• Sonuç bulunamadı

Yeni Sağ ve Üçüncü Yol

BÖLÜM 1: YENĠ SAĞIN KURAMSAL ÇERÇEVESĠ

1.3. Yeni Sağ ve Üçüncü Yol

Yeni sağ ve üçüncü yol fenomenleri çoğu kiĢi tarafından birbiriyle ilintili olgular olarak ele alındığı için yeni sağın kuramsal kaynaklarının incelenmesi kendi içinde evrim geçiren yeni sol yaklaĢımında ele alınmasını gerekli kılmaktadır (Ignazi, 1992: 3-34, Taggart, 1996: 15). Yeni solu “II. Dünya SavaĢı‟nı izleyen dönemdeki Batı solunun geçirdiği çeĢitli düĢüncelere verilen ad‟‟ olarak tanımlayan Çiçek (2000: 9) yeni solun evriminde üç temel akımı birbirinden ayırmaktadır. Buna göre, I. yeni sol akımı 1956 yılında Britanya‟da yayınlanan New Left Review dergisinin kuruluĢu temsil eder. Bu dergi marksizmi eleĢtirerek kültürel çalıĢmalar üzerinde odaklanmıĢtır. Ġkinci yeni sol akım 1960‟lı yıllarda ortaya çıkmıĢtır. Bu akım öğrenci ve gençlik hareketleri gibi kitlesel protesto hareketlerine ve kimlik temelli yeni toplumsal hareketlere dayanmaktadır. 90‟lı yılların yeni solu ise Marxism Today dergisi ve yeni zamanlar projesince temsil edilmekte, yeni sağ politikalara rakip sol merkezli hegemonik bir proje üretme çabasıyla kendisine politik hedefler belirlemektedir (Çiçek, 2000: 10-12). Bu yeni zamanlar projesinin ana teması ise 80‟lerden itibaren toplum ve kültürün ağırlık merkezinin niteliksel bir değiĢime tanık olduğu, bu post fordist eğilimleri değerlendirmek ve post modern kültürü, toplumdaki yeni kimlik ve politik özneleri anlamak için yeni sola yeni sağı aĢan bir biçimde parametreler sağlamak gerektiğidir (Hall ve Jacgues, 1995: 17-20). Bu noktada Ġngiltere‟de iĢçi partisinin liderlerinin kendilerini devlet sosyalizminin baĢarısızlıklarından uzak tutabilmeleri için yeni sağın ortaya attığı argümanlardan da faydalanmaları yoluna gidilerek (Wainwright, 1995: 23), 1990‟ların ikinci yarısından itibaren Tony Blair öncülüğündeki üçüncü yol akımı kapsamında sosyal demokrasinin neoliberalizmin serbest pazar ve birey gibi kavramlarından yararlanması görüĢü benimsenmiĢtir (Kamalak, 2004: 226-232).

Üçüncü yol kuramcısı olan Anthony Giddens (2001: 10) tarafından “sol ve sağ arasında solun sağa daha fazla yakınlaĢtığı siyasi uzlaĢmanın rasyonalizasyonu‟‟ olarak tanımlanmıĢ ve üçüncü yolun ilkeleri Ģu Ģekilde belirlenmiĢtir (Giddens, 2001: 46-95) : Üçüncü yol 1989 ve sonrasının mantığını kabul eder. Sol ve sağ karĢıtlığının daha fazla aydınlatmaya yardımcı olamadığı meseleler olduğunu ileri sürer. Etkili bir piyasa

38

ekonomisi ve demokratik düzeni sağlıklı geliĢim gösteren bir sivil topluma bağlar. “Sorumluluk olmadan hak olmaz‟‟ ilkesine dayalı bir sosyal sözleĢme üzerine kuruludur. Ekonomik alanda ekonomik kalkınma mekanizmalarıyla refah devletinin yapısal reformlarını uzlaĢtırmaya çalıĢan arz yönlü bir politikayı benimser. EĢitlikçi ilkelere dayalı farklılıklara açık bir toplum yapısı yaratmaya çalıĢır. KüreselleĢmeyi ciddiye alarak mevcut küresel kurumları dönüĢtürmeye önem verir ve bunların yenilerinin yaratılmasını destekler. Refah devletini sosyalist düĢüncenin paradokslarını yansıtan ve zamanı geçmiĢ tarihi bir maceranın bir parçası olarak görerek (Giddens, 2002: 150) sosyal refah sistemlerinde reforma gitme ihtiyacını kabul eder. Hükümeti ve devleti kendi ayakları üzerinde durabilecek bir biçimde dönüĢtürmeye önem verir. Böylelikle devlet kontrolü, yüksek vergiler ve üretici çıkarlarıyla belirlenen eski sol ile kamu yatırımları, toplum ve kolektif çaba gibi kavramlardan uzak durulması gerektiğini kabul eden yeni sağın liberal politikalarının ötesine geçmeye çalıĢır (Blair, 1998: 1). Yeni iĢçi partisi lideri ve Ġngiltere eski baĢbakanı Tony Blair (1998: 20) üçüncü yolun “refahını insan ve toplum sermayesi üzerine kuracak olan değiĢen dünya için çağdaĢlaĢtırılmıĢ sosyal demokrat bir proje‟‟olduğunu belirtmektedir. Piyasanın kamu yararını üstün tutacak kurallarla iĢ görmesi gerektiğini, devlet müdahalelerinin ise piyasanın zayıflıklarını giderme amacında olmasını önermekte ve klâsik sağ - sol ayrımını reddederek piyasanın ve rekabet etmenin hem gerekliliğine hem de etkisine inanmaktadır. Neoliberal politikaların ve yeni sağın etkisinde kalan Tony Blair aynı zamanda iĢçi partisi programının iv. maddesindeki kolektivist ve sendikal amaçlara dönük ifadeyi pazarın giriĢimciliğinin ve amansız tam rekabetin kesinkes uygulanması biçiminde değiĢtirerek (Mandelson ve Liddle, 1997: 22-88) devlet otoritesi yerine klâsik liberalizmin bireysel inisiyatifini ön plâna çıkarmaktadır. Almanya‟da sosyal demokrat eski Ģansölye Gerhard Schröder‟in “yeni orta‟‟ isimli politikası ile Amerika‟da sol çizgiye daha yakın demokrat partiden seçilen Bill Clinton‟un devletin yeniden yapılanmasına yönelik reformları esas itibarıyla üçüncü yol yaklaĢımını ve onun ana değerleri olan eĢitlik, ihtiyaç sahiplerinin korunması, özerklik bağlamında özgürlük, sorumluluk yoksa hak da yok, kozmopolit çoğulculuk ve felsefi muhafazakârlık anlayıĢını benimsemektedir. Bu üç liderinde üçüncü yol programı bağlamında gerçekleĢtirmek istedikleri icraatlar Ģöyle özetlenebilir (Giddens, 2000a: 84-154) : Ġlk olarak demokrasinin demokratikleĢtirilmesi gereğine inanılarak yeni sağın muhafazakâr

39

çizgisinde merkeziyetçiliğin terk edilmesi ve yerel güçlere yönelik yetki devrinin artması, aktif bir sivil toplum yapısıyla yerel inisiyatiflerin ve üçüncü sektörün toplumun yenilenmesine katkıda bulunması istenmektedir. Ġkinci olarak, aile içinde demokrasinin egemen kılınması ve ailenin toplumla bütünleĢtirilmesi amaçlanmaktadır. Ekonomi alanında sosyal yatırımcı devlet perspektifi temelinde kamu ve özel sektörün ortaklaĢa hareket etmeleri öngörülmektedir. Toplumsal hayata katılımda eĢitlik ilkesi benimsenmektedir. Sosyal refahtan ziyade bireyleri eğiterek iĢ dünyasına katmaya çalıĢan pozitif refah anlayıĢı tercih edilmektedir. Ulusal bağlamda kozmopolitlik ve kültürel çoğulculuğa önem atfedilerek kozmopolit bir ulus ve demokrasi oluĢumu arzulanmaktadır. Bu siyasalar doğrultusunda üçüncü yol, “sosyal demokrasi ve liberalizmin dengelendiği ara bir model görünümü kazanmaktadır (Akan, 2006: 77)‟‟. Bevir ve O‟Brien (2001: 537) üçüncü yolun Ġngiltere‟de yeni iĢçi partisi kapsamında yarattığı değiĢimi eski iĢçi partisi ve yeni sağ ile karĢılaĢtırarak Ģu Ģekilde özetlemektedir:

Tablo 1. Yeni ĠĢçi Partisi ve Kamu Sektörü

Kaynak: Bevir ve O‟Brien (2001: 537).

Üçüncü yol kuramının savunmakta olduğu bir baĢka değer olan paydaĢçılık veya paydaĢçı kapitalizm yeni sağın neoliberal ve serbest piyasa yanlısı tutumuna gönderme yapmaktadır. Çevreye ve yerel topluluklara karĢı sadece paydaĢçıların değil, aynı zamanda bazı tedarikçi, bankacı, tüketici ve iĢçiler ile kodifiye edilmiĢ bir yasal düzende firmalarında sosyal sorumluluk sahibi olduğu bir toplum yaratmayı amaçlamaktadır (Hutton, 1995: 131). Hay‟a (1994: 700-707) göre de, sol partilerin neoliberal politikaları kabul etmeleri mevcut ortodoksiye alternatif bir vizyon arayıĢından çok, özelleĢtirme, düĢük vergileme, sendika birliği mevzuatında değiĢiklikler, deregülasyon gibi muhafazakâr reformlara dönük yeni bir politik

Siyasal Yapılanmalar Yeni ĠĢçi Partisi Eski ĠĢçi Partisi Yeni Sağ Kamusal Felsefe PaylaĢımcılık Toplumculuk Bireycilik

Refah Devleti

1- Devletin Rolü Yapabilir, Mümkün Kılan

Tedarik Eden Güvenlik Ağıyla Sınırlı

2- Devlet - VatandaĢ ĠliĢkisi

Ortaklık Paternalizm Müdahalecilikten Uzak Durma

Hizmet Sunumu

1- Kurum Karakteristiği Bürokrasi Piyasa

40

konsensüse katkıda bulunan bir mutabakatı yansıtmaktadır. Fincancıoğlu (2000: 169), üçüncü yol yaklaĢımının gelenekselci olan muhafazakâr sağ karĢısında liberal sağı temsil ettiğini ileri sürmektedir. Özetle, üçüncü yol yaklaĢımı “sağın ve solun ötesine geçmekten çok solun sağa yakınlaĢması anlamına gelmektedir (ġengül, 2000: 247)‟‟. Bunun en önemli göstergesi üçüncü yolu benimseyen değiĢik ülkelerdeki iĢçi partisi hükümetlerinin yeni sağın ideolojik arka plânını oluĢturduğu yeni kamu yönetimi reformlarına dönük uygulamaların çoğunu benimsemesi ve bunları devam ettirme kararlılığını göstermesidir. Yeni kamu yönetiminin özel sektör odaklı, esnek, dar merkez ve geniĢ yatay çevreye vurgu yapan, devlete özel sektör ve gönüllü kuruluĢlar arasında katalizör bir rol veren, uygulamacıları yetkilendirerek merkezi yönetimi sınırlayan yaklaĢımına (Eryılmaz, 2002: 235-237) üçüncü yolda sıcak bakmakta, küreselleĢen dünyada devletin dönüĢtürülerek toplumsal hayatta fonksiyonel bir rol oynaması gerektiğine inanmaktadır.

Buradan hareketle günümüzde sol ve sağ Ģeklindeki ideolojik ayrıĢmanın ortaya çıkan yakınsama süreciyle birlikte gitgide belirginliğini kaybettiğini, kamu yönetimi ve devletin yeniden yapılandırılmasına iliĢkin hususlarda ideolojik alanda ülkeler arasındaki farklılıkların gittikçe muğlâklaĢarak eski önemini yitirdiğini ileri sürmek olanaklıdır.

Benzer Belgeler