m yüzyfln Haçlı seferi: Ermeni Terörü
Cengiz ÇANDAR
y6sü Antelias’ta toplanan Ermeniler Türkiye aleyhtarı gösteri yapıyorlar. Toplantıyı Taş- nak, Hinçak ve Ramguvar partileri ortaklaşa düzenlemişti.
Sovyetler de Ermeni
sorunu ile ilgili
«Taşnak, Hinçak ve Ram- gavar’ın arasındaki ilişkiler öylesine kötüydü ki. birbir lerinin Kiliselerine bile git mezlerdi. Kiliseler bile siyasi çekişmelere tabi olarak bö lünmüşlerdi. Şimdi durum değişti. 1970lerin ortaların dan beri 24 Nisan gösterileri ortak düzenleniyor, üç parti ortak bildiri yayınlıyorlar.»
Bu sözler Lübnanlı bir Er meni basm mensubunun bize
söyledikleri.
Bu yıl 24 Nisan toplantı ları, Ermeni çevrelerinin ve Beyrut’un Hıristiyan aydın larının bize aktardıklarına inanılacak olursa, diğer yıl lara oranla daha canlı ve gü rültülü düzenlenmiş, bunun da nedeni Dışişleri Bakanı İlter Türkmen’in Beyrut zi yaretine etkili bir tepki or taya koymakmış.
Üç Ermeni partisinin 24 Nisan münasebetiyle yayın ladıkları ortak bildiri de alı şılagelenden daha ağır an- ti—Türkiye sözcüklerle be zenmişti. «Türk devleti Er meni topraklarını işgale de vam etmekte ve gerçek ile ta rihi çarpıtma yolundaki u- mutsuz çabalarını sürdüre rek tarihi Ermenistan’a ya bancı toplulukları yerleştir diğini unutturmak istemekte ve Ermeni davasını başarısız lığa uğratmayı amaçlamakta dır» denilen bildiri şu suç lamaları taşıyor:
«Dahası, Türk devleti kuş kulu ve korkakça yöntem ler, diplomatik ve diğer yol larla, kullanabildiği tüm a- raçlarla enformasyon, politi ka ve propaganda alanların da dünyadaki tüm Ermeni ler üzerinde baskı kurmak is tiyor.»
Bildiri şöyle sonuçlanıyor: «Ne ödlekçe yöntemlerden, ne de entrikalardan çekinmi yoruz. Türk devleti, birliği miz, sımsıkı kararlılığımız Ve davamızın haklılığı kar şısında başarısızlığa uğraya caktır.
Lübnan Ramgavar Partisi Lübnan Hinçak Partisi Lübnan Taşnak Partisi» Aynı Ermeni'ye kulak ve relim :
«Ermeniler sadece Lüb nan’da değil, dünyanın her yerinde ortak bir zeminde birleşiyorlar ve davalarım kabul ettirebiliyorlar. örne ğin, bundan 8—10 yıl önce sine dek Erivan’da 24 Nisan gösterileri yapılamazdı. Oy sa, şimdi, Ermenistan Sov yet Cumhurlyetl’nin Başka nı, bizzat, 24 Nisan toplan tılarını açıyor.»
Sovyetler’de
Ermeni
eylemciliği
Bunu bize nakleden kişi tarihlerde yanılıyor olmalı.
çünkü Sovyet Ermenista nı’nda 24 Nisan gösterileri söz konusu tarihin 50. yıl dönümü olan 1965’te başlatıl mıştı. Erivan sokaklarında Ermenilerin «topraklarımızı isteriz» sloganıyla gösteri yaptıkları tarih kayıtlarında var. Ancak, Sovyetler’in Er meni sorumuma Ermeni siya si faaliyetinin birdenbire canlandığı 1970’lerin ikinci yansından sonra el attığı ve Sovyet Ermenlstam’nda da Türkiye aleyhtarı Ermeni milliyetçi faaliyetine göz yu mulduğunu söylemek yanlış olmaz.
Nisan 1980’de Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti Dışişleri Bakam John Gulragosyajı Erivan'da bir kitap yayınladı. Kitapta şu satırlar dikkati çekiyor: «Halkımızın vatanı na sahip olma hakkı önemli dir. Birleşik bir yurda.. Er meni halkının iki kesiminin
Lübnan Komünist
Partisi,
Ermenistan
Sovyet
Cumhuriyeti’ne
gönderdiği
mesajda şöyle
diyordu: «Aras’ın
bir yakasından
diğerine yol
Moskova'dan
geçer ve bu yol
tüm arzularımızın
gerçekleşeceği
yoldur.»
(Çarlık ve Osmanlı Impara torluğu egemenliğinde yaşa yan) birarada toplanması gerçekleşememiştir... Ermeni halkı kendi vatanım yarat mak için kendi kaderini ta yin gibi meşru bir hakka sa hiptir.»
Bir Sovyet yetkilisi açıkça böyle düşünüyor ve yazıyor ve bu Moskova’da herhangi bir tepkiye yol açmıyor.
Aynı yılın kasım ayında, «Diaspora’daki Ermenilerin Temsilcileri Toplantısı» Eri van’da düzenlenebiliyor ve toplantıya katılanlar Brej nev'e mektup göndererek Er meni davasına desteğini ta lep ediyorlar.
Sovyetler Birliği’nin Er meni sorununda rol sahibi olabildiği, Ermenistan Sov yet Cumhuriyeti’niıı kurulu şunun 60. yıldönümü müna sebebiyle, 1980 yılında Lüb nan Komünist Partisi’nden
gelen bir mesajda da göz lenebiliyor. Lübnan Komü nist Partisi’nin Ermeni bü rosu yetkililerinden Ga.nlk Attaryan, Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti’ne gönderdiği mesajda şöyle diyordu:
«Aras’m bir yakasından dİ ğerlne yol Moskova’dan ge çer. Ve bu yol tüm arzu larımızın gerçekleşeceği yol dur.»
Sovyetler Biriiği’nin Batı’- nın ilgi alanında olan ve ki mi Batılı ülkelerin ilerde bir koz olarak kullanabileceği bir soruna ilgisiz kalmaması, süper devlet rekabetinin bi çimlediği dünyamız ve böl gemizdeki gelişmeler çerçe vesinde anlaşılabilir bir şey dir.
Türkiye’ye karşı
kullanılacak koz
Ancak böylelikle, Ermeni sorunu doğrudan doğruya süper devletlerin birbirlerine ve gereğinde Türkiye’ye kar şı kullanabüecekleri bir koz haline dönüşmüş olmakta dır kİ, bu, Türkiye için so runun üzerinde özel bir ö- nemle durulması m gerekti ren bir başka boyutunu oluş türüyor.
Nitekim, tarihten de hatır lanacağı gibi, Ermeni soru nu uzun yıllar Ingiliz-Fran- sız ve Rus bölgesel çekişme ve paylaşım mücadeleleri 1- çinde boy atmıştı.
Yakın tarihe dönüldüğün de, Sovyetler Birliği’ndan Kars ve Ardahan’ın kendi sine terkedilmesini istediği 1945 yalında, Sovyet Büyük elçisi Vinogradov’un Anka ra’ya ilettiği ünlü notada söz konusu toprakların «ta rihi olarak Ermenistan ve Gürcistan’a bağb olduğu» ifa de ediliyordu. Sovyetler’in toprak talepleri resmen 1953 yılından Stalin’in ölümün den sonra terkedilmişti.
Uluslararası konjonktürde herhangi bir değişiklik, bu tür talepleri yeniden günde me getirebilir. En azından, böyle bir taleple karşı kar şıya kalınmasının mümkün olduğunu kanıtlayan bir ör nek olay Türkiye’nin yalan tarih terekesinde bulunuyor.
Bu durumda, Sovyet Er- menistam’nda son yıllarda ortaya çıkan tavır değişiklik leri ve buna ek olarak dias- poradaki Ermeni örgütleri nin Sovyet Ermenistanı’na o- lumlu bir yaklaşıma girmiş olması gözönilne alındığın da, Ermeni eyleminin salt Batı dünyasının Türkiye’ye yönelik «Haçlı ruhu»nun ö- tesinde bir ciddiyet kazan makta olduğu sonucuna varı labilir.
YARIN: Ne
yapılabilir?
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi