• Sonuç bulunamadı

2.6.3 Zümer, 39/19 Ayetin Metni ve Meal

2.6.7. Zümer, 39/71 Ayetin Tefsir

Allah Teâlâ surenin son bölümünde kıyamet nefhasını, ardından öldükten sonra dirilme ile haşr nefhasını ve bu iki nefhanın ardından gelecek olan ahiret ahvalini anlatmıştır. “Sûr'a üflendiğinde, Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerde ve yerde

ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince, bir de bakarsın onlar kalkmış bakıyorlar.”358

ayeti ile bu iki nefha sonrasında cereyan edecek durumları haber

vermiştir.359 Sûr’un bu korkunç etkisinden istisna edilenlerin Cebrâil, Mikâil, İsrâfil ve Azrâil isimli büyük meleklerin, cennetin bekçisi olan Rıdvân isimli meleğin ve yardımcılarının, cehennem bekçisi olan Mâlik isimli meleğin ve yardımcıları olan zebanilerin, arşı taşıyan meleklerin, hurilerin ve ğılmanların olduğuna dair farklı rivayetler mevcuttur.360

Bu ayette kendisine üç defa üflenecek olan Sûr’un son iki üfürülüşü zikredilmiştir. Neml, 27/87. ayette bu iki üflenişten önce bir kez daha üfleneceği ifade edilmektedir. İsrafil (as) Sûr’a ilk defa üflediğinde her şey büyük bir korkuya kapılıp sarsılacaktır. Buna “dehşet veren ses” anlamına gelen “nefhatü’l-fezâ” denilir. İkinci defa üflediğinde Allah’ın diledikleri hariç, bütün mahlûkat ölecektir. Buna da “öldüren ses” anlamına gelen “nefhatü’s-sa’k” denilir. Üçüncü ve son defa üflediğinde herkes kabirlerden çıkarak Allah’ın huzurunda hazır bulunacaklardır. Buna ise “nefhatü’l- kıyâme” denilir.361

Allah Teâlâ İsrafil’in (as) Sûr’a üç defa üfleyip vazifesini bitirmesinden sonra sıra büyük haşr gününe geleceğini ve o gün ilâhî adaletin tecelli edeceğini bildirerek sureye devam etmiştir. Hesap günü gelip çattığında kulları arasında hükmünü vermek için mahşer meydanına tecelli ettiği zaman mahşer yerinin kendi nuru ile aydınlanacağını, mahlûkatın amel defterlerinin hesap için ortaya konacağını ve bu defterlerin insanların inkârlarını susturmak için delil olarak kullanılacağını haber vermiştir. Yine ümmetlerine Allah’ın mesajlarını tebliğ ettiklerine dair şahitlik etmeleri için, peygamberlerin ve insanların hayır ya da şer yaptıkları amellere şahit olan ve onları kaydeden kirâmen kâtibîn ile hafaza meleklerinin (koruyucu ve yazıcı

358

Zümer, 39/68.

359

Sûr’un üflenmesi ile ilgili geniş bilgi için bkz. En’âm, 6/47; İbrahim, 14/57; Kehf, 18/73; Tâhâ,20/78; Hacc,22/1; Mü’minûn, 23/94; Neml; 27/106.

360

Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XVIII, 311; Sâbûnî, Safvetü’t-Tefâsîr, V, 330; Hayreddin Karaman vdğr., Kur'ân Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, IV, 634.

melekler) hazır bulunacaklarını bildirmiştir.362

Hesabın sonunda da bütün insanlara iyi ya da kötü işledikleri her amelin karşılığını eksiksiz ve fazlasız tam olarak vereceğini, zîrâ insanların yaptıklarını en iyi şekilde bildiğini beyan etmiştir.

Mevzumuz olan 71. ayetin de içerisinde bulunduğu surenin son bölümünde Allah Teâlâ ahiret günündeki adaletli yargının sonucunda münkir ve mücrim kâfirleri cezalandırılmak üzere tehdit ve vaîdlerle bölük bölük cehenneme,363

kendisine saygı duyup hükümlerini çiğnemekten sakınan muttaki mü’minleri ise mükâfatlandırılmak üzere müjde ve vaatlerle bölük bölük cennete sevk edeceğini bildirmiştir. Bu esnada cehennem bekçilerinin, cehenneme getirilenlere “Size içinizden, Rabbinizin ayetlerini

size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” şeklinde kınama ve azarlama amaçlı soru soracaklarını; buna karşılık cennet

bekçilerinin, cennete getirilenlere “Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Hadi ebedî

kalmak üzere buraya girin.” şeklinde iltifatlar edeceklerini bildirmiştir. Bu kısımda

anlatılan olaylar halen dünyada yaşayanları imana, takvalı bir kul olmaya ve Allah Teâlâ’nın rızasına uygun işler yapmaya teşvik etmektedir.364

Allah Teâlâ, azabı hak eden kâfirlerin cehenneme vardıklarında cehennemin bekçisi olan ve son derece sert tabiatlı olan zebanilerin azarlayıcı sorusuna “Evet bize geldiler, bizi uyardılar ve kesin deliller sundular. Fakat biz onları yalanladık ve onlara muhalefet ettik. Çünkü bizim hakkımızda önceden hüküm verilmişti.” diye cevap vererek cezayı hak etme sebeplerini kendilerinin de ikrar edeceklerini bildirmiştir.365 Bunun üzerine onlara “İçinde ebediyen kalacağınız cehennemin

kapılarından içeri girin bakalım.”366

denileceğini ve onları gören ve durumlarını bilen herkesin azaba müstahak olduklarına şahitlik edeceklerini bildirmiştir. Buradaki “söz” belirli bir kimseye has kılınmamış, kâfirlerin yaptıkları her şeyden

362 “Herkes (mahşer yerine) beraberinde bir sevk edici, bir de şahitlik edici (melek) ile beraber gelir.” (Kâf,

50/21) Bu ayette zikredilen sevk ediciden maksat insanı kıyamet gününde mahşer yerine sevk eden melektir. Yine ayette zikredilen şahitten maksat Mücâhid (v. 103/721) ve Katâde’ye (v. 117/735) göre, kulun dünyada iken işlediği amellere şahitlik edecek olan başka bir melektir. Abdullah b. Abbas (v. 68/687) ve Dehhâk’a (v. 105/723) göre ise bu şahitten maksat insanın yaptığı amellere şahitlik edecek olan kendi dili, elleri, ayakları vb. organlarıdır. “Kıyamet günü onların dilleri, elleri ve ayakları yaptıklarına şahitlik edecektir.” (Nûr, 24/24) ayeti de bu hususu desteklemektedir. Taberî, Câmiu’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’ân, XXI, 429-431.

363

İsrâ, 17/97; Meryem, 19/85-86 ve Tûr, 52 /13. ayetler cehennemliklerin yerlerine nasıl sevk edilecekleri hususunda geniş bilgi içermektedir.

364

Hayreddin Karaman vdğr., Kur'ân Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, IV, 635.

365

Mülk, 67/8-11. ayetleri de bu durumu açıklamaktadır.

366

haberdar olan Allah’ın adaleti ve verdiği hükmü ile onların bu azaba müstahak olduklarına şahit olacağına delalet etmesi için mutlak olarak bırakılmıştır.367

Kurtubî (v. 671/1273) buradaki azap sözünün Allah Teâlâ’nın “Andolsun ki,

cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım.”368

ayetinde

bildirdiği azap sözü olduğunu söylemiştir.369

Sâbûnî (v. 1436/2015) ise buradaki azap sözünün Allah Teâlâ’nın “Ve Rabbinin “Andolsun ki, cehennemi cinlerden ve

insanlardan tamamen dolduracağım.” sözü böylece tamam oldu.”370

ayetinde

bildirdiği azap sözü olduğunu söylemiştir.371

2.7. MÜ’MİN (ĞÂFİR) SURESİ, 40/6. AYETİN TEFSİRİ