• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.7. Ġlgili AraĢtırmalar

2.7.1. Yurtiçinde Yapılan AraĢtırmalar

BaĢaran (1974) yaptığı çalıĢmada; okullarda yeterli sayıda araç-gereç olmadığını, okul binalarının yetersiz olduğunu belirtmiĢ. Derslerde uygun öğretim metotlarının kullanılmadığını, hizmet içi eğitim seminerlerinin yetersiz olduğunu ve ilkokul programının öğrencilerin seviyelerine göre ağır olduğunu ifade etmiĢtir.

Fidan ve Erden (1986), öğretmenlerin Fen Bilgisi dersini iĢlemede karĢılaĢtıkları sorunları dile getirmiĢtir. AraĢtırmada, deney olanaklarının sınırlı olması, araç-

44

gereçlerin ve kaynak kitapların teminlerinin güç olması, ders için ayrılan sürenin yetmemesi ve deneyleri yapamamaları Ģeklinde sorunlar belirlenmiĢtir.

AĢıcı (1990) yaptığı araĢtırmada; Fen Bilgisi deneylerinin sadece deneylerden sorumlu öğretmenler tarafından yapılmasının, öğretime olumlu yönde etki edeceğini ifade etmiĢtir. Laboratuvar çalıĢmalarının ihtisaslaĢma gerektirdiğini oysa Fen Bilgisi öğretmenlerinin araç-gereç kullanma becerisine tam olarak sahip olmadıklarını belirtmiĢtir.

Gürdal (1991), eğitim-öğretim kadroları laboratuvarlardan yararlanabilecek Ģekilde yetiĢtirilmedikçe, ilk ve ortaöğretimde laboratuvar etkinliğinden bahsedilemeyeceği sonucuna ulaĢmıĢtır.

Alkan (1993) araĢtırmasında; Fen Bilimleri Eğitimi Bölümlerinde fizik, kimya, biyoloji laboratuvarları için parasal engellerin kaldırılması gerektiğini ayrıca öğrencilerin mesai dıĢında da bu birimleri kullanabilmelerinin sağlanması gerektiğini belirtmiĢtir.

Ayas‟ın (1993) yaptığı araĢtırmada, fen derslerinde öğretmenlerin bir kaçının laboratuvarı kullandığı görülmüĢtür. Ancak fiziki kapasite yetersizliği nedeniyle bu bölgedeki okulların bir kısmında bazı laboratuvarların sınıflara dönüĢtürüldüğü gözlenmiĢtir.

Çakal (1994), ilkokulların büyük bir bölümünde Fen Bilgisi dersinin iĢlenmesi için laboratuvar bulunmadığını ifade etmiĢtir.

Özçınar (1995), öğretmenlerin konuyla ilgili ve yapılacak deneyle ilgili yeterli formasyon eğitimine sahip olmamaları, ders kitaplarında verilen deneylerden sonuç çıkaramamaları, öğretmen yetiĢtiren okulların laboratuvar uygulamalarına iliĢkin yeterli bilgiyi vermemeleri ve öğretmenlerin mevcut araç-gereci kullanmada zorluk çekmeleri durumlarının laboratuvar uygulamalarının yapılmasını engellediğini tespit etmiĢtir.

Korkmaz (1997) ilgili araĢtırmasında Ģu sonuçlara ulaĢmıĢtır: Araç-gereç kullanımı ve laboratuvar uygulamalarına yönelik öğretmenlerin biliĢsel yeterliliklerinin orta düzeyde olduğu ve bu düzeyin bulundukları il, cinsiyeti, kıdem, eğitim düzeyi ve konu ile ilgili katıldıkları kurslara göre farklılaĢtığı, fen öğretiminde araç-gereç

45

kullanımı ve laboratuvar uygulamalarına yönelik öğretmenlerin sınıf içi performanslarına bakıldığında %73 oranında iyi bir düzeyde olduğu, sınıf içi performanslarının cinsiyet, kıdem, eğitim düzeylerine göre farklılık gösterdiği ve öğretmenlerin biliĢsel davranıĢa sahip olma ile beceri gösterme arasında yüksek oranda bir bağlantının olduğu görülmüĢtür.

Bıldır (1997)‟ın yaptığı araĢtırma sonucunda, öğretmenlerin nitelik ve nicelik bakımından ilköğretimde yeterli olmadıkları, genelde tüm okullarda alt yapının ve araç gereçlerin yetersizliğinin önemli boyutta olduğu, ilköğretim koĢullarında uygulanan müfredatın; çevre ve ülke ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte, öğrencilerin ilgilerini ortaya çıkaracak, becerilerini geliĢtirecek düzeyde olmadığı ortaya çıkmıĢtır.

Korkmaz (1997), ilköğretim ve ortaöğretim fen kadrolarını yetiĢtiren eğitim fakültelerinde laboratuvar çalıĢmalarına ve araç-gereç kullanımına daha çok önem verilmesi gerektiğini belirtmiĢtir. Bu Ģekilde yetiĢen öğretmenlerin deney hâkimiyetine sahip olacaklarını, laboratuvar uygulamalarında ve araç-gereç kullanımında baĢarılı olacaklarını belirtmiĢtir.

Hamurcu (1998) çalıĢmasında, laboratuvar çalıĢmalarının içerebileceği çeĢitli tehlikeler açısından dikkatle planlanması, düzenlenmesi gereken uygulamalar olduğuna dikkat çekmektedir. Öğretmenlerin bu alanda gerekli bilgi ve becerileri hizmet öncesi eğitimleri sırasında almalarının önemi vurgulanmaktadır. Ancak ülkemizde öğretmen eğitimi sırasında, henüz bu konuda ayrı bir eğitim verilmediği de belirtilen durumlar arasında yer almaktadır.

Pekmez (1999) yaptığı araĢtırmada; derslerin iĢlenmesinde öğretmenlerin daha çok gösteri deneyleri yaptığını ya da öğrencilerin kendilerinin yapabileceği deneyleri tercih ettiklerini gözlemlemiĢtir. Sonrasını araĢtırma, beceri kazandırma deneyleri takip etmektedir. Fakat öğretmenlerin günlük yaĢamdan örnekler verme, öğrencilere rol verip tiyatro Ģeklinde konuyu anlatma ve deneyin Ģeklini tahtaya çizerek ders anlatma tekniklerini deney yapma yerine tercih ettikleri görülmüĢtür.

Ġzci (1999), araĢtırmasında; öğretim ilke ve yöntemleri ile ilgili yeterlilik boyutunda, ortaokul öğretmenlerinin dersin sonunda değerlendirme yapma, konu ile

46

ilgili araç-gereçleri sınıfa getirme, her düzeyde plan yapma Ģeklinde ifade edilen davranıĢlardaki yeterlilik durumlarının olumlu düzeyde olduğu ancak sınıf yönetimi yeterlilikleri ile araĢtırma ve inceleme ile ilgili yeterlilik düzeylerinin düĢük olduğunu ifade etmiĢtir.

Gökçe (1999), araĢtırmasında; cinsiyet, görev yapılan okul türü, öğretmenlik sertifikasına sahip olma durumu, kıdem yılı ve mezun olunan okul değiĢkenlerinin öğretmenlerin yeterlilik düzeylerini nasıl etkilediğini ve sahip olmaları gereken yeterlilik düzeylerinin nasıl olduğunu ortaya koymuĢtur. Çocuk geliĢimi, sınıf içi iletiĢim, öğretim yöntemleri, okuma öğretimi, yazma öğretimi, matematik öğretimi, sınıf yönetimi, öğrenci baĢarısını değerlendirme, okul-aile iĢ birliği ve mesleki-kiĢisel alandaki yeterlilikler açısından ilköğretim öğretmenlerinin iyi bir düzeyde olduğu araĢtırma sonucunda görülmüĢtür. Ancak öğretmenlerin program geliĢtirme ve değerlendirme alanındaki yeterliliklerinin daha düĢük düzeyde olduğu saptanmıĢtır.

Aydoğdu (1999), çalıĢmasında; kimya laboratuvar uygulamalarında öğrencilerin karĢılaĢtıkları güçlükleri belirlemeyi amaçlamıĢtır. AraĢtırma sonucunda teorik kimya ve uygulamalı kimya derslerinin içeriklerinin birbirlerinden farklı olduğu, laboratuvar uygulamaları için ayrılan zamanın yetersiz olduğu, öğrencilerin laboratuvar uygulamalarında teorik bilgi eksikliği çektikleri ve laboratuvar uygulamalarında eğitmen rehberliğinin yetersiz olduğu belirlenmiĢtir.

Yılmaz ve Morgil (1999) çalıĢmalarında, uygulamalarda öğrencilerin güvenliğinin sağlanması, bunu öğrenmesi ve gündelik yaĢamda öğrendiklerini uygulayabilmesi, bu amaç doğrultusunda güvenli çalıĢmaya yönelik yeterli bilgilerin oluĢup oluĢmadığının belirlenmesi için kimya eğitimi gören öğrencilere kullandıkları laboratuvarların Ģimdiki durumunu sorgulayan anket soruları sorulmuĢ ve güvenli çalıĢmaya yönelik öğrencilerden görüĢ alınmıĢtır. Öğrencilerin güvenli deney yapma konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olmadıkları sonucuna varılmıĢtır. Sonuç olarak; öğrencilerin laboratuvar uygulamalarında güvenli çalıĢabilmeleri ve aynı zamanda yaĢamlarında gerekli olan aynı konudaki tüm bilgilerin verilmesine imkân sağlayacak ek uygulamaların yapılmasının önemli ve gerekli olduğu ortaya çıkmıĢtır.

47

Meriç ve Nakiboğlu (2000) tarafından yapılan bir araĢtırmada öğretmenleri derslerinde; lisansta uygulamalı fen eğitimine yönelik yeterli bir eğitim almadıklarından laboratuvara daha az yer verdiklerini ve orta öğretim düzeyindeki deneyleri nasıl yapacaklarını, deney düzeneğini nasıl kuracaklarını ve gerçekleĢtireceklerini, laboratuvar yönetimini nasıl yapacaklarını bilemediklerini, buna yönelik eğitim almadıklarını ifade etmiĢlerdir. Bunun yanında, fen bilimleri eğitiminde laboratuvardan yeterince yararlanılmadığının nedenleri; okul Ģartları, araç-gereç durumu, laboratuvar Ģartları, sınıf mevcutları, ÖSS sınavı, öğrenci ve öğretmenin tutumu gibi çeĢitli nedenlere bağlanmıĢtır. Ayrıca, mevcut araç ve gereçleri etkili bir Ģekilde kullanabilme, bu anlamda deney tasarlayabilme, basit araç-gereç geliĢtirebilme konularında öğretmenlerin etkili bir hizmet öncesi eğitim programlarına tabi tutulmadıkları ve de hizmet içi eğitim dönemlerinde böyle bir kurs görmediklerinden laboratuvar uygulamalarına yönelik olumlu bir tutum sergilemedikleri görülmüĢtür.

Özkaya (2001) çalıĢmasında; öğretmenlik bilgi ve becerilerine yönelik fen bilgisi öğretmenlerinin yeterliliklerini ortaya çıkarmaya çalıĢmıĢtır. AraĢtırmada Fen bilgisi öğretmenlerinin; öğretim ilkeleri, öğretim yöntemleri, öğretim teknikleri, sınıf yönetimi ile ilgili yeterliliklere yeterince sahip oldukları sonucu çıkmıĢtır.

Yıldırım (2002) çalıĢmasında, öğretmenlik mesleğine yönelik öğretmen tutumlarının hangi düzeyde olduğunu belirtmiĢtir. Öğretmenlerin mezun oldukları alanın, cinsiyetlerinin, mesleki kıdemlerinin, branĢlarının, sınıf mevcudunun öğretmenlerin mesleklerine yönelik tutumlarını etkilenip etkilemediğini bu araĢtırmasında belirlemeye çalıĢmıĢtır. 21–25 yıl ve daha fazla çalıĢan öğretmenlerin 1– 5 yıl çalıĢanlara göre daha olumlu tutuma sahip oldukları, sınıf öğretmenlerinin branĢ öğretmenlerine göre daha olumlu tutuma sahip oldukları araĢtırma sonucunda belirlenmiĢ; buna karĢılık mezun oldukları alan, cinsiyet ve sınıf mevcuduna yönelik öğretmenlerin tutumlarında bir değiĢikliğin olmadığı görülmüĢtür.

Kayhan (2002) araĢtırmasında; eğitim araçlarını seçme ve kullanma davranıĢları yönünden öğretmenlerin yetersiz kaldıklarını bulmuĢtur, Ayrıca Ġl Eğitim Araçları ve Donatım Merkezlerinin kendilerinden beklenilen görevleri yerine getirmede yeterli olmadıklarını tespit etmiĢtir

48

Bozdoğan ve Yalçın (2004) yaptıkları çalıĢmada, Milli Eğitim Bakanlığı, KırĢehir Ġl Milli Eğitim Müdürlüğü‟ne bağlı olan ve il merkezinde bulunan ilköğretim okullarının 6., 7. ve 8. sınıf Fen Bilgisi derslerini yürüten 44 öğretmen ve 337 öğrenciyi kapsayan araĢtırmada, en büyük problemin fizik deneylerinin yapılması sırasında ders süresinin yetersizliğinden kaynaklandığını öğretmen belirlemiĢlerdir. Fen Bilgisi derslerinin haftada 4 veya 5 saat olması yönünde öğretmenlerden görüĢ alınmıĢtır. Ayrıca öğretmenlerin araç ve gereç yetersizliği konusunda yakındığı, öğrencilerin ise araç ve gereçlerin kullanılmasındaki dikkatsizlikten yakındığı ikinci bir sorun olarak görülmüĢtür. Sonuç olarak Ģu önerilerde bulunulabilir:

• müfredat konularını yetiĢtirme açısından Fen bilgisi ders saatleri artırılarak Öğretmenler süre yetersizliği kaygısından kurtarılabilir, uygulamalara daha fazla zaman ayırmaları sağlanabilir. .Müfredatta yer alan fen bilgisi( fizik, Kimya ve Biyoloji) deneylerinin yapılma oranlarına göre her bir alanda deneylerle ilgili gerekli donanımlar sağlanmalı ve deneylerle fen derslerinin iĢlenmesine daha fazla önem verilmelidir.

• Deneyler etkili bir fen öğretimi için mutlaka öğrenci merkezli yapılmalıdır. • Mevcut araç ve gereçlerin eksik, bozuk veya sınırlı sayıda olması deneylerin yapılma sıklığını düĢürdüğünden, bu amaçla kullanılan araç ve gereçlerin gerek okul yönetimi tarafından onarılması ve eksikliğin giderilmsi, gerekse ilgili kurumlardan yeni malzemelerin alınması sağlanmalıdır.

•Fen bilgisi derslerinde öğrencilerin bilimsel çalıĢmalara sevk edilebilmesi ve araĢtırma ruhu kazandırılabilmesi için, bu dersin laboratuvarlarda iĢlenmesi gerekmekte, laboratuvar kapasitesinin de 30– 40 kiĢilik olacak Ģekilde yapılması kaçınılmaz olmalıdır.

Ayas ve diğerlerinin (2005) yaptıkları araĢtırmada, öğretmen adaylarının laboratuvarla ilgili dersler almalarına rağmen, hesaplama, araç-gereçler kullanımı, çözelti hazırlama ve çözelti hazırlarken maddenin hallerini dikkate almama Ģeklinde hatalar yaptıkları gözlenmiĢtir.

Ocak, Kıvrak ve Özay (2005) Liselerdeki biyoloji derslerinde laboratuvar uygulamalarının yeterli derece kullanılıp kullanılmadığını, bu konuda karĢılaĢılan

49

sorunların neler olduğunu ve bunların baĢlıca sebeplerini saptanmak amacıyla yaptıkları çalıĢmada laboratuvarların ve kullanımlarının yetersiz olduğu sonucuna varmıĢlardır.

CoĢtu, Ayas, Çalık, Ünal ve KarataĢ (2005)‟ın yaptıkları çalıĢmada, öğretmen adaylarının laboratuvar çalıĢmalarının temelini teĢkil eden çözelti hazırlama ve laboratuvar malzemelerini doğru kullanma becerilerine iliĢkin eksikliklerinin belirlenmesine ve bunların bertaraf edilmesine yönelik önerilere yer verilmiĢlerdir. Bunun yanında öğretmen adaylarının laboratuvar dersi görmelerine rağmen, hesaplama, uygun araç-gereçler kullanarak çözelti hazırlama ve çözelti hazırlamada maddenin halini dikkate almama gibi bariz hatalar yaptıkları ortaya konmuĢtur.

Geçer (2005) yaptığı çalıĢmada, Fen bilimleri öğretmenlerinin laboratuvar uygulamalarında karĢılaĢtıkları güçlükleri saptamaya çalıĢmıĢ ve nedenlerini irdelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda, öğretmenlerin yürütmekte oldukları branĢ için ve pedagojik formasyon eğitimi yönünden de yetersiz olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Baltürk (2006) araĢtırmasında, öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının laboratuvar tutumlarını ölçmüĢ ve öğretmenlerin 13 farklı bağımsız değiĢken ile laboratuvar tutumları arasındaki iliĢkilere bakılmıĢtır. Öğretmenlerin kiĢisel özellikleri, fen öğretiminde tercih edilen öğretim yöntemi, öğrenci görüĢleri gibi değiĢkenler gözlemlenmiĢtir. AraĢtırma sonucuna göre bazı değiĢkenler ile öğretmen ve öğretmen adaylarının laboratuvar tutumu arasında anlamlı bir fark bulunmazken, bazı değiĢkenlerde ise anlamlı bir fark bulunmuĢtur.

Akdemir (2006)‟ in yaptığı araĢtırmada cinsiyet, kıdem ve branĢ değiĢkenlerine göre öğretmen yeterlilikleri karĢılaĢtırılmıĢ ve araç-gereç ve laboratuvar ortamlarının özellikleri açısından görüĢler alınmıĢtır. Öğretmenlerin genel olarak kendilerini yeterli buldukları araĢtırma sonuçlarına göre belirlenmiĢtir. Öğretmenlerin hizmet süresi arttıkça deney ve gözlem planı hazırlama, araç-gereçleri kontrol etme ve konuya uygun ders araç gereci seçme yeterliliklerinin de arttığı belirlenmiĢtir. Ayrıca laboratuvar çalıĢmalarında kullanılabilecek yardımcı araç-gereçlerin bulunma düzeylerinin, tam olarak istenilen ideal bir seviyede olmadığı tespit edilmiĢtir.

50

Önder (2007) tarafından “Ġlköğretim 6. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Canlılarda Üreme, Büyüme ve GeliĢme Ünitesinin Öğretiminde Laboratuvar Yönteminin Öğrenci BaĢarısına Etkisi” incelenmiĢtir. Elde edilen verilere göre baĢarı düzeyleri açısından 6. sınıf öğrencilerinin deney ve kontrol grupları arasında anlamlı bir farklılık bulunmadığı anlaĢılmıĢtır.

Akçöltekin (2008) çalıĢmasında, birçok öğretmenin laboratuvar uygulamaları konusunda yaĢanan aksaklıkların nedeni olarak malzeme eksikliğini gösterdiklerini ancak öğretmenlerin yeterli olduklarının sonucuna varmıĢtır.

Çakmak (2008) yaptığı çalıĢmada fen bilimlerine yönelik tutum puanları arasında bayan öğretmen adayları lehine anlamlı bir farklılık tespit edilmiĢ olup cinsiyet ve sınıf düzeyleri; cinsiyet ve laboratuvar tutum puanları arasında, anlamlı bir fark bulmamıĢtır.

Ekiz (2008) “Fen ve Teknoloji Laboratuvarının Proje Tabanlı Öğrenme YaklaĢımı ile Desteklenerek Öğretiminin Öğrenci BaĢarısına, Hatırda Tutma Seviyesine ve DuyuĢsal Özelliklerine Etkisi” ni araĢtırdığı çalıĢmada, eğitim fakültesi sınıf öğretmenliği öğrencilerini deney ve kontrol guruplarına ayırmıĢtır. AraĢtırma sonucunda gruplar arasında baĢarı ve hatırda tutuma düzeyi bakımından anlamlı bir farklılık tespit edilmemiĢtir. Ancak tutum puanları açısından deney grubu öğrencileri lehine anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiĢtir.

Aydoğdu (2009) tarafından yapılan bir çalıĢmada, fen bilimleri dersinde kullanılan araĢtırmaya dayalı ve açık uçlu deney tekniklerine yer verilmiĢtir. ÇalıĢma sonuçları, bilimsel süreç becerileri ve fen bilimlerini öğrenme yaklaĢımları açısından deney grubu lehine anlamlı farklılıkların olduğunu göstermiĢtir.

Ekici (2009), yaptığı çalıĢmada iki temel amaç gütmüĢtür. Ġlki biyoloji öğretmenlerinin laboratuvar kullanımı öz-yeterlilik algılarını belirlemek için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı hazırlamak, ikincisi ise; biyoloji öğretmenlerinin laboratuvar kullanımı öz-yeterlilik algılarını öğretmenlerin kiĢisel özellikleri açısından incelemiĢtir. AraĢtırma sonunda geçerlik ve güvenirlik çalıĢması yapılan Laboratuvar Kullanımı Öz- Yeterlilik Algı Ölçeğinin hazırlanmasının yanında, biyoloji öğretmenlerinin laboratuvar

51

kullanımı öz-yeterlilik algı düzeylerinin orta düzeyde olduğu belirlenmiĢtir. Diğer taraftan biyoloji öğretmenlerinin laboratuvar kullanımı öz-yeterlilik algı düzeyleri ile cinsiyetleri ve kıdemleri arasında anlamlı bir fark bulunurken, bu farkın bayan öğretmenler ve 10 yılın altında kıdeme sahip öğretmenler lehine olduğu saptanmıĢtır.

Böyük, Demir ve Erol (2010)‟un yaptığı araĢtırmada; öğretmenlerin, laboratuvardaki malzemeleri yeterince tanımadıkları, kullanamadıkları ve laboratuvardaki bu araç-gereçlerin temizlik, bakım ve onarım konusunda bilgiye sahip olmadıkları, bu sebeplerden dolayı da laboratuvar uygulamalarını derslerinde çok kullanamadıkları sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Doğan (2010), çalıĢmasında yapılandırmacı öğrenme anlayıĢına göre Ģekillendirilen yeni ilköğretim fen bilimleri dersi öğretim programının uygulanması sürecinde karĢılaĢılan sorunlara iliĢkin öğretmen görüĢlerini ortaya koymaya çalıĢmıĢtır. AraĢtırma sonucuna göre fen bilimleri öğretmenleri; uygulamaların yapılmasında zamanın yetersiz olmasını, konuların Bakanlık tarafından belirlenmesini, öğrenci velilerinin çalıĢmalarla ilgilenmemelerini, sınıfların kalabalıklığını, sınıfların laboratuvarların, ortam durumunun ve kütüphanelerin yetersizliğini önemli problemler olarak görmüĢlerdir. Öğretmenlerin bazı sorunları içeren maddeleri, örneğin kendileri ve okul yönetimleri ile ilgili olanları cevaplarken kararsız kaldıkları, kendileriyle ilgili bazı sorunları içeren maddelere ise katılmadıklarını belirtmiĢtir.

Akgün (2010), yaptığı çalıĢmada; bilim okur-yazarlığı ile fen bilimleri laboratuvarına iliĢkin, fen bilgisi ve sınıf öğretmenliği bölümlerinde okuyan öğrencilerin görüĢleri incelenmiĢ, cinsiyet, bölüm ve sınıf değiĢkenlerine göre öğretmen adaylarının bilimsel okuryazarlıkları ile laboratuvara iliĢkin görüĢleri ortaya çıkarılmaya çalıĢılmıĢtır.

Keskin (2010)‟ nin yaptığı bir çalıĢmada fen bilimleri dersinde laboratuvar kullanımının özellikle biliĢsel süreç becerilerini ne ölçüde etkilediği aynı zamanda biliĢsel, duyuĢsal ve psiko-motor becerilerin geliĢimine etkisi, ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda; ilköğretim öğrencilerinin bilimsel süreç becerileri geliĢiminde; laboratuvar kullananların lehine anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiĢtir.

52

Küçüköner (2010)‟ in yaptığı bir çalıĢmada, laboratuvar malzemelerinin ilköğretimde kullanılma durumları ile Milli Eğitimin öngördüğü hedef kazanımların gerçekleĢme düzeyi belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Bunun yanında öğretmenlerin laboratuvar malzemelerinin kullanılması hakkındaki görüĢlerinin çeĢitli değiĢkenler açısından incelenmesi amaçlanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda, çalıĢılan örneklemde öğretmenlerin laboratuvar malzemelerinin öneminin farkında oldukları fakat laboratuvar malzemelerinin yetersiz düzeyde bulunduğu ve sınırlı düzeyde kullanıldığı vurgulanmaktadır.

Türk (2010), yaptığı araĢtırmada; fen öğretmenlerinin laboratuvar yeterliliklerinin neler olduğunu ve bu yeterliliklerin cinsiyete, mesleki deneyim yılına, mezun olunan bölüme ve mezun olunan öğrenim durumlarına göre nasıl değiĢtiğini belirlemeye çalıĢmıĢtır.

Baykara (2011)‟ nın Fen bilgisi öğretmen adayları üzerinde yaptığı araĢtırmada; bilimsel süreç becerileri, yaratıcı düĢünme düzeyleri ve fen deneylerine yönelik laboratuvar uygulamalarının öğretmen adaylarının tutumlarının olumlu yönde geliĢiminde etkili bir uygulama olduğu sonucu ortaya çıkmıĢtır.

Emik (2011), araĢtırmasında; yatılı ilköğretim bölge okullarında 653 fen ve teknoloji dersi öğretmeninden 203‟ü (%31,09) laboratuvarların yetersiz bir alana sahip olduğunu, 441‟i (%67,53) laboratuvar tezgahlarının yetersiz olduğunu, 309‟u (%47,32) müfredattaki deneylerin laboratuvarda uygulanamadığını, 222‟si (%34) laboratuvarların haftalık kullanım saatlerinin 6-8. Sınıflar için 1-2 saat olduğunu ifade etmiĢlerdir.

Kaya ve Böyük (2011), çalıĢmalarında cinsiyet, mesleki kıdem, mezuniyet branĢı, hizmet içi eğitime katılma durumu değiĢkenlerine göre fen bilimleri öğretmenlerinin laboratuvar çalıĢmalarına yönelik öz-yeterlilik görüĢleri irdelenmiĢ, cinsiyete ve hizmet içi eğitime katılma durumuna göre öğretmenlerin öz-yeterlilik puanları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı, fakat hizmet süresi, mezun olunan yükseköğretim kurumu ve mezuniyet bölümüne göre ise, gruplar arasında anlamlı farklılığın olduğu sonucuna varılmıĢtır.

53

Ġlhan (2013), araĢtırmasında; fiziksel yapı açısından laboratuvarların yetersiz, sınıfların kalabalık olduğunu ve zamanın yeterli olmadığı sonucuna varmıĢtır.

GüneĢ ve diğ. (2013) yaptıkları bir çalıĢmada, fen bilimleri derslerinde laboratuvar kullanımına yönelik öğretmenlerin ve öğrencilerin görüĢlerini almak amacıyla Samsun‟da bir çalıĢma yürütmüĢlerdir. ÇalıĢma sonunda yaklaĢık olarak Öğretmenlerin yarısının, öğrencilerin %60‟ının malzeme eksikliğinden dolayı deney yapılamadığını, öğrencilerin %37‟si ise öğretmenlerinin deney yapmak istemediğini belirtmiĢlerdir. 8. sınıf öğrencilerinin özellikle deney uygulamalarına katılmak yerine test çözmeye yönelik olarak hazırlandıkları gözlenmiĢtir. Sonuçta öğretmenlerin büyük çoğunluğunun laboratuvarlardan yararlanmadığı, gündelik yaĢamda kullanılan araç- gereçlerle yapılabilecek deneylerin bile uygulama yapılmadan geçiĢtirildiği tespit edilmiĢtir.

Pekbay ve Kaptan (2014) araĢtırmalarında, fen bilimleri öğretmen adaylarının laboratuvar uygulamalarının etkililiğine yönelik farkındalık düzeylerinin artırılmasını belirlemeye çalıĢmıĢtır. Sonuçlar, fen öğretiminde laboratuvar yöntemi ile farkındalığın arttığı yönünde olumlu gözlemlenmiĢtir. Bunun yanında çalıĢma sonunda, öğretmen adaylarının deney çeĢitleri ile ilgili bilgilerinin de arttığı görülmüĢ olup çalıĢmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda hizmet öncesi öğretmen eğitiminde yararlı olacağı düĢünülen bazı önerilerde bulunmuĢlardır.

Benzer Belgeler