• Sonuç bulunamadı

Mahmut Paşa ve çarşısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mahmut Paşa ve çarşısı"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

THE FASCINATING STORY OF

Mahmut P

ve Çarşısı

YİRMİ YIL İÇİNDE, İKİ KEZ

VEZİR-İ AZAMLIK YAPIP 1474'ÜN

SONUNDA KATLEDİLEN MAHMUT

PAŞA'NIN ADI, BUGÜN, İSTANBUL'UN

KOSKOCA BİR SEMTİNDE

YAŞIYOR.

TW ICE GRAND VEZİR IN THE

15TH CENTURY, M A H M U T

PAŞA GA VE H IS NAM E TO A

D ISTR IC T O F İSTANBUL.

H E WAS EXECUTED O N A

MURDER CHARGE IN 1474.

B y NİLGÜN U YSAL P hotos CEM AKKAN

Çocukluk anılarının en “allı-pullu-masallı” olanı mu­ hakkak ki, “çarşılar”a ait olanlardır.

Çarşılar ki hem gerçek yaşamın kendisidirler, hem de masalın dik alası. Renklerin bin türlüsü... Kokula­ rın enva-i çeşidi... insanların “tek tür” olmadığını da ilk kez çarşılarda anlarsınız.

Çocuklar, “büyüyüp de adam olmaya” çarşılarda “ka­ rar” verir. Çarşı kalabalığında “ezilm ek”ten kurtulma­ nın tek çaresi vardır. Bir an önce büyümek. Hem sonra büyüyünce, ne canınız çekmişse alabilirsiniz. Kimse “şimdi olm az” veya “düşünürüz” demez. Her çocuğun bir çarşısı vardır. Mahmutpaşa da o çarşılar­ dan biridir işte. Kalabalık, renkli, bitimsiz...

Bilir misiniz ki? Çarşı’ya adını veren Mahmut Paşa, Fatih Sultan M ehm et’in İstanbul’u aldıktan sonra, kendi eliyle tayin ettiği ilk Vezir-i Azam ı’dır. V e Mah­ mut Paşa, Osmanlı tarihinde Sadrazamlığa getirilmiş ilk devşirmedir...

Bazaars are part o f the stock-in-trade o f Turkish fairy tales. They are a microcosm o f human society, a world o f many colours and many fragrances, the place where children realise that people do not f i t into a sin­ gle mould.

In the bazaars children realise that life demands a struggle so as to avoid being crushed in the crowd when they grow up. Then again, when you grow up you can buy whatever takes your fancy. No one will be able to hurry you past enticing objects saying, “Not now, dear” or “I ’ll think about it. ” There is a bazaar in every c h i ld ’s dreams, a n d one o f them is Mahmutpaşa, crowded, c o lo u rfu l and seemingly

unending.

Mahmut Paşa, after whom this long street lined with shops is named, was the first grand vezir appointed by Sultan Mehmet the Conqueror after taking Istanbul in 1453■ M a h m u t Paşa was also the f ir s t devşirme

Bir rivayete göre, Mahmut Paşa, ana tarafından Sırp, baba tarafından da Rum asıllıdır. Hatta baba ceddinden Flantropinos adlı kişinin, Y u ­ nanistan emiri olduğu ve Bizans’ta imparator­ dan sonra K ayzer makamında bulunduğunu yazar bazı tarihçiler.

Mahm ut Paşa’nın İstan bu l’da adını v e r d iğ i semtte, ilk yaptırttığı bina, İstanbul’un fethin­ den sonra inşa edilen ilk camilerden olan ve 1463’te bitirilen Mahmut Paşa Camii’dir. Camiy­ le birlikte külliye ve çarşı da inşa edilmiş, baş­ langıçta yapılan dükkanların sayısı 265 iken, zamanla dükkanlar bölümlere ayrılmış ve sayı­ ları artırılmıştır.

Mahmutpaşa Çarşısı’nda, hamam ve çeşmeler de var. 1466’da yapılan ve yakınlarda restore edilerek turistik nitelik 'kazandırılan Mahmut Paşa Hamamı ise, İstanbul’da fetihten sonra

50 S K Y L IF E E K İM O C T O B E R 1 9 9 4 51 S K Y L IF E E K İM O C T O B E R 1 9 9 4 Harita / M a p A L P İŞMEN

(2)

(Christian youth conscripted as tribute into the sul­ tan ’s service) to serve as Ottoman grand vezir. The child o f a Serbian mother and a Greek father, some historians record that he was a descendant o f a man named Flantropinos who was governor o f Greece and held the rank o f kaiser, second in command to the Byzantine emperor.

The first building endowed by Mahmut Paşa in this district was the Mahmut Paşa Mosque completed in 1463 a n d on e o f the earliest mosques built in Istanbul fo l­ low in g the conquest. The mosque com plex in clu d e d various philanthropic institu­ tions and a bazaar to p ro ­ vide revenue f o r their upkeep. There were o rig in a lly 265 shops, but later these were p a r titio n e d to f o r m even m ore. M a h m u t Paşa also built a hamam ( Turkish bath house) and fountains f o r the use o f the shopkeepers. This hamam, the first to be built in Istanbul and dating from 1466, has recen tly been restored.

The m ain street o f Mahm ut Paşa’s district descends from

the G ra n d B a z a a r to

Eminönü. Heading downhill from the Grand Bazaar you pass Kürkçü Han, the khan o f furriers, a large stone com­ mercial building on the left. The khan has two storeys and two courtyards, and is the only surviving exam ple o f those co n s tru cte d d u rin g Sultan M ehm et IPs reign. M a h m u t Paşa also b u ilt numerous khans, mosques, tombs and schools elsewhere in Turkey, such as the khan in Ankara which today hous­ es the Museum o f Anatolian Civilisations.

Mahmut Paşa was taken prisoner as a young boy by Ottoman soldiers and brought to the city o f Edime, where he was p u rch a sed by a Turkish general, Mehmet Ağa, who educated him (his recorded accom­ p lish m en ts in c lu d e w ritin g p o e try u n d e r the pseudonym o f Adni), and then presented his protégé to Sultan Murat 11, father o f Mehmet the Conqueror. No doubt the youn g M a h m u t’s intelligence attracted

yapılan ilk hamam olarak kabul ediliyor.

Mahmutpaşa Çarşısı, Kapalıçarşı’dan aşağıya Eminö- nü’ne doğru iner gider.

Sırtınızı Kapalıçarşı’ya verip aşağı doğru inerken sol­ da Kürkçü Han vardır. İki katlı iki avluludur. Kürkçü Han ve Fatih’ten günümüze ulaşan tek örnek han olarak kabul edilir.

Mahmut Paşa yalnızca bu hanlan, çarşıları ve camiyi

ilk yapıldığında çarşıdaki dükkanların sayısı 265 iken, zam anla dükkanlar bölüm lere ayrılm ış ve sayıları artırılm ış. There w ere originally 265 shops in the bazaar, but in tim e these were partitioned, form in g m ore.

yaptırmamış, A n a d olu ’nun çeşitli yerlerinde de birçok han, cami, türbe, okul, mes­ cit inşa ettirmiştir. Bunlar­ dan b ir ta n esi d e b u gü n Ankara’daki Anadolu M ede­ niyetleri M üzesi’nin bulun­ duğu binadır...

Ü s te lik ş a ird ir M ahm ut Paşa. “A dn i” mahlası ile şiir­ ler yazmıştır...

Bugün İstan bu l’da büyük bir semte adını veren Mah­ mut Paşa, küçük yaşta, Os­ manlI’nın serhad gazileri ta­ rafından esir edilir ve Edir­ n e ’y e getirilir. Ü m eradan M eh m et A ğa , onu “satın ” alır ve sonra da eğitimi ile ilgilenir.

Osmanlı hanedanı ile ilişkisi ise, II. Murad’a takdim edilmesiyle başlar. Kendini, başından beri farkettirdi- ği muhakkak.

İstanbul’un fethi sırasında, Mahmut Paşa Anadolu Beylerbeyi’dir; fetihten sonra da Rumeli Beylerbeyi. V e nihayet Vezir-i Azam... Vezir-i Azam lığı da “kat­ merli”. iki kez bu makama tayin ediliyor.

İlkinde, kendisi gibi Rum asıllı olan (hatta adı da ö y­ le ) Rum Mehmet Paşa’nın gazabına uğramış. Rum

52

(3)

Mehmet Paşa, onun yerine göz diktiği için, bazı riva­ yetleri, şikayete dönüştürüp Padişah’a aktarınca, Mahmut Paşa’nın Vezir-i Azamlıktan azledildiği bili­ niyor.

Hadi bakalım sürgün. Nereye? Gelibolu’ya.

Orada da başarı gösteriyor Mahmut Paşa. Kaptan-ı Derya ve Sancak Beyi olarak, Fatih’in Eğriboz seferi­ ne denizden katılıyor. Eğriboz fethediliyor.

Artık yine gö ze girmiştir. Tam o sırada, “Uzun Ha­ şan” sorunu patlak verir... Deneyim ve savaş bilgisi g ö z önü nde tutularak, 1472’de ikinci kez V ezir-i Azam yapılır.

N e var ki, Uzun Hasan’ı Otlukbeli’de bozguna uğrat­ tıkları halde, “ne lüzum var, Uzun Hasan’ı kovalama­ y a lım ” d e d iğ i için Padişah ’ın

içine sonradan şüphe tohumlan atılır... V e ikinci kez azledilir, Filibe yakınlarındaki Hasköy’e sürülür. Ama, sorun burada bit­ m e z. ik in c i b ir “ k a ra la m a ” kampanyası başlatılır.

“Padişah’ın oğlu Mustafa ölün­ ce, M ahm ut Paşa sev in d i v e b e lk i d e Ş eh za d e M u stafa’yı M ahm ut Paşa ze h irle tm iş tir” söylentisi yayılır.

Casuslar h em en harekete g e ­ çer. M ahm ut P a şa ’y ı e v in d e yoklar, sonra da koştura koştu- ra gelip Padişah’a anlatırlar: “Mahmut Paşa bu ölü m e hiç üzülmedi” diye... “Beyaz entari­ sini giymiş evinde satranç o y ­ nuyordu. Keyfi de yerindeydi.” Bu kadarı ye te r, “d em ek ki, Mustafa’yı Mahmut Paşa zehir­ le tti” sö ylen tisin e Pa d işa h ’ın inanması için... Bu söylenti, 15 gün Yedikule zindanlarında tu­ tulduktan sonra, 16. gün idam edilmesine yol açar.

Tarihçi Uzunçarşılı ise, “Şahza- de Mustafa’nın ölümü üzerine”, Mahmut Paşa’nın, taziyet için

“İstanbul’a gelm esin den ” hasımlarının korktuğunu anlatır. Korktukları şey de, İstanbul’a gelince Mah­ mut Paşa’nm “tekrar Vezir-i Azam olması”dır.

Y ir m i y ıl için d e, ik i k e z V e z ir -i A z a m lık y a p ıp 1474’ün sonunda katledilen Mahmut Paşa’nm adı, bugün, İstanbul’un koskoca bir semtinde yürüyüp gidiyor.

Eğer, ona bir gün, gönlünüzün veya inancınızın sela­ mını bırakmak isterseniz, aklınızda olsun türbesi, çarşıda Eminönü’nden yukarı doğru çıkarken, sola sapan sokaklardan biri üzerinde, kendi adını taşıyan

caminin yanındadır. •

54

S K Y L IF E E K İM

attention at court thereafter, and by the time o f the conquest Mahmut was already a paşa and beylerbeyi o f Anatolia. Subsequently he became beylerbeyi o f Rumelia and finally grand vezir, a post which he held twice. The first time he was dismissed from office due to the machinations o f his jealous copatriot rival, Mehmet Paşa “the Greek”.

The sultan exiled him to Gallipoli, but here he again rose to fame, this time as high admiral and provincial governor, when he led the Euboean campaign to victo­

ry, capturing the island from the Venetians in 1470. His feats in battle restored him to favour, and in 1472 he was appointed grand vezir f o r the second time. Although he defeated the rebel Uzun Hasan on the field, the fa c t that he allowed him to fle e unharmed sowed seeds o f suspicion in the sul­ ta n ’s m ind and he was later dismissed again. This time he was e x ile d to Hasköy n e a r Plovdiv, but his troubles did not stop there. A new defama­ tion campaign was set afoot by his riva ls who spread the rumour that Mahmut Paşa had had the sultan’s son Mustafa poisoned.

Spies were quick to take advan­ tage o f the prin ce’s death and hurried to Istanbul to inform the sultan that M ahm ut Paşa had received the news without any sign o f grief, that he was s ittin g at hom e w ea rin g a white robe instead o f mourning garb and calmly playing chess. This was enough to convince the sultan o f M ahm ut Paşa’s g u ilt. M a h m u t Paşa was promptly arrested and thrown into the Yedikule dungeons, where he was held f o r fifteen days. On the sixteenth he was executed.

The historian Uzunçarşılı reports that Mahmut Paşa ’s enemies invented the rum our about Mahm ut Paşa poisoning Prince Mustafa because they were jealous o f

his returning to Istanbul and being reappointed grand vezir. Their jealousy did not get them f a r in the long run, however, because despite his execution in 1474 it is the name o f Mahmut Paşa which lives on in this famous district o f Istanbul.

I f one day you decide to pay your respects to Mahmut Paşa, you can fin d his tomb next to his mosque on a sidestreet leading o f f the street bearing his name

which leads up from Eminönü.

O C T O B E R 19 9 4 M ahm utpaşa Çarşısı bugün de cıvıl cıvıl. Çarşıda, aradığınız herşeyi bulm anız m ümkün. / M ahm utpaja's m ain street is thronged w ith people.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mimar Davudun güzel san'atlar serisinden ikinci eseri 1594 (1002) tarihinde yapılmfş olan (Cerrah- paşa camii) dir.. Cerrahpaşa camiinin plânı; münfe- rid sütun ve ayaklarla

ÇED Raporu Özel Formatı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunun hazırlanmasında esas alınmak üzere; Kapsam belirleme ve İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından projenin

c) Nikâh Dairesi ve yan binaların kendi iç mekânlarını yaratmaları olanak saptanmıştır. a) Çevre yapıları: Nikâh salonu - Lokanta ve Pastahaneden oluşan bu yapı

Şehirde inşaat miirakabesi, o kadar lâu- bali bir hal almıştır ki, İmar Müdürlüğü yetkili ve sorumluları!. bu işi o kadar hafif- ten ele almaktadırlar ki, her gün yeni bir

Kantaros'lu panonun doğu kıs- mı kare veya dikdörtkenlere bölünmüş ve bunların iç kısımları da jeometrik motiflerle süslenmiştir.. Yeni bulduğumuz mozayik döşeme-

Buna rağmen, bahusus çok noksan ve yetersiz bir talimatname ile, proje mimarının en tabiî hakkı olan projesinin teferruatına kadar imar'ın müdahale et- mesi, yersiz

Es- ki eser depoları ekseriya bir tek memu- run hattâ bir bekçinin idaresine bırakıl- mış bir çok illerde ise, müze memuru kadrosu olmadığından, bu görev ekseri- ya

Professor Bahadır GÜCÜYETER Atatürk University (Turkey) Professor Gülser ÇETİN Ankara University (Turkey) Prof..