• Sonuç bulunamadı

Zihin yetersizliği olan bireylere ilişkin tanımlar 1800’lü yıllara kadar uzanmaktadır. Daha açıklayıcı tanımların ise 1900’lı yıllarda yapıldığı görülmektedir (Cavkaytar, 1999: 2). Günümüzde herkes tarafından kabul edilen zihinsel yetersizliği olan çocuk tanımı yapılabilmiş değildir. Konuyla pek çok meslek grubunun ilgilenmesi, her meslek grubunun konuya kendi ilgi alanından bakması, bunun yanında zihinsel yetersizliğin son derece karmaşık özelliklere sahip bir durum olması, ortak bir tanım yapılabilmesini zorlaştırmaktadır. (MEGEP Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Zihinsel Engelliler Modülü, 2007: 8).

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde, zihinsel yetersizliği olan birey: zihinsel işlevler bakımından ortalamanın iki standart sapma altında farklılık gösteren, buna bağlı olarak kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan, bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan bireyi ifade etmektedir (R.G. 26184 / Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006: Md.4.).

Gelişimleri süresince genel zihinsel işlevlerde normallerden belirli derecede gerilik ve uyumsal davranışlarda yetersizlik gösteren çocuklar, zihinsel yetersizliği olan çocuklardır (Sayman, 1996: 337).

1990 yılında yayınlanan eğitebilir çocuklar ilkokul programında zihinsel yetersizliği olan çocukların tanımı şu şekilde yapılmıştır (Eripek, 1996: 14): Doğumdan önce, doğum esnasında ve sonraki gelişim sürecinde oluşan çeşitli nedenlerle zihin, sosyal olgunluk, psikodevimsel gelişim ve fonksiyonlarında sürekli yavaşlama, duraklama ve gerileme sonucu olarak yaşıtlarına göre %25 ve daha yüksek oranda gerilik ve yetersizliği nedeniyle normal eğitim programlarından yararlanamayanlara zihinsel yetersizliği olan denir.

Zihinsel yetersizliği tanımlayan bir diğer görüş, eğitsel görüştür. Eğitsel görüşün öncülerinden kabul edilen Kidd(1979) zihinsel engeli, geri zekalılık terimi altında şöyle tanımlamıştır. “Geri zekalılık”, nedenine bakılmaksızın, genellikle gelişim sürecinde ortaya çıkan ve bireyin; öğrenme ve buna bağlı olarak, mantıklı karar verme, seçim yapma ve yargıda bulunma ve bireyin kendisiyle ve çevresiyle baş edebilme yeteneğini

önemli ölçüde sınırlayacak derecede zihinsel işlevlerde normalin altında bulunma durumudur (Akt. Ersoy ve Avcı, 2000:146).

2.3.1. Zihinsel Yetersizliği Olan Çocukların Sınıflandırılması

Zihinsel yetersizlik durumunun temel ölçütlerinden birisi de zeka düzeyinin geri ya da düşük olmasıdır. Zekâ daha çok doğuştan gelen bir yetenektir. Ancak yapılan bilimsel araştırmalar, çevre koşullarının da zekâyı az çok etkilediğini göstermiştir (Ankay, 1997: 79). Amerikan Zihinsel Gerilik Birliği (AAMR) zihinsel yetersizliğin, bireyin hâlihazırda bulunan fonksiyonlarındaki önemli derecede geriliği ifade ettiğini belirtmektedir. Bu durum zihinsel fonksiyonlarda ortalamadan önemli derecede geride olma ile uyumsal davranış alanlarının sürekli olarak sınırlılıklar kendini göstermektedir (Eripek, 2005: 15).

Zihinsel yetersizliği olan çocuklar toplum içerisinde homojen bir grup olarak düşünülmektedir. Hatta toplumun bir kısmı zihinsel yetersizlik durumunu çok ağır bir vaka olarak bilmektedir. Oysa zihinsel yetersizliği olan çocuklar doğuştan getirdikleri kalıtsal özelliklere, sağlanan tıbbi tedavi, eğitim ve çevre olanaklarına bağlı olarak kendi içlerinde önemli bireysel farklılıklar gösterirler. Bu farklılıklar içerisinde zihinsel yetersizliği olan çocukların çoğunluğunu hafif vakalar oluşturmaktadır. Bunları bedensel özellikler yönünden normallerden ayırt edebilmek çoğu kez olanaksız olmaktadır (Eripek, 1993: 2).

2006 yılında yayınlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde zihinsel yetersizlik dört grupta sınıflandırılmıştır. Bunları inceleyecek olursak;

1. Hafif düzeyde zihinsel yetersizlik: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde hafif düzeydeki yetersizliği nedeniyle özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine sınırlı düzeyde ihtiyaç duyan bireyi,

2. Orta düzeyde zihinsel yetersizlik: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki sınırlılık nedeniyle temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerinin kazanılmasında özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine yoğun şekilde ihtiyaç duyan bireyi,

3. Ağır düzeyde zihinsel yetersizlik: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki eksiklikleri nedeniyle öz bakım becerilerinin öğretimi de dâhil olmak üzere yaşam boyu süren, yaşamın her alanında tutarlı ve yoğun özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan bireyi,

4. Çok ağır düzeyde zihinsel yetersizlik: Bireyin zihinsel yetersizliği yanında başka yetersizlikleri bulunması nedeniyle öz bakım, günlük yaşam ve temel akademik becerileri kazanamaması nedeniyle yaşam boyu bakım ve gözetime ihtiyacı olan bireyi ifade etmektedir (R.G. 26184/Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006: Md.4a.).

2.3.2. Zihinsel Yetersizliği Olan Çocukların Özellikleri

Zihinsel yetersizliği olan çocuklar temelde normal yaşıtları gibi aynı psikolojik, fizyolojik, sosyal ve duygusal gereksinimlere sahiptirler. Kendi aralarında da bireysel farklılıklar gösterirler.

Zihinsel yetersizliği olan çocukların en belirgin özelliği gelişim hızlarının yaşıtlarından yavaş olmasıdır. Bu gecikme gelişimin tüm alanları için geçerlidir. Bir bebeğin zihinsel yetersizliği olduğunu söylüyorsak, bu bebeğin yuvarlanma, emekleme, yürüme ve konuşmaya başlama gibi gelişim alanlarında yaşıtlarını geriden takip ettiğini ifade ediyoruz demektir. (Özsoy vd., 1997: 190).

Zihinsel yetersizliği olan çocukların gelişimsel özellikleri şu başlıklar altında incelenmektedir.

Motor gelişim özellikleri: Zihinsel geriliğe sahip çocuklarda tüm diğer gelişim alanlarında olduğu gibi motor gelişim alanında da yetersizlikler bulunmaktadır. Zihinsel geriliği olan çocukların sahip olduğu zayıf kaslar ve gevşek eklemler yaşamlarının ilk yıllarından başlayarak motor gelişime ait basamaklara ulaşmada gecikmelere neden olur (Ersoy ve Avcı, 2000: 155-156).

Zihinsel gelişim özellikleri: Bu çocukların zihinsel gelişimleri bireysel farklılıklar göstermekle birlikte zihinsel süreçler ve işlevlerle ilgili bazı genel karakteristiklerinden söz etmek mümkündür.

Zihinsel geriliğe sahip bireylerin öğrenmeleri güç ve zaman alıcıdır. Ayrıca bazı kavramları ya da becerileri yetişkinlikte bile tam olarak kazanmaları mümkün olmayabilir. Hafif bir zihinsel geriliğe bile sahip olsalar, normal akranlarının seviyesinde öğrenebilmeleri için özel eğitim desteğine gereksinim duymaktadırlar. (Ersoy ve Avcı, 2000:156).

Zihinsel geriliğe sahip çocukları normallerden ayıran en belirgin özellikleri öğrenme yetenekleridir. Zihinsel yetersizliği olanların bir öğrenme görevini yerine getirirken geçtikleri basamaklar normallerden farklı değildir. Sadece bu basamaklardan geç ve güç geçerler (MEGEP Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Zihinsel Engelliler Modülü, 2007: 30).

Dil gelişimi özellikleri: Araştırmalarda zihinsel yetersizliği olan çocukların dil gelişimi düzeylerinin zekâ yaşı düzeylerinden daha düşük olduğu bulunmuştur. Ayrıca zihinsel geriliğe sahip çocukların alıcı dil düzeyleri ifade edici dil düzeyinden daha yüksektir. Konuşmaya genellikle yaşıtlarından daha geç başlamakta, özürlerinin şiddetine bağlı olarak yavaş ilerlemektedirler. Dil ve konuşma problemleri bulunmaktadır. Ses ve artikülasyon bozuklukları normal çocuklardan daha sık görülmektedir. (Ersoy ve Avcı, 2000: 157).

Sosyal ve duygusal gelişim özellikleri: Sosyal gelişim ile zekâ yaşı arasında doğrudan bir ilişki olması zihinsel yetersizliği olan çocukların sosyal-duygusal ve davranışsal problemler yaşamasına neden olabilmektedir (Sığırtmaç ve Gül, 2008: 53).

2.3.2.1. Bedensel ve Devinimsel Özellikleri

Zihinsel yetersizliği olan çocuklar, özellikle yetersizlikleri hafif derecede olanlar, normal çocuklara en çok bedensel ve devinimsel özelliklerde benzerlik göstermektedirler. Bununla birlikte zihinsel yetersizlik durumunun daha çok organik nedenlere bağlı olarak meydana geldiği orta ve ağır derecede zihinsel yetersizliği olanlarda bedensel ve duyusal özürlere, buna bağlı olarak çeşitli devinimsel problemlere sıklıkla rastlanmaktadır. Diğer yandan zihinsel yetersizliği olan çocukların genellikle beslenmenin ve sağlık koşullarının yetersiz olduğu aile koşullarından gelmeleri, fiziksel gelişimlerinde önemli bir dezavantaj olarak kabul edilmektedir (Özsoy vd., 1997: 190).

2.3.2.2. Zihinsel Özellikleri

Zihinsel gerilik, zihinsel işlevler, sosyal ve pratik uyumsal becerilerde kendini gösteren uyumsal davranışların her ikisinde görülen anlamlı sınırlılıklar olarak karakterize edilen yetersizliktir.

Çağlar, zihinsel yetersizliği “doğum öncesinde, doğum sonrasında ve doğum sonrasındaki gelişim sürecinde, çeşitli nedenlerden dolayı zihinsel, psiko-devimsel, sosyal olgunluk yönünden akranlarına göre dörtte bir veya daha yüksek oranda sürekli yavaşlama, duraklama veya gerilik oluşturan sürekli bir durumdur.” şeklinde tanımlamaktadır (Özgür, 2008: 151).

2.3.2.3. Sosyal Özellikleri

Sosyal yönden incelendiğinde zihinsel yetersizliği olan çocukların yaşıtlarına göre daha geri oldukları görülmektedir. Ancak bu sosyal gerilik çocukların zihinsel yetersizliğinden ziyade sosyal ortamlardan mahrum edilmelerinin bir sonucudur. Çünkü çocuğun sosyal gelişimi, sosyal yaşantıların içine girmesi ve sosyal aktivitelerde yer alması sonucunda gelişir. Bu çocuklar sürekli olarak bu tip ortamlardan mahrum bırakıldığında, doğal olarak sosyal gerilik söz konusu olmaktadır (Özer, 1997: 24-30).

Ayrıca bu çocuklar diğer insanlar tarafından kabul görmemeleri sonucunda, daha içe dönük olmaktadırlar. Bu durum zihinsel yetersizlikle birleşince sosyal geriliği daha da arttırmaktadır.

Zihinsel yetersizliği olan çocukların diğer akranlarına göre farklı olan sosyal özelliklerini şöyle sıralayabiliriz (Eğitim, http://okulweb.meb.gov.tr/34/12/308106/ egitim.htm);

1. Kendilerinden yaşça küçük olan çocuklarla oynamayı tercih ederler. Çünkü bu çocukların zekâ yaşları kendi yaşlarına yakın olduğu için, onların oyun kurallarını daha iyi anlar ve onlarla daha rahat iletişim kurarlar. Bu durum genellikle bütün zihinsel yetersizliği olanlarda görülür.

2. Yakın dostluklar kuramazlar, kursalar da çok uzun süre devam ettiremezler. 3. Herhangi bir oyunda ya da sınıf içerisinde liderlik özelliği hiç taşımazlar.

4. Oyun ve toplum kurallarına uymada zorluk çekerler. Kuralları güç oyunlara ve sosyal faaliyetlere katılmak istemezler.

5. Görgü kurallarını öğrenmede zorluk çekebilirler. Nerede nasıl hareket edeceklerini, nasıl davranacaklarını bilemezler.

6. Sosyal etkinliklere karşı ilgileri azdır. Sosyal etkinliklere katılmak istemezler. 7. Yeni durumlara uymada zorluk çekerler. Yeni durumlarla karşılaştıklarında

paniğe kapılırlar. Herhangi bir engelle karşılaştıklarında o engelle mücadele etme yerine o işi bırakma eğilimi gösterirler.

2.3.2.4. İş ve Çalışma Özellikleri

Genellikle toplumda hafif derecede zihinsel yetersizliği olan bireylerin beceri istemeyen ya da yarı beceri isteyen iş ya da mesleklerde başarılı olduklarına ilişkin yaygın bir inanış vardır. Bu inanış araştırma sonuçlarıyla da desteklenmektedir. Yine araştırma sonuçlarına göre, zihinsel yetersizliği olan çocukların herhangi bir işte başarısız olmaları, genellikle o işin gereğini yerine getirmedeki yetersizliklerinden çok kişilik ve sosyal uyum özellikleriyle ilişkili olmaktadır (Özsoy vd., 1997: 190).

Ülkemizde Özsoy ve arkadaşları tarafından yapılan bir araştırmada 135 eğitilebilir zihinsel yetersizliği olan çocuk izlenmiştir. Bu çocukların yaklaşık 1/3’ünün bir işte çalıştıkları belirlenmiştir. Ancak işten ayrılma ve iş değiştirme oranları oldukça yüksek bulunmuştur. Çalışılan iş ya da meslekler genellikle oto tamirciliği, berber çıraklığı, garsonluk gibi yarı beceri isteyen işler olmaktadır (Özsoy vd., 1997: 191).

Benzer Belgeler