• Sonuç bulunamadı

Moda tasarımı eğitiminde sürrealizm sanat akımının öğrencilerin yaratıcılıklarına etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Moda tasarımı eğitiminde sürrealizm sanat akımının öğrencilerin yaratıcılıklarına etkisi"

Copied!
173
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M B

MLER ENST TÜSÜ

M ENDÜSTR

VE MODA TASARIMI ANA B

M DALI

M ENDÜSTR

VE G

M SANATLARI E

B

M

DALI

MODA TASARIMI E

NDE SÜRREAL ZM SANAT AKIMININ

RENC LER N YARATICILIKLARINA ETK

YÜKSEK L SANS TEZ

Haz rlayan Ba ak OHER

Ankara Eylül, 2012

(2)

ii

M B

MLER ENST TÜSÜ

M ENDÜSTR

VE MODA TASARIMI ANA B

M DALI

M ENDÜSTR

VE G

M SANATLARI E

B

M

DALI

MODA TASARIMI E

NDE SÜRREAL ZM SANAT AKIMININ

RENC LER N YARATICILIKLARINA ETK

YÜKSEK L SANS TEZ

Haz rlayan Ba ak OHER

Dan man: Doç. Dr Fatma KOÇ

Ankara Eylül, 2012

(3)

iii

Ba ak OHER’in ‘Moda Tasar E itiminde Sürrealizm Sanat Ak n rencilerin Yarat klar na Etkisi’ ba kl tezi 20/11/2012 tarihinde, jürimiz taraf ndan, Giyim Endüstrisi ve Moda Tasar E itimi Ana Bilim Dal nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmi tir.

Ad Soyad mza

Üye (Tez Dan man ): Doç. Dr. Fatma KOÇ ..………..

Üye: Prof. Fatma ÖZTÜRK …...………….

(4)

iv

Moda ilk anlam yla daha çok giyim ku amla ilgili bir kavramsa da, asl nda kapsad alan çok daha geni tir ve farkl disiplinlerle yak n ili kisi oldu u bilinmektedir. Bu disiplinlerden biride ‘sanat’t r. Sanat ve moda terimlerinin kavramsal olarak farkl oldu u bilinmekte ancak birbirlerini kapsad klar da görülmektedir. Sanat modan n içinde yer almaya ba lad kça sanat e itiminin önemi de artmaktad r. Sanat

itimi bireylerin sadece sanat ile ilgili bilgi edinmesini de il, yarat klar geli tirmesinde de önemli bir yere sahiptir. Gazi Üniversitesi E itim Bilimleri Enstitüsü Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatlar E itimi Ana Bilim Dal yüksek lisans tez çal mas olarak haz rlanan bu ara rma, sanat n moda tasar e itimi alan nda önemli oldu u ve sanat e itimi alan ö rencilerin yarat klar etkileyip etkilemedi ini belirlemek amac için yap lm r.

Çal mam boyunca beni yönlendiren ve yard esirgemeyen de erli hocam ve tez dan man m say n Doç.Dr. Fatma KOÇ’a, katk lar ve deste ini sunan say n Doç.Dr. Emine KOCA’a, yo un çal ma temposuna ra men bana zaman ay rarak verilerin analizi konusunda yard esirgemeyen Say n Doç. Dr. Murat ATAN’a içtenlikle sonsuz te ekkürlerimi sunar m.

Tezimin haz rlanma sürecinde her zaman yan mda olan ve desteklerini esirgemeyen Sevgili annem Lemis OHER’e ve Sevgili karde im Bora OHER’e, hayat m boyunca beni her zaman destekleyen, varl yan mda hissetti im ve her zaman içimde hissederek yolumu ayd nlatacak Can m babam Ergin OHER’e sonsuz sevgi ve te ekkürlerimi sunar m.

(5)

v

MODA TASARIMI E NDE SÜRREAL ZM SANAT AKIMININ

RENC LER N YARATICILIKLARINA ETK OHER, Ba ak

Yüksek Lisans Tezi, Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatlar E itimi Bilim Dal Tez Dan man : Doç.Dr. Fatma KOÇ

Eylül-2012

Bu ara rman n amac , moda tasar e itiminde sürrealizm sanat ak n moda tasar ö rencilerinin yarat klar üzerindeki etkisini belirlemek, elde edilen veriler nda çe itli öneriler getirmektir.

Ara rmada deneysel yöntem kullan lm r. Ara rman n evrenini Ankara ili Gazi Üniversitesi Mesleki E itim Fakültesindeki ö renciler olu turmaktad r. Ara rman n örneklemini ise, 2010-2011 e itim ö retim y Gazi Üniversitesi Mesleki

itim fakültesi Moda Tasar Ö retmenli i 4.s f, 3. Ve 4. Grupta bulunan toplam 32 ö renci olu turmaktad r. Ara rmada yans zl k kural dikkate al narak deney ve kontrol gruplar olu turulmu tur. Kontrol grubu 14, deney grubu ise 18 ö renciden olu maktad r.

Ara rman n veri toplama araçlar ; ba ar testi, tutum ölçe i, ki isel bilgi formu ve yarat k de erlendirme ölçe i olu turmaktad r. Elde edilen veriler ise SPSS 11.5 program nda istatistiksel analizler yap larak hesaplanm r.

Ara rmadan elde edilen sonuçlara göre; Moda tasar m ö rencilerinin ald klar sanat e itimi bilgi düzeylerinde ve tutumlar nda olumlu bir fark yaratm r. Ald klar itimi olumlu yönde geli tirerek yarat klar nda olumlu bir geli me gözlenmi , sanat itimini gereklili i ortaya ç kar lm r.

ANAHTAR KEL MELER: Moda, Sanat, Moda ve Sanat, Sürrealizm, Sanat itimi, Yarat k

(6)

vi

THE EFFECT OF SURREALIST ART MOVEMENT IN FASHION DESIGN EDUCATION ON STUDENTS CREATIVITY

OHER, Ba ak

Master’s Thesis, Department of Clothing Industry and Clothing Art Education Thesis Supervisor: Assoc. Dr. Fatma KOÇ

September-2012

The purpose of this study is to determine the effect of surrealist art movement in fashion design education on fashion design students creativty and recommend several implications based on the obtained results.

In the present study, experimental design was used. The population of the study comprised of students from Gazi University Faculty of Vacational Education in Ankara. Participants were 32 and senior year students recruited from the faculty of Vocational Education Department of Fashion Des gn Education in the academic year of 2010-2011. Participants werwe randomly ass gned to experimental and control groups. The control group consisted of 14, while the experimental group consistsed of 18 students.

Research data collection instruments were, achievement test, attitude scale, rating scale, creativty scale and personal information form. The obtained data were analyzed by using SPSS 11.5 statistical program.

According to the results, the art education had a positive effect on the knowledge and attitudes of fashion design students. After the traing it was observed that students creativity was improved. Results also revealed the necessity of art education.

KEY WORDS: Fashion, Art, Fashion and Art, Surrealism, Art Education, Creativity

(7)

vii

Sayfa No

ÖNSÖZ ... iv

ÖZET ... v

ABSTRACT ... vi

NDEK LER ...vii

GRAF K L STES ...xii

TABLOLAR L STES ... xiii

EK LLER L STES ... xiv

BÖLÜM I ... 1 1.G ... 1 1.1.Problem Durumu ... 5 1.2.Amaç ... 6 1.3.Önem ... 6 1.4.Varsay mlar ... 7 1.5.S rl klar ... 8 1.6.Tan mlar... 8 BÖLÜM II ... 9

2.KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE LG ARA TIRMALAR... 9

2.1.Moda ve Sanat... 9

2.1.1.Sanat ... 9

2.1.2.Moda ... 10

2.1.3.Moda ve Sanat ... 12

2.2.Tasar m ... 14

2.2.1.Tasar m Elemanlar (Ö eleri) ... 14

2.2.1.1.Çizgi ... 15 2.2.1.2.Renk ... 15 2.2.1.3.Siluet ... 15 2.2.1.4.Biçim ... 15 2.2.2.Tasar m lkeleri ... 16 2.2.2.1.Doku ... 16 2.2.2.2.Uyum ... 16

(8)

viii 2.2.2.4.Vurgu ... 16 2.2.2.5.Denge ... 17 2.2.2.6.Z tl k ... 17 2.2.2.7.Tekrar (Ritm) ... 17 2.2.2.8.Koram ... 17

2.3.E itim ve Sanat E itimi... 17

2.3.1.E itim ... 17

2.3.1.1. nformal E itim ... 18

2.3.1.2.Formal E itim ... 18

2.3.2.Sanat E itim. ... 19

2.4.Yarat k ... 21

2.4.1.Yarat Dü ünce Özellikleri ... 22

2.4.1.1.Ak k ... 22

2.4.1.2.Esneklik ... 23

2.4.1.3.Özgünlük ... 23

2.4.1.4.Zenginle tirme (Detaylara Girme) ... 23

2.4.2.Yarat Bireyin Özellikleri ... 23

2.5.Sanat Ak mlar ... 25

2.5.1.Klasik Sanat Ak mlar ... 26

2.5.1.1.Klasisizm ... 26

2.5.1.2.Barok ... 26

(9)

ix

2.5.2.Modern Sanat Ak mlar ... 27

2.5.2.1.Kübizm ... 27 2.5.2.2.Fütürizm ... 27 2.5.2.3.Minimalizm ... 27 2.5.2.4.Pop Art ... 28 2.5.2.5.Op Art ... 28 2.6.Sürrealizm (Gerçeküstücülük) ... 28 2.6.1.Dada Sanat Ak ... 28 2.6.2.Sürrealizm Sanat Ak ... 31 2.6.3.Dada ve Sürrealizm ... 33 2.7.Sürrealist Ressamlar ... 35 2.7.1.Max Ernst ... 35 2.7.2.Andre Masson ... 36

2.7.3.Rene Magr tte ... 37

2.7.4.Joan Miro ... 39 2.7.5.Marc Chagall ... 40 2.7.6.Giorg o De Ch co ... 40 2.7.7.Pablo Picasso ... 41 2.7.8.Salvador Dali ... 42 2.8.Sürrealizm ve Moda ... 46

2.8.1.Moda ve Sürrealist Yakla mlar ... 46

(10)

x

2.8.1.3.Deformasyon... 58

2.8.1.4.Yer De tirme ... 60

2.8.1.5. lizyon... 66

2.8.1.6.Do al ve Suni Dünyalar ... 67

2.9.Sürrealist Moda Tasar mc lar... 73

2.9.1.Charles Frederick Wort ... 74

2.9.2.Coco Gabrielle Chanel ... 74

2.9.3.Elsa Schiparelli ... 76

2.9.4.Wivienne Westwood... 78

2.9.5.Jean Paul Gault er ... 79

2.9.6.John Galliano ... 83

2.9.7.Issey M yake ... 84

2.9.8.Yves Saint Laurent ... 87

2.9.9.Re Kawakubo ... 88

2.10. lgili Ara rmalar ... 90

BÖLÜM III ... 96

3.YÖNTEM ... 96

3.1.Ara rma Modeli ... 96

3.2.Evren ve Örneklem ... 97

3.3.Verilerin Toplanmas ... 98

(11)

xi

4.BULGULAR ve YORUM ... 102

4.1.Moda Tasar m Ö retmenli i Ö rencilerinin Demografik Özelliklerine li kin Bilgiler ... 102

4.2.Deney ve Kontrol Gruplar n Öntest ve Sontest t-testi Sonuçlar le lgili Bulgular ve Yorumlar ... 111

4.3.Deney ve Kontrol Gruplar n Yarat k Puanlar n t-testi Sonuçlar le lgili Bulgular ve Yorumlar ... 113

4.4.Deney ve Kontrol Gruplar n Yarat k Puanlar n t-testi le lgili Bulgular ve Yorumlar ... 115

BÖLÜM V ... 118

5.SONUÇ ve ÖNER LER ... 118

5.1.Sonuç ... 118

5.2.Öneriler ... 121

KAYNAKÇA ... 122

(12)

xii

Sayfa No

Grafik1: Ya Da mlar ……….102

Grafik 2: Akademik Ortalamalar………..103

Grafik 3: Baban n E itim Durumu………...104

Grafik 4: Baban n Mesle i………...104

Grafik 5: Annenin E itim Durumu………..105

Grafik 6: Annenin Mesle i………..106

Grafik 7: Karde Say ………106

Grafik 8: Ailenizin Ayl k Toplam Geliri………..107

Grafik 9: Ya am n Ço unu Nerede Geçirdiniz?...108

(13)

xiii

Sayfa No Tablo 1: Bilgi Düzeyinde Öntest Da ... 100 Tablo 2: Bilgi Düzeyinde Sontest Da ... 100 Tablo 3:Bo Zamanlar Nas l De erlendiriyorsunuz? ... 109 Tablo 4: Deney ve Kontrol Gruplar n Öntest Puanlar n Kar la lmas na li kin t- testi Sonuçlar ... 111 Tablo 5: Deney ve Kontrol Gruplar n Sontest Puanlar n Kar la lmas na li kin t-testi Sonuçlar ... 112 Tablo 6: Deney ve Kontrol Gruplar n Öntest Tutum Puanlar n Kar la lmas na

li kin t-testi Sonuçlar ... 113 Tablo 7: Deney ve Kontrol Gruplar n Sontest Tutum Puanlar n Kar la lmas na

li kin t-testi Sonuçlar ... 114 Tablo 8: retim Üyesi De erlendirme Puanlar ……….116 Tablo 9: Deney ve Kontrol Gruplar n Yarat k Puanlar n Kar la lmas na

(14)

xiv

Sayfa No

ekil 1: Yves Saint Laurent “Mondrian” Günlük Elbise………15

ekil 2: Georges Brague Bach’ n Aryas ve Yves Saint Laurent Kübist Pelerin Bahar.15 ekil 3: Pablo Picasso Oturan Adam ve Christian Francis Roth,Bahar………..16

ekil 4: Marcel Duchamp “Çe me”………30

ekil 5: Max Ernst, Yakla an Ergenlik………...36

ekil 6: Andre Masson, Sembolik Adam………37

ekil 7: Rene Magr tte, Özgürlü e Kaç ………...38

ekil 8: Joan Miro, Sürülmü Toprak……….39

ekil 9: Marc Chagall, Do um Günü……….40

ekil 10: G org o De Ch co, Soka n Gizemi ve Hüznü………..41

ekil 11: Pablo Picasso, Üç Dansç ……….42

ekil 12: Salvador Dali, Istakoz Telefon………43

ekil 13: Salvador Dali, Belle in nad ………..44

ekil 14: Salvador Dali, Yanan Zürafa………..45

ekil 15: Joseph Cornell, Harper’s Bazaar……….47

ekil 16: Max Ernst, Let There Be Fashion………48

ekil 17: Marx Ernst’in, The Hat Makes the Man………..49

ekil 18: Man Ray, Le Violon d’Ingres………..49

(15)

xv

ekil 21: Man Ray, Aviary………...51

ekil 22: Marcel Jean, Y ld z Fal ...51

ekil 23: Salvador Dali, Gövdenin Gece ve Gündüz Giysileri………...52

ekil 24: Rene Magritte, Mack Sennett’e Sayg ...52

ekil 25: Yves Saint Laurent, Algeria……….53

ekil 26: Andre Breton, kinci Sürrealist Manifesto………...54

ekil 27: Man Ray, Gözlemevi Zaman -Â klar……….54

ekil 28: Salvador Dali, Dudak kanepe………..55

ekil 29: Yves Saint Laurent,1971………..55

ekil 30: Salvador Dali, 1935……….56

ekil 31: Francois Lesage’nin, Hand Belt………...56

ekil 32: Elsa Schiaparelli ve Jean Cocteau,1937………..57

ekil 33: Marchel Duchamp ve Enrico Donati………...57

ekil 34: Georgina Godley, 1986………..58

ekil 35: Claude Montana, 1984………59

ekil 36: Elsa Schiaparelli, 1939………59

ekil 37: Rei Kawakubo / Come des Garçons, 1995 Sonbahar / K Koleksiyonu……60

ekil 38: Salvador Dali at Port Lligat,1932 ve Salvador Dali Eskiz Ka , 1937…..61

ekil 39: Else Schiaparelli, apka Tasar mlar ………...61

ekil 40: Karl Lagerfeld, Chair Hat and Opholstered Dress……….62

ekil 41: Karl Lagerfeld, Corset Hat………..62

(16)

xvi

ekil 44: Salvador Dali, Yanan Zürafa,1936………..64

ekil 45: Elsa Schiaperelli, Desk Suit, 1936………..65

ekil 46: Doline Dritsas, Renkli pek Çekmece Elbise, 1984………65

ekil 47: Elsa Schiaperelli, 1937………66

ekil 48: Elsa Schiaparelli, Tear Dress(Gözya Elbisesi), 1938………67

ekil 49: Coco Chanel, stiridye apka, 1938……….68

ekil 50: Elsa Schiaparelli ve Salvador Dali, Istakoz Elbise, 1937………69

ekil 51: Vivien Westwood, A aç Mont,1986………...70

ekil 52: Cinzia Ruggieri, Yaban Ot Elbisesi,1983………70

ekil 53: Thierry Mugler,Flora,1981-82……….71

ekil 54: Yves Saint Laurent,Bouqet,1980………71

ekil 55: Elsa Schiaparelli, Kelebek Dü meli Ceket, 1938………72

ekil 56: Issay M yake, Kelebek Elbise, 1982………72

ekil 57: Jean-Charles De Castelbajac, Eagle Dress, 1986 ve Elsa Schiaparelli 1934...73

ekil 58: Edouardo Benitto, 1938, Vogue………..75

ekil 59: Elsa Schiaparelli ve Salvador Dali………..76

ekil 60: Elsa Schiaparelli Sirk koleksiyonu 1………...77

ekil 61: Elsa Schiaparelli Sirk koleksiyonu 2………..77

ekil 62: Sex T-sh rt, 1975………78

ekil 63: Vivien Weswood, Vivie la Cocotte, Sonbahar-K 1995………79

ekil 64: Jean Paul Gauilter, 1987……….80

(17)

xvii

ekil 67: John Galliano………...83

ekil 68: John Galliano, Sonhar-K 2000–2001………...84

ekil 69: Issey Miyake ‘Pleats Please’………...85

ekil 70: Issey Miyake………...86

ekil 71: Issey Miyake 1989………..86

ekil 72: Piet Mondrian ……….87

ekil 73: Yves Saint Laurent ………87

ekil 74: Yves Saint Laurent, Gelin, 1988……….88

ekil 75: Rei Kawakubo ………...89

ekil 76: Rei Kawakubo,1998……….89

ekil 77: Rei Kawakubo, 1990 ………...89

ekil 78: Rei Kawakubo, 1995………89

(18)

1. G

Geçmi ten günümüze kadar moda ile sanat aras nda bir ili ki oldu u bilinmekte fakat hala “moda bir sanat dal m r?” sorusuna cevap aranmaktad r. Sanat ve moda terimlerinin kavramsal olarak farkl oldu u bilinmekte ancak birbirlerini kapsad klar da görülmektedir.

Sanat; ya ayan ve de en bir olgudur. Bu nedenle sanatlar kesin çizgilerle birbirinden ay rmak, de mez bir tan m ve s fland rma yapmak zordur (K nç,2009:4). Bir form meydana getirebilme yetenek ve becerisidir. Sonsuz say da de ik ve de en formlar üreten do a kar nda insan, yetenek ve becerisi ile de er kazanabilmekte ve bir ölçüde yarat olabilmektedir (Özkarakoç,2004:21).

Sanat kelimesi Arapçada amel yani i ve yapma anlam na gelen ‘sun’ kökünden türetilmi tir. ‘Sun’ un sözlükteki tan , bir i meydana getirmek ve bir maddeye zihinde tasarlanan ekil vermek biçiminde yap lmaktad r. Bu kelime (sun’) ayr ca, güzellik ve hayran olunacak bir kudret eseri anlam nda oldu undan ve daha çok yaratma veya do an n yapt eylerde kullan ld ndan, ak l ve zekâ kullanarak insan n yapt eyler için ise “sanat” kelimesi kullan r olmu tur (Yolcu,2009:5).

Sanat; “baz dü üncelerin, amaçlar n, durumlar n ya da olaylar n beceri ve dü gücü kullan larak ifade edilmesine ya da ba kalar na iletilmesine yönelik yarat insan etkinli i” olarak tan mlanabilmektedir (Elgün,2003:60).

Sanat sözcü ünün sözlük tan na ve sanat n kaynaklar na bak ld nda, sanatla moda aras ndaki ili kilerin kayna anlamam sa layacak ipuçlar da ortaya

kabilmektedir: “Sanat, belirli bir becerideki ustal k; bir yap t arac yla belirli bir estetik ideali dile getiren yarat etkinliktir.” E er sanat, her eyden önce sanatsal bir disiplinse modaya da, bu kabulün geni anlam içinde yer verilebilir (Givry,1998:27).

Moda terimi; Latince, olu mayan s r anlam ndaki “modus” tan gelir. Ortaça Fransa’s nda La Mode olarak kullan lm r (Kaya,2007:8). Günümüzde pek çok dilde moda olarak kullan lmaktad r. Latince moda, modus ve modernus kelimelerinden türetilen moda ve modern kelimeleri genel olarak hemen imdi, düne ait olmayan anlamlar ta maktad r. Ancak bugünkü anlam yla moda (mode) yol, ekil, tarz, usul, üslup, hareket, davran , konu ma, yazma, ya am vb. biçimi, genel anlam n alt nda daha çok “moda; özellikle kad nlar taraf ndan izlenen giyinme biçimi; zaman zaman

(19)

veya belli bir devrede insanlar n benimsedikleri bir biçim üslup olarak tan mlanmaktad r (Pekta ,2006:1).

Modan n kesin bir tan yapmak zordur. Çünkü kelime tarih içinde, pek çok yan anlama sahip olmu tur. Kelimenin anlam ve önemi, de ik sosyal yap lardaki insanlar n giyinme al kanl klar na ve sosyal geleneklerine göre de mi tir (Bici,2007:59-60). Moda ilk anlam yla daha çok giyim ku amla ilgili bir kavramsa da, asl nda kapsad alan çok daha geni tir.

Ünlü ki iler moday de ik biçimde yorumlam lard r. Alman filozofu Kant; ahlak aç ndan de erlendirdi i moday “temelde kendini be enmi lik ve bencillik olan bir taklitçilik” olarak tan mlar. Ünlü ressam Leonardo da Vinci, moday bir “ç lg nl k” olarak nitelendirir. Modac Poiret, moday “insanlar n bir süre önce be enerek giydikleri bir eyi, k sa bir süre sonra gülünç bulacaklar bildikleri halde, vazgeçemedikleri korkunç bir salg n” olarak görür (Kom uo lu, mer, Seçkingöz, Alpaslan ve Etike,1986:6).

Farkl tan mlara sahip olsalar dahi, sanat ve moday ay ran kesin bir çizgi yoktur, tamamen birbirinden ayr iki dünyayla kar kar ya de iliz. Bunun nedeni modan n sanatla ayn düzeye ‘eri mesi’ de il, neredeyse her eyin(sanat da dâhil olmak üzere) modan n ilkelerine tabi olmas r (Svendsen,2006/2008:108).

Sanatla moda aras nda kurulan yak nl n en önemli nedeni, dönemin gerçekli iydi. Moda tasar mc lar ve sanatç lar hem ayn dönemin insanlar , hem de arkada lar. Dönemin dü ünce yap olu turan de erleri, ço u kez ayn ölçütlere vuruyorlard . Yaratt klar etkinin kayna ve ara rmalar n sonuçlar , dönemin havas , onlar çevreleyen ortam de tiriyordu. Böylelikle moda ve sanat bütünle ti; ya anan an n özelli ini belirten ve ona i aret eden ortak bir seyir izlemeye ba lad (Givry,1998:21).

Moda, sanattan etkilenebilir, sanat ise toplumun her kesimine hitap edebilmek için moday araç olarak kullanabilir. Tasar mc lar çe itli sanatç lar n yap tlar ndan esinlenerek giysi tasarlarlar ve böylece hem sanat yap hem de sanatç geni kitleler taraf ndan tan nm olur. Baz moda tasar mc lar , sanatç lar n yaratt etkiyi birebir yans p motife ya da biçime ba kalan ve gerçe in nerdeyse ayn olan bir anlat ma ba vurdular; Kenzo’nun Van Gogh’a ya da Monet’ye, Cardin’in Magritto’e ve Gaultier’nin Pollock ya da Liner’e ili kin çal malar bu tür çal malardand . Buna kar k Saint Laurent gibi kimi modac larda sanatç lar n gerçek sözcüleri durumuna geldiler ve yaln zca onlardan al nt lar yapmakla yetinmeyerek giysinin bulundu u mekan n düzenini de onlar n üsluplar na uygun biçimde donatt lar (Givry,1998:33).

(20)

Moda tasar mc lar n, sanattan, özellikle ressam ve heykelt ra lar n yap tlar ndan, renk ve çizgilerinden ne denli yararland klar aç kt r (Anonim,1998:12). Sanat n moda da kullan lmas n yan s ra modan n da sanat n içinde kullan lmas söz konusuydu, örne in, Cindy Sherman’ n isimsiz # 13(1983) adl çal mas nda Gaultier’in giysilerini kullanmas gibi (Svendsen,2006/2008:98). Birçok büyük ressam da, do rudan modan n içinde bulmu tur kendini. Cezanne ve Monet gibi ustalar, moda dergileri için de çizmi lerdir. Kimi portre ressamlar , t pk kimi modac lar gibi, mü terilerinin be enisine ba kalm lar, kendi giyim ku amlar içinde resmetmi lerdir onlar (Anonim,1998:12).

Modan n bir sanat dal olup olmad bilinmemekle birlikte, sanat n moda, modan n sanat için oldukça önemli oldu unu görmekteyiz. Sanat ve moda birbirinden beslenen iki kavramd r. Sanat, moda tasar nda bireylere farkl bak aç lar kazand p, bireylerde yarat artt rmaktad r.

Yarat k kavram n günümüzde bilim insanlar taraf ndan aç k ve kesin bir tan yap lamamaktad r. Baz lar na göre yarat k bir i lem, baz lar na göre ise bir üründür. Ancak yarat k kavram üzerinde bilim insanlar nca üzerinde ula lan ortak nokta; yarat n yeni ve farkl bir ey yapmak oldu u ya da gözlenebilen bir ürüne ba olarak yarat n de erlendirilebilece i eklindedir (Erdo du,2006:62).

Yarat k, bireyi yeni fikirlere götürür. Ancak yeni demek yoktan var olmu demek de ildir. Yeni bir fikir ço u kez bilinen fikirlerin birle imidir ya da bir fikrin yeni bir çerçeveye ya da ekle sokulmu halidir (Uygun,2010:3).

Sanat, kendini ifade etme gücünün estetik duygular n aç a ç kmas sonucu, özgün ve yarat bir çerçevede yans mad r. Böylelikle yarat k; somutun ötesine geçebilme, tek bir pencereden bakmama yeni görünenin ard ndakini yakalamad r (Ç.Özdemir,2009:1).

Tasar s ras nda yarat dü ünce yetene inin yeterince geli mi olmas , iyi bir moda tasar mc veya endüstriyel tasar mc için önemlidir. Bu tasar mc lar n kendi profesyonel alanlar ndaki özel bilgilerin yan nda toplumun sanat anlay , görsel ve geleneksel kültür ürünleri üzerinde de e itilmi olmalar gerekmektedir (Y lmaz Gökay,2004:40).

(21)

Art k toplumlar bilgiye sahip bireylerin d nda dü ünen, ele tiren, yap , yarat , üretici, ke fedici, aktif, kendini sürekli de tiren ve yenileyen bireylere gereksinim duymaktad r. Bu sebeple e itim programlar bu özelliklere sahip bireyler yeti tirme amac do rultusunda yeniden yap land lmal r (Kaptan ve Ku akç , 2002:197). Günümüzde e itim, bilim ve sanat n i birli ine dayanmaktad r. Sanata ve duygular n e itimine önem veren okul ya da e itim sistemlerinde, duygular e itilirken, zihinsel yeteneklerin, dü üncenin ve zekân n da geli ti i gözlenmektedir (Yolcu,2009:93). Sanat e itimi sadece sanatç yeti tirmek için de il, bireylerin olaylara ve durumlara daha farkl yakla abilmeleri, yeni, yarat fikirler üretip bunlar geli tirebilmeleri aç ndan önemli ve gereklidir. Sanat ya am n içindedir ve birçok farkl alanlarla birlikte kullan lmaktad r. Bu alanlardan biri de ‘moda’d r. Sanat ve moda birbirinden ayr dü ünülemez bir ba a sahiptir. Fakat günümüzde genç moda tasar mc lar e itimdeki eksiklikler nedeniyle belli bir sanat ak na dâhil olsalar bile bunun fark nda de iller (K nç,2009:2).

llard r çe itli moda tasar mc lar n esinlendi i sanat ak mlar moda aç ndan vazgeçilmez bir unsur haline gelmi tir. Sanat ak mlar , ekoller birer tepkiden do ar. Ama bu tepkinin ortaya koydu u yeni esteti i geni kitlelere aç klamak, onlara mal etmek, sanatç n i i de ildir. Moda olgusu burada kendini gösterir. Sanat yap , kendi alan n d na ta yarak, geni halk kitlelerinde bir merak uyand r; ilgiyi, dikkati çekmek istedi i noktada odakla r (Anonim,1998:11).

Günümüze de in birçok sanat ak modan n de kenlerini farkl biçimlerde etkilemi tir. Klasisizm, romantizm, barok ve rokoko gibi klasik sanat ak mlar n karakteristik özellikleri ve zenginliklerini moda tasar mc lar , özgün bir ifadeyle kuma desenlerine ve giysi biçimlerine yans tm lard r (Demir Parlak,2006:4). Klasik sanat ak mlar d nda modern sanat ak mlar ndan kübizm, sürrealizm(gerçeküstücülük), fütürizm, minimalizm, pop art ve op art gibi sanat ak mlar da moda tasar mc lar etkiledi i ve halen etkilendi i ak mlardand r. Bu sanat ak mlar içerisinde sürrealizm ak n yeri moda ve sanat ili kisi aç ndan önemlidir.

20. yüzy l sanat n biçim ald süreç, 1910’lu y llar ile 1930’lu y llar aras ndaki zaman dilimidir. Bu dönemde bat sanat nda çok h zl bir etkinlik ve ilerleme gözlemlenmektedir (Demir Parlak,2006:6). Bu dönem içerisinde sürrealizm (gerçeküstücülük) sanat ak ortaya ç km r.

(22)

“Gerçeküstücü” terimi ilk kez air Apollinaire, 1917’de bir oyununu tan mlamak için kullanm r. 1924’te Gerçeküstücülük Bildirgesi’ni haz rlayan, ak n sözcüsü air ve ele tirmen Andre Breton’a göre, Gerçeküstücülük, bilinç ile bilinçd bütünle tiren bir yoldur ve bu bütünle me içinde dü sel dünya ile gerçek ya am “gerçek üstü” anlamda iç içe geçer (Antmen,1999:8-77).

Sürrealizm(gerçeküstücülük) ak birçok sanat dal etkiledi i gibi, moday da etkilemi tir. Modan n imgelerini alarak giyimin ve modan n do as na, mecaz anlamlar yüklemi tir (Demir Parlak,2006:46).

Moda tasar mc Elsa Schiaparelli dönemin sanat ak na uyarak sürrealizmden etkilenmi ve çal malar na yans tm r. Schiaparelli, baz sanatç lara ortak çal man n kap lar açt : Salvador Dali, onun buti indeki mobilyalar , birkaç kuma motifini ve çe itli aksesuarlar n tasar gerçekle tirdi; Aragon, inci dizer gibi aspirin dizip kolye yapt ; Leonor Fini parfüm esi haz rlad (Givry,1998:25). Bu tür çal malar moda ile sanat aras ndaki ili kinin geli mesine neden olmu tur. Sürrealizm ak ise dü ünceleri ba ka ekilde aktarmaya çal mas ndan dolay yarat etkiler ve yarat kta moda için önemli bir etkendir. Bundan dolay sürrealizm ak moda için önemlidir.

Günümüzde moda da bir sanat dal olarak görülüyor ya da öyle oldu u varsay yor. Modan n bir sanat dal oldu unu varsayarak moda tasar m ö rencilerinin sanat ile ilgili bir e itim almalar gerekmektedir. Sanat e itiminin ö rencilerin yarat geli tirdi i, olaylar farkl alg layarak yorumlayabilme gibi özellikler katt dü ünülmektedir.

Sanat e itiminin ö rencilerin yarat klar na etki edebilece i dü ünülerek, sanat ak mlar n moday etkileyip etkilemedi ini belirleyebilmek ve moda tasar m rencileri üzerinde yarat klar ölçebilmek için sanat ve moda aras ndaki ili ki göz önüne al narak sanat ak mlar n moda tasar m ö rencilerinin yarat klar ne kadar etkiledi i problem olarak görülmü tür.

1.1 Problem

Moda tasar e itiminde sürrealizm (Gerçeküstücülük) sanat ak n rencilerin yarat klar na etkisi nas ld r?

(23)

1.2 Amaç

Bu ara rman n temel amac , Koleksiyon haz rlama dersi sürecinde sürrealizm sanat ak n moda tasar m ö rencilerinin yarat klar üzerindeki etkisinin belirlenmesidir.

Bu genel amaca ula mak için belirlenen alt amaçlar ise unlard r.

1- Koleksiyon haz rlama dersi sürecinde sanat ak mlar konusu ile ilgili e itim alan ö renciler ile almayan ö rencilerin ön test ve son test bilgi düzeyleri aras nda anlaml bir fark var m r?

2- Koleksiyon haz rlama dersi sürecinde sanat ak mlar konusu ile ilgili bilgi alan ö renciler ile almayan ö rencilerin yarat klar aras nda anlaml bir fark var

r?

3- Koleksiyon haz rlama dersi sürecinde sanat ak mlar konusu ile ilgili bilgi alan ö renciler ile almayan ö rencilerin ön test ve son test tutum puanlar aras nda anlaml bir fark var m r?

1.3 Önem

Efsanevi tasar mc Coco Chanel’e göre: “Moda sadece giysilerde var olan bir ey de il; moda soludu umuz havadaki bir ey. Bir rüzgârd r moda; geldi ini hissedersiniz, kokusunu duyars z… Havada da, sokakta da… Moda, fikirlerle, ya am tarz zla, olan bitenle ilgilidir.” (Alphan,2008:13).

Modan n bir olgu olarak kar za ç kmas n temelinde; bireyin di er bireylere göre farkl olma iste inin öne ç kt görürüz. Bu farkl olma durumu bireyde, de iklik yapma ediminin olu mas na katk sa layan itici bir güçtür (Onur,2004:15).

Günümüzde moda tasar hayat zda önemli bir rol almakta ve moda tasar na ilgi duyanlar artt rmaktad r. Bu ilgiye ba olarak moda tasar e itimi de önem kazanmaktad r.

Moda tasar e itimi ile ö renciye moda ve giyim konusunda çe itli bilgi ve beceri kazand r. Nitelikli bir tasar mc olabilmek için ise bilgi ve beceri d nda

(24)

yarat olmak da gerekir. Bir moda tasar mc n farkl ve yarat olabilmesi için ufkunu geni letmesi, çe itli alanlara ilgi duymas ve farkl kaynaklardan faydalanmas gerekmektedir. Bu kaynaklar n ba nda ise sanat gelmektedir.

Yüzy llarca moda tasar mc lar da sanat ile ilgilenmi ve tasar mlar sanattan etkilenerek ekillendirmi lerdir. Kimi zaman motifleri, renkleri, biçimleri tasar mlar na birebir yans tm lar, kimi zamanda genel görüntüsünden ya da anlat lmak istenen dü ünceden etkilenerek tasar mlar yapm lard r. Sanat bir moda tasar mc için önemlidir. Çünkü sanat n içinde yarat k vard r ve moda tasar nda yarat k ön plandad r. Sanat ile moda birbirinden ayr dü ünülemeyecek iki olgu haline gelmi tir. Günümüzde sanat ile moda iç içe bir hayat sürerken moda tasar e itiminde de sanat yerini almal r.

Sanat e itimi; görsel yolla alg lamay ö retmek, yarat geli tirmek, sanat n anla lmas sa lamak, kendini ifade yetene i kazand rmak, sanatç yeti tirmek, sanat

itimi yöntemlerini geli tirmek, endüstriye hizmet etmek, bo zamanlar de erlendirmek için gereklidir (Erbay,1998:38).

Bu ara rma; sanat ile moda aras ndaki ili kiyi ortaya koyarak sanat ak mlar n moday etkileyip etkilemedi ini ortaya ç karmak aç ndan, sanat ak mlar ile ilgili verilecek bilgiler ile moda tasar m ö rencilerinin kendi alanlar d nda renklerin, biçimlerin nas l kullan ld ö renerek, farkl bak aç ve bilgi kazand p yarat klar artt raca dü ünüldü ü için önem ta maktad r.

1.4 Varsay mlar

Bu ara rman n temelinde a daki varsay mlar yer almaktad r.

1-Koleksiyon haz rlama dersinin Sürrealizm sanat ak n uygulanabilmesi için uygun bir ders oldu u dü ünülmektedir.

2-Sanat ak mlar n moda tasar m ö rencilerinin yarat klar etkiledi i dü ünülmektedir.

3-Seçilen ara rma yönteminin, ara rman n sonucuna ula mada yeterli oldu u dü ünülmektedir.

(25)

1.5 S rl klar

Ara rma a da belirtilen s rl klar içinde yürütülecektir.

1-Ara rma kapsam 2010-2011 e itim-ö retim y Gazi Üniversitesi Mesleki itim Fakültesi, Moda Tasar m Ö retmenli i program 4. S fta okuyan ö renciler ile

rl r.

2-Ara rma 20.yüzy l sanat ak mlar ndan sürrealizm (Gerçeküstücülük) sanat ak kapsam ile s rl r.

3-Uygulama haftada 8 ders saati, toplam 4 hafta ile s rl r.

4-Ara rma koleksiyon haz rlama dersinde sürrealizm sanat ak na yönelik bilgi ve tutumlar ile s rl r.

1.6 Tan mlar

Avangard: Frans zcada 19. yy. sonunda kullan lan “sava a önde giden asker” “sava alan tan makla görevlendirilen öncü birlik” sözünden al nan bu terim öncü, ilerici sanat anlam na gelir. Avangart (öncü) terimi, sanatta al lagelmi anlat m biçimlerini d layarak, tan mlar içinde kabul edilmi normlar sars p, sosyal reformlardan estetik deneyimlere kadar, siyasal, toplumsal ve kültürel anlamda de imi niteleyen, zaman n ötesine uzanan ilerici bir sanatsal tavr tan mlamak için kullan r (Di li,2007:24).

Empresyonizm ( zlenimcilik): Do ay oldu u gibi bütün ayr nt lar na ba olarak de il, ondan edinilen izlenimlerin ölçüsüne göre anlat lan sanat ak r.

Haute Coutre: Ki iye özel tasar mc lar taraf ndan ki inin ölçülerine göre yap lm giysi tasar koleksiyonudur.

Pret-a Poter: Modaya uygun haute coutre veya ba ms z tasar mc lar taraf ndan yarat lan haz r giyimdir (Dereboy,2008:235).

(26)

BÖLÜM II

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE LG ARA TIRMALAR

2.1 MODA VE SANAT

Moda dar aç dan bak ld nda ya da yayg n anlam yla al nd nda, giyim ku amla e anlaml görünüyor. Oysa giyim ku am n çok ötesinde, insano lunun hemen hemen tüm toplumsal etkinliklerini kapsayan bir olgu. Sanatla özellikle görsel sanatla yak n bir ili kisi var (Edgü,1998:9). Bu ili kiyi daha anla labilir k lmak için sanat ve moda kavramlar n öncelikle ayr ayr incelemek gerekmektedir.

2.1.1 Sanat

Yüzy llardan beri “sanat nedir?”, “sanat n tan nedir?” sorular n kesin bir cevab verilememektedir. Bu sorular n cevaplar n kesinlik kazanamamas n sebebi sanat n özgün olmas r. Sanat evrenseldir fakat sanat olu turan ö eler özgün ve bireyseldir. Bundan dolay genel bir tan olmamakla birlikte günümüzde birçok sanat tan bulunmaktad r.

Sanat, bir duyguyu ya ayan insan n, o duyguyu bilerek ve isteyerek ba kalar na aktarma olay r(Tolstoy,2004:10).

Ernst Fisher’ n “hayat n yerini tutmak” gibi yüce bir i lev yükledi i sanat; Mondrian’ n ifadesiyle “hayat dengede tutan gerçek anlamda denge durumu sa land nda ortadan kalkacak” bir kavramd r. Yine Fisher “kendini a mak- bütünsel insan olmak isteyen insan n bu ihtiyac ancak sanatla kar layabilece ini” belirtiyor. Gerçektende sanat, kimi zaman bireyin kendini buldu u, kendi gerçe iyle kar la ; kimi zamanda yabanc oldu u dünyalar ke fetti i t ls ml bir serüven. Bu t ls m ona belki de büyüsel ça lardan kalma, hiç yitirmedi i büyüselli in bir arma an (Elgün,1996:52). nsanlar yaln zca ya ayabilme güdüsüne ba ml olduklar ,

(27)

bilinçlerinin bu güdüsel gereksinimlerini giderebilecek düzeyde bulundu u dönemlerde bile sanatla u ra lar (Ünver,2002:3).

Sanat, “yarat n ve al n duygular nda var olan biçim ve ahenk birli i ba lant lar harekete geçirip güzeli ortaya koyabilecek, ho a giden biçimler yaratma çabas r (Erinç,2004:22). Bir insan ara rmas r, sanatç kendi penceresinden dünyaya bakar ve bu özel dünyay eserinde yans r (Özkaya,200:14).

Sanat en genel anlam yla, yarat n ve hayal gücünün ifadesi olarak anla r. Tarih boyunca neyin sanat olarak adland laca na dair fikirler sürekli de mi , bu geni kavrama zaman içinde de ik k tlamalar getirilip yeni tan mlar yarat lm r. Aç k olan nokta ise sanat n insanl n evrensel bir de eri oldu u, k tl veya de ik

ekillerde bile olsa her kültürde görüldü üdür (Dilber,2010:4).

Sanat n amac ; ya am n yerini tutmas , insanla çevresi aras nda bir denge sa lamas r nsanlar bireyselliklerinden kurtararak toplumsalla rmas r (Ersoy,2002:43). Sanat; bireyin sosyal ili kilerini ayarlamas , i birli i yapabilmesini, do ruyu ifade edip seçebilmesini, bir i e ba lay p bitirme sevincini tatmas , payla mas , ö renme iste inin artmas ve üretken olmas sa lad için önemli ve gereklidir (Erbay,1997:52).

Tüm söylenenlerin nda sanat; geçmi i bugüne, bugünü gelece e ta yan bir ileti imdir. Sanat, de ik kültürlerin biçimsel anlat ve en önemli uygarl k göstergesidir. Sanat n çe itli i levleri vard r. Bunlar aras nda insanlara ya ama sevinci vermesi, ki ilerin bireysellikten kurtar p toplumsalla mas sa lamas kendisinde bulunan manevi de erleri ve duygular ba ka insanlara iletmesi say labilir (Yüksel,2006:12).

2.1.2 Moda

Moda; farkl la man n ve de imin çekicili ini, benzerlik ile uyumun çekicili iyle birle tiren ço unlukla toplumsal bir formdur (Simmel ve Frisby,2005:41).

Moda, bir döneme damgas vuran geçici giyim, kullan m ve davran bütünlü ünü, yani hayata kar duru taki farkl klar n toplam temsil eder. Ayn zamanda toplumsal tav r, ahlak, din ve bilim alanlar ndaki anlay de imleri olarak kar za ç kar. Modan n bir olgu olarak

(28)

kar za ç kmas n temelinde; bireyin di er bireylere göre farkl olma iste inin öne ç kt görürüz. Bu farkl olma durumu bireyde, de iklik yapma ediminin olu mas na katk sa layan itici bir güçtür. De imi savunan ve farkl olmay öneren güç, var olan koruyan di er bir güç ile kar kar ya gelir. Gelenek ile ona kar duran de im yanl e ilimler aras ndaki kar la man n ard ndan bir öncekine göre yeni farkl moda hareketlerinin hayata gelmesi kaç lmazd r(Onur,2004:15).

Moda kavram “sürekli bir de im süreci” olarak tan mland nda ki ilere, ki ilerin ya ad toplumlara ve onlar n ya am felsefelerine göre farkl dü ünceleri yans r. Giysiler ise, bireylerin ki ilik özelliklerini duygular ve ya am tarzlar yans r (Dav s,1997:25). Moda ilk ça lardan beri sosyal, psikolojik, estetik bir fenomendir ve bugüne de bu özellikler çerçevesinde gücünü katlayarak ula r. nsan ya am n her evresinde, moda bu geli ime ayak uydurmu , böylece moda kavram , giysi tasar olarak alg lanma ba ar da yakalam r (Özay,2000:127).

Moda; Belirli bir toplumda uygun görülen ortak zevkler, geçici ya ama, hissetme biçimleridir. Gerçek anlamda geçerli bir neden ve gereksinim duymadan bir nesnenin ya da bir kullan m birden bire yayg nl k kazanm r. En genel ve k sa tan yla, moda toplum hayat na girmi geçici yenilikler ve zevklerdir (Olgaç,2005:28).

Görüldü ü gibi moda; de ik anlay larla, de ik biçimlerde tan mlanm r. Modan n genelde bir de im süreci oldu u ve hiçbir zaman, tek ba na, de mez bir varl k olmad kabul edilir. Literatürden ortaya ç kan en belirgin görü , modaya ili kin tek de mez kesinli in hiçbir zaman de imini durdurmad r. Moda, gerçek anlamda, ancak de ime ve geli ime inanan toplumlarda ortaya ç kmaktad r. Bu nedenle bir yandan ekonomiye bir yandan da toplumsal yap ya s s ya, ama de ken biçimde ba r. Uzun zaman boyunca, moda nüfusun ancak çok küçük bir bölümünü ilgilendiren bir olgu olarak kalm , zenginlere özgü olmu tur. Ancak günümüzde medyan n ve teknolojinin de etkisi ile tüm toplumu etkileyen bir olgu haline dönü mü tür (Uyar,2006:20).

(29)

2.1.3 Moda ve Sanat

Eski ça lardan günümüze kalan sanat yap tlar nda zaman içinde de en moday ad m ad m izleriz. Ama izledikçe de, moda olgusunun yaln zca giyim ku amla s rl olmad görürüz. Tüm bir güzellik kavram içinde bar nd r moda. te bu nedenle, sanat n kap yolda r. Gene ayn nedenle, ba s nda, kendine yeni esin kaynaklar arad nda, ba vurdu u kaynak hep sanatt r (Edgü,1998:11).

1860’l y llarda Haute Coutre ortaya ç kt ndan beri modan n hayali tam anlam yla bir sanat olarak kabul edilmek olmu tur ( Akyol Dilber,2010:252). Moda ile sanat aras ndaki ba n ilk kurucular ndan biri say lan Charles Frederick Worth, terziler ile mü teriler aras ndaki ili kiyi ayn ressamlar ve sanatseverler aras ndaki ili kiye benzetmeyi ba arm ve mü terilerinin ayn bir ressam n atölyesine gider gibi kendi atölyesine gelmelerini sa lam r. Worth’ün mü terileri aras nda kraliçeler ve saray mensuplar yer almaktayd ve saray giysileri ustas olarak an lmaktayd . Fakat Worth hayal gücünü kullanarak yapt tasar mlar ile resim ve moda aras ndaki ba kuran ilk ürünlere damgas vurmu tur.

Sanatla moda aras nda kurulan yak nl n en önemli nedeni dönemin gerçekli iydi. Moda tasar mc lar ve sanatç lar hem ayn dönemin insanlar , hem de arkada lar (De Givry,1998:21). Madelieine Vionnet, Elsa Schiaparelli, Yves Saint Laurent ve Vivienne Westwood gibi modac lar güzel sanatlar zengin bir fikirler kütüphanesi ve malzeme kayna olarak, tasar m felsefelerini ekillendirmek için ve mükemmel bir pazarlama arac olarak kullanm lard r(Akyol Dilber,2010:257). Bu duruma uygun en önemli örneklerden biri; otuzlu y llar n ba lar nda Elsa Schiaparelli ve Salvador Dali’nin ortak çal malar yd . Schiaparelli tasar mlar nda sürrealizm etkisi göstererek Dali ile kuma motifleri ve çe itli aksesuarlar yapm lard r.

Sanat, terzilere müthi bir biçim, imge ve plastik deneyim repertuar kazand rd . Neredeyse her biri birer koleksiyoncu olan moda tasar mc lar , kreasyonlar n esin kayna olarak sanatç larla olan yak n ili kilerinden ve onlar n sanat kültüründen yararland lar (De Givry,1998:26).

Moda’n n sanat ile birle ti i yollardan bir tanesi de toplumun giyilebilir sanat hakk nda anlay de tirip, geli tirmesidir. 1960’dan beri moda tasar mc lar çe itli sanat ak mlar ndan, özel çizimlerden, grafiklerden, renklerden ve biçimlerden

(30)

etkilenerek tasar mlar na yans tt lar. En ünlü örneklerinden biri, Yves Saint Laurent’in 1965 y nda Mondrian’ n tablosundan esinlenerek yapt tasar md r.

ekil 1: Yves Saint Laurent “Mondrian” günlük elbise, Güz 1965

ekil 2: Georges Brague Bach’ n Aryas ve Yves Saint Laurent Kübist Pelerin Bahar-Yaz 1988 Koleksiyonu

(31)

ekil 3: Pablo Picasso Oturan Adam, 1917 Christian Francis Roth,Bahar, 1991

Moda ve sanat gerek tarihsel süreç içerisinde gerekse günümüzde birbirinden ba ms z olmayan iki olgudur. Sanat ak mlar ve moda ak mlar da bu bütün içerisinde meydana ç km ve birçok önemli modac hem sanatsal yönlerini hem de hayal gücünü tasar mlar nda canland rm r (K nç,2009:5).

2.2 TASARIM

Tasar m, önceden var olmayan yeni ve yararl eyler meydana getirmeyi amaçlayan yarat bir etkinliktir(Jones,1980:4). Tasar m ya da yeni bir biçim yaratma süreci renk, çizgi, doku, bo luk, leke, denge, kompozisyon gibi sanatsal de erlerle, bilinenlerden hareket ederek, bilinmeyeni ortaya ç karacak dü ünme ve sorun çözme sürecidir(Edeer,2002:25).

2.2.1 Tasar m Elemanlar (Ö eleri)

Görsel sanatlarda anlam n, i levin ifade de erlerini kazanmalar onlar görünür somutluklara ula ran resimsel “anlat m tekni i ö eleri” vard r. Bulu , yarat , görünür rken, hem taslak (eskiz) hem de “orijinalin” biçimlendirilmesi ifade de erinin somutla mas , nokta, çizgi, gibi teknikleriyle gerçekle ir. Bunlar, do an n kendisinde

(32)

olmayan insan taraf ndan üretilmi , yarat a “görüngü” somutla mas kazand ran teknik ö elerdir( Atalayer,1994:33). Bu teknik ö eler; çizgi, renk, siluet ve biçimdir.

2.2.1.1 Çizgi: Grafik olarak hareket halindeki bir noktan n belirli bir yönde iliminden do an, gözü belli bir alana ya da alan etraf nda hareket ettirilerek dikkatleri çeken tek boyutlu bir araçt r(I ngör ve di erleri,1986:10).

Sanat dilinde çizgi, bir basitle tirme, yerine göre sadele tirme veya bir soyutla rma sonucudur. Do ada ancak biçimlere, yüzeylere rastlar z. Yüzeylerin bitti i yerler veya yüzeylerin birbirleriyle ili kili oldu u kenarlar çizgi etkisi yaparlar(I ngör ve di erleri,1986:11).

2.2.1.2 Renk: Cisimlerden yans yarak gelen nlar n, görme duyumuzda rakt etkiye renk denir(Yolcu,2009:50). Fizik olarak ele al nd nda renk kavram bir enerji yay ml olarak dü ünürüz. Fakat renk olay gerçekte ancak bilinç seviyesinde mevcuttur.

Renklerin alg lan d ko ullara ba olarak de ir. Ayn renk do al kta ve yapay kta farkl alg lan r. Ancak görme duyusu n kayna na uyum sa layarak, her iki ko uldakinin de ayn renk oldu unu alg lamaya olanak sa lar. Bir renk s cak-so uk, a r-hafif, yumu ak-kuvvetli, heyecan verici-rahatlat , parlak-mat olarak alg lanabilir(Aky ld z Hat rnaz,2010:77).

2.2.1.3 Siluet: Bir eyin d çizgileri olarak tan mlanabilir. Moda tasar nda insan vücudunu sadele tirerek ve estetik görünüm kazand larak çizimini ifade eder(Olgaç,2005:60). Bir nesnenin yaln zca kenarlar çizilerek yap lan resmi, tasar mc taraf ndan biçimlendirme veya d hatlar n belirlenmesi eklinde ifade edilen moda çizimidir. Farkl siluetler uygulanan kesim kullan lan materyal ve aksesuar de imi ile elde edilebilir. Siluet moda de imleri ile paralellik gösterir(Kür ad,2008:147).

2.2.1.4 Biçim: Biçim, bir nesnenin d s rlar r. Bir alan n, de er, renk ve dokusal farkl klar nedeniyle s rlar belirlenmi olarak alg lanmas r(Aky ld z Hat rnaz,2010:80). Biçimlerin bir k sm geometrik düzen içinde olduklar halde, bir

sm serbest haldedir. Tasar mc n yapaca , biçimleri tasar m kurallar göz önüne alarak üç boyutlu bir yüzey ba lant lar kurarak, çizgi, renk, doku, hareket gibi temel tasar m elemanlar yla biçimlendirmektir.

(33)

2.2.2 Tasar m lkeleri

Tasar ö eleri, yeni bir bütünü olu turan temel parçalard r. Onlar olmadan yap m ve estetik bildirinin nesnel görünü ü var olmaz. Hacimlendirme, ekillendirme, görsel düzen kurma, yeni bir bütün olu turman n “yap ta lar ”, estetik görüntü ö eleridir. Sistem, ekil disiplini nas l kurulacak? Formlar nas l ve neye göre tanzim edilecek? Hangi form, renk, i leve, ana fikre egemen olacak? Böylesi yarat düzenlemeyi ilgilendiren sorular n cevaplar temel tasar m ilkeleri kapsamaktad r. K saca ekil de erlendirme ve düzenlemeyi kapsayan ilkeler; görsel sanatlar n “güzel sentezini” yaratmada temel yollard r (Atalayer, 1994:155). Bu ilkeler; doku, uyum, bütünlük, vurgu, z tl k, tekrar, denge ve koramd r.

2.2.2.1 Doku: Bir düzlemin yüzey rengi ile onu çevreleyen alan n rengi aras ndaki z tl k düzlemin eklini belirginle tirebilir. Bir yüzey üzerinde tekrarlara dayal biçimsel bir düzen bulunuyorsa, orada bir dokunun varl ndan söz edilebilir.

Doku; bir yüzeyin gerçek ya da dokunsal de eridir. Doku, tasar m elemanlar yla, malzeme ve araçlarla olu an, görüntünün duyarl artt ran bir varl kt r. Doku bir yüzey de erlendirmesidir. Tasar mc , ya ayan do adaki dokusal olu umlardan yararlanarak yeni yarat m olanaklar elde edebilir(Aky ld z Hat rnaz,2010:70).

2.2.2.2 Uyum (Armoni): ki ya da üç boyutlu cisimler aras nda ortak ya da benzer taraflar n bulunmas yla ortaya ç kan ili ki uyumudur. Ö elerin birbirini and ran, birbirine akraba, birbirine benzer de erlerle, bir düzen içindeki bile imidir. Tasar m elemanlar n birlik içinde bulunmalar ve kullan lmalar r(Aky ld z Hat rnaz,2010:95).

2.2.2.3 Bütünlük: Cisimlerin, kütlelerin ve mekânlar n bir araya gelmeleri; uyum, kar tl k ve egemenlik ilkelerinin kullan larak dengenin olu turulmas ile birlikte bütününe ula lmas birli i olu turur. Bir tasar mda bulunan görsel unsurlar bütünlük olu turacak ekilde bir araya getirildi inde etkili olurlar. Ayn temel biçime, dokuya, boyuta, renge ya da duyuya sahip ö eler bir tasar mda bütünlü ü olu tururlar(Aky ld z Hat rnaz,2010:104).

2.2.2.4 Vurgu: Her türlü görsel düzenleme etkin bir vurgu eleman na ihtiyaç duyar. Vurgu etkisi boyut, yön, renk veya doku ile yarat labilir. Vurgu görsel hiyerar i aç ndan mutlak gerekli bir elemand r. Vurgulama, ön plana ç kar lmas gereken unsur ile ikinci planda kalmas gereken unsurlar aras nda gerçekle tirilecek bir yön, boyut,

(34)

biçim, doku, renk, ton ya da çizgi kontrast ile gerçekle tirilebilir(Aky ld z Hat rnaz,2010:99).

2.2.2.5 Denge: Kompozisyonda bütün parçalar n görsel a rl n uyum içinde sunulmas r. Cisimlerin renkleri, de erleri, dokular , yönleri, aral klar , ölçüleri birbirleriyle kar la larak denge unsurlar olu turur. Tasar n, bünyesini olu turan elemanlar n sistemli da lar , uyumlu görünü leri, dengenin i aretidir(Aky ld z Hat rnaz,2010:100).

Denge, formal ve informal denge olarak ikiye ayr lmaktad r.

Formal Denge: Merkezi bir eksenin kar kenarlar nda e it veya benzeri elemanlar kullanarak formal denge yarat r(Olgaç,2005:57).

nformal Denge: Birbirinin ayn olmayan nesnelerin dengesidir. Tasar mc ya ifade ve yarat k serbestli i verir.

2.2.2.6 Z tl k: Tasar m ö eleri aras nda herhangi bir ortak ya da yak n niteli in bulunmamas r. Biçim, renk, doku, de er, ölçü, yön, aral k ö elerinin birinde ya da birkaç nda kullan lan z tl k, ayn zamanda insan uyar r, canland r, hareketlendirir. Böylece tasar ma hareket ve canl k kazand r(Aky ld z Hat rnaz,2010:95).

2.2.2.7 Tekrar (Ritm): Kurgusu içinde birbirini izleyen de imler ve hareket ile sa lanan etkiye tekrar denir. Nesnelerin ölçü, biçim, renk, de er veya dokular n aral kl olarak tekrar edilmesidir. Bir ö enin aynen ya da yak n de erde birden fazla say da kullan lmas da tekrar meydana getirir(Aky ld z Hat rnaz,2010:90).

2.2.2.8 Koram: ki z t ucu basamaklarla birbirine ba layan köprüye koram denir. ki ucu aras nda bir düzen içerisinde anlaml ve estetik bir dizili olu ur. Koram ölçüde yap lacaksa küçükten büyüye bir s ralan , de erde yap lacaksa aç ktan koyuya bir s ralan gerçekle tirilir(Aky ld z Hat rnaz,2010:98).

2.3 E M VE SANAT E

2.3.1 E itim

Günümüzde e itimin birçok tan bulunmaktad r. Çe itli tan mlar n bulunmas n nedenleri ise; e itimcilerin, dü ünürlerin farkl felsefelerinin ve bak aç lar n olmas r. Bu çe itlili in yan s ra tan mlarda üç ortak yön dikkati çekmektedir.

(35)

Bunlar;

1. itimi bir süreç olarak görmeleri,

2. Bireyin mevcut haliyle yetersiz oldu u ve belli amaçlar do rultusunda yeterli hale getirilmesi gerekti i,

3. Bireyin birinci halden ikinci hale geçmesi için mutlaka bir de menin olmas gerekti idir(Öztürk,2004:3).

Bu üç ortak nokta dikkate al narak yap lan en genel e itim tan ise; bireyin davran lar nda, kendi ya ant yoluyla ve kas tl olarak istendik de me meydana getirme sürecidir (Öztürk,2004:3).

itim bireye, ki isel yeteneklerine göre var olma olana tan mal r; bu ba lamda e itimin amac , her bireye kendini olu turma/yaratma olana sa lamak olmal r(Aky ld z Hat rnaz,2010:4).

itim informal e itim ve formal e itim olarak ikiye ayr r.

2.3.1.1 nformal E itim

nformal e itim, geli i güzel kültürlenmeyle gerçekle en e itim olarak da adland labilmektedir. nformal e itim, ya am içinde kendili inden olu an bir süreçtir. Di er bir de le, böyle bir e itim, belli bir plan ve program uygulanmadan, ya am içinde kendili inden gerçekle ir. Amaçl ve planl de il, geli igüzeldir(Demirel,2004:8).

2.3.1.2 Formal E itim

Okullarda ya da kurumlarda bir plan ya da program uygulanarak gerçekle tirilen itime formal e itim denir. Formal e itim amaçl r, önceden haz rlanm bir program çerçevesinde planl olarak yap r, ö retim yoluyla gerçekle tirilir. E itim süreci

retmen taraf ndan belirlenir, uygulan r ve izlenir. E itim ba lang ndan biti ine kadar özel bir çevre içinde kontrollü olarak yürütülür. Sürecin belli a amalar nda ve sonunda de erlendirme i lemi yer al r (Demirel,2004:9).

(36)

2.3.2 Sanat E itimi

Sanat n evrensel nitelikleri, sözgelimi özgünlü ü, tekli i, yenili i genel bir tan ma gitmeyi hakl olarak engellemektedir(Artut,2001:18). Genel olarak sanat, insanlar n, do a kar ndaki duygu ve dü üncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritim gibi araçlarla güzel ve etkili bir biçimde, ki isel bir üslupla ifade etme çabas ndan do an ruhsal bir faaliyettir(Artut,2001:19).

Sanat insan ya am n vazgeçilmez bir parças , insan ve do a aras ndaki önemli bir ba r. nsanlar n kendini ifade etme biçimidir. Bu nedenden dolay insan ya am nda büyük bir yer tutar ve içten gelen duygularla ifade edilir. Belli bir sanat e itimi verilmese dahi sanat insan n içinde acemice olarak yeti ir. Yaln z sanat n daha iyi ifade edilebilmesi için genel e itim haricinde sanat e itiminin verilmesi gerekir.

Usta-ç rak ili kisiyle ba layan sanat e itimi, 1800’lerin sonlar ndan 1900’lerin ba lar na do ru e itim sistemindeki önemini fark ettirmi tir. 20.yy ba lar ndan itibaren; toplumlar n sosyal de imiyle ba lay p, sosyal içerikli eylemlerinden makinele meye; teknolojiden bilime ve günümüz dijital dünyas na uzanan insan n h zl ilerlemesiyle birlikte; yarat k kavram n önem kazanmas sanat e itimini genel e itim içinde ihtiyaç duyulan bir öneme kavu mu tur(Yalç nkaya Tuna,2010:13-14).

Sanat E itimi, ülkemizde ve dünyada üzerinde hala tart lan bir kavramd r. Genel anlamda güzel sanatlar n tüm alanlar , e itim kurumlar nda ve kurum d yarat sanat e itimini (resim, heykel, mimari, görsel ileti im, foto raf, sinema, müzik, dans, tiyatro, edebiyat, çevre sorunlar , tasar m vd.) içerir. Daha dar anlamda ise okullarda verilen alana ili kin dersleri(resim, üç boyutlu çal malar, grafik, tasar m) kapsar(Ünver,2002:5). Sanat e itiminin gereklili i konusunda hem fikir olunmu fakat genel e itimin içerisinde mi yer almas yoksa ayr olarak ele al nmas hakk nda karar verilememi tir.

Genel e itim ile sanat e itimi birbirinden çok farkl de ildir. Amaçlar birbiriyle örtü mektedir. Her iki e itimde bireyin kendini geli tirmesi, kültürel de erlerini yans tmas , bilinçli, topluma yararl bireyler yeti tirmektir.

(37)

Genel e itimde amaç; ö renciye gerekli bilgi, beceri, davran ve al kanl klar kazand rmak, onu milli ahlak anlay lar na uygun olarak yeti tirmek, ilgi, yetenek ve kabiliyetleri yönünde hayata ve üst ö retim a amas na haz rlamakt r(Erbay,1998:38).

itim, bireylere bilgi ve beceri kazand rman n yan s ra, toplumun kalk nmas sürdürecek ölçüde ve nitelikte de erler üretmek, var olan de erlerin da lmas önlemek gibi önemli i levler de yükler( nce,2000:146).

Sanat e itiminin amac , e itimin her basama nda sistemli bir ekilde bireye sanat görü ü kazand rmak, kendini tan mas ve insana özgü kültürel bir dünya üzerine dü ünmeyi ö retmektedir. fadeleri özgürce yorumlayarak biçimlendirmeye yard mc olmaktad r. Bilgi depolar bir kenarda b rak p, raksak dü ünmeyi ve yarat yetiyi ortaya ç karmaya yard mc olmaktad r(Konak,2008:24).

sacas sanat e itimi ile özgür ve yarat dü ünceli, ara ran, inceleyen, sorgulayan, kendine güvenen, kültürlü ve ça da bireyler yeti tirmek esast r. Yaln zca bakmak de il, ‘görmek’, yaln zca duymak de il, ‘i itmek’, yaln zca ellerle yoklamak de il, ‘dokunulan duyumsamak’ yarat k için gerekli ilk a amalard r(San,2008:25).

Sanat e itiminin amaç ve ilkelerini ba ca yedi maddede ifade edebiliriz. 1. Sanat n insan ya am ndaki yerinin alg lanmas

2. Ya ant zenginli i deneyimler, ki ilik geli tirme ve toplumsalla ma 3. Güzeli, iyiyi arama ve çevreyi de erlendirme

4. Çok yönlü ve aç k fikirli yeti tirme

5. Ça na uyum sa lama, disiplinler aras etkile imi fark etme 6. Duygu Dengesi

7. Kendi kültür de erlerini tan ma (Yalç nkaya Tuna,2010:15-16).

Sanat e itimi bireysel olmal r. Bireylerin yarat klar ortaya ç karabilmeleri için, salt görüneni yinelemek ya da hocan n kimli inde geli mek de il, ö rencinin bireysel ayr cal klar n çerçevesinde yeni, farkl yap tlar yaratmas na, dü ünceler üretmesine olanak tan mak gerekir(Çellek,2005:91). Amaç ki ilerin içerisindeki özgün yarat klar ortaya ç karmak olmal r. Sanat e itiminin bireyselle tirilmesi birtak m zorluklarda getirebilir. Bu zorluklar n en önemlisi verilen sanat e itiminin de erlendirilmesinin nas l olaca r.

(38)

Bu nedenden dolay , yarat k sanat e itimi içerisinde önemli bir role sahiptir. Baz görü ler yarat n do tan geldi ini ve sonradan kazan lamayaca söylese de sanat e itimi ile yarat k kazand labilir ve geli tirilebilir. Yarat k, sanat

itiminde, öteki alanlardan çok daha önemlidir. Çünkü sanat, bir “gerçe in” ya da “dü ün”ün edilgen durumu ile yetinemez. Özünde az ya da çok ama kesin var olan bir de imi ve yenili i ortaya ç kar r (K lu,1991:175).

2.4 YARATICILIK

Tarihte yarat n birçok tan yap lm fakat özellikle bir tan m yayg nl k ve geçerlilik kazanamam r. Yarat k kavram n çok anlaml , karma k ve birazda gizemli olmas , yerine oturmu ve kesin bir tan n kabulüne engel olmaktad r (Rouquette:1994:7).

Ça l görü e göre yarat k; her düzeyde var olan ve insan ya am n her bölümünde kendini gösterebilen bir yeti, gündelik ya amdan bilimsel çal malara dek uzanan, sanatsal alanda ba yap tlar n ortaya ç kmas na neden olan süreçler bütünü ve ayr ca bir tutum ve davran biçimidir (San,2002:128).

E.P Torrance’e göre yarat k “bo luklar , rahats z edicili i ya da eksik ö eleri sezip, bunlar hakk nda dü ünmek ya da varsay mlar kurmak, bunlar s namak, sonuçlar kar la rma ve olas kla bu varsay mlar de tirip yeniden s namakt r(Ersoy ve Ba ar,2009:130).

Corbusier, “yarat k, sab rl bir ara rmad r” demi tir. Bilgi ve deneyim birikiminden yararlanarak sentezleme sonucu yeni ürünler ortaya koymak gerekir yarat k söz konusu oldu unda, birbiriyle farkl olan, aralar nda ili kisi olmad sand z eylerin ili kisini kurmak ve yeniyi yaratmak gerekir(Çellek,2005:104).

Yarat k, bilim, sanat yap tlar , reklamc k, moda, dekorasyon ve piyasaya yeni sürülen ürünlerde oldu u gibi, pek çok bilimsel, sanatsal, sosyal ve endüstriyel etkinliklere ili kin oldukça geni bir alana yay lm r. Bu da konu ile ilgilenenlerin tan m ya da betimlemelerinde farkl bak aç lar ortaya koymaktad r. Bu betimlemelerde bazen “süreç” bazen ortaya konan “ürün” bazen de “bir tür ki ilik yap ” vurgulanmaktad r. Ancak konu ile ilgilenen herkesin ortakla a kabul etti i husus “yeni bir eyin ortaya konmas r” (Öncü,…:255).

(39)

Psikolog ve e itimcilerin genelde kabul ettikleri baz özellikler yarat n tan mlanmas ndan çok, onu süreç ve ürün olarak tan maya yard mc olabilir. Bu özellikler;

1. Meydana getirilen ürün özgün olmal r.

2. Olgular aras nda ili ki kurma yetene i, dü ünmede esneklik, bilgi üretiminde ak k önemlidir.

3. duygu ve dü ünce bütünlü ü içinde, sürekli ilgi ve özenle yap lmal r. Birey amac do rultusunda i ine yo unla abilmelidir.

4. Birey hayal kurmamal , ama i ini planlarken hayal gücü yoluyla dü ünmelidir.

5. Yarat dü ünmenin ne zaman ortaya ç kaca önceden kestirilemez. Bireye bol gereç, istedi i kadar zaman ve kendi kendine kalma olana verilmelidir. Özgün ürün birdenbire ortaya ç kabilir.

6. Yarat k, alg sal, duygusal ve kültürel bir bütünlüktür (Üstünda ,2003:3).

Basit bir ifadeyle yarat k, bilginin al nmas ve yeni bir ekil alana ya da yeni bir dü ünce olu turana kadar ekil verilmesi ve yeniden düzenlenmesi sürecidir (Bentley,1999:85-86).

Dü üncelerin yarat dü ünmenin ürünü olup olmad , yarat dü üncelerin karakterini tan mlayan dört özellik(ak k, esneklik, orijinallik ve zenginle tirme) ile anla labilir. Bir bireyin yarat dü ünme yetene i, üretti i dü üncelerde bu dört özelli in aranmas yla ölçülebilir (Atasoy ve Kaday fç ,2007:683).

2.4.1 Yarat Dü ünce Özellikleri

2.4.1.1. Ak k: Bir konu hakk nda bireyin çok say da fikir üretebilme yetene i olarak tan mlanabilir. Olabildi ince fazla fikir üretebilme ve bu fikirler aras ndan en de erli olanlar seçebilme yetene idir (Ersoy ve Ba er,2009:130).

2.4.1.2. Esneklik: Bir sorun üzerine farkl yakla mlar getirebilme, de ik boyutlar ortaya koyabilme, farkl kategorilerde fikir üretme, bir duruma farkl perspektiflerden yakla abilmelidir (Atasoy, Kaday fç ve Akku ,2007:683). Bireyler günlük ya ay lar içerisinde kar la klar problemlere ve olaylara de ik aç lardan bakabilmek, çözüm için de ik dü ünceler ortaya koyabilmek mecburiyetindedirler. Esneklik bireylerdeki bu yetene i göstermektir. Esneklik, ayn zamanda bireylerin

(40)

yarat k düzeylerini de göstermektedir. Bu yüzden, esnek dü ünebilme yetene inin her bireyde geli tirilmesi önemlidir (Biber,2006:79-80).

2.4.1.3. Özgünlük: Özgünlük, bir bireyin bir konuda yeni ve özgün dü ünceler ortaya koymas , bulu lar yapmas , bir ürün meydana getirmesi ve de eri biçilmeyen yap tlar ortaya getirmesi olarak tan mlanabilir.

Orijinalite özelliklerini ölçmek için Guilford üç yol önermi tir: zekây yans tan cevaplar n say , uzak ça mlara dayanan itemlerin kullan ve toplum içindeki ki ilerin tüm cevaplar içinde seyrek görülen cevaplar n de erlendirilmesidir. Bu ba lamda orijinallik bir fikrin yenili i ya da garipli idir (Biber,2006:80).

2.4.1.4. Zenginle tirme(Detaylara Girme): Dü ünmeyi, uzatmay , detaylar vermeyi ve fikirleri toplamay gerektirir. Zenginle tirmeye, baz yap uyar lar eklenerek karma k hale getirmek amac yla yap lan çal malarda rastlanmaktad r(Ersoy ve Ba er,2009:131).

Ak k, esneklik, özgünlük ve zenginle tirme boyutlar yarat dü ünme düzeyinin belirleyicileridir. Yani, yarat dü ünme yetene ine sahip bireylerin çok say da fikir üretebilme yetene ine sahip olmas , olaylara kar farkl bak aç lar sergileyebilmesi, al lm n d nda dü üncelere sahip olmas ve detaylara girme yetene ini gösterebilmesi gerekmektedir (Biber,2006:81).

Günümüzde, ço u geli mi ve geli mekte olan ülkelerin e itim sistemlerine yap lan en a r ele tiri yarat ktan yoksun olmas r. Özellikle e itim f rsat e itli inin geçerli oldu u tüm toplumlarda, herkese ayn e itim imkan sa lamak olarak alg land için, merkeziyetçi tek tip ders kitab ve ezbere dayal e itimle yarat k dikkate al nmamaktad r (Dikici,2001:56).

2.4.2 Yarat Bireyin Özellikleri

Her insan n içinde yarat özellikler bulunur. Önemli olan bunlar ortaya koyabilmektir. Ancak bireyin do tan sahip oldu u yeteneklerle, yarat n geli imi kar lmamal r (Karaku ,2001:4). Uzun y llar yarat n bireylerde do tan var oldu u dü ünülürdü, yarat k do tan gelir ve ö renilemez, geli tirilemezdi. Oysa yarat k geli tirilebilen bir kavramd r. Bireylerde do tan gelen bir yetenek vard r fakat bu yetenekleri ortaya ç karmak yarat geli tirmek ile mümkündür.

N.Hermann yarat k kavram ile ilgili olarak, ön kabullerini öyle ortaya koymaktad r. “Yarat k do tan gelen bir yetidir ve insana özgüdür. Her insan

(41)

yarat olabilme ans na sahiptir ve yarat say lmak için bir dahi olmak gerekli de ildir. Ayr ca yarat k yetisi çe itli nedenlerle köreltilmi olsa bile ya am deneyimleri ve özel programlarla yeniden kazand labilir.” (Koca ve Koç,2009:37)

Yarat bireyde; en ba ta merak, sab r, bulu yapma yetisi, serüvenci dü ünme, imgelerle dü ünebilme ve imgelemci olma, deney ve ara rmalardan kaçmayan ve bire imci(Sentezci) yarg lara varabilen bir ki ilik yatmaktad r (San,1985:12-13).

Csikszentmihalyi yarat ki ilik özelliklerini u ekilde s ralamaktad r: 1) Hem dopdolu bir enerjiye sahip, hem de sessiz ve rahatt r. 2) Hem zeki, hem de acemi ve deneyimsizdir.

3) lence ve disiplini, sorumluluk ve sorumsuzlu u bir arada bulundurur.

4) Fanteziler, hayal kurma ve gerçekler aras ndad r.

5) Kendi içindeki ve kendisinin d ndaki çeli kili yorumlar ya da anlay lara kar sürekli olarak kendini korur.

6) Hem alçak gönüllü, hem de gururludur.

7) Bir yandan s radan bir ki inin kat ve kesin bir boyutunu, di er yandan da biricik ve özgün bir ki inin e ilimlerini gösterir.

8) inde h rsl ve ate liyken, di er yandan öznel dü ünebilir.

9) Duyarl ve aç k görü lülü ü ona ac verse bile bu yönünü aç a vurur (Csikszentmihalyi2002:58-73).

Torrance’a göre yarat bir birey; 1) Kendine güvenen, cesaretli, 2) Yüksek hayal gücüne sahip, 3) Enerjik,

4) akac ve mizahç , 5) Riske girmeye istekli, 6) Merakl ,

7) Güdülenme gücü yüksek, 8) Yap ele tiride bulunan, 9) Duygusal,

10) Çal kan, 11) Azimli,

(42)

13) Ba kalar n dü üncelerine aç k olmal r (Sungur,1997:25).

itimde, yarat birey özelliklerinin ö retmenler taraf ndan bilinerek bu özelliklere sahip bireyleri ortaya ç karmalar çok önemlidir. Bunun yan nda, küçük ya larda ö rencilere uygun etkinlikler planlanarak ve uygun ortamlar sunularak onlar n bu özellikleri kazanmalar na ve geli tirmelerine yard mc olunmal r. Ayr ca yarat geli tirmek için olu turulan ortamlar haricinde bireylerin yarat klar engelleyen etmenlerin bilmesi ve bunlar a mas da gerekmektedir. Yarat engelleyen 3 etmen bulunmaktad r. Bunlar;

Bireysel Engeller: Kendine güvensizlik, hata yapma ve ele tirilme korkusu, mükemmeli isteme ve uyumculuk, engellerden korkma, bir konu üzerinde yo unla ma ve sab rla çal ma güçlü ü, bili sel çeli kilere direnç, kimlik duygusundan do an savunma mekanizmalar .

Örgütsel Engeller: Geriye dönük tutumlar, önceden ve sürekli özele tiri, deneyim ve teknik uzmanl k, bireysel güvensizlik duygusu, hiyerar inin üst düzeyinde bulunanlar n astlar na güvensizli i, otoriter yönetim, kusursuz olma iste i, ciddi i ler yapma iste i.

Toplumsal Engeller: Fantezi ve hayal kurma zaman kayb ve belki de lg nl kt r, sorunlar n tek ve do ru bir çözümü vard r, sezgi-heyecanlar-saçma dü ünce-yan lma-ba ar zl k kötüdür.

2.5. SANAT AKIMLARI

Sanat ak ; görü , duyu , anlat bak ndan yenilikler ortaya koyan, farkl k gösteren harekettir. Sanat ak mlar , ekoller birer tepkiden do ar.

20.yy’ n ba lar ndan geli imle sanatç lar dü ünce tarzlar vurgulamak ve ayn dü ünce ba lam nda sanata getirmek istedikleri yenilikleri geni kitlelere duyurabilmek ad na birer bildiri yay nlayarak ilkelerini aç klam lar ve yeni sanat ak deklere etmi lerdir (Büyüki leyen,2000:24). Yüzy llard r çe itli sanat ak mlar ortaya ç km r.

(43)

2.5.1. Klasik Sanat Ak mlar

2.5.1.1. Klasisizm: Edebiyatta eski Yunan ve Roma sanat temel alan tarihselci yakla m ve estetik tutumdur. “1660 ekolü” olarak da bilinir. Klasisizmin temel ö eleri kendi içinde soyluluk, ak lc k, uyum, aç kl k, s rl k, evrensellik, idealizm, denge, ölçülülük, güzellik, görkemliliktir. Yani bir eserin klasik say labilmesi için bu özellikleri bar nd rmas gerekmektedir. Klasisizm bir bak ma aristokrasinin ürünüdür (http://tr.wikipedia.org/wiki/Klasisizm).

2.5.1.2. Barok: 17. Yüzy l ba nda 18. yüzy n son çeyre ine kadar uzanan zaman süreci zarf nda Avrupa Sanat ’na hâkim olan ak ma verilen Barok ismi esas nda bir yak rmad r. Barok Sanat her eyden evvel Kar t-Reform hareketiyle do mu tur. Bu sebeple de ana kayna Roma ve Papal k çevresinde ekillenen anlay tan beslenmi tir. Rönesans anlay na ve Reform hareketinin getirdi i yeni anlay lara kar bir propaganday hedefleyen Barok Sanat’ n yarat lar yeni biçim ve reformlarla ruhlara seslenmeyi hedeflemi tir. Kaybedilen kay p H ristiyan ruhlar n yeniden kazan lmas ve ruhsal kurtulu için bir seslenmeye dönü en Barok Sanat eserleri bu sebepten dolay yo un bir psikolojik birikimi ve duyarl bünyesinde toplamaktad r. Merhamet ve ac ma, ihtiras ve heyecan, görkem ve rt bir ta nl kla yo rulan Barok eserler dini ve din d konularda büyük bir tesir gücüne sahiptir. Rönesans dü üncesinde geçerli olan geometrik ve s rl formlar ve çizgiler renkler ve klarla da lm formlar n psikolojik etkinlik kayna olarak renk anlay hâkim olmu tur (Beksaç,2000:56).

2.5.1.3. Rokoko: Barok stilinden sonra sanat ak mlar na verilen add r. 17. yüzy n ortalar na do ru Barok stilinde kullan lan do ru çizgilerden meydana getirilen süslemeye kar tepki olarak do mu olan barok stilin hatlar gibi e ri bü rü çizgili motiflerden ibaret olup Baroktan daha ince ve ekillerin k vr mlar daha zarif bir stildir. Barok stiline kar tepki olarak klasik stilin yeniden ortaya ç kmas ndan sonra Rokoko deyimi modas geçmi ey anlam na kullan lm r(http://tr.wikipedia.org/wiki/Rokoko).

2.5.1.4. Romantizm: Neo-Klasizm’e kar geli en Romantizm Ak ’n n kökleri 1780 y llar na kadar gider. 18. yüzy n sonunda güç kazanmaya ba layan yeni

(44)

duygu ve anlay lar n sonucunda Romantik Ak m’ n ilk at 19. yüzy n ba lar nda German Nazarenleri ad na olan grubun 1809’da Roma’da toplanmas yla resmi bir nitelik kazan r. Romantik ak n olu umunda Frans z htilal sonras Avrupa’da meydana gelen hareketlili in, özgürlükçü ve milliyetçi ak mlar n da etkisi büyüktür. Dini ve mistik bir mahiyeti de olan anlay n temelinde yatan duyum ve duygusall k dönemin hareketli ya am ndan kaynak almakta ve de en bir orta s f anlay n yans mas olarak hareketlilik kazanmaktad r. Gizem ve yapayl ktan ar nm n temelini te kil etti i Romantik hareket içinde bilinmeyene, tarihe, tarihi olaylara yi itliklere, do aya ve egzotik uzak ülkelere kar büyük bir alaka vard r. Dura anl n yerine hareket ve enerji geçerken, devaml de en ve esrarengiz bir kaynak olan do a görüntüleri büyük önem kazanm r. Bunun sonucu olarak da renklere ve do an n

na bir yönelme olmu ve Neo-Klasik anlay taki dengeli kompozisyon emas larak yerine asimetrik bir sahne te ekkülü geçmi tir (Beksaç,2000:82).

2.5.2. Modern Sanat Ak mlar

2.5.2.1. Kübizm: Sanat n geli iminde bir devrim olarak nitelenen kübizm, geleneksel perspektife, k gölge kullan mlar na ve sanat do an n taklit edilmesi olarak gören kuramlara kar ç km ; do adaki biçim, doku, renk ve mekânlar taklit etmek yerine, parçalara ayr lm nesneleri çe itli yönlerden ayn anda alg lanabilecek biçimde yan yana getirerek yeni bir gerçeklik yaratm r (Antmen,1999:8-77).

2.5.2.2. Fütürizm: 20. yüzy l ba lar nda talya’da do an, sanatta devrimi ve dinamizmi vurgulayan fütürizm, daha çok görsel sanatlarda etkili olmu , edebiyat, tiyatro ve müzik alanlar nda da yayg nl k kazanm r. talyan air Flippo Tommasa Marinetti’nin, 1909’da Le Figaro’da yay mlad Fütürist bildirge, al agelmi de erlere kar ç yor, kütüphaneleri yakmaktan, müzeleri ya malamaktan söz ediyor, teknolojiyi, h ve “modern olan her eyi” kucakl yordu. Sanatç lar, fütürist dü üncenin ruhuna uygun olarak, kübizm’in de etkilerini ta yan, ama temelde hareket ö esinden yola ç kan resim ve heykeller yap tlar; harekete ve h za görsellik kazand rmaya çal lar (Antmen,1999:8-77).

2.5.2.3. Minimalizm: Heykel a rl kl bir tür soyut sanat biçimi olan Minimalizm, özellikle 1960’l y llar n sonunda ve 1970’lerde Amerikan sanat ortam nda

Şekil

Grafik 1: Ya  Da mlar
Grafik 2: Akademik Ortalamalar
Grafik 3: Baban n E itim Durumu
Grafik 5: Annenin E itim Durumu
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Uluslararası Halk Kültürü ve Sanat Etkinlikleri ve Sempozyumu” Karma Sergi: “Çocuk Gelin” (Çarık) Kahraman Kazan Belediye Sarayı /(12-14 Ekim 2017)

ølkö÷retmen okulunda genel kültür ve alan e÷itimine yönelik dersler a ÷õrlõkta iken e÷itim enstitüsünde daha çok meslek bilgisi ve sõnõf ö ÷retmenli÷i

Foster‟ın belirttiği gibi, Gerçeküstücüler için cansız mankenler o kadar elverişli bir ortamdır ki, 1938 yılında açılan Uluslararası Gerçeküstücülük

Survey reliability was measured and Cronbach Alpha (α) was found to be 95.2%. After the data.. collection process was completed in the research process, the answers gi- ven to

GRA 5900-Tez Çalışması (CEREN BULUT YUMRUKAYA Şubesi) DOÇ.. CEREN BULUT YUMRUKAYA- 99999-Uyg -

Mesleki Eğitim Fakültesi Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Bölümü’nde okutulan Moda Tarihi dersinde geleneksel öğretimin başarı ortalaması ile web

Piyanist, ya film için özel olarak bestelemiş olduğu parçayı filmin ritmine uydurarak çalıyor, ya da Bethoven, Mozart, Tchaikovsky gibi tanınmış klasik

Bu temelde bakıldığında ‘E-öğretim Program Tasarımı ve Ders Yapılarında Öğrenci Merkezli Öğretim Yaklaşımı Üzerine Bir Model Önerisi’ konusunu ele alan bu