• Sonuç bulunamadı

Zıt renk tasarıları, renk dairesinde karşılıklı alanlarda bulunan renklerle (örneğin; kırmızı ve yeşil, turuncu ve mavi) yapılır. Bu özellikte bahçeler çokça dramatik olmaktan uzaklaşırlar, etkilerini zıtlıklarda yansıtırlar. Koyu mavi Campanula ile turuncu mevsimliklerin bir arada kullanıldığını ya da koyu yeşil bir bitkinin fon olduğu parlak kırmızı çiçeklerin yaratacağı etki görülmeye değerdir (Ball, 2001, s.35).

4.1.3.2.1.3.4. Bütünleyici-Devam Renklerinin Bir Arada Kullanıldığı

Tasarımlar

Devam renkleri, renk dairesi üzerinde birbirinin ardından gelen renklerdir. Mor ile mavinin, pembenin ve bu renklerin tüm tonlarının bir arada kullanıldığı tasarımlar örnek gösterilebilir. İyi tasarlanmış bahçelerde ağaç yaprakları şekilleriyle, dokularıyla ve renkleriyle uzun süreli çekiciliklerini senelerce sergileyebilirler. Unutulmamalıdır, yapraklar kırmızı, beyaz, gri, gümüş, mor olabilir ve yemyeşil bir ormanda bu özellikleri ile bu bitkiler kendilerini gösterebilirler (Ball, 2001, s.36).

4.1.3.2.1.4.Doku (tekstür)

Gerek dokunma, gerekse görme duyumuzu etkileyen bir özelliktir. Yaprak ve dallanma özelliklerinin tümü, yani yaprak lçüleri, biçimi, rengi, deseni, tüylülük durumu bitkilerin doku özelliğini ortaya çıkarır (Trowbrıdge ve Bassuk, 2004, s.99).

Bir bitkinin doku özelliği, onun yapraklarının şekli (yuvarlak, oval, sivri vb.), rengi, ölçüsü, yaprak yüzeylerinin dokusu, dallanmalarının ortaya koyduğu bir sonuçtur. Kaba bir dokuya sahip bitkiler mekanı küçültür, ince dokuya sahip bitkiler ise mekana genişlik verirler (Eroğlu, 2004, s.7).

Bitkilerin doku özelliği, insanlarda psikolojik etki bırakmaktadır. Bitkisel tasarımda kaba dokulu bitkiden, ince dokulu bitkiye doğru bir gelişme, uzaklık ve

derinlik duygusu oluşmaktadır. İnce dallı ve narin yapraklı bitkiler daha yakında algılanmış ve daha güzel olarak algılandıkları belirtilmiştir.

Genel olarak herdemyeşil, koyu renkli bitkiler kaba dokulu bitkiler olarak anılırken, küçük yapraklı ve açık yeşil bitkiler, ince dokulu olarak tanımlanmaktadırlar (Eroğlu, 2004, s.7).

Yapraklar ölçü ve form yönünden çok değişiklik gösterir. Form yönünde oval, yumurta, ters yumurta gibi şekillerde olabilir. Yapraklar aynı zamanda simetrik, asimetrik, kalın, ince, parçalı, bütün, tüylü, tüysüz gibi özellikler de gösterir. Yapraklar ayrıca yoğunluk yönünden incelendiğinden seyrek, sık gibi terimlerle ifade edilir (Trowbrıdge ve Bassuk, 2004, s.99).

Sık dokulu bitkiler ışığı geçirmez; seyrek dokulu bitkiler ise ışık oyunlarına olanak verir. Yaprak sapının uzunluğuna göre de yapraklar hareketlilik gösterir. Uzun yaprak sapı olan ağaçlar, rüzgarın ve gün ışığının etkisi ile çok hareketli bir görünüm ortaya koyar. Bu tip yaprakların alt ve üst yüzeyleri de farklı renkte ise bu etki daha da artar (Trowbrıdge ve Bassuk, 2004, s.99).

Bitkilerin doku özelliği içinde yer alan yaprak rengi en önemli özelliklerden biridir. Özellikle geniş yapraklı ağaçların yaprak renkleri mevsimlere göre değişir. Sonbaharda yaprak dökümünden önce renkleri değişen ağaçlar tasarımda etkilidir (Trowbrıdge ve Bassuk, 2004, s.99).

Resim 23: Akçaağaç (Acer) (http://www.dermanoglu.org/tag/akca-agac)

4.1.3.2.1.5. Çizgi

Tasarımcı, model oluşturmak ya da modeli kontrol etmek istediğinde, bunu çizgiden yararlanmak suretiyle yapar. Bir çevre düzenleme kompozisyonunda dikkatli planlanmış bir çizgi grubu, gözlemci ya da kullanıcının dikkatini kompozisyon içindeki bir odak noktasına ya da ilginç olan özel bir alana yöneltir. Ayrıca bu çizgiler, doğrusal ya da eğrisel yönlerde, görsel veya fiziksel hareketin kontrolünde yararlı olur (Güngör, 1972, s.14).

Bitkisel çitlerdeki bitki sıraları çizgi kullanımının bir örneğidir; ancak ağaç sıraları, ağaçların boyut ve özellikleri yüzünden farklı bir çizgi ortaya koyabilir. Bu çizgiler, kaplama materyalinin kenarlarında, hatta kaplama materyalinin kendiside de bulunabilir. Diğer çizgi tipleri, cansız çitler ve duvarlarla vurgulanır. Aslında bu çizgiler, örneğin bir kaplama ya da bir duvar kenarının oluşturduğu çizgilere göre daha az belirgin olmakla birlikte doğada mevcuttur. Bu bağlamda yaprak renginin ya da dokusunun tam ayrım çizgisi bir örnek olabilir (Gülay, 1998, s.38).

Örneğin, kışın yaprağını döken bir ağaç sırasında, çizgiler birçok yönde gelişir. Yatay ve düşey yönde sağa-sola uzanan, birbiri ile kesişen, birbirine paralel giden ve mekanı bütünüyle üç boyutlu olarak dolduran çizgiler söz konusudur. Doğru çizgiler tereddütsüz direkt harekete yönelir. Doğru çizgilerin birbiri ile kesişmesi tereddüde, görüş değişimine ve başlangıç noktasına yönelişe meydan veren kavşakları oluşturur. Kıvrımlı ve eğrisel çizgiler daha yavaş hareketi çağrıştırır ve ormana uzanan patika gibi doğal duygularının uyandırılmasının amaçlandığı yerlerde yararlı olur (Tanrıverdi, 1987, s.89).

4.1.3.2.1.6. Varyete

Tasarımda varyete kritik bir öğedir. Az ölçüde olursa monotonluğa, çok ölçüde olursa da karmaşaya neden olur. Bu uçlar arasındaki nazik denge bir kompozisyondaki güzel duygu birlikteliğini oluşturur. Sadece ardıç (Juniperus spp.) ‘lardan meydana gelen bir bitkilendirme tasarımı, bu bitkiler bir form ve boyut varyetesine sahip olsalar bile monoton olabilir; çünkü ardıçların dokusu çok üniformdur. Düzgün, ilginç bir tasarım elde etmek için çizgi, form, doku ve renk varyetesi şarttır. Ancak bu demek değildir ki, bir tasarımın içindeki her çalı ve her ağaç farklı olmalıdır (Williams, 1995, s.76).

4.1.3.2.1.7. Tekrar

Tekrar, varyete anlamına gelen ve varyete ifadesi olan öğeyi belirler. Aşırı varyetenin neden olabileceği karmaşayı azaltır ve tasarıma düzen fikrini sokar. Tekrar, genellikle, bir bitki türünün gruplar ya da kitleler halinde kullanılmasıyla sağlanır. Büyük ölçekli bir tasarımda değişik boyuttaki bu bitki kitleleri tasarımcının gerekli gördüğü şekilde tekrarlanabilir (Williams, 1995, s.76).

4.1.3.2.1.8. Denge

Her kompozisyonda bir orta eksen bulmak mümkündür. Bu eksenin her iki tarafında ağırlık, sayı ve kitle bakımından objelerin dağılımında bir eşitlik sağlandığında kompozisyonda dengeden söz edilir. Dengenin esası formel ve informel ya da simetrik ve asimetriktir. Formel bir dengede, eksenin her iki tarafındaki dağılım büyük olasılıkla tam tamına birbirinin aynıdır. Ancak II. Dünya Savaşı’ndan sonra informellik daha popüler olmuştur. İnformel tasarımlarda ise denge, tamlıktan daha çok denkliktir. Bu dengede eksenin bir tarafındaki büyük bir ağacı, öbür tarafındaki çok sayıda küçük bitkilerle dengelemek mümkün olabilmektedir (Williams, 1995, s.76).

4.1.3.2.1.9. Vurgu

Göz, vurgu ile, kompozisyonun bir parçasına ya da bir öğesine yönlendirilir. Bu öğe eşsiz güzellikte bir ağaç ya da bir çalı grubu ya da yapısal bir obje, büyük olasılıkla bir havuz veya bir heykel olabilir. Özellikle farklı renkteki çalılar, küçük çalılı bir grubun içinde baskın durumda olduklarında bahçe içinde odak noktasını oluştururlar (Emerson, 2004, s.99).

4.2.Üniversite Kampüsleri Dış Mekan Tasarım İlkelerine Genel

Yaklaşım