• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR

4.2 Bir Akdeniz Kenti Olarak Antalya’nın İrdelenmesi

4.2.4 Yerleşim yapısı

Antalya’da ilk kentsel yerleşme Kaleiçi’nde kurulmuştur. Kaleiçi doğal liman özelliği taşıyan bir koyun çevresinde kurulmuş bir yerleşim yeridir. Günümüzde de kullanılmaya devam edilen liman Roma devrine aittir. Kaleiçi daha sonraları, kalenin güneydoğusunda denize dik inen bir yol etrafında lineer bir gelişim göstermiştir.

Osmanlı ve Selçuklu gelişmeleri ise kent kuzeyinde ve kara yönünde, Konyaaltı-Silifke

160 

gelişmeler, her yöne yayılmakta olup, bu gelişmelerden batı ve kuzey gelişmeleri en önemlileridir (Aru 1998). Bu durum ilin coğrafi yapısı, doğal kaynakları ve özellikle de tarım alanlarının dağılımı ile ilgilidir. Bunlar ulaşım ve yerleşme düzenini belirleyen önemli unsurları oluşturmaktadır (Anonim 2003).

“Antalya’nın doğusundaki Serik-Side-Manavgat ekseni ile bu yerleşmelerin kıyı bölgeleri ve batısındaki Beldibi-Göynük-Kemer ekseninde yer alan yerleşmeler dizini, Antalya ile yoğun günlük ilişkisi ve fiziki mekanda sürekliliği olan yerleşmeler olup,

‘Antalya Kentsel Bölgesi’ olarak tanımlanmıştır” (Anonim 2003).

Antalya Büyükşehir sınırları içindeki konut alanları nitelikleri itibariyle, geleneksel konut dokusu, planlı-imarlı, plansız-gecekondu ve kırsal, tarımsal nitelikli alanlar olarak sınıflandırılmıştır;

o Geleneksel konut dokusu

Geleneksel konut dokusu Kaleiçi, Balbey ve Haşimişcan bölgelerinde yer almaktadır.

Bu alanlardan Kaleiçi geleneksel dokusu en fazla korunmuş bölgedir. Her üç bölge de kentsel sit alanı statüsünde olup, koruma amaçlı planları yapılmıştır.

o Planlı/ İmarlı gelişen konut alanları

Planlı gelişen konut alanları merkez ve çevresinde, kıyı kesiminde, merkezin batı-doğu ve kuzeyindeki planlı alanlarında yayılım göstermektedir. Antalya çevre yolunun güneyi planlı, kuzeyi plansız gelişmiştir.

o Plansız Gelişen/ Gecekondu Bölgeleri

Bu gölgeler, çevre yolunun ve kentin kuzeyinde geniş alanlara yayılım göstermektedir (Anonim 2003).

¾ Antalya’nın mekansal gelişim süreci

Göçler, nüfus artışı, turizm yatırımları, sosyo-ekonomik gelişmeler ve yönetsel değişiklikler, planlama kararları, Antalya’nın mekansal gelişim sürecinin temel

belirleyicileri olmuştur. Kentsel gelişme bu etkenlere bağlı olarak bazı dönemlerde sıçramalar, kırılmalar ve dönüşümler yaşamış ve bu durum yönetsel düzenlemelere de yansımıştır.

Antalya 1950’lere kadar, tarımsal bir hinterlandın13 merkezi olarak, ekonomisi ticaret ve hizmet sektörlerinde yoğunlaşan bir kıyı kenti iken, 1950 sonrası göç-nüfus artışı ve ekonomik yapıdaki gelişmeler ile birlikte önemli dönüşüm ve değişimlere uğramıştır.

Kentin 1950 sonrası değişimi bu etkiler altında gerçekleşmiştir (Anonim 2003).

Antalya’nın Mekansal Gelişim Etapları şekil 4.114’de verildiği gibidir. Gelişim sürecindeki başlıca dönemler de çizelge 4.1’de verilmiştir.

Şekil 4.114 Antalya’nın Mekansal Gelişim Etapları (Sönmez 2011)

13 Bir kenti, kentler dizisini ya da bölgeyi çevreleyen ve onunla yakın ekonomik ve toplumsal etkileşim içinde bulunan bölge (Anonim 2011z).

162 

Çizelge 4.1 Antalya’nın gelişim sürecindeki başlıca dönemler (Sönmez 2011) Dönemler Gelişim Sürecinin Niteliği

1923-1950 Tarımsal hinterlandın ticaret, hizmet ve yönetsel merkezi

1950-1970 Göçle gelen nüfus artışı, kamu yatırımlarına dayalı sanayileşme ve değişimin başlangıcı

1970-1985 Göç, nüfus artışı ve gecekondulaşma, kentin planlanmasına dönük arayışlar

1985-1993 Tarım ve sanayiye dayalı gelişmeden, turizm gelişmesine dayalı ticaret ve hizmet kenti fonksiyonlarına dönüş

1993-2000 Büyükşehir statüsü kazanması, kentte, kültür, spor, ticaret ve hizmetlerde uzmanlaşma eğilimi, merkezde yoğunlaşma, çeperde plansız gelişmeler

2000 sonrası Antalya’nın kentsel bölge niteliğinin öne çıkması, Merkezde yoğunlaşma, çeperde saçaklanma,

Büyükşehir Belediye Kanunu’nun getirdiği yönetsel bütünleşme, planlama bütünlüğüne yönelik fırsatlar

Sektörel yetki parçalanmasının getirdiği tehditler,

¾ Antalya kenti planlama süreci

Antalya kentinde planlama çalışmaları 1950’den sonra başlamıştır. Başlangıçta planlama çabalarının temel öncelikleri arasında, hızlı nüfus artışının getirdiği yeni yerleşim ve çalışma alanı ihtiyaçlarının karşılanması yeralmıştır. Ancak plansız gelişmeler ve gecekondulaşmanın etkisiyle birlikte planlar, uygulama bulamadan çoğu kez geçerliliklerini kaybetmiş, bunun sonucunda da, planlarda sürekli revizyon ve ilaveler yapılma gereği duyulmuştur. Yine de planlama çalışmaları istenilen düzeye gelememiştir (Anonim 2003).

“1977 yılında Antalya İmar Planı, Şehir Plancısı Zühtü Can tarafından ele alınmış ve Antalya Nazım İmar Planı 1980 yılında onanmıştır. 1994 yılına kadar bu nazım planda

çeşitli ölçeklerde yapılan revizyon ve ilavelerle uygulamalar sürdürülmüştür” (Anonim 2003).

“1980’den sonra oluşan yeni belediye sınırlarına göre 1981 yılında 1/ 25.000 ölçekli Çevre Düzeni Nazım İmar Planı çalışmalarına başlanılmış ve bu plan da 1982 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca onanmıştır. Bu süreç içinde 1/ 1000 ölçekli Uygulama İmar Planı çalışmaları da devam etmiştir” (Anonim 2003).

“1985 yılında kentin büyümesinin tahmin edilenin ötesine geçerek kent nüfusunun büyük bir hızla artması, kentte turizm ve hizmet sektörünün gelişmesi nedeniyle 1/

25.000 ölçekli Antalya Nazım İmar Planı revize edilmiş ve bu plan da 1986 yılında Bakanlıkça onanmıştır”(Anonim 2003).

“Antalya Nazım İmar Planınn gelişimi ve 1980 sonrası açılan yeni yerleşim alanları ve ilaveler pafta da gösterilmiştir” (Anonim 2003).

“1993 yılında, Antalya’nın Büyükşehir Belediyesi olmasından sonra yeni bir Nazım İmar Planı hazırlanmıştır. UTTA planlama grubu tarafından yapılan, bölgesel senaryolara dayalı olarak çevre belediye ve yerleşmeleri de kapsayan, 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı/ Yapısal Plan, 21.11.1995’te, Antalya Büyükşehir sınırlarını kapsayan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı 08.11.1996’da Büyükşehir Belediye Meclis kararı ile onanmıştır” (Anonim 2003).

2003 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından DAMPO planlama grubuna yaptırılan Antalya Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni/ Nazım Plan Çalışmaları ve 2008 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Antalya Büyükşehir Belediyesi Bütünü 1/ 50.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile Antalya Büyükşehir Belediyesi Bütünü 1/ 25.000 ölçekli Nazım İmar Planı kentle ilgili yapılan son planlama çalışmalarıdır.

164 

¾ Antalya kent merkezinin gelişimi

Antik dönemden bugüne kadar yerleşim alanı olan, bugün Yat Limanı ve Kaleiçi olarak adlandırılan surlarla çevrili alan ile söz konusu alanın hemen bitişiğinde, surlar dışındaki ilk yerleşim alanları olan, bugün Kalekapısı, Hanlar Bölgesi, Balbey Mahallesi ve Haşimişcan Mahallesi olarak adlandırılan, bölge geçmişten günümüze kadar Antalya kentinin merkezi olmuştur . Kentin günümüzde kullanılan idari, ticari ve sosyal merkezi geçmiş devirlerden bu yana saat kulesi ve çevresidir (Gül 2006).

“Antalya Kent Merkezi, kentin kuruluşundan bu yana, merkez işlevlerini etkin olarak barındıran, kentin kimliğini tanımlayan ve günümüzde de kentsel etkinliklerin ve yaşamın en yoğun olduğu alandır” (Anonim 2003).

“Bugün Kaleiçi olarak adlandırılan sur içi ile, daha sonra Osmanlı döneminde bunu saran sur dışı alanlarda eski kent dokusu, bazı bozulmalara rağmen 1970’lere kadar yaşayabilmiştir. 1970’li yıllarda kent nüfusunun hızlı artışına paralel olarak kent merkezinin gelişmesi ve yayılması da hız kazanmıştır. Giderek artan göçler ve gelişen turizmin baskıları ve diğer sosyo-ekonomik değişmelere bağlı olarak kent, merkezi ve çevresinde gelişme baskıları artmıştır. 1960’ların sonundan itibaren yapılan planlama çalışmalarında, kent merkezi üzerindeki planlı yoğunlaşma önerilerinin yanında koruma politikaları geliştirilmemiş ve sur dışındaki tarihi dokunun bozulması önlenememiştir”

(Anonim 2003).

“Kent merkezinde 1985’lere kadar görülen başlıca eğilimler, eski dokunun yıkılıp yenilenmesi, ticari işlevlere uygun yapılaşma biçimlerinin gelişmesi, aksiyel gelişmeler, buna dayalı uzmanlaşma eğilimleridir” (Anonim 2003).

“1985 sonrası turizm gelişmesinin de etkisiyle, Kaleiçi’nde turizme dönük konaklama, yeme-içme ve eğlenceye dönük ticari işlevler gelişmiş, Lara, Konyaaltı ve Yüzüncüyıl Caddesi yönünde aksiyel gelişmelerin yanı sıra turizm ve günlük ticarete dönük işlevlerin odaklaştığı alt merkez oluşumları ortaya çıkmıştır” (Anonim 2003).

4.2.4.1 Doku

“Antalya’da doku özellikleri bakımından kompakt, yoğun bir gelişme eğilimi görülmektedir. Kentsel makroformunun oluşmasında jeomorfolojik, topoğrafik, jeolojik, mikroklimatik ve hidrolojik faktörlerin yanısıra tarım ve orman alanlarının dağılımı belirleyici olmuştur. Kentsel ve bölgesel altyapının, ulaşım ağının sağladığı avantajlar ile plan kararlarına göre oluşan imar hakları gelişmesinin yön ve biçimini belirleyen etkenlerdir. Kentin özellikle kuzeyinde çoğunlukla kamu arazisi üzerinde gecekondu gelişmesi görülmektedir. Merkez çevresi ve kıyı kesimini kapsayan bölge imarlı kesim, çevre yolunun kuzeyini kapsayan bölge imarsız kesim olmak üzere ikili bir gelişme biçimi oluşmuştur. Bunun dışında, kent çeperindeki Çakırlar, Kırcami, Altınova bölgelerindeki tarım alanları üzerinde tarımsal karakterli bir yerleşme dokusu görülmektedir. Kıyı kesimi ise, turizm ve konut kullanımlarının yarıştığı bir alandır”

(Anonim 2003).

“Kentin makroform gelişmesi, çevresinde, yağ lekesi biçiminde yayılma eğilimindedir.

Alanya yolu çevresinde aksiyel gelişmeler görülmektedir. Ana kentsel gelişme lekesi dışında ayrıca Kepezüstü’nde Burdur yolu organize sanayi bölgesi, toptan ticaret bölgesi ve sportif tesisler alanından oluşan bir kentsel çalışma ve spor odağı oluşmaktadır” (Anonim 2003).

Kaleiçi es sınırları k oluşturan birimlerin dokulara b gridal, hem

Şekil 4 ski kent dok kuvvetli olm

sınırları ku n ritmik bir bir örnektir m de organi

Şekil 4.1

Bahçel (Yeni ken .115 Antaly kusu az yoğ mayan, iç uvvetli olma r şekilde d r (Aru 199 ik doku örne

16 Kaleiçi

1 lievler nt dokusu) ya’dan yol-y ğun, seyrek

yolları serb ayan, doku doku içinde 8). Kaleiçi ekleri görm

karakteristi

66 

Mill (Yeni yapı doku ör bir yapılaşm best ve org

içinde yer y dağılışı g

’ne eklemle mek mümkün

ik yol-yapı

li Egemenli i kent dokus rnekleri (Or ma sergilem ganik düze yer ışınsal h

ibi özellikl enen yeni y ndür.

doku örneğ ik

su)

rjinal 2011) mektedir. Ka

nde, doku hizmet patl lerle tarifle yerleşimlerd

ği (Aru 1998 )

aleiçi; doku parçalarını amaları, bu nen A tipi de ise hem

8)

u ı u i m

4.2.4.2 Kenarlar

Kaleiçi hemen deniz kıyısında kurulmuş tarihi bir yerleşimdir ve eğimli bir arazi üzerinde yer almaktadır (Şekil 4.117). Kaleiçi’ndeki evler avlulu ve bahçeli evlerdir.

Yapıların tamamı kiremit çatılıdır. Çıkmaz sokakların da sıklıkla görüldüğü Kaleiçi’nde sokakların yaz kuraklığında denizden gelecek esintileri içeriye taşıyacak şekilde tasarlandığı görülmektedir. Sokak genişlikleri bakımından farklılıklar gözlemlenmektdir. Genellikle 5-6 m olan sokak genişliklerinin bazı yerlerde 2-3 m’ye kadar düştüğü görülebilir (Şekil 4.118).

Tarihi Antalya konutlarının ortak özelliği, doğa ve çevreyle uyumluluk, işlevsellik, gereksinimler doğrultusunda büyüyebilme esnekliğidir. Konutlar giriş katı, ara kat ve üst kattan oluşmaktadır (Avcı 2005).

Şekil 4.117 Kaleiçi’in üstten görünümü (Orjinal 2009)

Kaleiçi kent dokusunda; beyaz ve sarı renklerin hakim olduğu, çıkmalı cephe özellikleri taşıyan yapılar gözlemlenmiştir. Avcı (2005)’e göre yapılarda kullanılan malzemeler çoğunlukla kesme ve moloz taş, tuğla, ahşap ve kiremitten oluşmaktadır. Genellikle zemin katlarda kullanılan malzeme taş olup, üst katlar ahşap kullanıldığı görülmektedir.

Kentte halen kullanılmakta olan yapıların büyük bölümü, 19. yüzyıldan günümüze ulaşmıştır. Cumhuriyet’ten önce Rum mimarisinin hakim olduğu kentte 1923’ten sonra

168 

günümüze kadar ulaşan örnekler bulunmaktadır. Yapı ustalarının birçoğunun Rum olması nedeniyle çoğu Türk konutlarında Rum ustaların izlerine rastlanmaktadır (Avcı 2005)

Şekil 4.118 Kaleiçi’nden mimari dokuya örnekler (Orjinal 2011)

Geleneksel Antalya konutu sokağa ve bahçeye yönlendirilmiştir. Sokağa yönlenen bölümde yaşama odaları bulunmaktadır; sofa ise bahçeye yönlendirilmiştir. Konutun yönlendirilmesinde güney-kuzey yönleri tercih edilmiştir. Güneye bakan sofa kışın tamamen güneş almakta, yazları ise oldukça serin olmaktadır. Güneydoğu-kuzeybatı yönünden esen hakim rüzgarlar, yine aynı yönlenme ile yazın yapıları serinletmektedir (Avcı 2005).

İklimin etkisi ile geleneksel Antalya konutlarında dış sofalı plan tipi tercih edilmiştir.

Yazları sıcak ve kurak iklimin hakim olduğu bir Antalya evi hem uygun yönlere açılması hem de odalarının düzenlenmesi açısından bir bütün olarak çözülmüş “açık-serin” ev özelliklerini yansıtmaktadır. Bu serin mekanlar hafif ve hava akımlarını geçiren ahşap yapı sistemi ile sağlanmıştır (Avcı 2005).