• Sonuç bulunamadı

3.2. Rum Milletvekillerinin Meclis Çalışmaları

3.2.6. Aleksandros Hacopulos’un Meclis Çalışmaları

Aleksandros Hacopulos 1954 yılı ve 1957 yılı genel seçimlerinde X. ve XI. Dönem Demokrat Parti İstanbul Milletvekili olarak mecliste bulunmuştur.14 Mayıs 1954 Cuma günü mecliste and içerek X. Dönem meclis faaliyetlerine katılmıştır. 24 Mayıs 1954’de Maarif Encümeni üyesi olarak seçilmiştir.384

6-7 Eylül 1955 olayları sonrasında meclise sunulan İstanbul, İzmir ve Ankara vilâyetlerinde örfi idare ilânına dair başvekâlet tezkeresi münasebetiyle söz alan Hacopulos; Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a olaylar nedeniyle meclisi olağanüstü toplantıya çağırdığı için teşekkür ederek; söz konusu olaylardan duyduğu üzüntüyü dile getirmiştir. Birçok mabet ve kültür ocağının yıkıldığından, birçok ailenin evlerine girilerek tahrip edildiğinden ve bu olayları başkalarının teşvikiyle ve programlanmış olduğundan söz etmiştir. Bu olaylar karşısında duyduğu üzüntüden bahseden bu konuşmasının bir kısmı şöyledir:

“…Evvel emirde burada bir mukaddes kitap gibi, bildiğimiz Anayasamızın 88. maddesini okuyalım. Türkiye'de din ve ırk ayı it edilmeksizin Vatandaşlık bakımından herkes Türk'tür. Ve biz bununla iftihar etmekteyiz. Sayın arkadaşlarım; bugünkü Türkiye, hak ve adalet prensipleri üzerine kurulmuş büyük bir imparatorluğun özüdür. Böyle bir imparatorluk ki, hudutları Hindistan'dan Viyana'ya, Kırım'dan Nil Nehrinin mebdeine kadar, Arabistan'dan Cebelitarık’a kadar uzamıştı; o zamanın medeniyeti bu hudutların içinde idi. imparatorluğumuz kuş uçmaz, kervan geçmez Afrika çöllerinin ortasında değildi, içinde elbette muhtelif din ve ırktan vatandaşlar olacaktı. Çünkü muazzam bir imparatorluktu. Tekrar ediyorum, işte bugünkü Türkiye Cumhuriyeti bu imparatorluğun özüdür. Ve muhtelif din ve ırka mensup insanlardan müteşekkil ise bu, geçirdiği tabiî merhalenin bir neticesidir. Arkadaşlar biz bugün filân devletle bozuştuk diye o ırktan olan vatandaşları mağdur edersek öbür gün falan devletle bozuştuk diye başkalarını mağdur edersek bu vatanın hali ne olur? Bunu reddediyoruz arkadaşlar. Bütün dünya biliyor ki, hiçbir vatandaş ne esir ne de rehindir. Fakat bunu bu şekle sokan ve Türk milletinin bütünlüğünü bozan, galeyana getiren maalesef bazı gazeteciler olmuştur.

Bu iş hangi teşkilâtın mahsulüdür. Bunlar üzerinde durulması ve uzun uzun, derin derin düşünülmesi lazım gelen mühim noktalardır. Fakat bunun ötesi de vardır. Ve en ağır tarafı da budur. Şayet ne yapalım yetişemedik, anlayamadık, diye kendilerini

müdafaaya kalkışırlarsa o zaman vaziyet çok daha vahim ve fecidir. O zaman Özürleri kabahatlerinden çok daha büyük olacaktır. Eğer emniyet teşkilâtımız ve zabıtamız beş on bin silâhsız, talimsiz, ellerinde yalnız sopa ile başıbozuk çeteciyi, polisi ile jandarması ile etrafında birçok askerî birlikleriyle ve motorize kıtaları ile İstanbul'un göbeğinde bir iki saat zarfında bastıramazsa halimiz haraptır arkadaşlar. Daha büyük felâketler karşısında ne yapacağız? Sayın arkadaşlarım, teşkilât tertipli idi, muazzamdı. İstanbul’da 74 kilise vardı. Yetmişi aynı zamanda yakıldı ve yıkıldı. Asil Türk milleti ve onun hükümdar ve kahramanları mabetlere daima saygı ve sevgi göstermişlerdir. 500 sene zarfında ve birçok harplerin içinde dahi hiçbir kilisemiz, hiçbir mabedimiz yıkılmamış, mukaddes eşyaları bu şekilde vahşiyane ve gaddarca tahrip edilmemişti. Sayın arkadaşlar, mezarlar açılmış, mukaddes ruhanilerimizin, anne ve babalarımızın kemikleri çıkarılmış ve cesetler bıçaklanmış ve yakılmıştır. Arkadaşlar bu mübalâğa değildir. Hakikat ve vukuatın küçük bir cüz'ünün ifadesidir…”

Konuşmasında kendi evinin de bu saldırılara maruz kaldığını, emniyet teşkilatının gerekli önlemleri almadığı ve olayları önlemek için çaba göstermediğini de iddia eden Hacopulos, bu olayların sorumlularının cezasız bırakılmayacağını ifade etmiştir.385

Yaşanan bu olaylardan sonra 28 Şubat 1956’da meclise 6-7 Eylül 1955 tarihinde İstanbul ve İzmir'de vukubulan hâdiselerde zarar görenlerin zararlarının ödenmesi hakkında bir kanun tasarısı sunulmuştur. Bu kanun tasarısı görüşmelerinde söz alan Hacopulos, yaşanan bu nahoş olaylar dolayısıyla Türk milletinin de çok üzüldüğünü belirterek yeni bir sayfa açılarak hayata kalınan yerden devam edilmesini söylemiştir. Türk milleti ve hükümetini bu olaylar sonrası ellerinden geleni yaptıklarını, bu kanunun hükümetin şefkatle uzattığı bir yardım eli olduğunu ifade etmiştir. Konuşmasının devamında Rumların Türk devletine sadık birer vatandaş olduklarından bahisle Rum Patrikhanesinin Ruslarla işbirliği yaparak Türkiye’de bir papalık kurulmasını istediğine dair iddialar karşısında sert bir tavır koymuş ve Rumların Türk vatandaşı olmakla iftihar ettiklerini dile getirmiştir.386

Gaziantep Milletvekili Süleyman Kuranel’in yapı ve imar kanunu teklifi üzerine söz alarak; söz konusu kanunun 44. maddesinde istimlak edilen gayrimenkullerin sahiplerine birer bono düzenlenmesi hükmünü eleştirmiştir. Anayasanın 74. Maddesi

385TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 7, İnikat80, 12.09.1955, s. 675-677. 386TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 10, İnikat 47, 28.02.1956, s. 1076.

gereği değer pahası peşin verilmedikçe kimsenin malının istimal ve mülkünün istimlak edilemeyeceğini belirterek bu maddenin komisyona iadesini istemiştir.

Aynı günkü oturumda Maarif Vekâleti kuruluş kadrolarıyla merkez kuruluş ve görevleri hakkındaki 2287 sayılı kanunda değişiklik yapılmasına dair olan 4926 sayılı Kanuna ek kanun tasarısı münasebetiyle yaptığı konuşmasında maarif işlerinde cömert davranılmasını söylemiştir. Yapılacak birkaç yüz bin liralık tasarruf için öğretmenlerin refah düzeyinin düşürülmesinin ülkenin eğitimini sekteye uğratacağını, öğretmensizlikten dolayı birçok çocuğun okula gidemediğini belirterek; öğretmenlerin maaşlarında iyileştirme yapılarak vatandaşların öğretmenliğe teşvik edilmesini istemiştir.

Maarif Vekâleti Bütçesi görüşmelerinde de konuşan Hacopulos; kolayca okuyup yazmak ve batıya doğru yönelmek için yapılan harf inkılabından maddi nedenler dolayısıyla beklenilen sonucun alınamadığını ve ilköğretim kanunun bir an önce çıkarılması gerektiğini söylemiştir. İstanbul, İzmir ve Ankara’da bina yetersizliğinden dörtlü eğitime geçildiğinden ve çocukların gün aşırı yarım gün okula gittiğinden bahsetmiştir. 1943 senesinden beri ansiklopedi işine girişildiği fakat ansiklopedinin hala b harfinde olduğu ve bir an önce bunun tamamlanması gerektiğini söylemiştir. Değindiği diğer konular okul kitaplarının baskısının iyi olmadığı, Atatürk’ün yaptıklarıyla ilgili Maarif Encümenince bir kitap çıkarılarak ucuza satılıp tüm halkın kütüphanesinde yer almasının sağlaması hususudur. Ayrıca Ankara Devlet Tiyatrosu’nun dünya standartlarında olduğu İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun da Ankara’ya bağlanarak bu seviyeye ulaşmasının sağlanabileceğini, tiyatro binaları yapılmasını ve tarihi binalara gereken ehemmiyetin verilmesini belirtmiştir. Konuşmasına ilköğretim kanununun bir an evvel çıkarılması isteğiyle son vermiştir.387

Aleksandros Hacopulos XI. dönem faaliyetlerine ise1 Şubat 1957’de mecliste and içerek başlamış ve bu dönemde de Maarif Encümeni üyesi seçilmiştir.388

Aleksandros Hacopulos özel okulların gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutulması için Gelir Vergisi Kanununun 12. maddesine ve Kurumlar Vergisi Kanununun 7. maddesine birer fıkra eklenmesi hakkında kanun teklifi vermiş ve bu teklif 5 Kasım 1958 tarihinde maliye ve bütçe encümenlerine gönderilmiştir. Maliye encümeni bu kanun teklifini kabul etmiştir. Fakat bütçe encümeni özel okulların

387TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: X, C. 17, İnikat 47, 26.02.1957, s. 869-870.

388TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI, C. 1, İnikat1, 01.01.1957, s. 4. ; TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI,

vergiden muaf tutulmasının ilerde amme hizmeti yapan hastane gibi bazı kurumların da böyle bir talepte bulunabileceği gerekçesiyle kabul etmemiştir. Daha sonra 12 Kasım 1958’e Bütçe Encümeni mazbatası hakkında mecliste yapılan mütalaalarda söz alan Hacopulos; özel okulların hükümete yardımcı olduğunu, devlet bütçesinin de kar edeceğini bildirerek bu teklifin kabul edilmesini istemiştir. Daha sonra bu kanun teklifi hakkında konuşmak isteyen milletvekilleri olmuştur. İlk olarak Urfa Milletvekili Mahmut Esat Karakurt söz almış; daha sonra sırasıyla Bütçe Encümeni adına İzmir Milletvekili Behzat Bilgin, Çankırı Milletvekili Ferhan Arıkan, Ankara Milletvekili İlyas Seçkin, Ankara Milletvekili İsmail İnan, Burdur Milletvekili Fethi Çelikbaş özel okulların öncelikli amacının ticaret olduğunu vurgulayan konuşmalar yaparak bütçe encümeni mazbatasının kabul edilmesinden yana olduklarını bildirmişlerdir. Görüşmenin sonunda yapılan oylama ile Bütçe Encümeni mazbatasının kabulü ile kanun teklifi reddedilmiştir.389

1960 yılı Maarif Vekâleti bütçe görüşmelerinde Ankara, İstanbul, İstanbul Teknik, Ege ve Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü bütçeleri görüşmelerinde son yıllarda açılan ve açılacak olan üniversitelerin sadece öğretim bakımından değil bulundukları yerlerin sosyal kalkınması bakımından da faydalı olacağını ve öğretim elamanı sıkıntısı için endişe edilmemesini bu kadroların gelip yetişeceğini söylemiştir. Konuşmasının devamında Türkiye’nin batı ve doğu kültürlerini birleştiren bir köprü olduğunu, bu kültürel etkileşimin üniversitelerdeki ilim aracılığıyla benimsetilmesi gerektiğini dile getirmiştir. Ayrıca bazı öğretmenlerin profesör unvanı almalarının akademik hiyerarşiye uygun olmadığını, üniversitelerin kapasitelerinin liseden mezun olan tüm gençleri almak için yeterli olmadığını ve liselerin bu duruma göre düzenlenmesi gerektiğini, üniversitelerin siyaset değil ilimle uğraşmasının daha faydalı olacağını belirtmiştir.390