• Sonuç bulunamadı

Ruhi Su: "En güzel aşklarımı türkü söylerken yaşadım"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ruhi Su: "En güzel aşklarımı türkü söylerken yaşadım""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“TT-

Ô l~

5

«SANATÇI DA TIPKI BİR ÇİFTÇİ, BİR DEMİRCİ GİBİ İŞİNİ ANLATABİLMELİDİR. HEM DİLİYLE, HEM DE HÜNERİYLE. BİR BAŞKA DEYİŞLE, KENDİ TOPLUMU İÇİNDE SANATIYLA EK­ MEK YİYEBİLMELİDİR.

Ruhi Su: "E n güzel

aşklarım ı türkü

0

söylerken yaşadım ,.

Ruhi Su’nun «ŞİİRLER, TÜR­ KÜLER» adlı venl plâğı (33 u- zun devirli) İmece Plâkları’nda yayınlanmış ve sanat çevrelerin­ de hemen geniş yankı ve iı;r yandirmıştır. Bu plâkta A. Ka- dir’in «Bugünün Diliyle Mevlâ- na» adlı şiir kitabından seçme- ler, Ruhi Su’dan «Ağıt» ve «Ya­ ratan Bizleri İnsan Yarattı». Melih Cevdet Anday’dan «Nin­ ni», Nâzım Hikmet’ten «Üç Sel- vı» ve «Şeyh Bedrettin Destanın­ dan», ayrıca bir halk türküsü «Üç Kız Bir Ana» yapıtları Ru­ hi Su’nun sesi ve vorumlayışı ile yer almaktadır.

Abidin Dino’nun Fransa’da yayınlanan «Guitare et Musique» adlı dergide yayımlanan yazısın­ da belirlenen deyimle: «ömrünü

Âşıklara ve türkülere adamış in­ san...» Gezgincilerin babası’dır Ruhi Su... Türkülerin izini sü­ rer, köy köy dolaşır, bir yitik di­ zeyi şurada, başka birini ötede bulur, bir ezgiyi şu bölgede sap­ tar, sazdaki inişi çıkışı başka yerde... Üç telli saz Ruhi Su’nun elinde, en güzel gitarların beş teline denktir...» denmektedir.

Ele aldığı ezgilerin hem yorum cusu, hem kendine özgü uygula- masıyle yaratıcısı, ayrıca beste­ ciliğiyle de ustalığını sürdüren Ruhi Su’nun yapıtları konusunda dediklerini kendi ağzından dinle­ yelim:

RUHİ SU diyor ki:

«Türkü söylemek benim için bir aşk halidir. En güzel aşkları­

mı türkü söylerken yaşadım. Ne onlar beni aldattı, ne de ben on­ ları. Türkü söyledikçe yeşeri­ yor, çiçekleniyorum. Ben yalnız türkü söylemiyorum ki. Bu söy­ lediğim türkülerle, aynı zaman­ da, çağdaş Türk toplumunun 11- ed’lerini söylüyorum. Ben türkü söylerken sazım ne benimle ya­ rışır, ne de türkülerle. Bize yal­ nızca eşlik eder, bizi tamamlar. Halkımızın büyük ustalarında da saz böyle saygılı bir uyum için­ dedir. Bu açıdan bakılınca, tür» küleri bir besteci gibi ele aldı­ ğım daha iyi anlaşılır. Bundan önceki plâklarımda olduğu gibi, bu plâğımda da halk ozanları­ nın yolunu izleyerek bazı sözle­ ri bağlı oldukları ezgilerle söyle­ dim. Bazı sözleri, ortanın malı olan ezgilerden birine uygula­ yarak söyledim. Mevlânâ’da, Nâzım’da, Melih Cevdet’te, Ha­ şan Dağı’nda olduğu gibi bazı sözler İçin de yeni ezgiler düşün­ düm. Kimileri icracı, kimileri da yorumcu diyor bana. Sanatta yo­ rumsuz icra olmaz ya, ikisinin da başımın üstünde yeri var. İcra­ cıyı kalıcı ve yaratıcı saymamak, bizim ülkenin yan-aydınına vergi. Oysa özellikle müzik, bestecisiy­ le icracısıyla bütünlük içinde o- lan bir sanat. Yaratmanın ger­ çekleşmesi, ikisinin de var olma­ sına bağlı. Kaldı ki, icracının yaptığı iş de kalıcı ve yaratıcı bir iştir. Paganini, bestelerinden çok icracılığıyla kaldı dünyamız­ da. Şalyapin de öyle. Oyştrah da. Münir Nurettin de. Zamanı­ mızın belgeleyici teknik olanak­ ları daha da çok kanıtlayacak bunun böyle olduğunu. Bir işi geliştiriyor, ileri götürüyorsa, is­ ter besteci, ister icrası olsun, İkisi de kalıcıdır.

Burada bir şeye daha değin­ mek istiyorum. Sanatçı da, tıpkı bir çiftçi, bir demirci gibi işini anlatabilmelidir. Hem diliyle, hem de hüneriyle. Bir başka de­ yişle, kendi toplumu İçinde sa­ natıyla ekmek yiyebilmelidir. «Beni bu halk anlamaz» demek, en azından boş bir kendini be­ ğenmişliktir. tnsan kendini be­ ğenmede bile yalnız kalmamalı. Halkın sanatta anlamadığı bir yer bulunabilir, sanatçı bunu umur­ samazlık edemez. Çünkü tüketi­ cisi olmayan bir üretim yaşa­ maz. Hani hükümet zoruyla da yaşayamaz demek istiyorum. El­ li yıllık değil, vüz elli yıllık de­ ney var önümüzde. Bazı sanat kurumlarının gittikç1. yozlaşması, kuruyup ütmesi bundandır. Halktan kopuk hiçbir işten, hiÇ' bir insandan hayır gelmez.»

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye Sivas’tan Ankara’ya kar yağışı altında üstü açık, üç hurda oto­ mobille giderler ve AnkaralIlar onlara görkemli bir

Beykoz, Hereke, Bakırköy fabrikaları gibi Fesaneyi de faaliyet çenberi içine alan Sanayi ve Maadin Bankasının meşkûr himmeti ve şirketin idare he­ yetinin

change in cases diagnosed as having LC is macrocytosis (6) and it is determined in a study performed by Maruyama et all that macrocytosis is the most

Lateral medüller sendromun seyri sırasında %12-36 oranında görülebilen bir semptom olan hıçkırık, diafragmanın ve eksternal (inspiratuar) interkostal kasların

Thus, existence of association between development to be of nephrotic syndrome and hypersensitivity can be considered, because it is reported that minimal change nephrotic

Kısacası Emevî Devletinin yıkılış nedenlerinden önemli ikinci neden, kabilecilik ruhunun yeniden ortaya çıkması ve bunun da beraberinde yine Emevî ailesi arasında

Çünkü aynı yazı­ da, «Ahmet Vefik Paşa’nın dilini o zaman bizlere öğret­ mek söz konusu olduğunda Edebi Heyet’tekl, zamanın bü­ yük edipleri de

[r]