• Sonuç bulunamadı

2.3. SOSYAL YETKİNLİK (SOSYAL ÖZ-YETERLİK)

3.1.2. Yetkinlik (Öz-Yeterlik) ve Sosyal Yetkinlik (Sosyal Öz Yeterlik) ile İlgil

Yetkinlik (öz-yeterlik) beklentisi kavramı ile ilgili ilk araştırma, bu kavramı meslek psikolojisine uyarlayan Hackett ve Betz (1981) tarafından yapılmıştır. Araştırmada kadın ve erkek mesleği olarak bilinen onar meslek bir listeye yazılarak kız ve erkek üniversite öğrencilerine (1) adları verilen mesleklere hazırlayan okullarda ne derecede başarılı olabileceklerini bekledikleri, (2) bu mesleklerde ileride ne ölçüde başarılı olabileceklerini sormuşlardır. Araştırma bulguları kız öğrencilerin yetkinlik (öz-yeterlik) beklentilerinin, mesleğin cinsiyetlerine uygunluğuna göre anlamlı derecede farklılık gösterdiğini ortaya koymuştur. Buna karşılık erkeklerin, mesleğin cinsiyetlerine uygunluğuna göre anlamlı düzeyde farklılık göstermiştir. Bunların yanı sıra kızlar kadın mesleklerinde yüksek, erkek mesleklerinde ise düşük yetkinlik (öz-yeterlik) beklentisi puanları almışlardır.

Connoly (1989), tarafından çocukluk ve ergenlik çağlarında kişilerarası ilişkiler kurmada sosyal yetkinlik (sosyal öz-yeterlik) beklentisinin etkisini incelemek amacıyla; üç ayrı örneklem grubu oluşturulmuştur. Birinci grupta; 87 lise öğrencisi, ikinci grupta; 76 lise öğrencisi, üçüncü grupta ise psikiyatrik tedavi gören 79 ergen yer almıştır. Araştırma sonucunda sosyal yetkinlik (sosyal öz- yeterlik) beklentisi ile benlik saygısı ve kendini kabul arasında anlamlı bir ilişki olduğu, duygusal bozukluğu olan bireylerin kişilerarası ilişkilerdeki yetkinlik (öz- yeterlik) beklentisi düzeylerinin düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Akkapulu, 2005).

Lopez (1998) yaptığı çalışmada, öğrencilerin kendilerine yönelik yetkinlik (öz-yeterlik) algıları ile akademik performansları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmanın örneklemini, değişik kademelerde okuyan 381 Alman öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada cinsiyet ve zekâ düzeyleri kontrol altına alınmıştır. Araştırma sonucunda, kendine yönelik olumlu öz-yeterlik (olumlu yetkinlik) algısı ile akademik performans arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur (Akt.: Altun, 2005).

Blake ve Rust (2000), öğrenme ve fiziksel özürleri bulunan 23’ü kız, 25’i erkek toplam 58 üniversite öğrencisinin benlik saygısı, genel ve sosyal yetkinlik (sosyal öz-yeterlik) beklentisi düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Bu araştırmanın bulgularına göre; benlik saygısı ve onun alt ölçeklerinin sosyal yetkinlik (sosyal öz-yeterlik) beklentisi düzeyleri ile ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Çelikkaleli, 2004).

Ashby ve Kottman (2000), 163 üniversite öğrencisi ile yaptıkları çalışmada; kişisel üstünlüğün kurulmasında; pozitif ve negatif etkiye sahip olan yakın ilişkilerdeki korku, yetkinlik (öz-yeterlik) beklentisi ve depresyonun ilişkisini incelemişlerdir. Katılımcılara “Yetkinlik Beklentisi Ölçeği” ve “Beck Depresyon Ölçeği” uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda; genel yetkinlik (genel öz- yeterlik) beklentisindeki farklı kişisel üstünlük değişkeni ile sosyal yetkinlik (sosyal öz-yeterlik) beklentisi değişkenleri arasında farklılıklar tespit edilmiştir. Katılımcıların özellikle kişisel üstünlük başarısı ve genel yetkinlik (genel öz- yeterlik) beklentisi puanları, üstünlük, sevimlilik ve kaçınan kişilik özellikleri puanlarından daha yüksek düzeyde bulunmuştur (Kaşık, 2009).

Daniels ve Larson (2001), sosyal-bilişsel danışman eğitimi modelini temel alarak gerçekte olmayan performans geribildirimlerinin danışman yetkinlik (öz- yeterlik) beklentisi ve danışman kaygısı üzerindeki etkilerini inceleyen bir araştırma yapmışlardır. Araştırmaya 45 yüksek lisans öğrencisi katılmıştır. 10 dakikalık danışma oturumlarından sonra katılımcılara performansları ile ilgili gerçekte olmayan olumlu ya da olumsuz geribildirimler verilmiştir. Araştırma sonunda yapılan değerlendirmede elde edilen sonuçlar şunlardır: (a) Alınan geribildirime göre katılımcıların danışman yetkinlik (öz-yeterlik) beklentilerinin değiştiği ve (b) yine aynı şekilde alınan geribildirime göre kaygılarının değiştiği tespit edilmiştir (Akt.: Özgün, 2007).

Murris (2002), ergenlerde depresyon, anksiyete bozuklukları ile yetkinlik (öz-yeterlik) beklentisi arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yaşları 12-19 arasında değişen 318’i kız, 278’i erkek toplam 596 öğrenciye ulaşmıştır. Araştırma sonucunda düşük düzeydeki yetkinlik (öz-yeterlik) beklentisinin çoğunlukla yüksek düzeydeki karakter anksiyete/nevrotizm, anksiyete

bozuklukları semptomları ve depresif semptomlarla birlikte oluştuğu görülmüştür. Bunun yanında yetkinlik (öz-yeterlik) beklentisinin sosyal yetkinlik (sosyal öz- yeterlik) beklentisi boyutuyla sosyal fobi, akademik yetkinlik (akademik öz- yeterlik) beklentisi boyutuyla okul fobisi ve duygusal yetkinlik (duygusal öz- yeterlik) beklentisi boyutuyla da anksiyete, somatik ve panik bozukluklar arasında yüksek bir ilişki bulunmuştur (Şencan, 2009).

Bandura, Barbaranelli, Caprara ve Pastorelli'nin (2001) yaptığı bir araştırmada, ailenin sosyo-ekonomik düzeyinin 11-15 yaş arası çocukların mesleki yörüngeleriyle (trajectories) dolaylı olarak bağlantılı olduğu bulunmuştur. Ayrıca, akademik, sosyal ve öz düzenleme konusundaki yeterlik inançlarının hem doğrudan hem de dolaylı olarak; çocukların akademik emellerini etkileyerek onların kendilerini yeterli olarak algıladıkları mesleki etkinlik türlerini (çiftçi, bahçıvan rolü, asker, polis rolü, doktor, eczacı, hemşire rolü, tamirci, işçi rolü gibi) belirlemede etkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca bireysel yeterlik algılarının, akademik başarıya göre çocukların mesleki yeterlik algılarını ve iş yaşamı için tercih ettikleri seçenekleri belirlemede daha önemli bir belirleyici olduğu ortaya çıkmıştır (Akt.: Kesgin, 2006).

Wang ve Newlin (2002), üniversite öğrencilerinin web temelli dersleri almak için kişisel seçimlerinin ve bir sınıftaki ders içeriği ile teknolojik yetkinliğin (teknolojik öz-yeterliğin) çevrimiçi edimlerini yordayıp yordayamayacağını incelemek amacıyla 122 üniversite öğrencisi üzerinde bir araştırma yürütmüşlerdir. Araştırma sonuçları web temelli ortamları seven veya web derslerine meraklı olan öğrencilerin yetkinliklerinin (öz-yeterliklerinin) ve edimlerinin, derse sadece yarar sağlama amacıyla kaydolan öğrencilerden daha yüksek çıktığını göstermektedir. Aynı zamanda çalışmada öğrencilerin algılanan yetkinliklerinin (öz-yeterliklerinin) onların sene sonu sınav notlarını yordadığı bulgusuna ulaşılmıştır (Akt.: İsrael, 2007).

Matsushima ve Shiomi (2003), tarafından ergenlerde sosyal yetkinlik (sosyal öz-yeterlik) beklentisi ve kişilerarası ilişkilerdeki stres arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla 180 lise öğrencisine ulaşılmıştır. Araştırmanın sonucunda sosyal yetkinlik (sosyal öz-yeterlik) beklentisi düzeyi, kişilerarası ilişkilerde

yaşanan stres ve stresle başa çıkma ile ilişkili bulunmuştur. Kişilerarası stres davranışlarının azaltılmasında sosyal yetkinlik (sosyal öz-yeterlik) beklentisi ve kişilearası stresle başa çıkmanın etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Karahan, Sardoğan, Özkamalı ve Menteş, 2006).

Olalere (2005), çalışmasında Nijerya’daki orta dereceli okullarda görev yapan öğretmenlerin bilgisayar eğitimi uygulamasındaki yetkinliklerini (öz- yeterliklerini) incelenmiştir. Ayrıca cinsiyetin öğretmenlerin yetkinlikleri (öz- yeterlikleri) üzerindeki etkisini de inceleyen araştırmacı, 161 bay ve 148 bayan öğretmenden onların bilgisayar kullanımındaki deneyimlerini ve yeterlik derecelerini göstermelerini istemiştir. Araştırma sonucunda, %60’ın üzerinde bir oranla bay ve bayan öğretmenlerin; bilgisayar kullanımında, temel bilgisayar işlemlerinde ve uygulamalı yazılım kullanımında minimum deneyime sahip olmadıkları bulunmuştur. Cinsiyete göre öğretmenlerin bilgisayar kullanımı, temel bilgisayar işlemleri ve uygulamalı yazılım kullanımı yeterlikleri arasında önemli bir değişikliğin olmadığı da bulunmuştur.

Caprara ve Steca (2005), yaptıkları araştırmada kendini yetkin görme ile sosyal ilişkilerde başarılı olma ve yaşam doyumu arasında önemli bir ilişkinin olduğunu saptamışlardır.

Skaalvik ve Skaalvik (2010), yaptıkları çalışmada, Norveç’teki ilköğretim okullarında görev yapan 2249 öğretmenden oluşturdukları örneklem üzerinde, kolektif öğretmen yetkinliği (öğretmen öz-yeterliği), öğretmen iş memnuniyeti, öğretmen inançları ve öğretim dışı faktörlerin öğretmen yetkinliğini (öğretmen öz- yeterliğini) nasıl etkilediği sorusuna cevap aramışlardır. Araştırmacılar, öğretmen yetkinliği (öğretmen öz-yeterliği) ve kolektif öğretmen yetkinliğinin (kolektif öğretmen öz-yeterliğinin) hem okul şartları değişkenleriyle hem de öğretmen iş memnuniyetiyle ilişkili olduğu sonucuna ulaşmışlardır.