• Sonuç bulunamadı

5.8.1. Araştırmanın Birinci ve İkinci Bölümü İçin Öneriler

Üniversitenin Yetenek Giriş Sınavında İkinci Çalgı Olarak Piyanonun Zorunlu Olması Üzerine Öneriler

“Diğer liselerde var olan problem” başlığı altındaki 3. öneride yer alan, H. B. Yönetken’in sözünden de anlaşılacağı gibi, piyano, müziğin her alanında söz sahibi olabilecek nitelikte bir çalgıdır. Yani piyanoyu müziğin en temel çalgısı olarak tanımlamak mümkündür.”Piyano yedi oktavdan fazla ses alanıyla, bütün enstrümanların ses rejistirlerini bünyesinde toplayan temel bir enstrümandır. Solo dışında oda müziğinde, koro ve orkestrada da işlevi olan tek çalgıdır. (Feridunoğlu, 2004: 199; Ünal, 2006: 47’deki alıntı) Bu sözden de anlaşıldığı gibi piyanonun hem müzik eğitiminde, hem de müziğin icrasında yeri büyüktür ve bu sebeple de kullanım

alanı geniştir. Artık teknolojiyle de birleşen piyano ile bunların dışındakileri yapmak mümkündür. Örneğin, elektronik bir piyanoya, USB (Universal Serial Bus, Tr. Evrensel Seri Yolu) aygıtı takılarak piyanodan eser dinlemek, hatta piyanonun tuşlarına basıldığında başka çalgıların gerçek seslerine yakın sesler elde etmek mümkündür. Bu sayede de piyanonun kullanım alanı daha da genişletilebilmektedir.

Müziğin her alanında etkin bir konuma sahip olan piyanonun, müzik öğretmenleri için bilinmesi de şu noktada gereklilikten ziyade artık mecburi durumdadır. “Piyano eğitiminin müzik öğretmenliği eğitimindeki vazgeçilmez yeri ve önemi: “müzikal olanakları, geniş edebiyatı, çok sesliliği kavrama, deşifre, müziksel işitme ve armoni yönünden bilgilenme.” gibi müziğin birçok boyutlarında gelişmeye yardımcı olması ve destekleyici özelliklerinden kaynaklanmaktadır.” (Yılmaz, 2006: 583) Çünkü diğer çalgılara kıyasla, piyano donanımındaki kolaylık ve üzerinde hazır seslerin bulunmasıyla en küçük yaştan en ileri yaşlara kadar herkesin kolayca adapte olup öğrenebileceği bir çalgıdır. Ancak öğrenmek için de piyanonun çalışma disiplinine hâkim olup ona vakit ayırmak gerektiği de unutulmamalıdır. Elbette ki bu diğer çalgılar için de geçerlidir. Çünkü emek verilmedikçe hiçbir çalgının öğrenim sürecinden verim alınamaz.

Böylesine emek isteyen çalgı öğreniminde süreklilik çok önemlidir. Özellikle piyano öğretiminin gerçekleştirildiği AGS ve SL’nde öğrencilerin çalışma sürekliliğini kazanmaları ve o disiplini edinmeleri şarttır. Ancak öğrenciler, genel olarak piyanodan ziyade kendi ana çalgılarına daha çok önem verdikleri için, piyanoya çalışma disiplinini yeterince kazanamamaktadırlar. Özellikle lisede son sınıfa gelen öğrenciler, üniversite giriş sınavlarına kendi ana çalgılarını çalarak girmek istedikleri ve ÖSYM tarafından hazırlanan sınava odaklandıkları için piyanoya neredeyse hiç vakit ayırmamaktadırlar. Lisedeki piyano öğretmenleri de bu durumdan şikâyetçi oldukları için üniversitelerin giriş sınavlarında piyano sorulmasını talep etmektedirler. Çünkü ancak bu sayede öğrencileri piyanoyu önemseyecek ve çalışmak için vakit ayıracaklardır.

Öğretmen ve öğrenci görüşlerinden elde edilen bilgiler doğrultusunda, bazı öğrencilerin ve AGS ve SL’nin, piyano derslerine yeterince eğilmediği anlaşıldığından, onların piyano eğitimi üzerine düşmesi için, üniversite sınavında

piyanonun mecbur kılınmasının gerekli olduğu kanısına varılmaktadır. Çünkü küçük yaşta başlanılması gereken bir çalgı olan piyanoya, üniversite çağına gelmiş bir öğrencinin yeniden başlaması hem öğrenciyi, hem de öğretme sürecini zorlayan bir durumdur. Çünkü artık belli bedensel gelişimini tamamlayan bir öğrencinin kaslarını yeniden terbiye etmesi güçtür ve bu süreç onun için zor olduğundan sıkıcı da olacaktır. Böyle bir eğitimden de istenilen verim alınamayacaktır. Öğrencilerin, üniversiteye gelinceye kadar tam gelişme çağında olduğu lise döneminde (ki o bile geç sayılabilir) aldığı piyano dersini iyi değerlendirmesi ve önem vererek piyanoya çalışması, üniversitede alacağı piyano eğitimine zemin hazırlaması için üniversitenin giriş sınavında piyanonun mecbur olması gerekli görülmektedir.

Yukarıdaki paragrafta bahsi geçen üniversite çağına gelmiş öğrencinin piyano öğrenmedeki zorluğu bu lise türünden gelen öğrenciler için de geçerlidir. Bu öğrencilerin bazıları için dışarıda piyano öğrenmek zor olabilir. Onların piyano çalışma ortamlarının sağlanması için gerekli öneriler “ Sonuçlar bölümündeki 6. alt problemin bir alt başlığı olan “Yetenek Sınavında Piyano Çalınması Mecburiyetinin Diğer Liselerden Mezun Olan Öğrencilere Kayıpları” kısmında” yazılmıştır. Bu sebeple öneriden ziyade burada bu öğrenciler için de sınavda piyano çalınmasının gerekli olduğundan bahsetmek yerindedir. Bunun sebebi de, her ne kadar “diğer liseden” de gelse, öğrencinin piyanoya tamamen yabancı olarak gelmemesi gerektiğidir.

Üniversitelerin müzik öğretmenliği programlarına AGS ve SL haricindeki okullardan mezun olarak gelen “ diğer lise” öğrencileri için ise ilk bakışta giriş sınavında piyanonun sorulması bir kayıp (dezavantaj) gibi görünebilir. Önaldı’nın da belirttiği gibi “Toplumun algılayan kesimi üçe ayrılmaktadır. a. Dar gelirliler, b. Zengin toplum, c. Müzik ile eğitilmiş bir toplum, d. Müzik seven fakat derinine bilmeyen toplum.” ( Önaldı, 1988: 23) Böyle kesimlere ayrılmış bir toplum yapısından gelen “diğer lise” öğrencilerinin her birinin piyanoyu öğrenme şansı elbette ki eşit değildir. Bu durum düşünüldüğünde dezavantaj olarak görülebilir. Ancak “diğer lise” grubundan mezun öğrencilerin piyano öğrenmek için, AGS ve SL mezunu öğrencilere göre şanssız olduğu göz önüne alınırsa, bu noktada üniversitenin giriş sınavında bir düzenlemesi yapılması uygun olabilir. Örneğin, AGS ve SL’nden

gelen bir öğrenciye sınavda çalacağı bir piyano eseri için tam puan olarak 10 veriliyorsa, “diğer lise” mezunları için 5 olabilir. Buna benzer örnekler çoğaltılabilir. Sonuç olarak bakıldığında, üniversite giriş sınavında piyanonun çalınma mecburiyetinin olması konusunda hem araştırmanın birinci bölümdeki görüşmelerin, hem de üniversitedeki öğretmenlerle yapılan görüşmeler doğrultusunda şunu demek mümkündür: Üniversitenin giriş sınavında piyano çalmanın mecburi olması, öğrenci adaylarının piyano gelişmeleri adına yararlıdır. Bu sınav uygulamasının sürdürülmesi, öğrencilere kazanımlar sunduğu için gereklidir. Ancak yukarıdaki paragrafta da belirtildiği gibi, sadece AGS ve SL ve “diğer lise” mezunları için puanlamadaki ağırlıklar farklılaştırılabilir.

5.9. AGS ve SL’nde Var Olan Problemler ve Çözümlerine Yönelik Önerileri