• Sonuç bulunamadı

Yerelleştirme Kavramı ve Endüstriyel Bir Söylem Olarak Yerelleştirme Kavramı 39

BÖLÜM 3: YERELLEŞTİRME ENDÜSTRİSİNE GİRİŞ

3.1. Yerelleştirme Kavramı ve Endüstriyel Bir Söylem Olarak Yerelleştirme Kavramı 39

Başlıktan anlaşılabileceği gibi, yerelleştirme kavramıyla ilgili olarak tezde kavramsal bir farklılaştırmaya gidilmek amaçlanmıştır. Zira çeviribilimle ilgili kaynak okuma aşamasında yerelleştirme kavramının yerelleştirme endüstrisi dışında da kullanıldığı tespit edilmiştir. Başka bir deyişle, söz konusu kavram İsveç Profesör Göte Klingerg tarafından 1986’da, Children’s Fiction in the Hands of the Translators (Tr: Çevirmenlerin Elindeki Çocuk Edebiyatı) adlı kitabında bu tezdeki anlamından farklı bir düzlemde ele alınmıştır. Klinberg’e göre yerelleştirme kavramı (İng:“localization”), kaynak metin için tasarlanan ortamın veya kaynak metindeki sahnelerin erek kitle için yeniden tasarlanması veya değiştirilmesi anlamına gelmektedir92. Ancak günümüzde bu sözcük yerine yerlileştirme (İng: domestication, Alm: einbürgern) sözcüğü benimsenmiştir.

2015’te Nadja Weisshaupt93 tarafından yazılan “Localisation of Bird Sounds in the German and English Versions of Lars Svensson’s Sweedish Ornithological Field Guide Fågelguiden” (Tr: “Lars Svenssons’ın İsveçce Ornitolojik (kuş bilimiyle ilgili) Kılavuz Rehberi Fågelguiden’ın Almanca ve İngilizce Versiyonlarındaki Kuş Seslerinin Yerelleştirilmesi”) adlı makalede, yerelleştirme kavramı yerelleştirme endüstrisinden ilham alınarak, dijital olmayan farklı bir teknik alanda uygulanmıştır. Yazar bu çalışmasında, yerelleştirme kavramını kuş seslerinin tanımlanması amacıyla test etmiştir. Başka bir ifade ile Weisshaupt, yerelleştirme endüstrisine ait kavramları bu yeni alana uyarlamıştır. Ona göre çalışmada incelenen söz konusu kılavuz alan, kuş seslerinin tanımlanması amacıyla özel bir pazara satılmak üzere hazırlanan bir üründür (kasıtlı vurgu) (Weisshaupt, 2015: 248). Weisshaupt ile yapılan mail görüşmelerinde, yazar

92 Klingerg’in bu konuyla ilgili kitabında verdiği örnek Alman yazar Elise Averdieck’in Kinderleben oder Karl und

Marie adlı eserinin İsveçce çevirisidir. Çeviri eserde hizmetçilerin isimleri İsveçce olarak değiştirilmiştir. Ayrıca

Hamburg ve Cuxhaven gibi Alman şehirlerindeki sahneler, İsveç’in başkenti Stockholm’a uyarlanmıştır. Berlinli bir akraba olan karakterlerden biri, bir başka İsveç şehri olan Gävleli akrabaya dönüştürülmüştür. Yılbaşı kutlaması çeviri metinde de söz konusudur ancak bazı değişiklikler göze çarpmaktadır. Zira her iki kültürün adetleri farklıdır. Bu durumda çevirmenin görevi sadece çevirmek değil; kitabı tekrar ele alarak, yerelleştirme yapmaktır. Dolayısıyla Klingberg, kültürel bağlama göre uyarlamayı, yerelleştirme olarak ele almaktadır (bkz. Klinberg, 1986: 14- 15), ayrıca bkz. Lathey, 2011).

93 Yazar yüksek lisansını, Heriot-Watt Üniversitesi (İskoçya, Edinburg) Mütercim Tercümanlık bölümünde yapmıştır. Aynı zamanda biyoloji alanında yüksek lisansı bulunan yazar, radar ornitolojisi üzerine doktora tezi yazmaktadır http://www.nweisshaupt.net/seiten/CV_en.html.

40

kılavuz alanlarını okumak isteyen okuyucu kitlelerinin söz konusu metinleri kendi dillerinde okumak istediklerini belirtmiştir. Bu nedenle, çalışmanın başında yerlileştirme ve yerelleştirme kavramlarından hangisinin makale için seçileceği üzerinde durulmuş ve yazar kılavuz alanlarının da bir ürün (kasıtlı vurgu) olduğunu düşünerek, LISA’nın ortaya koyduğu kriterler kapsamında, çalışma için yerelleştirme kavramını seçmiştir94.

Bugün yerelleştirme endüstrisi dendiğinde ise akla çoğunlukla bilgisayarlı ortam teknolojilerinden faydanalarak yerelleştirilen dijital, teknik ve sanal ürünler gelmektedir (Örn: Microsoft’un son işletim sistemi olan Windows 10’un orijinal dili dışında birden fazla dile yerelleştirilmesi, aliexpress.com’daki sanal bir ürüne ait içeriğin farklı dilleri konuşan tüketicilerin anlayabileceği şekilde yerelleştirilmesi vb.). Bu nedenle, tezde ele alınan şekliyle yerelleştirme kavramı95, İsviçre’de kurulan LISA96 (İng: Localization Industry Standard Association; Tr: Yerelleştirme Endüstrisi Standartları Birliği) tarafından dijital/sanal bir ürün içeriğinin kaynak pazar ortamından alınarak, ürünün satılacağı (kasıtlı vurgu) ve kullanılacağı erek pazar ortamına dilsel ve kültürel olarak adapte edilmesi97 (bkz. Pym, 2014: 119; bkz. Odacıoğlu ve Köktürk, 2015: 290; Odacıoğlu ve Köktürk, 2015: 304) şeklinde tanımlanmaktadır. Dunne de yerelleştirmeyi, kaynak dildeki kullanıcılar için geliştirilmiş djital ürün ve ürünlerin bir veya daha fazla yerel kitleye satılmak (kasıtlı vurgu) üzere adaptasyon süreçlerini içeren şemsiye bir terim (Dunne, 2005: 550) olarak açıklamaktadır98.

94Çalışma incelendiğinde, yazarın yerelleştirme endüstrisiyle alakalı pek çok kavramdan faydalandığı göze çarpmaktadır: Kısmi yerelleştirme, yer kısıtlamaları, aracı dil olarak İngilizce vb. Ayrıca, çalışma az bütçeli olduğundan herhangi bir teknoloji veya sistem kullanılmamıştır. Çalışmanın yapılmasının nedeni kuş gözlemcilerinin kuş seslerinin tanımlanması konusunu ciddiye almamalarıdır zira bu seslerin öznel oldukları ve her kişinin sesi farklı olarak tanımlayacağı düşüncesi vardır. Çalışmada, gerçek kişilerle (kuş bilimcilerle) görüşülmüştür. Yansıma sözcükler ve fonetikbilimle ilgili kavramlar bu çalışma için sağlam ve önceden temellendirilmiş ölçütler sunmaktadır. Fonetik bilim zaten kelimelerin ve harflerin nasıl telaffuz edildiğini tanımlamaktadır. Bu sebeple, daha gelişmiş bir ses analiz aracı çalışma için gerekli görülmemiştir. Sonuç olarak, çalışmanın değerlendirilmesi yansıma ve fonetikle alakalı kavramlar ve yazılım/web/bilgisayar dünyasındaki alımlanmasından farklı olarak LISA’nın yerelleştirme kriterlerine dayanmaktadır. Ancak bu çalışma, yerelleştirme endüstrisinin ele aldığı gibi çeviriyi bir adım olarak görmektedir (krş. Weisshaupt).

95 Endüstriyel bir söylem olarak ele alındığında yerelleştirme kavramı için Türkçe’de kabul gören bir diğer karşılık da transliterasyon yoluyla dilimize aktarılan lokalizasyon sözcüğüdür. Ancak, lokalizayon sözcüğü pek çok farklı alanda kullanıldığından (bkz. Tıp, Elektrik Elektronik Mühendisliği vb.) ve Türkçesi zaten mevcut olduğundan, tezde yerelleştirme kavramı tercih edilmiştir.

96 LISA 2011 yılında kapanmıştır.

97Tezin kapsamı doğrultusunda, yerelleştirme kavramının bu teknik tanımı bugün pek çok çeviribilimci tarafından kabul edimektedir (örn. Pym).

98 Yerelleştirme, şirketlerin küresel pazar fırsatlarından yararlanması ve küreselleştirme stratejilerinin başarılabilmesi için bir araç (Schäler, 2010: 209) olarak da tanımlanabilir. O hâlde, küreselleşme olgusunun beslenmesinde ve ürünlerin küresel boyut kazanmasında yerelleştirme endüstrisinin önemli bir yeri vardır.

41

Bu tanımlara bakıldığında, yerelleştirme kavramının İngilizce “locale” sözcüğünün karşılığı olarak “yerel” sözcüğünü içermesinin, akla dilsel, kültürel ve ekonomik parametrelerin hepsini getirdiği görülmektedir (bkz. Pym, 2014: 119; krş. Anastasiou ve Schäler, 2010: 1). Başka bir ifade ile, “yerel” sözcüğü her zaman akla ilk olarak dilsel olguları getirmeyebilir. Orijinal ürünle aynı dili kullanan ancak yine de ürünün başarılı olması için kültürel ve ekonomik uyarlamaya ihtiyaç duyan yerel kitlelerin varlığı da söz konusudur. Örneğin, Fransa’da konuşulan Fransızca ve Kanada’da konuşulan Fransızca farklı yerel uyarlamalar gerektirebilir (Sandrini, 2008: 168). Görüldüğü gibi endüstriyel bir söylem olarak ele alındığında, yerelleştirme kavramının özünü oluşturan yerel sözcüğü dil olgusunun yanı sıra başka olguları da ilgilendirmektedir.

3.1.1. Çeviribilimciler Tarafından Endüstriyel Bir Söylem Olarak Yerelleştirme Kavramının Çeşitli Tanımları99

Yerelleştirme, Öner tarafından “yazılım ve örün (web) ürünlerinin ulaşacağı kitleye göre kullanıma hazır hâle getirilmesi” (Öner, 2006: 34) olarak tanımlanmaktadır. Yazıcı ise yerelleştirme kavramını, şu şekilde açıklamaktadır: çevirideki “uyarlama” kavramı metinle ilgili çevirmenin erek kültürden yola çıkarak verdiği kararlara dayalı bir işlem olmasına karşın, [yerelleştirme] lokalizasyon ürünün dijital ortam koşullarına uyarlanarak, yerel pazara sunulması anlamına gelir100 (Yazıcı, 2007: 125).

Köktürk’e göre, yerelleştirme “dijital içeriğin hedef dil ortamına dilsel, kültürel ve teknik uyarlamalara tabi tutularak aktarılmasıdır” (Köktürk, 2015: 75).

Patrick Drouin101 yerelleştirmeyi yazılım, web, yardım dosyaları ve DVD (İng: Digital Versatile Disc, Tr: Çok Amaçlı Sayısal Disk), Bluray102 vb. elektronik içeriklerin; spesifik bir hedef ortamın ihtiyaç veya beklentilerine bağlı olarak, disiplinlerarası bir uyarlanma süreci olarak tanımlar (Drouin, 2006: 49).

99 Buna benzer bir araştırma da Canım Alkan tarafından doktora tezinde yapılmıştır (2013).

100 Buna bir benzer bir tanımlama Gürçağlar tarafından Çevirinin ABC’si kitabında yapılmıştır. Buna göre, yerelleştirme, endüstriyel bir söylem olarak ele alındığında “sayısal içeriğin dilsel ve kültürel açıdan yabancı

piyasaların gereksinimlerine uyarlanmasıdır” (Schäler, 2009: 157’den akt. Gürçağlar, 2011: 64).

101 Prof. Dr. Montreal Üniversitesi, Kanada.

102 Yeni teknoloji optik disk. Standart bir DVD’nin kaydedebileceği bilginin yaklaşık olarak altı katını kaydedebilir (http://support.hp.com/tr-tr/document/c01891087).

42

Berk’e göre, “yerelleştirme, yazılım ürünleri ve web sitelerinin başka bir dil, kültür ve hukuk ortamında kullanılabilmesi için söz konusu erek dizgeye uyarlama sürecidir. Başarıyla yerelleştirilmiş bir ürün veya hizmet, doğrudan erek kültür içinde geliştirilmiş hissi uyandırır” (Berk, 2005: 164). Munday’a göre ise, yerelleştirme bir ürünün hedef ortama uyarlanmasıdır. Bu süreçte erek toplum için uygunsuz kültürel sembollerin yerine uygun olanlarının bulunması, metnin çevrilmesi, ekran veya sayfa sınırlamasına103 ilişkin olarak yeniden boyutlandırma vb. unsurlar söz konusudur (Munday, 2012: 280-281). Bu tanımlara benzer şekilde, yerelleştirme hedef pazar gereksinimlerine göre adapte edilmesi gereken dijital ürünlerin çevirisini kapsayan endüstriyel bir süreç olarak ele alınabilir. Yerelleştirme endüstrisi ise, ürünlerini dilsel ve kültürel bariyerleri aşarak küreselleştirme amacındaki şirketlere hizmet veren bir iş sektörü şeklinde düşünülebilir (bkz. O’hagan, 2006: 39).

Sonuç olarak, endüstriyel bir söylem olarak yerelleştirme kavramının çeviribilimciler tarafından yapılan yukarıdaki tanımlamalarında kullandıkları ifadeler farklı olsa da çağrıştırdıkları olgular aynıdır. Tanımların üzerinde odaklandıkları nokta, bilgisayar teknolojilerinin kullanımını gerektiren dijital, sanal ve teknik alandaki ürünlerin (kasıtlı vurgu) çevirisi veya yerelleştirilmesidir.