• Sonuç bulunamadı

Yoksulluk Nafakasına Süresiz Olarak Hükmedilmesi

Belgede Boşanma davalarında nafakalar (sayfa 97-101)

3. BÖLÜM

3.4. Yoksulluk Nafakasının Özellikleri

3.4.2. Yoksulluk Nafakasına Süresiz Olarak Hükmedilmesi

Yoksulluk nafakasının en önemli özelliklerinden birisi de, bu nafakaya süresiz olarak hükmedilir. Diğer nafaka türlerinde böyle bir durum söz konusu değildir.

Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine göre, nafaka alacaklısı eşin,

yoksulluk hali olduğu sürece , süresiz olarak karar şeklindedir322

.

Yoksulluk nafakasının Türk Medeni Kanunu’ndaki düzenleme şekli, başlığından da anlaşılacağı üzere, 743 sayılı TMK. md. 144 hükmünde, 1988’de 3444 sayılı yasa ile yapılan değişiklik ile TMK. md. 144 hükmü halin, almıştır; Bu hükme göre, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşen eşin, daha ağır kusur olmamak

321YAVUZ, Nihat, Öğreti veUygulamada Nafaka-Nişan-Eşlerin Katkı Payı İle İlgili Davalar,2008, Ank., s. 258-259.

322 AKINTÜRK/ATEŞ KARAMAN, s. 305, HATEMİ, s. 118, DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 149, ŞAHİN, s. 818.

81

koşulu ile nafaka yükümlüsünün geliri oranında, süresiz olarak nafaka alabilir. Aynı maddenin devamında, kadının nafaka borçlusu olması için refah hali olması gerektiği belirtilmiştir.

2001 yılında yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine göre ise; boşanmadan dolayı yoksulluğa düşen eşin, daha ağır kusur olmamak koşulu ile nafaka yükümlüsünün geliri oranında, süresiz olarak nafaka alabileceği, nafaka borçlusunun kusurlu olması gereğinin şeklinde olduğu görülmüştür.

Eski düzenleme arasındaki farklılık, nafakanın ödenme süresi ile ilgilidir. Buna göre, eski 743 sayılı Medeni Kanun’unda Yoksulluk Nafakası, yoksulluk nafakası ödeme süresi 1 yıl ile sınırlıydı. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda ise bu sınırlama kaldırılmıştır. Buna göre, yoksulluk nafakasına diğer şartlarında mevcut olması durumunda süresiz olarak hükmedilir.

Yoksulluk nafakası talebinde bulunan kişi, talebini belli bir süre ile sınırlamış ise, , taleple bağlılık kuralı gereğince, söz konusu bu süre ile sınırlı olarak yoksulluk nafakasına hükmedilir. Süre bitince, nafaka da biter. Örneğin, talep eden eş, yoksulluk nafakasını 5 yıl süre ile talep etmişse, hâkim talebi aşarak daha fazla süreli

olarak nafakaya hükmedemez323

.

Eğer açılan davada, süresiz nafaka talebinde bulunulmuş, mahkemece aksi yönde olarak nafakaya süre sınırı ile karar verilmiş, verilen bu karar kanun yolu başvurusu ile ya da olmadan kesinleşmişse artık bu karar kesin hüküm teşkil edecektir. Sonrasında yeniden nafaka talep edilmesi durumunda, kesin hükmün

varlığı nedeni söz konusu değildir324

.

Eğer eşlerden birinin yoksulluk nafakası talebi yoksa, diğer eşin kendiliğinden eşine nafaka ödemek istemesi ve bu nafakayı evleninceye kadar ödeyeceği yolunda

323 ÖZUĞUR, Nafaka, s. 448, AKINTÜRK/ATEŞ KARAMAN, s. 303, CEYLAN, s. 116, RUHİ,; Yargıtay, s. 46.

82

mahkeme önünde beyanda bulunması geçerli değildir, bu talep ve beyan nafaka

yükümlülüğünü doğurmaz325

.

Ruhi’ye göre ise; ilgili kanun hükmü ile, nafaka yükümlüsü vefat edene kadar nafakanın ödeneceği kastedildiğini belirtmiştir. Evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle yaşamının ikamesini sağlamak için diğer eşten mali gücü oranında herhangi zaman kısıtlaması olmadan, nafaka isteyebilecektir. Bunu talep edebilmesi için, talep edenin kabahatinin yükümlüsü olan kişinin kusurundan az olmalıdır. Yoksulluk nafakasının süresiz olmasına hükmedileceğine yönelik düzenleme, adaletli bir düzenleme olarak kabul edilemez.

Söz konusu mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra, nafaka süresi olarak 1 yıl ve 3 yıl arası bir sürenin belirlenmesi, bu konuda hakimin takdirini kullanması uygun olacağını belirtmek gerekir. Bu doğrultuda yasal düzenleme yapılmalıdır. Aksi takdirde, süresiz olarak lehine nafaka hükmedilen kişi ile yükümlü arasında bir bağ olmasına evlilik sona ermesine rağmen yoksulluk nafakası dolayısıyla oluşan suni bir bağ devam etmekte olacaktır. Yükümlünün yeniden evlilik birliği kurması durumunda eski eşine ödediği nafaka, içinde bulunduğu evlilikte sıkıntı yaratacaktır

, Yükümlünün garanti olarak algılanmasına yol açmaktadır326

.

Yoksulluk nafakasının süresiz olarak karara bağlanması, bazı sorunlara sebep olabilecektir. Öncelikle belirtilmesi gerekir ki, eşler arasında boşanmaya neden olan durumlar çoğu zaman eşler için ortak hayatın artık çekilemez hale gelmesi sonucunu doğurduğundan dolayı, boşanma ile eşlerin birbiriyle herhangi bir hukuki ya da fiili bir bağın kalmaması gerekir. Eşlerin birbirleri ile akraba olmaması ve ailelerin başka şehirlerde yaşaması ve özellikle de müşterek çocuklarının bulunmaması durumunda, yoksulluk nafakasının ölünceye kadar süresiz olarak devam etmesinin nafaka yükümlüsü açısından ne gibi sorunlara sebep olabileceği konusu değerlendirilmelidir.

Diğer bir taraftan, evliliğin boşanma ile sona ermesinden sonra eşlerin yeni bir hayat kurmaları, hayata yepyeni bir kişi ile devam etmesi yeni eşi açısından da nafaka yükümlüsü eşi ayrı bir manevi zorluk içine sokacaktır. Bu zorluğun çözümü

325 ÖZTAN; Aile, s. 504, ŞAHİN; s. 818.

83

ise, yoksulluk nafakasının belli bir süreyle sınırlandırılması ve davayı gören hakime bu sürenin miktarını belirleme açısından takdir yetkisi verilmesi gerekir. Örnek verecek olursak, bu sürenin üst sınırının 5 yıl olarak belirlenmesi durumunda, hâkim her olayın özelliğine göre, eşlerin sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alarak süreyi belirleyebilecektir.

Nafakanın süresiz olması konusunda söz konusu düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuş ve Anayasa Mahkemesi ise, kanundaki düzenlemenin Anayasaya aykırı olmadığı yönünde karar vermiştir327

.

Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar kısmen doğru olmakla birlikte, mahkemece yapılan değerlendirme ve söz konusu kararın gerekçesi yetersiz ve eksik kalmıştır. Çünkü, ilgili kararda, kanundaki düzenlemenin yorumundan nafaka alacaklısının her hal ve durumda ölünceye kadar devam edeceği anlamının çıkarılamayacağı kararda belirtilmiştir. Yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin olarak kanundaki düzenlemelere atıf yapılmış ve bundan hareketle yoksulluk nafakasının her zaman ölünceye kadar olmayacağı ve bu sebep ve gerekçeler ile de söz konusu maddenin Anayasa’ya aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır.

Lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olan eş açısından, Kanunda belirtilen yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılması ve sona ermesine ilişkin düzenlemelerden hiçbirisinin gerçekleşmediği durumda, yukarıda belirttiğimiz sonuçların nafaka yükümlüsü için ortaya çıkacaktır.

Yargıtay’ın bu konuda görüşüne değinecek olursak, kanun hükmünün aynen uygulanması yönünde görüşü mevcuttur. Bu konudaki kanaatimize birebir uygun olarak Kadıköy 2. Aile Mahkemesi’nin 15.2.2012 tarih, 2011/1080 esas ve 2012/164 karar numaralı dosyasında talep olmadığı halde, kadın lehine nafakaya hükmetmiş, bunu belli bir zamanla sınırlı kalmak üzere ödenmesi şeklinde belirtmiştir.

84

Gerekçesinde, söz konusun zaman dilimi belirlenmesinin hakkı ve nezafete uygun

olacağını belirtmiştir328

.

Yargıtay ise yerel mahkemenin temyiz incelemesinde; kararı yerinde bulmamış

sınırlandırma olamayacağı yönünde karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir329

. Gündemde olan husus nafakanın süre ile sınırlandırılmasıdır. Adalet Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının birlikte yürüttüğü Çalıştay’da nafaka süresinin, evlilikte geçirilen süre kadar olacağı, kısa süreli evliliklerde nafaka ödeme süresinin en az iki yıl olacağı, örnek verilecek olursa 10 yıl evlilik sürmüş ise 10 yıl süreli nafaka belirlenmesi gerektiği yönündedir. Kanun hükmünün değişiklik teklifinde ise, nafakanın belli bir süre ile sınırlandırılmasını öngörmüş, eşlerin evli kalma süresi, çocuk olup olmaması, boşanan kadının yaşı, gelir durumu ve kusur durumu göz önüne alınarak hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Kanaatimizce, hakim tarafından nafaka süresi tespit edilirken her olay kendine özgü olarak değerlendirilmeli ve tespite ilişkin belli hususlar dikkate alınarak süre tayin edilmelidir. Çünkü, her olay kendine özgü olup, birbirleri ile eşit kabul edilemez. Objektif ve sübjektif bir çok özelliklere sahiptir. Bu nedenle belli kriterler baz alınarak nafaka süresinin tespiti yoluna gidilmelidir.

Belgede Boşanma davalarında nafakalar (sayfa 97-101)