• Sonuç bulunamadı

2.2. Ermeni Milletvekillerinin Meclis Çalışmaları

2.2.4. Mıgırdıç Şellefyan’ın Meclis Çalışmaları

Mıgırdıç Şellefyan 1957 yılı seçimlerinde Demokrat Parti XI. Dönem milletvekili olarak 1 Kasım 1957’de meclise katılmıştır. Bu yasama döneminde İktisat Encümeni üyesi olarak görev almıştır.311

Dönem içerisinde ilk kez Bankalar Kanunu lâyihası münasebetiyle konuşan Mıgırdıç Şellefyan, bankaların vatandaşlar için bir emniyet sandığı niteliğinde olduğunu ve sabit garantili plasmanlar312 yapmakla mükellef olduklarını belirterek; memlekette zirai sigortalar teessüs etmeden bankaların kendi % 10’larını aşan plasmanlar yapmalarının tehlikeli olduğunu vurgulamıştır. Hayvancılık ve ziraat gibi birçok alanda milletin emanet etmiş olduğu paraların % 10’unu aşan miktarlarını yatırmanın iklimi kuraklığa yakın bir memleket için tehlikeli olduğunu söylemiş; böyle yatırımlara girmek için yeterli sermayenin temin edilerek daha sonra halkın paralarının bu tür işletmelerde kullanılması gerektiğinden bahsetmiştir. Aksi takdirde bankaların milletin kendilerine verdikleri paraların bekçisi olduklarını ifade etmiştir.313

1959 yılı Maliye Vekâleti bütçesi görüşmelerinde iç ve dış borçlanmadan bahsederek; toplam borcun, milli gelirin üç katı olmasının sanıldığı gibi ülkeyi iflasa götürmeyeceğini, Amerika’nın da aynı durumda olduğunu söylemiştir. Borçlanmanın becerikli insanların harcı olduğunu söyleyerek Cumhuriyetin kuruluşundan 1950’ye kadar Türkiye’nin düzenli bir iktisadi politikasını olmadığını da belirtmiştir. Hâlihazırdaki iktisadi politikanın esaslarını belirterek konuşmasına şöyle devam etmiştir:

“Bunun esasları şunlardır: Evvelâ kendi kendine yeter vaziyete gelmek. Muasır medeniyetin haiz olduğu imkânlara bizim de kavuşmamız... Bunun için de zirai ve iktisadi kalkınma... Bunlar Demokrat Partinin ve ilerde kim gelirse gelsin, Türkiye'nin iktisadi politikasının esaslarını teşkil edecektir. Ve bundan dolayıdır ki, maliyemiz, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin maliyesi, Demokrat Partinin maliyesi, artık klâsik olarak, ancak paralar toplansın, öşür toplansın, devlet borçları ödensin, şeklinde bir maliye değil; tamamen yeni modern ilimle mücehhez ve bu şekilde iktisadi meseleleri, malî meselelerle intaç ettiren bir demokratik Maliye Vekâleti olmuştur. Bundan dolayı da kendilerini tebrik ederim.”

311TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI, C. 1, İnikat 1, 1.11.1957, s. 4. ; TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI,

C. 1, İnikat 5, 22.11.1957, s. 33.

312Genel anlamda paranın, gelir getiren menkul veya gayrimenkul değerlere, mallara ya da diğer servet

unsurlarına yatırılarak değerlendirilmesidir.

Aynı gün yapılan 1959 Yılı Ticaret Vekâleti bütçe görüşmelerinde de söz alan Şellefyan, 1953’ten beri ihracatın azaldığına dair yapılan eleştirilere cevap vererek ihracatın azalmasının milli gelirin azalması anlamına gelmediğini, enflasyonun ise milli gelirin artması ve ihracatın kifayetsizliğinden dolayı olduğunu söylemiştir. Hayat standartları yükseldikçe beklentinin arttığı ve bununla birlikte de şikâyetlerin arttığını belirterek ülkedeki durumun bundan ibaret olduğunu belirtmiştir. Ülkede zirai mahsullerin kooperatiflere doğru yönlendirilmesinin önceden yaşanan mahsul sıkıntısının giderilmesini sağladığını ve yabancı ülkelerde Türkiye’nin itibarını artırdığını dile getirmiştir. Avrupa ülkelerinde ortak pazar ve serbest grupların ortaya çıktığını, Türkiye’nin de bu serbest piyasa içerisine girmesinin zaruri olduğunu ve bunun için Ticaret Vekiline çok iş düştüğünü, bir yandan ülke sanayisini idare edip diğer yandan serbest piyasaya ayak uydurmanın zor olduğunu söylemiştir. Konuşmasının sonunda ise modern ve gelişmiş bir ülke için iktidar ile muhalefetin işbirliği içinde çalışması gerektiğini vurgulamıştır.314

Türkiye Elektrik Kurumu kanun tasarı için yapılan müzakerelerde yaptığı konuşmayla, ilgili elektrik şirketinin devletleştirilmesi taraftarı olmadığını, devlet teşekküllerinin özel şirketler gibi verimli çalışamadıklarını, bu elektrik şirketinin belediyelerden yardım almayarak kendi kendine yetebilen bir şirket olduğunu söylemiştir. Hükümetin, bu kanun tasarısını meclise getirmesinde ki sebebini “Yurdun

her tarafında memleket ekonomisine en uygun enerji kaynaklarını iyi etüt etmek, iyi plânlamak ve her bakımdan en elverişli santral ve tesisleri kurarak işletmek, küçüklü büyüklü her çeşit sanayi, şehir ve kasabaların ve mümkün oldukça köylerin elektrik enerjisi ihtiyaçlarını toptan sağlamak, bu işleri bir elden kuvvet ve gayretlerimizi, bilgi, tecrübe ve teknik personelimizi dağıtmaksızın teksif ederek tahakkuk ettirmek.”

olarakbelirttiğini fakat en ücra köşeye kadar ulaşmanın tek elden zor olacağını belirtmiştir. Dağıtım için belediyelere toptan satış yapılarak TEK’in mesaisinin kolaylaştırılabileceğini söylemiştir. Ayrıca kanunun TEK’in görevlerini belirten “ürettiği elektrik enerjisini şehir, köy ve kasabalara, sanayi ve diğer müstehliklere

toptan veya icabında perakende olarak satılması” hükmü hakkında bir önerge vererek

314TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI, C. 7, İnikat 45, 25.02.1959, s. 753-754, 900,906. ; TBMM Zabıt

“icabında perakende olarak satılması” yerine “mahallî belediyelerle mutabık kalınarak satmak” şeklinde değiştirilmesini teklif etmiştir. Fakat önerge kabul edilmemiştir.315

Askerî Ceza Kanununun 56. maddesinin değiştirilmesi hakkındaki kanun lâyihası üzerine konuşan Şellefyan, bu maddede iki maddi hatanın olduğunu birinin düzeltildiğini, düzeltilmesi gereken diğer hükmün de “Bu bentte yazılı cürümler ancak

Millî Müdafaa Vekilinin talebi üzerine takip olunur. Talebin geri alınması caizdir.”

maddesi olduğunu söylemiştir.316

Ankara Mebusu İlyas Seçkin ve Adana Mebusu Muslihittin Yılmaz Mete'nin, Kromit Limitet Şirketi ile bu şirketin kurucusuna Ziraat Bankası tarafından açılan kredi dolayısıyla meclis tahkikatı açılmasına dair takriri317 üzerine konuşarak, yüksek rakamlı

kredilerin her zaman suiistimal taşımadığını, dolayısıyla bu kredinin karşılığının neler olduğunun araştırılması gerektiğini dile getirmiştir. Bu kredi için tahkikat yapılmasını fakat fabrikanın durdurulmamasını, aksi takdirde “Ziraat Bankası bu kurulan şirketin

bütün malî ve iktisadi durumuna hâkim olduğuna göre katiyen bu kredileri ve tediyeleri durdurmayalım. Aksi halde bu bir enkaz haline gelir. Eğer İlyas Beyefendi hakikaten 60 - 70 milyon lirayı kurtarmak gibi ulvi bir maksadı güdüyorsa bunu büsbütün yok etmesi doğru olmaz. Bu fabrika bundan evvel ancak kavli mücerrette mevcuttu. Bugün elimizdedir, ayağımızdadır. Bugün bir prodüktivite sahibi olacağız. Ben bugün ufak çapta bir sanayici olarak bu endişeler içinde kürsüyü işgal etmiş bulunuyorum. Eğer bunu bir Meclis tahkikatı ' mevzuu yaparsak hiç olmazsa fabrikayı durdurmayalım. Yapılacak ilk iş şu olacaktır. Tediyeler duracaktır, bu fabrika rantabl olmaktan

315TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI, C. 9, İnikat 76, 03.06.1959, s. 455, 316TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI, C. 9, İnikat 78, 08.06.1959, s. 586. 317“T. B. M. Meclis Yüksek Riyasetine

1. İstanbul'da maden işleriyle iştigal eden Kromit Limitet Şirketi ile bu şirketin kurucusu Oğuz Akal isminde bir şahsa Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası tarafından 1953 yılında 6 milyon lira bir kredi açılmış ve bu kredi 1959 yılma kadar muhtelif şekillerde 40 milyon liraya baliğ olmuştur.

2. Firmanın ve kredi alan şahsın malî durumu bu miktar krediyi karşılayacak derecede sağlam olmadığı için açılan 40 milyon liralık kredinin tahsili imkânsız hale gelmiştir.

3. 1959 yılma kadar, mezkûr 40 milyon liralık kredinin tahsilini temin zımnında hiçbir ciddî tedbir alınmamıştır. Son defa Ticaret Vekâleti tarafından Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasına verilen bir yazlı emirle, Oğuz Akal'- m kurmaya teşebbüs ettiği 2 milyon lira sermayeli bir şirkete 800 bin liralık bir hisse ile ortak olmasını bildirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası aldığı bu emir üzerine filhakika maden izabe işleriyle iştigal etmek üzere Oğuz Akal’ın kurduğu bu yeni şirkete 800 bin lira vermek suretiyle ortak olmuştur.

4. Yedimizde bulunan delil ve vesikalara müsteniden kolayca tespiti mümkün olan ve geniş bir çevreye yayılan bu nüfuz suiistimalleri yoluyla Oğuz Akal'a ve kurduğu şirketlere ölçü süz menfaatler temin edildiği aşikârdır. Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası gibi Türk köylüsünün ve çiftçisinin zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan bir millî müessesenin malî kaynaklarının nüfuz suiistimali yoluyla ve pervasızca heba edilmesine yol açan mesuliyetler zincirinin bütün halk dar iyi e meydana çıkmasına imkân vermek üzere İçtüzüğün 177. maddesine göre meclis tahkikatı açılmasını arz ve talep ederiz.” ;

çıkacaktır. O zaman felâket meydana gelecektir. İlyas Bey’in bu önergesinde yapılan bu kalkınma hareketlerinin bir cüzünü teşkil edecek olan bu fabrikayı durdurmak gibi bir maksat yok ise, muayyen kotalarla bu müesseseyi takviye ederek fabrikayı işletip istihsale başlatmalıyız. Bu suretle meydana gelecek istihsalden memleket istifade etsin ve kazancı ile borcunu ödesin. Aksi takdirde bu güzel teşebbüsü bir enkaz haline getirmiş oluruz.” ülkenin zarara uğrayacağını bu sözleiyrle ifade etmiştir.318

1960 yılı Maliye Vekâleti bütçesi görüşmelerinde eşya ve emtia taşıyan vasıtaların memleketin iktisadi hayatında büyük rol oynadığını ve bunlardan fon parası alınmamasının doğru bir uygulama olduğunu söylemiştir. Urfa Vekili Esat Mahmut Karakurt’un otomobillerden alınacak fon parasına karşı çıkmasına cevaben ise eşya ve emtia taşıyan vasıtaların memleketin iktisadi hayatında büyük rol oynadığını ve bunlardan fon parası alınmayarak bu fon paralarının otomobillerden alınacak olmasının daha uygun olduğunu söylemiştir. Ayrıca konuşmasında gelecekte çocuklara ödenecek birçok borç bırakıldığı suçlamalarına karşı, geleceğe borç kalmayacağını yapılan tesislerle bu borçların ödeneceğini de dile getirmiştir.319