i * I I r | I V I 3Il 8 * .«***•: v*.<a*. v«* -v
BURHAN
FELEK
ÇOK HIRSA, ÇOK SABIR LAZIM!
M
ERHUME validem, zamanındaki mahalle mektebinde ilk tahsil görmüş bir hanımdı. Ama zekâsı ve tecrübesi, peder merhumun ve komşu larımızın kültürü, onu çok iyi yetiştirmiştir. Aramızdaki yaş farkı 15 sene idi. Çok genç yaşta evlenmişler. Biz yaşlılık devrinde kardeş gibi büyümüş olmamıza rağmen her zaman:
— Burhan! dediği anda, 5 yaşında iken duyduğum korku ve sevgiyle cevap verirdim.
Bu İstanbul hanımının kendine göre birtakım hadi selere göre kulandığı ata sözleri vardı. Bunlardan biri de:
— Çok hırsa, çok sabır lâzımdır! sözü idi.
Ben bugünkü yazıma başlık yaptığım bu ata sözünü valide merhumeden işitmiş ve öğrenmişimdir. Bu girişten sonra gelelim konuya.
Ermenilerin bir müddettir bizim dış temsilciliklerimi ze, dışarıdaki seyahat bürolarımıza, velhasıl siyasi veya ticari Türk müesseselerine karşı silahlı saldırılan oluyor.
Fransa’da ve başka yerlerde sefirlerimize kadar
temsilcilerimizi öldürüyorlar.
Fransa, maalesef nedense bir müddetten beri Türkiye’nin aleyhindedir. Basım, radyosu, televizyonu, hükümeti ile Türkiye’nin aleyhindedir. Fransa gibi İnsan Haklan Beyannamesi’ne imza koymuş bir memlekette bu cereyanın nasıl ve kimin tarafından yaratıldığını bilmiyorum.
Ben bundan evvel 1924 tarihinden beri en azmdan 10 defa Fransa’ ya gitm işim d ir. M ü tev effa General de Gaulle devrinde Fransa’ da Türkiye’ye karşı sadece kayıtsızlık, ilgisizlik vardı. Bu yavaş yavaş bugünkü, düşmanlık demiyorum, umumî bir antipatiye dönüştü, Fransızlar Türkleri sevmiyormuş! Bu vakıa Türklerin umurunda değildir. Ama bu hal düşmanca davranışlara ve düşmanlarımızı himayeye kadar giderse biz buna halk olarak kızarız. Hükümete gelince, o büyük bir devletin ağırbaşlılığını en iyi şekilde temsil eden bir siyasî varlıktır ve anarşi ile mücadele yüzünden memlekette mevcut olan sıkıyönetime rağmen halkı asla sıkmamakta, anarşi ile mücadelede yakın tarihimizdeki fevkalâde mahkemeler ve muhakeme usûllerine dahi başvurmamaktadır.
Bu böyle iken, Türkiye’ nin dış müesseselerine musallat olan Ermeni anarşik örgütleri faaliyetlerini günden güne arttırmaktadırlar. Sefirlerimizi, konsolos larımızı, sefirlerimizin eşlerini Avrupa'nın muhtelif şehirlerinde öldürmekle yetinmeyip bu sefer de Paris’te ki Türkiye Konsolosluğunu basarak 15 saat işgal etmiş ve Türkiye’ de tutuklu bulunan Ermeni ve Türk bazı şahısların bırakılmalarını talep etmişlerse de, Türk hükümetinin böyle taleplere öteden beri olduğu gibi boyun eğmemesi üzerine Fransız polisine teslim olmuş lardır. Bu baskın esnasında Türk konsoloshanesindeki polis memurlarımızdan birini öldürmüşler, bir konsolos luk görevlisini de ağır yaralamışlardır. Fransız hüküme ti bugün bu hadise ile bir sınav karşısmdadır. Bakalım, bu sınav, bundan 60 yıl evvel Almanya’da Talât Paşa’ yı öldüren Ermeni’ yi salıveren o devrin Alman adaletine mi benzeyecek, yoksa siyasî de olsa, adam öldürmenin nefs-i müdafaadan gayri hallerde cinayet olmaktan çıkamayacağım mı gösterecektir?
Bu elemli konuyu yazarken, en çok düşündüğüm ve endişelerini paylaştığım kimseler, Türkiye’ deki masum Ermeni hemşehrilerimizdir. Dünyanın gözü önünde cereyan eden bir hakikat odur ki, Türkiye Ermenileri Türk camiasının hemen hemen en refahlı, hiç değilse en çok çalışan ve kazanan bir zümresidir. Bunların içinde Türkiye’de en çok vergi veren zenginlerden iyi usta kuyumculara ve sanatkârlara kadar birçok kıymetli insanlar vardır. Bunlar dünyadan ve Avrupa’dan Türkiye’ de daha rahatça yaşarlarken ırkdaşlannın, önlenmesi bizimkilerin elinde olmayan vahim hadiseler çıkararak buradakileri tedirgin etmemesini temenni et mektedirler. Türkiye’ de Ermeni mekteplerinde Ermeni ce tahsil ve tedris yapılır. Türkiye’de Ermenice gazete çıkar. Atatürk’ün Türk Dil Kurumu’nda bir Ermeni dil uzmanı vardır. Bu zatı Atatürk seçmiştir. Bunlar bugünkü dünyada birer nimettir, birer devlettir. Türkiye’de Atatürk devrinden sonra hiç kimseye “ Er- menisin” diye Türkten ayrı bir muamele yapılmamıştır.
Bunları yazmaktan maksadımız, Türkiye’deki Erme ni hemşehrilerimizi rahatlatmak ve dışarıdaki Ermenile- re de, 1915’ten 1917’ye kadar Birinci Cihan harbinde Rusya'nın sevk ve idaresinde Türkiye’ ye yapılmış Ermeni saldırısının neticelerinden bugünkü Türkiye’nin sorumlu olmadığını anlatmaktır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi