• Sonuç bulunamadı

4. TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLER VE KENT GÜVENLİĞİNDE

4.2. Türkiye’de Güvenlik Hizmetlerinde Yerelleşme

4.2.4. Yerel hizmet ve güvenlikte yerelleşme

Yerel yönetimlerin topluma sunacakları yerel hizmetlerde, hem demokratik hem de kendi kendini yönetmenin faydalarını ve kolaylıklarını yaşayacaktır. Günümüzde bilgi teknolojilerindeki gelişmeler merkezi yönetiminin alt birimleri ve yönetimleri daha rahat denetleyebileceği görüşünü hâkim kıldığı, bunun yanın da teknolojinin yerel yönetimi güçlendirdiği veya güçlendireceği görüşünün de olduğu, bunun sonucunda merkezin güçlü olduğu yönetimlerde, merkez ve yerel arasında sıkıntılar ve uyuşmazlıklar olacağı gözüyle bakılmaktadır.

Yerel yönetimlerde verilecek olan yerel hizmetle anlatılan; bir yeri, yöreyi, mahalleyi, bölgeyi ve orada hayatını idame eden halkı ilgilendiren, tüm ülke genelini ve halkını ilgilendirmeyen sadece yerel bazda halkın faydalanacağı hizmetleri ifade eder. Yerel hizmetler, özellikleri itibariyle belli bir muhitte yaşayan yerel halkın günlük yaşamını sürdürebilmesinde ön plana çıkmış hizmetleri kapsar. Bu tür hizmetler genellikle yerel yönetimlerin eliyle veya yerel yönetimler ile merkezi yönetim tarafından ortaklaşa verilen hizmetlerdir. Bunların başında gelen hizmetler ise temizlik hizmetleri, itfaiye hizmeti, şehir içi ulaşım, taşıt ve yaya trafik düzenlemeleri, su, gaz, elektrik, vb… hizmetler olarak sıralanır.

97

Yerel hizmetleri yerine getiren yönetimlere de yerel yönetimler ya da yerinden yönetim kuruluşları denilmektedir. Mahalli idareler veya yerel yönetim, kısa bir tanım ile yerel hizmetlerin götürülmesi ve yürütülmesi için kurulmuş yönetim birimleri olarak, daha geniş bir tanımla, il belediye veya köy hizmetinin müşterek mahalli ihtiyaçlarını karşılayan ve genel karar organları halk tarafından seçilen kamu tüzel kişileridir (Nadaroğlu, 1994, s.97).

Dünyada küreselleşme ve bilgi toplumuna geçiş süreciyle birlikte başlayan her alanda yaşayan değişim ve dönüşüm hareketleri yönetim anlayışında da değişiklik meydana getirmiştir. 1980’li yıllardan sonra başlayan yeniden yapılanma hareketleri ile birlikte geleneksel kamu yönetimi yerini yeni kamu yönetimi anlayışına bırakmıştır. Bu yönetimde, katılım, saydamlık, etkinlik, verimlilik, tutumluluk ve performans yönetimi üzerinde çalışmalar yapılarak daha çok yerele yönelme eğilimi olmuştur (Ökmen ve Parlak, 2009, s.454).

Güvenlik hizmetlerinde yerelleşme Türkiye’de son yıllarda yavaş yavaş tartışılmaya başlandığı görülmektedir. Güvenlik hizmetinin yerelleşebilecek nitelikte bir hizmet olup olmadığı, Türkiye’de gerçekten bu alanda bir yerelleşme süreci veya eğiliminin var olduğu da söylenebilir. Yerinden yönetimi savunanlar veya merkezden yönetim karşısında olanların çoğunda “tüm kamu hizmetleri yerelleşse bile, dış politika, milli savunma (dış güvenlik) ve iç güvenlik hizmetleri yerelleşemez veya yerel olarak sunulamaz, bu hizmetlerin mutlaka merkezden veya merkeziyetçi bir sistem ile sunulması gerekir” görüşü hâkimdir ve bu görüşü savunurlar. Bu görüşlerin birçoğu doğru olsa bile, iç güvenlik anlayışının günümüzde ulaştığı boyutlar göz önüne alındığında, böyle kesin bir kuralın geçerliliği tartışılır hale gelmektedir. Güvenlik hizmeti, merkezi yönetim veya yerel yönetim birimlerinden oluşan yerel siyaset otoritelerince de yerine getirilebilineceği savunulmaktadır. Toplumsal güvenliğin “yerel hizmet” olabilecek bir nitelikte olduğu belirtilmektedir (Aydın ve diğerleri, 2009, s.144).

Yerel hizmetler genellikle yerel halkın günlük yaşamının güven içinde geçmesi ile ilgili hizmetlerdir. Toplumun huzur içinde bir hayat sürdürmesinde yerel hizmetlerin büyük rolü vardır. Yerel düzeyde sunulan hizmetlerin bir ya da bir kaçının eksikliği hatta yeterince yerine getirilmemesi kente yaşayanların huzur ve sükûnunu yok edebilir. Yerel hizmetler yerel halkın sükûn ve huzuru için gerekli olan hizmetler

98

olduğuna göre, bu amaca en uygun hizmet olan iç güvenlik hizmetinin yerel olarak sunulabileceği belirtilmektedir (Aydın ve diğerleri, 2009, s.145).

Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere gibi geleneksel olarak yerinden yönetim sisteminin egemen olduğu ülkelerde, tüm hizmet alanları gibi polis güçlerinin seçimle göreve gelen yerel otoritelerin emrinde ve kontrolünde olması da güvenlik hizmetinin yerel nitelikte bir hizmet olabileceğini göstermektedir. İngiltere’de iç güvenlik yerel hükümetin sunduğu bir hizmettir. Her hizmet türü için olduğu gibi, güvenlik hizmeti için de üyelerin çoğu yerel halk tarafından seçilen bir Yerel Polis Meclisi bulunmaktadır. Bulunduğu bölgenin güvenlik politikasının belirlenmesinde ve uygulanmasında yetkili olan otoritenin meclis olduğu belirtilmektedir (Aydın, 1996, s.122). Tabii ki bu ülkelerin, dünya sistemleri içerisinde ekonomik bağımsızlığını kazanmış, siyasal olarak da bütünlüğünü sağlamış, bölünme korkusu ve tedirginliğini yaşamayan ya da bu korkuyu üzerilerinden atmış ülkeler olduğunu da ifade etmemiz gerekir.

Güvenlik hizmetlerinin yerel olması gerektiğini, evrensel değerler olan demokratik toplum ve katılımcı yönetim anlayışının vazgeçilmez olduğunu savunan görüşlerde mevcuttur. Gerçekten güvenlik hizmeti demokrasi, eşitlik ve hukuk ilkeleri çerçevesinde ve yerel halkın katılımı ile sunulması gereken bir hizmet olarak görülmelidir. Güvenlik hizmetine halkın katılımı sağlanmalı, yani halkın desteği olmadan güvenlik güçlerinin tam anlamıyla suç ve suçlulukla mücadele etmesinin mümkün olmadığı da belirtilmektedir (Yılmaz, 1995, s.308).

Türkiye’de güvenlik hizmetlerinin sunulmasında yerelleşme ve yerele dönme eğilimini gösteren gelişme değişimlerin olduğu söylenebilir. Belediye zabıtası, sınırlı görev ve yetkilere sahip olsa da, güvenlik hizmetinin yerel olarak sunula bilineceğine bir örnek olabilir. Kamusal özel, yani özel kanuna tabi bir kamu güvenlik teşkilatı olan belediye zabıtası, bir yerel yönetim olan belediyenin emrinde, yerel halkın güvenliği için çalışan, her ne kadar yetki ve teçhizat yönünden, kentlerde güvenliği sağlayan polis kadar güçlü olmasa da mevzuat üzerinde bir yerel kolluk kuvveti olarak gösterilmektedir. Türkiye’de belediyelerin şehir içi trafik birimlerini kurmuş olması, Türkiye’de güvenlik hizmetinin yerelleşmeye başlandığını, Türk polisinin merkez teşkilatının taşra örgütlenmelerinin, bölgesel kuruluşlarının giderek yaygınlaşması ve il emniyet müdürlüklerinin giderek daha fazla yetki ve sorumluluk almaları güvenlik

99

hizmetinde yerinden yönetime doğru bir gidişin belirtileri olarak gösterilmektedir (Aydın, 1996, s.17).

Türkiye’de iç güvenlik hizmetlerinin yerel olarak sunulması, günümüz Türkiye’sinin, bölgelerarası ekonomik gelişmişlik düzeyinin eşit olması ve başta terör gibi siyasal ve sosyal sorunlarından dolayı kısa vadede iç güvenlik hizmetinin istenen oranda yerelleşmesi veya siyasal otoritelerin tarafından verilmesi mümkün görülmemektedir. Uzun vadede, toplumun ekonomik, politik, sosyal ve kültürel açıdan geliştiği, demokrasinin bütün kurum ve kuruluşları ile yerleştiği bir Türkiye’de iç güvenlik hizmeti dâhil bütün hizmetlerin yerelleştirilmesinin mümkün olabileceği savunulabilir (Aydın ve diğerleri, 2009, s.145).

Türkiye’de iç güvenlik hizmetinin yerelleşmesinin, mevcut şartlarda zor olduğu söylenebilir. İmkânsız olmadığı ve halen bu yönde bir eğilimin de olduğu mevcut gelişme ve değişmelerin bu yönde olduğu da görülmektedir. Yerel yönetimlerin zor gibi görünen bu güvenlik hizmetlerin verilmesi ile ilgili çalışmalar yapıp, plan ve projelerini kamuoyuna sunmaları, buna hazır olduklarını, toplumun çekincelerini gidermeleri gerekmektedir. Kamu yönetiminin merkezi ve yerel yönetim otoriteleri ile sivil toplum örgütlerinin ilişkilendirilmesinde önemli bir kavram olduğu iddia edilen “yönetişim” anlayışı ile güvenlik hizmeti yeni bir boyut kazanmıştır. Bu güvenlik ve yerelleşme kavramlarının ilişkilendirilmesini, güvenlik hizmetinde yerelleşme eğiliminin güçlendirilmesini sağlayan bir anlayış olarak ortaya çıkmıştır (Aydın ve diğerleri, 2009, s.149).

100

5. YEREL YÖNETİMLER VE KIRIKKALE’DE YEREL YÖNETİMLERİN