• Sonuç bulunamadı

KONAKLAMA İŞLETMELERİNİN ULUSLARARASILAŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME: ANTALYA ÖRNEĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KONAKLAMA İŞLETMELERİNİN ULUSLARARASILAŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME: ANTALYA ÖRNEĞİ"

Copied!
186
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

KONAKLAMA İŞLETMELERİNİN ULUSLARARASILAŞMASI

ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME: ANTALYA ÖRNEĞİ

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Ulvi Hocaoğlu

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

KONAKLAMA İŞLETMELERİNİN ULUSLARARASILAŞMASI

ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME: ANTALYA ÖRNEĞİ

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Ulvi Hocaoğlu Tez Danışmanı Prof. Dr. Mithat Üner

(3)

i ÖNSÖZ

Çalışmanın ilk aşamalarındaki heyecanımı, emeğini koyarak benimle paylaşan meslektaşım Mehmet Tekin, motivasyonumu yitirdiğim zamanlarda ortaya çıkarak çalışmamı hızlandıran Prof. Dr. Ali Halıcı, çalışmanın tamamlanma aşamasında istatistiksel verilerin analizinde hiçbir yardımını esirgemeyen Kültür ve Turizm Uzmanı Yavuz Ataman ve konu seçiminden itibaren her türlü aşamada yanımda olan değerli danışmanım Prof. Dr. Mithat Üner’e minnet ve teşekkürlerimi sunarım.

(4)

ii

Ulvi Hocaoğlu’na ait “Konaklama İşletmelerinin Uluslararasılaşması Üzerine Bir Değerlendirme:Antalya Örneği” başlıklı tezi ……… tarihinde jürimiz tarafından Turizm İşletmeciliği Eğitimi Anabilim Dalında Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Prof. Dr. Mithat ÜNER ... ...

Üye: Prof. Dr. Azize TUNÇ HUSSEIN ... ...

Üye: Prof. Dr. Kurban ÜNLÜÖNEN ... ...

Üye: Prof.Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU ... ...

(5)

iii

KONAKLAMA İŞLETMELERİNİN ULUSLARARASILAŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME: ANTALYA ÖRNEĞİ

Hocaoğlu, Ulvi

Doktora, Turizm İşletmeciliği Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Mithat ÜNER

Haziran – 2009

Araştırmada, konaklama işletmelerinin uluslararasılaşma süreci, yöntemi ve bu yöntemin seçilmesine etkisi olan faktörlerin neler olduğu değerlendirilmiştir.

Tanımlayıcı olan çalışmanın amacı, konaklama işletmelerinin temel özelliklerini belirlemek, uluslararasılaşma sürecinde hangi yolları izledikleri; geleneksel uluslararasılaşma teorilerine uygun aşamaları mı izledikleri yoksa küresel mi doğduklarını ortaya koymaktır.

Araştırmanın evrenini, Antalya’da bulunan 4 ve 5 yıldızlı konaklama işletmeleri ile bunların üst düzey yöneticileri oluşturmaktadır. Araştırmada, literatürden yararlanarak geliştirilen anket formu kullanılmıştır. Uygulamaya başlanılan Haziran 2008 tarihi itibariyle Antalya’daki hedef işletme sayısı 310’dur. Örneklem hacmi ise 82 işletmedir. Elde edilen bilgiler açıklamalı tablolarla verilmiş, işletmelerin temel özellikleri ile yöneticilerin demografik ve mesleki bilgileri sıklık ve yüzde olarak ortaya konulmuştur. Ayrıca, bağımsız değişkenlere uygun olacak şekilde t-test veya ANOVA analizleri yapılmış, hata payı %5 olarak alınmıştır.

Çalışmada yer alan işletmelerin; kuruluş yeri ve yılı ile ilk kez yabancı ziyaretçi ağırlamaya başladıkları yıl, satış yapılan dış pazar sayısı, işletme büyüklükleri, müşteri profiline göre hizmetlerini uyumlaştırma dereceleri gibi özelliklerinin yanı sıra üst düzey yöneticilerinin yurtdışında eğitim görüp görmedikleri, deneyim süreleri, yabancı dil bilgisi, işletmelerin iç ve dış çevresi ile içinde bulundukları şebeke ve yabancı pazarlara ilişkin algılamaları ölçülmüştür. Elde edilen veriler doğrultusunda, işletmelerin uluslararasılaşma davranışı belirlenerek, küresel doğup doğmadıkları ve söz konusu işletmeler ile yöneticilerinin hangi özelliklerinin bu uluslararasılaşma yöntemine etkisi olduğu ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca, çalışmanın sonuçları ile literatür kıyaslanmış, bu sonuçların literatüre etkisi ile hükümet ve karar vericiler açısından önemine değinilmiştir. Bundan sonra yapılacak çalışmalar içinse, işletmelerin kuruluş yeri ve içinde bulundukları şebeke bağlamında, farklı örneklemler üzerinde çalışma yapılarak konuyla ilgili araştırma sayısının artırılması önerilmiştir.

Anahtar kelimeler: Küresel Doğan İşletmeler, Uluslararasılaşma, Otel,

(6)

iv

ACCOMMODATION ENTERPRISES: ANTALYA SAMPLE Hocaoğlu, Ulvi

Doctor of Philosophy, Department of Education of Tourism Management Thesis Advisor: Prof. Dr. Mithat ÜNER

June – 2009

In the study, the internationalization process, method and the factors which affected the selection of that method were evaluated.

The aim of this descriptive study is to determine the basic characteristics of the accommodation enterprises, to present the ways which they followed during internationalization process, i.e., whether they followed the steps of traditional internationalization theories or they were born global.

The population of the study was composed of four and five star hotels and holiday villages located in Antalya and their senior managers. In the study, the questionnaire, which was developed through literature, was used. The number of target enterprises located in Antalya was 310 in June 2008, which was the starting date of survey. 82 enterprises were selected as the sample. The obtained data were presented by descriptive tables, the basic characteristics of the enterprises and the demographical and occupational information of senior managers were given by frequencies and percentages. Also, t-test or ANOVA analyses were conducted according to the independent variables, and the error level was taken as 5%.

Some basic characteristics of the enterprises like the place and date of their incorporation, the date they first started to host foreign visitors, the number of the foreign markets they sold to, the sizes of those enterprises, and the degree that they adapted their services according to their customer profile, and whether their senior managers received education abroad or not, those managers' time of experience, knowledge level of foreign languages, and perceptions about their enterprises' inner and outer environment, the network the enterprises belonged to and foreign markets were surveyed. According to the obtained data, whether the enterprises were born global or not were evaluated by determining the enterprises' internationalization behaviour, and which characteristics of the enterprises and their senior managers affected this internationalization method were also evaluated. Also, results of the study were compared with related literature, and the impact of those results to related literature and importance of them for government and decision makers were emphasized. For the future studies, increasing the number of studies about the research subject by taking different samples according to the location of establishments and the network which they belong to was recommended.

Keywords: Born Global Establishments, Internationalization, Hotel, Holiday

(7)

v

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI……….i

ÖNSÖZ……….ii

ÖZET………...………iii

ABSTRACT………iv

İÇİNDEKİLER……….v

TABLOLAR LİSTESİ………vii

ŞEKİLLER LİSTESİ………. .ix

KISALTMALAR………..x 1.GİRİŞ 1.1 Araştırma Problemi………...1 1.2 Araştırmanın Amacı………...3 1.3 Araştırmanın Önemi...4 1.4 Araştırmanın Sınırlılıkları...14 1.4.1 Kavramsal Sınırlılıklar...14 1.4.2 Yöntemsel sınırlılıklar...16 1.5 Araştırmanın Varsayımları...17 2.KURAMSAL ÇERÇEVE 2.1 Uluslararasılaşma Süreci ve Teorileri...18

2.1.1 Uluslararasılaşma Süreci ………...18

2.1.2 Uluslararasılaşma Teorileri………...19

2.1.2.1 Geleneksel Teoriler………19

2.1.2.2 Yeni Uluslararası Girişimler(İş Ortaklıkları) Teorisi………23

2.1.3 Süreç Teorisi ile Girişimler Teorisinin Uygulanabilirliği...25

2.1.4 Girişimcilik Açısından Uluslararasılaşma...28

2.1.5 Uluslararasılaşmaya Şebeke/Ağ Yaklaşımı...30

2.1.6 Şebeke Yaklaşımının Geleneksel Yaklaşımdan Farklılıkları...37

2.1.7 Şebeke Yaklaşımının Getirdiği Yenilikler...38

2.1.8 Şebeke/Ağ Yaklaşımının Eleştirisi...40

2.1.9 Şebeke/Ağ Yaklaşımının Diğer Modellerle Karşılaştırılması...41

2.2 Konaklama İşletmelerinin Sunduğu Hizmetleri Diğer Hizmetlerden Ayıran Özellikler...42

2.3 Konaklama İşletmeleri Tarafından Uluslararası Pazarlara Girişte Kullanılabilecek Yollar...47

2.4. Uluslararası Pazarlamada Yeni Bir Kavram: Küresel Doğanlar...50

2.4.1 Küresel Doğanlar Kavramının Gelişimi...50

2.4.2 Benzer Kavramlar(Uluslararası Yeni İş Ortakları, Küresel Başlangıçlar, vb.)...50

(8)

vi

3.2 Evren ve Örneklem...65 3.3 Verileri Toplama Teknikleri...69 3.4 Verilerin Analizi...70 4. BULGULAR ve YORUM

4.1 Araştırmaya İlişkin Bulgular...72 4.1.1 Araştırmaya Dâhil Olan Üst Düzey Yöneticilere İlişkin Demografik Bulgular...72 4.1.2 Araştırmaya Dâhil Olan Üst Düzey Yöneticilerin Mesleki

Özelliklerine İlişkin Bulgular...74 4.1.3 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin

Özelliklerine İlişkin Bulgular...76 4.1.4 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Hizmetlerini

Uyarlama Derecelerine İlişkin Bulgular...82 4.1.5 Araştırmaya Dâhil Olan İşletmelerin Üst Düzey Yöneticilerinin Algılamalarına İlişkin Sonuçlar ………88 4.1.6 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin 2007 Yılı Yurtdışı Satışlarının Toplam Satışlarına Oranının Diğer Değişkenler Bağlamında

Analizi………..108 4.2 Araştırma Bulgularının Yorumlanması………119 5.SONUÇ ve ÖNERİLER

5.1 Sonuçların Yorumlanması...122 5.2 Sonraki Araştırmalar için Öneriler...………..131 KAYNAKÇA...………..133 EKLER

EK-1 Uluslararası Girişimcilik Üzerine Son Yıllarda Yapılan Araştırmaların

Kronolojik Sunumu (1993–2005)………142 EK-2 Seçilmiş ve gözden geçirilmiş 27 çalışmanın sınıflandırılması………..167 EK-3 Araştırmada Kullanılan Anket Formu……….168 EK-4 Anket Sonuçlarına İlişkin Standart Sapma ve Olasılık Değeri Tablosu…….173

(9)

vii

Sayfa Tablo 1.1 Turizm Gelirlerinin Gayri Safi Milli Hâsıla İçindeki Payı

(Cari Alıcı Fiyatlarıyla ) ( 1965 – 2008) 7 Tablo 1.2 Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirleri ve Turizm Giderlerinin

İthalat Giderlerine Oranı 9

Tablo 1.3 Ziyaretçi ve Dönen Vatandaş Sayısı, Turizm Gelir - Gider ve

Ortalama Harcama( 1964 – 2008) 12

Tablo 2.1 İşletmelerin Uluslararasılaşma Süreci 19

Tablo 2.2 Yenilikçi Modele İlişkin Aşamalar 22

Tablo 2.3 Geleneksel teoriler ile YUG Teorilerinin Benzerlik ve Farklılıkları 26 Tablo 2.4 Şebeke/Ağdaki Katılımcıların Güç Kaynakları 31 Tablo 2.5 Hizmetlerin doğasına göre sınıflandırılması 46 Tablo 2.6 Küresel Doğanlar ve Benzer Kavramlar 55 Tablo 3.1 Türkiye Genelinde İşletme Faaliyeti Gösteren Turizm İşletmesi Belgeli

Tesislerin Tür ve Sınıfları 66

Tablo 3.2 Antalya Genelinde İşletme Faaliyeti Gösteren 4 ve 5 Yıldızlı Turizm

Belgeli Tesislerin Tür ve Sınıfları 67

Tablo 3.3 Antalya Genelinde İşletme Faaliyeti Gösteren 4 ve 5 Yıldızlı Turizm Belgeli Tesislerden Araştırmaya Dâhil Olanların Tür ve Sınıfları 68 Tablo 3.4 Türkiye’ye Gelen Yabancı Ziyaretçilerin Başlıca Turistik Merkezlere Göre

Dağılımı 68

Tablo 4.1 Araştırmaya 4 ve 5 Yıldızlı Otellerde Üst Düzey Yöneticilerin

Demografik Özellikleri 72

Tablo 4.2 Yurtdışı Pazarlara Yönelik Satış Deneyimine İlişkin Dağılım 74 Tablo 4.3 Yöneticilerin Bildiği Yabancı Dillerin Düzeylerine Göre Dağılımı 74 Tablo 4.4 Yurtdışında Konaklama Sektöründe Çalışma Deneyimine İlişkin 75

Dağılım

Tablo 4.5 Yurtiçinde Uluslararası Zincir Bir İşletmede Çalışma Deneyimine

İlişkin Dağılım 75

Tablo 4.6 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Antalya İlinde

Bulundukları Yörelere Göre Dağılımı 76

Tablo 4.7 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Kuruluş Yıllarına

İlişkin Dağılım 77

Tablo 4.8 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Yabancı Misafir

Ağırlamaya Başladıkları Yıllara İlişkin Dağılım 78 Tablo 4.9 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Kuruluşlarından

Yabancı Misafir Ağırlamaya Kadar Geçen Süreye İlişkin Dağılım 79 Tablo 4.10 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Tür ve Sınıflarının

Dağılım 79

Tablo 4.11 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Yatak Sayılarına

İlişkin Dağılım 80

Tablo 4.12 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinde Çalışanların Sayısına

(10)

viii

Anlaşması Olanlara İlişkin Dağılım 81

Tablo 4.14 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Ağırladıkları

Misafir Ülke Sayılarına İlişkin Dağılım 81 Tablo 4.15 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Sundukları

Hizmetlerin, Gelen Yabancı Misafirlerin Profillerine Göre Uyarlama

Derecelerini Gösteren Dağılım 82

Tablo 4.16 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Yurtdışına Satışlarının Toplam Satışlarına Oranına İlişkin Dağılım 83 Tablo 4.17 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Yurt Dışı Satışlarına

İlişkin Hedeflerine Ulaşma Derecelerine İlişkin Dağılım 83 Tablo 4.18 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerine Ait Antalya İlinde

4 ya da 5 Yıldızlı Başka Konaklama İşletmesi Bulunup Bulunmadığına

İlişkin Dağılım 84

Tablo 4.19 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Antalya İlinde 4 ya da 5 Yıldızlı Başka Konaklama İşletmesi Bulunanlarına İlişkin

Sayısal Dağılım 85

Tablo 4.20 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerine Ait Yurtdışında Başka Bir Konaklama İşletmesi Bulunup Bulunmadığına İlişkin

Dağılım 85

Tablo 4.21 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Örgüt Yapısında Ayrı Bir Pazarlama Bölümü Bulunup Bulunmadığına İlişkin Dağılım 86 Tablo 4.22 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Yurtdışına Satışlar

İçin Ayrı Bir Bölümleri ya da Çalışanları Bulunup Bulunmadığına

İlişkin Dağılım 86

Tablo 4.23 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Turizm Sektöründe Ulusal Bir Örgüte Üye Olup Olmadıklarına İlişkin Dağılım 87 Tablo 4.24 Araştırmaya Dâhil Olan Konaklama İşletmelerinin Turizm Sektöründe

Uluslararası Bir Örgüte Üye Olup Olmadıklarına İlişkin Dağılım 87 Tablo 4.25 Araştırmaya Dâhil Olan Üst Düzey Yöneticilerin İşletmenin İç ve Dış

Çevresine Yönelik Algılamaları 89

Tablo 4.26 Araştırmaya Dâhil Olan Üst Düzey Yöneticilerin Şebekeye Yönelik

Algılamaları 95 Tablo 4.27 Araştırmaya Dâhil Olan Üst Düzey Yöneticilerin İşletme İçin

(11)

ix

Şekil 1.1 Turizm Gelirinin Yıllara Göre Dağılımı 5 Şekil 2.1 Uppsala Modelinde Uluslararasılaşma Süreci 21

Şekil 2.2 Yeni Uluslararası Girişim Türleri 24 Şekil 2.3 Bütünleştirilmiş Uluslararası Girişimcilik 30 Şekil 2.4 Küresel Doğan Şirketlerin Ortaya Çıkışı ve Genel Özellikleri 62

(12)

x GSMH: Gayrı Safi Milli Hasıla

UNWTO/DTÖ: Birleşmiş Millet Dünya Turizm Örgütü OECD: Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü

FDI (Foreign Direct Investment): Doğrudan Yabancı Yatırım YUG: Yeni Uluslararası Girişim

UST: Uluslararasılaşmanın Süreç Teorileri UG: Uluslararası girişimcilik

EPSG: Endüstriyel/Uluslararası Pazarlama ve Satınalma Grubu UM: Uppsala Modeli

YM: Yenilikçi Model

AKTOB: Akdeniz Turistik Otelciler Birliği ALTİD: Alanya Turistik İşletmeciler Derneği TÜROFED: Türkiye Otelciler Federasyonu CEO: İcra Kurulu Başkanı

(13)

1.GİRİŞ

1.1 Araştırma Problemi

Pazarlama kavramının son yüzyıldaki hızlı gelişimine bağlı olarak genişleyen pazarlama literatürü, yeni alt başlıklarla çeşitlenerek zenginleşmiş ve her alt başlık altında yeni kavramlar ve tanımların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlardan ikisi de “uluslararası pazarlama” ve “uluslararasılaşma” kavramlarıdır. Bu başlık altında yapılan derinlemesine çalışmalar, uluslararasılaşma kavramının yeni bir boyut kazanmasına neden olmuştur. Literatürdeki teoriler ihracatla başlayan aşama modelleri ile uluslararasılaşmayı ifade ederken, dünya ekonomisindeki hızlı gelişmelere bağlı olarak gelişen bölgesel işbirliklerinin artması, uluslararası ticaretin önündeki engellerin büyük ölçüde azalması, teknolojik yeniliklerin getirdiği kolaylıklar, “küreselleşme” kavramı ile özetlenen ve bütün dünyanın sosyal, ekonomik, kültürel ve daha birçok alanda bütünleşmesini ifade eden bir sonucu ortaya çıkarmıştır.

Küreselleşme ile birlikte şirketlerin herhangi bir süreç veya aşamaya bağlı olmaksızın, kuruluşlarından itibaren uluslararası pazarlara yönelen birçok şirketin varlığı ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda uluslararası pazarlama ve uluslararasılaşma da yeni kavram ve yeni olgularla tanışmış ve teorideki gelişme “küresel doğan işletme” kavramı ile şimdilik sonlanmış görünmektedir.

Küresel doğan işletmelere ilişkin yurt dışında son 20 yıldan bu yana çok sayıda akademik çalışma yapılmış ve tartışmalar bu işletmelere özgü bazı temel ölçütlerin geliştirilmesini sağlamıştır. Ancak bu çalışmalar daha çok malların pazarlanması üzerine odaklanmış ve özellikle teknolojik yenilik içeren ürünler geliştiren şirketler üzerine devam ettirilmiştir. Hizmetlerin pazarlanmasına ilişkin literatür henüz gelişmekte olan bir disiplin olarak pek çok yeniliğe açıktır. Hizmetler kapsamında ele alınabilecek olan turizm sektörünün konaklama işletmelerine yönelik olarak küresel doğanlara ilişkin bir çalışmaya ise yapılan literatür taramasında rastlanılamamıştır (Ek-1 Literatür taramasına ilişkin özet). Küresel doğanlara ilişkin

(14)

olarak yapılan çalışmaların önemli bir bölümü mal üretiminde bulunan ve genellikle yenilikçi teknolojilere sahip olan küçük ve orta ölçekli işletmeler üzerine yoğunlaşmıştır. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmeliğe göre; küçük ve orta ölçekli işletmelerin Türkiye’de yapılan tanıma esas ölçütler, çalışan sayısı ile yıllık net satış hâsılatı veya yıllık mali bilanço rakamlarıdır. Buna göre çalışan sayısı 0–9 olan işletmeler mikro, 10–49 olanlar küçük, 50–249 olanlar ise orta ölçekli işletme olarak değerlendirilebilmektedir.

Yukarıda belirtilen rakamların dışında kalan (250 ve üzeri çalışana sahip) işletmeler ise mevzuat gereği büyük ölçekli işletme olarak sayılmaktadırlar. Bu bağlamda konaklama sektörüne yönelik olarak yapılacak bu çalışma tanımlayıcı olması açısından önemli sayılabilecektir.

Hizmet pazarlamasının uluslararasılaşma boyutu, üzerinde daha fazla çalışması gereken başlıklardan birisi olmaya devam etmektedir. Ancak, bu başlık altında incelenebilecek “turizm sektöründe” üretilen hizmetlerin “uluslararasılaşma” kavramı içerisindeki yeri açıklanmaya en fazla muhtaç konulardan birisidir. Turizm sektöründe hizmet üreten konaklama işletmelerinin hedef alınarak uluslararasılaşma boyutunun kapsamlı olarak ele alınması, bu işletmelerin özelliklerinin belirlenmesi ve uluslararasılaşma süreçlerinin küresel doğanlar işletmelere ilişkin literatürle bütünleştirilmesi, literatür taraması sırasında rastlanılmamış bir çalışmadır. Bu işletmelerin uluslararasılaşma sürecinin nasıl gerçekleştiği ve bu başlık altında küresel doğup doğmadıkları sorusunun yanıtı henüz bilinmemektedir. Diğer taraftan, bu işletmelerin küresel doğan işletmeler olduklarının varsayılması halinde uluslararasılaşma süreçlerine etkisi olan temel faktörlerin neler olduğu da bilinmemektedir.

Literatürde, küresel doğan işletmelerin bu eylemlerine etkide bulunan faktörler çeşitli açılardan ele alınarak incelenmiştir. Buna ilişkin detaylı literatür taramasına, kapsamın geniş olması nedeniyle ikinci bölümde ayrıntılı olarak yer verilmiştir.

Özetle; çalışmanın ortaya koyduğu temel problem uluslararası pazarlama başlığı altında literatürde boşluk olduğu saptanan, konaklama işletmelerinin nasıl uluslararasılaştıkları, uluslararasılaşmada hangi yolları izledikleri, küresel olarak

(15)

doğup doğmadıklarının belirlenmesi ve küresel doğduklarının tespiti halinde literatürde yer alan küresel doğan işletmeler tanımına uygun olup olmadıklarına ilişkin özelliklerinin ortaya konulmasıdır. Her iki boyutun da bu güne kadar ele alınmamış olması, çalışmanın sonuçlarının hizmet pazarlaması literatürüne olumlu katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

1.2 Araştırmanın Amacı

Uluslararası pazarlama literatürünün mallar üzerine yoğunlaşması bir yana, hizmet pazarlamasının gelişiminin de mallara ilişkin literatürün uyarlanması ile sınırlı kalması, bu disiplini ikincil konumda kalmaya zorlamaktadır. Oysa dünya ekonomisinde, özellikle bölgesel ekonomik birlikler ve dünya ticaretinin serbestliği ile insanların ve hizmetlerin hareketliliği de artmış ve ekonomik bir değer olarak hizmetler önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Bu bağlamda hizmetlerin üretim-tüketim süreci de uluslararası nitelik kazanmış, uluslararası hizmet pazarlaması da bu boyutuyla ele alınarak incelenmeye başlanmıştır. Literatürün son yıllardaki hızlı gelişim süreci ileri teknolojiye sahip firmalar ile yenilikçi firmaların malları üzerine ve genellikle de bu özelliklere sahip küçük ve orta ölçekli firmalara yoğunlaşmıştır. Bu alanda sağlanan hızlı gelişimin hizmet pazarlaması literatürüyle bütünleştirilmesi gerekmektedir. Hizmetler yarattıkları değere karşın, literatürdeki gelişimi aynı hızda seyretmemektedir. Oysa hizmetlerin malların bir parçası ya da devamı olarak görülmesi yanında, kendine has özellikleri ile ele alınması, hükümetlerin, uluslararası kurum ve kuruluşların da hizmet sektörüne yeterli önemi atfetmelerini sağlayacaktır.

Hizmet pazarlaması kapsamında ele alınabilecek birçok sektör bulunmaktadır. Konaklama hizmetlerinin ön plana çıkarılarak uluslararası pazarlama literatürü ile bütünleşmesini sağlamak bu tezin genel amacıdır.

Söz konusu genel amacın gerçekleştirilebilmesi için;

1. Antalya’da faaliyet gösteren 4 ve 5 yıldızlı konaklama işletmelerinin uluslararasılaşma davranışı ile küresel doğan işletmelerin uluslararasılaşma davranışı arasında fark olup olmadığı ve

(16)

2. İşletmelerin özellikleri ortaya konularak, söz konusu uluslararasılaşma davranışına hangi faktörlerin etkisi olduğu araştırılacaktır.

Çalışma tanımlayıcı olmayı hedefleyerek literatüre katkı sağlamayı hedeflemektedir.

1.3 Araştırmanın Önemi

Hizmet sektörü, kendi içerisinde geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu çalışmada turizm sektörü, Türkiye için ekonomik büyüklükler açısından önemli bir yere sahip olması nedeniyle özellikle ele alınmıştır.

Uluslararası ticaretin hızla geliştiği ve rekabetin yoğunlaştığı küresel dünyada, Türkiye’nin rekabet avantajının üst düzeyde olduğu sektörlerden birisi de turizm sektörüdür. Arz açısından sahip olduğu tarihi ve arkeolojik yer ve eserlerin zenginliği, doğal güzellikleri, kültürü ve coğrafyası, iklimi ve bitki örtüsü ile konaklama tesislerinin yeni ve rakip ülkelere oranla üst sınıf özellikleri taşıması gibi üstünlüklerinin, talebin karşılanması sürecinde de sürdürülebilirliğini sağlamak önemlidir. Turizm yatırımları geri dönüşü uzun yıllar alan, sermaye/hâsıla oranı yüksek, siyasal, sosyal, doğal ve ekonomik olaylara duyarlı olduğu için riskli ve bu nedenle bütün dünyada desteklenen ve teşviklerin uygulandığı yatırımlardır. Sürekli artış grafiği çizen Türkiye’nin turizminin 1960’lı yılların başından itibaren olan dönemine bakıldığında kırılma noktalarının, siyasi krizlerin, doğal afetlerin(deprem, salgın hastalık vb.) yaşandığı veya uluslararası ekonomik istikrarın bozulduğu dönemlere rastladığını görmek mümkündür. Bu süreçte yaşanan küresel pek çok olumsuzluğa ve değişen koşullara rağmen, Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı ile elde edilen döviz gelirleri artış eğilimini sürdürmeye devam etmiştir. Üstelik artışa ilişkin rakamlar gerek dünya gerekse bölge(Avrupa) ortalamasının oldukça üzerinde seyretmiştir. Şekil 1.1’de de görüleceği gibi ülke içerisinde yaşanan ekonomik ve siyasi ve yönetimsel sorunlara rağmen artış eğilimi devam etmiştir.

(17)

Şekil 1.1

Turizm Gelirinin Yıllara Göre Dağılımı Kaynak: www.kulturturizm.gov.tr

(18)

Söz konusu dönemlerde bile pek çok sektörün önüne geçerek gayrisafi milli hâsılaya katkısını sürdüren turizm sektörünün önemli bir parçasını oluşturan konaklama işletmelerinin faaliyetlerinin Türkiye’de ihracat kapsamına henüz alınmış olması dikkat çekicidir. Oysa sektörü düzenleyen temel kanun olarak bilinen 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 13 üncü maddesinin son fıkrasında “Belgeli işletmelerden Bakanlar Kurulunca her yıl belirlenen döviz miktarını sağlayanlar, ihracatçı sayılırlar” hükmü 1982 yılından bu yana mevcuttur. Literatürde, ihracat faaliyetlerinin uluslararasılaşmanın aşamalarından birisi olduğu gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda, hem teorik hem yasal hem de uygulamada konaklama sektörünün uluslararasılaşma sürecinin açıklanmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Bugüne kadar bu konuda yapılmış çok az sayıda makale ve inceleme bulunmakta olup, bunlarda ele alındıkları dönem koşulları ve literatür açısından ihracat odaklıdır. Ancak uluslararası pazarlama literatürü içerisinde ele alınan “uluslararasılaşma süreci”ne ilişkin çalışmalar 1990’lı yıllardan itibaren çok önemli gelişmelere göstermiştir. Bu çalışma ile literatürdeki gelişmeye paralel olarak konaklama işletmelerinin uluslararasılaşma sürecine yeni bir boyut kazandırılacak ve bu süreci etkilemesi muhtemel görülen faktörler ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu anlamda hem literatüre önemli bir katkı sağlanacak, hem de sektör ve sektörü yönlendiren ve düzenleyen hükümetlerin, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların da konaklama sektörüne yeterli önemi atfetmelerini sağlayacaktır.

Dünyada son 40 yıl içinde turizm sektöründe izlenen hızlı büyüme eğilimi, Türkiye'de son 20 yıllık dönemde yaşanmıştır. Türkiye'de gerçekleşen ortalama yıllık büyüme hızları, 20 yıllık dönem için uluslararası yıllık büyüme hızlarının üzerinde seyretmiştir.

Turizmin geliştiği ülkelerde, turizm sektörü Gayrisafi Milli Hasılanın (GSMH) belirleyici alt sektörlerinden birisi konumuna gelmiştir. Aynı eğilim 1990 sonrasında Türk ekonomisi içinde de görülmektedir(Tablo 1.1).

(19)

Tablo 1.1

Turizm Gelirlerinin Gayri Safi Milli Hâsıla İçindeki Payı ( Cari Alıcı Fiyatlarıyla ) ( 1965 – 2006 )

Yıllar

Gayrisafi Milli Hâsıla Gelir ( X ) Turizm Gelirlerinin Milyon TL Milyon $ Milyon $ Gsmh İçindeki Payı (%)

1965 76 726,3 8 525,1 13,8 0,2 1966 91 419,0 10 157,7 12,1 0,1 1967 101 480,6 11 275,6 13,2 0,1 1968 163 892,7 12 499,3 24,1 0,2 1969 183 356,2 13 877,0 36,6 0,3 1970 207 814,8 9 951,3 51,6 0,5 1971 261 072,6 12 969,9 62,9 0,5 1972 314 139,6 17 200,7 103,7 0,6 1973 399 088,6 22 130,7 171,5 0,8 1974 537 677,6 30 507,0 193,7 0,6 1975 690 900,8 37 598,0 200,9 0,5 1976 868 065,8 41 283,5 180,5 0,4 1977 1 108 270,7 49 177,1 204,9 0,4 1978 1 645 968,5 53 690,7 230,4 0,4 1979 2 876 522,9 52 962,2 280,7 0,5 1980 5 303 010,2 57 198,3 326,7 0,6 1981 8 022 745,3 46 087,2 381,3 0,8 1982 10 611 859,2 52 853,0 370,3 0,7 1983 13 933 008,1 50 153,5 411,1 0,8 1984 22 167 739,9 48 986,5 840,0 1,7 1985 35 350 318,4 52 597,6 1 482,0 2,8 1986 51 184 759,3 75 173,0 1 215,0 1,6 1987 75 019 388,1 85 979,0 1 721,1 2,0 1988 129 175 103,7 90 460,0 2 355,3 2,6 1989 230 369 937,1 107 544,0 2 556,5 2,4 1990 397 177 547,4 150 758,0 3 225,0 2,1 1991 634 392 841,0 150 168,0 2 654,0 1,8 1992 1 103 604 909,0 158 122,0 3 639,0 2,3 1993 1 997 322 597,4 178 715,0 3 959,0 2,2 1994 3 887 902 917,0 132 302,0 4 321,0 3,3 1995 7 854 887 167,0 170 081,0 4 957,0 2,9 1996 14 978 067 283,0 183 601,0 5 962,1 3,2 1997 29 393 262 147,0 192 383,0 8 088,5 4,2 1998 53 518 331 580,0 206 552,0 7 808,9 3,8 1999 78 282 966 809,0 185 267,0 5 203,0 2,8 2000 125 596 128 755,0 200 002,0 7 636,0 3,8 2001 176 483 953 021,0 145 693,0 10 066,5 6,9 2002 273 463 167 796,0 180 892,0 11 900,9 6,6 2003 356 680 888 000,0 239 235,0 13 203,1 5,5 2004 430 511 476 967,0 300 578,0 15 887,7 5,3 2005 486 401 032 274,0 360 876,0 18 153,5 5,0 2006 575 783 962 136,0 399 673,0 16 850,8 4,2 2007 843 178 421 000,0 648 754,0 18 487,0 2,8 2008 950 144 300.000,0 741 792,0 21 910,9 3,0

Kaynak: (1963 - 1978) MALİYE BAKANLIĞI, (1979 - 1983) MERKEZ BANKASI, (1984 - 1990) YAB. ZİY. ÇIKIŞ

ANKETİ, (1991 - 1995) MERKEZ BANKASI, (1996 - 1998) TURİZM BAKANLIĞI + DİE, (1999 - 2000) MERKEZ BANKASI, (2001-2002) TURİZM BAKANLIĞI + DİE, (2003-2007) KTB + TUİK + MERKEZ BANKASI

(20)

Turizm bölgeleri arasındaki uluslararası rekabet, özellikle 1980 ve 1990’lı yıllarda giderek keskinleşmiştir. 1990'lı yıllar dünya turizminin istikrarlı olarak büyümeye devam ettiği, ancak rekabet ortamının giderek yoğunlaştığı bir dönem olmuştur. Sektörün bu dönemdeki hızlı büyümesinde ve rekabetin giderek hız kazanmasında; uluslararası alanda bu gün adına küreselleşme denilen sürecin başlangıcı olan ve 1980 sonrasında yaşanan mali liberalleşme akımları; Doğu-Avrupa ülkelerindeki siyasi rejimlerin hızla liberal yapılara dönüşerek, seyahat özgürlüğü önündeki kısıtlayıcı engellerin kalkması gibi siyasi ve ekonomik temel tercihlerdeki değişiklikleri belirleyici etkiye sahiptir. Bu değişimle birlikte, özellikle enformasyon ve ulaştırma teknolojilerinde yaşanan beklenenin de ötesindeki hızlı değişim, ekonomik ve siyasi nedenlerle genişlemiş olan seyahat talebine rekabet ortamı yaratmış, çok farklı gelir gruplarındaki tüketiciler için seyahat talebini etkin hale getirmiştir.

Türkiye' de, turizm sektörünün ülkenin ekonomik yapısında öne çıkmasında, sunulan yatırım kolaylıkları kadar, 1980 sonrasındaki mali liberalleşme de belirleyici bir unsur olmuştur.

Dünyada, doksanlı yıllardaki turist sayısında ortalama yıllık yüzde 4,6 artış oranı ile 2000 yılında 698 milyon kişi turizm hareketine katılmış, turizm gelirleri ise yılda yüzde 9'luk bir artışla 476 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu artış hızı baz alınarak Dünya Turizm Örgütü tarafından yapılan tahminler 2023 yılında toplam turizm gelirlerinin 2 trilyon dolara ulaşabileceğini göstermektedir(www.unwto.org).

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde dış turizm gelirinin ihracat gelirlerine oranı yüzde 7, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 9,6'dır. Türkiye’de bu oran Tablo 1.2’de görüleceği üzere 2002 yılında yüzde 33,9’a kadar yükselmiş, 2007 yılında ise yüzde 17,2, 2008’de ise 16,6 olarak gerçekleşmiştir(www.kulturturizm.gov.tr). Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içinde yabancı turist girişi itibariyle en hızlı gelişen ülke Türkiye'dir. Buna turizmin ivme kattığı ve katma değer artışı yarattığı diğer sektörlerdeki dolaylı gelişmeleri de eklemek gerekir.

(21)

Tablo 1.2

Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirleri ve Turizm Giderlerinin İthalat Giderlerine Oranı ( 1964 - 2008) ( 1.000.000 $) Yıllar Ihracat Turizm Gelirleri Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirlerine Oranı (%) Ithalat Turizm Giderleri Turizm Giderlerinin İthalat Giderlerine Oranı (%) 1964 411,0 8,3 2,0 537,0 21,8 4,1 1965 464,0 13,8 3,0 572,0 24,3 4,2 1966 490,0 12,1 2,5 718,0 26,3 3,7 1967 523,0 13,2 2,5 685,0 26,8 3,9 1968 496,0 24,1 4,9 764,0 33,4 4,4 1969 537,0 36,6 6,8 801,0 42,2 5,3 1970 588,0 51,6 8,8 948,0 47,7 5,0 1971 677,0 62,9 9,3 1 171,0 42,2 3,6 1972 835,0 103,7 12,4 1 563,0 59,3 3,8 1973 1 317,1 171,5 13,0 2 086,0 93,0 4,5 1974 1 532,2 193,7 12,6 3 777,6 151,8 4,0 1975 1 401,1 200,9 14,3 4 738,7 155,0 3,3 1976 1 960,0 180,5 9,2 5 128,0 207,9 4,1 1977 1 753,0 204,9 11,7 5 796,3 268,5 4,6 1978 2 288,0 230,4 10,1 4 599,0 102,5 2,2 1979 2 261,2 280,7 12,4 5 069,4 95,1 1,9 1980 2 910,1 326,7 11,2 7 909,4 114,7 1,5 1981 4 702,9 381,3 8,1 8 933,4 103,3 1,2 1982 5 746,0 370,3 6,4 8 842,7 108,9 1,2 1983 5 727,8 411,1 7,2 9 235,0 127,3 1,4 1984 7 133,6 840,0 11,8 10 756,9 276,8 2,6 1985 7 958,0 1 482,0 18,6 11 343,4 323,6 2,9 1986 7 456,7 1 215,0 16,3 11 104,8 313,6 2,8 1987 10 190,0 1 721,1 16,9 14 158,0 447,7 3,2 1988 11 662,0 2 355,3 20,2 14 335,4 358,0 2,5 1989 11 624,7 2 556,5 22,0 15 792,1 565,0 3,6 1990 12 959,3 3 225,0 24,9 22 302,1 520,0 2,3 1991 13 593,5 2 654,0 19,5 21 047,0 592,0 2,8 1992 14 714,6 3 639,0 24,7 22 871,1 776,0 3,4 1993 15 345,1 3 959,0 25,8 29 428,4 934,0 3,2 1994 18 105,9 4 321,0 23,9 23 270,0 866,0 3,7 1995 21 637,0 4 957,0 22,9 35 709,0 912,0 2,6 1996 23 225,5 5 962,1 25,7 43 626,6 1 265,0 2,9 1997 26 261,1 8 088,5 30,8 48 558,7 1 716,0 3,5 1998 26 974,0 7 808,9 28,9 45 921,4 1 753,9 3,8 1999 26 587,2 5 203,0 19,6 40 671,3 1 471,0 3,6 2000 27 774,9 7 636,0 27,5 54 502,8 1 711,0 3,1 2001 31 334,2 10 066,5 32,1 41 399,1 1 738,0 4,1 2002 35 081,1 11 900,9 33,9 51 553,8 1 880,0 3,7 2003 46 877,6 13 203,1 28,2 69 339,7 2 113,3 3,1 2004 63 167,0 15 887,7 25,1 97 539,8 2 524,0 2,6 2005 73 476,4 18 153,5 24,7 116 774,2 2 870,4 2,5 2006 85 534,7 16 850,8 19,7 139 576,2 2 742,3 2,0 2007 107 271,8 18 487,0 17,2 170 062,3 3 259,6 2,0 2008 131 965,7 21 910,9 16,6 201 960,3 3 506,4 1,7 Kaynak: (1963 - 1978) MALİYE BAKANLIĞI, (1979 - 1983) MERKEZ BANKASI, (1984 - 1990) YAB. ZİY. ÇIKIŞ

ANKETİ, (1991 - 1995) MERKEZ BANKASI, (1996 - 1998) TURİZM BAKANLIĞI + DİE, (1999 - 2000) MERKEZ BANKASI, (2001-2002) TURİZM BAKANLIĞI + DİE, (2003-2008) KTB + TUİK + MERKEZ BANKASI

(22)

Dünya Turizm Örgütü’nün(DTÖ) 27 Ocak 2009’da yayınlanan barometresine göre; 2008 yılında uluslararası turist hareketleri, 2007’ye göre % 2’lik bir büyüme ve 16 milyonluk bir artış göstererek 924 milyon kişiye ulaşmıştır. Dünya ekonomisinin etkisi altında olduğu küresel ekonomik durgunluk nedeniyle (finansal kriz, emtia ve petrol fiyat yükselmeleri, keskin kur dalgalanmaları), turizm talebi yıl boyunca son derece değişken seyredecek, tüketici ve ticari işlemlerdeki güvensizlik nedeniyle bu değişkenlik durgunlukla sonuçlanabilecektir(www.unwto.org).

2008 yılının ikinci yarısında uluslararası turist hareketlerinin artışında görülen azalma eğiliminin 2009 yılında da devam etmesi beklenmektedir.

Uluslararası turizmin 2008 yılında genel olarak % 2 büyüme göstermesi, mali piyasaların çöküşünden önce ve yılın ilk bölümündeki artış rakamlarının güçlü olmasından kaynaklanmaktadır. Yılın ikinci yarısında uluslararası turizm hareketleri durağan ve büyük ölçüde negatif büyüme gösteren bir eğilim ile ani değişiklik göstermiştir. Genel olarak, Ocak ve Haziran arasındaki % 5 büyüme, yılın ikinci yarısında %1 azalmayla sonuçlanmıştır. Ancak turizm sektörü ekonomik darboğazlarda inşaat, emlak veya araç üretim gibi diğer ekonomik sektörlere göre daha dirençlidir(www.unwto.org).

Mevcut sorunlu ekonomik senaryonun 2009 ve muhtemelen 2009’dan sonra da devam etmesi beklenmektedir. Bu yıl için Dünya Turizm Örgütü’nün (DTÖ) ilk tahmini daha mütevazı bir performans öngörmektedir. DTÖ Dünya Turizm Barometresi verilerine göre; 2009 yılında uluslararası turizm hareketlerinde durgunluk, hatta biraz düşüş beklenmektedir. Ama belirsizlik çok değişkenli gözüken ekonomik koşullara bağlıdır. Eğer ekonomi iyileşme belirtileri göstermeye başlarsa, uluslararası turizm hareketleri, birazı 2009’ a yetişen ancak, esas olarak sonraki dönemler için öngörülen kötümser tahminleri aşağıya doğru çekebilecektir.

Bir bütün olarak 2008 yılı, Avrupa dışında, tüm bölgelerde olumlu geçmiştir. En iyi performans Ortadoğu(11%), Afrika (5%) ve Amerika’da (4%) gerçekleşmiştir. Ağustos’a kadar olan bu yoğunluk, ABD ve çoğu Orta ve Güney Amerika’da olan tatil bölgelerinden sağlanmıştır. 2008 yılının son altı ay içinde büyüme hem Avrupa (-3%) hem de Asya (-3%) için negatif gerçekleşmiştir. Bu düşüşte, 2007 yılında gerçekleşen çift haneli büyüme ile Asya'da 2008 yılının ilk yarısında gerçekleşen (6%) büyüme önemlidir. Genel yavaşlamaya rağmen, 2008

(23)

yılında dünyanın çeşitli yerlerindeki bazı bölgelerde çok olumlu sonuçlar da ortaya çıkmıştır. Özellikle Honduras, Nikaragua, Panama, Uruguay, Kore Cumhuriyeti, Macao (Çin), Endonezya, Hindistan, Mısır, Lübnan, Ürdün, Fas ve Türkiye gibi ülkeler bu sonuçta etkilidir(www.unwto.org).

Türkiye 2008 yılında, bir önceki yıla nazaran ziyaretçi sayısını % 13,7 oranında arttırmak başarısını göstermiş ve böylece Avrupa ülkeleri arasında turizm pazarı en fazla büyüme sağlayan ülke olarak dikkatleri çekmiştir. Aslında, turizmin ekonomik gelişme aracı olarak kavranıldığı 1963 yılı ile başlatılan planlı dönemden 2009 yılına kadar, Türkiye turizminin aldığı mesafe takdir edilmesi gereken bir başarı öyküsünü kapsamaktadır. Ancak, ülkenin sahip olduğu kaynaklar ve coğrafi konumu dikkate alındığında, alınabilecek daha çok yolun olduğu sonucuna da ulaşılmaktadır. Bugüne kadar ülke turizminin gönüllerdeki yerine ulaşamamasında aşağıda sıralanan noktaların etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bunlar; kaçırılan ve/veya yeterince iyi değerlendirilmeyen fırsatlar, yetersiz ve/veya uygun olmayan turizm yapılanması, ülke içi politik belirsizlikler, anarşi ve terör olayları, doğal afetler, komşu ülkelerdeki savaşlar, terör olayları ve ihtilaller, kuş gribi gibi salgın hastalıklar ve Türkiye’nin uluslararası alanda göreceli olarak olumsuz imajı şeklinde sıralanabilir.

Tablo 1.3’de görüldüğü gibi 2008 yılı içerisinde, Türkiye’yi 26.379.845’si yabancı olmak üzere toplam 30.929.192 kişi ziyaret ederek 21,91milyar Dolar gelir elde edilmesine imkân vermiştir. Türkiye’ye gelen yabancıların % 32,6’sı, yani, 8.607.753 kişi Antalya’yı ziyaret ederek, şehri ülkenin en fazla ziyaretçi çeken destinasyonu konumuna kavuşturmuştur(www.kulturturizm.gov.tr).

(24)

Tablo 1.3

Ziyaretçi ve Dönen Vatandaş Sayısı, Turizm Gelir - Gider ve Ortalama Harcama Yıllar Gelir (1.000 $) Çıkan Ziyaretçi Sayısı Ziyaretçi Başına Ortalama Harcama ($) Gider (1.000 $) Türkiye İkametli Dönen Vatandaş Vatandaş Başına Ortalama Harcama ($) 1964 8 317 229 347 36,3 21 807 59 199 368,4 1965 13 758 361 758 38,0 24 310 97 643 249,0 1966 12 134 440 534 27,5 26 329 81 296 323,9 1967 13 219 574 055 23,0 26 813 68 128 393,6 1968 24 082 602 996 39,9 33 409 97 606 342,3 1969 36 573 694 229 52,7 42 231 141 563 298,3 1970 51 597 724 784 71,2 47 738 270 122 176,7 1971 62 857 926 019 67,9 42 192 376 746 112,0 1972 103 731 1 034 955 100,2 59 320 473 561 125,3 1973 171 477 1 341 527 127,8 93 013 526 024 176,8 1974 193 684 1 110 298 174,4 151 797 620 990 244,4 1975 200 861 1 540 904 130,4 154 954 731 552 211,8 1976 180 456 1 675 846 107,7 207 893 739 387 281,2 1977 204 877 1 661 416 123,3 268 528 809 227 331,8 1978 230 398 1 644 177 140,1 102 476 784 384 130,6 1979 280 727 1 523 658 184,2 95 070 803 505 118,3 1980 326 654 1 288 060 253,6 114 738 939 582 122,1 1981 381 268 1 405 311 271,3 103 313 933 867 110,6 1982 370 320 1 391 717 266,1 108 919 994 324 109,5 1983 411 088 1 625 099 253,0 127 337 1 046 038 121,7 1984 840 000 2 117 094 396,8 276 806 1 084 267 255,3 1985 1 482 000 2 614 924 566,7 323 600 945 526 342,2 1986 1 215 000 2 391 085 508,1 313 570 849 241 369,2 1987 1 721 117 3 058 676 562,7 447 739 1 006 000 445,1 1988 2 355 295 4 150 300 567,5 357 966 1 107 087 323,3 1989 2 556 529 4 482 779 570,3 565 000 1 290 070 438,0 1990 3 225 000 5 190 729 621,3 520 000 1 527 111 340,5 1991 2 654 000 5 106 792 519,7 592 000 1 450 492 408,1 1992 3 639 000 6 827 392 533,0 776 000 1 569 096 494,6 1993 3 959 000 5 925 760 668,1 934 000 1 733 472 538,8 1994 4 321 000 6 410 979 674,0 866 000 1 804 305 480,0 1995 4 957 000 7 247 076 684,0 912 000 2 084 258 437,6 1996 5 962 100 7 970 722 748,0 1 265 000 2 230 477 567,1 1997 8 088 549 9 233 503 876,0 1 716 000 2 425 311 707,5 1998 7 808 940 8 878 840 879,5 1 753 900 2 408 806 728,1 1999 5 203 000 7 069 293 736,0 1 471 000 2 490 923 590,5 2000 7 636 000 9 990 841 764,3 1 711 000 2 766 350 618,5 2001 10 066 500 13 450 121 748,0 1 738 000 2 542 191 683,7 2002 11 900 900 15 214 516 782,0 1 880 000 2 686 116 699,9 2003 13 203 100 16 302 050 810,0 2 113 300 3 414 844 618,9 2004 15 887 700 20 262 640 784,0 2 524 000 3 844 495 656,5 2005 18 153 500 24 124 501 752,0 2 870 400 4 124 830 695,9 2006 16 850 800 23 148 669 728,0 2 742 300 4 063 179 674,9 2007 18 487 008 27 214 988 679,0 3 259 625 4 956 069 657,7 2008 21 910 964 30 929 192 708,0 3 506 447 4 892 070 717,0 Kaynak: (1963 - 1978) MALİYE BAKANLIĞI, (1979 - 1983) MERKEZ BANKASI, (1984 - 1990) YAB. ZİY. ÇIKIŞ

ANKETİ, (1991 - 1995) MERKEZ BANKASI, (1996 - 1998) TURİZM BAKANLIĞI + DİE, (1999 - 2000) MERKEZ BANKASI, (2001-2002) TURİZM BAKANLIĞI + DİE, (2003-2008) KTB + TUİK + MERKEZ BANKASI

(25)

Türkiye’nin turizmden elde ettiği gelir ve gelen ziyaretçi sayısı dünya ortalamasının üzerinde seyretmesi, gerek ihracat gelirlerine oranı gerekse gayri safi milli hâsıla içerisinde tuttuğu yer, Tablo 1.1’de görüleceği gibi sektörün uluslararası düzeydeki rekabet gücü ve önemini ortaya koymaktadır. Türkiye ihracat gelirlerinde azalma yaşadığı dönemlerde bile bu sektörden önemli miktarda döviz girdisi elde etmekte ve cari işlemler dengesini sağlamakta destek görmektedir. Buna karşın, yürürlükte bulunan mevzuat ile hak ettiği teşvik ve desteği elde edememektedir.

Turizmi Teşvik Kanunu’nun 1982 yılında yürürlüğe girdiği dönemde, o günün koşullarına göre önemli sayılabilecek çok sayıda teşvik hükmü mevcut iken 1990’lı yılların ortasından itibaren söz konusu teşvikler önemini yitirmiştir. 1980’li yılların ikinci yarısı ile 1990’lı yılların sonuna kadar yatırımların hızla arttığı ve büyük yatak kapasitelerinin oluşturulduğu yıllar, teşviklerin önemini yitirmesiyle hızını kaybetmiştir. Hâlihazırda sektöre bütünsel olarak bakılmamakta, başka sektörlerle birlikte veya bunların bir parçası olarak ele alınmaktadır. Bu durumu 2008 yılı başında gerçekleştirilen KDV(Katma Değer Vergisi) indirimi ile enerji desteği sağlanması gibi birbirinden kopuk ve dönemsel teşvik düzenlemeleri ile görmek mümkündür. Bundan sonraki yıllarda, sektörün yatırım aşamasında olduğu kadar işletme döneminde de yeni teşvik ve düzenlemelere ihtiyacı bulunmaktadır. Sektörün faaliyet konusunun uluslararası olduğu, kazancının uluslararası ticarete konu olduğu ve uluslararasılaşma çabalarının desteklenmesi gerektiği ortadadır. Bunun için konaklama sektörünün faaliyetlerinin uluslararası pazarlama literatürüne uygun olarak uluslararasılaşma davranışının anlaşılmasına ihtiyaç vardır. Bu kapsamdaki çalışmalar, Üner’in (1994 ve 1996) sektörün faaliyetlerin ihracat sayılması gerektiğine ilişkin makaleleri ile sınırlı kalmıştır. Literatürdeki hızlı gelişme konaklama sektöründeki uluslararasılaşma davranışının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır.

(26)

1.4 Araştırmanın Sınırlılıkları

Hemen her araştırmada olduğu gibi bu çalışma da belirli sınırlılıklara sahiptir. Bu sınırlamalar kavramsal ve yöntemsel olarak iki grupta ele alınmıştır.

1.4.1 Kavramsal sınırlılıklar

Çalışmada yer alan bazı genel terimlerin kullanılması zorunluluğu doğmuştur. Bu nedenle söz konusu terimlerin çalışmada kullanıldığı anlamlar aşağıda verilmiştir. Konaklama işletmeleri arasında sayılan otel ve tatil köyleri ile bunların sınıflarının (4-5 yıldızlı gibi) tanımları; 18.06.2005 tarih ve 25849 sayıl resmi gazetede yayımlanan “Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik” hükümleri kapsamında ele alınmıştır. Uluslararası düzeyde bu tesislere ilişkin standart birliği ya da tanımlama bulunmamaktadır. 2000’li yılların ortalarından itibaren bazı tesislerin kendi kendilerini değerlendirmeye tabi tutarak “7 yıldızlı otel” gibi literatürde ya da mevzuatta bulunmayan ve niteliklerinin ne olduğu bilinmeyen bir sınıfta tanıttıkları gözlenmektedir. Bu otellerin 5 yıldızlı otel niteliklerinden daha fazla hizmet sağlamaktan çok kullandıkları malzeme kalitesi ve yatırım için harcanan miktarla farklılaşmaya çalıştıkları düşünülmektedir.

Söz konusu Yönetmeliğe göre; müstakil olarak turizm belgesi verilebilen konaklama işletmeleri “Asli Konaklama Tesisleri” olarak adlandırılmakta olup, bunlar; Oteller, Moteller, Tatil Köyleri, Pansiyonlar, Kampingler, Apart Oteller ve Hosteller olarak adlandırılmışlardır. Asli konaklama tesislerinin genel asgari nitelikleri dışında, her bir türün kendisine özgü sınıfları ve bu sınıflara göre taşıması gereken asgari şartları da ayrıca sıralanmıştır. Bunlar arasında yıldız simgesi kullanılarak ayrıma tabi tutulan tesisler, sadece otel ve tatil köyleridir.

Bu nedenle, çalışmada ele alınan türler; oteller ve tatil köyleri olup sınıf olarak 4 ve 5 yıldızlı şartları taşıyanlar kapsama alınmıştır. Anılan Yönetmeliğe göre;

Oteller, asli fonksiyonları müşterilerin konaklama ihtiyaçlarını sağlamak olan, bu hizmetin yanında, yeme-içme, spor ve eğlence ihtiyaçları için yardımcı ve tamamlayıcı birimleri de bünyelerinde bulundurabilen tesislerdir. Oteller; bir, iki, üç, dört, beş yıldızlı oteller olarak sınıflandırılırlar. Tatil köyleri ise; doğal güzellikler

(27)

içerisinde, rahat bir konaklama yanında çeşitli spor, eğlence ve satış hizmetlerinin de sağlandığı yaygın yerleşim düzeninde, eğimli arazilerde kottan kazanılan katlar da dâhil olmak üzere en fazla üç katlı yapılardan oluşan ve en az seksen odalı tesislerdir. Yönetmelikte sayılan asgari şartları taşıyanlar dört yıldızlı tatil köyü, yerleşme özellikleri, yapı, tesisat, donatım, dekorasyon ve servis yönünden üstün özellikler gösteren ve ilave olarak aşağıda belirtilen nitelikleri taşıyan tesisler beş yıldızlı tatil köyü olarak sınıflandırılmaktadırlar. Ancak, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yıl boyu düzenli olarak söz konusu tesislerin sınıflandırılmasına ilişkin çalışmalar yapılmakta, bazı tesislerin 4 yıldız sınıfından 5 yıldıza yükselmesi, bazen de tam tersi olarak 5 yıldızlı olanların 4 yıldızlı otele dönüştürülmesi söz konusu olabilmektedir. Sık olmamakla birlikte bu sınıftaki tesislerin turizm işletmesi belgelerinin iptal edilmesi ile yıldızlı tesis grubundan çıkarılmaları da mümkündür. Bu nedenle örneklem oluşturulurken çalışmanın başladığı 2008 yılı Haziran ayı Bakanlık verileri esas alınmıştır.

Çalışmada kullanılan üst düzey yönetici ile yönetici kavramları ise ölçeğimizde CEO, Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı ve Satış ve Pazarlama Müdürleri ile sınırlandırılmıştır. Yiyecek –İçecek Müdürü, Ön büro müdürü gibi unvanlar da üst düzey yönetim ekibi içerisinde yer almakla birlikte çalışmanın amacı ve kapsamı doğrultusunda çalışma dışında bırakılmışlardır.

Türkiye'de de son yıllarda popüler bir görev olan CEO'luğun anlamında da ciddi bir karmaşa yaşanmaktadır. Türkiye'deki şirketler Türkçe karşılığı yerine “Chief Executive Officer” ın kısaltılması olan CEO'yu kullanmayı tercih etmektedirler. Çalışmada söz konusu kısaltmanın kullanılmasının nedeni de budur. CEO'nun görev alanı ve yaptığı iş konusunda ise farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı Avrupalı ve ABD'li şirketler, CEO'nun konumunu, ‘‘Genel müdürün üstü, ancak yönetim kurulu başkanının altı’’ diye tanımlamaktadırlar. Türkiye'de ise CEO'nun görevi ‘‘İcra Kurulu Başkanı’’ olarak tanımlanmaktadır.

Çalışmada kullanılan anlamda “konaklama işletmesi yöneticisi”; kar ve risk faktörleri konaklama işletmesi işletmecilerine ait olmak, fakat kar ve zarar faktöründe sorumluluk taşımak üzere, bir konaklama işletmesinde bulunan tüm hizmetlerin üretim ve yürütülmesi işlemleri için, işletmeyi çalıştırma ve yönetme sorumluluğunu üstlenen, konunun uzmanı olan deneyimli insanlardır. Konaklama

(28)

işletmesi yöneticileri, işletmenin amacını saptarlar ve bu amaca ulaşmak için de işletmeyi ve çalışanları yönetirler. Yöneticiler, amaca en kolay, en doğru, en güvenli ulaşılacak yöntem ve yolları bulmak ve bunun için doğru kararlar almak durumundadırlar. Konaklama işletmesi yöneticileri, amaca ulaşmak için, işletmenin gereksinim duyduğu tüm üretim faktörlerinin teminini sağlar, kadroyu kurar, ekibini örgütler, çalışanlara nezaret edip denetlerler. Konaklama işletmesi işletmecisinin ve konaklama işletmesi yöneticisinin en önemli ortak amaçları; işletmenin yerel yasalara ve uluslararası mesleki kurallara uygun bir şekilde işletilip, önceden belirlenmiş olan karlılık oranının yakalanması işlemidir. Bu amaca ulaşmak için, işletmecinin profesyonel ve deneyimli bir yöneticiye ihtiyacı olduğu kadar, yöneticinin de profesyonel ve ileri görüşlü bir işletmeciye gereksinimi vardır.

1.4.2 Yöntemsel Sınırlılıklar

Çalışmada veri toplama aracı olarak anket kullanılmıştır. Bu nedenle anket bulgularının geçerliliği; anketlerin geri dönüş oranına, cevaplama sırasında cevaplayıcının havasına ve ankette yer alan sorulara bağlıdır.

Örnekleme esas alınan Antalya ili oldukça geniş bir coğrafi alana sahiptir. Sürekli yatırım potansiyeline sahip olan ilde, her geçen sezonda yeni tesisler açılmakta, bir bölümü de işletmeci değiştirmektedir. Personel devir hızının çok yüksek olduğu turizm konaklama sektöründe özellikle üst düzey yöneticiler aynı sezonda birden fazla işletmede görev alabilmektedirler. Ayrıca tesislerin bir bölümü sezonluk olarak faaliyet göstermekte ve yılın diğer bölümünde kapalı kalmayı tercih etmektedirler. Bu nedenle anket çalışması bir turizm sezonunda tamamlanmaya çalışılmıştır. Bütün bir yıla yayılması halinde anketlerin geri dönüş oranının artması olasıdır. Bu durumda aynı yöneticinin başka bir işletmede anketle karşılaşması da söz konusu olabilecektir.

Antalya’da yer alan tesisler oldukça yaygın bir alandadır. Pek çok işletmenin ada-pafta-parselden oluşan numaraları ile imar planında yer alan mevkileri posta adresleri olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle anket formlarının posta yoluyla ulaştırılmasında zorluklar yaşanmıştır. Elektronik posta ya da faks yoluyla ulaştırılan

(29)

anketlerin ise geri dönüşlerinin takibi güç olmuştur(Mükerrer gönderme, hiç gönderememe gibi).

Tezin önemli sınırlılıklarından birisi de; çalışmada kullanılan ve kısaca, işletmenin ilişki içerisinde olduğu diğer işletmeleri anlatan “şebeke veya ağ” kavramının anlaşılırlığı olmuştur. Anket içerisinde bu kavramın kısa bir açıklaması yapılmış olmasına rağmen, literatürde yer alan bu kavram sektörün üst düzey yöneticileri nezdinde yabancı bir kavram olarak algılanmıştır.

1.5 Araştırmanın Varsayımları

Anket çalışmasında katılımcıların verdikleri cevapların gerçek veya doğru olduğundan hareket edilmiştir. Söz konusu anketin geçerliliği ve güvenirliğine ilişkin gerekli istatistiksel analiz yapılarak gerekli sonuç elde edilmiştir. Elde edilen anketin uygulanması sırasında oniki ayın altında belirtilen süreler bir yıl, 1,5 gibi buçuklu olan sayılar ise tama dönüştürülmüştür. Ayrıca, ankette yer alan tutarsız cevapların ve çift işaretleme yapılan soruların boş olduğu kabul edilmiş ve tablolaştırma sırasında “yanıt vermeyen” olarak kodlanmışlardır.

(30)

2. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1 Uluslararasılaşma Süreci ve Teorileri

Bu bölümde firmaların uluslararasılaşması ile ilgili en önemli teorileri ortaya koyulmaktadır. Ancak, bu teorilerin önemli bir bölümünün özellikle küçük ve orta ölçekte olan, ileri teknoloji ile çalışan şirketlerin hızlı uluslararasılaşmaları üzerinde yoğunlaştıklarına da dikkat çekmek gerekmektedir.

2.1.1 Uluslararasılaşma Süreci

Uluslararasılaşma, işletmelerin ulusal sınırların dışında faaliyet göstermeleri anlamına gelmektedir. Uluslararasılaşma işletmeler için önemli olduğu kadar kendi ülkelerinin kalkınmasında da büyük rol oynamaktadır. İşletmeleri uluslararasılaşmaya iten bir takım nedenler vardır. Bu nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir (Özalp, 1998, s.31-36):

• Ülke dışında fırsatların doğması ve kâr yönünden iç tıkanıklık • Ticaret engellerinin kaldırılması ve yeni kuruluşlar

• Ülkelerin politik düşüncelerinin değişmesi ve ekonomik zorluklar • Ülke içinde işletmelerin aşırı büyümesi ve sermaye birikimi • Teknolojik gelişim

• Üretim faktör fiyatlarının farklı oluşu • Yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi

Uluslararasılaşma, literatürde bir süreç olarak ele alınmış ve bu süreç için bazı teoriler geliştirilmiştir. Genelde, Uluslararasılaşma süreci iki önemli modelle belirlenmektedir: Uppsala modeli ve yenilikçi model (Knight ve Cavusgil, 1996,s. 13; Andersen, 1993.s.210; Moen ve Servais, 2002,s.50). Bunlara aşamalı modeller de denilmektedir. İşletmelerin Uluslararasılaşma süreci Tablo 2.1’de özetlenmektedir (Erem,1998: 139).

(31)

Tablo 2.1

İşletmelerin Uluslararasılaşma Süreci

I.Yerel Pazarlama II. İhracat Pazarlaması III. Çokuluslu Pazarlama IV. Bölgesel Pazarlama V. Küresel Pazarlama Aşama İşletme kendi

ülkesinde faaliyet gösterir. İhracat yapmaya başlar Dış ülkelerde üretim ve pazarlama yapılır. İşletme farklı ülkelerde üretim ve pazarlamayı koordine eder. İşletme, üretim, dağıtım ve pazarlamayı kıtalarda merkezi olarak yönetir. Strateji Kendi pazarını

esas alır.

Büyüme Yerel Bölgesel Küresel

Hedef pazar

İç pazarlar Yakın pazarlar Mevcut bütün pazarlar Küresel pazarlara yönelme Rekabet edebilen küresel pazarlar. Kaynak: Erem, 1998, s. 139

Coviello ve Martin (1999, s.43) uluslararasılaşma süreci ile ilgili olarak aşamalı modeller yanında, FDI (Foreign Direct Investment – Doğrudan Yabancı Yatırım) teorisi ve şebeke modeline de değinmişlerdir. Bu modeller aşağıda kısaca açıklanmıştır.

2.1.2 Uluslararasılaşma Teorileri

2.1.2.1 Geleneksel Teoriler

1. Uppsala Modeli: Johanson, Weisdersheim (1975) ve Vahlne (1977- 1990)

tarafından geliştirilmiş ve son 20 yıldır geniş kabul görmüştür. Johanson ve Weisdersheim- Paul (1975), işletmelerin dış pazarlara girişi konusunda birbirini takip eden ve sonuçta tamamen uluslararası olan dört aşama olduğunu ifade etmektedirler.

(32)

Bunlar (Knight ve Cavusgil, 1996,s.13; Andersen, 1993,s.210; Chetty ve Camphell-Hunt, 2004,s. 60);

1. Aşama: Düzenli olmayan ihracat faaliyetleri, 2. Aşama: Bağımsız temsilci aracılığıyla ihracat,

3. Aşama: Dış ülkelerde açılan satış bürolarıyla yapılan ihracat, 4. Aşama: Yurt dışı üretim / imalat

Uppsala modeli, yabancı pazarlardan kazanç sağlama, bu pazarlarla bütünleşme ve mevcut yabancı pazarlara ait bilgileri kullanmaya dönük birbirini takip eden aşamalar ile uluslararasılaşmanın gerçekleşeceğini ifade etmektedir. Andersen (1993), bu süreçte işletmelerin stratejik olarak atacağı temel adımlar; (1)Dış pazarlar hakkında pazar bilgisi edinilmesi, (2) işletme kaynaklarının bu pazarlara yönlendirilmesi, (3) Dış pazarlara giriş konusunda alınan kararlara bağlılık ve (4) Bu pazarlarla bağlantılı faaliyetlerin yerine getirilmesi seklinde sıralamaktadır. “Uppsala modelinde, dış pazarlarla ilgili bilgilerin öğrenilmesi öncelikle kişisel tecrübelerle kazanılmaktadır. Yönetim, fazla bilgi sahibi olmadığı pazarlara daha çok kaynak aktarmak istemediğinden, yeterli tecrübe kazanarak girmek ister. Bu ise zaman alıcı ve uluslararasılaşma aşamalarının yavaş ilerlemesine neden olmaktadır.

Vahlne‘ye göre (1977) bu aşamaların yavaş ilerlemesinin nedeni (uzunluğu) işletmelerin temkinli olmak istemelerinden daha çok, çevre şartlarına ve değişen yeni koşullara uyum göstermeye çalışmalarıdır.(Knight ve Cavusgil’de, 1996, s.13). Uppsala modelinde işletmenin Uluslararasılaşma süreci Şekil 2.1’de gösterilmektedir (Andersen, 1993,s. 212).

Uluslararası ticari faaliyetler, genel uluslararası işletmecilik bilgilerinin yanında özellikle pazar bilgisi gerektirmektedir. Pazar bilgisi, pazarda yaşanan tecrübelerden elde edilmektedir. Bu bilgi bir ülkeden diğerine taşınabilir ve böylece işletme pazarını genişletebilir. Bilgi, insan kaynağının bir boyutu da olabilir. Sonuç olarak; belirli bir pazardan elde edilen tecrübeye dayalı bilgi, teorik geleneksel uluslararası pazara giriş bilgisinden daha güçlü bir kaynaktır ve çok daha değerlidir (Erkutlu ve Eryiğit; 2001,s.157).

(33)

Şekil 2.1 Uppsala Model’inde Uluslararasılaşma Süreci

Kaynak: Andersen, 1993, s.212

Uppsala modeli, uluslararasılaşmanın bir kez başladığında, pazara ilişkin stratejik kararlar olmasa bile kendiliğinden ilerleyeceğini belirtmektedir. Ayrıca model uluslararasılaşmanın hiç dış pazar yokken, ihracatla başladığını ve sonunda bölgesel üretimin gerçekleştirildiği, birbirini takip eden aşamalarla sistematik biçimde geliştiğini öngörmektedir. Süreç; dış pazar ile bağlılıkların artmasıyla kaynakların dış pazara artan bir biçimde aktarıldığını belirtmektedir. Buna ilaveten firma; dil, kültür, işletme uygulamaları (iş yapma biçimleri) ve işletme ile pazar arasındaki bilgi akışını engellemeye çalışan endüstriyel gelişmeleri de içine alan fiziksel uzaklık olarak tanımlanan pazarlara girmeyi amaçlayacaktır. Bundan dolayı, bu model işletmelerin en iyi bildikleri pazarları hedef pazar olarak ele alacağını belirtmektedir (Knight ve Cavusgil, 1996,s. 13).

2. Yenilikçi Model: İşletmelerin uluslararasılaşma sürecini açıklayan bir

diğer model ise yenilikçi modeldir. Bu model, uluslararasılaşmayı başlatma mekanizması dışında Uppsala modelinin aynısıdır.

Model, uluslararasılaşmanın işletmede uygulanan yönetim yeniliklerinin sonucundan kaynaklandığını belirtmektedir. Uluslararasılaşma, aşama aşama öğrenilen bir süreçtir (Knight ve Cavusgil, 1996,s.14).

Bu modeldeki aşamalar farklı yazarlar tarafından Tablo 2.2’de belirtildiği şekilde geliştirilmiştir. Pazar Bilgisi Pazar’a Giriş Giriş Kararı (Bağlılık Kararları) Güncel Faaliyetler

(34)

Tablo 2.2

Yenilikçi Model’e İlişkin Aşamalar Bilkey ve Tesar

(1977)

Cavusgil (1980) Reid (1981) Czinkota (1982) 1.Aşama Yönetim

ihracatla ilgilenmez.

1.Aşama Yerel pazarlama: işletme sadece kendi ülke pazarına satış yapar

1.Aşama İhracatın farkında olmamak: Fırsat tanıma, ihtiyaç tanımlama problemi vardır. 1.Aşama Tamamıyla ilgisiz işletme. 2.Aşama Yönetim ihracat yapmaya gönüllü, ancak gayret sarf etmez. 2.Aşama İhracat öncesi aşama: işletme bilgi araştırır ve ihracata girişin yapılabilirliğini değerlendirir. 2.Aşama İhracat eğilimi: Motivasyon, davranış, inançlar ve ihracat beklentileri 2.Aşama Kısmen ilgili işletme. 3.Aşama Yönetim aktif ihracatın yapılabilirliğini araştırır. 3.Aşama Deneysel ihracat: İşletme bazı yakın psikolojik olarak benzer ülkelere sınırlı ihracata başlar. 3.Aşama Sınırlı ihracattan elde edilen kişisel tecrübe 3.Aşama Araştıran işletme ihracat denemesi: 4.Aşama İşletme tecrübe edinmek amacıyla, kültürel, coğrafi olarak yakın ülkelere ihracat yapar.

4.Aşama Aktif ihracat: Yeni ülkelere ihracat yapılır doğrudan ihracat yapılır, satış hacmi artar. 4. Aşama İhracatı değerlendirme: ihracatın sonuçları 4.Aşama Tecrübe eden işletme 5.Aşama İşletme deneyimli ihracatçıdır. 5.Aşama İhracata odaklanma: Yönetim yerel ve yabancı pazara kısıtlı kaynaklardan ayırma konusunda sabit seçimler yapar. 5.Aşama İhracatın onaylanması: ihracat yapma ya da yapmamanın benimsenmesi. 5.Aşama Tecrübeli küçük ihracatçı. 6.Aşama Yönetim fiziksel olarak çok uzak başka ülkelere ihracat yapılabilirliğini araştırır.

6.Aşama Tecrübeli büyük ihracatçı.

Kaynak:Andersen, 1993, s.213

Yukarıda sıralanan modeller ortak pek çok özelliğe sahiptir. Ancak bu modeller arasındaki en temel fark aşamaların sayısında ve tanımlanmasında

(35)

yatmaktadır. Bazı yazarlar; işletmenin bir aşamadan diğerine geçişinin, işletmenin yabancı bir pazarda elde ettiği tecrübe ile karar vericilerin pazar değiştirmedeki karlılık ve maliyet algılamasına bağlı olarak gerçekleştiğini söylemektedirler (Erkutlu ve Eryiğit; 2001,s. 159).

Uppsala ve yenilikçi modelin her ikisinde de uluslararasılaşmanın her aşamada başarı elde edilmesi ile gerçekleşeceği ifade edilmektedir. Anderson’un (1993) yaptığı bir tespitte, her iki modelin çok yakın ilişkili olduğu belirtilmiştir. Her ikisi de uluslararasılaşma aşamalarının yavaş (uzun) oluşunun, davranışsal açıdan temelde iki faktörden kaynaklandığını belirtmektedir. Bunlar (Knight ve Cavusgil’de, 1996, s. 14);

i. işletmenin pazar hakkında özellikle deneyimsel bilgi sahibi olmadığı,

ii. uluslararasılaşmak için gereken, birbirini izleyen kararlarla ilgili belirsizliklerdir. Geleneksel uluslararasılaşma ya da süreç teorileri bir firmanın uluslararasılaşmasını açıklayan temel teorilerden birisi olarak kabul edilir. Bu teoriler geleneksel üretim yapan şirketlerin uluslararasılaşmasına odaklanmış olmakla birlikte, doğuştan küresel şirketlere de uygulanabilecek özellikler taşımaktadır.

2.1.2.2 Yeni Uluslararası Girişimler(İş Ortaklıkları) Teorisi

Oviatt ve McDougall (2005); Yeni Uluslararası Girişimi (YUG), daha başlangıçta (kuruluşunda) kaynaklarını kullanarak ve çeşitli ülkelerde ürünlerini pazarlayarak önemli ölçüde rekabet avantajı elde etmeyi amaçlayan bir iş organizasyonu olarak tarif etmektedirler(Oviatt ve McDougall, 2005, s.49). Bu aynı zamanda küresel doğan işletmelerin ortaya çıkışını da açıklayan teoridir. Literatürde bazı yazarlar bu teori çerçevesinde “küresel doğan işletme” kavramını kullanırken, bazıları da farklı isimlerle adlandırmayı tercih etmişlerdir. Oviatt ve McDougall’a göre, sürdürülebilir yeni uluslararası girişimlerin 4 tane gerek ve yeter şartı vardır.

Birinci şart; şirketin bazı işlemleri nasıl içselleştirdiğini ve hiyerarşik otoritesini yönetim mekanizması olarak nasıl kullandığını tarif etmektedir. Bu, YUG’ in asıl organizasyonunu açıklamaktadır. İkinci şart olan alternatif yönetim sistemleri; YUG’i, çok önemli kaynakları kontrol altında tutmak konusunda yeni yollar bulmaya zorlayarak onları diğer organizasyonlardan ayıran kaynak ve güç kıtlığını

(36)

açıklamaktadır. Üçüncü şart olan dış konuşlanma avantajı; şirketlerin, bir kısım taşınabilir kaynakları ülke sınırları dışına çıkarmak ve bunları daha sabit kaynaklarla (hammadde ya da pazar gibi) birleştirmek suretiyle kendilerine avantaj sağlayabilecekleri gerçeğini açıklamaktadır. Şirket; sürdürülebilir rekabet avantajı yaratabilmek için, kendisine has kaynaklarına sahip olmak zorundadır. Dördüncü şart, kendine has kaynaklar, bilgiye dayalı yeni uluslararası girişimlerde patentli (tescilli) bilginin önemini vurgulamaktadır. Oviatt ve McDougall’a göre; bilginin kolay taşınabilir bir kaynak olması ve onun farklılık veya maliyet avantajı yaratabilme gücü, değerli bilgiye sahip yeni girişimlerin bir anda uluslararasılaşabilmesinin bir nedeni olabilir.

Oviatt ve McDougall, 4 tür yeni uluslararası girişim tanımlamıştır. Bu farklılaşmanın nedeni; şirketlerin faaliyette bulunduğu ülke sayısındaki ve ülkeler arasında koordinasyonunu sağladıkları etkinlik sayısındaki farklılıklardır. Şekil 2.2’de bu sınıflandırma gösterilmiştir

Diğer ülkelerde az sayıda faaliyetin koordinasyonu

Diğer ülkelerde çok sayıda faaliyetin koordinasyonu

AZ ÇOK

Faaliyette bulunulan ülke sayısı Şekil 2.2

Yeni Uluslararası Girişim Türleri

Kaynak: Rasmussen and Madsen (2002,s. 9)

Yeni uluslararası pazar oyuncuları, şekilde 1 ve 2 nci çeyrek dilimlerde gösterilmiştir. Bunlar, malları ihtiyaç duyuldukları ülkelere götürmek suretiyle kar elde eden geleneksel ithalatçı ve ihracatçı şirketlerdir. Bu şirketler ya yeni

Uluslararası Yeni Pazar Oyuncuları

İhracat/İthalat ile başlayanlar

1

Çok uluslu ticaret yapanlar

2 3

Belli bir coğrafyaya odaklanarak başlayan 4 Küresel başlayanlar İli şkiler a ğı ndaki faaliyetlerin koordinasyonu

Şekil

Şekil 2.1 Uppsala Model’inde Uluslararasılaşma Süreci
Şekil 2.5 Küresel Doğan Şirketlerin Ortaya Çıkışı ve Genel Özellikleri
Tablo 3.4 den anlaşılacağı üzere, Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısında  da(yurtdışından gelen vatandaşlar hariç) yıllar itibariyle en fazla payı Antalya ilinin  aldığı görülmektedir
Tablo 4.19’da görülen, araştırmaya dâhil olan konaklama işletmelerinin  Antalya ilinde 4 ya da 5 yıldızlı başka konaklama işletmesi bulunanlarına ilişkin  ayrıntılı dağılıma bakıldığında; 6 işletmenin birer, 7 işletmenin ikişer, 9 işletmenin  üçer, 5 işlet

Referanslar

Benzer Belgeler

(四)預期完成之工作項目及成果。請列述:1.預期完成之工作項目。2.對於學術研究、國家發展及

Bu çalışmanın amacı UPS proteinlerinin (p97/VCP, ubiquitin, Jab1/CSN5) ve BMP ailesine ait proteinlerin (Smad1 ve fosfo Smad1)’in postnatal sıçan testis ve

(1) oxLDL may induce radical-radical termination reactions by oxLDL-derived lipid radical interactions with free radicals (such as hydroxyl radicals) released from

[r]

Ordered probit olasılık modelinin oluĢturulmasında cinsiyet, medeni durum, çocuk sayısı, yaĢ, eğitim, gelir, Ģans oyunlarına aylık yapılan harcama tutarı,

Laparoskopik sleeve gastrektomi (LSG) son yıllarda primer bariatrik cerrahi yöntem olarak artan sıklıkla kullanılmaktadır. Literatürde, LSG’nin kısa dönem sonuçları

Yuvarlak kıkırdak halkaların üzerindeki epitel tabaka, mukus bezleri içeren yalancı çok katlı silli silindirik epitel (Şekil 3.11.a), yassı kıkırdaklar üzerindeki epitel

Ayrıca, hidrofilleştirme işleminin ananas lifli kumaşlar üzerine etkisinin değerlendirilebilmesi için direk ham kumaş üzerine optimum ozonlu ağartma şartlarında