• Sonuç bulunamadı

2.2. Ermeni Milletvekillerinin Meclis Çalışmaları

2.2.3. Zakar Tarver’in Meclis Çalışmaları

Zakar Tarver 1954 ve 1957 seçimlerinde Demokrat Parti İstanbul milletvekili olarak seçilmiştir.

X. Dönem milletvekili olarak 14 Mayıs 1954’de meclise katılan300 Zakar Tarver,

bu dönemde de çalışmalarını sürdürmüştür. Mecliste Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğü bütçesi görüşmeleri sırasında vakıflara ve kiliselere bağlı mektep, eytamhane ve hastane gibi emlakların tapu kaydının vakıflar ve kiliseler adına yapılamadığından dolayı birçok sıkıntı yaşandığını ve uzun süreden beri muallakta olan bu durumun düzeltilmesi için bir çare bulunmasını istemiştir.301

6 - 7 Eylül olayları cereyanı sebebiyle İstanbul, İzmir ve Ankara vilâyetlerinde örfi İdare ilânı ile ilgili başvekâlet tezkeresi görüşmelerinde söz alarak bu olayları vandalizm olarak değerlendirmiş ve artık ülkede dini bir üstünlüğün olmadığını söylemiştir. Herkesin inancında serbest olduğunu ve tüm dinlere saygı duyulması gerektiğini ifade etmiş, Türkiye’yi teşkil eden unsurların Türk olduğunu belirterek bu

298TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: IX, C. 24, Birleşim 109, 15.07.1953, s. 677-678. 299TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: IX, C. 29, Birleşim 44, 02.03.1954, s. 44-46. 300TBMM Arşivi, Zakar Tarver’in Seçim Mazbatası, Sicil No: 2051

unsurların eşit haklara sahip olduğunu dile getirmiştir. Azınlıkların Türkiye’ye olan bağlılıklarını da şu sözlerle anlatmış ve konuşmasını sonlandırmıştır:302

“ …Sizleri temin ederim ki, memleketimizde yaşıysan ufacık gayrimüslim azınlık mukadderatını bu memleketin mukadderatına bağlamış, bu memleketin iyiliğine candan sevinen ve maazallah felâketine de samimiyetle üzülen insanlardan mürekkeptir.

Asırlardan beridir Türkiye'de yaşayan Ermeni azınlığının ifa edegeldikleri hizmetler cümlenin malûmudur... Saymakla sonu gelmeyecek eslafımız hep bu memlekete hizmette gurur ve şeref duymuş ardır. Onların öz evlâtları olan bugünküler de aynı samimî duygularla meşbu bulunuyorlar.

Dosta ve düşmana karşı bizleri utandıracak olan son Vandalizm gösterileri dolayısıyla azınlıkların bu samimî duygularını bu kürsüden belirtmek memleketin yüksek menfaatlerine uygun olacağı kanaatindeyim. Allah bu memleketi korusun!”

Daha sonra 6 - 7 Eylül 1955 tarihinde İstanbul ve İzmir'de vuku bulan hâdiselerde zarar görenlerin zararlarının ödenmesi hakkındaki kanun lâyihası görüşmelerinde İzmir Milletvekili Behzat Bilgin’in, bu olaylar için Vandalizm kelimesi kullanan Berç Türker’i sert bir dille eleştirmesi üzerine söz alarak, o günkü olayın sıcaklığı ile kullanmış olduğu bu kelimenin farklı şekilde ifade edilmesinden dolayı üzüntü duyduğunu tüm vatandaşları kastetmediğini kendisinin de bir Türk olduğunu söylemiştir. Ayrıca vatandaşların zararlarını telafi edecek böyle bir kanunun çıkarılmasından dolayı da hükümete karşı memnuniyetini bildirmiştir.303

Diğer bir konuşması ise Hirfanlı Barajı hakkında 25 Ocak 1956 tarihli Dünya gazetesinde neşredilen yazıya dair sorusuna Nafıa Vekili Muammer Çavuşoğlu'nun şifahi cevabı üzerine olmuştur. Gazetedeki bu yazıda Hirfanlı Barajı inşaatını tetkik etmek üzere ülkeye gelmiş olan ingiliz Tecton Şirketi yüksek mühendislerinden Mr. E. Straugheir’ın baraj yerinin iyi seçilmediği, bu barajdan ancak elektrik istihsal edileceği, elektrik vereceği en yakın şehirin de barajdan 150 kilometre uzakta bulunduğu, etrafındaki köylerin çok küçük oldukları ve bu barajdan sulama işlerinden istifade edilemeyeceği hususundaki beyanının doğruluğu sormuştur. Nafia Vekili Muammer Çavuşoğlu verdiği cevapta bu beyanattan sonra müteahhide durumun ne olduğunu sormuş olduklarını ve alınan cevapta beyanatı veren şahsın kendileriyle hiçbir ilgisi olmadığını söylediğini belirterek beyanatın ciddiye alınmamasını söylemiştir. Nafia

302TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 7, İnikat 80,12.09.1955, s. 673. 303TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 10, İnikat 36,13.11.1956, s. 194-195.

Vekilinden sonra söz alan Tarver, vekile izahatından dolayı teşekkür ederek, böyle yalan beyanatların ilgili vekâletlerce aynı gün tekzip edilerek; vatandaşın şevkinin kırılmasına müsaade edilmemesini istemiştir.304

Millî Korunma Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki kanun teklifinin görüşmelerinde 57. maddenin dördüncü bendinin “Hükümetçe imalâtçı,

ithalâtçı, toptancı, yarı toptancı ve perakendeci hakiki veya hükmi şahıslar arasında yapılan ticari alım ve satım muamelelerinde fatura verilmesi ve alıcı tarafından fatura alınması ve bu faturaların saklanması mecburidir.” hükmünde bir kelime değişikliği

yapılarak “Hükümetçe fiyatlarının tespitine lüzum görülen mallar, hakiki ve hükmi

şahıslar arasında imalâtçı, ithalâtçı, toptancı ve perakendecilerle yapılan alım ve satım muamelelerinde fatura…” şeklinde düzeltilmesi gerektiğini aksi takdirde paraketeciden

alınan 30 kuruşluk bir defter için bile fatura isteme durumunda kalınacağını belirmiştir.305

Maliye Vekâleti Bütçesi görüşmelerinde ise Avrupa ve Amerika’ya tahsil için giden öğrencilerin geri geldikten sonra buralardaki yenilikleri takip etmeleri için onların yayınlarını getirtip okumak zorunda olduklarını söylemiştir. Fakat bu yayınların bir süreden beri turistik dolarlarla getirildiğini bunun da fiyatı iki misline çıkardığını belirterek tekrar eskisi gibi 283 kuruşluk dolarlarla getirilmesini talep etmiştir.306

Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti bütçesinde Türkiye'de toplanacak Dünya Tıp Kongresi masrafları için Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanlığına 1000 liralık yardım edilmesi için görüşme yapıldığı sırada söz alarak, Dünya Hekimler Birliği teşekkülünün her yıl bir ülkede toplanarak tıbbın yenilikleri ve gelişimi hakkında görüşmeler yaptığını, 53 ülkenin iştirak ettiği bu teşekkülün başkanlığına o yıl için Türk temsilcinin seçildiğini söyleyerek bu yardımın kabul edilmesini istemiştir.307

1957’de tekrar DP İstanbul Milletvekili seçilen Zakar Tarver, bu dönemde Sıhhat ve içtimai Muavenet Encümeni üyeliği görevini ifa etmiştir.308 İncelenen

kayıtlara göre dönem içerisinde pek aktif olmadığı görülen Zakar Tarver Hudut ve Sahiller Sıhhat Umum Müdürlüğü 1959 malî yılı Bütçe kanunu lâyihası üzerine yapılan görüşmeler üzerine söz alarak sağlık işlerinde ulaşılan nokta ile ulaşılmak istenen nokta arasında çok mesafe olduğu ve bu mesafenin kapanması için ülkenin suyollarının,

304TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 10, İnikat 47, 28.11.1956, s. 1059, 1077. 305TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 11, İnikat 66, 21.05.1957, s. 414. 306TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 17, İnikat 46, 25.02.1957, s. 826. 307TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 17, İnikat 48, 27.02.1957, s. 1005. 308TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 1, İnikat 3, 24.05.1954, s. 44.

kanalizasyonlarının, sıhhi meskenlerinin, nakil vasıtalarının, yollarının, elektrifikasyonunun tamamlanması ve kalkınmanın bütün alanlarda olması gerektiğini bunun içinde bir bütçeye ihtiyaç olduğunu söylemiştir. Sağlık konusunda kalkınmanın personelin değeri, bunların yetişmesi, çalışması ve kademeleşmesindeki hakim sisteme bağlı olduğunu belirterek konuşmasında şu noktalara değinmiştir:

“Bu teşkilâtta çalışanlar devamlı surette ilmî usullerle çalışmak suretiyle, «mesleki itibar» kazanmaya ve muhafaza etmeye mecburdurlar. Hizmetin iyiliğine ve ilmin terakkisine matuf olan bu meslekî itibar doktorluk meslekinin bariz bir hususiyetini teşkil eder. Vekâlet bu ilmî zihniyetin yer alması için büyük gayret sarf etmektedir…

Türkiye’nin nüfusu, arazisinin genişliğine kıyasen çok azdır. Sağlık davamızın ilk hedefi, ilk hamlede nüfusumuzu elli milyona vardırmak olmalı. Türkiye'de ölüm, bilhassa çocuk vefatı, henüz çok fazladır. Vekâlet bu hususta büyük gayret sarf etmelidir.

Sağlığın başlıca düşmanı iktisadi darlık ve bilgisizliktir. Hükümet lüzumlu personel yetiştirmek gayesiyle insan üzerine de bir miktar yatırım varmalıdır. Bugün daha en az on bin hekime ihtiyaç vardır. Sağlık köye kadar lâfla gitmez: Bunun asgari şartı, iyi yetişmiş ve kafası ile beraber midesi de boş olmayan bir saflık personelidir. Bu günün ilmî gelişmelerine göre beş milyon nüfusa bir tıp fakültesi ve eczacı okulu bulunması icap eder. Tababet son yirmi yıl zarfında iki bin senede elde edemediği tekâmüle erişmiştir. Sağlık ve Sosyal Yardım Vekâletinin mutlak ve acil olarak muhtaç olduğu şey, sağlık davasında şahıslara bağlı olmayan bir millî sağlık plânıdır.”

Konuşmasının sonunda bütçenin % 10’unun Sağlık Vekâleti’ne tahsis edilmesiyle sağlık alanında hedeflenen kalkınmaya ulaşılabileceğini belirtmiştir.309

Orta Doğu Teknik Üniversitesi kanunu tasarısı münasebetiyle konuşmuş tüm ilim ocaklarına mümkün olduğunca hibe ve yardımda bulunulması gerektiğini söylemiştir. Dışarıdan aldıkları malların gümrükten muaf olmasına ek olarak yurt içinde de maddi yardımlardan muaf tutularak teşvik edilmelerini istemiştir.310

309TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI, C. 7, İnikat 45, 25.11.1959, s. 914-915. 310TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI, C. 9, İnikat 73, 25.11.1959, s. 367.