• Sonuç bulunamadı

Diyarbakır koşullarında yetiştirilen bazı kayısı çeşitlerinin fenolojik, morfolojik ve pomolojik özelliklerinin belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Diyarbakır koşullarında yetiştirilen bazı kayısı çeşitlerinin fenolojik, morfolojik ve pomolojik özelliklerinin belirlenmesi"

Copied!
56
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DĠCLE ÜNĠVERSĠTESĠ

FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ

DĠYARBAKIR KOġULLARINDA YETĠġTĠRĠLEN BAZI KAYISI

ÇEġĠTLERĠNĠN FENOLOJĠK, MORFOLOJĠK VE POMOLOJĠK

ÖZELLĠKLERĠNĠN BELĠRLENMESĠ

Saadet ÖZPOLAT

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BAHÇE BĠTKĠLERĠ ANABĠLĠM DALI

DĠYARBAKIR

Temmuz 2019

(2)
(3)

TEġEKKÜR

Yüksek Lisans Tez konumu belirlemede ve çalıĢmaların ilk aĢamalarında katkı sağlayan ve danıĢmanlığımı üstlenip mesleki bilgi ve desteğini esirgemeyen danıĢman hocam Prof. Dr. Mikdat ġĠMSEK'e sonsuz teĢekkür ederim.

Ziraat fakültesine geldiğim ilk günden beri benden maddi-manevi hiçbir desteğini esirgemeyen her zaman yanımda olan çok değerli hocam Prof. Dr. Behiye Tuba BĠÇER‟e sonsuz teĢekkür ederim.

Ziraat Fakültesi Kayısı Bahçesi‟ni tesis ederek Diyarbakır koĢullarında bu çalıĢmayı gerçekleĢtirmeme olanak sağlayan Doç. Dr. Hakan YILDIRIM‟a, bahçenin tesisinde emeği olan tüm hocalarıma ve bahçenin bakımında pek çok emeği olan fakültemizin birçok bahçe iĢleriyle yakından ilgilenen değerli bahçıvanımız Hatip abiye sonsuz teĢekkürler.

Yüksek Lisans sürecinde bana her konuda destek olan sevgili arkadaĢım ġükran TEN‟e ve tez sürecinde bana her zaman yardımcı olan arkadaĢım Ali AZĠZOĞLU‟na sonsuz teĢekkürler.

Bu çalıĢmada Diyarbakır GAP AraĢtırma Enstitüsü Kalite ve Teknoloji Laboratuvarı Birimi‟nden faydalanmamızı sağlayan ve bize yardımcı olan Gıda Yüksek Mühendisi Belgizar ÇAM‟a, Ziraat Mühendisi Ferhat OĞURLU‟ ya ve tüm laboratuvar çalıĢanlarına sonsuz teĢekkürler.

Ve son olarak; Beni bugünlere getiren, eğitimime her zaman destek olan, haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğim babam Zülfikar ÖZPOLAT‟a, annem Piroz ÖZPOLAT‟a ve tüm aileme sonsuz teĢekkürlerimi bir borç bilirim.

(4)

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa TEġEKKÜR……… I ĠÇĠNDEKĠLER……… II ÖZET………... IV ABSTRACT………. VII ÇĠZELGE LĠSTESĠ……… X ġEKĠL LĠSTESĠ……….. XI

KISALTMALAR VE SĠMGELER………... XII

1. GĠRĠġ………. 1

1.1. Türkiye‟nin Kayısı Üretim Potansiyeli……….. 5 2. ÖNCEKĠ ÇALIġMALAR ……….. 7

3. MATERYAL VE METOT ………. 15

3.1. Materyal………. 15

3.1.1. AraĢtırma Alanı……….. 15

3.1.2. Diyarbakır Ġlinin Ekolojik Durumu……… 20

3.2. Metot……….. 21

3.2.1. Fenolojik Gözlemler………... 21

3.2.2. Morfolojik Ve Pomolojik Özellikler ………. 21

4. BULGULARVE TARTIġMA……… 23

4.1. Fenolojik Gözlemlere Ait Bulgular……… 23

4.1.1. Tomurcuk kabarması……….. 23

.4.1.2. Tomurcuk uyanması………... 23

4.1.3. Çiçeklenme BaĢlangıcı………... 23

(5)

4.1.5. Çiçeklenme sonu………... 23

4.1.6. Meyvenin hasat zamanı………. 23

4.1.7. Yaprak dökümü……….. 24

4.2. Morfolojik ve Pomolojik Özelliklere Ait Bulgular……… 24

4.2.1 Ağaç verimi………... 24

4.2.2. Ağaç taç yüksekliği……….. 24

4.2.3. Ağaç taç geniĢliği……….. 24

4.2.4. Ağaç taç hacmi……….. 24

4.2.5. Ağaç taç alanı……… 25

4.2.6. Ağacın Gövde Uzunluğu ………. 25

4.2.7. Ağacın gövde kesit alanı………... 25

4.2.8. Yaprak boyu………. 26

4.2.9. Yaprak sap uzunluğu……….. 26

4.2.10. Yaprak Eni……… 26

4.2.11. Yaprak alanı………... 26

4.2.12. Çekirdeğin meyveden ayrılma durumu………. 27

4.2.13. Çekirdek tadı……….. 27

4.2.14. Meyvenin yarılma durumu………... 28

4.2.15. Meyve kabuğunda tüylülük………... 28

4.2.16. Meyve eti sertliği………... 28

4.2.17. Meyve eni ve boyu………. 29

4.2.18. Meyve ağırlığı……….... 29

4.2.19. Meyve eti ağırlığı………... 29

4.2.20. Çekirdek ağırlığı………... 30

(6)

4.2.23. Titre edilebilir asitlik……… 32

4.2.24. Meyve kabuğu zemin rengi……… 34

4.2.25. Meyve kabuk üst rengi………... 34

4.2.26. Meyve et rengi……….. 34

5. SONUÇ VE ÖNERĠLER………. 37

6. KAYNAKLAR………. 39

(7)

ÖZET

DĠYARBAKIR KOġULLARINDA YETĠġTĠRĠLEN BAZI KAYISI ÇEġĠTLERĠNĠN

FENOLOJĠK, MORFOLOJĠK VE POMOLOJĠK ÖZELLĠKLERĠNĠN

BELĠRLENMESĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

SAADET ÖZPOLAT

DĠCLE ÜNĠVERSĠTESĠ

FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

BAHÇE BĠTKĠLERĠ ANABĠLĠM DALI

2019

Bu çalıĢmada, Diyarbakır ili Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü AraĢtırma ve Uygulama Bahçesindeki yetiĢtiriciliği yapılan zerdali üzerine aĢılı olan bazı önemli kayısı çeĢitlerinin fenolojik, morfolojik ve pomolojik özeliklerinin belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Bu bağlamda, 5 çeĢit kayısı üzerinde (ġam, Karacabey, Tokaloğlu, ġekerpare ve Hasanbey) yürütülmüĢtür. AraĢtırmada, meyve enlerinin dar kısmının 35.88-45.64 mm; meyve enlerinin geniĢ kısmının 38.11-48.28 mm; meyve boylarının 38.69-49.92 mm; meyve ağırlıklarının 34.71-56.40 g; meyve eti ağırlıklarının 31.46-53.52 g; çekirdek ağırlığının 1.06-3.58 g; meyve eti sertliğinin 394-593 rd aralığında değiĢtiği gözlemlenmiĢtir Ağacın taç yüksekliğinin 330-562 cm; taç geniĢliğinin 430-686 cm; taç hacminin 15.97-69.24 m3; gövde

uzunluğunun 60-100 cm; gövde çapının 114.60 -168.70 mm; gövde çevresinin 360-530 mm; gövde kesit alanının 788.24-16897.86 mm2; ağacın taç alanının ise 14.52-36.96 cm2 aralığında

değiĢtiği belirlenmiĢtir. Ayrıca SÇKM „nin % 13.10-20.20; titre edilebilir asitliğin(TEA) % 0.09-0.992; pH miktarının 3.67-5.15 arasında değiĢtiği gözlemlenmiĢtir. Bununla birlikte incelenen çeĢitlere ait meyve kabuğu zemin rengi, meyve kabuğu üst rengi, meyve eti rengi, meyvede tüylülük, yaprak boyu, yaprak sap uzunluğu, yaprak Ģekli, yaprak alanı, çekirdeğin meyveye bağlanma durumu, çekirdek tadı ve meyve eti ağırlığı/ çekirdek ağırlığı oranı belirlenmiĢtir.

(8)

ABSTRACT

DETERMINATION OF THE PHENOLOGICAL, MORPHOLOGICAL AND

POMOLOGICAL CHARACTERISTICS OF SOME APRICOTS GROWING IN

DĠYARBAKIR CONDITIONS

MASTER THESIS

SAADET ÖZPOLAT

DICLE UNIVERSITY

INSTITUTE OF SCIENCE SCIENCES

DEPARTMENT OF HORTĠCULTURE

2019

In this study, phenological, morphological and pomological characteristics of some important apricot varieties grafted on the wild apricot in the Department of Horticulture of Faculty of Agriculture of Dicle University found in Diyarbakır province were investigated. In this context, it was conducted on 5 apricot varieties (Damascus, Karacabey, Tokaloğlu, ġekerpare and Hasanbey). In the research, 35.88 -45.64 mm of narrow section of the fruit the largest portion of the fruit enlarged 38.1 -48.28 mm; fruit lengths 38.69 -49.92 mm; fruit weights 34.71 -56.40 g; 31.46 -53.52 g of fruit meat weights; the core weight is 1.06-3.58 g; It was observed that the hardness of fruit flesh changed in the range of 394 -593 rd. The crown height of the tree is 330-562 cm; crown width 430-686 cm; crown volume 15,97- 69,24 m3; body length 60-100 cm; body diameter 114, 60-168, 70 mm; body circumference 360-530 mm; the body cross-sectional area 788,24-16897,86 mm2; The crown area of the tree was changed between 14.52 -36.96 cm2.In addition, 13.10 -20.20% ; 0.09-0.992 % of the titratable acidity; The pH was observed to vary between 3.67 and 5.15, On the other hand, fruit peel ground color,fruit peel top color, fruit flesh color, fruit hair color, leaf length, leaf shape, leaf shape, leaf area, seed attachment to fruit, core taste and fruit meat weight / core weight rate was determined.

(9)

ÇĠZELGE LĠSTESĠ

Çizelge No Sayfa

Çizelge 1.1. Kayısı Üretimi Potansiyelinin Önemli Olduğu Bazı Ġllere Ait Veriler 6

Çizelge 4.1. ÇeĢitlere ait bazı ağaç özellikleri 26

Çizelge 4.2. ÇeĢitlere ait bazı yaprak özellikleri 27

Çizelge 4.3. ÇeĢitlere ait çekirdeğin meyveden ayrılma durumu, çekirdek tadı, tüylülük durumu ve hasat tarihlerine ait değerler

28

Çizelge 4.4. ÇalıĢmada yer alan çeĢitlerin ağaç baĢına düĢen verim, meyve ağırlığı, meyve eni, meyve boyu, meyve eti ağırlığı, çekirdek ağırlığı ve meyve eti sertliğine ait ortalama değerler

31

Çizelge 4.5. ÇeĢitlere ait suda çözünebilir kuru madde miktarı, titre edilebilir asitlik ve pH değerleri

34

Çizelge 4.6. ÇeĢitlere ait meyve kabuk zemin, meyve kabuk üst ve meyve eti renklerine ait L*, a*, b*, c* ve h0 değerleri

36 .

(10)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil No Sayfa

ġekil 1.1. Türkiye Kayısı Üretim Haritası (KH, 2019) 5

ġekil 3.1. Kayısı bahçesinden genel fotoğraflar 15

ġekil 3.2. AraĢtırmada kullanılan kayısı çeĢitlerine ait meyve fotoğrafları 16 ġekil 3.3. AraĢtırmada kullanılan kayısı çeĢitlerine ait yaprak fotoğrafları 17 ġekil 3.4. Kayısı bahçesinden farklı görüntülere ait fotoğraflar 18 ġekil 3.5. Kayısı bahçesinde yapılan ölçümlere ait bazı fotoğraflar 19

ġekil 3.6. Diyarbakır ilçeleri haritası (DĠH, 2019) 20 ġekil 4.1. Penetrometre ile meyve sertliğinin ölçümüne ait fotoğraf 29

ġekil 4.2. SÇKM‟nin ölçümüne ait fotoğraf 32

(11)

KISALTMALAR VE SĠMGELER

TUĠK :Türkiye Ġstatistik Kurumu (TUĠK). E.T. :EriĢim Tarihi

KĠTĠ :Kayısı Ġklim ve Toprak Ġstekleri GTHB :Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

M.V.Y.A.S. :Meyve Veren YaĢta Ağaç Sayısı M.Ve.Y.A.S. :Meyve Vermeyen YaĢta Ağaç Sayısı T.M.A. :Toplam Meyvelik Alanı

SÇKM :Suda Çözünebilir Kuru Madde miktarı TEA :Titre Edilebilir Asit

DĠH :Diyarbakır Ġlçeleri Haritası

DĠTÖ :Diyarbakır iklim ve toprak özellikleri

KH :Kayısı Haritası

Ag. :Ağaç

NaOH :Sodyum hidroksit

N :Basınç % :Yüzde cm :Santimetre m :Metre km :Kilometre g :Gram kg :Kilogram S :Saat Sn :Saniye Da :Dekar °C :Santigrat derece m2 :Metrekare m3 :Metreküp mm :Milimetre mm2 :Milimetrekare mm3 :Milimetreküp

(12)

1. GĠRĠġ

Anavatanı Orta Asya ve Çin olarak kabul edilen kayısının, Büyük Ġskender‟in Asya seferleri esnasında Transkafkas‟lar ve Ġran vasıtasıyla Anadolu coğrafyasına (M.Ö. 330-323) ulaĢtırıldığı bilinmektedir (Gülcan ve ark., 2007; Aubert ve ark., 2010; Asma, 2011).

Sert çekirdekli meyve türlerinden olan kayısının (Prunus armeniaca L.) gen merkezinin Çin‟e kadar uzandığı ve Anadolu‟da yetiĢtiriciliğinin yapılmaya baĢlanması ise tahminen 2000 yıldan önceki tarihe dayandığı ifade edilmektedir (Gülcan, 2001; Özçağıran ve ark., 2004; Muradoğlu ve ark., 2011).

Dünyada yetiĢtiriciliği yapılan kayısıların büyük çoğunluğu Prunus armeniaca L. türüne aittir. Orta Asya, Afganistan, KeĢmir, Ġran, Türkiye ve Trans-Kafkasya‟da tohumdan yetiĢtirilen fidanlarla tesis edilmiĢ kayısı bahçeleri geniĢ alana yayılmıĢ olup bu bölgelerde çok değerli gen kaynakları mevcuttur (Anonim, 2017).

Ilıman iklim meyvesi olan kayısı, çok eski zamanlardan bu yana dünyanın pek çok bölgesinde yetiĢebilme özelliğine sahiptir. Aynı zamanda kayısının bazı tip ve çeĢitleri subtropik iklim koĢullarında yetiĢebilmektedir (Batmaz, 2005). Günümüzde Orta Asya‟nın çöl, Kuzey Afrika‟nın subtropik, Doğu Çin ve Japonya‟nın nemli, Sibirya‟nın yüksek sahalarında yetiĢen pekçok kayısı çeĢidi mevcuttur. Ülkemiz farklı ekolojik sahaları barındırmasıyla kayısı üretiminde dünya ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır (Batmaz, 2005).

Ülkemiz su kaynakları, toprak ve bazı mikroklimalar yönünden birçok bitki çeĢidini yetiĢtirme potansiyeline sahiptir (Güleryüz ve ark., 1996; Gürbüzer, 2008). Türkiye sahip olduğu bu çeĢitlilik sayesinde birçok ülkeye göre daha fazla sebze ve meyve yetiĢtirebilmektedir. Ülkemiz pek çok meyve türünün üretiminde ilk sıralarda bulunmaktadır (Asma, 2011).

Ülkemizde kayısı yetiĢtiriciliği birçok yerde yapılmasına rağmen, en çok Doğu Anadolu Bölgesi‟nde görülmektedir. Malatya ili, Erzincan- Elazığ-Sivas yöresi, Akdeniz bölgesi, Iğdır- Kars yöresi, Ege, Ġç Anadolu ve Marmara bölgelerinde farklı yoğunlukta ve çeĢitlerde yetiĢtirilmekte olup, toplam üretimin büyük çoğunluğu Malatya ilinde yapılmaktadır(Asma ve Kan, 2001; Ercisli, 2004).

(13)

Karasal iklimin hakim olduğu bölgede yetiĢen kayısının kalitesindeki en önemli faktör hava nispi neminin istenen oranda olmasıdır. Monilya ve çil hastalıklarında rol oynayan baĢlıca etmenler aĢırı yağıĢ ve hava nispi nemdeki artıĢtır. Kayısının türüne göre sıcaklık değiĢir. Kayısının geliĢiminin normal düzeyde olması için toplam sıcaklığa ihtiyaç vardır. Yıllık sıcaklık toplamının hesaplanması, kayısının yetiĢmesine elveriĢli olan minumum sıcaklığı aĢan saatler toplamı Ģeklindedir. Meyvenin olgunlaĢma süresi ile toplam sıcaklık süresinin karĢılanması arasında paralellik mevcuttur.Ülkemizde daha az sıcaklık gereksinimi duyan kayısı çeĢitleri ile turfanda yetiĢtiricilik için elveriĢli bölgelerimiz Akdeniz ve Ege bölgesidir. Toplam sıcaklığın karĢılanamadığı yerlerde kayısı ağaçları vaktinde çiçek açmaz ve olgunlaĢmazlar. Mevsim geçiĢlerinin olmadığı, ilkbaharın kurak, yazın sıcak ve kıĢın soğuk olduğu bölgelerde kayısıdan beklenen kalite elde edilir(KĠTĠ, 2019).

Yaprak ve meyve güneĢ yanıklığı, meyvelerin küçük kalması, çekirdekte çatlama ve çürüme gibi problemler ani sıcaklık artıĢında meydana gelir. Ġlkbahar geç donları üretimi olumsuz etkileyen en önmeli etkendir. Çiçeklenme ve meyve oluĢum döneminde görülen donlar yüksek oranda ürün kayıplarına neden olup bazı yıllarda neredeyse hiç ürün elde edilemez hale gelir. Kayısı çeĢitlerine göre farklılık göstermekle beraber soğuklanma ihtiyacı + 7.2 0C‟nin

altında geçen saatler toplamıdır. Bu soğuklanma ihtiyacının karĢılanamadığı durumlarda çiçek tomurcukları dökülüp yaprak tomurcuklarında düzensiz uyanma meydana gelir (KĠTĠ, 2019).

Kayısı bitkisi,humuslu-tınlı, kumlu-tınlı, tınlı-hafif kireçli, besin maddelerince zengin, az meyilli, derin ve geçirgen topraklarda, yarı sıcak ve sıcak bölgelerde, arazinin güney kısmında iyi geliĢim göstermekte ve ürün kalitesi artmaktadır. Genel olarak Kayısı, toprak reaksiyonu (pH) 6.5–7.5 arasında, inorganik ve organik besin maddeleri bakımından zengin topraklarda uygun geliĢim göstermektedir(KĠTĠ, 2019).

Kayısı, Türkiye‟nin neredeyse her bölgesinde yetiĢtiriciliği yapılan bir meyve türüdür. Fakat aĢırı nemden hoĢlanmadığı için Doğu Karadeniz‟in belirli bölgelerinde ve kıĢ soğuklarının aĢırı olduğu Doğu Anadolu‟nun yüksek kesimlerinde yetiĢtiricilikte bazı sorunlar ile karĢılaĢılmaktadır. Bu yüzden kayısı için optimum Ģartlara sahip olan yerler kıĢları kısmen soğuk, yazları ise sıcak olan bölgelerdir. Aynı zamanda bu bölgelerde yazın havadaki nispi nemin de düĢük olması istenir (Özbek, 1978).

KıĢ aylarında soğuk, yaz aylarında ise sıcak olan ekolojide yetiĢebilen kayısının yüksek kalitede olgunlaĢma göstermesi için yaz döneminde atmosferdeki nem oranının çok düĢük hatta kuru olması gerekir. Nemli ve ilkbahar döneminde sisli olan bölgelerde kayısıda çil hastalığı

(14)

havalandırılması iyi yapılmalı bahçe tesisinde buna dikkat edilmelidir. Aynı zamanda ilkbahar geç donları da kayısının yetiĢtirilmesini sınırlayan bir baĢka faktördür. Kayısının üretimini olumsuz yönde etkileyen ekolojik faktörler; ilkbahar geç donları, kıĢ aylarındaki aĢırı soğuklar, yaz aylarının ise serin ve yağıĢlı geçmesidir. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda, GAP Bölgesinin kayısı yetiĢtiriciliği için optimum iklim Ģartlarına sahip olduğu gözlemlenmektedir(Anonim, 2018c).

Kayısı yetiĢtiriciliğini sınırlayan önemli faktörlerden biri soğuklanma ihtiyacıdır. Ege Bölgesi‟ndeki en önemli sorunlardan biri soğuklanma ihtiyacı düĢük, taĢımaya uygun ve kaliteli çeĢitlerin yer almamasıdır(Önal ve ark., 1995). Herhangi bir kayısı çeĢidinin yetiĢtirilmek amacıyla bulunduğu bölgeden baĢka bir yere götürmeden önce bu çeĢidin soğuklanma ihtiyacının götürüleceği bölgenin Ģartlarında yeterli olup olmadığı incelenerek elde edilen bulgular dikkate alınmalıdır. Kayısı çeĢitleri genel bulunduğu bölge ile benzer özellikler taĢıyan baĢka veya bundan daha soğuk olan bölgelere götürüldüğünde herhangi bir sorun teĢkil etmezken bu bölgelerden daha sıcak bölgelere geçiĢte bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır(Asma, 2000).

Akdeniz iklim Ģartlarının hakim olduğu ülkemizde, Ege ve Akdeniz bölgeleri ile kısmen Marmara bölgesi için kayısı çeĢitlerini belirlerken bu çeĢitlerin soğuklanma ihtiyacını karĢılayıp karĢılamayacağına bakılarak önceden tespit edilmesi gerekir. Seçilen çeĢitler arasından soğuklanma ihtiyacı kısa süreli olanlan bu bölgeler için alınmalıdır(Asma, 2000).

Meyve ağaçlarının tomurcuklarının kıĢ ve ilkbahar soğuklarından zarar görmesi meyvecilikte üretimi sınırlayan önemli etkenlerden biridir. Bu yüzden faydalı bir yetiĢtiricilik için bulunduğu bölgenin ekolojik Ģartları ile meyve tür ve çeĢidinin soğuklara karĢı toleransının iyi bilinmesi gerekir(Asma ve ark., 1994).

Meyve türlerinde, yüksek verim ve kaliteli ürün elde etmek için, tozlanmanın ve döllenmenin gerçekleĢmesi gerekmektedir. Bahçe tesisinde uygun tozlayıcı çeĢitlerin kullanımasıyla olumlu sonuç alınabilir. Bunun için fenolojik gözlemler ile çiçeklenme zamanı çakıĢan uygun tozlayıcı çeĢitlerin belirlenmesine dikkat edilmelidir. Meyvecilikte ağaçlarda genotiplerin çiçeklenme zamanının yanında çiçeklenme süresi de oldukça önemlidir. Çünkü uzun süren bir çiçeklenme, döllenme oranını arttırabilmektedir(Güleryüz, 1988).

Bitkilerin biyolojik geliĢme dönemlerinin bir göstergesi olarak değerlendirilen Fenolojik parametreler, genotiplerin davranıĢını da belirlemede oldukça önem teĢkil etmektedir. Yıllara ve bulunduğu ekolojik koĢullara göre meyve ağaçlarının tam çiçeklenme, meyve

(15)

olgunluğu ve yaprak dökümü gibi fenolojik evreleri, oldukça belirgin farklar göstermektedir(Crandal ve ark. 1990; Ağaoğlu ve ark. 1997; Vachun, 2003). Buna bağlı olarak, Malatya ve yöresinde 13 tip ve 4 çeĢitte iki yıl boyunca yapılan çalıĢmada elde edilen verilere göre, genotipler arasında fenolojik safhalarda yaklaĢık 8-10 gün aralığındaki varyasyonların meydana geldiği belirlenmektedir (Asma ve ark., 2007). Ancak baĢka araĢtırmacılar ise bu safhalar arasında neredeyse iki ay kadar bir farklılık görülebileceğini belirtmektedirler(Szalay ve ark., 2010).

Kayısı dünyanın birçok yerinde ekonomik olarak yetiĢtirilen önemli bir meyve türüdür. Ancak farklı iklimlerde yetiĢebilen birçok kayısı türü ve çeĢidi olmasına karĢın dünyadaki yaĢ kayısı üretimi oldukça düĢüktür (GTHB,2014).

Kuru ve yaĢ kayısı üretiminde dünyada birinci sırada yer alan ülkemiz, kayısının iklim Ģartları ve gen kaynaklarından dolayı yüksek bir değere sahiptir. Ağaç sayısı ve üretim miktarı Türkiye‟de sürekli artmaktadır. Ġklim Ģartları dikkate alındığında Türkiye‟nin yaĢ kayısı

üretimini etkileyen en önemli faktörün ilkbahar geç donları olduğu belirlenmektedir. Bu olay çok kısa bir süre içinde gerçekleĢse dahi üretimi yüksek miktarda etkilemektedir(Sabutay, 2003).

Dünya üzerinde üretimi yapılan kayısının büyük bir kısmı taze olarak tüketilmektedir. Fakat kayısılarda hasat zamanının kısa sürmesi ve yaĢ kayısıların kısa sürede bozulmasından dolayı hasatı yapılan kayısılar genel olarak kurutmalık olarak ya da iĢlenerek tercih edilmektedir. Kayısı meyvesi genel olarak konserve yapımında, dondurularak, , pulpu ve nektarı çıkarılarak, marmelat, reçel, jöle ve krema yapımında, Ģekerlemede, likör, pastave yoğurt yapımında, dondurmacılıkta kulanılmaktadır. Aynı zamanda tatlı kayısı çekirdekleri çerez olarak tüketilirken, acı çekirdekler de kozmetik sanayisinde değerlendirilmektedir(Anonim, 2018a).

Dünya Gıda Örgütü (FAO) 2016 yılı verilerine göre yaklaĢık 568 bin hektar alanda 3,9 milyon ton kayısı üretimi gerçekleĢmiĢtir. Buna göre dünyada hem üretim alanında hem de üretim miktarında ülkemiz birinci sırada yer almaktadır (Anonim, 2017).

Türkiye‟de 2016-2017 üretim sezonunda zerdali hariç 1,2 milyon dekar alanda kayısı üretimi gerçekleĢmiĢtir. Geçen sürede kayısı ağaçlarının sayısında önemli bir değiĢim

olmamakla birlikte 2016/17 üretim döneminde bir önceki yıla göre %0,3 „lük bir artıĢ yaĢanarak toplam ağaç sayısı 18,9 milyon olmuĢtur (Anonim, 2018b).

(16)

Türkiye‟de 2016-2017 yıllarında 749 bin ton kayısı üretimi gerçekleĢmiĢtir. Kayısı üretiminde büyük bir paya sahip olan Malatya 2016- 2017 üretim yılında Türkiye‟deki üretimin %52,2‟sini gerçekleĢtirmiĢtir. Malatya‟dan sonra üretimde %14,3 ile 2. sırada Mersin, %8,1 ile 3. sırada KahramanmaraĢ yer almaktadır. Ülkemizin kuru kayısı üretiminde ilk sırada Malatya alırken diğer önemli illerimiz sırasıyla KahramanmaraĢ, Mersin, Elazığ ve Sivas illeridir(Anonim, 2018b). Dünya‟daki kayısı üretimi 2017 yılı verilerine göre 4.257.241 ton (FAO) iken, Türkiye kayısı üretimi ise 985.000 ton olarak elde edilmiĢtir (TUĠK, 2017).

1.1. Türkiye’nin Kayısı Üretim Potansiyeli

Ülkemizin 70 ilimizde kayısı yetiĢtiriciliği yapılmaktadır. Üretim bakımından önde olan bazı illere ait veriler Çizelge 1.1‟de (TÜĠK, 2017) ve Türkiye Kayısı üretim haritası ise ġekil 3‟te verilmiĢtir (KH, 2019). Bu çizelge incelendiğinde, Türkiye‟nin toplam kayısı üretimi 985.000 ton‟dur. 3000 ton‟un üzerinde kayısı üretimi yapan 17 ilimiz bulunmaktadır. Bu illerin içinde en fazla kayısı üretim ise 672.670 ton ile Malatya‟dır. Diyarbakır ilinin toplam kayısı üretimi 560 ton olmasına karĢın, 17 kayısı çeĢidi bu çalıĢmanın yürütüldüğü deneme alanında yetiĢtirilmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Diyarbakır koĢullarında bu çeĢitler üzerine bilimsel araĢtırmaların yaygınlaĢtırılması ve geliĢtirilmesi gerekir. Bu bağlamda, yapılmıĢ olan bu çalıĢma oldukça önemlidir.

ġekil 1.1. Türkiye Kayısı Üretimi Haritası (KH, 2019).

(17)
(18)

Çizelge 1.1. Kayısı Üretimi Potansiyelinin Önemli Olduğu Bazı Ġllere Ait Veriler Ġller M.V.Y.A. (Adet) M.Ve.Y.A.S. (Adet) T.M.A (Da) Verim (Kg/Ağ) Üretim (Ton) Malatya 7687200 461000 808197 88 672.670 Mersin 1449037 212540 67278 60 86.918 Elazığ 1079635 176330 97524 49 53157 Iğdır 247140 76855 32300 127 31416 KahramanmaraĢ 1164995 6879 88111 22 25689 Antalya 575871 171928 17346 31 17919 Kayseri 318745 18503 6393 41 13154 Isparta 405114 187556 23763 31 12567 Hatay 312153 429663 19706 24 7612 Kars 91960 21738 7183 56 5156 Karaman 106200 23300 2573 38 4068 Konya 164409 13837 1833 24 4004 Denizli 81291 13681 2680 47 3854 Afyon 90.355 12.899 2721 42 3785 Adana 92.877 9.014 3.144 40 3.703 Çanakkale 106390 40345 4039 29 3.090 Erzincan 126363 34085 4465 24 3084 Diyarbakır 37822 9370 1980 15 560 Türkiye 15949383 2619121 1250487 62 985.000 TUĠK(2017)

Türkiye‟de kayısı ile ilgili pek çok çalıĢma yapılmıĢtır. Gülcan (2001), Özçağıran ve ark. (2004), Muradoğlu ve ark. (2011),Asma ve Kan (2001)veErcisli (2004) kayısı konusunda çalıĢma yapan araĢtırıcılardan birkaçıdır. Bu açıdan yapılan bu çalıĢmada amaç, Diyarbakır koĢullarında yetiĢtirilen bazı kayısı çeĢitlerinin fenolojik, pomolojik ve morfolojik özellikleri belirlemek olmuĢtur. Elde edilen sonuçlar dikkate alındığında Diyarbakır koĢullarında kayısı yetiĢtiriciliğinin ekonomik ve ekolojik açıdan elveriĢli olmasına rağmen, bu meyve türüne ait çeĢitlerin yetiĢtiriciliği üzerinde daha ayrıntılı çalıĢmaların yapılmasında yarar vardır.

(19)

2. ÖNCEKĠ ÇALIġMALAR

Özbek (1978), Yaptığı bir çalıĢmada sıcaklık artıĢlarının çiçeklenme döneminde ortaya çıkmasının çiçeklenme sürelerini kısaltığını belirtmiĢtir.

Durie (1988), Yugoslavya‟da 80 kayısı çeĢidine ait özellikleri tartılı derecelendirme metoduyla incelemeye almıĢtır. Bu çalıĢması sunucunda sonucu Roxana çeĢidine ait kayısıların 24 puan üzerinden 21 puan aldığını ve bu çeĢidin meyvelerinin iri, çekirdeğinin tatlı olduğunu, kırmızı yanaklı olduğunu ve aynı zamanda soğuklanma isteğinin de daha fazla olduğunu belirtmiĢtir.

Mehlenbacher ve ark. (1990), Yürütükleri çalıĢmada 220 günlük meyve geliĢim süresiyle en geç oluma gelen kayısı çeĢitlerin Orta Asya‟da bulunan Kechpsar grubu kayısı çeĢitlerinin olduğunu belirtmiĢtir.

Egea ve ark. (1991), genel olarak Ġspanya‟da yetiĢtiriciliği yapılan Bulida kayısı çeĢidinin iki farklı anacına ait geliĢimini gözlemlemiĢtir. Gözlemlenen bu anaçlara paralel olarak elde edilen verilere göre 5 yılın sonundaki toplam verimin ağaç baĢına 129.7 -283.6 kg aralığında değiĢim gösterdiğini belirtmiĢtir.

Baktır ve ark. (1992), Antalya Ģartlarında kayısı üzerinde yaptıkları adaptasyon araĢtırmasında, en erken meyve olgunlaĢmasının 22 Mayıs‟ta ve en geç meyve olgunlaĢmasının 7 Temmuz‟da olduğunu saptamıĢlardır. AraĢtırıcılar, bazı çeĢitlerin ġubat ayında çiçek açmalarına karĢın, mart ayında çiçek açan çeĢitlere göre daha geç hasad olgunluğuna eriĢtiklerini belirtmiĢlerdir. Buna karĢın, bazı çeĢitlerin ise Mart ayında çiçek açmalarına karĢın, Ģubat ayında çiçek açan çeĢitlere göre daha erken hasat olgunluğuna eriĢtiklerini saptamıĢlardır. Bu araĢtırmada yer alan çeĢitlerin meyve ağırlıkları incelendiğinde, ilk sırada 56.16 g ile Fransız orijinli olan Canino çeĢidinde belirlemiĢlerdir

Özyörük ve Güleryüz (1992), yaptıkları çalıĢmada Iğdır Ovası‟nda yetiĢtirilen bazı kayısı çeĢitlerinin çiçeklenme süresinin 8 ile 12 gün, tam çiçeklenmeden meyve olumuna kadar olan sürenin de 80 ile110 gün arasında görüldüğünü bildirmiĢlerdir.

KaĢka ve ark. (1993), 1981 ile 1990 yılları arasında Alata Bahçe Kültürleri AraĢtırma Enstitüsü‟nde yaptıkları kayısı adaptasyon çalıĢmasında ülkemizin farklı bölgelerinden elde edilen 15 yerli çeĢit ile 16 yabancı kayısı çeĢidinin pomolojikve fenolojik özelliklerini

(20)

Joubert Foulon, Precoce de Colomer, San Castrese ve Sakıt–2 çeĢitlerinin Akdeniz kıyı Ģeridine uygun olduğunu belirtmiĢlerdir.

Yalçınkaya ve ark.(1993), 1974 ile 1992 yılları arasında Malatya Meyvecilik AraĢtırma Enstitüsü‟nde Malatya‟dan ve ülkemizin diğer illerinden elde edilen 25 yerli ve 8 yabancı çeĢit ile kayısı adaptasyon çalıĢmalarını sürdürmüĢlerdir. Yapılan çalıĢmaların sonuçlarına göre meyve kalitesi ve verim bakımından Aprikoz, Çekirge–52, Çöloğlu, Delicious, Hacıkız, Wilson çeĢitlerinin, sanayilik bakımından ise, Çataloğlu, KabaaĢı veHacıhaliloğlu çeĢitlerinin olumlu sonuçlar verebilcek çeĢitler olduğu belirlenmiĢtir.

Ayanoğlu ve KaĢka (1993), Mersin‟in Mut ilçesinde 1987‟ de ve Mersin‟ in Silifke ilçesinde 1988‟de farklı çeĢitler üzerinde yaptıkları kayısı adaptasyon çalıĢmalarında erkencilik yönünden Silistre Rona ve Precoce de Tyrinthe, verimlilik yönünden Caninove Precoce de Colomer, meyve kalitesi bakımından ise Bebeco ve Sakıt–2 çeĢitlerinin olumlu sonuçlar verebileceğini belirlemiĢlerdir.

PaydaĢ ve KaĢka (1993), soğuklanma ihtiyacı düĢük olan çeĢitleri kullanarak Adana ilinde tesis ettikleri adaptasyon denemesinde elde ettikleri veriler neticesinde kalite özellikleri, verim ve erkencilik açısından Beliana, Feriana, Priana, Precoce de Colomer ve Precoce de Tyrinthe çeĢitlerinin Akdeniz‟in bütün kıyı Ģeridinde olumlu sonuçlar vereceğini belirlemiĢlerdir.

Garcia ve ark. (1993), yaptıkarı bir çalıĢmada Ġspanya‟nın deniz seviyesinden yüksekliği 175 m olan Santomera ve deniz seviyesinden yüksekliği 600 m olan Cehegin bölgelerinde farklı kayısı çeĢitlerinden elde ettikleri verilere göre ılıman bölgelerde çiçeklenme periyodu süresinin soğuk bölgelere oranla daha fazla olduğunu belirtmiĢlerdir. Bu çalıĢmaya göre ılıman bölge olan Santomera‟ da meyve olgunlaĢması, soğuk bir bölge olan Cehegin‟e göre yaklaĢık 8 gün daha erken gerçekleĢmektedir.

Bolat ve Güleryüz (1993), Erzincan ilinde ele aldıkları bir çalıĢmada geç oluma gelen 120 adet yabani kayısı tipinin olduğunu ve bu tipler arasından geç oluma gelen 14 tipe ait meyve ağırlıklarının 20.25 - 46.12 g değerleri aralığında farklılık gösterdiğini belirtmiĢlerdir. AraĢtırıcılar elde ettikleri verilere göre bu tiplerden 4‟ünün Eylül„ün ilk haftası, 6‟sının sonraki hafta, 2‟sinin üçüncü haftada ve 2 tanesinin de son haftada oluma geldiğini belirtmiĢlerdir.

(21)

Pedryc ve Szabo (1993), yaptıkları çalıĢmada Orta Asya‟nıın bir çeĢidi olarak bilinen Kechpsar çeĢidinin çok geç olgunlaĢtığını ve aynı zaman bu çeĢitin hibritlerinin ise Ağustos‟un sonlarından Eylül‟ ün ortalarına kadar ancak olgunlaĢabildiğini belirtmiĢlerdir.

Özakman ve Ünal (1994), yaptıkları bir seleksiyon çalıĢmasında Ege Bölgesi‟nden alınan erkenci çeĢitleri Menemen ilçesi Ģartlarına göre incelemiĢler. Bu çalıĢmada elde ettikleri verilere göre; 1342, 1296 ve 1294 numaralara ait tiplerin bu bölgede üretimi gerçekleĢtirilen çeĢitlere oranla daha erkenci ve kaliteli olduklarını saptamıĢlardır.

Badanes ve ark. (1998), yaptıkları bir çalıĢmada kayısı çeĢitlerinin ismine doğruluğun tespit etmede morfolojik özellikleri kullanmanın mümkün olabildiğini, ancak bu özelliklerin çevre koĢullarında çok fazla etkilendiğini bildirmiĢlerdir.

Asma ve ark. (1998), yürüttükleri bir araĢtırmada yerli ve yabancı standart kayısı çeĢitlerinin ve ıslah edilmemiĢ gen kaynağı olarak önem taĢıyan yabancı kayısı formlarının toplanmasını, bu çeĢitlere ait bilgilerin belirlenmesini, eldeki materyallerin muhafaza edilmesini ve kayısı ıslahında kullanılmasını amaç edinen bir çalıĢma gerçekleĢtirmiĢledir. Bu çalıĢmada, seleksiyon ıslahı ve melezleme ile elde edilmiĢ olan kayısı genotipleri, yabancı kayısı çeĢitleri, gen merkezi Türkiye olan standart kayısı çeĢitleri ve yöresel çeĢitler olmak üzere toplamda 233 kayısı çeĢidi ve genotipi kullanılmıĢtır. Elde edilen verilere göre meyve veren 174 çeĢidin olduğu ve aynı zamanda bunların pomolojik, fenolojik özellikleri ve verimleri belirlenmiĢtir.

Gülcan ve ark. (2001), yürüttük leri bir çalıĢmada Malatya„nın ekolojik Ģartlarında 64 kayısı çeĢidinin, Adana „nın Pozantı ilçesinde de 12 kayısı çeĢidinin pomolojik özelliklerini incelemeye almıĢlardır. Malatya„daki çeĢitlerin çiçeklenmesinin 16 Martta baĢlayıp 20 Nisan tarihinde tamamlandığını, Pozantı ilçesindeki çeĢitlerin ise 23 Martta baĢlayıp 5 Nisan tarihinde tamamlandığını ve buna göre Malatya‟daki kayısı çeĢitlerinin çiçeklenme sürecinin Adana‟daki çeĢitlere göre daha uzun olduğunu saptamıĢlardır. AraĢtırıcılar çeĢitlerde kendine uyuĢmazlığın belirlenmesi için kendilemenin yapıldığı ve bu iĢlemden elde edilen sonuçların meyve tutma oranlarına göre kendine uyuĢur olma özelliğin olmasının 32 kayısı çeĢidinde ortaya çıktığını belirlemiĢlerdir. AraĢtrıcılar, Malatya‟daki kayısı çeĢitlerinin hasatını 19 Haziran ile 4 Eylül, Pozantı‟daki kayısı çeĢitlerinin haĢatının da 7 ile 9 Temmuz tarihleri arasında gerçekleĢtiğini belirtmiĢlerdir. Bu çeĢitler arasından Malatya „da bulunan “Levent” çeĢidinin geç oluma gelen bir çeĢit olduğunu ve 4 Eylül‟ de hasatının gerçekleĢtiğini bildirmiĢlerdir. Yine araĢtırmacılar, Malatya bölgesinde yetiĢtirciliği yapılan kayısı çeĢitlerinin meyve ağırlıklarının 10.7 ile 60 g, SÇKM miktarlarının %10.8 ile 24.5, titre edilebilir asitlik oranlarının %0.16 ile 2.49 arasında

(22)

miktarlarının %15.1 ile 23.8 ve titre edilebilir asitliklerinin %0.33 ile 0.46 arasında olduğunu saptamıĢlardır.

Batmaz (2005), ele aldığı bir çalıĢmada Akdeniz bölgesindeki 23 çeĢit kayısının özelliklerini belirlemeyi amaç edinmiĢtir. Yaptığı bu çalıĢmada tam çiçeklenme tarihin 28 ġubat ile 24 Mart, meyvelerin olgunlaĢma tarihinin 9 Mayıs ile 9 Haziran arasında olduğunu gözlemlemiĢtir. AraĢtırmacı bu çalıĢmada elde ettiği verilere göreortalama meyve ağırlıklarının 23.3 ile 70.9 g, çekirdek ağırlıklarının 2.4 ile 6.2 g ve meyve et/çekirdek oranlarının 8.5 ile 21.1 aralığında olduğunu, toplam asitlik miktarının % 1.06 ile 2.66, SÇKM „nin % 8.1 ile 14.7 ve pH değerinin 3.14 ile 3.97 aralığında olduğunu belirtmiĢtir.

Liu ve ark. (2008), Dünya üzerindeki kayısı türlerinin onda dokuzunun gen merkezinin Çin olduğununu belirtmiĢlerdir. AraĢtırmacılar yaptıkları bu çalıĢmada 643 kayısı çeĢidinin, Çin‟in kuzey doğusundaki Liaoning eyaletinde yer alan Yingkou Ģehrininin Xiongyue kasabasındaki Ulusal Genetik Kaynak Havuzu „nda toplandığını ve burada kayda alındığını bildirmiĢlerdir.

Dwivedi ve ark. (2008), yaptıkları bir çalıĢmada Hindistan bölgesinde nadir olarak bilinen fakat ticari bakımdan umutlu görünen bazı kayısı çeĢitlerini incelemiĢlerdir. AraĢtırıcılar bu çeĢitlerden, „‟Rakcheykarpo” çeĢidinin genel olarak sofralık, “Halman” çeĢidinin de kurutmalık olarak yetiĢtirildiğini, “Tokpopa” çeĢidinin ise hem sofralık hem de kurutmalık olarak üretiminin yapıldığını belirtmiĢlerdir. Yine araĢtırmacılar bu çalıĢmada “Rogansulu, küçük meyveli ve erkenci çeĢit olarak „‟ Rogan‟‟ kayısı çeĢidinin olduğunu, %30.9 „luk SÇKM ile en umutlu görünen çeĢidin „‟Suka‟‟ kayısı çeĢidi olduğunu saptamıĢlardır.

Nazlı ve ark (2008), Malatya „daki ekolojik Ģartlarda bazı kayısı çeĢitlerine ve genotiplerine ait meyve eti sertliğini incelemiĢlerdir. AraĢtırıcılar yaptığı bu çalıĢmada, No:2 Zerdali genotipine ait değeri 1.04 kg/cm2, ġekerpare çeĢidinde bu değeri 1.76 kg/cm2, KabaaĢı

çeĢidinde 1.74 kg/cm2, Royal çeĢidinde bunu 1.07 kg/cm2

ve Adilcevaz 5 çeĢidinde ise bu değeri 3.34 kg/cm2 olarak elde ettiklerini belirtmiĢlerdir.

Abacı ve Asma (2010), Malatya „da birbirinden farklı iklim özellikleri gösteren 3 ayrı bölgede, “Hasanbey, Hacıhaliloğlu, Çataloğlu ve KabaaĢı”kayısı çeĢitleriyle yaptıkları bir çalıĢmada ekolojik Ģartlarların bu kayısı çeĢitleri üzerinde pomolojik, fenolojik ve kalite özelikleri bakımında nasıl bir etki gösrediğini saptamayı amaçlamıĢlardır. AraĢtırıcılar Pomolojik ve fenolojik özelliklerinin çevredeki Ģartlardan farklı seviyelerde etkilendiğini belirtmiĢlerdir. Yaptıkları bu çalıĢmaya göre, çiçeklenme döneminin, hasat ve meyve geliĢim

(23)

süresinin rakımdan çok fazla etkilendiğini belirtirken, toplam asitlik, SÇKM, meyve ve çekirdek ağırlığı, meyve rengi, et çekirdek oranı, , tohum tadı, çekirdek Ģekli ve meyve Ģeklinin rakımın etkisi altında pek fazla kalmadığını bildirmiĢlerdir.

Russoa ve Andrea (2010), yaptıkları bir çalıĢmada, kayısı çeĢitliliği bakımından zengin ve bu çeĢitlerin yok olma durumunun olduğu Güne Ġtalya bölgesinde, bu genotiplere ait bilgileri toplamayı ve bu çeĢitlerin korunmasını amaç edinmiĢlerdir. AraĢtırıcılar bu çalıĢmada bölgedeki kayısı çeĢitlerinin pomolojik ve morfolojik özellikleri ile meyvelerin pazara sunum açısından olum tarihleri arasında büyük bir çeĢitlilik gösterdiğini belirtmiĢlerdir.

Asma (2011), Uzun yıllar Ġnönü Üniversitesi Kayısı AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Kayısı Koleksiyon Bahçesi‟nde devam ettirdiği gözlemleri neticesinde “ KabaaĢı, levent, Precoce de Tyrinthe ve Silistre de Rona”, kayısı çeĢitlerinin erkenci „‟Zard veRoxana” çeĢitlerinin ise geç çiçek açan çeĢitler olduğunu ve erken ile geç çiçek açan kayısı çeĢitleri arasında 5-8 günlük bir farkın olduğunu belirtmiĢtir.

Mratinic ve ark. (2011), yürüttükleri bir çalıĢmada Makedonya bölgesinde bulunan kayısı çeĢitlerinin fenolojik, morfolojik ve pomolojik özelliklerini belirlemeyi amaç edinmiĢlerdir. AraĢtırıcılar bu çalıĢmada ağaç ve meyve özellikleri bakımından farklılık gösteren 19 kayısı çeĢidini ele almıĢlardır. Kontrol çeĢidi olarak fenolojik verileri karĢılaĢtırmak amacıyla „‟Hungarian Best‟‟ kayısı çeĢidini kullanmıĢlardır. Elde ettikleri verilere göre eldeki çeĢitlerin kontrol çedinden daha erken çiçeklendiğini ancak hasat tarihin 7 çeĢitte kontrol çeĢidinden daha sonra gerçekleĢtiğini bildirmiĢlerdir.

Milinovic ve ark. (2012), 2010 ile 2011 yılları arasında yaptıkları bir çalıĢmada meyve zemin renginini ve pomolojik özelliklerin kayısı çeĢitlerinde etkisini belirlemek için „‟Harlayne, Harogem, Hargrand ve pinkcot‟‟ çeĢitlerini incelemiĢlerdir. Yaptıkları bu çalıĢmada “Harlayne, Harogem ve Hargrand” çeĢitlerinin 4 gün arayla çiçeklenmelerinden sonra meyve zemin renginin ölçümlerinin 94 ile 117 arasında, „‟Pinkcot‟‟ çeĢidinin ise çiçeklenmesinden sonra meyve zemin renginin ölçümünün 81 ile 99 gün arasında yaptıklarını belirtmiĢlerdir. AraĢtırıcılar hem 2010 hem de 2011 yılında çeĢitlerde meyve enini, meyve boyunu, meyve ağırlığını, meyve eti sertliğini ve SÇKM‟ yi ölçmüĢlerdir. Kullandıkları tüm çeĢitlerde hasat tarihinden 10 gün öncesinde yaptıkları renk tayinlerinde oldukça fazla farklılıklar elde etmiĢlerdir. Elde ettikleri verilere göre 2010 „ da 47.79 ile „‟ Hargrand‟‟ ve 47.30 ile „‟ Harlayne‟‟ çeĢitinin en büyük b*

değerine sahip olduğunu saptamıĢlardır. 2011 „ de yaptıkları renk tayininde ise L* ve a* değerlerinin 2010‟ a göre düĢtüğünü ve en büyük farkın

(24)

pomolojik incelemelerde “Harlayne” çeĢidinin dıĢındaki kayısı ĢeĢitlerinde iki büyüme dönemi için de büyük değiĢiklikler olduğunu saptamıĢlardır. Ortalamanın altındaki yağıĢ miktarının ve aniden değiĢen sıcaklıkların meyvenin rengini ve meyvenin kalitesini etkilediğini belirtmiĢlerdir.

Korekar ve ark. (2013), Himalayalarda bulunan Adakh bölgesinde iki yıl süren çalıĢmalarında, birbirine yakın Ģartlara sahip ortamlarda yetiĢebilen 17 çeĢit kayısının fenolojik, pomolojik ve morfolojik özellikleri üzerinde inceleme yapmıĢlardır. AraĢtırıcılar bu çalıĢmada tomurcuklanmada, çiçek açmada, meyvenin hasat tarihlerinde, meyvenin ağırlığında, çekirdek ağırlığında, SÇKM‟ de ve toplam asitlik miktarın oldukça geniĢ varyasyonlar elde etmiĢlerdir. AraĢtırmacılar burada yetiĢen kayısı çeĢitlerinde meyvelerin ağırlıklarının düĢük miktarda olduğunu bildirirken, 16 çeĢitte genel olarak ortalama ağırlığının 35.1 g‟dan düĢük olduğunu yalnızca bir çeĢitte bu değerden yüksek olduğunu belirtmiĢlerdir. SÇKM değerinin ise tüm çeĢitlerde %16,1 ile 20,6 arasında farklılık gösterdiğini saptamıĢlardır. AraĢtırıcılar morfolojik ve fenolojik özellikler bakımından çeĢitler arasında korelasyonu tespit ettiklerini ve meyvenin geliĢim periyodu ile meyvenin ağırlığı arasındaki korelasyonun düĢük olduğunu bildirmiĢlerdir.

Krichena ve ark. (2014), gen merkezi Tunus olan 112 tane kayısı çeĢitinin ve genotiplerinin morfolojik özelliklerini saptamak için bir çalıĢma yapmıĢlardır. AraĢtırıcılar bu çalıĢmada meyvenin Ģeklini meyvenin büyüklüğünü, meyvenin et rengini, meyvenin yüzey rengini ve yaprak büyüklüğünü ölçmek için UPOV deskriptöründe buluna 42 tane özellik ele almıĢlardır. Yaptıkları bu çalıĢmada elde ettikleri verilere göre yer 6 adet kayısı genotipinde diktörtgene benzeyen yaprak Ģeklinden dolayı UPOV yönergesi ile uyum göstermediğini bildirmiĢlerdir. AraĢtırıcılar çalıĢma sonuçlarına kayısların çeĢitlerini ile genotiplerini; meyve ağırlığı küçük olan ve meyve üzerinde renklenme görülmeyen genotipler ile meyve ağırlığı orta veye büyük olan ve meyve üzerinde renklenme görülen genotipler olmak üzere 2 gruba ayırmıĢlardır. Yaptıklar bu çalıĢmays göre çalıĢma Tunus„ta bulnan kayısı genotiplerinin ve çeĢitlerinin Ġtalya, Ġspanya ve ülkemiz kayısılarında da görüldüğü gibi oldukça yüksek farklılık olduğunu belirtmiĢlerdir.

Bilgin ve ark.(2016), Malatya kurutmalık çeĢitlerini ve Ġzmir sofralık çeĢitlerini Ege Üniversitesinde yürüttükleri bir çalıĢmada ele almıĢlardır. Bu iki farklı ekolojik koĢullara sahip çeĢitlerden sofralık olan “Tokaloğlu, Iğdır, Precoce de Tyrinthe” ile kurutmalık olan “ Hacıhaliloğlu ve KabaaĢı” kayısı çeĢitlerine ait fenolojik özellikleri saptamak amacıyla, üç yıl boyunca tomurcukların kabarmasını, pembe tomurcuklanma dönemi, çiçeklenmenin baĢlangıcı, tam çiçeklenmenin olması, çiçeklenmeni tamamlanması, yaprak oluĢumu ve yaprak dökümünün

(25)

gerçekleĢmesi aĢamalarını gözlemlemiĢlerdir. AraĢtırmacılar yaptıkları çalıĢma sonucuna göre, iki ekolojik koĢulda da genel olarak, Mart ayında tomurcukların kabardığı ve yaklaĢık olarak Ġzmir ilinde 3 ile 15, Malatya ilinde ise 3 ile 35 günün sonunda pembe tomurcuklanma döneminin gerçekleĢtiğini bildirmiĢlerdir. Yıllara bağlı olarak çiçeklenme döneminde Ġzmir ilinde iki haftalık, Malatya ilinde ise sekiz haftalık bir fark olduğunu ve eklojik Ģartlar ile yıllara göre çiçeklenmenin Mart ile Nisan ayları arasında gerçekleĢtiğini ve bu dönemin pek uzun sürmediğini belirtmiĢlerdir. AraĢtırıcılar inceledikleri özelliklerin lokasyona, çeĢide ve yıllara paralel olarak farklılık gösterdiğini bildirmiĢlerdir.

Bahar ve ark.(2016), Antalya ilinin Manavgat ilçesinde 2007 ile 2012 yılları arasında yürüttükleri bir çalıĢmada bu ilçedeki bir üreticinin bahçesinde yer alan “ Ninfa, Precoce de Tyrinthe ve Beliana” kayısı çeĢitlerini incelemiĢlerdir. Bu çeĢitlerde; meyve iriliğini, çiçeklenme dönemini, tohum ağırlığını, hasat tarihini, asitliği, SÇKM‟ yi ve ağaç baĢına düĢen verimi ele almıĢlardır. En erkenci kayısı çedinin 2007 ile 2009 yıllarında 8 Mayıs‟ta, 2008 ile 2010 yıllarında 10 Mayıs‟ta, 2011 ile 2012 yıllarında da 11 Mayıs‟ta olgunlaĢarak hasat olumuna gelen “Ninfa “ kayısı çeĢidinde gözlemlemlendiğini bildirmiĢlerdir. 6 yıl boyunca yaptıkları çalıĢmada en meyve veren çeĢidin her yıl “Precoce de Tyrinthe” kayısı çeĢidi olduğunu saptamıĢlardır. Yine araĢtırıcılar çalıĢma sonuçlarına göre ağaç baĢına elde edilen en yüksek verimin 2007‟ de 7.81 kg/ağaç, 2010„ da 50.36 kg/ağaç ve 2012‟ de 79.54 kg/ ağaç ile “Ninfa” çeĢidine ait olduğunu bildirmiĢlerdir. AraĢtırıcılar çalıĢmanın sonuçlarına dayanarak Manavgat ilçesi için verim ve erkencilik açısından “Ninfa” çedinin meyve kalitesi açısından da P. de Tyrinthe çeĢidinin umut verci çeĢitler olduğunu bildirmiĢlerdir. AraĢtırmacılar yaptıkları çalıĢmayla kayısı çeĢitlerinde erkenciliği, verimi ve kaliteyi ölçüp, rakımı düĢük olan yerlerde üreticiler için kazançlı olan erkenci kayısı çeĢitlerini belirlemeyi amaç edinmiĢlerdir.

(26)
(27)

3. MATERYAL ve METOT

3.1. Materyal

AraĢtırma 2017-2018 yılları arasında Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü AraĢtırma ve Uygulama Bahçesindeki zerdali üzerine aĢılı olan ġam, Karacabey, Tokaloğlu, ġekerpare ve Hasanbey çeĢitleri üzerinde yürütülmüĢtür. Kayısı bahçesi iki parsel Ģeklinde dikilmiĢ olup parseller arasında „‟1 yaĢ‟‟farklılığı vardır. Birinci parsel 2012 yılında ikinci parsel ise 2013 yılnda dikilmiĢtir. Bahçemizde toplamda 17 kayısı çeĢidi vardır. Bunlar birinci parsele 10 sıra ve ikinci parsele 10 sıra olmak üzere toplam 20 sıra olarak dikilmiĢtir. Bu çalıĢmada ele aldığımız çeĢitlerden ġam 2. Parselde diğer dört çedimiz ise ikinci parselde yer almaktadır. ÇeĢitlere ait ağaçlar 5 x 5 m sıra arası ve sıra üzeri mesafelerde dikilmiĢtir. Ağaçlar dikimden itibaren doruk dallı terbiye sistemine uygun olarak ĢekillendirilmiĢtir. Gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi teknik ve kültürel iĢlemler standartlara uygun olarak yürütülülmektedir.

ġekil 3.1. Kayısı bahçesinden genel fotoğraflar

3.1.1. AraĢtırma Alanı

Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Kayısı deneme parselinde yürütülmüĢtür. Elde edilen veriler Dicle Üniveritesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Pomoloji Laboratuvarı ve GAP Uluslararası Tarımsal AraĢtırma ve Uygulama Merkezi laboratuvarında incelenmiĢtir. Bu çalıĢmada, kulanılan kayısı çeĢitlerine ait meyve ve yaprak fotografları Ģekil 3.2 ile Ģekil 3.3‟te ve materyallerin alındığı kayısı bahçesi ile ilgili fotoğraflar ise Ģekil 3.4‟te verilmiĢtir. Kayısı ağaçlarında yapılan ölçümler de Ģekil 3.5‟te verilmiĢtir.

(28)

ġekil 3.2. AraĢtırmada kullanılan kayısı çeĢitlerine ait meyve fotografları

(29)

ġekil 3.3. AraĢtırmada kullanılan kayısı çeĢitlerine ait yaprak fotografları

(30)

(31)

ġekil 3.5. Kayısı bahçesinde yapılan ölçümlere ait bazı fotoğraflar

(32)

3.1.2. Diyarbakır Ġlinin Ekolojik Durumu

Diyarbakır ilinde sert karasal iklim hakimdir. Genel olarak yazları sıcak ve kurak kıĢları soğuk geçer. KıĢ soğukluğu Doğu Anadolu bölegesine göre daha azdır. Çünkü Güneydoğu Toroslarının uzanıĢı kuzeyde gelen soğuk rüzgarları keserek bu soğuk rüzgarın bu bölgeye iletilmesini kısmen engeller. Meteoroloji verilerine göre Diyarbakır ili sınırları içerisinde ortalama 31 0C ile en sıcak ay, ortalama 1.8 0C ile en soğuk ay görülmektedir. Günümüze kadar yapılan ölçümlere göre 21 Temmuz 1937 tarihinde 46.2 0

C ile en yüksek sıcaklık ve 11 Ocak 1933 tarihinde -24. 2 0C ile en düĢük sıcaklık değerleri gözlemlenmiĢtir. Barajların son zamanlarda oluĢturduğu yapay göller (Atatürk, Silvan, Karakaya ve Batman barajları) geniĢ buharlaĢma yüzeylerine neden olmuĢtur. Buna bağlı olarak da Diyarbakır Havzası kuru nisbi nem miktarında artıĢ meydana gelmiĢtir. Daha çok aralık ve ocak ayında ortalama nisbi nem miktarı yüksek değerlerde ölçülmektedir. Ortalama nisbi nem miktarı bu aylarda %77‟lere yükselirken Temmuz ve Ağustos aylarında %20‟lere kadar düĢebilmektedir (DĠTÖ, 2019). Diyarbakır ilçe haritaları ġekil 3.6‟da verilmiĢtir(DĠH, 2019).

(33)

3.2. Metot

3.2.1. Fenolojik gözlemler

2018 yılı içerisinde yürütülen bu çalıĢmada bazı fenolojik özellikler gözlemelenerek incelenmiĢtir.

Tomurcuk kabarması: Koyu kahverengi pulların sarıyeĢil renge döndüğü devrede gözlemler alınmıĢtır.

Tomurcuk uyanması: Tomurcukta pembe renkli taç yaprakların görüldüğü devrede gözlemler alınmıĢtır.

Çiçeklenme baĢlangıcı: Çiçeklerin %5‟inin açıldığı tarihten itibaren gözlemler alınmıĢtır.

Tam çiçeklenme: Çiçeklerin %70‟inin açıldığı tarihtir.

Çiçeklenme sonu: Taç yaprakların %95'inin döküldüğü dönemde gözlemler alınmıĢtır. Meyvenin hasat zamanı: Meyvenin çeĢide özgü irilik, sertlik, renk ve tadını aldığı dönemde hasat yapılmıĢtır.

Yaprak dökümü: Yaprakların %70‟inin dökülmeye baĢladığı dönemde belirlenmiĢtir. 3.2.2. Morfolojik ve Pomolojik Özellikler Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi kayısı bahçesinde yürütülen çalıĢmada Morfolojik ve Pomolojik özelliklerde yapılan analizlerde aĢağıdaki bazı ölçümler yapılıp her çeĢitten tesadüfen seçilen 20 meyvede deneme gerçekleĢtirilmiĢtir.

Ağaç verimi (kg): Tartı yoluyla tespit edilmiĢtir. Ağaç taç yüksekliği(cm): ġerit metre ile ölçülmüĢtür.

Ağaç taç hacmi (m3): Koni hacmi alanın hesaplanmasına göre hesaplanmıĢtır.

Ağaç taç alanı (m2): Daire alan hesaplanmasındaki formüle göre hesaplanmıĢtır.

Taç geniĢliği geliĢimi (cm) (Kuzey- Güney): ġerit metre ile ölçülmüĢtür. Ağacın Gövde Uzunluğu (cm): ġerit metre ile ölçülmüĢtür

Ağaç gövde kesit alanı (cm2): Çemberin alan formülünden yararlanarak hesaplanmıĢtır.

Yaprak boyu (cm): Cetvel ile ölçülmüĢtür. Yaprak sap uzunluğu (cm): Cetvel ile ölçülmüĢtür.

Yaprak alanı: OlgunlaĢma baĢlangıcında sürgünün alttan 3 ile 5. boğumlar arasında bulunan yapraklardan her tipten 10‟ar adet alınarak „Winfolia‟ programı yardımıyla yaprak alanı

(34)

belirlenmiĢtir.

Çekirdeğin ete bağlanma durumu: Zor, Orta ve Kolay olarak değerlendirilmiĢtir. Meyvenin yarılma durumu: Meyvede yarılma gözlenmemiĢtir.

Çekirdek tadı: Çekirdeğin tadına bakılarak acı, orta ve tatlı olarak değerlendirilmiĢtir. Meyve eti ağırlığı ve çekirdek ağırlığı: 0.01 hassasiyetindeki tartı ile saptanmıĢtır. Meyve ağırlığı: 0.01 hassasiyetindeki tartı ile saptanmıĢtır.

Meyve eni ve boyu: Dijital kumpas ile ölçülmüĢtür. Meyve eti sertliği: Penetrometre ile ölçülmüĢtür.

Suda çözünebilir kuru madde miktarı (S.Ç.K.M.): Refaktometre ile belirlenmiĢtir. Meyve suyu pH‟sı: PH metre ile saptanmıĢtır.

Titre edilebilir asitlik: Titrasyon yöntemi ile saptanmıĢtır.

Meyve rengi: Denemede kullanılan çeĢitlere ait meyve kabuğu zemin rengi, meyve kabuğu üst rengi ve meyve eti rengi Minolta Renk Ölçer (Minolta CR-300) yardımıyla L*, a*, b* c* ve h0 değerleri hesaplanarak belirlenmiĢtir.

(35)

4. BULGULAR VE TARTIġMA

Bu çalıĢmada ele alınan çeĢitlere ait baĢta fenolojik gözlemler olmak üzere morfolojik ve pomolojik gözlemlerde elde edilen sonuçları sırasıyla aĢağıda belirterek benzer çalıĢmalarla karĢılartırdık.

4.1.Fenolojik Gözlemlere Ait Bulgular 4.1.1.Tomurcuk kabarması

Denemede ele alınan çeĢitlerde yapılan gözlemlerde 2-6 Mart tarihleri arasında yaklaĢık %80-90 arası bir bir kabarma tespit edilmiĢtir.

4.1.2.Tomurcuk uyanması

Denemede ele alınan çeĢitlerde yaplan gözlemlerde 2-8 Mart tarihleri arasında yaklaĢık %70-80 arası bir uyanma gözlenmiĢtir. Bu çeĢitler arasından en erken uyanma ġam çeĢidinde en geç uyanma ise Hasanbey çeĢidinde gözlemlenmiĢtir.

4.1.3. Çiçeklenme BaĢlangıcı

Çiçeklerin %5‟inin açıldığı tarihte gözlemler alınmıĢtır. Denemede yer alan çeĢitlerde çiçeklenme baĢlangıcı 6-8 Mart tarihleri arasında gözlemlenmiĢtir. Ġlk çiçeklenme ġam çeĢidinde en geç çiçeklenme ise Hasanbey çeĢidinde görülmüĢtür.

4.1.4. Tam çiçeklenme

Denemede ele alınan çeĢitlerden 8-12 Mart tarihleri arasında ġam, ġekerpare ve Tokaloğlu çeĢitlerinde yaklaĢık %70-80 arası çiçeklenme gerçekleĢmiĢtir. Ancak Karacabey ve Hasanbey çeĢitlerinde ise 8-17 Mart tarihleri arasında yaklaĢık %40-45 civarında bir çiçeklenme gözlemlemlenmiĢtir. Bu çeĢitlerde istenilen çiçeklenmeye ulaĢılmadan döküm gerçekleĢmiĢtir.

4.1.5. Çiçeklenme sonu

Denemede ele alınan çeĢitlerde yapılan gözlemlerde 14 Mart tarihinde itibaren çiçek dökümü belirlenmiĢtir. Bu döküm Mart ayının 3 ve 4. haftası boyunca devam etmiĢtir.

(36)

tarihleri arasında genel olarak meyve olumu belirlenmiĢtir. Bu çeĢitlerden en erken ġam, en geç ise ġekerpare ve Hasanbey çeĢitlerinde meyve olumu gözlemlenmiĢtir.

4.1.7. Yaprak dökümü

Denemede ele alınan çeĢitlerde yapılan araĢtırmada yaprak dökümü genel olarak Eylül ayının son haftası ile Ekim ayının ilk haftası arasında belirlenmiĢtir.

4.2. Morfolojik ve Pomolojik Özelliklere Ait Bulgular

Yapılan çalıĢmada morfolojik ve pomolojik özelliklere ait ölçümler için her çeĢitten tesadüfen seçilen 20 meyve incelenmiĢtir.

4.2.1. Ağaç verimi (kg)

Denemede yer alan çeĢitlere ait ortalama ağaç verimi hesaplandığında Hasanbey çeĢidinde 10 kg, Tokaloğlu çeĢidinde 20 kg, Karacabey çeĢidinde 24 kg, ġam çeĢidinde 25 kg ve ġekerpare çeĢidinde 30 kg olarak tespit edilmiĢtir. Yapılan gözlemlerde Hasanbey çeĢidinde meyve tutumu belirgin olarak gerçekleĢmediği için beklenen verime ulaĢılmamıĢtır.

4.2.2. Ağaç taç yüksekliği (cm)

Denemede yapılan ölçümlerde çeĢitlerde ağaç taç yüksekliği ġam‟da 330 cm, ġekerpare„de 388 cm, tokaloğlu‟nda 466 cm, Hasanbey‟de 470 cm ve Karacabey‟de 562 cm olarak elde edilmiĢtir.

4.2.3. Ağaç taç geniĢliği (cm)

Ağaç taç geniĢliği Kuzey- Güney yönlü olarak sırasıyla ġam çeĢidinde 430 cm, ġekerpare‟ de 596 cm, Hasanbey‟ de 590 cm, Tokaloğlu‟da 660 cm ve Karacabey‟de 686 cm olarak elde edilmiĢtir.

4.2.4. Ağaç taç hacmi (m3)

Yapılan ölçümlerde elde edilen değerlere göre Ģam çeĢidi 15.97 m3

, Ģekerpare 36.08 m3, Tokaloğlu 53.14 m3

, Hasanbey 42.83 m3 ve Karacabey çedidi de 69.24 m3 olarak elde edilmiĢtir.

(37)

4.2.5. Ağaç taç alanı (m2)

Denemede ele alınan çeĢitlerde ağaç taç alanı ġam„da 14.52 m2, Hasanbey‟de 27.34 m2

, Ģekerpare‟de 27.90 m2

, Tokaloğlu‟nda 34.21 m2 ve Karacabey‟de ise 36.96 m2 olarak elde edilmiĢtir.

4.2.6. Ağacın Gövde Uzunluğu (cm)

Denemede ele alınan çeĢitlerde ağacın gövde uzunluğu sırasıyla ġam çeĢidinde 60 cm, Karacabey çeĢidinde 61 cm, ġekerpare çeĢidinde 85 cm, Tokaloğlu çeĢidinde 91 cm ve Hasanbey ÇeĢidinde de 100 cm olarak elde edilmiĢtir.

4.2.7. Ağaç gövde kesit alanı (mm2 )

Denemede ele alınan çeĢitlerde öncelikle gövde çapı hesaplanıp daha sonra çemberin alan formülünden yararlanarak çeĢitlere ait değerler elde edilmiĢtir. Bu değerler sırasıyla Hasanbey çeĢidinde 788.24 mm2, ġekerpare çeĢidinde 1520.53 mm2

, ġam çeĢidinde 4073.77 mm2, Tokaloğlu çeĢidinde 10566.50 mm2 ve Karacabey çeĢidinde de16897.86 mm2 olarak elde edilmiĢtir.

Ağaç özellikleri ile ilgili yapılan ölçümlerde elde edilen verilere göre genel olarak ġam çeĢidi diğer ele alınan çeĢitlere göre daha kısa boylu ve daha dar yapılı olarak geliĢme göstermiĢtir. Karacabey çeĢidi ise daha uzun boylu ve daha geniĢ bir hacimde geliĢme gösremiĢtir.

Bu çalıĢmada yer alan çeĢitlerde; ağaç verimi, ağacın taç yüksekliği, ağacın taç geniĢliği, ağacın taç hacmi, ağacın gövde uzunluğu, ağacın gövde çapı, ağacın gövde çevresi, ağacın taç alanı ve ağacın gövde kesit alanı ile ilgili veriler Çizelge 4.1‟de verilmiĢtir. Bu çizelge incelendiğinde, çeĢitlere ait ağaç veriminin 10 kg (Hasanbey) ile 30 kg (ġekerpare), ağacın taç yüksekliğinin 330 cm (ġam) ile 562 cm (Karacabey, ağacın taĢ geniĢliği 4.30 cm (ġam) ile 686 cm (Karacabey), ağacın taç hacmi 15.97 m3 (ġam) ile 69.24 m3 (Karacabey), ağacın gövde uzunluğu 60 cm (ġam) ile 100 cm (Hasanbey), ağacın gövde çapı 114.60 mm (ġam) ile 168.70 mm (Karacabey) ağacın gövde çevresi 360 mm (ġam) ile 530 mm (Karacabey), ağacın taç alanı 14.52 cm2 (ġam) ile 36.96 cm2 (Karacabey) ve ağacın gövde kesit alanı 788.24 mm2

(38)

Çizelge 4.1. ÇeĢitlere ait bazı ağaç özellikleri Ġncelenen Özellikler ÇeĢitler

ġam Karacabey Tokaloğlu ġekerpare Hasanbey

Ağaç Verimi(kg) 25 24 20 30 10

Ağacın Taç Yüksekliği (cm) 330 562 466 388 470

Ağacın Taç GeniĢliği (cm) 430 686 660 596 590

Ağacın Taç Hacmi (m3

) 15.97 69.24 53.14 36.08 42.83

Ağacın Gövde Uzunluğu (cm) 60.00 61.00 91.00 85.00 100.00 Ağacın Gövde Çapı (mm) 114.60 168.70 138.46 122.55 127.32 Ağacın Gövde Çevresi (mm) 360.00 530.00 435.00 385.0 400.0 Ağacın Taç Alanı (m 2

) 14.52 36.96 34.21 27.90 27.34

Ağacın Gövde Kesit Alanı (mm2

) 4073.77 16897.86 10566.50 1520.53 788.24 4.2.8. Yaprak boyu (cm)

Denemede yer alan çeĢitlerde yaprak boyu saplı ve sapsız olmak üzere iki Ģekilde cetvel ile ölçülerek hesaplanmıĢtır. ÇalıĢmada her çeĢitten 10‟ar adet yaprak alınarak ortalama değerler elde edilmiĢtir.

4.2.9. Yaprak sap uzunluğu (cm)

Denemede her çeĢitten 10 adet alınarak cetvel ile ölçümler yapılmıĢtır. Daha sonra her çeĢit için ortalama değerler hesaplanmıĢtır. Elde edilen değerlere göre en kısa sap uzunluğu 2.84 cm ile Tokaloğlu, en uzun sap uzunluğu 4.93 ile Karacabey çeĢidinde saptanmıĢtır.

4.2.10.Yaprak Eni (cm)

Denemde yer alan çeĢitlerden 10‟ar adet yaprak alınarak cetvel ile yaprak eni hesaplanmıĢtır. Daha sonra her çeĢit için ortalama değerler alınarak yaprak eni değerleri belirlenmiĢtir. Sonuçlara göre en kısa yaprak eni 5.14 cm ile ġekerpare çeĢidinde, en uzun yaprak eni 6.59 cm ile Karacabey çeĢidinde saptanmıĢtır.

4.2.11. Yaprak alanı (cm2 )

Denemede yer alan çeĢitlerde olgunlaĢma baĢlangıcında sürgünün alttan 3 ile 5. boğumlar arasında bulunan yapraklardan her çeĢitten 10‟ar adet alınarak „Winfolia‟ programı yardımıyla

(39)

yaprak alanı belirlenmiĢtir. Daha sonra bunların ortalama değerleri hesaplanmıĢtır. Elde edilen verilere göre en küçük yaprak alanı 22.17 cm2

ile Ģekerpare çeĢidinde, en büyük yaprak alanı 35.85 cm2 ile Karacabey çeĢidinde elde edilmiĢtir.

Bu araĢtırmada yer alan çeĢitlerin yaprak uzunluğu(saplı), sap uzunluğu, yaprak boyu(sapsız), yaprak eni ve yaprak alanına ait ortalama değerler çizelge 4.2‟de verilmiĢtir. Çizelge incelendiğinde çeĢitlere ait ortalama yaprak uzunluğu(saplı) 9.8 cm (Hasanbey) ile 12.24 cm (Karacabey), ortalama yaprak sap uzunluğu 2.84 cm (Tokaloğlu) ile 4.93 cm (Karacabey), ortalama yaprak boyu(sapsız) 5,32 cm (ġekerpare) ile 7.87cm (ġam), ortalama yaprak eni 5.14 cm (ġekerpare) ile 6.59 cm (Karacabey), ortalama yaprak alanı 22.17 cm2

(ġekerpare) ile 35.85 cm2(Karacabey) değerleri arasında belirlenmiĢtir.

Bu konuda Yılmaz (2008), Malatya „nın iklim Ģartlarında 96 adet yerli kayısı çeĢitiyle yürüttüğü çalıĢmasında yaprak ayası boyunu uzun, orta, kısa olarak, yaprak ayasının enini geniĢ orta, dar ve yaprak sap uzunluğunu ise uzun, orta, uzun olarak tanımlamıĢtır.

Çizelge 4.2. ÇeĢitlere ait bazı yaprak özellikleri

Ġncelenen Özellikler

ÇeĢitler

ġam Karacabey Tokaloğlu ġekerpare Hasanbey

Yaprak uzunluğu (Saplı) (cm) 12.13 12.24 8.65 8.41 9.8

Yaprak sap uzunluğu (cm) 4.28 4.93 2.84 3.09 3.32

Yaprak boyu (sapsız) (cm) 7.87 7.41 5.81 5.32 6.48

Yaprak eni (cm) 6.35 6.59 5.68 5.14 5.42

Yaprak alanı (cm2) 34.33 35.85 25.53 22.17 24.31

4.2.12. Çekirdeğin meyveden ayrılma durumu

Denemede ele alınan çeĢitlerde her çeĢit için subjektif olarak çekirdeklerin meyveden ayrılması gerçekleĢtirilerek Zor, Orta veya Kolay olarak değerlendirilmiĢtir.

4.2.13. Çekirdek tadı

Denemede yer alan her çeĢit için çekirdeğin tadına bakılarak acı, orta veya tatlı olarak değerlendirilmiĢtir. Bu çeĢitlerden ġam ve Karacabey‟e ait çekirdekler tatlı, diğer çeĢitler ise acı olarak saptanmıĢtır.

(40)

4.2.14. Meyvenin yarılma durumu

Denemede ele alınan çeĢitlerde yapılan gözlemlerde meyvede yarılma belirlenmemiĢtir.

4.2.15. Meyve kabuğunda tüylülük

Denemede yer alan çeĢitlerde meyvede tüylülük elle dokunularak subjektif olarak belirlenmiĢtir. Buna göre ġekerpare ve Hasanbey çeĢidi az tüylü, diğer çeĢitler ise tüylü olarak saptanmıĢtır.

Bu araĢtırmada yer alan çeĢitlerin meyvelerinde yarılma bulunmamıĢtır. ÇeĢitlere ait meyvenin çekirdeğe bağlanma durumu, çekirdek tadı ve tüylülük durumu Çizelge 4.3„ te verilmiĢtir. Bu çizelge incelendiğinde, Karacabey ve Tokaloğlu çeĢitlerine ait meyvelerin çekirdeğe bağlanması kolay olup diğer çeĢitlerin ise zordur. Karacabey ve ġam çeĢitlerinin tadı acı olup diğer çeĢitlerin tadı tatlıdır. Hasanbey ve ġekerpare çeĢitlerinin az tüylü olup diğerlerinin ki ise tüylü‟dür. Bu konuda bazı araĢtırıcılar değiĢik çalıĢmalar yapmıĢlardır. Çizelge 4.3. ÇeĢitlere ait çekirdeğin meyveden ayrılma durumu, çekirdek tadı, tüylülük durumu ve hasat

tarihlerine ait değerler

ÇeĢit Adı Çekirdeğin Meyveden Ayrılma Durumu

Çekirdek Tadı Tüylülük Durumu

Hasat Tarihi

ġam Zor Acı Tüylü 08.06.2018

Karacabey Kolay Acı Tüylü 08.06.2018 Tokaloğlu Kolay Tatlı Tüylü 08.06.2018 ġekerpare Zor Tatlı Az Tüylü 07.06.2018 Hasanbey Zor Tatlı Az Tüylü 07.06.2018

4.2.16. Meyve eti sertliği (N)

Deneme yer alan çeĢitlerden 20‟ Ģer adet Meyve alınarak penetrometre ile ölçüm yapılıp her çeĢit için 20 meyvenin ortalaması alınmıĢtır.Elde edilen bulgularda Meyve eti sertliği değeri 394 N ile Hasanbey çeĢidinde ve 593 N ile Karacabey çeĢidinde elde edilmiĢtir.

(41)

ġekil 4.1. Penetrometre ile meyve sertliğinin ölçümüne ait fotoğraf 4.2.17. Meyve eni ve boyu (mm)

Yapılan çalıĢmada denemede kulanılan çeĢitlerden 20‟Ģer adet alınarak dijital kumpas ile Meyve eni (Dar ve geniĢ) ve Meyve boyu ölçümleri yapılmıĢtır. Daha sonra elde edilen değerlerin ortalaması alınmıĢtır. Elde edilen değerlere göre Meyve eni hem dar hem de geniĢ olarak en küçük değerlere ġekerpare çeĢidinde, en büyük değerlere ise Karacabey çeĢidinde rastlanmıĢtır. Meyve boyunda da en küçük değere ġekerpare çeĢidinde, en büyük değere Hasanbey çeĢidinde rastlanmıĢtır. Bu değerler ayrıntılı olarak çizelge 4.4‟te verilmiĢtir.

4.2.18. Meyve ağırlığı (g)

Bu çalıĢmada denemede kulanılan çeĢitlerden 20‟Ģer adet alınarak hassas terazide 0.01 hassasiyetindeki tartı ile ölçümler yapılmıĢtır. Daha sonra her çeĢit için ortalama değerler saptanmıĢtır. Elde edilen verilere göre en az meyve ağırlığına 34.40 g ile ġekerpare çeĢidinde, en çok meyve ağırlığına ise 56.40 g ile Karacabey çeĢidinde raslanmıĢtır.

(42)

meyve etleri hassas terazide ayrı ayrı tartılmıĢtır. Daha sonra elde edilen değerlerin ortalaması alınmıĢtır.Buna göre en az meyve eti ağırlığı 31.46 g ile Ģekerpare çeĢidi, 53.52 g ile Karacabey çeĢidi olarak belirlenmiĢtir.

4.2.20. Çekirdek ağırlığı (g)

Yapılan çalıĢmada denemede kulanılan çeĢitlerden 20‟Ģer adet meyve alınarak bunların çekirdekleri çıkarılarak hassas terazide ayrı ayrı tartılmıĢtır. Daha sonra her çeĢit için çekirdek ağırlının ortalaması alınarak değerler saptanmıĢtır. En az çekirdek ağırlığı 1.06 g ile ġam, en çok ise 3.58 g ile Tokaloğlu çeĢidi olarak belirlenmiĢtir.

Bu çalıĢmada yer alan çeĢitlere ait ortalama meyve ağırlığı, meyve eni, meyve boyu, meyve eti ağırlığı, çekirdek ağırlığı ve meyve eti sertliği değerleri Çizelge 4.4 „te verilmiĢtir. Bu bağlamda, çeĢitlere ait ağaç baĢına düĢen ortalama meyve verimi ortalama meyve ağırlığı, meyve eni, meyve boyu, meyve eti ağırlığı, çekirdek ağırlığı ve meyve eti sertliği ile ilgili değerler Çizelge 4.4 „te verilmiĢtir. Bu çizelge incelendiğinde, ağaç baĢına düĢen ortalama meyve verimi 10 kğ (Hasanbey) ile 30 kğ (ġekerpare), meyve ağırlığının 34.71 g (ġekerpare) ile 55.25 g (Hasanbey) arasında, meyve eni 35.88 mm (ġekerpare-Dar) ile 84.97 mm (Hasanbey– GeniĢ), meyve boyunun en kısa 38.69 mm (ġekerpare) ile en uzun 49.92 mm (Hasanbey) arasında bulunmuĢtur. Genel olarak yapılan gözlemlerde demeneme yer alan çeĢitlerin Haziran ayının ilk haftası ve ikinci haftasında meyve olumuna geldiği belirlenmiĢtir. Bu çeĢitlerden en erken ġam çeĢidinin en geç ise Hasanbey ve Ģekerpare çeĢitlerinin olgunlaĢtığı gözlemlenmiĢtir. Bu konuda bazı araĢtırıcılar değiĢik bulgular elde etmiĢlerdir. Bazı araĢtırıcılar, kayısı tür ve çeĢitlerinin meyve ağırlığı, meyve eni, meyve boyu, meyve eti ağırlığı çekirdeğinin ağırlığı ve meyve eti sertliği ile değiĢik bulgular elde etmiĢlerdir.

Occarso (1977), Scillato kayısı çeĢidinin Sicilya‟da Mayıs sonu-Haziran baĢında, oluma geldiğini bildirmiĢtir. Özyörük ve ark. (1992), 5 kayısı çeĢidine ait tam çiçeklenmenin 31 Mart-6 Nisan, meyve olgunlaĢmasının 20 Haziran - 25 Temmuz tarihleri arasında ortalama meyve ağırlıklarının 24.9- 62.1 g, S.Ç.K.M. değerlerinin %13.5 -18.3, kuru randımanının %14.5 -18.8, asit içeriğinin %0.32-1.22 ve askorbik asit miktarlarının ise 11.0 ile -182 mg/100 g olarak Baktır ve ark.(1992), Silistre Rona çeĢidinin 22 Mayıs‟ta en erken meyve olgunluğuna, Ambrosia çeĢidinin de 7 Temmuz‟ da en geç meyve olgunluğuna geldiğini; Baya, Canino(Fransa) ve Precoce de Colomer çeĢitlerinin ise Haziran‟ın ilk haftasında meyve olumuna geldiğini, meyve ağırlığının 43.40 g ile Canino (Ġtalya), 43.41 g ile P.de Colomer, 43.56g ile Joubert Foulon ve 56.16 g ile Canino (Fransa) çeĢidi olarak, Egea ve ark. (1993), Beliana ve Hatif Colomer çeĢitlerinin dikimden 4 yıl sonra Ağaç baĢına 30 kg, Screara çeĢidinin ise 40 kg/ağaç ürün

Şekil

Çizelge 1.1. Kayısı Üretimi Potansiyelinin Önemli Olduğu Bazı Ġllere Ait Veriler  Ġller  M.V.Y.A
ġekil 3.1. Kayısı bahçesinden genel fotoğraflar  3.1.1. AraĢtırma Alanı
ġekil 3.6. Diyarbakır ilçeleri haritası (DĠH, 2019)
Çizelge 4.1. ÇeĢitlere ait bazı ağaç özellikleri  Ġncelenen Özellikler  ÇeĢitler
+7

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

Bu ülkelerden hangisinde doğum oranı hızla düşmektedir?.. 9- Bir akarsuyun bir kesitinden saniyede geçen su miktarına ne

Cc, contains a single element (the solution) and the iterates converge to this element.. IEEE TRANSACTIONS ON SIGNAL PROCESSING, VOL. The proofs of closure and convexity

Bu derlemede, erişkinlerde sepsis, akut menenjit, herpes enefaliti, nötropenik ateş, akut pnömoni, falsiparum sıtması, tetanoz, kolera ve diğer acil enfeksiyon hastalıkları

terimi ile nitelendirdiği varlığın karakteristiklerini tanımlamak; (2) Bürokrasinin büyüme olgusunu ve büyümeyi yaratan nedenleri belirlemek; (3) Bürokrasiyi parçası

Diğer taraftan Göğüs Ağırlığı ve Göğüs Oranı bakımından sonuçlar, Tablo 4.9’da, incelendiğinde AP*Cinsiyet interaksiyon etkisi ve cinsiyet etkisi önemsiz

Kan- ser aşılarının yapımında tümör proteinle- ri (antijenleri), tümör hücreleri, saldırgan proteinler (antikorlar), dendritik hücre- ler, DNA parçaları ve taşıyıcı

Yani ölü vücudun çürümesini durduran ve öncelikle bilim ve tıp eğiti- mi için kokusuz, katı ve dayanıklı örnekler üreten bir yöntem.. Plastinasyonda ilk adım

Her iki deneyde de, sağ temporo- parietal bölge manyetik alana maruz bırakıldığı durumlarda (nöronların normal çalışma düzeni bozulduğunda), deneklerin