• Sonuç bulunamadı

Sait Molla'nın papaz Frew'e yazdığı iki mektup daha ele geçti:"Sivas vakasını nasıl buldunuz?"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sait Molla'nın papaz Frew'e yazdığı iki mektup daha ele geçti:"Sivas vakasını nasıl buldunuz?""

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

UanHâtanbul

YAYINI

25 EKİM 1919 C.tesi NO: 143

H A ZIR LA YA N

ÖMER SAMİ COŞAR

Sait Mollamın Papaz

yazdığı iki mektup daha ele geçti

« Sivas vakasını

nasıl buldunuz?»

- v ': ii

Sait M olla, « Biraz düzensiz ama yavaş yavaş

düzelecek, işler bulandırılacak » diyor, Mustafa

Kemal'in İstanbul'a getirilmesi için tavsiye yapıyor

İstanbul'da büyük

ilk işçi mitingi

İşçilerimiz harp içinde Almanya fabrikalarında çalıştıkları günlerde çekilmiş bir resim.

Ar 2.000 delegenin katıldı­

ğı toplantıda işçi hakları­

nı korumayan milletvekille­

ri protesto edildi, tek de­

receli seçim istendi.

D On şelızadebaşında Ferah T i­ yatrosunda büyük bir işçi mi­ tingi yapılmış, milletvekillerinin işçi haklarını savunmadıkları belirtilerek kendi aralarından seçilecek milletvekillerine ihti­ yaç olduğu anlatılmıştır. İki dereceli seçim kanunu da pro­ testo edilerek tek dereceli nisbi sistemin kabulu istenilmiştir.

D ünkü büyük protestoya sebeb olan olaylar, bundan on gün ka dar önce Tersane fabrikasının 1300 işçisinin greve başlamaları ile doğmuştur. G ünde sekiz saat çalışmayı, cuma ve diğer resmi günlerde yevmiyelerinin kesilme­ mesini talep eden İşçiler 40 gün yevmiyelerini de alamayınca işi bırakmışlardır.

Dünkü mitingi tertip edenle­ rin mühim bir kısmını Almanya dan dönen işçiler teşkil etmek­ tedir.

Toplantıda ilk konuşmayı Top nane Fabrikası Ustabaşılarından Süleyman Efendi yapmış ve de­ miştir k i:

w— b u toplantı bir partinin veyahut hususi bir amele parti­ sinin teşebbüsü ile olmuş değil­ di; Burada bir işçi kitlesi var­ dır. Bugün bizim seçeceğimiz heyetler birleşmiş işçi partisini kurmaya çalışacaklardır. Ne su- rvtle çalışacağımızı tayin etmeli­ yi/

“ Arkadaşlar, sekiz on seneden oeri Millet Meclisinde müzakere (erte meşgul olan Osmanlı mil­ letvekilleri işcl hakkında tek bir kelime konuşmadılar. Belki bu meseleyi görüşmeğe llizum da görmediler. Bunlar işçi için ça­ lışırlarsa zarar edeceklerini sa­ nıyorlar çiinkii onlar bizler. iş­ çiler göndermedik oraya. Onları kimler gönderdiler ise onlar İçin çalışacaklar Mademki seçimler­ de mevcudiyetimizin kaale alın­ madığını göriivoruz Biz de M il­ let MeMisinde bizim haklarımızı müdafaa ederek kimselerin bu ­ lunmasına çalışacağız.**

B İR L E Ş İN İZ !

Daha sonra Ahırkapı Fabrika­ sından Osman Usta konuşmuş ve demişti! kü

“ Arkadaşlar Ben de sizin gibi çalışıp evime bir okka ekmek rötürenlerdeııim İki asırdan be.- •i bir hareket var Amele zorba­

ların, zadeganın esiri olmadığı­ nı söylüyor ve kazanıyor. Siz zavallı Türkiyenln işçileri şim­ diye kadar kimsesiz kaldınız, sizi koruyacak kimse çıkmadı. Mem­ leketleri biz inşa ederiz, yine hak lazımız gasbolunur. Ey işçiler, eğer dünyada insanca yaşamak istiyorsanız birleşiniz. Dini ne olursa olsun Allah ile kendi ara smdadır.. Dünyada görülmemiş bir harp oldu, milyonlarca in­ sanlar cephelerde öldüler. Fakat sermaye sahipleri evlerinde rahat oturdular. Harp kazanılsaydı, sen ey işçi ne kazanacaktın? On ların cepleri dolacaktı. Ben harp­ te garbte amele hayatı gördüm, yaşadım Memur, küçük rütbeli zabit, oniar da senin gibidir, on­ larda zavallıdır.. Seçim mücade .elerinde senin hayatın ve me- matın bahis mevzuu olacak. E- ğer senin hakkını koruyan çı­ karsa bu mebuslar sana bir dilim ekmek verecek, oğluna da mek­ tep açacaktır. Senin oğluna mek tetv çok görenlerin oğluna bir kaç muallim birden tayin olu­ nuyor Eğer sen kendi haklarını müdafaa edecek milletvekili çı­ karmazsan bugün senin hukuka nu muhafaza etmiyenler yarın düıt saat dinlenmeyi sana çok görürler. İttihad ve Terakki za- .im İdi. Memleketi yaktı, yıktı. Aitti. İtilaf! O da öyle... Öteki de öyle Yüzlerindeki maskeyi kaldır, altından bir hırs çıkar. Son Hürriyet ve İtilafa. Milli Ah rar’a rey verir isen sana hak­ kı hayat yoktur.**

Daha sonra (Türkiye tşçl ve Çiftçi Sosyalist Partisi İnden Al- manyad3 tahsil görmüş Sadık Vst* konuşmuş, onu Berlin Da­

rülfün un talebesinden İhsan R alf Bey takip etmiştir.

KARARLAR...

Nihayet mitinge İstanbul işçi­ lerini temsilen katılan 2.000 dele genin oy birliği ile aşağıdaki k a ­ rarlar kabul edilmiştir:

1. — Sermaye ve makam sahi­ bi olanların kendi hususi men­ faatlerinden başkablr şey düşün meyerek kabul etmiş oldukları i - ki dereceli şimdiki seçim sistemi protesto edilip tek derecli ve nisbi temsil sistemini kabul eden kanunların derhal ç ıkarılm a«

talep olunur.

2. — Fabrika ve atelyelerde se çim şubeleri tesisi ve oy sandık lan konulması lâzımdır.

3. — Kongrede mevcut işçi Ha­ şan, Vehbi. Ali. Sadık, Edhem, Doktor Şefik. Süleyman, Cevdet, Ali Şaban. Faik. Osman Alp ve Agah Efendi arkadaşlardan ve her fabrika ve işçi gruplarına mensup birer murahhastan bir heyet seçilmiştir Bu heyetin va zifelert şunlardır:

— Seçimlerde işçi haklarının m uhafaza ve müdafaası için ge rekll teşebbüslerde bulunmak.

Istan buldan işçinin en az üç milletvekili çıkarmasını te­ mine çalışmak. ,

4. — Burjuva partileri, millet­ vekili çıkarmak imkanını yok ettikleri taktirde işçi grupları çiğnenen haklarını teslim ettir­ mek tçin lüzum lu görecekler! hareketleri yapmava hazırdırlar.

5 — tşçl Birliğinin ilk adımını teşkil eden bu muazzam hareke tin hususi bir gün olarak her­ zene kutlanmasını temenni ede­ riz.

Şehrimizde faaliyetini

ge­

nişletmiş olan Teşkilâtı Mil-

Siye'nin gizli elemanları tara­

fından ele geçirilen bazı ve­

sikalar. Sivas'da Şeyh Recep

hâdisesi ile Adapazarı İsyanı­

nın doğrudan doğruya Ingiliz

ter tarafından ve Sait Molla

vasıtasiyie hazırlandığını or-

yata koymuştur.

Sait Molla tarafından dün In ­ giliz Baş Ajanı Papaz Freıv’a gönderilen bir mektubun sureti şimdi milli teşkilâtın elindedir. Bunda Sait Molla :

«Birkaç defadır söylemek is ­ tediğim halde unutuyorum. Mus­ tafa Kemal Paşa’ya ve taraf­ tarlarına biraz müsait görülme­ li ki, kendisi kemali emniyetle buraya gelebilsin. Bu işe fev­ kalâde ehemmiyet veriniz. Ken­ di gazetelerimiz ile taraftarlık edemeyiz.»

Aynı mektupta Sait Molla ha yatının tehlikede olduğunu söy­ leyerek Ingiliz teşkilâtının ken­ disini korumakla mükellef bu­ lunduğunu da ekleyerek bilhas­ sa A li Kem al’in nasıl kendileri üe elete çalıştığına da işarette şöyle demektedir :

«A li Kemal Bey dun o zatla görüşmüş. Matbuat meselesinde bir an teenni lâzım olduğunu söylemiş. Bir Kere lehine icale edilen gazetecilerin evvelkine muhalif bir gayeye sevketmek, bizde kolaylıkla mümkün olmaz. Bütün resmi memurlar. hare­ kâtı millîyeyi şimdilik iyi görü­ yor demiş. Ali Ketnal Bey tali­ matınıza harfiyen riayet ede­ cek. Zeyuelâ bitlin partisiyle de teşriki mesaîye çalışıyor.

«Hülâsa: işler bulandırılacak. «Bugünlerde transa ve Ame­ rika mahfillerinde benim ismim den çok bahsediiiyormuş. Bunun hikmetini hâlâ anlayamadım. Harekatı Millîye taraftarlarının, bu hükümetin siyası memurları üzerinde yaptıkları tesir ne­ ticesi olarak hayatımın muhafa­ zası size düşmektedir. Ben bu timitie cesaretleniyorum.»

SİV A S VAK’ASİ î

Sait Molla bu mektubunda, Adapazarı’nda Ingiliz parası ite Kuvayı .Millîye aleyhinde isyanı çıkarmak istemiş fakat son­ ra muvaffak oiamayarak İstan­ bul'a kaçmış olan Hikm et’le de doğruca teması olduğunu itiraf ederek diyor ki :

* —■ Hikmet ile bizzat görüş­ tüm. Bu sefer kendisini fikir­ lerini değiştirmeye meyyal gör­ düm. Mamaafib kat’I teminat verdi. «Ben merdim, sözümden dönmem» dedi.

Salt Molla Şeyh Recep’i ken - dişinin tahrik ettiğini de mek­ tubunda şu şekilde açıklamak­ tadır :

Sivas vak’asını nasıl buldu­ nuz ? Biraz düzensiz anıma ya­

vaş yavaş düzelecek. Kadıköylü de işi deruhte ediyor. Fakat melıuı ittihatçı matbuat, bazan bizim işlere mâni oluyor. Bun­ ların yazılarına dikkat lâzım. Paşamız hâlâ sinirli. Ne vakit olacak diyor t

«Hane meselesinin hâlâ hal­ lolunmamış olması, temas ve münasebetimizi güçleştiriyor. (N . B. S. 195/1.) Konya’ya ehem miyet verilmesini tavsiye ediyor. Size şifahen izah ettiği mesele hakkında nazarı dikkatini cel- betmemi rica ediyor.

«Ali Kemal Bey’in son felâ­ keti üzerine beyanı teessür etti­ ğinizi söyledim. Bu zatı elde bulundurmak tazimdir. Bu fırsa­ tı kaçırmıyaiım. Bir hediye tak­ dimi için en münasip bir za­ mandır. 19 teşrinievvel tarihli mektubumu almadığınıza nıütees sirim. Vasıtayı biraz sıkıştırınız. Tehlikeden kaçırmak benim için pek mühimdir. Yeni bir parola gönderiniz. Hikmet’e ve Kadı- köylü.ve numaralarını vereceğim. Hürmetlerimi takdim ederim üstadım.»

H O CALIK Y A P A N BU İN G İL İZ K İM t

Millî teşkilâtın elemanları ta­ rafından sıkı bir tarassut altın­ da bulundurulduğundan iyice şiip helenmeye başlamış olan Sait Molla’ mn gene dün yolladığı bit başka mektubun sureti de elde edilmiştir. Bunda, Anadolu’da «H oca» olarak çalışan ve gayet iyi Türkçe biten bir In giliz ajanından da bahsedilmekte ve yeni bazı entrikaların hazırlan* makta olduğu belirtilmektedir.

Bu mektup da şöyledir : |

«Muhterem Usdat :

Ankara’dan (N . B. D. 395/3) den kurive ile gelen 30 teşrini evvel 1919 tarihli mektupta, (K. D. S 93/11 talimatınız veç­ hile orada bırakılarak kendisi Kayseri’ye hareket etmiştir. Ta­ limatın mıisaddak suretini de Galip Bev’e gönderildiğini bildiri yor. Evvelki tahsisatın sarfolun- masından yeniden tahsisat isti­ yor. Gizli teşkilâtın vavıldığına riıesayı serieden yakasını kur­ taran «uıhiplerimizin, şimdilik körlerde kalmak şartiyle e! al­ tından ise başladıklarını tensir ve tertibatı ahirei üstadanerinin semere vereceğini hevan ediyor.

« ( M K. B.) fasih Türkçe«! sayesinde nıiih»m rol çeviriyor­ muş Hele hocalığına diyecek yok diyor Talimatın (X. V V ) tertibi tamamen ihzar edilmiş, aramızda, yeni yabancılar girme­ miş ise. mevdana çıkmadan imle «at fiîien temin edilmiş olacak­ tır Yeni tahsisatın gönderilme­ sine intizaren kurive (4.R) bu­ rada alıkonulmnstıır.»

Sait Molla hu mektubunun sonunda. Ahmet Rıza Bey’ in İtalya ’dan Fransa'ya geçmesine mâni olunmasın’ da hövle bir geçisin tehlikeli olabileceğini do eklemiştir.

(2)

2

Kuvsvı Milüye'ys

çatankrın içyüzü

AKSUM. PEYAMDI Ali KEMAL'İN ,

REZALETLERİNİ AÇIKLIYOR

Yunan gazeteleri, kuvvetlerinin bir ölü, 8 }>aralı

kaybı olduğunu yazıyorlar

Sivas ta Şeyh Recep adın

dakı şahıs tarafından çıkarı­

lan hâdiseyi ele aian

Hürri­

yet Itilâfçı ga.* eteler

Kuvayı

Milliye ‘!e jirlikte

Mustafa

Kemal'i de milletin nazarında

küçük düşürmek için

çok

şiddetli dır kampanya açmış­

lardır. Bilhassa Peyam gaze­

tecinde eski içişleri

Bakanı

Ali

Kemaİ, Sivas

halkını

Mustafa Kemal'e Karşı ayak

lanmış olarak göstermektedir.

Bu

neşriyata

(AKŞAM )

çok şiddetli bir şekilde kar­

şılık

vermektedir.

Bilhassa

Alı Kemal'i ele alan bu gaze­

tedeki makalede şunlar yazıl

maktadır

«Neolcgos. Rönesans ve Proia gazeteleri ile aynı maksada hiz­ met eden nakaielerı yazan bu z,.am, Sivas'tan gelmiş meczup b,ı şahsın telgrafını da görünce arkadaşları ile beraber aynı de­ recede seviniyor. Bu ne kadar ruh birngıu’.r. ortaklığıdır.

rîays. etini Mısır mahkeme­ lerinde, en adi bir kumar borcu için Büyükada Klübünde ve ço­ cuklarını Londra sokaklarında unutan ou P E Y A M 'cı, bir de hergün rürkoğlu Türküm, Bal­ mumcu Hacı'tnn oğluyum diye batırıyor

«Şimdi gazetecilik ederek et- rata sövüp sayan, milleti hiçe sayarak nep o malum menfaat­ leri peşinden koşan eski Dahi­ liye N âzın var. Bunun Hamit devrindeki lurnalleri, harp sıra­ sında Cemal Pasa'ya intikâr ti­ careti yapabilmek için rica mek­ tupları var.

«Dahiliye Nazırlığı zamanın­ da da birçok maceralar içinde ahlâkını iyice gösteren bir hi- kâ ve var ki.

şudur-O zaman poils müdür olan Halil Bev bu Dahiliye Nâzınn- dan eski ve yırtık bir zarf ar­ kasına vazılmış üç isim ve bun- lann tevkifi emrini alır. Bu emri ooiis şube müdürüne hava­ le eder, şube müdürü böyle gay ji kanuni bir surette zarf ar­ kasına yazılmış üç isimle bu üc adamı tevkif edemiyeceğini sA'Ser. Dahiliye N âzın kızar, künlere biner, hpm polis müdü- nii. hem âsi şube müdürünü y a ­ nma çağırır ve kendisine bir

İzmir'in nufusu

ne hâle gelmiş

PARİS.—

Yunan Dışişleri Bakanı Politlp. İzm ir’in Türk çoğun­ luğuna sahip bulunduğunu ve bu sebeble de Yunanista- na verilmesine imkan olama­ yacağını yazan Pierre Loti’ye, İE C L A İR gazetesine bir ce­

vap vermekte ve şu iddiaları

Heri -ȟrmektedir:

“ Pierre Loti. Vilson'un 12 İnci m addesini yal niş yorum iaınnktadır Çünkü İzm ir'd e 44î» 000 Yunan ve yaln ız 2li).000 Türk vardır. Bu Betıeb

le de b ın ir ve b o lırs i Yu- nanisiana a ittir.”

adamın nasıl tevkif edilebilece­ ği ve buna İstanbul muhafızlı­ ğının yetkili olduğu söylenir. O da İstanbul muhafızına emreder. İstanbul muhafızı ertesi günü bçı üç zatı arattır-rsa da bula­ maz. O zamaD Dahiliye N âzın jürili düet polis şube müdürünü eelbeder ve kendisini kabaca tah kire başlar, seni azlettim. Sad­ razam emretti, ou adamları ne­ den tevkil etmedin, bak' kaç­ mışlar, sen mesulsün der. Şube müdürü Kanuno.an bahseder, o zaman Dahiliye Nâzın, maka­ mından yüksek bir memura kar­ şı resmen ve aynen:

— Ben böyle kanunun İçine sıçanm ! der.

Sırf jurnalciliği yüzünden Da­ hiliye Nezaretine geçen, şimdi de millete sövüp sayan bu ada­ mın ahlâkı görülüyor ki, yeni bir şey değildir. Dahiliye N a ­ zırlığında ken bile kanuna söv- müştür.

K LÜ PTEK İ R E Z A L E T !

«Peyanıcı bütün Müslüman ümmetinin lanetine uğrayıp Da­ hiliye Nezaretinden detedildiği günün akşamı, Büyiikada’ya g it­ miştir. Kendisini iskele başın­ da Patrikhane memurlarından birkaçı üzüntü ile ve (A li Ke- malis, Alı K e m a iis ..) diye kar­ şıladılar. elini sıktılar.

Pey artıcı bu devrilişinin öcü­ nü almak İçin memnun görün­ mek lâzım geldiğine karar ver­ miştir. Akşam yemeğinden son­ ra içti, içti yanma birkaç H ı­ ristiyan ve bir iki kadın aldı, önüne de kemandan vesaiıeden mürekkep bir çingene çalgısı tak tı. Bu sene, Talât macerasının geçtiği klüp kapalı idi. Bu sü­ rü, böyle çengi çingene ile ye­ ni açılan Sümer Kliibe revan oldu. Klüpte oturan misafirler ve azalar bahçeden içeri kah­ kahalar, çalgılar, türkülerle bir alay girdiğini duyup ürktüler, nihayet mesele meydana çıktı ve kendisine hürmetlice bir li­ sanla klüp nizamının ve klüp terbiyesinin ne olduğu öğretildi.

Zavallı Türkier İstanbul’da sefaletten, korkudan, azaptan inim inim inlerken nezaret san- dalyasında Patrikhaneye vekillik eden bu adam hükümet kapıla­ rında kovulduktan sonra kadın­ lar, sefihler, çalgılar ve çigane- ler He milletinden istifa edi­ yordu.

PEYAMC1 VE T A L A T

«Peyam cı, Cemal Paşanın muaveneti ile pamuk ticaretine başladığı sırada Ada Klübünde kumardan da bir vurgun yap­ mak niyetinde bulunur ve bu niyetle büyük oyunlara girer. Bir gün 30 saat devam eden hararetli bir oyunda bir hayli para kaybeder. Borcunun 200 lirasını veremez. Klüplerde bor cunu 48 saat nihayetinde öde­ meyenlerin ismi büyük harfler­ le yazılıp klüp salonuna asıl­ mak adettir. Kumar borcuna na mus borcu derler. Ve bir oyun­ cunun borcunu vermeyerek is­ minin asılması namussuzluğunun ilân olunması demektir.

«A li Kemal böyle şeylere al­ dırmaz ve borcunu 15 gün ver­ mez. Peyamcının ismi ilân edil­ mez. Iş idare olunur. Nihayet alacaklılar Peyamcıyı tazyik ederler. Peyamcı bir çek gönde­ rir. Çek bankaya gösterilir, ban­ ka: «Bu paranın karşılığı yok- f ı r » cevabım verir. Necmettin Molla da Talât Paşa’ nın yamn- dayken kâğıdı getirirler. Molla, işi Talât Paşa’ .va anlatır. Talât da. klüp dehşetli para kazanı­ yor, bu parayı da ödesin der.

STİKI.ÂL HARBİ GAZETESİ. CUM ARTESİ 25 EKİM 1919

1909 yılında (Karagöz) adlı mecmuada çıkan yukarıdaki karikatürde Alı Kemal (sagaun

birinci) Abdülhamit devrinde gönderdiği Jurnallerin mükâfatını Sadrazam Kâmil Paşa dan

alırken görülmektedir.

__

AnkaralIlara Mustafa

j

Kemal’in tavsiyeleri

İstanbul Valisinin reddedilmesinde ısrar olun­

mamasını isteyen paşa, “Maksada emniyet­

le ulaşıncaya kadar biraz fedakârlık zaruri­

dir” diyor

A M A S Y A .

Anadolu’da Kuvayı Millî­ ye aleyhindeki entrikalar ve bunların önltıınıesi çareleri üzerinde hassasiyetle durmak ta olan Mustafa Kemal P a ­ şa diğer yandan ciddî bir mesele olarak ortaya çıkan (Ankara V aliliği) işi ile de ilgili olarak Ankara’da Y ir­ minci Kolordu Kumandan Ve kili Mahmut Bey’e bazı tav­ siyelerde bulunmuştur.

Bundan dört gün önce Harbiye Bakanı Cemal Pa- şa’daa gelen bir telgrafta, Anka-.alıiann, İstanbul Hü- kümeıince tâyin edilen va­ liyi reddetmelerinin hükümeti zor duruma düşürdüğü, hal­ buki bu konularda yapılmış bir anlaşma ve verilmiş bir söz bulunduğu belirtilerek Mustata Kemal Paşa’nın ta­ vassutu istenilmekteydi.

Mustafa Kemal Paşa dün Ankara'da Kolordu Kuman­ dan Vekiline bir telgraf çe­ kerek; «A z bir tazyik kar­ şısında ou hükümet çekilme­ ye hazırdır» demiş, yerine ge­ lecek hükümetinin nasıl bir yol takip edeceğinin de

meç-Necmettin Molla: «N asıl olur Paşam ?» deyince, «O halde ben yarın vereceğim, ismini ilân et­ m eyin» der. Ve ilân kâğıdını yır tar. Orada bulunanlardan biri Talât Paşa’nın ou suretle Pe- yameı’y ı korumasına hayret eder ve :

« — Paşa, Peyanıcı’ya nisbet- le pek geride kalan muhaliflere karşı gayet insafsızca hareket ettiğiniz halde Peyanıcı’yı mu­ hafaza etmenize hayret ediyo­ rum» der.

Talât Paşa da: « — Biz na­ muslu muhaliften korkarız, i t ­ tihat ve Terâkki düştüğü za­ man onu arattıracak ve tekrar diriltecek Pevam cı’ dan başka hiç kimse yoktur.» der.

Hakikat, tttihâtçıların müta­ rekeden sonra bu adam son kar­

tuşları oldu.

hul olduğunu ilâve edeıek: «Binaenaleyh maksada em­ niyetle vâsıl oluncaya kadar icap ederse oiraz fedakârlık yapmak zaruridir» demiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın, Ziya Paşa’nıu tâyinine itiraz­ da devam edilmemesini şim­ dilik «ayd ı ile AnkaralIlar­ dan istediği anlaşılmaktadır. Yalnız Mustafa Kemal Pa­ şa gene dün İstanbul’a H ar­ biye Bakanı Cemal Paşa’ya yolladığı te g r a fta ise;

«Son bildirimizin üzerine Ankara'da gerekenlerle yeni­ den görüşüldü, sakıncaları ol sa bile, hükümetin nüfuzunu kırmamak için, Ziya Paşa’- mn kabul olunmasını sağ­ lamaya çalıştık. Ancak teh­ likelerden ve geçmekte olan karıştırıcı olaylardan çok korkmuş ola-, halkı inandıra­ madık» demekte ve Ziya Pa- şa’nın şimdilik gönderilme­

mesini rica etmekten»* Mustafa Keıııa ı ya P aşaya biı şey -ı-ni de söyleyerek şu .... mü

him Doktaya da işaret etmiş­ tir,

1. — Konya’ya gönderilen Vali Suphi Bey, İngiliz Mu- hipler Cemiyeti İstanbul he­ yeti idare üyesi olduğunu Konya’da Befet Bey’e söyle­ miştir.

2. — Eski içişleri Bakam Adil Bey’in müsteşarlığım ya pan Keşfi Bey hâlâ bu ma kanımda muhafaza edilmek­ tedir.

Mustafa Kemal, bu telgra­ fında, Anadolu'nun em irleri­ ne birçok bozguncu gönde­ rilmekte olduğunu, bunların bir kısmının Adapazarı ve Bursa’dan hareket etmiş bu­ lunduklarımı’ öğrenildiğini de Harbiye Bakanına bildirmiş, dikkatini çekmiştir.

KUVAYI MİLLİYE BASKIN VERDİ

150 kişilik Türk çetesi Urganlı civarında Yunan

birliklerine saldırdı. Yunanlıları ancak takviye

kuvvetleri kurtardı.

İT İN A , —

İzm ir'den Yunan gazetelerine b ildirildiğin e süre, (U rgan lı) yakınlarında ISO Türk «çete* si Yunan birliklerin e taarruz et-

niş ve şiddetli bir çarpışma cereyan etmiştir.

Yıınan basını. Yunanlıların sekiz yaralı ve bir ölü verdikleri ve ancak tak viye kuvvetleri yetiştikten sonra Türk M illî K u vvet lerini geri atabildiklerini de yazm aktadırlar

G azeteler, T ire etrafında da çetelerin saldırdıklarını bildir­ m ektedirler.

İstanbul Ş e h ir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

MADENLER: Toz ve buhar olarak solunum yolu MADENLER: Toz ve buhar olarak solunum yolu ile alınır..

Son işlerinde, renk diğer resim eleman- larından daha çok ilgilendiriyor sanatçıyı, Rengin gücüne olan köklü inancını çeşitli.. malzeme olanaklarını zorlayarak renge

Sanayi mıntakası dahi (4) kısma ayrılmış olup bu kısımlar umumî iş ve hususî iş mahallelerinden ayrı- dırlar. Burada tesisine cevaz verilmiş olan sanayi dolayısiyle

Oysa flu an yaflad›¤›m adada, k›y›n›n ne kadar s›¤ oldu¤una ba¤l› olarak, gelgit s›ras›nda su kilometrelerce çekilebiliyor.. Rüzgarl› bir günse, deniz suyu

Haluk Eraksoy, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Çapa, İstanbul, Türkiye

Buradan hareketle İzmir ilinde önemli arı ürünlerinden olan süzme çam balı tüketimine yönelik olarak yapılan bu çalışmada tüketici tercihlerinin sosyal,

Pa­ ris Türk Turizm Bürosu ve Kültür Ateşeliği, Paris ve Tok­ yo’daki Türk Büyükelçilikleri, New-York Türk Evi, Türki­ ye iş Bankası'nın yanısıra yurt içi ve

Yedinci bölüm olan sonuç kısmında, tüm ulaşılan veriler doğrultusunda yapılarda ısıtma enerjisinden tassarruf sağlamak için enerji etkin duvar sistemlerinin