• Sonuç bulunamadı

Sermaye şirketlerinde birleşme ve bölünme işlemlerinin Türk Ticaret Kanunu açısından incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sermaye şirketlerinde birleşme ve bölünme işlemlerinin Türk Ticaret Kanunu açısından incelenmesi"

Copied!
97
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İŞLETME ANABİLİM DALI

MUHASEBE VE DENETİM BİLİM DALI

UZAKTAN EĞİTİM TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

SERMAYE ŞİRKETLERİNDE

BİRLEŞME ve BÖLÜNME İŞLEMLERİNİN

TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDAN

İNCELENMESİ

UĞUR DEMİR

DANIŞMAN

YRD. DOÇ. DR. VİLDAN EVRİM ALTUK ÖZDEN

(2)
(3)

SERMAYE ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME VE BÖLÜNME

İŞLEMLERİNİN TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDAN

İNCELENMESİ

Uğur DEMİR

ÖZET

Günümüzde küreselleşmenin etkisiyle oluşan global pazarlara girme ve uluslararası alanda var olabilme, şirketlerin birleşme faaliyetlerini son derece önemli hale getirmiştir. Küreselleşme ile birlikte, çok uluslu güçlü şirketlerin yaşama şansı ve gücü artarken, küçük şirketler açısından bunun tam tersi bir ortam söz

konusudur. Yaşanan yoğun rekabet ortamında ayakta kalmanın yolu, piyasa

koşullarına uymaktan geçmekte ve küreselleşmeyle artan serbest rekabet ortamında şirketler, faaliyetlerini uluslararası alanda sürdürecek niteliklere kavuşmak

zorunluluğunu hissetmektedirler.

Şirketler, birleşme sonucu yarattıkları sinerji ile rekabet gücünü artırma, yeni pazarlar edinme, maliyetleri azaltma, bilgi ve teknoloji transferi ile modern yönetim becerisini kazanma gibi nedenlerle, avantaj elde etme çabası içindedirler. Kriz dönemlerinin daha kolay aşılması için, güçlü şirket yapılarına duyulan ihtiyaç da, şirketlerin birleşme faaliyetlerini artırmaktadır.

Bütün bu nedenler, şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası alanda işbirliği yapmalarına ve güçlerini birleştirmeye dönük faaliyetlerini artırmalarına yol açarak, şirket birleşmeleri kavramını gündeme oturtmuştur. Kurumsallaşma,

büyüme, rekabet ortamını lehe çevirerek yeni pazarlar yaratma ve daha çok kar elde etme arzuları da, şirket birleşmelerinin itici gücü olmuştur.

Anahtar Kelimeler: Sermaye Şirketleri, Birleşme, Bölünme, Türk Ticaret Kanunu

(4)

ANALYZ OF ASSOCIATION AND INTEGRATION IN CAPITAL

COMPANY IN TERMS OF TURKISH COMMERCIAL CODE

Ugur DEMIR

ABSTRACT

Nowadays, to enter into global markets and to take part in international area which are caused by globalization, made company merges very important. By globalization, while power and duration of powerful international companies

increases, for small companies completely opposite of this situation is valid. In this intensively competitive environment, the way of remaining standing is to obey rules of the market. Within free competition environment, companies feel it necessary to obtain peculiarities which will make them survive in international area.

Companies, search for obtaining advantage by way of increasing their competition power, obtaining new markets, transfer of knowledge, obtaining ability of modern administration as a result of the synergy which is created by their merges. In order to handle the periods of crisis, the need for a powerful structure of company leads to increase in activities for company merges.

All these reasons, had put the term company merge into agenda by way of increase in companies’ activities of corporation in international area and getting their power together. Also institutionalization, development, creating new markets by using competition in their favor and obtaining much more profit are motivations for company merges.

Key Words: Stock Corporation, Association, Division, Turkish Commercial Code

(5)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... I ABSTRACT ... II KISALTMALAR ... VII

1.GİRİŞ ... 1

2. SERMAYE ŞİRKETLERİYLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER ... 2

2.1. ŞİRKET KAVRAMI (TANIMI) ... 2

2.2. ŞİRKETLERİN KURULUŞ AMAÇLARI ... 2

2.3. ŞİRKET TÜRLERİ ... 3

2.3.1. Borçlar Kanununa Tabi Şirketler ... 3

2.3.1.1. Adi Şirketler ... 4

2.3.2. Türk Ticaret Kanunu’na Tabi Şirketler ... 6

2.3.2.1. Şahıs Şirketleri ... 6

2.3.2.2. Sermaye Şirketleri ... 7

2.4. TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDAN SERMAYE ŞİRKETLERİ ... 8

2.4.1. Anonim Şirketler ... 8

2.4.1.1.Anonim Şirketlerde Kuruluş ... 8

2.4.1.2.Anonim Şirket Kuruluş Aşamaları9 ... 10

2.4.2. Limited Şirketleri ... 11

2.4.2.1. Limited Şirketlerin Başlıca Özellikleri10 ... 11

2.4.2.2. Limited Şirket Kuruluş Aşamaları ... 13

2.4.3. Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler ... 14

3. BİRLEŞME VE BÖLÜNMEYLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER ... 15

3.1. BİRLEŞME ... 15

3.1.1. Birleşmenin Tanımı ... 15

3.2.1. Şirketlerin Birleşme Nedenleri ... 17

3.1.2.1. Ölçek Ekonomilerinden Yararlanma ... 18

3.1.2.2. Teknolojik Gelişmelerden Yararlanma ... 19

3.1.2.3. Birleşmenin İçsel Büyümeye Oranla Daha Üstün Yönlerinin Olması ... 20

3.1.2.4. İşletme Başarısızlıklarından Kurtulma ... 20

3.1.2.5. Yetenekli Yönetime Sahip Olma ... 21

3.1.2.6. Değerli Sınaî Haklara Sahip Olma ... 22

3.1.2.7. Sermaye Piyasasında Olumlu Karşılanma ... 22

(6)

3.1.2.9. Kaynak Sağlama Kapasitesini Genişletme ve Düşük Maliyetle Borçlanma ... 23

3.1.2.10. Vergi Avantajları ... 24

3.1.2.11 Finansal Nedenler ... 25

3.1.2.12. Çeşitlendirme ve Riski Azaltma ... 26

3.1.2.13. Psikolojik Etmenler ... 26

3.1.3. Şirket Birleşmelerinin Sınıflandırılması ... 27

3.1.3.1. Ekonomik Faaliyet Alanlarına Göre Birleşmeler ... 27

3.1.3.1.1. Yatay Birleşmeler (Horizontal Mergers) ... 27

3.1.3.1.2. Dikey Birleşmeler (Vertical Mergers) ... 29

3.1.3.1.3. Dairesel (Karma) Birleşme (Conglomerate Mergers)... 30

3.1.3.1.4. Çok Yönlü Dağılma ile Birleşme ... 31

3.1.3.2.Hukuki Yapılarına Göre Birleşmeler ... 31

3.1.3.2.1. Biçimsel Birleşmeler ... 31 3.1.3.2.1.1. Tröst ... 31 3.1.3.2.1.2. Holding ... 32 3.1.3.2.1.3. Konsorsiyum ... 32 3.1.3.2.1.4. Ele Geçirme ... 32 3.1.3.2.1.5. Birleşme ... 33 3.1.3.2.1.6. İş Ortaklıkları ... 33

3.1.3.2.2. Biçimsel Olmayan Birleşmeler ... 33

3.1.3.2.2.1. Kartel ... 33

3.1.3.2.2.2. Centilmenlik Anlaşması ... 34

3.1.3.2.2.3. Çıkar Grupları ... 35

3.1.3.2.2.4. Havuzlama ... 35

3.1.3.2.2.5. İşbirliği İçinde Çalışan İşletmeler ... 35

3.1.3.Şirket Birleşmelerinde Başarısızlığın Nedenleri ... 36

3.2. BÖLÜNME ... 37

3.2.1. Bölünme Kavramı ... 37

3.2.1.1. Ekonomik Yönden Bölünme ... 38

3.2.1.2. Hukuki Yönden Bölünme ... 39

3.2.2. Şirketlerde Bölünmenin Nedenleri ... 39

3.2.3. Şirketlerde Bölünme Türleri ... 40

(7)

3.2.3.1.1. Mevcut Şirketlere Devir Yoluyla Bölünme (Emme Suretiyle Bölünme) ... 40

3.2.3.1.2. Yeni Kurulan Şirketlere Devir Yoluyla Bölünme (Yeni Şirket Kurulması Suretiyle Bölünme) ... 40

3.2.3.1.3. Biri Mevcut Diğeri Yeni Kurulan Şirketlere Devir Yoluyla Bölünme (Karma Bölünme Modeli) ... 41

3.2.3.2. Malvarlığı Devrine Göre Bölünme Türleri ... 41

3.2.3.2.1. Tam Bölünme ... 41

3.2.3.2.2. Kısmi Bölünme ... 42

3.2.3.3. Dağıtılan Hisse Oranına Göre Bölünme Türleri ... 42

3.2.3.3.1. Eşdeğer (Simetrik) Bölünme ... 42

3.2.3.3.2. Eşdeğer Olmayan (Asimetrik) Bölünme ... 43

4. TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDAN SERMAYE ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME VE BÖLÜNME ... 43

4.1. SERMAYE ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME ... 43

4.1.1. Birleşmenin Tanımı ve Türleri ... 43

4.1.2. Birleşmenin Koşulları ... 44

4.1.3. Geçerli Birleşmeler ... 45

4.1.4. Tasfiye Halindeki Bir Şirketin Birleşmeye Katılması ... 46

4.1.5.Sermayenin Kaybı veya Borca Bataklık Halinde Birleşmeye Katılma ... 47

4.1.6. Ortaklık Payının ve Haklarının Korunması ... 48

4.1.7. Ayrılma Akçesi ... 50 4.1.8. Sermaye Artırımı ... 51 4.1.9. Yeni Kuruluş ... 52 4.1.10 Ara Bilanço ... 53 4.1.11. Birleşme Sözleşmesi ... 53 4.1.12. Birleşme Raporu ... 55 4.1.13. İnceleme Hakkı ... 56 4.1.14. Malvarlığındaki Değişiklikler ... 57 4.1.15. Birleşme Kararı ... 58 4.1.16. Birleşmenin Tescili ... 61 4.1.17. Birleşmenin İptali ... 65

4.2. SERMAYE ŞİRKETLERİNDE BÖLÜNME ... 65

4.2.1. Bölünmenin Tanımı ve Türleri ... 65

(8)

4.2.3. Geçerli Bölünmeler ... 68

4.2.4. Ortaklık Paylarının ve Haklarının Korunması ... 68

4.2.5. Sermaye Artırımı ... 72

4.2.6. Sermaye Azaltımı ... 72

4.2.7. Yeni Şirket Kuruluşu ... 73

4.2.8. Ara Bilanço ... 74

4.2.9. Bölünme Sözleşmesi ve Planı ... 74

4.2.10. Bölünme Raporu ... 76 4.2.11. İnceleme Hakkı ... 77 4.2.12. Malvarlığındaki Değişiklikler ... 77 4.2.13. Bölünme Kararı ... 78 4.2.14. Alacakların Korunması ... 79 4.2.15. Bölünme Tescili ... 79 4.2.16. Bölünmenin İptali ... 85 KAYNAKÇA ... 86

(9)

KISALTMALAR

TTK : Türk Ticaret Kanunu GVK : Gelir Vergisi Kanunu

AATUHK : Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun AR-GE : Araştırma-Geliştirme

VUK : Vergi Usul Kanunu KVK : Kurumlar Vergisi Kanunu KDV : Katma Değer Vergisi

(10)

1.GİRİŞ

Sermaye şirketlerinin birleşmeleri bölünmeleri gelişen ekonomik koşullar ile doğru orantılıdır. Ekonomik ve finansal gelişmelerdeki sorunlar şirketlerin birleşerek büyümelerini veya bölünerek küçülmelerini etkilemiştir.

Şirketlere, hizmet işletmesi ve üretim işletmesi olarak iki ana başlıkta baktığımızda, kötü gidişatı olan bir işletmenin aktifindeki bazı değerleri satarak ana faaliyet konusuna devam edebileceğini düşünebiliriz. Fakat hizmet işletmelerinin bilançosunda bulunan aktif değerlerin çok olmasından ziyade, işletmenin verdiği hizmetin kalitesinden kaynaklanan değerlerinin daha yüksek olduğunu görebiliriz. Bu hizmet işletmesinin zarar ettiğinde kapatılması en doğru karardır. Üretim

işletmelerinde ise aktifinde bulunan demirbaş, makine-teçhizatlar o firmanın ana bünyesini oluşturmaktadır. Ve bu makine-teçhizatlar amortismanlardan kaynaklanan sorunları oluşturacaktır. Bu makinaların elden çıkarılması (satılması) durumunda ise üretimde aksaklıklar meydana getirebilecektir.

Bu sorunların giderilebilmesi için “işletme bütünlüğünün sağlanması” maddesinden yola çıkılarak Türk Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Mevzuatında düzenlemeler getirilmiştir. Böyle bir durumda da ekonomik sorunların işletmeler açısından çözümlenmesinde birleşme, devir ve bölünme gibi yollar izlenmektedir.

(11)

2. SERMAYE ŞİRKETLERİYLE İLGİLİ TEMEL BİLGİLER

2.1. ŞİRKET KAVRAMI (TANIMI)

Kelime anlamı birleşme olan şirket, iktisadi açıdan bakıldığında, servetin, emeğin ve zekânın birleşmesidir. İnsanlar, ticaret yapmaya başladıklarından beri, sadece kendi servet, emek ve zekâlarının ticari faaliyetleri için artık yeterli

olmadığını görmüşlerdir. Bu sebeptendir ki faaliyetlerinin devam edebilmesi için başka güçlere de ihtiyaç duymuşlardır.

Şirket, kişilerin belirli ekonomik amaçlarını gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelerek, emek ve varlıklarını, belirledikleri ortak amacı gerçekleştirmek üzere, bir sözleşme ile birleştirmeleri ile oluşan bir kişiliktir.1

Bir başka şirket kavramı ise; “İnsanların belirli bir ekonomik amacı gerçekleştirmek üzere bir sözleşme etrafında emek ve sermayelerini birleştirerek, ekonomik güçlerini arttırmak ve riski paylaşmak için kurdukları ekonomik ve teknik birimlere şirket denilmektedir.”2

2.2. ŞİRKETLERİN KURULUŞ AMAÇLARI

Şirketlerin kuruluş amaçları iki şekildedir; Genel amaçlar ve özel amaçlar olarak sınıflandırılır.

Şirketlerin genel amaçları; a) Şirket ömrünün devamlılığı b) Topluma hizmet sağlamak c) Uzun dönemde kar elde etmek

1

Ümit Ataman, Şirketler Muhasebesi, İstanbul, 2000, Seçkin Yayıncılık, s.13 2 Mine Altuniş Gerni, Şirketler Muhasebesi, İstanbul, 1996, Beta Basın Yayım, s.1

(12)

Şirketlerin özel amaçları;

a) Ülke ekonomisini ve işgücünü artırmak b) İstihdamı sürekli kılmak

c) Çalışan personeli tatmin etme

d) Tüketiciye daha iyi ve kaliteli mal veya hizmet sunmak Şirketler tıpkı diğer işletmeler gibi kar elde ederek sermayelerini

güçlendirmeyi, sürekliliklerini sağlamayı ve sahiplerine ekonomik yarar getirmeyi amaçlamaktadır.3

Şirketlerin temel amacı, ekonomik nitelik taşımaktadır. Ekonomik nitelik ise kar elde etme ve şirketin cari piyasa değerini arttırarak sürekliliğini sağlamaktır. Bunun dışında, riskin dağıtılması ve ekonomik bünye içinde tek başına etkin olmayan sermayelerin birleştirilmesi de şirketleşmenin diğer amacıdır.4

2.3. ŞİRKET TÜRLERİ

Şirket sınıflandırmaları birçok açıdan yapılmaktadır. Ancak en yaygın kullanılanı Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanununa tabi şirketler şeklinde sınıflandırabiliriz.

2.3.1. Borçlar Kanununa Tabi Şirketler

Borçlar kanununa tabi olan şirketler sadece Adi Şirketlerdir.

3

Veli Öztürk, Şirketler Muhasebesi, İstanbul, 2006, Tutibay Yayınları, s.2 4 Ataman, s.13

(13)

2.3.1.1. Adi Şirketler

Adi şirketin dayanağı iki veya daha fazla kimsenin müşterek bir amaca ulaşmak için emeklerini ve mallarını birleştirmeyi kabul ettikleri bir sözleşmedir.(BK. Mad. 520)

Adi şirketlerin kuruluşu belli bir şekle bağlı değildir. Şirketin kuruluş

sözleşmesi yazılı olabileceği gibi sözlü de olabilir. Adi şirketlerin tüzel kişiliği yoktur. Dolayısıyla ticaret unvanı kullanmaları zorunlu değildir.5

Bilindiği üzere Adi Şirketler, diğer ticaret ortaklıklarından farklı olarak Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. (BK. md. 520 - 540). Konuya açıklık getirilmesi ve Adi Ortaklığı tanımlamada yardımcı olması amacıyla, gerek Borçlar Kanunu’nda yer alan ve yukarıda açıklanan ve gerekse diğer Kanunlardaki ilgili hükümleri dikkate alarak, bir kısım özelliklerini belirtmek yararlı olacaktır.

Adi şirketlerin özellikleri:

1. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği yoktur.

2. Gerçek ya da tüzel kişiler tarafından kurulabilirler.

3. Sözleşmeleri herhangi bir şekle bağlı değildir. Yazılı olabileceği gibi sözlü de olabilir.

4. Bir ticaret unvanı olabilir; ancak, bu unvanın müstakil olarak ticaret siciline tescili mümkün değildir.

5. Adi ortaklık, ortaklar tarafından temsil olunur. Ortaklık adına yapılacak işlemlerin, temsil yetkisi içinde olması koşuluyla, tüm ortakları bağlaması esastır.

6. Her ortak nakit, alacak, mal veya emek olmak üzere sermaye koymakla yükümlüdür.

7. Aksine sözleşme olmadıkça, her ortağın kazanç ve zarardaki payı sermayesinin değeri ve niteliği ne olursa olsun, eşittir.

8. Şirket ortakları açısından, rekabet yasağı söz konusudur.

(14)

9. Ortaklığın iktisap ettiği veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, şirket sözleşmesi uyarınca, ortaklığa ait olur.

10. Ortakların sınırsız sorumluluğu söz konusu olup, ortaklığın sona ermesi, üçüncü kişilere karşı olan borçlanmayı değiştirmez.

11. Sona erme nedenleri de yukarıda açıklanan Borçlar Kanunu’nun 535’ nci maddesinde ayrıntılı olarak sayılmış olup, öngörülen amacın sağlanması ya da olanaksız hale gelmesi, süreli kurulmuşsa bu sürenin tamamlanması, bunlara örnek olarak sayılabilir.

12. Sermaye olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak ortaklığın tasfiyesi sonunda o şeyi aynen geri alamayıp, kendisinin sermayesi ne miktar bir değer kabul edilmişse, o değeri isteyebilir. Eğer bu değer belirlenmemişse geri alma, o şeyin sermaye olarak konduğu zamanki değeri üzerinden yapılır.

13. Adi ortaklıklar vergi uygulamasında bağımsız bir birim ve muhatap olarak kabul edilmemiş, ortaklarının ortaklık faaliyetinden elde ettiği kazanç, Gelir Vergisine tabi tutulmuştur. Gelir Vergisi Kanunu’nda eski uygulamada yer alan küçük çiftçi muaflığı ile (GVK. Md. 10,11 4369 sayılı Kanunla kaldırılmıştır.) yatırım indirimi uygulamalarında ve Vergi Usul Kanunu’nda yeniden değerleme ve tüccar sınıflarının belirlenmesinde adi ortaklıklar, belirtilen durumun bir istisnası olmak üzere müstakil bir birim olarak kabul edilmişlerdir.

14. Ortaklığın yasal defterleri, ortakların şahsına bağlı olarak tutulur. Yani yasal defterlerin tasdikinde, ortaklık unvanı ile birlikte tüm ortakların adları da belirtilir. Vergi idaresinin genel görüşüne göre hesap döneminin belirlenmesinde de aynı esas geçerli olmalıdır. Bu durumda, ortak değişikliği veya herhangi bir nedenle bir ortağın çıkması hesap döneminin kapanmasını gerektirecektir. Konuyla ilgili olarak Danıştay'ın görüşü farklı olup istikrar kazanmış kararlarına göre ortak değişikliği halinde, yeni defter tasdikine ihtiyaç yoktur. Bununla birlikte ortaklardan birinin herhangi bir şekilde ortaklıktan ayrılması halinde, söz konusu tarih itibariyle kayıtların kapatılıp, dönem sonuçlarının belirlenmesinden sonra yeniden açılması gerektiği Danıştay’ca da kabul edilmektedir.

(15)

2.3.2. Türk Ticaret Kanunu’na Tabi Şirketler

Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen şirketler ticaret şirketleridir. Kanunun 124 – 133 maddelerinde ticaret şirketleri ile ilgili hükümler yer almaktadır.

Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. (TTK. Md.124)

2.3.2.1. Şahıs Şirketleri

Tüzel kişiliğe sahip ve ortakların sorumlulukları sınırsız olan küçük çaplı, ortak sayısı belli kişilerin kurdukları ve sorumlulukları kişisel olan ortaklıklara şahıs şirketi adı verilmektedir.

Şirket ortaklarının üçüncü kişilere karşı sorumlulukları koymuş oldukları sermaye ile sınırlandırılmamış olup müteselsil sorumlulukları vardır. Bu nedenle ortaklardan birinin şirketten ayrılması, şirketin mevcut durumu ve itibarını sarsabilir.

Ayrıca, şahıs şirketlerinde her ortağın eşit oy hakkı vardır, ortakların

sermaye payları bölünmemiştir. Her ortak idare, temsil ve murakabe hakkına sahiptir –aksi kararlaştırılabilir-, ortaklık mukavelesi oybirliği ile değişir, ortaklığa girme ve çıkmada böylece oybirliğine tabidir; bazı durumlarda mahkeme kararı aranır, ortaklardan birinin ölümü veya iflası, esas itibariyle ortaklığın son bulmasına yol açar. Türk Ticaret Kanunu’nda şahıs şirketleri; Kollektif Şirket ve Adi Komandit Şirket olmak üzere iki şekilde kurulabilir.6

Kollektif Şirket, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirkettir. (TTK. Md. 211)

Şirketin yönetiminde her ortak sorumludur. Kuruluş anlaşmasında aksine bir hüküm yoksa diğer ortakların rızası olmadan ortaklıktan çıkılamaz. Aynı şekilde şirkete yeni bir ortağın alınması için tüm ortakların rızası olmalıdır.

(16)

Komandit Şirket ise; (1) Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında

işletmek amacıyla kurulan, şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış ve diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirket komandit şirkettir. (2) Sorumluluğu sınırlı olmayan ortaklara komandite, sorumluluğu sınırlı olanlara komanditer denir. (3) Komandite ortakların gerçek kişi olmaları gerekir. Tüzel kişiler ancak komanditer ortak olabilirler. (TTK. Md. 304)

Komandit şirketler de kollektif şirketler gibi ancak ticari bir işletme işletmek amacı ile kurulabilir. Komandit şirketin kuruluşu için asgari bir şartı yoktur.

Komandit şirketin yönetimi komandite ortaklar tarafından gerçekleştirilir. Komanditer ortaklar, şirketi temsil edemezler ve yönetemezler. Komanditer ortaklar, dönem sonunda şirket hesaplarını denetleyebilirler ve kardan sermayeleri oranında pay alırlar.

2.3.2.2. Sermaye Şirketleri

Sermaye Farsçadan gelmektedir. Sözlükte; bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta şeklinde açıklanmıştır. Sermaye deyince aklımıza ilk olarak para ve paraya çevrilebilen değerler gelir.

Sermaye şirketleri ise bir unvanla sermayesi paylara bölünmüş, ticari kar amaçlı kurulan, parasal gücü ifade eden, tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar şeklinde tanımlayabiliriz.7

Sermaye şirketleri; Anonim şirket, limited şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket olarak üç şekilde kurulabilmektedir.

7

Web_7(2016), Milli Eğitim Bakanlığı Sitesi

(17)

2.4. TÜRK TİCARET KANUNU AÇISINDAN SERMAYE

ŞİRKETLERİ

2.4.1. Anonim Şirketler

“Anonim”; adsız, isimsiz, kime ait olduğu bilinmeyen anlamında Latince bir kelimedir. Anonim şirket, hisse sahiplerinin kimliğinin bilinmediği ve bunun

bilinmesinin öneminin de olmadığı şirket türüdür.8

(1) Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. (2) Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur. (TTK. Md. 329)

2.4.1.1.Anonim Şirketlerde Kuruluş

1) Esas sermaye sistemini benimseyen anonim şirketlerde başlangıç sermayesinin 50.000 TL olması esası korunurken, kayıtlı sermaye sistemini

benimseyen anonim şirketlerde bu sermaye miktarı 100.000 TL olarak belirlenmiştir. (TTK. Md. 332)

2) Tedrici kuruluş kaldırılmış olup tüm A.Ş.’ler ani şekilde kurulacaktır. Bu kapsamda halka arz edilecek şirketlerde, ortakların kuruluşta paylarının tamamını taahhüt etmeleri ve taahhüt etmiş oldukları payların tescilden itibaren 2 ay içerisinde halka arz edileceğini esas sözleşmede belirtmeleri gerekmektedir. (TTK. Md. 335)

3) Tek kişilik anonim şirket kurulmasına imkan tanınmıştır. Ayrıca bu düzenleme kapsamında mevcut A.Ş.’lerin paylarının tek elde toplanması halinde de tescil ve ilan ile şirketin mevcudiyetinin devamına imkan yaratılmıştır. (TTK. Md. 338)

(18)

4) Anonim şirkete ayni sermaye konulması halinde, bunun üzerinde en ufak bir sınırlı ayni hak, haciz veya tedbir bulunmaması şartı getirilmiştir. Üzerinde sınırlı bir ayni hak olan, haciz ya da tedbir bulunan mal varlığı unsurları, artık sermaye olarak kabul edilmeyen hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibara ek olarak vadesi gelmemiş alacakların da sermaye olamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bunun yanında anonim şirketlere fikri mülkiyet hakları ile devredilebilir elektronik ortamlar, alan adları ve işaretler gibi malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilecektir. (TTK. Md. 342)

5) Kayıtlı sermaye sistemi bakımından getirilen yenilikler çerçevesinde, Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayan anonim şirketlerin de kayıtlı sermaye sistemini kabul etmelerine olanak tanınmıştır. Halka açık anonim şirkette

benimsenen kayıtlı sermaye sisteminin kapalı anonim şirketler için de öngörülmesi, bu iki farklı anonim şirket yapısını birbirine yakınlaştırmış olup, kapalı anonim şirketlerin, halka açık anonim şirkete dönüşmesi prosedürünü basitleştirmiştir. Sermaye piyasası kanununda benimsenen esas ve kayıtlı sermaye ayrımı yeni düzenlemede de benimsenmiş, bu sayede iki kanun arasında büyük paralellik sağlanmıştır. Yeni kanundaki düzenlemeye göre, halka açık olmayana anonim şirketler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığından izin alarak, kayıtlı sermaye sisteminden çıkabilecekleri gibi, bu sisteme alınırken aranan, ana nitelikleri yitirdikleri takdirde yine aynı Bakanlık tarafından sistemden çıkarılabileceklerdir. (TTK. Md. 332)

Kuruluş belgeleri (TTK. Md. 336) a) İşlem denetçisi raporu

b) Ayni sermaye konuluyorsa bilirkişilerce düzenlenen değerleme raporları c) Nakdi sermaye konuluyorsa taahhüt edilen sermayenin en az %25’inin yatırıldığına dair banka mektubu

d) Kurucular beyanı e) Esas sözleşme

Bu belgeler sicil dosyasında muhafaza edilecek olup, bir suretlerinin şirket tarafından 5 yıl süreyle muhafazası zorunludur.

6) Kuruluşta nakit ödeneceği kabul edilen en az %25 ile payların çıkarma primlerinin tamamının tescilden önce ödenmesi koşuluyla pay bedellerinin şirketin

(19)

tescilinden önce ödenmesi koşuluyla pay bedellerinin şirketin tescilinden itibaren 24 ay içinde ödenmesi gerekmektedir. (TTK. Md. 344)

7) Yeni kanunda kuruluş işlemlerine 01.07.2012 tarihinden önce başlanıp, bu tarihten önce tescili yapılmamış şirketler bakımından özel bir düzenleme

getirilmiştir. Buna göre eğer bir anonim şirketin esas sözleşmesi 01.07.2012 tarihinden önce yapılmış, kurucuların imzaları da bu tarihten önce noterden onaylatılmışsa ve anılan onay tarihinden itibaren bir ay içinde şirketin tescili için başvuru yapılmışsa, bu şirketin kuruluşuna 6762 sayılı önceki kanun hükümleri uygulanacaktır.9

2.4.1.2.Anonim Şirket Kuruluş Aşamaları

9

1) Ayni sermaye kokuyor ise; Asliye Ticaret Mahkemesi’nce atanacak bilirkişiden “Değerleme Raporu” alınmalı,

2) Esas sözleşme hazırlanarak, imzaları noterden tasdik edilmeli, 3) Noter esas sözleşmeyi inceleyerek, sermayenin tamamının taahhüt edildiğine ilişkin şerh düşmeli,

4) Esas sermayeyi oluşturan payların tamamının nakden ödenmesi taahhüt edilmiş ise, payların itibari değerinin %25’inin şirket adına bir bankaya yatırıldığına dair banka mektubu alınmalı,

5) Ayni sermayeye konuyorsa, tapu, trafik vb. ilgili sicile şerli konulduğuna dair belge alınmalı (Kuruluşu, Bakanlık iznine bağlı bir şirket ise bu aşamada izin için başvuru yapılmalı)

6) Kurucular Beyanı hazırlanmalı, işlem denetçisi atanmalı (ve kuruluşu Bakanlık iznine tabi bir şirket ise bu izin alınmalı,)

7) Kuruluş belgeleri, işlem denetçisi tarafından incelenerek rapor düzenlenmeli,

9 İstanbul Ticaret Odası, 6012 Sayılı Türk Ticaret Kanunu “Ticari İşletme” ve “Ticaret Şirketleri”ne

(20)

8) Esas Sözleşmenin imzalarının noterce tasdikinden (veya Bakanlık izni gereken şirketlerden ise izin tarihinden) itibaren 30 gün içinde tescil ve ilan için şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne başvurulmalıdır.

9) Esas sözleşmedeki imzaların onayı ile kurulan şirket, tescil ile tüzel kişilik kazanmaktadır.

2.4.2. Limited Şirketleri

Bir ya da daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulan esas sermayesi belli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşan şirkettir. Şirket esas sözleşmesinde ayrıca ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri düzenlenmemiş ise ortakların, şirket borçlarından sorumluluğu taahhüt ettikleri esas sermaye payları ile sınırlandırılmıştır. Limited şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir.(TTK. Md. 573) Bu düzenleme ile tek kişilik limited şirketlerin kurulmasına izin verilmiştir. Böylece limited şirketler, bir ya da birden fazla gerçek ya da tüzel kişiler tarafından kurulabileceklerdir.10

2.4.2.1. Limited Şirketlerin Başlıca Özellikleri

10

1) Ortakların sayısı elliyi aşamaz (TTK. Md. 574)

2) Şirket tek ortağının kendisinin olacağı bir şirkete dönüşeceği sonucunu doğuracak şekilde esas sermaye payını iktisap edemez (TTK. Md. 574)

3) Limited şirketin esas sermayesi en az on bin Türk Lirasıdır. Bu maddede yazılı en az tutar, Bakanlar Kurulunca on katına kadar artırılabilir (TTK. Md. 580)

Limited şirketler kuruluşu sırasında şu işlemler gerçekleşir;

10 Seniha Dal, Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Limited Şirketler Hukuku El Kitabı, İstanbul, 2013, Legal Yayıncılık, s.s.1-2

(21)

8) Tek ortaklı limited şirket kurulması kabul edilmiştir. Bu kişi gerçek kişi olabileceği gibi, tüzel kişi de olabilecektir. Ayrıca ortak sayısının bire düşmesi halinde, keyfiyet bu sonucu doğuran işlem tarihinden itibaren yedi gün içinde müdürlere yazılı olarak bildirilecek, müdürler, bildirimin alınması tarihinden başlayarak yedince günün sonuna kadar, şirketin tek ortaklı olduğunu, bu ortağın adını, yerleşim yerini ve vatandaşlığını tescil ve ilan ettireceklerdir. Aksi halde doğacak zarardan sorumlu olacaklardır. Aynı yükümlülük, şirketin bir ortakla kurulduğu hallerde de geçerlidir. Ancak şirket, tek ortağının kendisinin olacağı bir şirkete dönüşeceği şekilde esas sermaye payını iktisap edemeyecektir.

9) Limited şirketin ortak sayısı için öngörülen 50 ortaklık üst sınır korunmuştur. (TTK. Md. 573-574)

10) Yeni kanunda şirket sözleşmesinde bulunması zorunlu kayıtlar

yanında, şirket sözleşmesinde öngörülmeleri kaydıyla bağlayıcı olan kayıtlara da yer verilmiştir. Buna göre esas sermaye payının devrinin sınırlandırılmasına ilişkin hükümler, ek ve yan ödeme hükümlülükleri, eşitlik halinde bazı ortaklara üstün oy hakkı tanıyan hükümler, genel kurulda toplantı ve karar nisaplarını kanundan ayrı şekilde belirleyen hükümler, çıkma hakkı ve çıkarılmanın şartlarını düzenleyen hükümler ve kanunda sayılan diğer kayıtlara şirket sözleşmesinde yer verilmesi halinde bu kayıtlar bağlayıcı olacaktır. Kanun koyucunun şirket sözleşmesinde bulunması halinde bağlayıcı olacak hükümleri sayma yolu ile belirlemesi, şirket sözleşmesinin daha dikkatli hazırlanmasını gerektirecektir. (TTK. Md. 577)

11) Limited Şirket esas sermayesi 10.000 TL’ye çıkarılmıştır. Ayrıca halihazırda asgari sermayesi 10.000 TL’nin altında olan şirketlerin 14.02.2014 tarihine kadar sermayelerini 10.000 TL’ye yükseltmeleri, aksi halde bu sürenin sonunda infisah etmiş sayılacakları hükme bağlanmıştır. (TTK. Md. 580)

12) Limited Şirkete ayni sermaye konulması halinde, bunun üzerinde en ufak bir sınırlı ayni hak, haciz veya tedbir bulunmaması şartı getirilmiştir. Dolayısıyla üzerinde sınırlı bir ayni hak olan, haciz ya da tedbir bulunan mal varlığı unsurları, artık sermaye olarak kabul edilmeyecek olup, önceki kanun döneminde de sermaye olarak kabul edilmeyen hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibara ek olarak vadesi gelmemiş alacakların da sermaye olamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bunun yanında limited şirketlere fikri mülkiyet hakları ile devredilebilir elektronik ortamlar, alan adları ve işaretler gibi malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilecektir. (TTK. Md. 578 ve 581)

(22)

13) Yeni kanunda kuruluş işlemlerine 01.07.2012 tarihinden önce başlanıp, bu tarihten önce tescili yapılmamış şirketler bakımından özel bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre eğer bir limited şirketin şirket sözleşmesi

01.07.2012 tarihinden önce yapılmış, kurucuların imzaları da bu tarihten itibaren bir ay içinde şirketin tescili için başvuru yapılmışsa, bu şirketin kuruluşuna 6762 sayılı önceki kanun hükümleri uygulanacaktır.

14) Şirketlerin özel sözleşmedeki işletme konuları dışında da işlem yapabilmeleri esası (Ultra vires yasağının kaldırılması) limited şirketler bakımından da geçerli olacaktır. Bunun yanında, eski kanunda limited şirketlerin sigortacılık yapamayacaklarına ilişkin yüküm yeni kanunda yer almamaktadır. Dolayısıyla 01.07.2012 tarihinden itibaren sigortacılık faaliyetleri limited şirketler tarafından da yürütülebilecektir. (TTK. Md. 585)

2.4.2.2. Limited Şirket Kuruluş Aşamaları

11

1) Ayni sermaye konuluyor ise; Asliye Ticaret Mahkemesi’nce atanacak bilirkişiden “Değerleme Raporu” alınmalı,

2) Şirket sözleşmesi hazırlanarak, imzaları noterden tasdik edilmeli, 3) Esas sermayeyi oluşturan payların tamamının nakden ödenmesi taahhüt edilmiş ise, payların tamamı ve nakden ödenmeli,

4) Ayni sermayeye konuyorsa, tapu, trafik vb. ilgili sicile şerh konulduğuna dair belge alınmalı,

5) Kurucular beyanı hazırlanmalı,

6) Tüm ortakların, yerleşim yerleri ile vatandaşlıklarını da gösterir bilgiler, sermaye payları ve ödenen toplam miktar ile müdürlerin kimlik bilgileri ile temsil yetkilerini içeren ve tüm müdürler tarafından imzalanan başvuru dilekçesi hazırlanmalı,

(23)

7) Şirket sözleşmesinin imzalarının noterce tasdikinden itibaren 30 gün içinde başvuru dilekçesi (ve ekinde şirket sözleşmesi, kurucular beyanı, müdürler ile denetçilerin seçimine ilişkin belge) ile tescil ve ilan için şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne başvurulmalıdır.

8) Şirket sözleşmesindeki imzaların onayı ve taahhüt edilen sermayenin tamamen ve nakden ödenmesi ile kurulan şirket, tescil ile tüzel kişilik

kazanmaktadır.

2.4.3. Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler

Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya bir kaçı şirket alacaklılarına karşı bir kollektif şirket ortağı, diğerleri bir anonim şirket pay sahibi gibi sorumlu olan şirkettir. Sermaye paylara bölünmeksizin sermayesi sadece birden çok komanditerin sermayeye katılma oranlarını göstermek amacıyla kısımlara ayrılmış bulunuyorsa komandit şirket hükümleri uygulanır. (TTK. Md. 564)

Bu şirket ortaklarından bir veya bir kaçı komandite, yani sınırsız sorumlu, diğerleri komanditer, yani sınırlı sorumludur. Bu bakımdan ortakların durumu, aynen adi komandit şirkette olduğu gibidir. Ancak ayrıldığı nokta; sermayesi paylara

bölünmektedir. Bu paylar karşılığında da, hisse senedi çıkarılmaktadır. Bu bakımdan da anonim şirketlere benzerler. 12

(24)

3. BİRLEŞME VE BÖLÜNMEYLE İLGİLİ TEMEL

BİLGİLER

3.1. BİRLEŞME

3.1.1. Birleşmenin Tanımı

Türk Ticaret Kanunu madde 136’da “Şirketler; bir şirketin diğerini

devralması, teknik terimle “devralma şeklinde birleşme” veya yeni bir şirket içinde bir araya gelmeleri, teknik terimle “yeni kuruluş şeklinde birleşme”, yoluyla

birleşebilirler.”

Türk Ticaret Kanunu’nda birleşmenin tam olarak tanımı yapılmamıştır. Madde 136’da birleşmenin sadece türleri belirtilmiştir.

Eski Türk Ticaret Kanunu’na göre ise (Madde 146) “Birleşme, iki veya daha fazla ticaret şirketinin birbirleriyle birleşerek yeni bir ticaret şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesinden ibarettir.” olarak belirtilmiştir.

Birleşme kavramına TTK dışında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu13, 6362

sayılı Sermaye Piyasası Kanunu14, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında

Kanun15, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)16, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu17 ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da18 da yer verilmektedir.

13 19.10.2015 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu (RG 1.11.20015, S.25983), m. 19. 14

6.12.2012 tarih ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (RG 30.12.2012, S.28513), m. 12,23,32,54 ve 138.

15

7.12.1994 tarih ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RG 13.12.1994, S.22140), m.7.

16

13.6.2006 tarih ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (RG 21.6.2006, S.26205). 17

3.6.2007 tarih ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu (RG 14.6.2007, S.26552), m.10. 18

21.7.1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (RG 28.7.1953 S.8469) m.36.

(25)

KVK’ nın birleşmedeki öneminden dolayı bu kanundaki birleşme kavramı üzerinde kısaca durmakta fayda vardır. Anılan kanunda yer alan birleşme kavramı, TTK’ daki birleşme kavramından önemli ölçüde ayrılmaktadır. Zira KVK’ da

“birleşme” kavramı, vergi yasasının amacına uygun olarak sadece vergiye tabi olan birleşmeler için kullanılmaktadır. Buna göre, bir veya birkaç kurumun başka bir kurumla birleşmesi, birleşme nedeniyle infisah eden kurumlar bakımından tasfiye hükmünde olup, birleşme karı üzerinden vergi ödenmektedir. (KVK. Md. 18). Buna karşılık, birleşmenin özel bir türü olan “devir” kavramı, vergiye tabi olmayan

birleşmeler için kullanılmaktadır. Buna göre, tam mükellef kurumlar arasında kayıtlı değerler üzerinden ve kül halinde devralma suretiyle gerçekleştirilen işlemler “devir” olarak nitelendirilmekte olup (KVK. Md. 19/1), vergiye tabi değildir. Böylece bir birleşme işleminin vergisiz yapılıp yapılmamasında belirleyici unsur, birleşmenin muhasebe kayıtlarında gösterilen değer (kayıtlı değer) üzerinden yapılıp

yapılmadığıdır.

Bu bağlamda KVK anlamında “devir” işleminin, TTK’ da ki “devralma yoluyla birleşme” anlamına gelmediğine işaret etmek gerekir. TTK hükümleri

uyarınca yapılan bir birleşme –ister devralma ister yeni kuruluş yoluyla gerçekleşsin- tam mükellef kurumlar arasında kayıtlı değer üzerinden yapılması halinde KVK anlamında devir olarak kabul edilecek, giderek vergiye tabi tutulmayacaktır.

Görüldüğü üzere KVK anlamında “devir” bir birleşme türü olmayıp, sadece birleşmenin vergisiz gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Şöyle ki; “devir” halinde, birleşme nedeniyle sona eren kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilmekte, buna karşılık doğrudan doğruya birleşmeden doğan karlar vergilendirilmemektedir (KVK. Md. 20/1). Bununla birlikte, devir bir vergi istisnası olmayıp bir vergi ertelemesidir. Dolayısıyla, devrolunan kurumun bilançosundaki aktifler devralan kurum tarafından elden çıkarıldığında, bunların içerdiği gizli yedeklerden dolayı oluşan değer artışı vergiye tabi tutulacaktır.

TTK’ da düzenlenen birleşme ile KVK’ da düzenlenen birleşme arasında başka farklar da bulunmaktadır. Buna göre, TK’ da birleşme tüm ticaret şirketleri dikkate alınarak düzenlenmiş iken, KVK’ da birleşme –ister vergiye tabi ister vergisiz olsun- sadece kurumlar19 dikkate alınarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla KVK. Md. 18

19 Kurumlar, sermaye şirketleri; kooperatifler; iktisadi kamu kuruluşları; dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıklarıdır (KVK m.1).

(26)

ve devamı hükümlerinin şahıs şirketlerinin birleşmesine uygulanması mümkün değildir. Öte yandan, TK anlamında birleşme –ister yeni kuruluş ister devralma yoluyla gerçekleşsin- bir tasfiyesiz sona erme halidir. Buna karşılık, KVK anlamında devirde, varlığı sona eren kurum için tasfiye söz konusu olmamakta iken, KVK anlamında birleşme, birleşme nedeniyle sona eren kurumlar bakımından tasfiye hükmünde sayılmaktadır.20

3.2.1. Şirketlerin Birleşme Nedenleri

Şirketlerin birleşmelerinde birçok etken rol oynayabilir. Bu etkenler arasında; finansal etkenler, bir şirketler topluluğunun yapısının yeniden organize edilmesi, ölçek ekonomilerinden ve/veya vergi avantajlarından yararlanma, faaliyette bulunduğu piyasaya hakim olma ve rekabeti kendi koşullarına uydurma, yeni

pazarlara açılma, bir şirketin kontrolünü ele geçirme, değerli fikri ve sınai haklar elde etme ve psikolojik nedenler sayılabilir.

Bir şirket ihtiyacı olan ham maddeye veya teknolojiye ya da ucuz iş gücüne erişim sağlamak amacıyla birleşebileceği gibi, batmakta olan bir teşebbüsü

devralmak, ürün ve piyasa çeşitliliği elde etmek suretiyle getiri değişkenliğini düşürmek, ihracata olan bağımlılığını azaltmak ya da yabancı rakiplerle rekabet edebilmek maksadıyla da birleşebilirler. Hatta birleşme, bir müteşebbisin daha büyük bir organizasyonu yönetme tutkusu veya firmanın devamlılığını güvence altına alma endişesi ya da demodeleşme kaygısından dolayı da gerçekleştirilebilir.21

Şirket birleşmelerinin başlıca nedenleri şu şekilde sıralanabilir.22

 Etkinlik ve sinerji,

 Alınan firmanın piyasa değerinin düşük olması,  Vergi ile ilgili hususlar,

 Firma yönetimi ile ilgili hususlar.

20 Ferna İpekel Kayalı, Türk Ticaret Kanunu’na Göre Birleşmeler, İstanbul, 2014, Vedat Kitapçılık, s.s.10-14

21

Kayalı, s.s.22-24

22 Tülin Akkum, Firmalarda Yeniden Yapılanma: Firmaların Büyümesi-Satın Alma ve Birleşmeler, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi, 2000, Yayın No:11, s.36

(27)

İşletmeleri satın alan firmalar açısından, birleşmeye yönelten sebepler de şu şekilde sıralanabilir;23

 İşletmenin değerini artırmak,

 Büyük ölçekli olmanın olumlu sonuçlarından yararlanmak,

 Elde edilecek kaynaklarla faaliyetleri yeniden düzenlemek ve daha verimli hale getirmek,

 Faaliyetlerinde başarısız olan işletmelere yaşama ve gelişme fırsatı kazandırmak.

3.1.2.1. Ölçek Ekonomilerinden Yararlanma

Büyümenin amaçlarının başında büyük ölçekte üretimde bulunmanın sağladığı üstünlük, teknik bir deyişle ölçek ekonomilerinden yararlanma gelir. Ölçek ekonomileri genellikle şu nedenlerden kaynaklanır:24

 AR-GE (Araştırma-Geliştirme) faaliyetlerinin daha ekonomik bir şekilde yürütülmesi,

 Yetenekli yönetici ve personel çalıştırma olanağının artması,

 Büyük ölçekte üretimde bulunmanın maliyetler üzerindeki olumlu etkisi,  Riskin azalması,

 İşletmenin Pazar değerinin oluşumunda kapitalizasyon oranının

düşmesi, başka bir deyişle hisse senetlerinin fiyat/gelir (kazanç) oranının yükselmesi sonucu işletmenin pazar değerinin artması.

Ölçek ekonomilerinden yararlanma, diğer koşullar aynı kalmak üzere işletmenin karlılığını artırıcı etki yaratmaktadır.

Ölçek ekonomileri, yatay birleşmelerin doğal amacıdır. Aynı iş kolundaki şirketlerin ölçek ekonomilerinden faydalanmak için birleştikleri görülmektedir.

23

Ömer Dinçer, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul, 1998, Beta Basın Yayım, s.287 24 Öztin Akgüç, Finansal Yönetim, İstanbul, 1998, Muhasebe Enstitüsü Yayını, Yayın No:17

(28)

Üretimde ölçek ekonomilerinden sağlanan faydalar, en çok yatay birleşmelerde gözlenmektedir.25

Yatay birleşme ile işletmeler, pazar paylarının artırılması ve rekabetin azaltılmasının yanı sıra satın aldığı işletmenin araç, gereç ve makinelerinin

piyasadan daha ucuza mal edilebilecektir. Ayrıca, hazır kapasitelerin satın alınması bu kapasitelerin kurulmasından daha kısa sürede olacaktır. 26

Yatay birleşme yoluna giden şirketler aynı sektörde faaliyet gösterdikleri için rakip ya da potansiyel rakip şirketlerdir. Birleşme ise rekabeti ortadan kaldırmak ya da diğer rakiplere karşı pazar payını artırarak piyasada daha fazla söz sahibi olma hakkı amaçlı yapılabilir.

Dikey birleşmelerde sağlanan ölçek ekonomileri, aynı sektörün farklı alt sektörlerinde faaliyet gösteren, alıcı veya satıcı ilişkisi olan şirketlerin bir araya gelmesidir. Geriye dönük dikey birleşme girdi kaynaklarını, ileriye dönük dikey birleşme ise satış ve dağıtım kanallarını kontrol altına almayı amaçlayan girişimleri tanımlamaktadır.

Karma birleşmeler, esas olarak, farklı sektörlerde bulunan ve faaliyetleri açısından hiçbir benzerlik taşımayan şirketlerin çeşitlenmesiyle riski azaltmak, atıl fonların etkin kullanımı ve vergi yararları sağlamak gibi finansal nedenlerle

birleşmesi olarak tanımlanır.27

3.1.2.2. Teknolojik Gelişmelerden Yararlanma

Sürekli gerçekleşen teknolojik değişiklikler, her geçen gün şiddetlenen uluslararası rekabet ve hepsinden öte, ardı arkası kesilmeyen maliyetleri düşürme talepleri, birleşmelerin altında yatan ve her geçen yıl daha yüksek oranda

gerçekleşmesine sebep olan nedenlerdir.

25 Meltem Ülkü, Şirket Birleşmesi ve Muhasebeleştirilmesi, Muğla Üniversitesi, 2002, s.15 26

Nurhan Aydın, İşletmelerin Birleşmesinde Finansal Analiz ve Bir Uygulama Örneği, Ankara, 1990, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yayını, s.15

(29)

3.1.2.3. Birleşmenin İçsel Büyümeye Oranla Daha

Üstün Yönlerinin Olması

İşletmenin oto finansman veya borçlanma yoluyla (içsel büyüme)

büyümeleri ve bunu uygun bir biçimde gerçekleştirmeleri çoğunlukla zor ve yavaş olmaktadır. 28

Günümüzde içsel büyümeye yönelecek şekilde kaynağa sahip olan çok az işletme vardır. Çünkü dışsal yollarla büyüme (örneğin; birleşme) içsel büyümeye göre daha az masraf gerekmektedir. Birleşme yoluyla dış büyümenin iç büyümeye göre bazı üstün yönler bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki gibidir;29

 Büyümenin hızla gerçekleştirilmesi ve büyümede dengenin sağlanması,  Maliyetin daha düşük olması,

 Finansman kolaylığı,  Risk azlığı,

 Firmalar arası rekabetin azalması.

Birleşme yolu ile büyümeyi tercih eden şirketler, aynı zamanda arzu edilen pazarlara kısa sürede girebilmektedirler. Böylelikle daha kolay kar elde etmek ve piyasada tutunma şansı mümkün olmaktadır.

3.1.2.4. İşletme Başarısızlıklarından Kurtulma

Başarısızlık ekonomik ya da finansal sebeplere bağlı olarak gerçekleşebilir. Ekonomik başarısızlık gelirlerin maliyetleri karşılayamama durumudur. Ekonomik olarak başarısız olan işletmeler için yapılacak en iyi şey, tasfiye yoluna gitmektir.

Finansal başarısızlık, ekonomik başarısızlığa bağlı değildir. Eğer şirket cari borçlarını ödeyemiyorsa, teknik açıdan nakit sıkıntısı içerisinde olduğu kabul edilir. Böyle bir nakit darlığı geçici nitelikte olduğunda çözümü mümkün olabilir. Diğer

28

Tansel Kara, Büyüme Stratejisi Olarak Şirket Birleşmeleri, 2002, İÜ Yayınlanmış YL Tezi, s.22 29 Akgüç, s.s.866-867

(30)

taraftan iflas durumu ise; işletmenin borçlarını varlıklarını aşması demektir. Finansal başarısızlık ise, bu uçlar arasındaki bütün durumları kapsar.

Ülkemiz açısından bakıldığında, en önemli finansal problem olarak şirketlerin yeterli işletme sermayelerine sahip olmamaları öne çıkmaktadır.

Yeterli işletme sermayesine sahip olmamasının şirket açısından çok yüksek maliyeti vardır. İşletme sermayesi yetersizliğinin sıkça neden olduğu problemler şöyle sıralanabilir;

 Tam kapasite ile çalışılmasını engeller,  Üretimde kesintilere neden olur,

 Maliyetleri yükseltir,

 Müşteri isteklerinin, siparişlerinin zamanında ve tümüyle karşılanmasını olanaksız hale getirir, böylece satış fırsatlarının kaçırılmasına yol açar,

 Şirketin süresi gelmiş yükümlülüklerini yerine getirmemesine de yol açar. İşletme başarısızlığının nedenleri hakkında yapılan bir araştırmada,

başarısız şirketlerin %90’ında yetersiz yönetimden bahsedilmektedir.30

Geleceği parlak olabilecek birçok şirket, başlangıçta işletme sermayesi yetersizliği nedeniyle veya işletme sermayesi yönetimindeki hatalar sonucu başarısızlığa uğramaktadır. Bu noktada “birleşme” devreye girerek bir çözüm olabilmektedir.

3.1.2.5. Yetenekli Yönetime Sahip Olma

İyi bir yönetici bölünemeyen bir üretim faktörüdür. Böyle bir yöneticiden tam anlamıyla yararlanabilmek için işletme ölçeğinin belirli bir seviyeye çıkmış olması gerekir. Yetenekli bir yönetimden yoksun olan ve yüksek yetenekli yöneticileri istihdam etme olanakları sınırlı olan firmalar, birleşme yoluyla yönetim sorunlarına çözüm arayabilirler. İyi bir yönetime sahip bir firma ile birleşme yapıldığı takdirde soruna bir çözüm getirebilme şansı doğar. Birleşme yolu ile pazarlama, finans,

30 Lale Erdem, Şirket Birleşmelerinin Nedenleri ve Getirdikleri, 1991, Uludağ Üniversitesi İİBF. Dergisi Yayınları

(31)

uluslararası işlemler alanında gereksinim duyulan deneyimli, bilgili yöneticiler sağlanabilir. Ciddi yönetim sorunları olan ve yalnız başlarına bu sorunlarına çözüm bulamayan firmalar her zaman iyi yönetilen firmaların eline geçmeye adaydır.

3.1.2.6. Değerli Sınaî Haklara Sahip Olma

Firmalar, değerli sınaî haklardan, onlara sahip değer firmalarla birleşerek yararlanabilir, yeni buluş kapasitelerini genişletebilirler ya da patent açısından gelecekte sorun yaratabilecek firmaları satın alarak patent durumlarını

güçlendirebilirler. 31

3.1.2.7. Sermaye Piyasasında Olumlu Karşılanma

Birleşmeyi teşvik eden bir başka faktör de, birleşmenin sermaye piyasası tarafından olumlu karşılanmasıdır. Büyük işletmelerin gelirleri daha düşük bir iskonto oranından indirgendiğinden, piyasa değerleri de yüksek olmaktadır. Böylece,

işletmeler birleştiklerinde yeni işletmenin pay başına kazançları artmakta, ayrıca iskonto oranı düşeceğinden, işletmenin değeri yükselmektedir.32

31

Web_2(2016), Başdanışmanlık Internet Sitesi, www.basalandanismanlik.com/sayfa/12/sirket-birlesmeleri

(32)

3.1.2.8. İşletmenin Saygınlığını Arttırma

Pazarda firma saygınlığını arttırmanın sağlayacağı üstünlüklerden (pazarlama, kaynak bulma vb.) yararlanma düşüncesi de firmaları birleşmeye iten etmenler arasındadır.33

3.1.2.9. Kaynak Sağlama Kapasitesini Genişletme ve

Düşük Maliyetle Borçlanma

İki firmanın birleşmesi sonucunda varlığını sürdüren veya birleşme sonucu oluşan firmanın borçlanma kapasitesinin, ilgili firmaların bağımsız olarak

faaliyetlerini sürdürmeleri halinde bireysel borçlanma kapasiteleri toplamında daha fazla olduğu genellikle ileri sürülmektedir. Firmanın büyümesi, yalnız borçlanma kapasitesini genişletmekle kalmaz aynı zamanda daha elverişli koşullarla aynı kalmak üzere, yabancı kaynak maliyetinin düşmesi de olasıdır.

Gerçekten firmanın büyümesi, olası para girişleriyle planlanan para girişleri arasında olabilecek sapmaları, başka bir deyişle iş riskini azaltabileceğinden, birleşme sonucu firmanın yabancı kaynak maliyetinin düşmesi de beklenebilir.

Üretim kapasitesinin genişletilmesi, yeni üretim araçlarının eklenmesi, iç büyümeye kıyasla mevcut bir işletmeye satın alınması halinde daha ucuza sağlanabilir. Satın alınacak firmanın Pazar değeri ya da hisse senetlerinin borsa rayici, söz konusu işletmenin yeni kurulma maliyetinden daha düşük olabilir.

Maliyet açısından üstünlük sağlayacak diğer bir öğe de iç büyüme

alternatifinde personel sağlanmasının daha güç ve pahalı olması olasılığıdır. Bu tür personeli özendirmek için firma yüksek ücretler teklif etmek gereğini duyabilir. Oysa satın alma halinde fiziki üretim araçları ile birlikte personel de otomatikman

sağlanmaktadır.

(33)

Kuşkusuz birleşme ya da satın alma yoluyla büyümenin, iç büyümeye kıyasla maliyet açısından daha avantajlı olup olmadığı, satın alınacak veya birleşilecek firmaya ödenecek bedelle yakından ilgilidir.34

3.1.2.10. Vergi Avantajları

Birleşmede vergi avantajları iki şekilde ortaya çıkabilir;

a) Vergi açısından herhangi bir birleşme ya da “vergilendirilen” ya da “vergilendirilmeyen” bir özellik gösterir. Vergilendirme ve vergilendirilmeme, esas itibariyle işlem şekline bağlıdır. Şayet alıcı (birleşilen) işletme nakit olarak ödemede bulunmuş ise, bu işlem, satışı yapan işletmenin ya da ortaklarının vergilendirilmesini gerektirir. Diğer bir deyişle, ilgililerin satışın yapıldığı tarihte varlıkların satışı

üzerinden bir sermaye kazancını ya da zararını kabul etmeleri gerekir. Aynı zamanda nakit yerine ya da nakitle birlikte herhangi bir “borç aracı” ile ödeme yapılması da vergilendirilmeyi engellemez.35

b) Birikmiş zararları olan ve bu zararları gelecek yıllar karlarından mahsup yapma olanağına sahip olan bir işletme, zarar nedeniyle, vergi kanunlarının

öngördüğü süre ve tutar içinde sınırlı kalmak kaydıyla, kar üzerinden vergi ödememe olanağına sahiptir. Yukarıda sözü edilen avantaj, işletmelerin birleşme durumunda da vergi yasaları müsaade ettiği müddetçe söz konusudur. Birikmiş zararları nedeniyle gelecek yıllar karlarından mahsup yapma olanağına sahip olan bir işletme karlı bir işletmeyle birleştiği takdirde, zarar mahsubu nedeniyle, vergi kanunlarının öngördüğü süre ve tutar sınırı içinde kalmak kaydıyla birleşmenin sağlayacağı kar üzerinden vergi ödememe imkanına sahip olur. Bu avantajdan faydalanmak amacıyla, özellikle karlı olan işletmelerin, ödemek zorunda oldukları vergiden kaçınmak için, zarar eden işletmelerle ya da satın alma yoluna gittiklerini sık sık görülmektedir.36

34

Hakan Bütüner, İşletmelerde Büyüme, İstanbul, 2014 35

Aydın, s.22

(34)

3.1.2.11 Finansal Nedenler

Hızla büyüyen işletmeler büyümelerini gerçekleştirmede gerekli olan finanssal kaynakları bulmakta güçlükle karşılaşıyor. Bu durumda büyüme hızını azaltmak yerine büyümeyi sağlayacak finansman ihtiyacını, likiditesi yüksek işletmelerle birleşme yoluna giderek sağlamak akılcı bir çözüm oluyor. Birleşen işletmeler ayrı ayrı sağlayabilecekleri finansman imkânlarını birleştirerek daha kolay ve daha uygun şartlarla ve daha büyük miktarlarda fonlara ulaşma imkanı buluyor. Nakit fazlası olan ve iyi yatırım olanaklarına sahip olmayan işletmeler de sermayenin yeniden kullanımı için birleşmeyi seçiyor. Genellikle büyük işletmelerin küçük

işletmelerle birleşmelerinin en önemli nedeni, öz sermayelerinin verimliliğini

artırmada kaldıraç faktöründen faydalanmak. Genellikle küçük işletme sahipleri, borç kullanarak finansman sağlamayı tercih etmezler, bu nedenle borç oranları düşüktür. Borçlardan daha fazla faydalanarak öz sermayelerinin verimliliğini artırmayı düşünen büyük işletmeler, bu tür işletmelerle birleşerek borçlanma kapasitelerini artırabilirler. Özellikle de sermaye elde etme olanağı kısıtlı olan işletmeler için borç oranı düşük işletmeler çekici oluyor. Şirket birleşmelerinin sermaye maliyetini düşürebileceği görüşü sık sık ileri sürülüyor.37

İki işletmenin birleşmesi sonucunda varlığını sürdüren veya birleşme sonucu ortaya çıkan firmanın borçlanma kapasitesi birleşmeye giren işletmelerin ayrı ayrı borçlanabilme kapasitesinden daha yüksek olmaktadır. Borç verenler açısından risklilik derecesi düşmüş olacağından daha ucuza borçlanma mümkün olabilmektedir.38

37

Web_3(2016), Başdanışmanlık Internet Sitesi, www.basalandanismanlik.com/sayfa/12/sirket-birlesmeleri

(35)

3.1.2.12. Çeşitlendirme ve Riski Azaltma

Günümüzde işletmeler için aynı ürün ve pazarlarda büyümenin risk ve zorlukları tartışmasız biçimde ortada. Bu yüzden işletmelerin pek çoğu, birleşme yoluyla çeşitlendirmeye giderek risk potansiyelini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Hızlı büyümeyi gerçekleştirmek isteyen işletmelerin pek azı, içsel büyümeyle

çeşitlendirmeye gidebilecek örgütsel, teknolojik ve mali imkânlara sahip. Bu nedenle birleşmeyle çeşitlendirme yapmak, pek çok işletme için tek yol oluyor. Çeşitlendirme yapmanın başlıca amacı riski dağıtmak. Küçük bir işletme için yeni bir ürün kuşağına girmek oldukça riskli. Yeni bir ürün kuşağı çok umut verici olmasına rağmen, şirket yönetimi ürün geliştirmeye devam etme yönünde isteksiz olabiliyor. Halbuki işletme diğer bir işletmeyle birleşmek suretiyle projeyi yürütme imkanını elde edebiliyor.39

Bir çeşitlendirme stratejisinin şirket değerini arttırabilmesi, diğer bir deyişle, ortakların servetini arttırabilmesi için aşağıda belirtilen iki koşuldan en az birisinin gerçekleşmesi gerekir;40

a) Çeşitlendirme faaliyeti sonucunda sağlanacak kazancın, birleşen şirketlerin hisse senedi sahiplerinin portföy yönetimleri sonucunda gerçekleştirebilecekleri kazançtan daha büyük olması,

b) Çeşitlendirme faaliyeti sonucunda sağlanacak kazancın artışı birleşen şirketlerin hisse senedi sahiplerinin portföy yönetimleri sonucunda

gerçekleştirecekleri kazançların artışından daha büyük olması gerekir.

3.1.2.13. Psikolojik Etmenler

Birleşmelerde ekonomik nedenlerin ön planda olmasına karşın zaman zaman psikolojik etmenlerin de rol oynadığı görülüyor. Kişinin, yönetim veya finans

39 Web_4(2016), Başdanışmanlık Internet Sitesi, www.basalandanismanlik.com/sayfa/12/sirket-birlesmeleri

40 Orhan Çelik, Şirket Birleşmeleri ve Birleşmelerde Şirket Değerlemesi, Ankara, 1999, Turhan Kitabevi, s.42

(36)

alanındaki yeteneklerini gösterme arzusu, daha büyük bir organizasyonu yönetme tutkusu, firmanın devamını emniyet altına alma duygusu, demode olma kaygısı gibi kişisel güdülenmeler de birleşme kararlarında etkili olabiliyor. Bazı yöneticilerin hızlı büyümedikleri takdirde, rakipleri tarafından ezilecekleri korkusuna kapılmaları da birleşmelere neden olabiliyor. Örgüt yapıları eskidikçe bürokratik gelenekler

yerleşmekte, sistemde katılık artmakta, kişisel yaratıcılığa ve girişim gücüne daha az yer kalmaktadır. Bu durumun kaçınılmaz sonucu olarak, organizasyon değişen koşullara uyum kabiliyetini ve esnekliğini kaybedebiliyor. Bazı yöneticiler organizasyonu yenileyebilmek ve yeni kan aşılayabilmek için birleşmeyi gerekli görüyor.41

3.1.3. Şirket Birleşmelerinin Sınıflandırılması

3.1.3.1. Ekonomik Faaliyet Alanlarına Göre Birleşmeler

Birleşmeler genel olarak yatay, dikey ve dairesel (karma) birleşmeler olarak üç türe ayrılmaktadır.

3.1.3.1.1. Yatay Birleşmeler (Horizontal Mergers)

Yatay birleşmeler, aynı sektörde faaliyet gösteren şirketlerin birleşmesi halidir. Bu tür birleşmelerde genellikle piyasadaki rekabetçi konumun güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.42

41 Web_4(2016), Başdanışmanlık Internet Sitesi, www.basalandanismanlik.com/sayfa/12/sirket-birlesmeleri

42 S. Akbulak/Y.Akbulak, Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık A.Ş.’ler, Ankara, 2004, s.345.

(37)

Herhangi bir mal veya hizmetin aynı evresinde faaliyet gösteren birimlerin bir araya toplanması ile sağlanan büyüme olarak tanımlanan yatay büyümenin en tipik örneği zincir mağazalarıdır.43 Örnek verecek olursak; Shell ile TürkPetrol,

YapıKredi ile KoçBank ve Tansaş ile Migros. Yatay birleşmeden beklenen yararlar;44

a) Kaynak kullanımındaki etkinliğe zemin hazırlamak,

b) Üretim maliyetlerinde tasarruf ve üretimde ihtisaslaşmayı sağlamak, c) Mal ve hizmet pazarlamasında kullanılan dağıtım kanallarında, avantajlı duruma geçmek,

d) Üretim teknolojisi ve diğer konularda işbirliğini sağlamak,

e) Birleşme öncesi aleyhte gelişen rekabetin ortadan kaldırılması ile ortak amaçlara yönelme olanağını sağlamaktır.

Yatay birleşmelerin, birleşen işletmeler yönünden sağlayabileceği faydalar şöyledir;45

a) Araç, gereç ve makineler de uzmanlaşma; böylece bir araç ya da makinenin tüm zamanı ve gücü belirli bir ürüne ayrılabilir,

b) Pazarlamada ek tasarruflar sağlanması; mallar veya hizmetler en yakın üretim birimlerinden tasarruflar sağlanabilir. Reklam ve satış çabaları birleştirilerek etkinlik arttırılabilir,

c) Üretim veya pazarlamada benzerlikler; bir işletmedeki ileri üretim teknolojisinin veya pazarlama faaliyetlerindeki etkinliklerin diğer işletmeye transferi kolaylıkla sağlanabilir. Böylece kaynak kullanımında etkinlik sağlanabilir,

d) Rekabetin azaltılması; yatay birleşmelerde, birleşmeden önce şirketler aynı faaliyet alanında çalışmaları nedeniyle doğal olarak rakip şirketlerdir. Böyle bir rekabetin ortadan kaldırılmasında birleşmeye gitme sık başvurulan bir yol

olmaktadır.

43 İ.Hakkı Güneş/A.Arslan Akbıyık, İşletmelerde Birleşme ve Tasfiye Uygulamaları, İstanbul, 2002, ISMMMO Yayınları, Yayın No:35, s.36

44

Akay, s.12 45 Aydın, s.10

(38)

Yatay birleşmelerin belirtilen bu avantajlarının yanı sıra bir takım sakıncaları da bulunmaktadır;46

a) Birleşme faaliyetleri giriş engelleri yaratması ve rekabeti daraltması gibi sonuçlardan dolayı şirketin dışındakilere (outsiders) zarar verebilir.

b) Birleşme sonrası fiyatlar birleşme öncesi fiyatlardan daha düşük de olabilir.

3.1.3.1.2. Dikey Birleşmeler (Vertical Mergers)

Dikey birleşmeler, herhangi bir ürünün üretiminden satışına kadar farklı aşamalarında faaliyette bulunan şirketler arasında gerçekleştirilen birleşmelerdir. Bu tür birleşmelerde amaç, girdi maliyetlerinin ya da pazarlama, satış ve dağıtım

giderlerinin düşürülmesidir.47

Dikey birleşme olarak tanımlanan birleşmenin, alıcılar açısından tercih edilme nedenleri aşağıdaki gibidir;48

a) Zaman, kalite ve sayısal açılardan ihtiyaçların üretim yapısına uydurulması,

b) Satış depolarının azaltılması veya ortadan kaldırılması,

c) Üretimde kullanılmayan ya da artık ihtiyaç duyulmayan mal mevcutlarına son verilmesi,

d) Pazarda alıcıların hakimiyeti söz konusu ise satıcılar arasındaki rekabetin ortadan kaldırılması,

e) Satış ve dağıtım organizasyonlarının azaltılarak, maliyetlerden tasarruf sağlanması.

46 H.Kyung Baık, ‘Horizontal Mergers of Price-Setting Firms With Sunk Capacity Cost’ The

Quarterly Review of Economics and Finance, 1995, s.245

47

Akbulak/Akbulak, s.346

(39)

3.1.3.1.3. Dairesel (Karma) Birleşme (Conglomerate

Mergers)

Karma birleşmeler, birbirleriyle ilişkisiz alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin birleşmesi halidir. Bu tür birleşmelerde amaç, farklı alanlara yatırım yaparak yeni çeşitlendirme ile riski azaltarak, ekonominin birçok kesiminde Pazar hakimiyetini ele geçirmek ve atıl fonların etkin bir şekilde kullanımını sağlamaktır.49

Karma birleşmelerin yaygın ve alışılmış kullanımı aşağıdaki gibi üç gruba ayrılmaktadır.50

a) Ürün Genişleme (Product Extention) : Bu birleşmede, birleşen işletmelerin üretim veya dağıtım sistemleri fonksiyonel olarak benzer olmakla birlikte, ürünler arasında doğrudan bir rekabet söz konusu olmamaktadır. Çamaşır beyazlatıcısı üreten firma ile sabun üreten firmanı birleşmesi bu birleşmeye örnek olarak verilebilir.

b) Pazar Genişleme (Market Extention) : Bu birleşmede, birleşen firmalar aynı ürünü üretirler ancak farklı coğrafi bölge piyasalarında faaliyet gösterirler. Yani iki ayrı coğrafi bölgede faaliyet gösteren süt üreticisi firmanın birleşmesi, bu

birleşmeye örnek verilebilir.

c) Saf Karma (Pure Conglomera) Birleşmeler : Bu birleşme, işletmeler arasında herhangi bir ilişki bulunmamakta, yani birleşme, tamamen farklı alanlarda faaliyet gösteren firmalar arasında yapılmaktadır. İşletmelerin tamamen ana faaliyet konusu dışında, farklı mal veya hizmet üretimi ve pazarlamasını yapan alanlarda faaliyet gösteren firmalarla birleşerek sektör riski azaltılmaktadır.

Karma birleşmeye örnek olarak; P&G'nin Gillette'i alması ile P&G, daha önce iş yapmadığı bir alana atılarak ürün yelpazesini genişletmiştir.

49

Ersin Nazalı, Anonim ve Limited Şirketlerin Kuruluşu, Tasfiyesi, Birleşmesi, Devri, Nevi

Değişikliği, Bölünme ve Hisse Değişimi, İstanbul, 2013, Yaklaşım Yayıncılık, s.47.

(40)

3.1.3.1.4. Çok Yönlü Dağılma ile Birleşme

Çok yönlü dağılma ile birleşmeler iki türlüdür; ileriye doğru birleşmeler ve geriye doğru birleşmeler. İleriye doğru birleşmeler de iktisat açısından güçlü olan şirket devralan konumundadır. Geriye doğru birleşmeler de ise iktisat açısından güçlü olan şirket devrolunan konumundadır ve de kendisinden daha küçük bir şirket tarafından devralınmaktadır.

3.1.3.2.Hukuki Yapılarına Göre Birleşmeler

Hukuki yapılarına göre birleşmeleri iki şekilde inceleyebiliriz; biçimsel birleşmeler ve biçimsel olmayan birleşmeler olarak.

3.1.3.2.1. Biçimsel Birleşmeler

3.1.3.2.1.1. Tröst

İki veya daha çok teşebbüsün, hem ekonomik hem de kanuni

bağımsızlıklarını kaybederek birleşmesinden meydana gelen teşebbüse “tröst” denir.

Genellikle imalat sanayi, madencilik ve petrol sektörlerinde görülmektedir. Tröstler açık veya gizli anlaşmalarla yapılabilir. Tröstler rekabet gerektirir ve rekabeti önlemek için çoğu ülkelerde gizli anlaşmalarla yapılmaktadır.

Tröstün işletmeler açısından üstünlükleri vardır. Bunlar; a) Yönetimlerin tek elden yapılması gerekmektedir,

(41)

c) Tröstlerin güçlü bir sermaye yapısına sahip olmaları gerekmektedir, d) İşletmelerin büyük karlar sağlamaları gerekir.

3.1.3.2.1.2. Holding

Holding, ticari hayatta avantaj elde etmek için bir araya gelmiş şirketler topluluğudur. Şirketlerin ticari ve ekonomik olarak bir araya gelmeleri sırasında, bir veya birkaç şirket diğerlerinin hisse senetlerini alarak, bu şirketlerin yönetim ve denetimini elde ederler. Bir başka deyişle diğer şirketlerin hisse senetlerine sahip olarak, onları kontrol eden bir şirket bünyesindeki muhtelif şirketler topluluğu holdingi oluşturur.51

3.1.3.2.1.3. Konsorsiyum

Birden fazla şirketin belli bir projenin gerçekleştirilmesi için bir araya gelmesidir. Özellikle baraj, köprü gibi tek bir şirketin projenin tümünü

tamamlamasının zor olduğu işlerde kurulur.52

3.1.3.2.1.4. Ele Geçirme

Ele geçirme, bir şirketin diğer bir şirketin yönetimini sahiplenmek amacıyla, hisse senetlerini satın almasıdır. Şirketin, hisse senetlerini rızalarıyla satın

almasında devralma, rızaları olmadan zorla satın almaları nezdinde ise ele geçirme

51

Nazalı, 2013, s.49’dan Emre Büyükışık, “Holdinglerde Dönem Sonu İşlemleri ve Konsolide Mali

Tablolar”, Vergi Dünyası, Sayı:225, Mayıs 2000

52

Nazalı, s.49’dan İsmail Hakkı Güneş, Ali Arslan Akbıyık, İşletmelerde Birleşme ve Tasfiye

(42)

söz konusudur. Böyle hisse senetlerini satın almada hileli ele geçirme mevcuttur ve bu da haksız kazanca girmektedir.

3.1.3.2.1.5. Birleşme

İki veya daha fazla işletmenin bir araya gelerek yeni bir şirket

oluşturmalarına “birleşme” denmektedir. Yeni bir şirket kurdukları için birleşen şirketlerin tüzel kişilikleri ortadan kalkmaktadır.

3.1.3.2.1.6. İş Ortaklıkları

İş ortaklığı, iki veya daha fazla işletmenin belirli bir iktisadi amaca ulaşmak için gerçekleştirdikleri ortak girişimdir. İş ortaklıkları sözleşmeye dayalı ve sermaye ortaklığı olarak iki şekilde gerçekleştirilir.

3.1.3.2.2. Biçimsel Olmayan Birleşmeler

3.1.3.2.2.1. Kartel

Aynı üretim dalında faaliyet gösteren birden fazla işletmenin, aralarındaki rekabeti kaldırmak amacıyla yaptıkları anlaşma sonucu tekelci bir birlik

oluşturmalarına “kartel” denir. Tekelci bir birlik biçiminde birleşen işletmeler, aralarındaki rekabeti ortadan kaldırmak suretiyle piyasada üstünlük kurmuş ve dolayısıyla karlarını artırmış olurlar. Diğer bir deyişle, yasalar önünde bunlar

Referanslar

Benzer Belgeler

Ardından Yeni Butonuna Basınız kutusu ve Tamam tıklanır.  Yeni

Danışmanlık, hukuk, vergi yönetimi, gayrimenkul yönetimi, emlâk, dış ticaret, finans, yatırım, mortgage çözümleri, şirket kurulması,.. muhasebe ve malî

Şirket söz konusu hesaplamaları brüt tutarlar üzerinden yapmış ve ilgili dosyaların reasürans payını dikkate alarak indirim tutarının reasürans payını

Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan finansal varlıklar dışındaki finansal varlık veya finansal varlık grupları, her bilanço tarihinde değer

Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan finansal varlıklar dışındaki finansal varlık veya finansal varlık grupları, her bilanço tarihinde

14- Türk Ticaret Kanununa göre tür değiştirme planını aşağıdakilerden hangisi düzenler ?.. A) Genel kurul B) Denetim kurulu C) Maliye bakanlığı D) Yönetim kurulu.

304 hükmü uyarınca, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan, şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya

8 Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Anonim ve Limited Şirketler ile Şirket Denetimi.. leri için öngördüğü defter ve belge düzeni ile muhasebe standartları izah