• Sonuç bulunamadı

5.6. Altıncı Alt Probleme İlişin Bulgular

5.6.2. Yetenek Sınavında Piyano Çalınması Mecburiyetinin “Diğer

5.6.2.1. Kazanımları (Avantajları)

1- “Diğer liselerden” gelen öğrencilerin, üniversiteye geldiklerinde, ilk senelerde

piyanoya yabancı olmamaları için, üniversitenin giriş sınavında piyanonun sorulması gereklidir. Öğretmenlerle yapılan görüşmelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda da bu durum teyitlenmiştir.

2- “Diğer liselerden” mezun olan öğrenciler, piyanonun sınavda sorulması üzerine

piyano öğrenmeye başladıklarında kulaklarının da gelişimine katkı sağlamaktadırlar.

3- Bu lise kategorisinden gelenler, üniversitenin giriş sınavında piyanonun

sorulmasıyla, iki ellerinin de koordinesi konusunda kendilerini geliştirme fırsatı yakalarlar.

4- Üniversitenin giriş sınavında piyano sorulmasıyla, piyano öğrenmeye başlayan

eserler ile karşılaştıklarından, o notaları okurken aynı zamanda deşifrelerini de geliştirme şansı yakalamaktadırlar.

5- Üniversitenin giriş sınavında piyano sorulmasıyla, piyano öğrenmeye başlayan

“diğer lise” öğrencileri, bu süreçte, piyano notalarındaki fa anahtarının okumasını öğrenirler. Böylelikle üniversitenin ilk senesinde fa anahtarı öğrenme zorluğunun getirdiği zaman kaybını da yaşamazlar.

6- Giriş sınavı için piyano öğrenen öğrenciler, bu sayede piyano üzerine yazılmış

çeşitli metotlarla ve eserlerle tanışma fırsatını yakalarlar.

7- Giriş sınavına hazırladıkları eserlerin içeriğindeki gereklilikleri yerine getirmeyi

öğrenen “diğer lise” mezunu öğrenci, böylelikle üniversiteye geldiğinde piyanoya ait çalma tekniklerinin bazılarını da olsa bilerek gelir.

8- Üniversiteye giriş sınavında piyano çalmak üzere hazırlanan öğrenci, öğrenme

sürecinde ellerini piyano çalarken nasıl tutacağı konusunda da bilgi sahibi olur ve üniversiteyi kazandığında piyanonun nasıl çalınması gerektiği konusunda her hangi bir yabancılık çekmez.

9- Giriş sınavı için piyano dersi alan “diğer lise” öğrencilerden, ağır tuşlu bir

piyanoda çalışma fırsatı yakalayabilenler, üniversiteye girdiklerinde parmakları kuvvetlenmiş olur ve bu da onların piyanoya hâkimiyet kurmalarında en büyük yardımcıdır.

10- Üniversitenin giriş sınavında piyano sorulmasıyla, piyano öğrenmeye başlayan “diğer lise” öğrencileri, piyano eserlerindeki nüansları da öğrenip gerçekleştirmek için çalışırken, piyanonun tuş hassasiyetini de kavrarlar ve yorumlama konusunda da fikir edinirler.

11- Üniversitenin giriş sınavında piyano sorulmasıyla, “diğer liseden” gelip de hiç

konsere çıkmayan öğrencilerin, başkalarının karşısında ilk kez çalma deneyimi kazanmaları da sağlanmış olur. Böylelikle üniversiteye girdiklerinde, genelde öğretmenlerinin yanında AGS ve Spor Lisesi öğrencilerine göre daha çok heyecanlanan “diğer lise” öğrencilerinin, bu heyecanları da belli düzeylerde giderilmiş olur.

5.6.2.2.Kayıpları (Dezavantajları)

AGS ve SL’nin kayıpları bölümünde de yazıldığı gibi, “diğer lise” mezunu öğrenciler için de, üniversitenin giriş sınavında piyano sorulmasının her hangi bir kaybı olduğu düşünülmemektedir. Ancak belirtilmesi gereken birkaç nokta vardır. Bunlar:

1- “Diğer lise” öğrencilerinin üniversitelerin müzik öğretmenliği ya da müzikle ilgili

diğer programlarına yönlendirilmeleri için (özellikle ilgili ve yetenekli olanların) Devlet okullarındaki müzik öğretmenleri tarafından yeterli derecede desteklenmeleri gerekmektedir. Bu tür programlar hakkında, lise çağındaki çocukların bilgilendirilmesi için gerekirse liselerde seminerler düzenlenmeli hatta atölye çalışmaları yapılmalıdır. Böylelikle ilgili ve yetenekli öğrenciler tespit edilip onlara yön verilmesi sağlanabilir.

2- “Diğer lise” mezunu öğrencilerin piyano çalışma imkânları, hatta piyanoyu bulma

ve öğrenme imkânları, AGS ve SL’nden mezun olan öğrencilere göre çok azdır. Bu sebeple onların üniversitenin giriş sınavında istenen piyano çalma mecburiyetini gerçekleştirmeleri zorlaşmaktadır.

3- “Diğer lise” mezunu olan öğrencilerin, dışarıdan, bazılarının kendi kendilerine

piyano metotlarından, dinleyerek ya da çalanları izleyerek, bazılarının amatör bir tanıdık müzisyenle çalışarak, bazılarının da profesyonel bir piyano öğretmeninden ders alarak piyano öğrendiklerini düşünürsek ki bu durum araştırmanın birinci aşamasında gerçekleştirilen görüşmelerde yer almaktadır, bu öğrencilerin kimilerinin piyano konusunda doğru, kimilerinin de yanlış yönlendirileceği olasılıkları da fark edebiliriz. Bu sebeple “diğer lise” mezunlarının, üniversitenin giriş sınavında piyano çalmak için, piyano öğrenme sürecinde bilinçsizce davrandığı ve bu sebeple piyano öğrenmelerini tehlikeye attıkları da ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda bahsi geçen 3 madde, “diğer lise” öğrencilerinin, üniversitenin giriş sınavında piyano çalmaları için çalışmalarını engellemektedir. Bunların giderilmesi için de “diğer lise” kategorisinde yer alan liselerdeki, başta müzik öğretmenlerinin ve yönetimdeki kişilerin bilinçlendirilmesi, tıpkı ÖSYM’nin yaptığı sınava gösterdikleri önemi, üniversitelerin müzik öğretmeliği ya da başka müzik programlarına girecek

öğrenciler için de göstermeleri gerekmektedir. Devlet okullarında müzik bölümlerine yönelik bu bilinçlenmeye ek olarak her okulda en az 1 tane piyano çalgısının (maddi açıdan alınması güç olduğundan akustik veya birinci el olmasa bile, elektronik veya ikinci eller daha uygun olduğundan tercih edilebilir.) bulunması da, “diğer lise” öğrencilerinin bu mağduriyetlerini engelleyebilecektir. Eğer devlet yardımıyla alınamıyorsa piyanolar, bu sefer özel kuruluşların, vakıfların bu konuda dikkatlerinin çekilmesine yönelik girişimlerde bulunulması mümkündür. Böylelikle “diğer liselerdeki” müzik öğretmeleri, müziğe ilgisi olan öğrencilere piyano öğretecek ve öğrencilerin, üniversitenin giriş sınavındaki piyano mecburiyetini gerçekleştirmesi de sağlanmış olacaktır. Tabi “diğer liselerdeki” müzik öğretmenlerinin de bu doğrultuda piyanoya yeterince hâkim olacak ve onu öğretecek düzeye gelmeleri gerekmektedir. Bu konuda da müzik öğretmenlerinin bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Tabi müzik öğretmeni adaylarını yetiştiren kurumlara da bu noktada büyük görevler düşmektedir.

Burada belirtilenler ilk okunulduğunda gerçek dışı gibi dursa da, aslında ciddi boyutlarda ilgilenildiğinde gerçekleştirilmesi mümkün olan şeylerdir. Bunların gerçekleştirilmesi için en önemli unsur bilinçli bireylerin varlığıdır. Bilinçli bireyler de, üniversitelerin müzikle ilgili programlarından mezun olmuş, kendine, müziği insanlara sevdirmeyi ve onların hayatlarına müziği dâhil etmeyi amaç edinmiş kişiler olarak tanımlanabilir. Bu tanım daha da genişletilebilir. Önemli olan, müzik eğitiminin ve özellikle çalgılar arasında temel yeri olan piyanonun eğitiminin, insanları sadece müziksel açıdan geliştirmediğinin, akademik ve sosyal yaşamlarına da olumlu etkilerde bulunduğunun farkına varılmasıdır. Bu da az önce belirtilen “bilinçli bireylerin” bu farkındalığı yaymasıyla elde edilecektir.