• Sonuç bulunamadı

Yoksulluk Nafakası Miktarının Hâkim Tarafından

Belgede Boşanma davalarında nafakalar (sayfa 103-107)

3. BÖLÜM

3.5. Yoksulluk Nafakası Miktarının Belirlenmesi

3.5.1. Yoksulluk Nafakası Miktarının Hâkim Tarafından

“mali gücü” ile diğer tarafın “ zorunlu ihtiyacı” arasında bir denge kurmaya çalışır336

. Hâkim, nafaka miktarını belirlerken, nafaka talep eden eşin ihtiyaçlarını, nafaka ödeyecek eşin kendi giderlerini, ihtiyaçlarını ve ödeme gücünü dikkate alarak belirleyecektir. Yoksulluk nafakasının miktarı, nafaka isteyen eşi yoksulluktan kurtaracak, yoksulluğa düşmesini önleyecek, onu yoksulluktan kurtaracak ve normal

şartlarda onun geçimine yetecek miktarda olmalıdır337

.

Yoksulluk nafakasını ödeyecek olan tarafın mali gücü, yoksulluk nafakasının üst sınırıdır. Başka bir ifadeyle, nafaka yükümlüsünün ödeme gücü, talepte bulunanın yoksulluk içinde olmaması için gerekli miktarın altında olsa da , hâkim nafaka yükümlüsünün ödeme gücüne uygun olan miktara karar vermelidir. Eğer nafaka yükümlüsünün hiç ödeme gücü yoksa, yoksulluk nafakasına karar verilemez. Ayrıca, nafaka yükümlüsünün varlıklı olması, onun talep edenin yoksulluğunu giderecek

miktardan daha fazla nafaka ödemesine karar verilmesine yol açmaz338.

Nafaka yükümlüsü, ne kadar zengin olursa olsun, yoksulluk nafakası, ancak nafaka alacaklısının zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olacaktır. Bu alanda hâkime geniş takdir yetkisi tanınmış olması, zorunluluk gereği olup, kanun

koyucunun bilerek bu düzenlemeyi yapmıştır339

.

Eğer nafaka yükümlüsü fakir ise ya da geçici bir süre olmayacaksa, nafakadan sorumlu tutulmaz. Örnek verecek olursak, askerde olan eş aleyhine askerde olduğu

süre içinde yoksulluk nafakasına karar verilemez340

.

Yoksulluk nafakasına karar verilebilmesi için öncelikle yoksulluk nafakası isteğinde bulunan tarafın nafaka miktarını talebinde göstermesi gerekir. Hâkim

336 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 148, CEYLAN, s. 111, ŞAHİN, s. 818, HELVACI, Serap /ERLÜLE,Fulya, MK, Medeni Hukuka Giriş, Kişiler Hukuku, Aile Hukuku, 3. Baskı, Legal, 2014, İst. s. 168.

337 OĞUZMAN/DURAL, s. 146, YAVUZ, s. 258, RUHİ, Nafaka, s. 45. 338 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 149, ŞAHİN, s. 819.

339 HATEMİ, s. 118.

87

kendiliğinden bir miktara hükmedemeyecektir. Hâkim, taraflara miktarın belirtilmesi için süre vermesi durumunda, miktar yine de mahkemeye bildirilmez ise, medeni usul hükümleri gereği, davada talep açık olmadığından talep ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir. Nafaka talebinde bulunan,

miktar göstermişse, hâkim, bu miktarın üzerinde bir karar veremez341

.

Dural/Oğuz/Gümüş’e göre; nafaka yükümlüsünün ödeme gücü tespit edilirken, sadece yükümlü olanın değil, aynı zamanda varsa, bakmakla yükümlü olduğu

kişilerin de ihtiyaçları göz önünde bulundurulması gerekir342

.

Öztan’a göre ise, yoksulluk nafakasının miktarı belirlenirken, toplumun sosyal ve ekonomik durumu göz önünde tutulmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17/1 maddesine göre; “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu madde ile; hükmedilen yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını, yerleşim yerini, sağlıklı ve kültürel bir hayatı devam ettirecek giderleri karşılaması gerekir. Yoksulluk

nafakasının miktarı, asgari ücretin altına düşmemelidir343

.

Öztan, tarafından ileri sürülen bu görüşe katılmak pek mümkün görülmemektedir. Çünkü, nafaka miktarının belirlenmesinde ekonomik ölçüt asgari ücret değil, tarafların mali güçleri, sosyal konumları ve ihtiyaçlarının niteliği ve

kapsamı olmalıdır344

.

Yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesinde, nafaka yükümlüsünün ve alacaklının ihtiyaçları dikkate alınmalıdır. Hâkim, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını araştırıp, taraflarca ileri sürülen delilleri değerlendirip ve hakkaniyete uygun olarak takdir yetkisini kullanarak nafaka miktarını belirlemelidir. Hâkimin, uygun olmayan ölçütlere başvurması, önemli unsurları dikkate almaması ya da hayat

341 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 148, CEYLAN, s. 111, ŞAHİN, s. 818, HELVACI/ERLÜLE, s. 168.

342 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 148. 343 ÖZTAN, Aile, s. 503, ŞAHİN, s. 818.

344 Yarg. 3. HD. 21/11/2005, 2005/12641 E., 2005/12058 K.; Yarg. 3. HD. 21/09/2004, 2004/8288 E., 2004/9460 K.; Yarg. 3.HD.07/03/2006, 2006/189 E., 2006/1831 K.; YHGK 06/0/2005, 2005/3- 169 E., 2005/235 K.; YHGK 26/09/2007, 2007/3-641 E., 2007/623 K.; Yarg. 3.HD. 01/11/2012, 2012/17688 E, 2012/22498 K; Yarg. 3. HD. 01/10/2013, 2013/15229 E, 2013/13652 K; Yarg. 2. HD. 28/04/2014,2014/99 E. ve 2014/10139 K. ( UYAP).

88

tecrübesi gereği açıkça hakkaniyete aykırı bir miktara karar vermesi durumunda,

takdir yetkisini kötüye kullanmış olur345

.

Dural/Öğüz/Gümüş’e göre; yoksulluk nafakasının miktarının tespit

edilmesinde, talepte bulunan eş için tazminatlar da verilmiş ise, bu durumda nafakasının miktarının saptanmasında bu noktanın da göz önünde bulundurulması ve talepte bulunan eşin hükmedilmiş olan tazminata rağmen yoksulluğa düşüp

düşmediğinin araştırılması gerekir346

.

Ancak, TMK. md. 174/1 ve ikinci fıkrada de düzenlenen tazminatların özellikleri- şartları açıkça belirtilmiştir. Yoksulluk nafakası ve bu nafakanın miktarının tayin edilirken maddi ve manevi tazminatın dikkate alınması hukuka açıkça aykırılık oluşturacaktır. Zira, TMK. md. 174/1 de düzenlenen maddi tazminat, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat istemesi durumunda verilir.

Yargıtay uygulamasında bu düzenleme ise yerleşik içtihat kararlarında görüldüğü üzere, eşlerin tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmada kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı göz önünde bulundurularak maddi tazminata hükmedilmesi yönündedir.

TMK. md. 4 gereğince hakkaniyet ilkesi ile TBK. md. 50 ve devamı

maddelerinin de ayrıca verilecek hükme esas alınması öngörülmüştür347

.

TMK. md. 174/2 de düzenlenen hükümde manevi tazminat koşulları belirtilmiştir. Şahsi yönden saldırıya maruz kalanın isteyebildiği tazminattır. Bu düzenlemenin özellikle Yargıtay uygulamasındaki yansımasına göre, boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi

345 RUHİ, Nafaka, s. 5; CEYLAN, s. 112. 346 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 148.

347 Yarg. 2. HD., 13/02/2013, 2013/923 E. 2013/3426 K. sayılı kararı, 16/05/2013. 2013/487 E. 2013/13996 K. sayılı kararı ve 04/07/2012., 2012/213 E. 2012/18596 K. sayılı kararları için bkz. UYAP.

89

değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Bu nedenle, tazminat miktarı belirlenirken kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın tespiti gerekir. Tazminat, tarafın zenginleşme aracı olmaması gerekir.

Hâkim, kişilik hakları zedelenen eşin, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru olup olmadığını ve varsa kusurunun derecesini, fiilin ağırlığını ayrıca , kişilik haklarına saldırıda bulunan eşin kusur oranını, ekonomik ve sosyal

durumunu göz önünde bulundurarak tazminat miktarını belirlemek zorundadır348

.

Kanaatimizce, her iki tazminat ile yoksulluk nafakasının, boşanmanın hukuki sonucu olarak ortaya çıkmasına rağmen, belirtilen yasal düzenlemeler ve Yargıtay uygulaması doğrultusunda yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesinde maddi ve manevi tazminat miktarlarının bir bağlantısı ve etkisi olmamalıdır.

Bu görüşümüzün bir diğer sebebi ise, boşanma sonucunda hükmedilen maddi ve manevi tazminatın, uygulamada yerleştiği şekilde aylık olarak belirlenmeyip irat niteliğinde belli bir miktar olarak tayin edilmesidir.

Bu durumda lehine tazminata hükmedilen eşin bu tazminatları nafakada olduğu gibi süresiz olacak şekilde alması gibi bir durumun ortaya çıkmaması ve bu eşin adeta bir umut bağladığı ve ölünceye kadar bir tür sabit gelir gibi görebileceği yoksulluk nafakasının miktarının tazminat miktarlarına göre belirlenmiş olması lehine nafaka verilen eş yönünden aleyhte bir durumun oluşmasına sebep olacaktır.

Yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesi için özellikle tarafların ekonomik durumları dikkate alınır. Tarafların ekonomik durumlarının tespiti mahkemelerce çoğunlukla kolluk eli ile öğrenilmeye çalışıldığından dolayı ve kolluk tarafından yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması taraflardan bizzat sorularak ya da köylerde ve mahallelerde muhtar beyanına göre tutulan tutanaklar ile tespit edilmeye çalışıldığından, yapılan araştırmalar sağlıklı sonuç vermekten uzak olmaktadır.

348 Yarg. 2. HD., 07/05/2013., 2013/227E. ve 2013/12826 K. sayılı kararı, 25/06/2012., 2012/28 E. ve 2012/17527 K. sayılı kararı, 13/052013., 2013/692 E. 2013/13533 K. sayılı kararı ve 07/05/2013, 2013/227 E. ve 2013/12826 K. ( UYAP).

90

3.5.2. Yoksulluk Nafakası Miktarının Sözleşme ile Kararlaştırılması

Belgede Boşanma davalarında nafakalar (sayfa 103-107)