• Sonuç bulunamadı

Menderes, ilah gibi karşılanmıştı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Menderes, ilah gibi karşılanmıştı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

an

an

<

*

, • '

-30

kupona

İlk Im pon

bügün

3. sayfada

:

al’ların yanından ayrılmayan Süleymanoğlu, Başbakan otobü- bininceye kadar yanında yürüdü. Ankara Belediye Başkanı

hmet Altınsoy ise yol açmak için olağanüstü çaba gösterdi.

Başbakan 55 gün sonra Ankara'da "Merhaba" dedi

S S g i i n s o n r a Başbakan ve eşi, 55 gün lük bir ayrılıktan sonra, dün Ankara'da gör­

kemli bir törenle karşılandılar. Turgut ve Semra Özal, kendilerini Londra'dan getiren uçağın merdivenlerinden inerken, duygularını gizleyemediler ve “Çok...çok özlemişiz” dediler...

Q Evren, ODTÜ camii için

"dürtükieyenier va r

"

dem işti

M - I I

Durtukleyen

K İM L E R ?

0 Cumhurbaşkanı,

cuma günü Rabıta'yla

ilgili basın toplantısında, ."Or­

ta

Doğu Teknik Üniversitesi

İslam kültür Merkezi ve camii projesine kar­

şı olduğunu, ama dürtükleyenlerin bulunduğunu" söylemişti. ODTÜ

çevrelerinde, "dürtükleme" konusunda şu isimler öne sürülüyor:

E U Z H G l

GEÇMİŞ OLSUN..

1

AŞBAKAN Turgut Özal, iki aya yakın bir ayrı­ lıktan sonra dün yurda döndü. Bu, onun politi­ kalarım beğenenler kadar beğenmeyenleri de se­ vindirici bir aşamadır. Devlet adamlarının sağlıkları söz konusu olunca, politik değerlendirmelere ara verip aynı iyi dilekleri paylaşmak, Türk milletinin haslet ve gelenek­ leri arasındadır.

Başbakan ’a bu duygular içinde tekrar "Geçmiş olsun ” ve “Hoş geldiniz” diyoruz.

Bundan sonrası için de, bu sütunda daha önce belirtme­ ye çalıştığımız şu dilekleri kısaca tekrar etmek istiyoruz: Ülkemizde Başbakanlık, üzerine haddinden fazla vük yüklenen bir görev yeridir. Devlet teşkilatımızda, impa­ ratorluktan beri gelen “her kararı yukarıdan bekleme" alışkanlığına bazı başbakanların “her karan bizzat alma" merakı da eklenince, bu yük bazen, hem onların, hem de alınan kararların sağlığını tehdit eder hale gelmektedir.

Bu alışkanlığı değiştirmenin ve devlet hayatımızı, gö­ rev ve sorumluluğun daha fazla makama dağıtıldığı bir çalışma düzenine kavuşturmanın artık zamanı gelmiştir. Anayasamızın da zaten, Başbakan ve bakanlar arasındaki ilişkiler için öngördüğü düzen odur. 112’nci maddesinde Başbakan 'ın görev ve sorumlulukları şöyle sıralanıyor:

"Başbakan, Bakanlar Kurulu’hun başkam olarak, ba­ kanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin gene! siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurutu, bu si­ yasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur.. Başbakan, bakanlarının görevlerinin Anayasa’ya uygun olarak ye­ rine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri atmak­ la yükümlüdür.."

Yani Anayasamıza göre de işin esası; Başbakan 'ın hü­ kümetin “genel” siyasetinin yürütülmesini “gözetmesi”.. Bakanların da Başbakan’ın gözetimindeki o “genel siyaset" çerçevesi içinde, öteki bakan arkadaşlarıyla "işbirliği” yaparak, kendi çalışma alanlarındaki karar­ ları bizzat alıp uygulamaları..

Bulgur ihracatındaki kota konusundan hangi şirketin hangi şartlarla kurtarılacağına; Milli Piyango ikramiye­ lerinin kaç milyon, ya da milyar lira olacağına kadar her türlü sorunun ancak Başbakanlık katında çözüme bağ­ landığı bir düzen değil, Anayasamızın istediği..

Başbakan Turgut ö z a l’ın sağlığına, yurda dönüşün­ den sonra da bir süre daha belirli bir dikkat gösterilmesi zorunluluğu dileriz, hem mantığın, hem de Anayasamı­ zın gereği olan, o daha sağlıklı çalışma düzenine geçil­ mesi için bir vesile olur, öylelikle aynı zamanda hükümetin bakanları da kendi sahalarındaki konuların hiç olmazsa bir bölümünde inisyatif gösterebilmeye, kendi başlarına karar alabilmeye alışır.. Bundan ayrıca, siya­ set hayatımızda, bir şeyler kazanır, iktidar partisi içinde başkalarının da seslerinin duyulmasıyla, biraz daha zen­ ginleşmiş olur.

Bir şey daha: Dün televizyonda da naklen yayınlanan karşılama töreni gösterdi ki, Başbakan’ın üzerine yükle­ nen aşırı yükler, sadece devlet hayatındaki aşırı merkezi­ yetçiliğin sonuçlarından ibaret de değil.. Bu gibi törenler­ deki aşırılıklarda, onun için ayrı bir yorgunluk nedeni..

Sadece fizik açısından da değil.. Psikolojik açıdan da.. Törenin yer yer bir A navatan Partisi nümayişi haline getirilerek, ona devlet televizyonundan AN AP selamı ver- dirtecek ölçüde partisel bir heyecan vesilesi yapılması bir yana.. Onu “Ege Fatihi" diye selamlamaya kadar varan densizlikler de, Başbakan'ın sağlığına zarar verebilir.

Bizce Başbakan 'ın nekahet döneminin yurt içindeki bölümünü de kısa sürede tamamlayıp bir an önce nor­ mal hayatına kavuşmasını isteyenlerin, bu gibi törenleri ve tören sloganlarını da normalleştirmelerinde fayda var.

Bu düşüncelerle, Başbakan Turgut özal'a sağlıklı ve başarılı bir uzun yaşam dileriz.

M illiy e t

Milli Piyango

|

B

I

100 milyon

868398

numaralı biletin

LİSTE 13. SAYFADA

é

İm dlat /U <m erm er

% DPT Müsteşar Yar-

dımcısının 3 mil­

yar liralık proje İçin

her desteği vaat et­

tiği iddia ediliyor

K o r k u t Ö z a l

A Başbakan'ın kardeşi-

nin, iki kez ODTÜ

Rektörü Profesör

Gönlübol ve Cami

Yaptırma Derneği

Başkanı Doktor Çul-

haoğlu ile görüş­

tüğü kaydediliyor

V e h b i D ln ç e rle r

M Devlet Bakanı nın

ODTÜ ye gelerek, Ri­

cada bulunduğu,

1800 metrekare ye­

rine en azından 500

metrekareye cami

yapılmasını istedi­

ği" iddia ediliyor

( HABERİ 12 SAYFADA )

inonu sozunu

tuttu, ölüm

orucu bitti

• S H P liderinin Erdemir işçilerin in so ru n la rı­ nı TV'de dile getirm e­ sinden sonra 3 işçi eylemlerine son verdi

HABERİ 7. SAYFADA

P

ü r

o

z

t

a

n

s

i

m

| Başbakan özal’ı Londra'dan getiren özel,

uçak saat 12.50’de Ankara Esenboğa Hava-

alanı'na inmeden önce şehrin üzerinde 10

dakika tur attı. Özalın tur sırasında kendi­

sini karşılamaya gelenleri gözlediği belirtildi

} Özal ın ilk sözü, "Sağlığıma kavuştum, sîz­ leri görm ekten de çok mutluyum' oldu

) Londra'dan dört saatte Ankara'ya gelen

Başbakan, olağanüstü ilgi yüzünden tam

560 metrelik kırmızı halıyı yarım saatte yü­

rüdü. Evine de ancak 5 saatte ulaşabildi

) Özal, TBMM önünde İlk demecini verdi: "3 damarla daha iyi çalışacağım." Buna kanıt olarak da Londra'da önceki akşam verdiği 8 ayrı beyanatı gösterdi, "Meşhur kriz hi­ kâyesi... ve işi lehimize çevirdik" dedi

|Özal'ı karşılamaya gelenler üzerine İspar­

ta'dan özel fıçılarla getirtilen gül suyu serpi-

lirken, Özal'a görünmek, ya da kendilerini

Özal a farkettirmek isteyen bazı bakanlarla

ANAP'lı yetkililerin de töreni kargaşaya çevir­

diği gözlendi. Karşılamaya ne muhalefetten

ne devlet protokolünden kimse gelmedi

| Binlerce araç, onbinlerce insan, köfteciler, ayrancılar, alt-üst olmuş trafik, çatılarda özel timlerle, özal ailesi karşılandı. Henga­ mede bir gazeteci, bir polis arabadan düş­ tü. iki fotoğraf makinesi kırıldı. Altı tane yankesici yakalandı. Özal develeri bağışlar ken, çok sayıda koyun ve dana kurban edildi

| Başbakan' ın karşılanması için düzenlenen tö­

renin televizyondan naklen yayınlanması,

muhalefetin sert tepkisine yolaçtı. SHP ve

DYPyetkilileri, törenin birşova dönüştürül­

düğünü ve devlet imkânlarının parti pro­

pagandasına alet edildiğini belirttiler

ı Başbakan i bekleyen ekonomi iç siyaset ve

Yunan Başbakan ile görüşen Akman acele Ankara'ya gekli

Manevi evladıyla

Başbakan Özal İle eşini Ankara Esen­

boğa Havaalanı’nda karşılayanlar arasında, “manevi evlatları”, halterci Naim Süleymanoğlu da vardı. Uçağın kapısından itibaren

'i

I

YÖNETİN: NECATI DOGRU

Menderes nasıl

karşılanmıştı?

( YAZIS111. SAYFADA )

Gokçeadalı Rumiar kaygılandı

PapandreıTdan

^ ■ m e s a j

S a v a ş İ s t e m i y o r u z ” Gökçeada'nın Rumları, Türkiye He Yunanistan arasında çıkan krizden endişe ettiklerini belirtiyorlar. Gençler tahsil için Avrupa ülkelerine gidince, Gökçeada, bir yaşlılar adası haline gelmiş. Günlerinin büyük bölümünü derme çatma kahve­ lerde sohbet ederek, oyun oynayarak geçiren bu vatandaşlarımızın hepsi de “Savaş

IstAmlyorul’ U l y M r . l F M j M h. „ a TARTAN) HABERİ 8. SAYFADA

Onarılmayan elektrik telleri, doldurulmayan kuyular ecel oldu

İhmal 3 can aldı

M Yolda yürürken çok dikkat edin, çocuklarınızı uyarın, sorum­

suzluktan açık bırakılan kuyular, koptuğu halde zamanın­

da onarılmayan elektrik telleri can almaya devam ediyor':

¡Ümraniye'de okul yapımı İçin açılan inşaat çukurun- |da biriken suya düşen 4 ve 5 yaşındaki iki çocuk öldü 1 kocasinan'da çam ura düşen elektrik teli, yoldan İ geçen 14 yaşındaki bir gencin ölümüne yol açtı

( HABERİ'13. SAYFADA

Ali Kemal, bir yıl sonra

ilkokula başlayacaktı. Sorumlu? Belli değil...Arif Fırat— Oldu...

ı Türkiye’nin Atina Büyükelçi-

si Nazmi Akıman, çok gizli

bir kararla Ankara'ya gelir­

ken, uçakta gördüğü Milli­

yet muhabirine "Özel bir

işim için üç günlüğüne An­

kara'ya gidiyorum" dedi

Akıman, Papandreu ile yap- w tığı ve sürpriz sayılan gö­ rüşmenin iki ülke arasında gergin liğin azaltılm asına yönelik olduğunu söyledi Dışişlerl'nin açıklaması

A H alefoğlu, "Bir başbakanın

w bir büyükelçiyle görüşmesi

normal bir durum değildir.

Bilgi sunmak için büyükelçi­

miz Ankara'ya geldi" dedi

HABERİ 9. SAYFADA Süleyman DEMİREL tecrübelerini a n la ttı

Büyük

güçlerin

hesabı

£ Süleyman Demirel, "Türki-

w ye ile Yunanistan gibi NA­

TO içindeki iki müttefikin

. sürtüşmesi ihtimali hesa­

ba katılmamıştır. Bizim dı­

şımızdaki büyük güçler he­

saba kattıysa, Türkiye'm

Yunanistan'ı ezmeyeceği

hesabını mutlaka yapmış­

lardır. Bu hesap her de­

virde yapılmıştır" dedi

HABERİ 8. SAYFADA

Ege krizinde Türkiye’nin tavrı

Dünyaya

3 mesaj

Q Ege bir Yunan gölü değildir

EJ Türkiye hangi durumda

bulunursa bulunsun bı­

çak kemiğe dayanınca

her şeyi göze alabilir

El

Ödün verildi dense bile, savaş istem ed iğin i, ad ı­ mını durdurarak gösterir

• M.Ali BİRAND

’ın yazısı 9. sayfada

Büyükelçi Akıman'ın Papandreu ile görüşmesi yumuşamaya neden oldu

Gerilim azalıyor ama

| ( » YAZISI 9. SAYFADA ~)

■ ■■

’H t

C i z i i z i y a r e t Atina büyükelçisi olduğu 3 yıldan bu yana hoşgeldin ziyareti dışında ilk kez aün ani olarak Başbakan Papandreu ile görüşen Atina Büyükelçimiz

Nazmi Akıman, hemen arkasından Ankara’ya geldi. Akı- man, “Çok gizli" olarak planlanan uçak yolculuğunda arka­

daşımız Reha Muhtar j görünce, "Vallahi özel bir gezi" dedi.

Yunan engeline rağmen..

Avrupa’nın kapısındaki

TÜRKİYE

(2)

30 M A R T 1987

H A B E R L E R

MİLLİYET • 7

• •

m B aşhakan, SS g ü n s o n ra y u rd a d ö n d ü

Ozal, Ankara'da

)

Londra’dan Ankara’ya özel uçağı ile dört saatte gelen Başbakan özal kar­

şılamadaki kargaşa ve "göze girme" yarışının yarattığı sıkışıklık ve düzen­

sizlik nedeniyle 13.00’te indiği Esenboğa Havaalanından Çankaya’da

Başbakanlık Konutuma tam beş saat sonra 18.00’de girebildi. Kalabalık

konvoya yol boyunca dizilen binlerce vatandaş eşlik etti

(Kemal BALCI» Oktay PİRİ M * Süreyya ORAL» Yavuz YÜKSEL» Mustafa İSTE

m

T|

e t le r t im b a y r a k Başbakan Turgut Özal’ı karşılama törenine kat ilanlar arasında İstan­

bul Buyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ile ANAP İstanbul il Başkanı Eymen Top-

baş da bulunuyordu. Dalan ve Topbaş’ın, karşılama törenine yetişmek için özel uçak

kiraladıkları ve Ankara'ya geldikleri öğrenildi. (Fotoğraf: Yavuz YÜKSEL)

B

aşbakan Turgut özai, 55

gün sonra dün A n kara’ya döndü. Londra’dan A nka­ r a ’ya özel uçağı ile dört satte gelen Başbakan Özal, karşılamadaki kar­ gaşa ve “ göze girm e” yarışının ya­ rattığı sıkışıklık ve düzensizlik nede­ niyle saat 13.00’te indiği Esenboğa H avaalanından Çankaya’daki Baş­ bakanlık Konutu’ııa saat 18.00’de gi­ rebildi. Kalabalık konvoya yol bo­ yunca dizilen binlerce vatandaş eş­ lik etti, ■

Başbakan Ö zal, A n kara’ya ge­ lişinde ilk sözü “ Sıhhatim e kavuş­ tu m ” oldu. Ö zal, TBM M önünde verdiği ilk demeçte ise “ Üç dam ar­ la d aha iyi çalışacağım ” dedi.

vatandaş, özal'ın dönüşüne sevindi...

A v m S a n c a

(Emekli-65): “Ne de ol­

sa bir Başbakan ve bi­ zi temsil ediyor. Dö­ nüşüne sevindim. Sağ­ lıklı bir şekilde yurda gelişini görmek beni memnun etti."

R a d y o z in c ir

(Evhanımı-49): “Bizim seçtiğimiz, bizi temsil eden bir insan olarak böyle bir törenle karşı­ lanmasını çok doğal buluyorum. Dönüşü beni mutlu etti.”

M uharrem Onas

(Serbest-27): “Karşıla­

ma töreni sırasında hükümet çevresinden kişilerin tutumları çok abartılıydı. Halkın yap­ tığı karşılama ise ga­ yet doğaldı."

S e m a G ü n g ö r

(Evhanımı-38): “Çok

duygulandım. Ne de olsa bizim Başbakanı­ mız. Tören daha da gü­ zel olabilirdi. Geçmiş olsun diyorum.”

M u r a t u ğ u r

(Öğrenci-17): “Dışarıda

hava güzel olduğu için top oynuyordum. Bir ara eve gittim, o aralık televizyonda Turgut Özal’ın gelişini naklen veriyorlardı sevindim"

Ö zal’ı karşılam aya ne muhale­ fetten, ne de devlet protokolündeki askeri ve mülki erkândan kimse ka­ tılm adı. TBMM Başkanvekili ve A N A P Milletvekili A bdülhalim A raş da, kendisine bakanlardan da­ ha sonra protokolde yer ayrılması nedeniyle rahatsız oldu.

Ö zal’ı karşılamak için gelen, baş­ ta bakanlar olmak üzere, milletve­ killeri göze girme yarışı yaparken, bağımsız milletvekilleri Selahattin Taflıoğlu, Reşit Ü lker, Besim G ö­ çer ve Şevki Taştan karşılamaya ge­ lenler arasında dikkati çektiler.

KALABALIĞI MERAK ETTİ

Başbakan Ö zal, Esenboğa H a­ v aalan ın a saat tam 13.00’te indi. Özal ’m uçağı piste inmeden önce pas geçti ve A nkara üzerinde 10 dakika­ lık bir tur attı. Ö zal’ın bu tu r sıra­ sında karşılamaya gelen kalabalığı merak ettiği telsiz anonslarından an­ laşıldı.

Ö zal’ı getiren Golfstream tipi uçak, Esenboğa’ya indikten sonra şe­ ref binasının önüne geldi ve 560 met­ relik kırmızı halının önünde durdu. Uçağın kapısı 13.07’de açıldığında lacivert elbisesi ve kırmızı mendiliy­ le Özal göründü. Ö zal’ın arkasında ise eşi Semra Özal, lacivert tayyörü ve lacivert puanlı beyaz fuları ile gö­ ründü. Kulağında halka küpeler olan Bayan Özal, sağ elini eşi Turgut Ö zal’ın omzuna attığında parm ak­ larındaki altın yüzükler parlıyordu. Televizyonun naklen yayına baş­ laması ile Ö zal’ın karşılanması tüm ülkeden de izlendi. Bir yabancı TV

H A F T A N I N S A N A T OL AY L ARI RekkmITlerkezi tel: 1443b'52 - 1432264

a

f a t i h (526 53 00) HARBİYE M ERTUĞRUL (14077 20) ÜSKÜDAR (333 03 971 M IC H A E L B O G D A N O V B İ R K I Z I L D E R İ L İ E F S A N E S İ ( H I A W A T H A )

Tum çe*. Tom fıs Uya' Yönetm en H useym Kat>'c>oğto 31 M a r t S a t . 1 5 . 0 0 d e REŞAT N U R İ G Ü N T E K İ N HANÇER Yönetm en En g in Uludağ 1- 2 - 3 - U - 5 N i s a n RUZZANTE. A GILLE Ç U L S U Z L A R T u r k ç e s ı Can Kapyaiı. Yönelen: Nedret Dentzhan

1- 2 - 3 - U - 5 N i s a n M A R G A R E T H fP v O N T R O T T A K A T H A R I N A B L U M U N Ç İ Ğ N E N E N O N U R U ı u 'kç e sı ve Yöneten Yucet En e n 1 1 - 2 - 3*9 N i s a n )

ÇOCUK OYUNU ÇOCUK OYUNU

ERİK VOSS

D A N S E D E N E Ş E K

Turkçes. Can Gurzap Yönelmen Hakan Aft.ner C um atlesı-Pazar 11.00'de M U H A R R E M B U H A R A AYININ FENDİ AVCIYI YENDİ Y ö n e t m e n E r g i n G ö r m e n C um artest-Pazar 1 1 OO'de A N T O N Ç E H O V VİŞNE BAHÇESİ

TufH çe v öe»g> Pause,

Y jn e t m e n Leorvd He.tets

5 N i s a n p a z a r : 1 5 . 0 0 - 1 8 . 3 0 O Y U N G Ü N L E R İ

ÇOCUK OYUNU Çarşamba 15 00 • 20 30 / Perşembe 20 30/Cuma 20 30

C les. 15 00 - 20 30 / Pazar 15 00 - 1 8 30

Seyinderimiz için oyun bitiminde her semte İETT otobüsü tahsis edümrşür. SERPİL AKILLIOĞLU SAKA KUŞU Türkçesi Oben G ü n ey C u m a r t e s i / P a z a r 11 00 de

“ E Z G İ

Ş Ö L E N İ

• 4 Nisan C um artesi Saat İT. M) d a Ç EM BER l.İT AŞ ŞALAK SİNEM ASIN D A

Tel 522 25 13 • 4 Nisan C um artesi Saat 17.00 de KARTAL BELEDİYE SİNEM ASINDA

Tel: 353 37 78 • 4 Nisan Cum artesi Saat 21.00 de B AHÇ ELİEV LER UNVERDI SİNEM ASIND A

Tel: 575 45 93

K arşılam adan n o tla r

Sanayicilerin

kalbi ve özal

4 gün kaldı.

Biletinizi aldınız mı?

3

Nisan Cuma i 6:00 ve i 9:00'da. 4 Nisan Cumartesi

13:30. 16:00 ve 19:00'da. 5 Nisan Pazar 13:30, 16:00

ve 19:00’da. B i l e t l e r M u d o M ağazal ar . ı nda.

"Tasa etme bir kalp için bu kadar, tüm sana­

yicilerin kalbi senin için atar"

Z A L ’ı karşılayan bu pankart, vatandaştan çok Ö zal’a özlem duyan işadam larının duyguiapm yansıtıyordu.

Esenboğa-A nkara arasındaki 28 kilometrelik yol boyunca pankarttan geçilmezken, kent içindeki evlerin balkonlarına güvenlik gerekçesiyle “ çamaşır asmak” yasaklandı.

• Milliyet Ankara bürosunu arayan bir bayan, ağlamaklı bir sesle helikopter gürültüsü nedeniyle çocuğunu uyutamadığmı belirterek,

“ Haftada bir gün iznim, çatıda polis var. Çamaşır astırmıyorlar”

dedi.

• Özal, yol boyunca kendisini karşılayanlara şöyle seslendi: — “ Allah hepinizden razı olsun, hayırlı işler. Daha ileri bir Tür­ kiye’ye gidiyoruz.”

— “ Nedir o yeşil şapka (Kalemli'nin eşine dönerek) benim o şapka.”

— “ Devlere dokunmak yok. Maşallabları var. Güreşçi develer gibi güçlü bunlar yahu. Neyse bugün de kurtuldunuz.”

— "Kızlarımızın maşallah) var.”

• Özal'm gezisi için bestelenen “ Aramıza Hoşgeldinlz” n aka­

ratlı şarkı yol boyunca yüksek frekanstan yayınlandı.

• Ö zal’ı karşılayanlar arasında Mesut Yılmaz’m hamile eşi özel

ilgi

topladı.-• Bakan eşleri ellerinde bahar çiçekleriyle boy gösterirken, Mus­

tafa Taşar polislerle birlikte kol kola girerek ÖzaTa yol açtı. Ahmet Karaevli, m ikrofonu eline alıp konvoy düzenini sağladı.

• Sık sık belediyenin kiraladığı kişiler Ö zal’m otobüsüne çiçek atarken, Türk Hava K urum u'nun bir uçağından gül yaprakları sa­ çıldı. Belediye otobüsleri Ö zal'ın posterleriyle süslenip, havaalanına insan taşırken, yüzlerce resmi plakalı makam otosunun yol boyunca dizildiği gözlendi.

• İlk kez Özal’m büstü dün havaalanında ortaya çıkarken, Ç u­ buklu İhsan Kurt, büstü otobüsün önünde uzun süre taşıdı.

• Bütün bu gösterilerle muhalefete karşı sanki nispet olsun diye asılmıştı. “ Seni sevmeyen ö lsü n ...”

İnönü, sözünü tu ttu

Harbiye Tel: 146 3S 69

NİCE YILLAR

Alan Ayckbourn K o m e d i 2 Bölüm C u m a : 1 8 .30 - 2 1 .00 C u m a r t e s i : 1U.OO - 16.30

UZAKLAR

P a z a r 16.30

KÖKLER

P a z a r 111.00

S

İ s t a n b u l B e I e d i v e s i

Ş E H İ R T İ Y A T R O L A R I

1 9 8 6 - 8 7 S E Z O N U T O P L U G Ö S T E R İŞ

H .B Ö L L / M A R G A R E T H E VO N T R O T T A KATHARINA BLUM’UN ÇİĞNENEN ONURU

Turkçesı ve Yöneten Yücel Eden

1-2-3-4 Nisan

MURATHAN MUNGAN

TAZİYE

Yönetm en Nurhan K a rad a ğ

8-9-10-11-12 Nisan

TU R A N O F LA Z O Ğ L U

GENÇ OSMAN

Yöneten: Erol Keskin 15-16-17-18-19 Nisan

REŞAT NURİ GÜNTEKİN

HANÇER

Yönetm en E ngin U ludağ

22-23-24-25 Nisan

HARBİYE M.ERTUĞRUL TİYATROSU'nda

K o nuştu ve a n la ştı SH P Genel Başkam İnönü, Er-

demir’den atılan işçiler tarafından başlatılan ölüm orucuna katılanları ziyaret ederek, sorunlarına sahip çıkacaklarını ve durumun TV’de yer alacağını söyledi.

Ölüm orucu bitti

^ S H P Genel Başkanı, Erdemir de İşten atılan işçilerin so­

rununu TV'de dile getirince 12 gündür süren ölüm

orucu sona erdi

r

Ali Suat ESER

i

YANLIZ

BİR

HAFTA

İÇİN

İ S T A N B U L B E L E D İ Y E S İ I ,Îİ!S„A.

E H i R

T İ Y A T R O L A R I

M

M

« «

1 TİYATROSU H . B O L L / M A R G A R E T H E V O N T R O T T A

KATHARINA BLUM’UN

ÇİĞNENEN ONURU

Türkçesi ve Yöneten: Yücel Erten

T E L: 130 O O 51

1-2-3-4 Nisan

HARBİYE M.ERTüĞRÜL TİYATROSU’nda

KOCANIZI

TAZELEYİN

P a z a r - P . tesi Ç a rş a m b a Pe rşe m b e C u m a rte si 2 1 . IS 1 5 .0 0 1 8 .3 0 1 4 .3 0

KOMEDİ TİYATROSU PANGAİT!

• KDZ.EREĞLİ (MİL-HA)

H P Genel Başkanı Erdal İnönü, verdiği sözü yerine getirince Ereğli’de 12 gündür ölüm orucunda olan işçiler eylem­ lerine son verdiler.

Önceki gece Ereğli’ye gelen İnö­ nü, Otomobil-İş Sendikası Şubcsi’n- de ölüm orucundaki İsmail M utlu, M ustafa Başoğlu ve H aşan Aslan- bay ile görüştü ve sorunları hakkın­ da bilgi aldı. İnönü, işçilere, tüm sorunlarına sahip çıkacaklarını söy­ leyerek oruçtan vazgeçmeleri çağrı­ sında bulundu. İşçiler ise İnönü'den E rdem ir’deki sorunları açıkça orta­ ya koyan konuşmasını TV ve rad­ yodan duym adıkça eylemlerini sürdüreceklerini anlattılar. İnönü de

bunun üzerine haber bültenlerinde yayınlanmcaya kadar her gün ba­ sın toplantısı yapacağı sözünü verdi.

EYLEME SON

SH P Genel Başkam Erdal İnö­

nü, sözünü tutup, sorunlarının te­

levizyon haberlerinde yer almasını sağlayınca 3 işçi ölüm orucunu dün bıraktı.

İn ö n ü ’nün açıklamalarını tele­ vizyonun saat 20.00’deki haber bül­ teninde duyan işçiler hemen Otomo­ bil-İş Sendikası yöneticileri ve eşle­ ri ile 50 dakika süren bir toplantı yaptılar. Toplantı sonunda, ölüm orucunu bıraktıklarını açıklayan iş­ çiler SSK Hastanesi’ne kaldırıldılar. Ölüm orucu sırasında işçileri kontrol altında tutan Dr. İhsan Acar, 3 işçinin en az 2 gün özel ba­ kım altında kalacaklarını söyledi.

ekibinin de görüntülediği karşılama, 100’ü aşkın Türk basın m ensubun­ ca da izlendi.

Başbakan Turgut Özal, uçağın kapısında kendisini karşılayanlara şunları söyledi:

Epey zaman oldu ama ümit ediyorum ki, sıhhatime kavuşmuş, daha çok çalışma aşkıyla elimden geldiği kadar hizmet için çok daha fazla gayret sarfedebileceğimi rahat­ lıkla söyleyebiliyorum. Nitekim, dün akşam bunun tecrübesini Lond­ ra’da aşağı yukarı 8 tane dünya te­ levizyonuna ayn ayrı beyanat vere­ rek yaptım. Meşhur kriz hikâyesi... Ve işi lehimize çevirdik.” VALLAHİ ÖZLEDİM

Başbakan Özal, güneşli bir gün­ de A n kara’ya gelmekten mutlu ol­ duğunu belirtirken, havaalanına alı­ nan ve üzerlerine sarı ve mavi üni­ form a giyen basın mensuplarına ise şöyle dedi:

“ Sîzleri de özlemişiz. Vallahi öz­ lemişiz. Hepinize sevgilerimizi, say­ gılarımızı sunuyorum.”

Özal, uçağın merdivenlerinden

indikten sonra önce Kaya Erdemin, sonra eşinin, sonra Mehmet Keçe­ cilerim daha sonra da grup başkan vekillerinden Pertev Aşçıoğlu ile

Haydar Özal’m ellerini sıktı. Özal

yanında eşi ve Dünya Halter Şampi­ yonu manevi evlâdı Naim Süleyma-

noğlu olduğu halde sağlıklı görün­

mesine karşın, güçlükle ilerleyerek parti yöneticilerinin ve milletvekille­ rinin, ardından da il başkanlarm ın önlerinden geçerek kendisini kente götürecek olan otobüse 45 dakika­ da geldi. B urada kesilen kurbam n kanı alnına sürülen Özal’ı, otobü­ sün içinde kızı Zeynep Ekren ile oğlu

Ahmet Özal karşıladı. BAKANLARIN ÖZAL’A GÖRÜNME YARIŞI

Özal, havaalanından çıkarken

otobüsüne ailesi, doktoru ve yakın korum asının dışında kimse alınm a­ dı. Foto m uhabirleri için yaptırılan iki adet kamyon Özal’m otobüsünün önünde yer aldı. Bir özel firma ta ­ rafından gönderilen otobüs ise Özal’ m otobüsünü hemen arkasından iz­ ledi.

Özal, tüm it örgütlerinden gelen

yüzlerce otobüsü, minübüsü ve özel otoyu geçmekte hayli zorlandı. İlk yarım saatte havaalanından dışarı­ ya ancak çıkabilen Özal, önünü ke­ sen binlerce vatandaştan güçlükle sıyrıldı, kesilmek istenen koyunlann çoğunu affetti. Bu arada, dört adet deve de Özal’ın affıyla kurban ol­ m aktan kurtuldu.

YOL BOYUNCA GÜLSUYU

Başkentliler, özellikle gecekondu­ da oturan kadınlar, havaalanı yolu­ na çocuklarıyla birlikte Özal’ı kar­ şılamaya çıkarken, A nkara’daki be­ lediyelerin yüzlerce pankartı yol bo­ yunca asıldı ve her kavşaa bi­ rer davul zurna ekibi yerleştirildi. Ayrıca sık sık konvoya atılm ak üze­ re çiçekçiler kiralandığı saptandı. İsparta il örgütünün varillerle gül su­ yu getirterek Özal’ın konvoyuna sık­ tığı belirlendi. İki polis helikopteri ile bir belediye helikopteri Türk Hava K urum u'nun dört adet planör uça­ ğı, karşılam a boyunca A nkara üze­ rinden uçtular. Özel güvenlik timle­ ri yüksek yapılar üzerinde önlem alır­ ken, yol boyunca dizilen seyyar sa­ tıcılar, köfteciler, gazozcular ve ay­ rancılar, son günlerin en büyük sa­ tışım yaptılar.

Özal’ı görüntülemek isteyen ba­

sın m ensuplarından biri„özel kam­ yonetten düşerken, bir korum a p o ­ lisi de Özal’m bulunduğu otobüsün ön kapısındaki cam parçalandığı için dışarı fırladı. Şans eseri bu kazalar­ da yaralanan olmadı, ancak, bir ga­ zetecinin fotoğraf makineleri kırıldı.

MECLİSİN ÖNÜNDE KONUŞMA Ö zal’ı 3 bin 500 polis karşılar­

ken, zabıta memurlarının da yol bo­ yunca dizildiği gözlendi. Özal, Ba­ kanlıklar üzerinden Meclis önüne geldiğinde ilk demecini verdi ve şun­ ları söyledi:

“ Hepinize teşekkür ediyorum. Yurdun her tarafından binlerce in­ san beni karşılamaya geldiniz. Özel­ likle hastanede kaldığım sürece du­ alarını benden esirgemeyen vatan­ daşlarıma çok teşekkür ediyorum. Bir damar ile çalışıyordum, şimdi üç tane oldu. Öna göre daha fazla çalışacağım.”

MUHALEFETİN TEPKİSİ

Öte yandan muhalefet, Özal’ın A n k ara’ya gelişinin TV tarafından Cum huriyet Bayramı törenlerine benzer biçimde naklen yayınlanm a­ sını protesto etti.

SHP Genel Başkanı Erdal İnö­ nü, Ö zal’ın sağlıklı olarak dönme­

sinden memnun olduklarını belirtti, ancak karşılama töreninin parti gös­ terisine dönüştürüldüğünü söyledi. Karşılamayı “ çadır tiyatrosu” na benzeten İnönü, televizyondan nak­ len yayınlanmasını da partizanca bulduğunu kaydetti.

DYP Genel Başkan Yardımcısı

Mehmet Gölhan da,“ Başbakan Tn yurda dönüşünün bir şov, bir festi­ val haline getirilmesini ve TRT’nin buna alet edilmesini doğru bulma­ dığımızı ifade ediyor, devlet imkân­ larının parti propagandasına kulla­ nılmasını kınıyoruz” dedi.

Yakın korum a Başbakan Özal,eşi Semra Özal’la birlikte havaalanına serilen560 met­ relik kırmızı halılar üzerinde yavaş yavaş ilerlerken,koruma görevlileri yanma kimseyi yak- laştırmamaya özen gösterdi. Özal, kendisine sevgi gösterisinde bulunan partililere bol bol

el salladı. (Fotoğraf: Mustafa İSTEMİ)

Yenilenen kalbi ne kadar dayanabilecek?

O z a n h e M e y e n

SORUNLAR

)55 günlük bir aradan sonra Ankara’

ya dönen Başbakanı, Türkiye'nin

gündeminde bulunan şu sorunlar

bekliyor:

i EKONOMİDE: Enflasyon, döviz kıtlığı ve dış borçlar, ihracattaki ge­ rileme

| C f Y 4 5 £ r r e :

Yasaklar ve Demirer

in tutumu, muhalefetin atağı, hükü­

met, parti ve grup yönetiminde de­

ğişiklik

i DIŞ POLİTİKA: Ege sorunu, a e t

ile ilişkiler, Güneydoğu olayları, Kürt- Ermeni sorunu, ABD İle İlişkiler

ANKARA, ÖZEL

BD ’de by-pass ameliyatı geçiren Başbakan

Turgut Özal, 55 gün aradan sonra Türkiye’ye

dönerken ekonomide, siyasette ve dış politi­ kada kendisini bekleyen sorunlar nedeniyle “ bun­

ları çözmeye Özal’ın kalbi dayanacak mı?” soru­

sunu da birlikte getiriyor.

Yaklaşık 3 ay “ rölantide” çalışacak olan Özal’ı karşılayan sorunlar, siyasi kulislerde şöyle sıralanı­ yor:

EKONOMİDE

1. Enflasyon: Başbakan Özal’ın yurt dışında kal­

dığı sürede enflasyon hızı iki ayda yüzde 9’u aştı. Yılda yüzde 20 enflasyon hesabı yapan hükümetin tahmini böylece daha ilk iki ayda iflas etti. Enflas­ yonun bu hızla 1987’de yüzde 40’ı bulacağı tahmin edilirken, hayat pahalılığı kendini iyice hissettirme­ ye başladı.

2. Döviz kıtlığı ve dış borçlar: Bir taraftan dış borç faizleri ile ana paralarına taze kaynak bulm a­ ya çalışılırken, bir yandan da kısa vadeli dış borç­ ların, toplam borçların yüzde 20’sini aşması, eko­ nomik çevreleri düşündürüyor. Şu sırada, döviz kıtlığı nedeniyle birçok K IT’in ithalatlarının Hazine tara­ fından sürekli geciktirildiği öne sürülüyor.

3. İhracatta gerileme: İhracattaki gerileme eko­

nomiye döviz girişini engellerken, dış ticaret açığı­ nın da hızla büyümesine yol açıyor.

SİYASETTE

1. Yasaklar ve Demirel: Demirci ve Özal ara­

sında H ouston’da kurulan “ telefon bağlantısf’nm siyasi yasaklar sorununu nasıl etkileyeceği merakla

izleniyor. Yasakların kaldırılması için “ 201 + referandum” formülünü ortaya atarak bu soru­

nun çözümünü A nayasa’nın 175. maddesinin de­ ğişikliğine bağlayan Ö*al’a karşı Demirel’in bir sü­ re daha bekleyeceği, eğer ANAP lideri “ oyalamaya” devam ederse A nadolu’ya çıkacağı belirtiliyor. D e­

mirci'm, Ö zal’ın “ yorgun” kalbinin başa çıkam a­

yacağı bir tempo ile A nadolu’yu karış karış taraya­

cağı ve AN AP liderini geçici dördüncü maddeyi kal­ dırmak üzere masaya oturm aya zorlayacağı kayde­ diliyor.

2. Muhalefetin atağı: Muhalefet partileri de Mec- lis’in tatil olması ile birlikte H aziran’dan itibaren yurt gezilerine ağırlık vermeye hazırlanıyor. Halen Meclis’e peş peşe araştırm a ve soruşturm a önerge­ leri veren muhalefet partileri Özal’ın Meclis’te sü­ rekli “ hapsolmasım” sağlayacak bir taktik izliyor­ lar. SHP, DYP ve DSP, vatandaşın şikâyetlerine sa­ hip çıkarak, A N A P 'ı tabanda eritmeye çalışıyor.

3. Operasyon beklentisi: Başbakan Turgut

Ö zal’ın iki ay önce Türkiye’den ayrılırken AN AP MKYK’sından yetki alarak tasarladığı hükümet, grup ve parti yönetiminde operasyon beklentisi de, A N A P’ta kendini hissettiriyor. Bazı bakanların kol­ tuklarından tedirgin oldukları gözlenirken, Ö zal’ın kabinede çok geniş bir değişikliğe gitmeyeceği, ope­ rasyonun birkaç bakanla sınırlı kalacağı öne sürü­ lüyor. “ Dayısının oğlu” Hüsnü Doğan ile ABD’ de yaptığı değerlendirmeler çerçevesinde Ö zal’ın bu konudaki kararını fazla beklemeden uygulamaya ko­ yacağı ifade ediliyor. Parti yönetiminde A N A P Ge­ nel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler ile Genel Sekreter Mustafa Taşar’m da koltukları sallanıyor. Bu arada Özal’ı A N A P’ın sonbaharda yapılacak bü­ yük kongresi de düşündürüyor. A N A P ’ta liberal- selametçi kanatlar çekişmesinin üye kayıtları, dele­ ge seçimleri nedeniyle rahatsızlık yarattığı bildirili­ yor.

DIŞ POLİTİKA:

1- Ege sorunu: Y unanistan’la savaşın eşiğinden

dönülürken Ege’deki krizin ne kadar süre ile don­ durulmuş kalacağı m erak ediliyor. Ege sorununun

Özal’m başını bir süre daha ağrıtacağı bildiriliyor.

2. AET sorunu: Bu yıl A E T ’ye başvuruda bu­ lunacağım ilan eden Özal H üküm eti’ni, Batı Avru­ pa ülkeleriyle ilişkilerde zor bir m araton bekliyor. A E T’ye başvuruda bulunulmasıyla birlikte diploma­ tik atağa kalkacak olan Başbakan Özal’ı ve ilgili ba­ kanlarım Yunanistan engelini aşabilmek için A ET ülkelerini ikna edebilme konusunda “ sıkıntılı” günler bekliyor.

3. Güneydoğu’da gelişmeler, Kürt-Ermeni so­ runu ve ABD ile ilişkiler: Başbakan Özal’ın yoklu­

ğu sırasında Türkiye’nin Güneydoğu sınırındaki ge­ lişmeler, Kuzey Irak’ta girişilen askeri operasyon son­ rası ortaya çıkan durum , Kürt ve Ermeni sorunları da hükümetin kısa ve uzun vadede gündemini işgal ediyor. Bu arada ABD Kongresi’ndeki Ermeni ta ­ sarısının akıbeü de Özal Yönetimi’ni düşündürüyor. Ermeni tasarısı Kongre’den geçerse, Özal, Türk-ABD ilişkilerinden, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in Ame­ rika gezisine kadar pekçok konuda “ karar almak” zorunda kalacak.

LEADING FOREIGN BANK

SEEKS

YOUNG PROFESSIONALS

Due to the continuing expansion of our business, we

currently have vacancies for talented young men and

women who are expected to assume responsibility in the

challenging work environment of Head Office Departments.

FX DEALING

FINANCIAL ANALYSIS

AUDIT AND ORGANIZATION

ACCOUNTING

PERSONNEL MANAGEMENT

Qualifications sought:

- University degree in Business Administration

; Kxcellent knowledge of English

- Age up to 30

- No military obligation

- Some experience in Banking

- Initiative, drive and strong communication

skills

Please, apply in writing with a full curriculum vitae, photo

and day - time phone number to “PERSONEL" - PK. 297,

Karakoy - Istanbul, also specifying your area of interest.

Closing date: 7 April 1987

All applications will be kept confidential.

(3)

30 M A R T 1987

M İ L L İ Y E T • 11

F i l r / ı V i ğ l r j T T Î l

YÖNETEN: NECATİ DOĞRU

m R o a v r o H V H m u m

Onu neden astık?

ONAN Menderes

1950'den başlayarak 1960'a

uzanan yılların efsane başbakanıydı. Barajlar,

şeker fabrikaları, çimento fabrikaları, liman­

lar ile başlattığı ekonomik seferberlik hem köylü­

nün, hem şehirlinin hayatında yeni deli hevesler

yaratmıştı. Bu ekonomik seferberliğin plansız, prog­

ramsız olmasının acısını Türkiye sonraki yıllarda çok

çekti. Ancak, hakkını vermek lazım.

Adnan Mende­ res,

halkın hayatına derinlikler getiren ve ilahlaşan

bir başbakandı...

Geçirdiği uçak kazası sonrası yurda dönerken

halk onu,

"Allah seni bize bağışladı”

diye karşılamış­

tı. ölümcül kaza ve karşılama törenlerinin şoku so­

nunda, kendisi de bazen ellerini havaya kaldırıp

"Bak bu elleri görüyor musunuz, bu ellerle Türki­ ye'yi ham ur gibi yoğurup kalkındırm ak için Allah beni yarattı"

diyordu.

Halkın seçtiği, ilahlaştıracak kadar sevdiği bir baş­

bakan daha sonra ipe çekildi. Siyasi hayatımızda

onarılmaz bir yara olarak kalacak olan bu ipe gidiş­

te haklı gerekçeler var mıydı? Hükmünü tarih ve­

recektir. Ancak, aradan yaklaşık 26 yıl geçti.Halk

onun neden asıldığını hâlâ anlamış değil.

Hiçdeğilse.yerliveyabancıbilimadamlarındanbir

heyet oluşturmalı. Bu heyet

Menderes

dönemini ir­

delemen ve konuya açıklık getirmeli. Halk da bu ko­

nuda gerekli bilgiye sahip olmalı, unutmayalım ki,

biz de artık bir "rönesans” dönemi başlatmak zo­

rundayız. Rönesans, bir anlamda konulara açıktık,

netlik getirmek, olayları bilimin merceği altında In-

incelemektir. Böyle yapabilirsek bu demokrasiye ge­

çişte büyük rötarımızın kapatılmasında önemli bir

adım da olabilir.

Bugünkü Başbakanımız

Turgut özal'ın

karşılanışı

da bazı ortak yönleriyle

Menderes'in

karşılanışına

benziyordu. Bu karşılama törenleri, aşırı sevgi ve

gösteriler

Menderesi

değiştirmişti. Dileriz Sayın

Özal'ı

değiştirmez ve

Menderes

gibi kendisinde in­

sanüstü nitelikler olauğu yanılgısına düşmez. Kalbi

sağlamlaşan Başbakanımızın kafasının da sağlam kal­

ması, hepimizin hayrınadır. Kendisine geçmiş olsun

diyelim ve gelecek ne gösterecek bekleyelim.

N.D.

'Kazanın

Hayrettin Erkmen (Menderes’in Çalışma ve Ticaret Bakam)

u r, u “ Uçak kazası kendiliğinden olan bir olaydı.

Hayrettin Erkmen Mendefes kurtnlunca belki halk Allah onu bize bağışladı diye düşünmüş olabilir. Menderes'in karşılanmasının kendi ruhiyatı üzerinde yaptığı tesiri tartışmak mümkündür. Bu bir yorum konusudur. Ama Menderes, zaten büyük kalabalıklar içinde yetişmiş, gelişmiştir. Her bulunduğu yerde büyük insan kesimi tara­ fından karşılanmış ve uğurlanmıştır. Kazadan sonra Menderes’i kar­ şılayanlardan biriydim. Onun (Mikolojisi üzerinde müşahede edilen değişiklikler, belki kalabalığın etkisiyle değil, kazanın etkisiyle olabi­ lir. Kazadan sonra da sık sık yanında olan biri olarak gördüğüm onun grup eleştirilerine karşı hep dikkatli olduğuydu. Belki bazı hareketle-

Jİendi çevresine karşı değiştiyse onu bilemiyorum.”

KARŞILAYANLAR ARASINDA İNÖNÜ DE VARDI

Menderes, Londra yakınında geçirdiği uçak kazasından “ mucize” kabilinden kurtu­ lunca. yurda dönüşte çok büyük bir törenle karşılanmıştı. Yeşilköy Hava­ alanı o gün tarihinde görülmeyen insan kalabalığına tanık olmuştu. Ankara

Garı'ndaki karşılama ise, daha da muhteşemdi. Ana muhalefet partisi li­ deri ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, tüm kırgınlıkları unutmuş, Kasım Gülek, Nüvit Yetkin ve Orhan Öztrak’la birlikte Menderes'i kucaklamak için gara gelmişti. Ancak ihtilalde o bile Başbakan'ı idamdan kurtaramamıştı.

Menderes, ilah gibi karşılanmıştı

Geçirdiği uçak kazasından sonra dö-

m • > m. . < O A \ f I r» A A I ■ ■

"

.

nnnmrVIA-7 rslrin

...

,,

a n K ır riııı m o m I ı . » l ' l l ' J '

*

*■»■”

— —

I

ı

+

nemin Başbakanı Adnan Menderes,

Türkiye'ye dönüşünde adeta bir

"ilah gibi" karşılandı...

►Menderes dönm eden önce bir

"Menderes i Sevenler Cemiyeti" ku­

ruldu. Herkes ona dokunmak, eli­

ne yüz sürmek istiyordu

Perihan CAKIROGLU

m

ü

o

►Yüzlerce kurban kesildi. Trafik d u r­

du. Eyüpsultan'a giderken geçtiği

güzergâh, iki yanıyla insan duvarıy­

la örülm üştü

pfkfcivlp

değişmiş olabilir’

Prof.Dr.Memduh Yaşa

(Menderes’in danışmanı)

■ Şımarmaması

Özal’ın

lehine olur

“ Kazadan bir ay sonra onunla çatışmaya başladım. İhtilale kadar sürdü bu ça- hşmam. Menderes'in o talih­ siz uçak kazasında birçok ar­ kadaşı ölmüştü. Uzun zaman

Prof. Dr.

Memduh Yaşa

bunun tesiri devam etmiş olabilir. Ama, Mende­ res’in devletle olan ilişkilerinde kaza ve o büyük karşılama töreninin değişiklik yaptığı görüşüne ka­ tılmıyorum. Zaten kendisi genelde çok duygusal bir adamdı. Dönüşte büyük coşku ile karşılandı. Hazırlıklı bir karşılama değildi bu.

“ Yalnız şunu söyleyebilirim, ölçüsüz karşıla­ malar, ölçüsüz melihler karşılananlar üzerinde da­ ima kötü tesir yapar. Özal'm sağlığını kazanması çok sevindirici bir olay ancak, şımartılmam ası ken­ disinin de lehinedir. Eğer, o büyük karşılama tö­ reni Menderes’i etkilemişse ki sanmıyorum, Özal için daha da tehlikeli olur. Çünkü. Özal' ın çok büyük kitleler tarafından karşılanın t tecrübesi çok az.”

ZAL, uçak kazasın­ dan dönen Menderes gibi karşılanacak...” veya “ Ozal, Mende­ res’ten daha muhte­ şem karşılanacak...” gibi cümleler, hem basında, hem de va­ tandaşlar arasında sık sık geçti.

Uerçi, Menderes’le Özal’ın durumu oldukça farklı, belki bir paralellik kur­ mak da zor. Ama, karşılama törenleri tartışılınca akla gelen çeşitli sorular var: “ Acaba Menderes nasıl karşılanmış­ tı?” , “ Menderes, kazadan ve yapılan büyük karşılama töreninden sonra de­ ğişti mi?” , “ Özal değişir mi?” ...

Bu soruların yanıtlarını aramak için geçmişe uzandık. Adnan Menderes’in ge­ çirdiği uçak kazası ve sonrasını araştır­ dık. Bu kazaya tanık olanlarla konuş­ tuk. Menderes'in yakın çalışma arka­ daşlarının görüşlerini aldık.

UÇAK, LONDRA HAVAALANI YERİNE BİR ÇİFTLİĞE İNDİ...

17 Şubat 1959 günü sabah saat 09.00’da Yeşilköy Havaalanı’nda her şey yolunda gidiyordu. Başbakan Ad- Menderes, İngiliz Başbakanı

görünmez oldu. Derken bir düşme gü­ rültüsü... Yakındaki Oakland çiftliğine mecburi inişe geçen uçağın iki kanadı ve gövdesi parçalandı. Ardından ben­ zin tankı infilak etti. Ama kazadan Menderes sağ kurtuluyordu.

Kazanın yankıları çok büyük oldu. Menderes’e her yerden geçmiş olsun telgrafları yağıyordu. İstanbul’da “ Ad­ nan Menderes’i Sevenler Cemiyeti” ku­ ruldu. Cemiyet tüzüğünde amaç şöyle anlatılıyordu:

“ Memleketimizin banisi yüce Ata­ türk’ün çizmiş olduğu yoldan giderek, vatanımızı mütemeddin (medeni) dev­ letler sınıfına katmakta insanüstü bir gayret gösteren, bitmez tükenmez bir enerji ile maddi ve manevi her bakım­ dan aziz milletimizi, yüceltmede ve sev­ gili yurdumuzu efsanevi bir şekilde ih­ ya ve ümranda Başvekil Adnan Men­ deres’in gösterdiği himmetin tarih bo­ yunca bütün nesiller tarafından takdir ve tebcilini sağlamak ve hatırasını ile­ lebet bir kadirşinaslık nişanesi olarak muhafaza etme amacıyla bu cemiyet te- sis edilmiştir.”

MENDERES’İN DÖNÜŞÜ VE MUHTEŞEM KARŞILAMA.. nan

McMillan ve Yunan Başbakanı Kara- manlis ile Kıbrıs'ın geleceğini belirlemek için Londra’da yapılacak konferansa ka­ tılmak üzere THY’nin Viscount tipi “ SEV” uçağına binerken kendisini uğurlayanlara gülerek el salladı. Yanın­ da bazı bakanlar, danışmanları ve gaze­ tecilerle birlikte 19 kişilik bir heyet de vardı...

Güzel geçen bir yolculuktan sonra uçağın pilotu Londra Havaalam’na in­ mek için izin istedi. Ancak yoğun bir sis vardı. Uçağın, yakındaki G?twick Havaalam’na inmesini istedi kule. Ama “ SEV” uçağı, buraya da inemedi. Bir süre havada dolaştı. Sonra radarlarda

26 Şubat 1959 günü Menderes, dört motorlu bir İngiliz uçağı ile saat 18.08’de İstanbul Yeşilköy Havaalam’na indi. Valilikçe daha önce yayınlanan 4 maddelik karşılama tebliği, ne yazık ki uygulanamadı. Tebliğde Menderes’i karşılayacaklara muntazam bir sıra ha­ linde yol kenarında durmaları ve kur­ banlara araba geçerken kesilmesine dik­ kat çekiliyordu. Aynca güzergâhın po­ lis ve asker kordonu altında tutulacağı, Menderes’in omuzlar üzerinde taşınma­ ması için de önlemler alındığı belirtili­ yordu. DP Basın Bürosu da bir açıkla­ ma yaparak Menderes’in uçaktan inin­ ce Eyüpsultan’a uğrayacağım ve kurban­ ların kesilmesi için törenlerde hazır bu­

lunacağını bildirdi.

Menderes, bu önlemlere rağmen uçak merdiveninin alt basamağına tam 12 dakikada inebildi. Vali Ethem Yet- kiner, Emniyet Müdürü Faruk Oktay kalabalığa söz geçiremediler. Halkın tek istediği vardı, Menderes’e dokunmak. O da çok heyecanlanmıştı. Uçaktan iner­ ken, sesi titreyerek, “ Bu asil heyecanı­ nız karşısında hislerimi nasıl ifade ede­ bileceğimi bilmiyorum sevgili vatandaş­ larım. Teşekkürler ederim, sağolunuz, bahtiyar olunuz” diyebildi.

Menderes’i bu insan yığınının orta­ sından kurtarmak büyük mesele oldu. Trafik Müdürü Orhan Eyüpoğlu’nun arabasına güçlükle bindirildi, yolda ken­ di arabasına geçti.

Yüzlerce kurban kesildi. Binlerce va­ sıta karşıladı onu. Trafik durdu. Hiç kimse hareket edemiyordu. Eyüpsultan’a giderken geçtiği güzergâh, insan duva­ rından ibaretti sadece. Orda da 50 kur­ ban kesildi. Akşam gideceği Park Otel’e oldukça geç saatlerde varabildi. İstan­ bullular değildi sadece onu karşılayan, çevre il ve ilçelerden yığınla insan gel­ mişti görmeye.

Menderes’i Ankara’ya götüren tren 28 Mart sabahı kente yaklaşırken dur­ mak zorunda kaldı. Halkın büyük coş­ kusu, Menderes’i neredeyse ağlatacak­ tı. Kendisine ulaşanlarla kucaklaşıyor, bunun arkası kesilmiyordu. Sonunda Ankara Garı’na varıldı. Celal Bayar, CHP Genel Başkanı ve ana muhalefet lideri İsmet İnönü, CKMP lideri Osman Bölükbaşı, Menderes’i karşılamak için kavgalarına ara vermişlerdi. Tren gara girdiğinde halk tekbir getirerek ve kur­ ban keserek Menderes’i bağırlarına bas­ tılar.

Menderes, Bayar, İnönü, Bölükbaşı ile kucaklaştı. Bir süre hal hatır sorul­ du. Ve “ Gazi Başbakan” sesleri ara­ sında arabalara binilerek Çankaya’ya gi­ dildi.

Ahmet Salih Korur

’Karşılama

şoku onu

değiştirdi’

DN AN Menderes’in en yakın çalışma arkadaşlarından Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, kazanın ve karşılamanın, yarattığı şokun onu değiştirdiğini belirti­ yor. Salih Korur, Menderes’in uçak kazasıyla ilgili izlenimleri­ ni Orhan Erkanlı’mn “ Anılar, Sorunlar, Sorumlular” adlı kitabının 350. sayfasında aynen şöyle yazıyor:

“ Menderes Londra uçak kazasından sonra çok değişti, ta­ mamen başka bir insan oldu. Kazadan hemen sonra Londra’ ya gittim, dönüşüne kadar kendisiyle beraber kaldım. Mende­ res’teki değişmeleri onu seven ve onun eski halini bilen bir ça­ lışma arkadaşı olarak yakinen takip ettim. Doktorlar, ısrarla Menderes’in uzun bir süre daha Londra’da tedavi altında kal­ masını isliyorlar, eğer sıkıldı ise mutlaka Türkiye dışında bir yerde dinlenmesini, hiçbir sorumluluk almamasını zaruri gö­ rüyorlardı. Hepsi böyle bir kaza geçiren insanın, sorumluluk almaması görüşünde Killer. Geçirdiği şokun beklenmedik za­ manda Menderes’in ruhi dengesini bozabileceğini, istirahat et­ mesi gerektiğini biziere söylediler. Doktorların kesin tavsiyelerine rağmen Türkiye’ye dönüş karan verildi.

“ Yeşilköy Havaalanı’na geldiğimiz zaman ben bile şaşır­ dım; sanki bütün İstanbul meydandaydı, kurbanlar, insanlar insanlar... Eminim ki Menderes ikinci şoku orada geçirdi.

“ Müşterek mesaimiz yine devam etti, fakal eski Mende­ res yok olmuştu. Eskiden fikir soran, makul teklifleri dinle­ yen kibar ve efendi Menderes yerine, kimseyi ciddiye almayan, hiçbir tenkide tahammül etmeyen, çabuk kızan, methedilınekten hoşlanan ve Allah’ın kendisini Türkiye’yi İdare etmek için ya­ rattığına inanan bir insan gelmişti. Bazen ellerini havaya kal­ dırıp (Bak bu elleri görüyor musun, bu ellerle Türkiye’yi hamur gibi yoğurup kalkmdırmak için Allah beni yarattı) diyecek kadar ileri gidiyordu. Nihayet bir gün kendisiyle özel olarak konuş­ mak istedim, daha söze başlamadan (Ne söyleyeceğini biliyo­ rum, sen çok yoruldun, istersen biraz dinlen) dedi. Ertesi günü istifa mektubumu masasının üzerine koydum. İkinci gün beni çağırarak (Bu mektubu geri veriyorum, beraber geldik, bera­ ber gideceğiz) diyerek gönlümü aldı ”

Referanslar

Benzer Belgeler

merkez değ ğeri 1024 eri 1024 mb mb olan bu yü olan bu y üksek bas ksek bası ın n ç ç alanı alan ı, bir ucu Marmara , bir ucu Marmara Bö B ölgesi lgesi’ ’ne kadar uzanan

[r]

Dobutamin çocuklarda da inotropik etki göstermektedir, ancak yetişkinlere kıyasla hemodinamik etkisi biraz daha farklıdır. Çocuklarda kardiyak debi artmasına

Danıştay, antik kentin sular altında kalmasından aylar sonra Yortanlı Barajı’nın yerinin değiştirilmesi için 2005’de aç ılan davayının görülmesine karar verdi…..

ag§ndan §orun }aratrp }aratma- yacağırn iıcclcnıncsiylc görş- lcndirilcı Dglet Bakanı lmdl. fuığıı Gokova ya

Hedofi, cennet gibi bir doğa parçagnln rrarllğlnl sürdğrobilmogi v,e çgvre kiıtsnmGıi gibi bir ıahlikadon kurıarllma§dlr. Bu hod€6o varabilınok için de bir

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Levent'te Dubai Towers'ın yapılacağı açıklanan eski İETT arazisinin sat ış yöntemiyle ilgili Başbakan Tayyip

Kı K ısaca, ki saca, ki şinin kendini ş inin kendini bilmesi olarak. bilmesi olarak tan