleştirilerek, sporcuya tekrar tekrar izlettirilebilir. Bu sporcuda olumlu konsantre olma ve doğru hareket tasarımının geliştirilmesine yardımcı olur (Konter, 1999, s. 84-85).

İmgelemenin kalitesini ve etkisini arttırmak için harekete geçirici uyaranlardan yararlanılmalıdır: Harekete geçirici uyaranlar, belirli bazı kelimeler, ifadeler ve görsel

(35)

şekilde yönlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Kullanılan harekete geçirici uyaranların, kinestetik bir anlam taşıdığı unutulmamalıdır. Harekete geçirici uyaranlar 5 duyu organı içerebilir. Önemli olan, harekete geçirici uyaranın sporcu tarafından kullanıldığında, yerinde uygun imgelemeleri oluşmasıdır (Konter, 1999, s. 86).

Çalışmalarda dinamik ve kinestetik imgeleme vurgulanmalıdır: İmgelemenin daha dikkatli bir şekilde gerçekleşmesi için, sporcunun dikkatini, hareketlerin kinestetik duyumlarına çevirmesi gerekmektedir. Hatta sporcular, imgeleme çalışırken ufak vücut hareketleri göstererek, daha gerçekçi davranabilirler. Bir futbolcu, kaptığı topla girdiği verkaç sonrası, kaleci ile karşı karşıya kaldığını ve yaptığı düzgün bir vuruşla takımına kazandırdığı gölü başından sonuna dinamik olarak imgelemeli ve kinestetik olarak yaşamalıdır. Dinamik imgeleme, sporcuların gerçek hareketleri daha iyi ve berrak bir şekilde hatırlamalarına ve performanslarını arttırmalarına yardımcı olmaktadır. Küçük vücut hareketleri ile imgeleme çalışan sporcuların, zihinlerini, duygularını ve motorsal süreçlerini önceden gerçeğe ve amaçlarına uygun olarak hazırlama olanağına sahip olabildiklerini söyleyebiliriz (Konter, 1999, s. 86-87).

İmgeleme zaman gerçeği ile uygun bir şekilde kullanılmalıdır: Bazı zamanlarda imgelemenin yavaşlatılarak problemli olan yerlerin düzeltilmesi ve hareketlerin analiz edilmesi gerekebilir. Bazı zamanlarda imgelemenin süratlendirilmesi gerekir. İmgeleme gerçekten ne çok çok yavaş ne de aşırı bir şekilde süratli olmalıdır. Sporcuların yeteneklerine uygun olan gerçek zamanlamaya özen gösterilmelidir. Çünkü sporcular hareketlerini gerçekte ne aşırı ölçüde yavaş ne de süratli olarak yapmaktadırlar (Konter, 1999, s. 87).

İmgeleme günlüğü defteri tutunuz: İmgeleme için tutulan günlükler birçok amaca hizmet edebilir. Bu günlükler, sporcuların gelişmelerini ve çalışmalarının gidişini izleme olanağı vermektedir. Sporcu kullandıkları farklı imgeleme egzersizlerinde nasıl hissettiğini, bunların ne derecede yararlı olduğunu ve içeriklerini kaydedebilir. Tutulan günlükler en uygun olan imgeleme egzersizlerinin ve harekete geçirici uyaranların bulunmasına yardımcı olurlar. Sporcular tuttukları günlük ile imgelemeye ilişkin öz-farkındalıklarını geliştirirler, yaptıkları egzersizlerin yararlarını daha iyi görürler ve uygulamaların etkililiğini daha iyi değerlendirebilirler. Böylelikle sporcular, kendi gelişimleri üzerinde daha iyi kontrol kurabilme olanağına sahip olurlar (Konter, 1999, s. 87).

(36)

2.8. Kaygı Tanımları

İngilizcede “anxiety” kelimesi ile ifade edilen bu kavramın günlük kullanımdaki çevirisi dilimize “endişe” olarak yerleşmiştir ancak bunun kavramı sıradanlaştıran bir kullanım olduğunu söyleyen psikiyatri uzmanları, bu kavramı Türkçeye uygun şekilde kaygı olarak çevirerek çalışma alanında kullanmaktadırlar (Öztürk, 2004, s. 346).

Kaygı, kişinin uyarana karşı duygusal, zihinsel ve bedensel değişimlerle oluşan uyarılmışlık durumuna verilen addır. Genellikle kaygı kavramı korku ile karıştırılmaktadır. Ancak kaynağının bilinmesi, daha şiddetli ve daha kısa süreli olması özellikleri bakımından korku kaygıdan farklıdır (Özer, 2002, s. 26).

Morgan’a göre kaygı, insanların varoluşundaki en temel duygulardandır ve korku, öfke, keder, sıkıntı gibi duygularla iç içe geçmiş olduğu için anlaşılması ve tanımlanması oldukça güçtür (Morgan, 1977, s. 45).

Kaygı, yaklaşan bir tehlikeye karşı önlem alınmasını sağlayan bir alarm niteliği taşır. Korku ise bilinen ve dış dünyadan kişiye yöneltilmiş bir tehdide karşı yanıt iken, kaygı bilinmeyen, içten gelen, kaynağı içsel bir çatışma olan bir tehdide cevaptır. Kaygı, beraberinde gelen belirsizlik sebebiyle sıkıntılı bir bekleyişe neden olurken, korku yoğun duygular ve bedensel duyumların oluşturduğu donakalım durumları dışında tehdide yönelik bir eylem başlatır. Kaygı, bozucu bir etki yaratır, buna karşılık olarak korku kişinin uyum sağlamasına yardımcı olur (Şenol, 2006, s. 240).

Kaygıda, kişinin emniyetsizlik duyguları içinde olması ve desteksiz kalması, kişinin olumsuz beklentiler içinde olması olumsuz sonuçlarla karşılaşacağı beklentisinde olması, kişinin düşündükleri ve yaptıklarının sürekli bir uyumsuzluk içinde olması, kişinin yaptıklarının sonucuna verdiği önem ve karşılaştığı engellenmeler, kişinin belirsizlik içinde olması, kişnin kapasiteleri ile çevresel istemler arasında önemli bir dengesizliğin söz konusu olması gibi nedenler bulunmaktadır (Konter, 1996a, s. 19).

Kaygı, varlığı sürdürebilmek, değişik şartlara uyum sağlayabilmek için sağlıklı bir dürtüdür. Kimi, kaygıyı, kişiliği oluşturan ilk temel güç olarak kabul etmiş, kimisi de ikincil olarak oluşan fakat kişiliğin yapılmasında, gelişmesinde ve davranışın ortaya çıkmasında önemli bir faktör olarak değerlendirmiştir (Köknel, 1997).

(37)

2.9. Kaygının Nedenleri

Kişinin yaşadığı çatışmalar kaygının oluşmasına neden olan etmenlerden birisidir. İki veya daha fazla ihtiyacın aynı anda doyuma ulaştırılmak istenmesi ve ulaştırılamaması sonucu çatışma meydana gelir. Kişinin amaca yönelik davranışlarının önlenmesi veya yavaşlaması kişiyi engellenme hissi ile karşı karşıya bırakır, bu engellenme de kaygıyı doğurabilir (Morgan, 1977, s. 25).

Kaygı genellikle bir dürtü çatısması sonucu dogar. Kaygının psikodinamizması analitik olarak söyle açıklanabilir. Karşılaştığı engellemeler kişinin dürtü nesnesine (amacına) ulaşmasını engellediğinde kişi bu engellemeye neden olan şeyi suçlar ve içinde ona karşı bir saldırganlık duygusu duyar (Koç, 2004, s. 46).

Buluşma sıkıntısı, dar zaman, iş seyahati, sorumluluk, yükselme hırsı, meslektaş çatışması, üste karsı öfke, doğru olmayan eleştiri, devamlı telefon sesi, bilgi üstünlüğü, çevre kirliliği, gürültü, otomobil kazası, çocuk problemi, kavga, ailede hastalık, işsizlik, sigara, alkol, şişmanlık, hareketsizlik, kötü haber, az uyku, resmi ziyaretler, dış görünüşten memnun olmama gibi durumlarda kaygının nedenleri olarak sıralanabilir (Akandere, 1997).

Kaygının nedenleri olarak; desteğin çekilmesi, alışılagelmiş çevrenin ortadan kalkması, olumsuz bir sonucu beklemek, hazırlanılmadan bir durumla karşılaşma, iç çelişki, inandığımız bir fikirle yaptığımız davranış arasında bir çelişki ortaya çıkması, belirsizlik, gelecekte ne olacağını bilmemek sayılabilir (Cüceloğlu, 1991, s. 277).

Karşılaşma öncesi sporcular kaygı, korku ve heyecan içinde olurlar ve sporcular bunu fizyolojik, zihinsel ve sosyal tepkilerle dışa vururlar. Bu da karşılaşma öncesi mide ağrısı hissetmesine ve sinirli olmasına neden olabilir. Bu kaygı durumu, müsabaka esnasında önemli bir pozisyonda da kendini gösterir. Futbolda öne geçen takımın oyunu ağırlaştırması, yavaşlatması, zaman zaman beklemesi; basketbolda çok kritik serbest atışlardan önce rakip antrenörün atışı yapacak oyuncunun konsantresini bozmak, kaygı seviyesini yükseltmek için aldığı molalar buna örnek gösterilebilir (Konter, 1996b, s. 73).

(38)

2.10. Kaygı Çeşitleri

2.10.1. Durumluk Kaygı

Bu kaygı türü sürekli değildir, durumdan duruma göre farklılık gösterir. Bireyin karşılaştığı ve tehdit edici olarak algıladığı durumlarda, durumluk kaygı seviyesi yüksek, bu tehlikenin tehdit edici olarak algılanmadığı durumlarda düşük olmaktadır (Özgüven, 1994, s. 324).

Durumluk kaygı, bireyin içinde bulundugu stresli durumdan dolayı hissettiği subjektif korkudur. Fizyolojik olarak da otonom sinir sisteminde meydana gelen bir uyarılma sonucu terleme, sararma, kızarma ve titreme gibi fiziksel degişmeler, bireyin gerilim ve huzursuzluk duygularının göstergeleridir. Stresin yoğun olduğu zamanlar durumluk kaygı seviyesinde yükselme, stres ortadan kalkınca, düşme olur (Öner ve Le Compte, 1983, s. 6). Başka bir ifade ile durumluk kaygı, sıkıntı, tasa ve gerginlik ile karakterize olan acil durumu göstermektedir. Durumluk kaygı kinetik enerji gibidir. Yeterli düzeyde uyaran olduğunda kinetik bir reaksiyon meydana gelmektedir (Yücel, 2003, s. 33).

Durumluk kaygının önemli bir özelliği de, yoğunluğunun çeşitlenebileceği ve zaman içerisinde düzensiz bir değişime sahip olduğudur. Sakinlik ve durgunluk durumluk kaygının olmadığını işaret ederken; gerilim, endişe, sinirlilik ve tasa orta düzeyleri gösterir, yoğun korku ve korkma duygusu, felaket düşünceleri ve organize olmamış panik davranışları çok yüksek durumluk kaygı düzeyi anlamına gelmektedir (Engür, 2002).

2.10.2. Sürekli Kaygı

Sürekli kaygı, kaygısı fazla olan kişilerde rastlanılan, bireyin kaygı yaşantısına olan bağımlılığı olarak da adlandırılan bir durumdur. Devamlı olarak tehdit oluşturan tehlikeli durumlar karşısında kişi sürekli bir kaygı reaksiyonu ile tepki vermektedir (Özgüven, 1994, s. 324).

Sürekli kaygıyı özelliklerinden dolayı kronik kaygı olarak da nitelendirmek mümkündür. Direkt olarak çevreden gelen tehlikelere bağlı olmayan bu kaygı türü içten kaynaklanır. Zararsız olan durumların birey tarafından tehlikeli ve özünü tehdit edici olarak algılanması nedeniyle oluşan hoşnutsuzluk ve mutsuzluk duygusudur. Bu tür kaygı seviyesi yüksek

(39)

olan bireylerin çok kolay incindikleri ve karamsarlığa kapıldıkları görülmektedir (Canbaz, 2001, s. 28).

Sürekli kaygısı olan bireyler kendilerine ve çevrelerine ilişkin devamlı bir kaygı durumu yaşarlar. Sürekli bir kaygı durumu belirgin bir tehlike kaynağı olmaması üzerine bağlantısız anksiyete olarak tanımlanır ve bu anksiyeteye dikkati toplayamama, karar verme güçlüğü, aşırı duyarlılık, umutsuzluk, uyku bozuklukları, aşırı terleme, boyun ve omuz bölgesinde kas gerilimi, avuç içi ıslaklığı ve soğukluğu, belirgin bir neden olmamasına karşılık nabız ve tansiyon bulgularında artış görülmesi gibi belirtiler eşlik edebilir. (Kaya, 2001).

Kuşkusuz sporcular arasında da sürekli kaygı duygusu gelişmiş olanlar vardır. Sahip olduğu bu kişilik dizgisinden dolayı hemen her ortamda kaygılanabilir ve sürekli bir huzursuzluk içinde yaşayabilir. Daha çok psikiyatristleri ve klinisyenleri ilgilendiren bu durum sürekli kaygıdan başka bir şey değildir. Ancak bunlar gibi kaygıyı yerleşik bir kişilik örüntüsü olarak yaşamayan bireylerde de belirli uyaranlar karşısında kaygılanma hali görülmektedir (Sivrikaya, 1998, s. 34).

Bireyin içine bulunduğu durumların çoğunu stresli olarak görme ya da yorumlama eğilimi, sürekli kaygının tanımı olarak yazılabilir. Adından da anlaşılacağı gibi bu kaygı, durumluk kaygıya oranla durağan ve süreklidir. Kişiliğe göre değişkenlik gösterecek olan bu durum, kişinin kaygıya yatkın olmasıyla daha şiddetli olabilir. Sürekli kaygı, durumluk kaygıda olduğu gibi gözlem yapılarak takip edilemeyebilir. Bunu takip etmede durumluk kaygının sıklığı ve şiddetinden yararlanılabilir. Buna göre sürekli kaygısı yüksek olan bireyler, stres karşısında sürekli kaygısı düşük olanlardan daha kolaylıkla ve daha sık olarak alınganlık gösterirler ve durumluk kaygıyı daha sık ve şiddetli yaşarlar (Özgür, 1984).

2.11. Kaygı ve Performans

Kaygı evrensel bir karaktere sahiptir ve bütün sporlarda performansı olumlu ve olumsuz yönlerde etkiliyebilmektedir. Sportif performansta kaygı, sporcuların uyum yeteneklerini, dikkat ve konsantrasyonlarını, koordinasyon ve dengelerini, karar verme ve değerlendirmelerini, öz güven ve değerliliklerini, motivasyon ve aktivasyonlarını önemli ölçülerde etiklemektedir. Bu etkiler sporcuların ortaya koyacakları performanslarında, gerek duyacakları kuvvet, sürat, dayanıklılık, esneklik, teknik ve taktik özelliklerde de

(40)

Spor psikologları, yüksek performans için sporcuları belli bir kaygı düzeyine sahip olmaları gerektiğinde birleşiyorlar. Bu düzeyin altı veya üstü performansı olumsuz yönde etkiler. Kaygı düzeyinin çok yüksek olması start telaşı, düşük olması ise start tembelliğine yol açmaktadır. Sporcularda yüksek kaygı düzeyine, genellikle sporcunun performans kapasitesinin sınırlarına yaklaştıkça rastlanılmaya başlanır. Başka bir değişle, performans kapasitesinin sınırına yaklaştıkça kaygı yoğunluğu artar. Bu araada eklenmesi gereken diğer bir husus da şudur; yarışmaların sonucuna göre belirlenen ceza ve ödüller sporcunun kaygı düzeyini ve dolayısı ile performansını olumsuz yönde etkilemektedir (Başer, 1998, s. 263).

Oyuncunun kaygı seviyesini maçın yada yarışmanın zorluğu ve önemi belirler. Yarışma sporlarında görülen yüksek kaygı performans için bir dezavantaj teşkil eder. Kaygılı sporcular başarısızlıklarını genelde kendilerindeki yetenek eksikliğine bağlarlar ve neticede kendilerini suçlarlar. Şiddetli bir rüzgar, farklı saha, alışılmadık teknikte oynayan bir rakip kaygılı yarışmacı için problem yaratır. Bu durumları aşmak sporcu için uzun zaman alabilir. Ne yapacağını bilememe, doğru zamanı belirleyememe, yeni durumların belirsizliği kaygıyı arttırır. Yarışmacıların yeterince olgun ve kendine güven duymaları kaygıyı önemli derecede azaltacaktır (Erbaş, 2005, s. 39).

2.12. Kaygı ve İmgeleme

İmgeleme, uyarılmışlığı arttırmak ya da azaltmak için kullanılabilir. Örneğin, kalabalık önünde saldırganca oynayan bir oyuncu gibi, oyuncuyu galeyana getiren sahneler oyundan önce uyarılmışlığı arttırmak için kullanılabilir. Buna alternatif olarak, başarılı bir performansı imgeleme, rahatlatıcı sahneler (örneğin huzurlu bir yer) veya vücuttan çıkan kassal gerginlik kaygı durumunu azaltabilir. İmgeleme aynı zamanda sporcuların plan yapmasını ve bu planları başarıyla canlandırmalarını sağlayarak kaygı durumunu tetikleme ihtimali olan sorunlar ve durumlarla başarıyla baş etmede sporculara yardımcı olabilir. İmgeleme, aynı zamanda spor, iş veya okulun isteklerine bağlı olarak ortaya çıkan stres ile sporcuların nasıl mücadele edecekleri konusunda da kullanılabilir. Örneğin, yarışma öncesinde veya sırasında somatik kaygı sıkıntısı olan bir yarışmacı titreyen kolları ile başarılı bir performans sergileyemeyecektir. Atışı yapan sporcu kendini, yumuşak beyaz kumlarda sanki dalga seslerinin kıyıya vurduğu yerde ve ona huzur ve rahatlık veren sıcak güneşin altında gibi hoş ve dinlendirici bir yerde canlandırabilir. Kaygı bilişsel olduğunda,

(41)

performansla ilgili kişisel şüphelerde artma ve vücut reaksiyonlarını üretmemek, imgeleme yapanın performans durumu ile etkili bir biçimde başa çıkabildiği senaryoyu kullanma kaygıyı azaltabilir. İmgeleme, sporcuların odaklanmalarına ve dikkatleri dağıldığında tekrar odaklanmalarına yardım edebilir. Dikkate odaklanmalarına yardımcı olmak için, sporcular bir sonraki performansın önemli unsurlarını canlandırabilirler. Performans boyunca odaklanmayı öğrenmek için, sporcular var olabilen bütün potansiyel kaygı nedenlerini ve bir sonraki performansı canlandırabilir ve bu nedenler sorun halini almadan onlarla başa çıkmak için stratejiler geliştirebilirler. Sporcular aynı zamanda dikkatleri dağıldığında ya da bir şeyler ters gittiğinde dikkatlerini tekrar toplayabilmelidirler. Kendilerini, genellikle konsantrasyonlarını kaybeder bir durumda hayal edebilirler ve daha sonra oyuna odaklanmış ve dahil olmuş olarak canlandırırlar. Ne yapmak istediklerini ve nasıl yapacaklarını hayal ederek, performanslarına daha fazla odaklı kalabilirler (Morris, Spittle, ve Watt, 2005).

2.13. Futbol ve İmgeleme

Futbolda performansı etkileyen ruhsal faktörler iki grupta toplanmaktadır. Bunlar kişilik ve yaratılış, oyun zekası, yaratıcılık, oyun düzenine uymada kararlılık, mücadele hırsı kolay teslim olmama, liderlik vasfı gibi sürüp giden kalıcı faktörler ve motivasyon, beklentiler, korkular, iklim koşulları, yarışmanın önemi, takımın puan cetvelindeki yeri, rakip takımın beklenmedik iyi ya da kötü oyunu gibi oyun esnasında ortaya çıkan geçici faktörlerdir (Küçük, 2009).

Futbolcuların, futbol oyununun gerektirdiği teknik ve becerileri zihinsel olarak çalışmaları, onların performanslarını olumlu yönde etkiler. Örneğin; futbolcular, yapacakları karşılaşmalar öncesi yaptıkları hazırlıklarında, oynayacakları rakiplerini ve uygulayacakları taktikleri göz önünde bulundurarak zihinsel çalışmalar yapmalıdırlar. Futbolcuların imgeleme çalışmaları, onların maç içinde uygulayacakları teknik, beceri, taktik ve stratejilerden seçilmelidir. Futbolcular bu çalışmaları fiziksel çalışmalarının bir parçası haline getirmelidir. Futbolcular maça çıkmadan hemen önce, son dakikalar içinde, önceden planlanmış olan imgeleme çalışmaları yaparak sahaya çıkabilirler (Konter, 1999, s. 134).

Şekil

Tablo 2 incelendiğinde çalışmaya katılan sporcuların %56,4 (242)'si U17 yaş grubunda yer  alırken, %43,6 (187)’sinin U19 yaş grubunda yer aldıkları görülmüştür
Tablo 3 incelendiğinde çalışmaya katılan sporcuların %4,2 (18)'i 1-3 (yıl), %26,2 (114)’ü  4-6 (yıl), %54,1 (232)’si 7-10 (yıl) ve %15,2 (65)’inin ise &gt;10 (yıl) spor yaşı grubunda yer  aldıkları tespit edilmiştir
Şekil 4. Katılımcıların Yarışma Mevkilerine İlişkin Özelliklerin Dağılımı 52
Tablo 6. Katılımcıların Kendi Sahalarındaki Sürekli Kaygı Düzeylerine İlişkin Özelliklerin  Dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

11 incelendiğinde; araştırmaya katılan sınıf öğretmenleri 4+4+4 eğitim sisteminin öğrenciler açısından olumlu ve olumsuz yansımaları yönünde görüş

Evvelâ, şahsen jeoloji ilmine değerli eserler vermiş, kontribüsyonlar yapmıştır: İstanbul-Batı Tarafı Jeolojik Yapısı, Kuzey Anadolu'da bir Dep- rem Çizgisi gibi etüdleri;

Örnek olarak; mekân düzenlemesi iç avlu çevresinde oluşan geleneksel evlere, tarihin çeşitli dönemlerinde ve birbirinden farklı iklim özellikleri olan

Bunlara ilaveten IR grubunda hücre zarının depolarizasyon hızının en büyük olduğu değere AP’nin başlangıcından SHAM grubuna göre daha kısa süre sonra ulaşıldığı

Çalışmada, öncelikle Tanzimat sonrası eğitim sistemimiz ve dönem sanatçılarının eğitimle ilgili görüşleri özetlenmiş, sonra ise ülkemizin eğitime dair

Bilişsel genel imgeleme, motivasyonel genel uyarılmışlık, motivasyonel genel ustalık alt boyutlarında da 14 yıl ve üzeri olan sporcular 9-13 yıl olan sporculardan

Yaşlı hastaların bakımı dolayısıyla ortaya çıkan yükün engelli çocuk bakımı nedeniyle ortaya çıkan yükten daha fazla olduğu göz önünde bulundurulduğunda

In this thesis, we consider user pairing problem in a single cell topology with full- duplex base station and legacy half-duplex mobile stations.. Performance evalua- tions of