• Sonuç bulunamadı

60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik örnek model geliştirme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik örnek model geliştirme"

Copied!
73
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE MODA TASARIMI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

ANABİLİM DALI

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

60 YAŞ ÜSTÜ KADINLARIN SÜTYEN KULLANIRKEN

KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK ÖRNEK

MODEL GELİŞTİRME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Neslihan ÇAMURDAN

Ankara Mayıs, 2013

(2)
(3)

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE MODA TASARIMI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

ANABİLİM DALI

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

60 YAŞ ÜSTÜ KADINLARIN SÜTYEN KULLANIRKEN

KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK ÖRNEK

MODEL GELİŞTİRME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Neslihan ÇAMURDAN

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Halime ARSLAN

Ankara Mayıs, 2013

(4)

i

Neslihan ÇAMURDAN’nın “60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik örnek model geliştirme” başlıklı tezi jürimiz tarafından, Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Yrd. Doç. Dr. Halime ARSLAN …...

Üye: Doç. Dr. Neşe ÇEĞİNDİR …...

(5)

ii

Bu çalışma, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitiminde Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıştır.

Araştırmanın birinci bölümünü; problem durumu, araştırmanın amacı, önemi, varsayımlar, sınırlılıklar, tanımlar ve kısaltmalar, ikinci bölümünü; 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik sorunları belirlemek amacıyla, yaşlılık, iç giyim ve sütyenle ilgili kavramsal çerçeve, üçüncü bölümünü; araştırmanın yöntemi, evren ve örneklem, verilerin toplanması ve analizi, dördüncü bölümünü; araştırmanın bulguları ve yorumlar, beşinci bölümünü de; araştırma sonuçları ve öneriler oluşturmaktadır.

Bu araştırmanın planlanıp yürütülmesi sürecinde bilgi ve rehberliğini esirgemeden her zaman yanımda olan ilgisi, desteği ve önerileri ile bana yol gösteren danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Halime ARSLAN’a, çalışma sürecinde, değerli fikirlerini ve yardımlarını esirgemeden yanımda olan, ilgileri ve anlayışlarından dolayı değerli hocalarım Yrd. Doç. Dr. Melek ÖZTÜRK’e ve Doç Dr. Neşe ÇEĞİNDİR’e, değerli görüşleriyle önerilerde bulunan ve çalışmanın gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulunan eşim Sertaç ÇAMURDAN’a, verileri toplama aşamasında yardımlarını esirgemeyen büyüklerime, arkadaşlarıma, araştırmalarım için gerekli ortam ve desteği sunan, güvenlerini hiç eksik etmeyen çok değerli aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Neslihan ÇAMURDAN

Mayıs-2013 Ankara

(6)

iii

60 YAŞ ÜSTÜ KADINLARIN SÜTYEN KULLANIRKEN

KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK ÖRNEK

MODEL GELİŞTİRME

ÇAMURDAN, Neslihan Yüksek Lisans, Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Ana Bilim Dalı

Tez Danışmanı: Yrd. Doç.Dr. Halime ARSLAN Mayıs, 2013, 59 Sayfa

Araştırmanın amacı, 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik örnek bir model geliştirmedir. Yaşlı insan sayısı gün geçtikçe arttığından iç giyim ihtiyacı da aynı oranda artış göstermektedir. İç giyim ürünlerinin de özellikle yaşlı kadınlar tarafından hem vücuda form vermesi hem de rahat olması aranan özelliklerdendir. Araştırmanın amacı doğrultusunda, kadınların beklentileri dikkate alınarak kullanılabilir bir sütyen oluşturulması amaçlanmıştır.

Bu araştırma, 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik yaşadıkları rahatsızlıkları belirlemek amacıyla deneme modeline dayalı yarı deneme araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak anket formu kullanılmıştır. Anket önce uzman görüşüne sunulmuş, alınan öneriler doğrultusunda gerekli düzeltmeler yapılarak 20 kişilik bir gruba pilot uygulama yapıldıktan sonra ankete son şekli verilmiştir.

Araştırmanın evrenini, 2011 yılı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Marmara bölgesindeki 60 yaş üstü kadınlar oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Marmara bölgesinden Edirne, Tekirdağ, Kırklareli illerinden tesadüfî olarak seçilen 200 kişiden oluşmaktadır.

Uygulanan anketten elde edilen verilerin değerlendirilmesinde "SPSS 16.0" istatistiksel paket programı kullanılmıştır. Ankette yer alan görüşlerin frekans (N), yüzde (%) dağılımları hesaplanmıştır.

(7)

iv

çoğunun yumuşak doğal boneli sütyen kullandığı, büyük çoğunluğunun pamuklu kumaştan yapılan sütyenleri tercih ettiği görülmektedir.

Kadınların satın aldığı sütyenden dolayı duyduğu rahatsızlıklarla ilgili görüşleri incelendiğinde, büyük çoğunluğunun sütyen agrafının arkada olmasından ve askıların omzu çok sıkıyor olmasından rahatsızlık duydukları görülmüştür. Sütyenlerde aradıkları özellikler incelendiğinde, hareket özgürlüğü sağlayan, önden kopçalı, rahatsız etmeyen, geniş askılı sütyen istedikleri görülmektedir. Katılımcıların büyük çoğunluğunun sütyen alırken görünüm açısından uygun olanı aldığı görülmektedir.

Araştırmaya katılan kadınların anket sonuçlarına göre istekleri doğrultusunda 3 sütyen tasarımı yapılmış ve 3 ayrı deneme gerçekleştirilmiştir. Anket soruları doğrultusunda hazırlanan 3. model deneyen kişiler tarafından daha uygun bulunmuştur.

(8)

v

DEVELOPING A SAMPLE MODEL INCLUDING SOLUTIONS FOR

EXPERIENCED PROBLEMS OF OVER 60 YEAR-OLD WOMEN WEARING BRA

ÇAMURDAN, Neslihan MASTER THESIS, CLOTHING INDUSTRY and FASHION DESIGN EDUCATION

Thesis consultant: Yrd. Doç.Dr. Halime ARSLAN May, 2013,59 Pages

The purpose of this research is to develop a sample model including solutions for experienced problems of over 60 year old women wearing bra. As number of old people is increasing day by day, need of underwear is also increasing. Being comfortable and shaping out the body are the specifications of underwear desired by elder women. In accordance with the purpose of research, it is aimed to design a new bra as considering the expectations of women.

In this research, in order to determine the solutions for experienced problems of over 60-year-old women wearing bra, half trial modelling method is used. In the research, as data collecting organ polls and surveys are utilised. At first, survey was presented for expert’s view and according to evaluations and suggestions, required revisions were prepared and after a demonstration targeted to 20 people, last format for the survey was determined.

“SPSS 16.0” statistical package program is used to evaluate the data taken from demonstrated survey. Frequency (N) and percentage (%) distributions of notions in the survey are calculated.

It is observed that great majority of women attented to survey are in their 60’s and more than half of them have 4 or more children. Also, it is noted that majority of women use natural capped bra as the great majority prefer cotton bra.

As the discomforts of the women caused by bra they purchased are inspected, it is observed that most of them are uneasy about clips being at back and braces tightening the shoulders. When the desired specifications for the bra are evaluated, it is obvious

(9)

vi

In accordance with the resulted desires of participants 3 bra designs are prepared and 3 different trials are occured. 3rd design model which is prepared as a result of the survey is granted by women who tried it on.

(10)

vii

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ... i

ÖNSÖZ ... ii ÖZET ... iii ABSTRACT ... v İÇİNDEKİLER ... vii TABLOLAR LİSTESİ ... ix ŞEKİLLER LİSTESİ ... x RESİMLER LİSTESİ ... xi BÖLÜM I GİRİŞ ... 1 1.1.Problem Durumu ... 1 1.2.Araştırmanın Amacı ... 4 1.3.Araştırmanın Önemi ... 5 1.4.Araştırmanın Sınırlılıkları ... 6 1.5.Varsayımlar ... 6 1.6.Tanımlar ... 6 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ... 8

2.1. Kavramsal Çerçeve ... 8

2.1.1. Yaşlılık ... 8

2.1.2. Yaşlı Tüketicilerin Sorunları ... 10

2.1.3. Memenin Gelişimi ... 11

2.1.4. Meme Sarkması ... 12

2.1.5. İç Giyimin Tanımı ... 13

2.1.6. Sütyenin Tanımı ve Çeşitleri ... 14

2.1.7. Sütyen Seçimi Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar ... 17

2.1.8. Yaşlılar İç Giyim Eşyalarını Satın Alırken Karşılaştıkları Sorunlar ... 18

(11)

viii YÖNTEM ... 22 3.1. Araştırmanın Yöntemi ... 22 3.2. Evren ve Örneklem ... 23 3.3. Verilerin Toplaması ... 24 3.4. Verilerin Analizi ... 24 BÖLÜM IV BULGULAR ve YORUM ... 25

4.1. Araştırmaya Katılanların Demografik Özellikleri ... 25

4.2. Kadınların Sütyen Kullanım Durumlarına İlişkin Görüşlerin Analizi ... 27

4.3. Kadınların Sütyen Kullanırken Yaşadıkları Rahatsızlıklar ve aranan Özelliklere İlişkin Görüşlerin Analizi ... 28

4.4. Kadınların Sütyen Alırken Yaşadıkları Rahatsızlıklara İlişkin Görüşlerin Analizi 30 4.5. 60 Yaş Üstü Kadınlar İçin Örnek Sütyen Kalıbına Yönelik Görüşlerin Analizi ... 31

4.5.1. Model 1 ... 33 4.5.2. Model 2 ... 37 4.5.3. Model 3 ... 40 BÖLÜM V SONUÇ ve ÖNERİLER ... 44 5.1. Sonuçlar ... 44 5.2. Öneriler ... 46 KAYNAKÇA ... 48 EKLER ... 53

(12)

ix

Tablo 1 Sütyen Çeşitleri ... 16

Tablo 2 Kadınların Yaş Grubuna Göre Dağılımı ve Örneklem Seçimi ... 23

Tablo 3 Araştırmaya Katılanların Demografik Özelliklere Göre Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 25

Tablo 4 Araştırmaya Katılanların Kullandığı Sütyen ve Kumaş Özelliklerine Ait Görüşlerin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 27

Tablo 5 Araştırmaya Katılanların Satın Aldığı Sütyenden Doğan Rahatsızlıklar ve Sütyende Aranan Özelliklerle İlgili Görüşlerinin Frekans ve Yüzde Dağılımları 29 Tablo 6 Araştırmaya Katılanların Sütyen Seçimi ve Sütyen Beden Ölçülerini Belirleme ile İlgili Görüşlerinin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 30

Tablo 7 95 Bedene Ait Standart Ölçü Tablosu ... 32

Tablo 8 Model 1 Sütyen Değerlendirme Kriterleri ... 36

Tablo 9 Model 2 Sütyen Değerlendirme Kriterleri ... 39

(13)

x

Şekil 1: Ergenlik Öncesi, Ergenlik ve Olgunluk Döneminde Meme Gelişimi ... 11

Şekil 2: Doğal Anatomik Göğüs Formları ... 15

Şekil 3: Model 1 Ön ve Arka ... 33

Şekil 4: 95 Beden B Cup Temel Beden Çizimi ... 34

Şekil 5: Model 1 Kalıp Çizimi ... 35

Şekil 6: Model 2 Ön ve Arka ... 37

Şekil 7: Model 2 Kalıp Çizimi ... 38

Şekil 8: Model 3 Ön ve Arka ... 41

(14)

xi

Resim 1: Sarkmış Meme Resimleri ... 13

Resim 2: Model 1 ... 33

Resim 3: Model 1 Sütyen Dikimi Ön ve Arka ... 35

Resim 4: Model 2 ... 37

Resim 5: Model 2 Sütyen Dikimi Ön ve Arka ... 39

Resim 6: Model 3 ... 40

(15)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problem durumuna, amacına, önemine, sınırlılıklarına, varsayımlarına ve araştırmada kullanılan terimlerin tanımlarına yer verilmiştir.

1.1. Problem Durumu

Yaşlılığın tanımı tam olarak yapılamamakla birlikte, “zamana bağlı olarak, kişinin değişen çevreye uygum sağlama yetisi ve organizmanın iç-dış etkenler arasında denge sağlama potansiyelinin azalması, böylece ölüm olasılığının yükselmesi” olarak tanımlanabilir. Başka bir tanım, “belirli bir süre geçmesine bağlı olarak ortaya çıkan anatomik ve fizyolojik işlev değişikliği ve bağımsız bir yaşamdan bağımlı bir yaşama geçiştir” şeklinde yapılmıştır. Genellikle insan yaşamının iki bölümden oluştuğu düşünülür: ilki “doğum”, büyüme ve gelişme evresini içeren “gençlik”, ikinci bölüm ise hücresel atrofi ve fonksiyonlarda gerileme ile birlikte ortaya çıkan “yaşlılık” olarak ele alınır. Bu yaklaşım her insan için farklı süreçlerde seyreden yaşlılığın biyolojik tanımıdır (Ergil, 2011: 5).

Yaşlılık, yaşamın diğer evreleri gibi doğal, kaçınılmaz ve tüm insanlar için geçerli olan bir durumdur. Bireyin kalıtımla getirdiği özelliklere, beslenmesine, çevre koşullarına ve kültürel çabalarına göre erken ya da geç, sorunlu ya da az sorunlu olur. Biyolojik yaşlanma böyle bir gelişimi zorunlu kılmakla birlikte, bu değerlendirmenin kesin ve değişmez olduğu söylenemez. Yaşlanma ile birlikte zihinsel ve fiziksel kapasitede azalmalar, hareket yeteneğinden yavaşlama görülse de, birey kendini yaşlı hissetmeyebilir. Yaşlılık, durağan ve değişmez bir yaşam dönemi değildir. Tam karşıtı,

(16)

yaşlılık çeşitli güçlerin etkileşimini içerir. Bu güçlerin temelinde yaşamın tüm evrelerinin zorlamalarına karşın varoluşunu sürdürebilmiş olmanın bilgeliği ve iç görüsü bulunur. Yaşlılık, insan yaşamında yer alan doğal ve kaçınılmaz bir dönem olarak kabul edilir. Yaşlanma, insanları toplum olarak ilgilendirdiği kadar bireyi de yakından ilgilendiren bir durumdur (Sarı, 2008: 52).

Vücudun fiziksel sağlığını koruyan, ruhsal kaygı ve endişeleri gideren, dış giyime iyi bir görünüş kazandırmayı amaçlayan, vücuda istenilen görünümü sağlayacak form kazandıran ve doğrudan tene giyilen giysiler iç giyimi oluşturmaktadır. İç giyimlerde bütün giyim ürünleri gibi modanın etkisiyle şekillenmektedir. İç giyimin seçiminde sağlık unsuru kadar estetik kaygılarda etkilidir. Sağlık yönünden dikkate alınacak en önemli unsurlar; kullanılan tekstil yüzeyi ve diğer malzemelerin cilde zarar vermemesi vücudun fonksiyonlarını yerine getirmesine engel olmaması, rahat hareket etmeyi sağlaması olarak ifade edilebilir (Çileroğlu, 2006).

İlk iç giyimlik olarak niteleyebileceğimiz peştamallar dini inançların bir gereği olarak veya ısınma amaçlı kullanılmıştır. Kadınlarda ise, iç giyim bir estetik aracı olarak ayrı bir önem taşımıştır. Bayan iç giyimlikleri pamuklu ve sentetik dokumacıkla erotizmin bir parçası olarak kullanılırken, iç giyimde modadan bahsedilir olmuştur (Sarı, 2006:3).

Sütyen benzeri ilk kıyafetler bundan 6500 yıl önce antik Yunanda kullanılmış, orta çağ ve sonrasında vücudu şekillendirmek için elbise altına giyilen korselerin parçası olarak düşünülmüş, ancak modern anlamda sütyenlerin hayatımıza girmesi 20. yüzyılın başlarında olmuştur. ABD’de 1960’larda kadın özgürlük hareketlerinin uzantısı olarak sütyen kullanımı aleyhine yapılan protestolar nedeniyle varlığı tehlikeye girse de, bugün kadın giyim endüstrisinin en önemli ürünlerinden biri olarak büyük bir pazar oluşturmaktadır.

Kızlarda meme gelişimi 8-13 yaşlarında başlar. Meme gelişimi başladıktan birkaç yıl sonra sütyen giyme gereksinimi doğar ve bundan sonra kadının vücudunu en çok saran ve en sık giydiği kıyafetlerinden biri olarak hayatında yer alır. Memeyi kavrayan ve destekleyen sütyen kullanımının zaman içinde memenin formunu koruyan ve memede pitozu önleyici faktörlerden biri olduğu bildirilmiştir. Özellikle büyük

(17)

memelerde, makromastiye ait mastalji, memede his kaybı gibi bazı semptomları geriletebildiği de bildirilmektedir. Doğru sütyen kullanımının estetik meme cerrahilerinden sonra, uzun dönem sonuçlara olumlu katkıda bulunacağı hemen tüm plastik cerrahlar tarafından kabul edilmektedir. (Fındıkçıoğlu ve ark., 2006: 32-36).

Gebelik ve emzirme döneminde olmadığı dönemlerde de göğüsleri büyük ve belirgin olan tek canlı türü insandır. Kadınların vücudunun önemli bir parçası ve hatta ayrılmaz sembolü olan göğüslerin üçte biri süt yapan meme dokusundan, üçte ikisi ise yağ dokusundan oluşur. Göğüslerin fonksiyonu sadece doğum sonrası emzirmeden ibaret olsa da vücutla uyumsuz büyüklükte göğüsler estetik açıdan oldukça rahatsız olabilmekte ve kadınların günlük yaşamlarını, tercihlerini etkiler hale gelebilmektedir. Göğüsler yapısal olarak genç kızlık çağlarından beri büyük olabilir. Ancak rahatsız edici büyümeler genellikle doğumlardan sonra veya yaşın ilerlemesi ve kilo almalarla oluşur. Göğüs küçültme ameliyatları bu nedenle en çok 35- 40 arası yaşlarda yapılmaktadır. Göğüslerin normalden büyük olması taşınabilir ve saklanabilir düzeyde olduğu zaman rahatsız edici olmayabilir. Genellikle yaşın ilerlemesiyle oluşan sarkma ve vücudun genel olarak kilolu olması kadınların büyük göğüsleri saklayabilmesini sağlamaktadır. Ancak dışarıdan fark edilemeyen sıkıntı kadınların büyük göğüsleri taşırken sırt ve boyunları üzerine binen yüktür. Böyle bir durumda çekilecek sırt ve boyun ağrısını hissetmemek mümkün olmamakla birlikte uzun süre taşınan bu ağırlık bir süre sonra kalıcı omurga bozukluklarına neden olması ise kaçınılmazdır. İleri yaşlarda büyük ve sarkık göğüslü olan kadınların yaşadığı diğer bir sorun ise özellikle yazın göğüs altında katlantı yerinde sık sık tekrarlayan pişikler, cilt tahrişleri, mantar enfeksiyonlarıdır. İleri yaşlarda kadınların diğer bir zorluğu giyim seçimi ve spor yapmada zorluktur (Tugay, 2010: 1).

Büyük göğüslü kadınlar sütyenleri, diğer sütyenlere nazaran daha komplikedir. Bu konuda tasarımcının, yeterli anatomi bilgisine sahip olması çok önemlidir. Çünkü kadın vücudunu tanımak ve iç giyimin önemli bir parçası olan sütyeni vücudun özelliklerine göre, aynı zamanda da sağlığa uygun yapabilmek için anatomi bilgisi gereklidir. Kaburga kemikleri elastikiyet özelliğine sahip olduğu için her nefes almada genişleyebilmektedir. Göğüs kafesi, nefes alındığında önde esnemekte, arkada ise sabit kalmaktadır. Bu durum iskeletin en önemli özelliğidir ve omurgaların nefes alıp verme

(18)

esnasındaki bu durumu sütyen yapımında asla göz ardı edilmemelidir. Tasarımcı, vücudun fiziki yapısını, ölçülerini hatta derini özelliğini de göz önünde bulundurmalıdır. Çünkü sütyen direkt deri ile temas eden bir iç giyimdir (Işıklar ve ark., 1982: 9).

60 yaş üstü kişilerde en sık rastlanan problemlerden biri kas iskelet sistemi hastalıklarıdır. Bu duruma bağlı olarak ileri yaş grubunda sık görülen kas güçsüzlüğü, postür bozuklukları, kas omurga sorunları gibi kas iskelet sistemi problemleri, kişinin günlük yaşam aktivitelerinde sorunlara neden olduğundan toplum içinde bağımsız yaşayabilirliğini etkilemektedir. Bu nedenler ileri yaşlarda kadınların giysilerini kolaylıkla giyilip çıkarılmasını zorlaştırmaktadır. Kadınların giysilerin ergonomik ve kullanımı kolay olması önemlidir.

İleri yaşlarda kadınlarda görülen emzirme, kilo değişmeleri, birden fazla hamilelikler ve menopozda görülen östrojen hormonu seviyelerinde azalma, genetik faktörler meme sarkmasına neden olan etkenlerdir. Meme sarkması kadınlarda göğüs arası ve göğüs altında pişik, yara gibi biyolojik problemlere sebep olduğundan kadınların sağlığının korunması, sütyen kullanım durumları, 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik yaşadıkları rahatsızlıkların belirlenmesi gibi amaçları yerine getirebilmek için bu araştırmanın yapılması gerekli görülmüştür.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik örnek bir model geliştirmedir. Yaşlı insan sayısı gün geçtikçe arttığından iç giyim ihtiyacı da aynı oranda artış göstermektedir. İç giyim ürünlerinin de özellikle yaşlı kadınlar tarafından hem vücuda form vermesi hem de rahat olması aranan özelliklerdendir. Araştırmanın amacı doğrultusunda, kadınların beklentileri dikkate alınarak kullanılabilir bir sütyen oluşturulması amaçlanmıştır.

(19)

Araştırmada bu genel amaç doğrultusunda şu sorulara yanıt aranacaktır.

1- Araştırmaya katılan kadınların demografik özellikleri nelerdir? 2- Kadınların sütyen kullanım durumları nasıldır? 3- Kadınların sütyen alırken yaşadıkları rahatsızlıklar nelerdir? 4- Kadınların sütyen kullanırken yaşadıkları rahatsızlıklar ve aradıkları özellikler nelerdir?

5- 60 yaş üstü kadınlar için örnek sütyen nasıl olmalıdır?

1.3. Araştırmanın Önemi

Yaşlı nüfusun artışıyla birlikte yaşlı nüfus oranları da yıllar itibariyle artış göstermektedir. Bu oran, 1940 yılında 6,5’ten 1970’te yüzde 8,2’ye yükselmiş ve günümüzde 10,8 olmuştur. Ülkemizde 2010 yılı itibariyle 5 milyondan fazla yaşlı (65 yaş ve üstü) bulunmaktadır. 2025 yılına gelindiğinde ise toplam nüfusun 85 milyona ulaşacağı ve yaşlı nüfusun da 8,4 milyon olacağı öngörülmektedir (Tezcan, Seçkiner, 2012:1). Yaşlı nüfus oranında belirgin olarak görülen bu artış ileri yaşlarda kadınlar için ergonomik, kullanımı rahat ve kolay giysilere daha çok ilgi ve ihtiyaç duyacağını göstermektedir.

İleri yaşlarda bazı sistemlerin çalışmasında aksamalar ortaya çıkarken vücudun doğru bir konumda tutulması belirgin biçimde zorlaşır. Bu tür kısıtlılıklar ilgili sistemlerin isleyişini aksatan bozukluklardır. Daha önce kadınların iç giyimi tespit etmeye yönelik araştırmalar yapılmış olsa da bu konu hala üzerinde durulması ve önemi göz ardı edilmemesi gereken bir konudur.

Bu araştırma, artan yaşlı nüfusun sağlık sorunları ve fiziksel aktiviteleri göz önüne alınarak, rahatça kullanabilecekleri, giyip çıkartabilecekleri, iç giyim ürünü olan sütyenin kullanımını kolaylaştırmak, 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunları, yaşadıkları rahatsızlıkları belirlenmek önemlidir. Ayrıca sütyenin, vücut özelliklerine uygun olması, estetik görünmesi, giyen kişide konfor sağlaması, rahatlığı, kullanım özelliği ve hareket özgürlüğü de önemlidir.

(20)

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırma, 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunları çözümüne yönelik yaşadıkları rahatsızlıkları belirlenmek amacı ile yapılmış olan bu araştırma, 60 yaş üstü yetişkin kadınlarla ve kadın iç giyimi olan sütyenle sınırlıdır.

1.5. Varsayımlar

Araştırma aşağıdaki varsayımlara dayalıdır.

1. Kullanılan anketin geçerliği konusunda uzman kanısı yeterlidir. 2. Örneklemin evreni temsil ettiği kabul edilmektedir. 3. Anketi cevaplayanlar doğru cevap vermiştir.

1.6. Tanımlar

Araştırmada kullanılan terimlerin tanımları aşağıdadır.

Balen: Giysilerin arzu edilen kalıpta durmalarını sağlamak için yaygın olarak kullanılan

genellikle plastik şekilli çubuklardır. Sütyende daha çok bonelerin alt kısmında yarım ay şeklinde ya da özellikle askısız modellerde sütyenin yan kol altı dikişinde bükülmeyi önlemek için kullanılır.

İç Giyim: Doğrudan tene temas eden atlet, fanila, külot, sütyen gibi giysilerdir.

Kalite: Bir mal ya da hizmetin belirli bir gerekliliğini karşılayabilme yeteneklerini

ortaya koyan özelliklerin tümüdür.

Kap (cup) Ölçüsü: Sütyen beden tanımlamalarında kullanılan; göğüs çevresi ile göğüs

altı çevresi arasındaki ölçü farkına göre oluşturulan tablodur. Ölçü farkları gruplanır ve her grup bir harfle ifade edilir. Günümüzde kullanılan şekli AA,

(21)

A,B,C,D,DD...’dir. Genellikle standart kap ölçüsü olarak B kabul edilir ( İtkib: 13 ).

Mamül: Üretimi tamamlanmış, satışa hazır olan mallardır (Anonim 2). Mamül Ölçü: Doğrudan bitmiş giysi üzerinden alınan ölçülerdir.

Minimizer Sütyen: Göğüsleri daha küçük görünmesini sağlayan sütyen modellerine

verilen isim.

Push-up Sütyen: Göğüslerin daha büyük görünmesini sağlayan sütyen modellerinden

biridir. Push-up sütyenlerde bonelerinin alt iç kısmında ekstra dolgular bulunur. Bu sayede göğüsler olduğundan daha büyük ve şekilli görünür.

Standart: Belirli ölçülere, kullanımına uygun olan tek biçimdir.

Sütyen: Göğüsleri dik tutup dolgun göstermek için kullanılan, saten, dantel vb.

(22)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Kavramsal Çerçeve

Bu bölümde, yaşlılık, iç giyim ve sütyenin özelliklerine yer verilerek kavramsal çerçeve oluşturulmuştur.

2.1.1. Yaşlılık

Yaşlılık dönemi, bireyin kalıtım yoluyla sahip olduğu özelliklere, beslenme alışkanlığına, çevre koşullarına ve sosyal aktivite düzeyine göre erken ya da geç başlayabileceği gibi, az ya da çok sorunlu geçebilir. Yaşlanma olgusu; tüm dünyada yaşanan sosyal, ekonomik, kültürel, teknolojik ve demografik değişikliklere bağlı olarak yeni bir anlam ve önem kazanmıştır (Ağaç, Çivitçi, 2010: 1049).

Yaşlılık, yaşam sürecinin çocukluk, gençlik, erişkinlik gibi doğal ve zorunlu bir sürecidir. Anne rahminde embriyo döneminden başlayarak, fetus, yeni doğan, bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemleri olarak devam eder (Ölüç, 2007: 3).

Yaşlanma doğumdan ölüme kadar bir büyüme ve gelişme sürecidir. Yaşlılık ise doğal seyreden yaşam sürecinde doğum ile ölüm arasındaki en son aşamadır. Başka bir deyişle yaşlılık zaman faktörüne bağlı olarak kişinin değişen çevre koşullarına uyum sağlama gücü ve organizmanın dış ve iç etkenler arasında denge sağlama potansiyelinin azalması, böylece yaşlanma ile ölüm ihtimalininyükselmesidir (Babaoğlu, 2000: 140).

(23)

Yaşlanma, organizmada molekül, hücre, doku, organ ve sistemler düzeyinde zamanın ilerlemesi ile ortaya çıkan, geriye dönüşü olmayan, yapısal ve işlevsel değişikliklerin tümüdür. Yaşlılık, fizyolojik, psikolojik, ekonomik ve sosyal yönleri olan bir süreçtir. Yaşam süresini belirleyen en önemli faktör genetiktir. Ancak, yaşam tarzı, çevresel faktörler, hastalıklar ve kişilerin olumsuz koşullar ile başa çıkma yolları gibi pek çok etken de yaşam süresinin belirlenmesinde rol oynar (Kutsal, 2000: 5).

Yaşlılıkla birlikte, fiziksel hareketler durgunlaşır ve kas hareketleri yavaşlar. Kas hareketlerinde verimlilik ve motor yetenek azalır, bir işi yapmak için gereken hareket sayısı artar. Omurga ve disklerde dejenerasyon oluşması sonucu yaşlıların hareket etmeleri ve eğilip kalkmaları güçleşir. Vücut duruşunda öne doğru bükülme, omurlar arasındaki kıkırdak dokuda su kaybı ve disklerde meydana gelen değişiklikler nedeni ile de boyda belirgin bir kısalma olur (Kalınkara. 1990, s.2).

İskelet-kas sisteminin fonksiyonlarının azalması ile ortaya çıkan fizyolojik ve patolojik değişiklikler giysileri giyme çıkarma, düğme ve diğer bağlayıcı unsurları kullanma ve giysinin rahatlığı açısından önem taşır. Kas gücünün azalması, tendonların ve bağ dokularının sertleşmesi ve eklemlerin hareketli kısımlarının aktif hareketinin sınırlı olması giyim talebini etkiler (Rosenblad-Wallin ve Karlsson 1986).

Yaşlılık kuşkusuz göreceli bir kavramdır ve kesin rakamlarla ifadelendirmek oldukça güçtür. Ancak hücre ve dokulardaki yaşlanma (biyolojik yaşlanma) dikkate alınarak 60-74 yaş arası yaşlılık dönemi olarak kabul edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ nün 1963 yılında Kiev’de düzenlediği ve Yaşlıların Sağlık Sorunlarını ele alan bir toplantıda kronolojik olarak yaşlılık;

• Orta yaş (45-59 yaş) • Yaşlılık (60-74 yaş)

• İleri yaşlılık (75 + yaş) şeklinde üç aşamada açıklanmıştır.

Birleşmiş Milletler tarafından da 60 yaş yaşlılığa geçiş yaşı olarak kabul edilirken, ülkemizde ve gelişmiş ülkelerdeki çalışmalarda emeklilik ve yaşlılık kavramları iç içe olup birlikte ele alınmaktadır ve sıklıkla kullanılan yaşlılık sınırı 65 yaştır (Babaoğlu, 2000: 140). Yaşlılıkta vücuttaki fiziksel değişiklikler nedeniyle

(24)

giyimin önemi artmakta, vücuttaki değişmelere bağlı olarak ortaya çıkan sınırlamalar giyim tercihlerine de yansımaktadır (Dinkins 1993).

2.1.2. Yaşlı Tüketicilerin Sorunları

Bugüne kadar ülkemizde tüketici konusunda yapılan araştırmalar çoğunlukla genç tüketiciler üzerine yoğunlaşmaktadır. Dünyada ve ülkemizde yaşanan demografik değişimler dikkate alındığında, yaşlı pazar bölümüne yönelik bilimsel çalışmaların gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Vücutlarındaki fiziksel değişiklikler nedeniyle pek çok yaşlı, işlevsel olmasının yanında vücutlarına uyan, kullanımı rahat ve şık kıyafet bulmakta oldukça zorlanmaktadır. Çünkü günümüzde pazara daha çok genç insanların tercihleri doğrultusunda standart ölçü ve modellerde giyim eşyaları sunulmaktadır. Bu durumda yaşlı bireyler, istedikleri renk, ölçü ve modelde giyim eşyası bulamamakta, mevcut olan giyim eşyalarını satın alırken ise fiziksel hareketlerdeki yetersizliklerinden dolayı kolay giyinip çıkarmada güçlük çekebilmektedirler (Babaoğlu, 2000: 142).

Ancak yaşlılar; bir yandan ortaya çıkan fiziksel gücün ve bağışıklığın azalması, duyuların zayıflaması ya da kaybı, romatizma nedeniyle el, parmak ve eklemlerin rahat hareket ettirilememesi, felç, doku sertleşmesine bağlı olarak hareketlerde meydana gelen yavaşlama ve bu nedenle bir işi yapmak için gereken hareket sayısının artması ile zihinsel süreçlerde meydana gelen algılama, kavrama ve koordinasyonda güçlükler vb. sağlık sorunları nedeniyle günlük yaşam aktivitelerini yerine getirirken zorlanabilmekte ve çevrelerine daha bağımlı hale gelmektedirler.

Ayrıca üreticilerin, yaşlıların vücutlarında olan değişiklikleri ve ihtiyaçlarını dikkate almadan üretim yapmaları, bu değişikliklerin dikkate alınmaması, iç giyim ve dış giyim tercihlerini yaparken farklı sorunlarla karşılaşmalarına neden olabilmektedir. Karşılaşılabilecek bu sorunlardan birçoğu tüm yaş grupları için söz konusu olmakla beraber, yaşlıların özel durumları nedeniyle onlar için daha fazla önem kazanmakta olup, diğer tüketici gruplarına göre de daha fazla sorun yaşamaktadırlar (Babaoğlu, 2000: 144).

(25)

2.1.3. Memenin Gelişimi

Memelilerde ve insanda yeni doğan yavrunun beslenmesinde görev alan meme dokusu göğüs ön duvarında her iki tarafta yerleşimli, derinin özelleşmiş aksesuar bezleridir. Meme dokusu, büyüklük, şekil ve fonksiyon olarak yaşamın değişik dönemlerinde farklılıklar gösterir (Ömerli, 2006:3).

Yaş guruplarına göre memenin gelişimi Şekil 1’de ayrıntılı bir biçimde gösterilmiştir.

Şekil 1: Ergenlik Öncesi, Ergenlik ve Olgunluk Döneminde Meme Gelişimi (Ömerli, 2006:6).

Çocukluk devresinde her iki cinste de göğüs, bir göğüs ucu ve onu çevreleyen pembe bir alan areoladan meydana gelmektedir. 10 - 11 yaşlarında areola şişer ve göğüs ucu ortadan çıkmaktadır. Göğüs uçlarından içe doğru gelişen süt bezleri daha küçük bezlere ve yine «alveoller» adı verilen, minik süt salgılayan alanlar meydana getirmek üzere ayrılmaktadır. Aynı zamanda bezlerin etrafında yağ birikmekte, böylece göğüs şişerek dışa çıkık hale gelmekte ve konik biçimi almaktadır. Ergenlikten sonra gelişme hızlanmakta ve on sekiz yaşta göğüs yuvarlaklaşarak ve sertleşerek olgun şeklini almaktadır. Genç bir kadın ayağa kalktığı zaman göğüsleri hafifçe aşağı doğru sarkmakta, üst kısım hafifçe içe dönük alt kısım da hafifçe dışa dönük ve göğüsün dış

(26)

derisiyle bir dar açı meydana getirmektedir. Hamilelik bezlerin ve alveollerin epey büyümesine yol açar ve anne bebeğini emzirirse gelişme daha da fazla olmaktadır. Fakat kadınların çoğunda emzirme sona erdikten sonra göğüsler hamilelikten önceki biçimlerine ve boyutlarına dönmektedir (Tezer, 2008).

Menopozla birlikte meme dokusunda gerileme fenomeni görülür. Sonuç olarak, menopozdan sonraki meme dokusunda gerileme doğum yapmış ve yapmamış kadınlar arasında farklılık göstermektedir (Tezer, 2008).

Kadınların ilerleyen yaşlarıyla birlikte menopoza girme, kilo alıp verme, emzirme gibi nedenlerle memelerde deformasyonlar ve sarkmalar oluşur. Memeleri biçimlendirmek ve desteklemek için sarkmayı önlemek amacıyla sütyen kullanılır.

2.1.4. Meme Sarkması

Büyüme ve gelişmenin ileri bir evresi yaşlılık dönemidir ve yaşamın kaçınılmaz bir sonucudur. Yaşlılıkla ilgili olarak değişik yaklaşımlar ve tanımlamalar olmakla birlikte çoğunlukla benimsenen ölçüye göre 65 yaş ve üzerindeki kişiler “yaşlı” olarak değerlendirilir. İnsanlar uzun yaşamayı arzu ettiklerine göre yaşlanma gerçekte arzu edilen bir durumdur. Geçtiğimiz yüzyıl içinde dünyanın tanık olduğu önemli bir olgu yaşlı nüfusun artışı olmuştur. Yaşlanma tek tek kişilerin yaşamı ile ilgili bir özellik olmakla birlikte, toplumlarda yaşlı kişilerin artması durumunda toplumların yaşlanmasından söz edilir olmuştur (Bilir, 2000: 1).

Pek çok kadının memeleri yaşla canlılığını kaybeder. Memeleri çok büyük olan kadınlar bu konuda belirli derecede daha erken ve daha fazla etkilenirler. Bu durumun nedenleri sadece memeyi tutan bağlara ve meme büyüklüğüne bağlı değildir. Daha önemlisi deri esnekliği ve meme sertliği gibi irsi olarak geçen özellikler (karakteristikler), yani memelerde daha hafif olan yağlar ile daha ağır olan süt bezleri arasındaki orandır. Yaşlı kadınlarda memelerin sarkmasında bir eğilim vardır. Sarkma meme sertliğinin sağlanmasında önemli rol oynayan süt bezleri dokusunda kısmi

(27)

bozulmalar ve memeleri göğüste adalelere bağlayan dokuların gerginliğinde azalmalar nedeni ile oluşur (Bilir, 2000: 1).

Hayatın erken evrelerinde alınacak önlemler ileri yaşlarda memeyi sarkmadan koruyabilmekte veya en azından azaltabilmektedir. Bu önlemler hamilelik ve emzirme sırasında destekleyici sütyenler kullanmak ve egzersiz yapmak gerekmektedir. Meme sarkması birçok değişen sebeplere bağlı olarak meydana gelmektedir. Bunlar hamilelikler, emzirme durumu, hızlı olarak zayıflama, genetik faktörler, yer çekimi ve yaştır (Anonim 1).

Resim 1: Sarkmış Meme Resimleri (Habbema, 2008: 41)

2.1.5. İç Giyimin Tanımı

Vücudun fiziksel sağlığını koruyan, ruhsal kaygı ve endişeleri gideren, dış giyime iyi bir görünüş kazandırmayı amaçlayan, vücuda istenilen görünümü sağlayacak form kazandıran ve doğrudan tene giyilen giysiler iç giyimi oluşturmaktadır ( Tekel, 1990 :10). İç giyimlerde bütün giyim ürünleri gibi modanın etkisiyle şekillenmektedir. İç giyimin seçiminde sağlık unsuru kadar estetik kaygılarda etkilidir. Sağlık yönünden dikkate alınacak en önemli unsurlar; kullanılan tekstil yüzeyi ve diğer malzemelerin cilde zarar vermemesi vücudun fonksiyonlarını yerine getirmesine engel olmaması, rahat hareket etmeyi sağlaması olarak ifade edilebilir (Bağcı, 2009: 7).

İç giyimler ten üzerine giyildiğinden vücudun terlemesi ve kirlenmesi sonucunda sık kirlenen ve sık sık yıkanması gereken giysilerdir. Bu nedenle temizliği kolay

(28)

yapılabilen kumaşlar tercih edilmelidir. Yumuşak, teri emen, pamuklu cins olan kumaşlardan seçilmelidir (Güdül ve Karakülah, 1991: 108).

İç giyim üretiminde kullanılacak olan kumaşlar ve uygulanacak olan model özelliği işletmelerin hitap ettikleri tüketicilerin bulundukları bölgelerin iklim ve mevsim özelliklerine göre seçilmelidir. Yazın teri emen, serin tutan pamuklu kumaşlar, kışın ise daha sıcak tutan kumaşlar üretimde tercih edilmelidir (Gökkaya, 2008: 8).

İnsanların vücut yapısı her yaş döneminde gelişim ve değişim göstermektedir. Bu yüzden işletmeler hitap etmek istedikleri tüketici grubunun yaşa göre vücut yapısı hakkında bilgi sahibi olmalı ve iç giyim üretiminde bu bilgileri göz önünde bulundurarak vücut gelişimini engellemeyen rahat iç giyim ürünleri üretmeye çalışmalıdırlar (Gökkaya, 2008: 8).

Vücut özelliği dendiği zaman kişinin zayıf ya da şişman oluşu veya olabilecek vücut kusuru akla gelmektedir. Ayrıca hamile ve emzikli hanımlarda da vücut yapısı geçici olarak farklılaşır (Bayraktar, 1996: 1).

Kadın ve erkek için üretilen iç giyim ürünleri birçok özelliği bakımından farklılık göstermektedir. Bu doğrultuda işletmeler hangi tüketici kitlesine yönelik üretim yapacaklarını önceden belirlemeli ve bu doğrultuda üretim yapmalıdırlar (Gökkaya, 2008: 9).

İç giyim üretiminde sağlık koşullarına dikkat etmek insan sağlığı için çok önemlidir. Sağlık açısından iç giyim üretiminde teri emen, sentetik olmayan, vücudu tahriş etmeyecek incelik ve yumuşaklıkta, tehlikeli boyar maddelerin kullanılmadığı kumaşlar üretimde tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra vücutta kan dolaşımını engelleyecek ve vücudun rahat hareket etmesini zorlaştıracak ürünlerin üretiminden kaçınılmalıdır (Gökkaya, 2008: 9).

2.1.6. Sütyen Tanımı ve Çeşitleri

Sütyen modelleri için başlıca kriterler şöyledir: Ön parçalar, göğsü tam, yarı veya kısmen kapatan parçalardır. Bunlar kup veya kap olarak isimlendirilir. Ön

(29)

açıklığını bu kupların modeli belirler. Balen; ekstra destek vermek ve göğüsleri yerinde tutmak için göğsün alt kısmındaki kavisli teldir. Dolgu göğüs kupları içine dolgunluk vermek amacıyla ekstra malzemeler veya teknikler (su-jel-hava-köpük) eklenmesidir. Dikişli veya dikişsiz kuplar üzerinden geçen dikişler göğüse daha çok destek verir. Kalıcı bir şekil ve forma sahip kalıplı kuplar giysinin altında pürüzsüz ve hemen hemen saydam bir görünüş verir (Megeb,2007: 1).

Sütyen beden ölçüsü iki ölçümle tespit edilir. Göğüslerin altından yapılan ölçümle göğüslerle beraber ölçüm ayrı ayrı alınarak sütyen bedeni oluşturulur. Her ne kadar bu ölçüm sütyen bedenini tam olarak tespit etmeye yarasa da genelde beden ölçüsü kullanılır. Çünkü genelde göğüs büyüklüğü beden ile orantılıdır. Fakat vücuduna göre büyük göğüslü ya da küçük göğüslü olan kadınların tam sütyen ölçüsüne dikkat etmeleri gerekmektedir. Sütyen ölçüsü iki değerden oluşur. Biri beden ölçüsü, diğeri kap (cup / bone) ölçüsüdür. Beden ölçüsü vücut genişliğini, kap ölçüsü ise meme büyüklüğü ile ilgilidir.

Sütyen ölçülerinde yer alan 75, 80, 90 gibi rakamlar göğüs altından yapılan ölçümü ifade ederken bu rakamların yanına gelen A, B, C, D gibi ölçüler ise göğüs büyüklüğünü ifade eder.

AA A B C D DD

(30)

Sütyen çeşitleri, AYRAL’ın (2000: 23) The Sütyen kitabı ve İTKİB’in hazırlamış olduğu İç Giyim ve TİGSAD’ ın hazırlamış olduğu “İç Giyim Sektörü Pazar Araştırması” kitaplarında yer alan bilgiler birleştirilerek aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır.

Kadınların kullandıkları sütyenler, kulanım amacına göre ve kullanılan malzeme çeşidine göre iki grupta toplanmıştır. Bu gruplar detaylı olarak tablo 1 de verilmiştir.

Tablo 1 Sütyen Çeşitleri

A.Kulanım Amacına Göre Sütyenler

1. Askı çeşitlerine göre sütyenler a) Askısız sütyenler b) Tek omuzlu c) Çapraz

2. Dekoltelerine göre sütyenler a) V yaka dekolte sütyenler b) Sırtı şeffaf bantlı sütyenler c) Midesi şeffaf bantlı sütyenler e) Yapışkanlı meme kapları f) Meme ucu yapışkanları 3.Sportif sütyenler

4. Küçük Gösteren (Minimizer) sütyenler 5.Büyük Gösteren (Pus-up) sütyenler 6. Emzikli sütyenler

7. Protez sütyenler

B. Kullanılan Malzeme Çeşidine Göre Sütyen Çeşitleri

1.Yumuşak doğal boneli sütyenler 2. İnce astarlı kesimli sütyenler 3. Süngerli sütyenler

4. Beslenmiş boneli sütyenler 5. Elastik sütyenler

6. Balenli sütyenler

7. Dikişsiz boneli sütyenler 8. Önden agraflı sütyenler

İç giyimlerin en önemli özelliği; modelin vücudun rahat hareket etmesini engellememesi ve vücut ısısını koruyacak, teri emecek kumaşlardan yapılmış olmasıdır.

(31)

Özellikle yatakta giyilen iç giyimlerin bol ve rahat olması gerekmektedir (Bayraktar, 1996: 1).

2.1.7. Sütyen Seçimi Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Sütyen seçerken, doğru göğüs tipi için doğru sütyen modeli belirlemenin yanı sıra, o modelin bedene tam olarak uyup uymadığına da bakmak gerekmektedir.

Kadınların ömür boyu birlikte oldukları, günlük aktivitelerini ve fiziksel konforlarını etkileyen iç giyim ürünü olan sütyen seçiminde ve kullanımında göz önünde bulundurulması gereken noktalar aşağıda sıralanmıştır.

 Göğüs ölçüsü tam olarak biliniyorsa ve sütyen alınırken daha önce aynı model denendi ise denenmesine gerek yoktur. Farklı bir model ve farklı beden ölçüsünde ise denenebilir.

 Askıların rahat olması için yeterince geniş olması gerekir ve omzu kesmemelidir.

Balenli sütyen alınırken, balenlerin göğüs kafesine iyice yaslanmaması ve herhangi bir batma hissi yaratmamasına dikkat edilmelidir.

 Sütyenin alt bandı göğüs çevresini düz, yatay bir çizgi oluşturacak biçimde çevrelemelidir.

Eğer her tarafta bir kırışıklık olup, sütyen sıkıyorsa cup, memenin ölçüsünden küçük demektir. Böyle bir durumda, aynı ölçünün farklı cup ölçüsüne sahip sütyenler denenmelidir.

Sütyen en uç agrafından tutturulmalıdır. Eğer yeni iken en uç agrafta rahat ise, yıkanmaktan ve kullanımdan gevşeyeceği düşünülürse, ileride daha sonraki agrafa tutturma imkânı sağlanacaktır.

(32)

2.1.8. Yaşlıların İç Giyim Eşyalarını Satın Alırken Karşılaştıkları Sorunlar

Kadınların iç giyim eşyalarını satın alırken karşılaştıkları sorunlara bakıldığında; vücutlarındaki fiziksel değişiklikler nedeniyle pek çok yaşlı, işlevsel olmasının yanında vücutlarına uyan, kullanımı rahat ve şık kıyafet bulmakta oldukça zorlanmaktadır. Çünkü günümüzde pazara daha çok genç insanların tercihleri doğrultusunda standart ölçü ve modellerde giyim eşyaları sunulmaktadır. Bu durumda yaşlı bireyler, istedikleri renk, ölçü ve modelde giyim eşyası bulamamakta, mevcut olan giyim eşyalarını satın alırken ise fiziksel hareketlerdeki yetersizliklerinden dolayı kolay giyinip çıkarmada güçlük çekebilmektedirler. Tüm bunların yanı sıra giyim eşyaları üzerindeki etiket bilgilerinin yaşlıların okuyabileceği şekilde büyük harflerle yazılmaması, fiyatlarının yüksek olması ve özel indirimlerin yapılmaması yaşlıların giyim eşyası satın alırken karşılaştıkları diğer sorunlar arasında yer almaktadır (Babaoğlu, 2000: 143).

Hazır giysilerin üretiminde model ve renklerin gençlere yönelik olması, yaşlıların kendilerine uygun hazır giysi bulmalarını zorlaştırmaktadır. Giysi yaşlı tarafından kolaylıkla vücuda giyilebilmelidir. İç çamaşırı kısıtlayıcı olmamalıdır fakat ihtiyaç duyulduğunda destek sağlayabilmelidir (Arpacı, 2005: 17).

Estetik kaygıların giderilmesi için iç giyimler; vücudun şekillenmesini sağlayacak özellikte olmalı ve dış giyimi tamamlamalıdır. İç giyimlerin en önemli özelliği; modelin, vücudun rahat hareket etmesini engellememesi ve vücut ısısını koruyacak, teri emecek kumaşlardan yapılmış olmasıdır (Bağcı, 2009: 7).

Kullanılan çamaşırlar tamamen pamuklu olmasa da, pamuk oranının yüksek olması gerekmektedir. Ancak kişinin hiçbir şikâyeti, herhangi bir maddeye reaksiyonu yoksa naylon çamaşırlarda kullanılabilir. Ancak, yaz aylarında özellikle naylon içeren çamaşırlardan kullanılmalıdır. Çünkü terleme nedeniyle oluşan mantar enfeksiyonları yaz aylarında daha sık görülmektedir. Seçilen iç giyim ürünlerinin üzerimizde güzel durmasından ziyade vücudumuza uygun ve sağlığımızı bozmayacak şekilde olmasına dikkat etmemiz kendi sağlığımız açısından çok önemlidir (Gökkaya, 2008: 11).

Bazı kadınlarda iç çamaşırının lastik yerinin deriyle temas ettiği bölgede kaşıntı veya kızarıklık meydana gelmektedir. Bu sebeple kişiler, neye alerjilerinin ve hangi iç çamaşırlarının kendilerine uygun olduğunu önceden belirlemelidir. Ayrıca, iç çamaşırlarının vücudu rahat ettirecek nitelikte olmalarına dikkat etmek gerekmektedir.

(33)

Çamaşırların vücudu sıkması durumunda, o bölgedeki yağ dokusunda bazı kayıplara yol açabilmektedir. Bunun yanında, baskı oluşan deri bölgelerinde temastan dolayı egzama gibi rahatsızlıklar meydana gelebilmektedir (Bağcı, 2009: 11).

2.2. İlgili Araştırmalar

Bu araştırmanın yürütülmesinde ve problemin çözümünde katkı sağlaması düşünülen araştırmalardan ulaşılabilenler özetlenerek aşağıda verilmiştir.

BAĞCI (2009), “Kadın İç Giyim Mamül Ölçülerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma” aldı yüksek lisans tezinde standart Türk kadını vücut ölçülerinden sütyen ve külot ürünleri için mamul ölçüleri oluşturmayı amaçlamıştır. Mamul ölçüleri oluşturmak üzere vücut ölçülerini en iyi test edebileceği düşünülen sütyen ve külot modelleri seçilmiş, seçilen sütyen ve külot modelleri için müller biçki sistemi kullanılarak üretim kalıpları hazırlanmıştır. Hazırlanan kalıplarla seçilen beden ve kap ölçülerinde 3 aşamada prototip dikimi yapılmış, her bir aşamada yapılan mamuller denenerek düzeltmeler yapılması sonucunda uygun mamul ölçülerine dönüştürülmüştür. Elde edilen mamul ölçülerin vücut ölçülerinden ve iç piyasada kullanılan mamul ölçülerinden farklı olduğu sonucuna varılmıştır.

GÜRŞAHBAZ, ÖZELMAS ve ARGA, (2009) “Yaşlı Kadın Tüketicilerin Hazır Giyim Ürün Tercihlerini Etkileyen Unsurların Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma” adlı makalesinde yaşlanmaya bağlı oluşan problemler giysi açısından ele alınarak, kadın tüketicilerin giysilerde karsılaştıkları problemler ve giysi tercihlerini etkileyen durumların belirlenmesi hedeflenmiştir. Araştırmada yaşlı kadın tüketicilerin, yaş oranları büyüdükçe giysileri kendilerinin alma oranlarının azaldığı, vücutlarına uygun giysi satın alırken buluz/gömlek, ceket bulmada sorun yaşadıkları, rahat, vücutlarına uygun, kullanışlı, önden açılan kapanan, yere eğilerek çekmek zorunda kalmayacakları giysileri öncelikle tercih ettikleri sonuçlarına ulaşılmıştır.

(34)

ÇİVİTÇİ, AĞAÇ, (2009) “Altmış Yaş ve Üzeri Yaşlı Kadınların Giysi Satın Alma Davranışları Üzerine Bir Araştırma” adlı makalesinde 60 yaş ve üzeri yaşlı kadın tüketicilerin giysi satın alma davranışları saptanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın amacı, yaşlı kadın tüketicilerin giysi satın alma davranışlarını belirleyerek değerlendirmek ve ortaya çıkan sonuçlara uygun tüketicilere ve üreticilere öneriler getirmektir. Araştırmanın materyalini Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki illerde (İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana) yaşayan 60 yaş ve üzeri, kadın hazır giyim tüketicilerinden gönüllü 1212 kişiden anket yardımıyla elde edilen veriler oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda, yaşlı tüketicilerin giysi satın almakta zorlandıkları ve vücutlarına uygun çeşitli modellerde giysilere ihtiyaçlarının olduğu ortaya çıkmıştır.

ÇİLEROĞLU, ÇORUH, VURAL (2008), “60 Yaş ve Üzeri Kadınların İç Giyim Üretimi Açısından Beden Ölçü Standardizasyonu” adlı makalelerinde iç giyim üretimi için vücut ölçülerinin alınması ve yaşlı kadın beden ölçü standardizasyonunda gerekli ölçülerin tespit edilmesi amacıyla hazırlanmış ve yürütülmüştür. Aralarında yüksek ilişki olan ölçülerin yetişkin kadınlar için yapılan araştırma sonuçlarıyla benzerlik gösterdiği ancak oluşturulan regresyon bağıntılarının farklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

GÖKKAYA (2008), “Faaliyet Alanı Bayan İç Giyim Üretimi Olan Hazır Giyim İşletmelerinde Kullanılan Kalite Kontrol Parametreleri ve Üretim Sürecinde Kalite Kontrol” adlı yüksek lisans tezinde iç giyimin gelişim sürecinin incelenmesi, üretim sürecinde kalite kontrol faaliyetleri ve kalite kontrol faaliyetlerinin ürün kalitesine etkilerinin belirlenmesi, bayan iç giyim üretimi yapan hazır giyim işletmelerinin kullandıkları kalite kontrol parametrelerinin incelenmesi ve sektöre kalite kontrolün öneminin ve doğru bir şekilde uygulanması gerektiğinin önemi vurgulanmaktadır. İşletmelerin, üretim sürecinin ve ürettikleri sutyen ve külot ürünlerinin uyguladıkları kalite kontrol faaliyetlerinden önemli ölçüde etkilendiği; üretim sürecinde herhangi bir aksaklığın olmaması, sutyen ve külot ürünlerinin kalite düzeylerinin yüksek olması için üretim sürecinde kalite kontrol faaliyetlerini uygulamakta ve bitmiş sutyen ve külot kalite kontrol parametrelerini belirlemiş olan iç giyim işletmelerinin belirlemeyenlere göre kaliteli ürün elde etme konusunda olumlu yönde geliştiği tespit edilmiştir.

(35)

ÇİLEROĞLU (2006), “İç Giyim Üretimine Yönelik 18- 50 Yaşlar Arası Kadın Beden Ölçüleri Standardizasyonu” adlı tezinde Türkiye kadın nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan 18-50 yaşlar arasındaki kadınlardan iç giyim üretiminde kullanılabilecek beden ölçülerinin alınması ve standart ölçü tablolarının oluşturmak amacıyla yapılmıştır. Bu amaca ulaşmak için, insan vücudunun anatomik yapısı giysi tasarımı açısından incelenmiş, iç giyim üretiminde ihtiyaç duyulabilecek ölçü çeşitleri ulusal, uluslar arası literatür bilgileri ve üretim yöntemleri dikkate alınarak belirlenmiş, bütün coğrafi bölgeler temsil edilebilecek nitelikte örneklem grubu istatistiksel açıdan değerlendirilmiş ve standart ölçü tabloları ortaya konulmuştur.

(36)

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde; araştırmanın yöntemi, evreni ve örneklemi açıklanarak veri toplama araçlarının nasıl hazırlandığına ilişkin bilgiler ile verilerin toplanmasında ve analizinde uygulanan istatistiklere yer verilmiştir.

3.1. Araştırmanın Yöntemi

Bu araştırma, 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunları belirlemek amacıyla deneme modeline dayalı yarı deneme araştırma modeli kullanılmıştır. Deneme modellerinde araştırmacı, ilgili olduğu olay, değişken ve etkenleri ayarlamak, değiştirmek, ortadan kaldırmak gibi yollarla istediği duruma getirmekte yani kontrol etmektedir (Kaptan, 1998: 73). Yarı deneme modeli ise gerçek deneme modellerinin gerektirdiği kontrollerin sağlanamadığı ya da onların bile yeterli olmadığı birçok durumda yarı deneme modellerinden yararlanılır (Karasar, 2009: 99).

Araştırmada tarama modeli kullanılarak ve yöntemin gerekleri doğrultusunda verileri toplamak amacıyla anket formu hazırlanmış, hazırlanan anket formu denekler tarafından kolay anlaşılabilecek şekilde konu ile ilgili kaynaklar ve daha önce yapılmış bazı araştırmalardan yararlanılarak oluşturulmuştur. Geliştirilen anket formunun işlerliğini saptamak amacıyla önce 20 kişilik bir gruba pilot uygulama yapıldıktan sonra alınan cevaplardan yararlanılarak anket formu yeniden düzenlenmiştir. Anket formu, araştırmaya katılanlara araştırmacı tarafından yöneltilip bir tanesi seçilmesi istenmiş ve anket cevaplandırılmıştır.

(37)

3.2. Evren ve Örneklem

Tablo 2 Kadınların Yaş Grubuna Göre Dağılımı ve Örneklem Seçimi

EVREN Toplam 1.370.056 % 100 Kadınların Yaşı 0-19 20-29 30-39 40-49 50-59 60-69 70-79 80-86 86- + 3.483.438 2.039.582 2.108.487 1.613.098 1.211.188 %29.5 %17.26 %17.84 %13.65 %10.24 725.493 430.145 129.358 75.960 %6.14 % 3,64 %1,1 % 0.64 ÖRNEKLEM Toplam 200 % 100 Marmara Bölgesi (%11,52) 60-69 70-79 80-86 112 77 11 %56 %38,5 %5,5 (2011 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu Verileri) (22.12.2012 tarihi itibariyle)

Araştırmayı, Marmara Bölgesindeki 60 yaş üstü 1.370.056 kadın oluşturmaktadır. Araştırma, Marmara bölgesinden Edirne, Tekirdağ, Kırklareli illerinden seçilen kişilerden oluşmaktadır. Araştırmaya katılanların 112 (%56) kişisi 60-69 yaş aralığında olduğu, 77 (%38,5) kişisi 70-79 yaş aralığında olduğu, 11 (%5,5) kişinin ise 80-86 yaş aralığında olduğu görülmektedir. Araştırmayı toplamda 200 kişi oluşturmaktadır.

Araştırmanın evrenini, 2011 yılı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Marmara Bölgesindeki 60 yaş üstü kadınlar oluşturmaktadır.

Araştırmanın örneklemi, örneklem grubunu, Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinden nüfus yoğunluğuna göre Marmara bölgesindeki kişiler oluşturmuştur. Marmara bölgesinden Edirne, Tekirdağ, Kırklareli illerinden tesadüfi olarak seçilen 200 kişi oluşturmaktadır.

(38)

3.3. Verilerin Toplaması

Araştırma kapsamında öncelikle konu ile ilgili literatür çalışması yapılmıştır. Literatür taraması yapılırken, konu ile ilgili araştırma yapan kişi, kurum, kuruluş, kütüphane, yerli ve yabancı makale, kitap, tez, seminer notları, konferanslar, sempozyum, kongre tebliğleri, internet ortamı vb. ayrıca kaynak kişilerden yararlanılmıştır.

Araştırma verilerini toplamak için, ölçme araçlarının oluşturulmasında öncelikle, yapılan literatür taraması sonucunda ulaşılabilen kaynaklar incelenmiş, konu ile ilgili bilgiler değerlendirilmiştir. 60 yaş üstü kadınların sütyen kullanırken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik yaşadıkları rahatsızlıkları saptamak amacıyla veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu kullanılmıştır. Anket önce uzman görüşüne sunulmuş, alınan öneriler doğrultusunda gerekli düzeltmeler yapılarak 20 kişilik bir gruba pilot uygulama yapıldıktan sonra ankete son şekli verilmiştir.

Ankette öncelikle kişisel bilgilerle ilgili genel bilgi ve görüşlerin yer aldığı sorular, sonraki sorularda kadınların sütyen kullanım durumları, sütyen alırken ve kullanırken yaşadıkları rahatsızlıklarla ilgili görüşlerin belirlenmesine yönelik sorulara yer verilmiştir. Anket sonucu, elde edilen görüşlere göre istenilen özelliklerde sütyen tasarımları yapılmıştır. Tasarlanan sütyen modelleri dikilip 20 kişi üzerinde denenerek görüşleri alınmıştır.

3.4. Verilerin Analizi

Ankete katılan tüketicilerin görüşlerinin değerlendirilmesi yapılırken; “Ek 1”de verilen anket formu ile elde edilen verilerin analizleri şöyle yapılmıştır. Örneklem grubunun, sütyen kullanımlarına yönelik ankete verdikleri cevaplardan elde edilen veriler SPSS 16,0 istatistiksel paket programında bilgisayar ortamına aktarılmış, frekans (N) ve yüzde (%) dağılımları kullanılmıştır. Bulunan değerler tablolar yardımı ile gruplandırılmıştır. Anket sonucuna göre aranan özelliklerde hareket özgürlüğü sağlayan, önden kopçalı, rahatsız etmeyen, geniş askılı 3 tasarım yapılmış ve modeller dikilmiştir. Dikilen sütyenler kadınlar üzerinde denenip görüşleri alınmıştır ve dikilen 3. modelin kullanım açısından rahat olduğu görüşüne varılmıştır.

(39)

BÖLÜM IV

BULGULAR ve YORUMLAR

Bu bölümde araştırmacı tarafından toplanan bilgileri anlamlı hale getirmek için yanıt aranan alt problemlere ait bulgular ve alt problemlere yer verilmiştir.

4.1. Araştırmaya Katılanların Demografik Özellikleri

Araştırma kapsamına alınan 200 kişinin kişisel bilgilerine ilişkin elde edilen veriler tablo 3’te görülmektedir.

Alt Amaç 1: Araştırmaya katılan kadınların demografik özellikleri nelerdir?

Tablo 3 Araştırmaya Katılanların Demografik Özellikleri İle İlgili Frekans ve Yüzde Dağılımları

Yaş Aralıkları Frekans Yüzde

60-69 112 56

70-79 77 38.5

80-86 11 5.5

Toplam 200 100

Medeni Durum Frekans Yüzde

Evli 101 50,5

Dul 98 49,0

Boşanmış 1 0,5

(40)

Tablo 3’te verilen bilgiler incelendiğinde; ankete cevap veren örneklem grubunun yaşa göre dağılımı görülmektedir. Tablo incelendiğinde, araştırmaya katılan kadınların %56 ile 60-69 yaş aralığında olduğu görülür. Bunu sırasıyla %38,5 ile 70-79 yaş, %5,5 ile 80-86 yaş aralığındaki kadınlar izlemektedir. Örneklem gurubunun büyük çoğunluğunun 60-69 yaş arasında olduğu görülmektedir.

Tablo 3’te araştırmaya katılan kadınların medeni durumuna göre frekans ve yüzde dağılımı görülmektedir. Tablo incelendiğinde büyük çoğunluğu %50,5 ile evli kadınların oluşturduğu görülmektedir. Bunu sırasıyla; %49 ile dul, %0,5 ile boşanmış kadınlar izlemektedir.

Tablo 3’te araştırmaya katılanların meslek dağılımları verilmiştir. Örneklem grubunun %68’i ev hanımı, %29’u emekli, %3’ü ise memur kadınlardan oluşmaktadır.

Tablo 3’te araştırmaya katılan kadınların sahip olduğu çocuk sayısı dağılımı incelendiğinde; ankete katılanların %56,5’inin 4 ve üzeri çocuklu olduğu, %24,5’inin 3 çocuklu olduğu, %14,5’inin 2 çocuklu olduğu, %4,0’ının 1 çocuklu olduğu, %0,5’inin ise doğum yapmamış kadınlardan oluştuğu görülmektedir. Bu bilgiler ışığında araştırmaya katılan kadınların büyük çoğunluğunun 4 ve üzeri doğum yaptıklarından dolayı memelerin daha fazla deformasyona uğradığı düşünülmektedir.

Meslek Dağılımı Frekans Yüzde

Ev Hanımı 136 68,0

Memur 6 3,0

Emekli 58 29,0

Toplam 200 100

Doğum Sayısı Frekans Yüzde

Doğum Yapmamış 1 0,5 1 Doğum Yapmış 8 4,0 2 Doğum Yapmış 29 14,5 3 Doğum Yapmış 49 24,5 4 ve Üzeri 113 56,5 Toplam 200 100

(41)

4.2. Kadınların Sütyen Kullanım Durumlarına İlişkin Görüşlerin Analizi

Alt Amaç 2: Kadınların sütyen kullanım durumları nasıldır?

Araştırma kapsamına alınan 200 kişinin kullandığı sütyen modeli ve sütyenlerin kumaş özellikleri ilgili genel bilgi ve görüşlerine ilişkin elde edilen veriler tablo 4’te görülmektedir.

Tablo 4 Araştırmaya Katılanların Kullandığı Sütyen ve Kumaş Özelliklerine Ait Görüşlerin Frekans ve Yüzde Dağılımları

Sütyen Modelleri Frekans Yüzde

Yumuşak doğal boneli sütyen 58 29,0

Spor sütyen 2 1,0

Balensiz sütyen 55 27,5

Balenli sütyenler 7 3,5

Minimiser sütyen (Toparlayıcı sütyen) 16 8,0

Önden agraflı sütyen 2 1,0

Büyük gösteren (takviyeli) sütyen 8 4,0

Toplam 148 100

Sütyen Kumaş Özellikleri Frekans Yüzde

Pamuklu kumaş 68 34

Pamuk- polyester kumaş 53 26,5

Polyester kumaş 19 9,5

Keten kumaş 0 0

Saten kumaş 8 4,0

Doğal ipek kumaş 0 0

(42)

Tablo 4’te örneklem grubunun kullandığı sütyen modellerine göre dağılımı verilmiştir. Tablo incelendiğinde kadınların %29,0 ile yumuşak doğal boneli sütyen kullandığı, %27,5 ile balensiz sütyen kullandığı, %8’i minimiser sütyen kullandığı, %4,0’ü büyük gösteren (takviyeli) sütyen kullandığı, %3,5’i balenli sütyen kullandığı, %1’i spor sütyen ve önden agraflı sütyen kullandığı gözlenmiştir. Bu bilgiler ışığında kadınların estetik olmasını dikkate almadan sadece rahat edecekleri sütyen modelini tercih ettiği söylenebilir.

Tablo 4’te örneklem grubunun sütyenin kumaş özelliklerine ait görüşlerin frekans ve yüzde dağılımları verilmiştir. Tablo incelendiğinde; örneklem grubunun %34’ü pamuklu kumaş sütyenleri, %27’si pamuk- polyester karışımı kumaştan yapılan sütyenleri, %9,5’i polyester kumaş sütyenleri, %4,0 ‘ü saten kumaş sütyenleri tercih ettikleri görülmektedir.

Bu veriler ışığında büyük çoğunluğunun pamuklu kumaşı tercih etmesinin sebebi teri emmesi ve yara, pişik gibi olumsuz etkenleri en aza indirdiği için tercih edildiği düşünülmektedir. Kısaca, nem tutma özelliği son derece yüksek olduğundan özellikle iç çamaşırlarının pamuklu olmasının tercih sebebi olabileceği düşünülmektedir. İç giyimde keten kumaş çok yaygın ve kullanışlı olmadığı için tercih edilmediği düşünülmektedir.

4.3. Kadınların Sütyen Kullanırken Yaşadıkları Rahatsızlıklar ve Aranan Özelliklere İlişkin Görüşlerin Analizi

Alt Amaç 3: Kadınların sütyen kullanırken yaşadıkları rahatsızlıklar ve aradıkları

nelerdir?

Araştırma kapsamına alınan 200 kişinin sütyen kullanırken yaşadıkları rahatsızlıklar ve sütyende aradıkları özelliklerle ile ilgili genel bilgi ve görüşlerine ilişkin elde edilen veriler aşağıda tablo 5’te sunulmuştur.

(43)

Tablo 5 Araştırmaya Katılanların Satın Aldığı Sütyenden Doğan Rahatsızlıklar ve Sütyende Aranan Özelliklerle İlgili Görüşlerinin Frekans ve Yüzde Dağılımları

Tablo 5’te örneklem grubunun kullandığı sütyenden dolayı duyduğu rahatsızlıklarla ilgili görüşleri incelendiğinde; ankete cevap verenlerin %27,0’si sütyen agrafının arkada olmasından, %19,5’i göğüslerin sütyenden taşıyor olmasından, % 11,5’i askıların omzu çok sıkıyor olmasından, %8’i kumaşının çok terletmesinden ve göğüs kafesine baskı yapıyor olmasından rahatsızlık duyduğu görülmektedir.

Bu bilgiler ışığında kadınların sütyen agrafının arkada olmamasını, askıların rahat olmasını istedikleri söylenebilir.

Tablo 5’te örneklem grubunun kullandığı sutyenlerde aranan özelliklere göre dağılımı verilmiştir. Tablo incelendiğinde; ankete cevap cerenlerin kullandıkları sütyenlerde olmasını istedikleri özellikler incelendiğinde büyük çoğunluğunun %25,0’ı

Satın Alınan Sütyenden Doğan Rahatsızlıklar Frekans Yüzde

Sütyen agrafının arkada olması 54 27,0

Göğüs kafesine baskı yapıyor olması 16 8,0 Göğüslerin sütyenden taşıyor olması 39 19,5 Askıların omzu çok sıkıyor olması 23 11,5 Kumaşının çok terletmesi ve teri emmemesi 16 8,0

Toplam 148 100

Sütyende Aranan Özellikler Frekans Yüzde

Önden kopçalı 33 16,5 Geniş askılı 12 6,0 Yan destekli 3 1,5 Ağırlığı hafifleten 6 3,0 Hareket özgürlüğü sağlayan 50 25,0 Rahatsız etmeyen 32 16,0

Hafif kaldırıcı özelliği olan 4 2,0

Kolay yıkanan 6 3,0

Dayanıklı kumaş ve dikişi olan sütyenler 2 1,0

(44)

hareket özgürlüğü sağlayan, %16,5’i önden kopçalı, %16,0’ı rahatsız etmeyen, %6,0’sı geniş askılı, %3,0’ü sırta binen, ağırlığı hafifleten ve kolay yıkanan, %2,0’ı hafif kaldırıcı özelliği olan, %1,5’i yan destekli %1,0’i dayanıklı kumaş sütyenleri tercih ettiği gözlenmiştir.

Bu bilgiler ışığında göğüs şeklinin ve hacminin yaş ilerledikçe değişmesi ve göğüslerde sarkma, yumuşaklık gibi deformasyon problemleri oluşacağından en uygun olan sütyenin kullanılmasının çok önemli olacağı düşünülmektedir. Kadınlar giyilip çıkarılması kolay, rahatsız etmeyen özelliklerde sütyen kullanmak istedikleri söylenebilir.

4.4. Kadınların Sütyen Alırken Yaşadıkları Rahatsızlıklara İlişkin Görüşlerin Analizi

Alt Amaç 4: Kadınların sütyen alırken yaşadıkları rahatsızlıklar nelerdir?

Araştırma kapsamına alınan kadınların sütyen seçerken ve beden ölçüsünü belirlerken yaşadıkları rahatsızlıklar ile ilgili genel bilgi ve görüşlerine ilişkin elde edilen veriler aşağıda tablo 6’ da görülmektedir.

Tablo 6 Araştırmaya Katılanların Sütyen Seçimi ve Sütyen Beden Ölçüsü Belirleme İle İlgili Görüşlerinin Frekans ve Yüzde Dağılımları

Sütyen Seçimi Frekans Yüzde

Sütyen beden ve kap ölçüsünün uygunluğuna 15 7,5 Kullanılan hammaddenin sağlık açısından uygun olmasına 52 26,0

Askıların rahatlığına 67 33,5

Modeline 14 7,0

(45)

Tablo 6’da örneklem grubunun sütyen seçimine göre frekans ve yüzde dağılımları verilmiştir. Tablo incelendiğinde; örneklem grubunun %33,5’i askıların rahatlığına, %26,0’ı kullanılan hammaddenin sağlık açısından uygun olup olmadığına, %7,5’i sütyen beden ve kap ölçüsünün uygunluğuna, %7,0’si modeline dikkat ederek sütyen seçimi yaptıkları gözlenmiştir.

Sütyen seçimini beden ve kap ölçüsüne göre yapan kişilerin oldukça az olması doğru ölçülerde sütyen seçimi yapılamadığını göstermektedir.

Tablo 6’da örneklem grubunun sütyen beden ölçülerini belirlemelerine ait görüşlerin incelendiğinde; ankete katılanların %44’ü sütyen alırken görünüm açısından uygun olanı aldığını, %17,0’si kutu üzerinde verilen ölçüler göre aldığını, %13’ü deneyerek aldığını, %1’i mezura ile beden ve cup (bone) ölçüsünü bularak aldığını belirtmiştir.

Tablodan elde edilen bulgular doğrultusunda araştırmaya katılan kadınların en doğru ve güvenilir sütyen ölçüsü bulma yöntemi olan mezura ile beden ve cup (bone) ölçüsünü bulmayı kimsenin tercih etmediği ve uygulamadığı söylenebilir.

4.5. 60 Yaş Üstü Kadınlar İçin Örnek Sütyen Kalıbına Yönelik Görüşlerin Analizi

Alt Amaç 4: 60 yaş üstü kadınlar için örnek sütyen kalıbı nasıl olmalıdır?

Sütyen Beden Ölçüsü Belirleme Frekans Yüzde

Mezura ile beden ve cup (bone) ölçüsünü bularak alırım 2 1,0 Kutu üzerinde verilen ölçüler göre alırım 34 17,0 Görünüm açısından uygun olanı alırım 88 44,0

Deneyerek alırım 26 13,0

Şekil

Şekil 1: Ergenlik Öncesi, Ergenlik ve Olgunluk Döneminde Meme Gelişimi          (Ömerli,  2006:6)
Şekil 2: Doğal Anatomik Göğüs Formları (Yakartepe, 1995: 1318)
Tablo 1 Sütyen Çeşitleri
Tablo 2 Kadınların Yaş Grubuna Göre Dağılımı ve Örneklem Seçimi
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

and population health information and enable us to construct a panel of data spanning 170 countries to assess the role of democracy, and its core components, on HIV-free life

Çalışmada, Uluslararası Öğrenci Başarısını Belirleme Programı (PISA) 2003 yılı verileri kullanılarak, öğrencilerin aile iş ve eğitim durumlarının (Aeg), öğretmen

Ayrıca hizmetkâr liderlerin takipçilerinin gelişimlerine yönelik yapmış oldukları katkının takipçilerinin motivasyonları üzerindeki olumlu katkılarının (Liden

The aim of the current study was to investigate the relation between hedonic responses of families and preschool children given to fruit.. Two hundred parents who had a

Similarly, Figure 4.5 shows the 100 artificial heterotypic doublets that were added by combining cells from Alpha and Beta cell type clusters for Islet sample 1 in UMAP space.. We

The most important reason for the longer measurement times in the experimental group, having the longer catheter dwell time than the control group, is that the research nurse

Portuguese elders had lower calf circumferences but higher BMI, which may be related to lower muscle mass and/or higher fat mass. The differences between the Portuguese and the

D) İtalyan edebiyatındaki en büyük figürlerden biri olan Boccaccio, Hümanizmin kurucula- rından biri olarak İtalyan Rönesansı üzerinde önemli rol oynamıştır..