14/7/1943
U S
<££/______
kjm
12 Teniz ve sonrası
Feridun Osman M EN T E ŞEO G LU
Oldukça eski bir meslektaşım vardı. Adına Cihat Baban derlerdi. Meslekte muhtelif kademeler değiştirdiğini gör düm. Nihayet Marcşal’ın peşinde, Celâl | Bayar’ın önünde dolaşa dolaşa Dcnıo- ■ krat listesinde bağımsız milletvekili oldu. I Sevindik amma mesele burada bîtnıl-
\ yordu. Arkadaşa muhalefet marazı üre
diği gibi iki gazetenin patronluğu da I arız olduğundan “ milletin hukuku!” na mına mütemadiyen muaraza çıkarıp büt çe işinin nizamına da gayret etmek lâ zım geliyordu. Malûm ya eskiler “ El- kâsibî Habibullah” yani, kazananı Allah sever, demişler. Hoş, kazananı hiçbir yerde kimsenin sevmediği görülmemiştir. Demokrat Parti bile ikibin beşyüz lira ödeneğini bahşedenleri nasıl bağrına bastı!
Cihat Baban’ın daima mütearrız, mütemerrit oluşu yüzünden benim ten- kidlerim de dost bir tavır içinde sesini duyurdu. İki gün evvel işittiğime naza ran eski dostum, aleyhimde ağır ve gali ba da şahsi bir yazı yazmış. Basın haya tının cilvelerini bilmez değilim. Cilıad’m yazısını görseydim dahi cevap verecek değildim. Ben bu bahisle, kendisiyle hiç bir düşüncede bir olmadığım Ahmet E- nıin Yalman’la mutabıkım: yani bana tariz eden adam centilmen değilse ce vap vermemeği tercih ederim! (Burada centilmeni sadece siyasi mânada dürüst mefhumiyle telâkki ettiğimi tasrih ede rim.)
Bu vesileyle Cihat Baban’m dünkü başmakalesinle intikal etmek istiyorum. Meslektaşımız 12 Teıııuz Beyannamesini bütün ruhiyle övdükten, onun de mokratlaşma hayatımızda oynadığı bü yük rolü izahtan sonra bunlarda İnönü’ nün şahsen âmil olduğunu söylüyor, iti raf edeyim ki bu kısmı üç defa okumak ihtiyacını* duydum.
Türk tarihinin son kırk yılını şahsi Hüviyetiyle doldurmuş, Türk cemiyetini şahsi _ gayretiyle ilerletmiş, Türk siyasi idrakini şahsi azmiyle muasır bir anla yışa ulaştırmış büyük bir adamı inkâr da münhasıran muhalefet hırsiyle taaıı- nüt edenlerden birisinin ağzından bun ları işitmek, manevra sandıkları siyasi
bir oyunu değilse mutlaka zihin bozuk luğuna alâmet olabilirdi. Halbuki arka daşım Cihat Baban - aleyhimde yazdık ları ne olursa olsun - bunlardan ikisine de düşmez bildiğim bir adamdır.
O halde İnönü’ne ve u Temmuza dair hakikatteki faziletleri bir sene son ra, geç te olsa, kabul ve izhar etmenin kendi çapma göre gene bir fazilet oldu ğunu belirtmekte bir meslektaşım hesa bına zevk duyuyorum. Burada bir parag raf açarak, Cihat Baban’ın demokratik hareketlerde Halk Partisi ekseriyetine düşen şeref payının az olduğuna dair fikrinin, inanılmıyacak kadar zayıf ol duğunu söylemekten kaçımtuyarağım. Cihat Baban iyi bilir ki ismet İnönü Parti Liderliğini fiilen idare etmeği bı raktığı güne kadar, Halk Partisi ekse riyeti, bir bütün halinde şefini takibet- miştif. Halk Partisi hükümetleri Seçim Kanunu da dahil olmak üzere, pek çok demokratik teşrii neticeleri, İnönü Lider liği bıraktıktan sonra temin etmişse; bu nun hem İnönü Liderliğinin istikbale de şamil büyük tesirinden, hem Halk Parti si hükümetlerinin demokratik bir bün ye içinde eser vermeğe ne kadar alış mış olduğundan ileri geldiğini Cihat Baban gibi müfrit bir zekâ sahibi poli tikacının anlamamasına imkân yoktur. Aksi takdirde Cihad’ın kelime oyuniyle tecahülü arifane yaptığına hükmetme^ ten başka bir çare yoktur.
Not:
Arkadaşım Cihat Baban’a:
Sadece namus erbabına küfretmeği gazetende sanat haline getiren bir de likanlıdan bahsederek sözümü bitirmek istiyorum. Tasvir ve sahipleri bunlar da müşterek olduklarını kabul ediyorlarsa, hakaretin de muhayyer olduğunu her halde bilirler. Fikri tezlil için ondan da ha feci örnek bulunamıyacak olan deli kanlıya cevap vermek tenezzülüne her halde düşmiyeceğim. Yalnız Tasvir sa hipleri, fikir hürriyetinin kendi ellerin de ne müstekreh hale geldiğini göster mek cesaretinde iseler delikanlının ma- rifcrlerini ya teksir etsinler, yahut levha yapıp başlarına assınlar!