• Sonuç bulunamadı

Tektaş Ağaoğlu'nun heykel sergisi bugün Galeri MD'de açılıyor:Ben asker değil, nişanlıyım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tektaş Ağaoğlu'nun heykel sergisi bugün Galeri MD'de açılıyor:Ben asker değil, nişanlıyım"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tektaş A ğaoğlu’nun heykel sergisi bugün Galeri M D ’de açılıyor

/¡\ q

‘Ben asker değil, nişanlıyım’

Heykelleri için sürgünlüğün ürünleri de

denilebilir. Ağaoğlu heykel yapmaya 12 Eylül

sonrası sürgün günlerinde başlamış. Şimdi,

heykelleriyle ilk kez ülkesinde...

REFİK

durbas

______

Asker su ver asker - Ben asker değil nişanlıyım.” Cemal Siireya’nın “ M ola”

şiiri bu iki dizeyle bitiyor. Ve

Tektaş Ağaoğlu’nun “küçük as­ k erlerd en oluşan heykellerini gördüğüm günden beri bu iki di­

ze dilimden düşmüyor.

Yazarlığı bir yana Tektaş Ağaoğlu’nun resimleri 1957 yı­ lından başlayarak Ankara’dan Londra’ya, İstanbul’dan Prag’a birçok kentte izleyici önüne çık­

mıştı. 80’lerin başından beri de Ağaoğlu, sanatsal yaratımının odağına heykelleri almış. Bu­ nun sonucu olarak da üçü kişi­ sel, biri toplu dört sergide gün ışığına çıkarmış heykellerini. Kişisel sergileri 1984 Produzen- tengalerie Zürih (Ezel Ağaoğlu

ile birlikte), 1985 Galerie Basta Lozan, 1987 Galerie Art Studio Vaduz; toplu olarak 1988 Züs- pa Zürih...

Heykelleri için sürgünlüğü­

nün ürünleri de denebilir. Çünkü Ağaoğlu heykel yapma­ ya 12 Eylül sonrası sürgünlük günlerinde başlamış. Bunları yurtdışmda sergilemesi de bu yüzden zaten...

Şimdi Ağaoğlu, heykelleriyle ilk kez ülkesinde.

Yazarlığından gelen anlatım gücü, ressamlığından gelen renk bilinci, çamurla biçimle­ nen heykellerin oluşumuna katkıda bulunmuşlar.

Evet, Ağaoğlu 21 Kasım - 14 Aralık 1991 tarihleri arasında

“ asker” ağırlıklı heykellerini Galeri MD’de sergiliyor.

Sergi öncesi yaptığımız bir konuşmada Ağaoğlu, heykelle­ rin oluşumunu şöyle anlatıyor­ du (Cumhuriyet, 7 Mayıs 1991):

“Sürgünlüğümün başlangıç

yılları. Zürih’teydim ve orada çok aktif bir gençlik hareketi vardı. 2-3 günde bir, haftada bir olaylar çıkıyordu. Bankalara bombalar konuyor, insanların yüzlerine, üstlerine boyalar atılı­

yordu. Tabii ki polisler de bu olayları çıkaranlara müdahale ediyordu. Yaşananlar sanki bir sokak muharebesivdi. İşte Zü- rih’te bütün bunları yakından gördüm ve yaşadım. Üstelik o sı­ ralar bütün dünyada buna benzer olaylar çıkıyordu. Bu teçhizatlı, silahlı, donanımlı asker-polis imajı bütün dünyayı sarmıştı. Günlük hayatın bir parçası hali­ ne gelmişti. İşte bu olaylardan etkilendim sözün kısası.”

Kalkanların, miğferlerin, gaz maskelerinin ardında uçuk ma­ viler, canlılığını yitirmiş sarılar, yeşiller... Üzerleri “sır” kaplan­ sa da hepsinin bir karşılığı var hayatta. Hepsi Ağaoğlu’nun yaşadıklarından süzülmüş...

Biri miğferinin gölgesine sı­ ğınmış... Biri “kanatlı” kollarını açmış uçar gibi tutsaklığından özgürlüğüne... Biri yüklenmiş sırtına dünyasını.. Dış görünü­ müyle “ asker” de olsalar “ po­ lis” de olsalar “sır”ın altında, renklerin derinliğinde, çamurun

“gizli” sıcaklığında bir “ insan sureti...”_____________________

Tektaş Ağaoğlu heykel sergisi / Galeri M D / 21 kasım - 14 ara­ lık I Tel: 132 59 59

ASKERİN SIRRI— Üzerleri “sır” kaplansa da hepsinin bir karşılığı var hayatta. Hepsi A ğa­ oğlu’nun yaşadıklarından sü­ zülmüş.

Referanslar

Benzer Belgeler

Makalelerde, Sibirya’da bulun- mufl 27.000 y›ll›k mamut kal›nt›lar›ndan, bol miktarda ve sa¤lam olmak üzere, hem çekirdek DNA’s›, hem de mitokondriyal DNA elde

Borç yönetimi bütün firmalar için ol- mazsa olmaz finansal tekniklerdendir. Fi- yat, faiz ve döviz risklerini yönetebilmek için de bunlardan daha etkin başka

Giderek, kendi gereksinimleri içerisin­ de güzel sanatlara gereken önemi veren insanoğlu, "sanat" kavramının yüceliğinin ve kendi kültürel gelişimindeki

Fenerbahçeliler, Osman Fuad Efendi'nin kulüpte başkanlık edip etmediğini belgesiyle ortaya koyup açıklayabilirlerse sadece kendi kulüplerine değil, tarihe de hizmette

Şimdi insanların yalnız doğdukları yerler değil, doydukları yer­ ler ve doymak için tuttukları işler de önemlidir diyerek, biraz da İstanbul

Onda, ölüm karşısında meselâ Y u- | nusun veya Yahya Kemalin almış olduğu hususî tavır mevcud degil- Kemalin mısralarında ise ölüm- bütün dehşetile

Geri kalmış ülkeler için İkinci Cihan Savaşı sonrası, dış görünüşlere göre, Birinci Cihan Savaşı sonrasın­ dan farklı manzaralar gösterir.. Bu,

Fakat ben onun ne diyeceğinden ziyade, Hazret-i İsa’nın ne düşündüğünü ve bugün karşı karşıya bu­ lundukları öteki dünyada Süleyman Na- zife ne