• Sonuç bulunamadı

Yeni Kamu Yönetimi

BÖLÜM 1: YENĠ SAĞIN KURAMSAL ÇERÇEVESĠ

1.4. Yeni Sağın ĠĢlevsel Araçları

1.4.2. Yeni Kamu Yönetimi

Yeni sağın bir diğer iĢlevsel aracı olan yeni kamu yönetimi yaklaĢımı yönetim ile iĢletme kavramı arasındaki farkı vurgulamaktadır. YaklaĢımı savunanlara göre, yönetim kavramı iĢletme kavramına göre daha dar anlamlıdır. Yönetim süreçlere, yöntem ve kurallara göre iĢleri yürütmek anlamına gelmektedir. ĠĢletme ise yalnız talimat ve yönergeleri uygulamaktan ziyade, hedef ve öncelikleri belirleme, bunların baĢarılmasına yönelik uygulama planları yapma, insan kaynaklarını etkin kullanma, performansı değerlendirme, sorumluluk alma gibi pek çok fonksiyonu içermektedir (Eryılmaz, 1999: 25).

Yeni kamu yönetiminin tanımı konusunda birtakım belirsizlikler vardır. Ferlie (1996: 10), bu belirsizliğe iĢaret eder ve onu boĢ bir tuvale benzeterek istediğiniz gibi boyayabilirsiniz yorumunu yapar. YaklaĢımın önde gelen temsilcilerinden Hood (1991: 3-4), yeni kamu yönetimini “1970‟lerin sonundan itibaren özellikle OECD üyesi ülkelerde bürokratik reform gündemlerini etkileyen birbirine benzer bazı idari doktrinleri ifade eden bir etiket olarak” tanımlar.

Aksoy‟a göre (2003: 552-553), yeni yönetim anlayıĢı ilk olarak kamu yönetiminin ve kamu faaliyet alanının özellikle ekonomik nitelikli olanlarından baĢlayarak küçültülmesi ve daraltılmasını içermektedir. Ġkinci olarak daraltılan bu alanda genelde kamu faaliyetlerinin özelde kamu kurumlarının kamu iĢletmeciliği anlayıĢı etrafında yapılandırılması ve iĢletilmesi gerektiği savı karĢımıza çıkmaktadır. Jann (1997: 88-89), yeni kamu yönetimi yaklaĢımını kamu yönetimine ait dört alanda benimsediği ilkelerle karakterize eder. Bu alanlardan ilki örgütlenme aĢamasıdır. Bu aĢama daha fazla desantralizasyon kapsamında hiyerarĢik basamakların azaltılmasını, esnek örgüt yapısı ve proje temelli çalıĢma anlayıĢını, kendi kaynakları ve sorumlulukları ile desantralize edilmiĢ özerk ve yarı özerk birimlerin oluĢturulmasını, bürokratik iĢlemleri azaltmaya

50

yönelik değiĢik hizmetlerin bir yerde verilmesi esasına dayalı birimler kurulmasını, merkezi görev ve yetkilerin bir kısmının yerel yönetimlere devredilmesini savunur. Ġkinci olarak, daha fazla motive etme kapsamında personel yönetimi alanında performansa dayalı bir ücret anlayıĢı, ekip çalıĢması ve toplam kalite yönetimi, daha nitelikli bir personelle kamu içinde ya da kamu - özel arasında personel rotasyonu, insan kaynaklarının geliĢtirilmesi, ekonomi ve iĢ yönetimine ağırlık verilmesi, belli sürelerle sınırlı, daha profesyonel ve daha sorumlu bir yöneticilik anlayıĢı vurgulanır. Üçüncü olarak, daha fazla sonuçlara yönelme kapsamında sonuçların çıktılara ve performansa göre ölçülmesi, sözleĢmeye dayalı bir yönetim, kamu kesiminin kendi birimleri ve kamu ile özel sektör arasında rekabet ve karĢılaĢtırma, hizmetin kararlaĢtırılmasıyla hizmetin yerine getirilmesi rolünün birbirinden ayrılması, müĢteri odaklı bir sistem ön plana çıkarılır. Dördüncü olarak, daha çok hesap verme kapsamında esnek bütçelemeye, küresel bütçelere, kaynak kullanımında saydamlığa, maliyet muhasebesine dayalı bir mali yönetim oluĢturulması arzulanır. Hood (1991: 4-5), yeni kamu yönetiminin yedi ana elementten oluĢtuğunu belirtmektedir. Bunlar, kamu sektöründe profesyonel yönetimin geliĢmesi, açık performans standart ve önlemleri, çıktı kontrolüne daha fazla önem verilmesi, kamu sektöründeki kurumların küçük ve daha iyi kontrol edilebilen ünitelere bölünmesi, özel sektördekine benzer yönetim tekniklerinin kamu yönetiminde uygulanması, kamu sektöründe daha fazla rekabet, kaynak kullanımında daha fazla disiplin ve tasarruf sağlanması olarak sıralanmaktadır. Bu elementlerden ilki olan kamuda profesyonel yönetim, kamusal faaliyetlerde sorumlulukların açıkça belirlenmesi ve kamuda yöneticilerin yönetmesine izin verilmesi olarak özetlenebilir. Performansın ölçülmesi, kamuda kurallara uygun iĢ yapma anlayıĢının terk edilerek sonuçların önemli olduğu bir anlayıĢa geçilmesini, hedeflerin ve baĢarım ölçütlerinin açıkça ortaya konulduktan sonra performansın ölçülmesini ifade eder. Çıktılara daha fazla önem verilmesi, yönetimde süreçten çok sonuçlara değer verilmesini gösterir. Büyük kurumların uygun büyüklükte daha küçük kurumlara ayrıĢtırılması, hantal yapılı bürokratik örgütlerin ürüne dayalı olarak parçalanması ile daha yönetilebilir, verimli, daha hızlı kararlar alabilen, koordinasyonun daha kolay sağlanabildiği birimlere doğru bir dönüĢümü vurgular. Kamuda rekabet odaklılık, daha az maliyetle daha iyi standartlarda bir çıktı için kamunun hem kendi içinde hem özel sektörle bir yarıĢ içinde olmasıdır. Özel sektör yönetim tekniklerinin kullanımı, kamu yönetiminde tek tip

51

hizmet etiği anlayıĢının terkini, eleman istihdamında ve ödüllendirmede esnekliği, özel sektörde baĢarısı kanıtlanmıĢ yönetim tekniklerinin kamuda uygulanmasını ifade eder. Kaynak kullanımında disiplin ve tutumluluk ise, daha az girdiyle daha fazla çıktı üretilmesi için girdi miktarının kontrolü, maliyetlerin kısılması, iĢgücü disiplininin yükseltimi gibi önlemleri içerir (Hood, 1991: 4-5).

OECD‟ye göre yeni kamu yönetimi paradigması sekiz ana trendi izlemektedir (Öztürk ve CoĢkun, 2000: 150) : Bunlar, otoritenin aktarılması, esnekliğin sağlanması, performansın, kontrolün ve sorumluluğun sürdürülmesi, rekabet ve seçeneklerin geliĢtirilmesi, enformasyon teknolojisinden yararlanılması, faaliyet ve iĢlemlerin kalitesinin yükseltilmesi, yönlendirici fonksiyonların merkezde güçlendirilmesi olarak sıralanmaktadır. Toplumsal değiĢim açısından yeni kamu yönetimi anlayıĢı giderek daha eğitimli, zor beğenen, sorgulayan, bilgili, hakkını arayan, birbirinden haberdar, kamu politikalarını değerlendirerek karar alma sürecinde aktif rol almak isteyen bireylerle katılımcı, hesap soran, seçenek üreten bir toplum yapısı ortaya çıkarmıĢtır (Özay, 2008: 19).

Yeni kamu yönetimi anlayıĢı bir taraftan devlet görevlerinin hangi biçimde anlaĢılması ve nelerin devlet görevi olması gerektiğini sorgulayıp yeni öneriler getirmekte, diğer taraftan yönetimin süreç, yapı, kültür ve personel gibi öğelerine yönelik içyapısal düzenlemeleri ortaya koymaktadır. Yeni yönetim anlayıĢı ilk etapta devletin küçültülmesine yönelik yeni sağın liberal politikaları kapsamında kamu sektörünün görev hacmini azaltmak istemektedir. Bu anlayıĢın ikinci alanı, ağırlıklı olarak kamu sektörünün yapı ve koĢullarının maruz kaldığı reform giriĢimlerine dayanmaktadır. Bu dıĢ yapısal reformlar rekabet ortamının oluĢturulmasını, kamusal mal ve hizmetlerin kullanıcılarca finansmanını, kullanıcılara kamusal mal ve hizmetleri seçme olanaklarının sunulmasını kapsar. Yeni yönetim anlayıĢının üçüncü alanı olan iç reform, yapıların, yöntemlerin ve kamu yönetimindeki personelin davranıĢlarının iç modernizasyonunu kapsamaktadır. Yeni yönetim anlayıĢının iç reformu kapsamında yönetim fonksiyonlarının eĢgüdümü ve algılanması için özel iĢletme ve holding yönetimlerinin geliĢim durumlarına göre kamu yönetimine yönelik elveriĢli bir enformasyon akımı önerilmektedir (Eren, 2002: 3-93).

52

AĢağıdaki tablo yeni kamu yönetiminin değiĢim modelini özetlemektedir.

Tablo 3. Yeni Kamu Yönetiminde DeğiĢimin Nitelikleri

Kaynak: Karaman (1997: 46).

Yeni kamu yönetiminde sahip olduğu bu niteliklerle kamu yönetiminde dönüĢümü gerçekleĢtirmede tedrici bir süreç izlemiĢtir. Bu süreç üç kademelidir. Birinci aĢama (1979 - 1985) kamuda yasal - yapısal serbestleĢme (deregülasyon), sübvansiyonların kaldırılması ve tasarruf önlemlerini içermektedir. Bu aĢamada özelleĢtirme ilk kez kavramsal açıdan tartıĢmaya açılmıĢtır. Ġkinci aĢamada (1985 - 1990); kamu iktisadi giriĢimlerinin özelleĢtirilmesine, kamu yönetiminde etkinlik ve verimliliğin sağlanmasına yönelik politikalar izlenmiĢtir. 1990 ve sonrasını kapsamına alan üçüncü aĢama ise; kamu yönetiminde kalite, vatandaĢ odaklılık, yönetiĢim, katılım, hesap verebilirlik, saydamlık, esnek kurumsal yapılar, mevzuatın azaltılması ve performansa dayalı yönetim gibi ilke ve değerlerin öne çıktığı politikaları simgelemektedir (Eryılmaz, 2004a: 57). Uzun vadeli bir stratejiyle ve istikrarlı bir reform programıyla ele alınması gereken yeni yönetim modeli kamu yönetiminde uzun bir sürece dayalı ve baĢarı Ģansı katılımcı kiĢilere bağlı, yönetimin kendi içerisine ve çevresine karĢı açılması anlamına gelen, yönetimin kendi giriĢimi ve sorumluluğunu bireylerin esnekliği ve personel akıĢkanlığı ile özdeĢ gören, güven esaslı bilinçli bir yeni yönetim kültürü de oluĢturmuĢtur (Eren, 2002: 206-208).

KAMU

YÖNETĠMĠ GELENEKSEL YÖNETĠM YENĠLĠKÇĠ YÖNETĠM YAPILAR Katı Bürokratik Yapı

HiyerarĢi Güçlü Merkeziyetçilik

Dar Merkez GeniĢ - Yatay Çevre

YerelleĢme

SĠSTEMLER Merkezi Kontrol Ayrıntılı Denetim

Performans Hedefleri Fiyatlandırma Merkezleri ve Ġç Pazarlar - Performans Denetimi

KADROLAMA Sabit - Sürekli GeniĢ Personel Kadrosu

MerkezileĢmiĢ Pazarlık Esneklik, GeniĢ Çevre, YerelleĢmiĢ Az Sayıda Uzman Personel Pazarlık

YÖNETĠM KÜLTÜRÜ

Otoriter ve Merkezi Yasal ve Finansal Güvenilirlik

Profesyonellik Hizmet Dağılımında Nicelik

Esnek Yönetim / Katılımcı Fayda - Maliyet Analizi MüĢteri / HemĢeri Talepleri Hizmet Dağılımında Nitelik

53

Yeni kamu yönetimi anlayıĢının ortaya çıkmasında küreselleĢme süreci ve ulusal ekonomilerin gerilemesi, bu gerilemeye neden olan refah devleti gereklerinden doğan taleplerin kamu kaynakları üzerinde yarattığı baskı, kamu hizmetlerinin kalitesinden genel bir hoĢnutsuzluk ve kamu kesiminde pazar yönelimli yaklaĢımları savunan yeni sağın etkisi büyüktür (Mascerenhas, 1993: 321). Her Ģeyden önce yeni kamu yönetiminin yaĢanmakta olan küreselleĢmenin neoliberal bir yansıması olduğu kabul edilmektedir.

Buna göre, yeni yönetim anlayıĢı güçlü bir teknoloji devriminin doğmasına yardımcı olarak ulusal, uluslararası, yerel ve bölgesel yönetimlerin sunduğu kamu hizmetleri arasında belli değerlerin yayılmasını sağlamıĢtır (Kızılcık, 2003: 185). Böylelikle hem geliĢmiĢ hem de geliĢmekte olan ülkelerde devlet yapılanması ortadan kalkmıyorsa da devletlerin rolü değiĢmekte, evrimleĢmekte ve küreselleĢmenin gereklerine cevap veren liberal nitelikli stratejilerle uyumlu kılınmaktadır (Erdoğan, 2000, www.liberal.dt.org.tr). Yeni kamu yönetimi yaklaĢımını doğuran bir diğer etken 1970‟lerde yaĢanan iktisadi kriz sonucu sosyal refah devleti anlayıĢındaki gerileme ve kamu hizmetlerinin niteliğindeki düĢmenin halkta yarattığı hoĢnutsuzluklarla gitgide daha eğitimli, hakkını arayan ve siyasi otoriteye karĢı daha az itaatkâr bireylerin devletten kaliteli kamusal hizmet sunma yönündeki artan beklentileridir (Bilgiç, 2003: 30).

Bu etkenlerin yanında yeni kamu yönetiminin ortaya çıkmasında en büyük rolü yeni sağ ideoloji üstlenmektedir. Yeni kamu yönetimi kamu yönetiminde yeni sağ akımı yansıtmaktadır. Devlet üzerinde pazarın büyüklüğü iddiasını dile getirmektedir. ÖzelleĢtirme ve alternatif hizmet sunum mekanizmalarının gündeme getirilmesi gibi yöntemlerle devletin rolünün sınırlandırılmasını öngörmektedir (Aksoy, 2003: 545; Bayraktar, 2003: 561). Yeni sağ düĢüncenin temellerini oluĢturan liberalizmin bireysel tercihlere olan vurgusu ile serbest piyasa taraftarı yönü yeni kamu yönetimi anlayıĢını doğrudan etkilemiĢtir. Yeni kamu yönetimi anlayıĢının öngördüğü devletin küçültülmesi, piyasa yönelimlilik, özelleĢtirme, katılımcı yönetim, yönetimde açıklık, müĢteri odaklılık gibi yaklaĢımların oluĢmasında liberalizmin bireyi koruyan ve önemseyen hümanist tutumunun etkisi büyüktür. Geleneksel kamu yönetiminden, yeni kamu yönetimi anlayıĢına geçiĢ değer yargılarından bağımsız bir süreç değildir.

54

Yeni sağ politikaların devlet felsefesi, piyasaya yönelik bakıĢı ve kamu hizmeti anlayıĢı yeni kamu yönetimini derinden (Al, 2002: 105-120; ÖmürgönülĢen, 2003: 25) etkilemiĢtir.

Farnham ve Horton‟unda (1996: 23) belirttiği üzere sıklıkla yeni kamu iĢletmeciliği olarak adlandırılan yeni kamu yönetimi bir dereceye kadar yeni sağ fikirlerin yan ürünüdür. Sonuçlara ulaĢma ve yöneticilerin kiĢisel sorumluluğuna daha fazla önem verme, kuruluĢları, personeli, iĢ ortamını ve Ģartlarını daha esnek kılma, girdilerin en aza indirilmesi, çıktıların en çoğa çıkarılmasını vurgulayan verimlilik, önceden belirlenen amaçlara ne derece ulaĢabildiğini ifade eden etkinlik, olması gereken maliyetle gerçekleĢen maliyeti oranlayan ekonomiklik kavramları yeni sağın liberal ekonomik programının yeni kamu yönetimi yaklaĢımı üzerindeki etkisini betimlemektedir. Üst düzey yöneticilerin siyasi tarafsızlığı ve yansız olmasından çok mevcut hükümetin programlarına destek olması, yönetimin faaliyetlerinin pazar ekonomisi kurallarınca test edilmesi, politika yerine yönetime odaklanma gibi yeni sağ içerikli politikalar aynen yeni kamu yönetimi yaklaĢımınca benimsenmektedir (Gözel, 2003: 197; Eren, 2002: 116-117).

Yeni sağ düĢünce yeni kamu yönetimini aynı zamanda teorik bakımdan da beslemektedir. Kamu iĢletmeciliği yaklaĢımları kapsamında iĢletmecilik yaklaĢımı, kamu iĢletmeciliği yaklaĢımı, giriĢimci devlet, arz yönlü yönetim, yönetiĢim yaklaĢımlarının yanı sıra yeni kamu iĢletmeciliği adıyla yeni kamu yönetimi anlayıĢı bulunmaktadır ve yeni kamu iĢletmeciliğinin teorik temelleri ekonomi ve iĢletme bilimleri tarafından desteklenmektedir. Yeni kamu iĢletmeciliği bu bağlamda iĢletme ve iktisat bilimini bir potada eriterek kamu sektörünü post fordist bir anlayıĢa uyarlamaktadır.

55

Yeni kamu iĢletmeciliği teorik olarak yeni sağında teorik temellerini oluĢturan kamu tercihi teorisini, iĢlem maliyeti4, mülkiyet hakları5 ve vekâlet6 teorilerini kapsayan ekonomi alanındaki yeni kurumsal ekonomi7 ile yeni sağın bir diğer teorik ayağı olan kurumsal alandaki iĢletmecilik anlayıĢının evliliğine dayalıdır (Köroğlu, 2005: 15). Üstüner‟e göre (2003: 371), bu iki grup teorik geliĢmeden birincisi toplumsal bir proje olarak yeni sağ hareketini tanımlamaktadır. Esasen bu kamu iĢletmeciliği okulunun kamu yönetimi disiplini içindeki yerinin değerlendirilmesinde bir çıkıĢ nedenselliği olarak ele alınması gereken bir olgudur. Ġkinci grup teorik geliĢme ise, özel kesimle kamu kesimi arasındaki farklılaĢmayı yapısal olarak kabul eden sınırlamacı ve indirgemeci klâsik kamu iĢletmeciliği okulunun bir yansıması ve yeniden formülasyonu olarak değerlendirilmektedir. Bayraktar farklı bir açılım getirerek (2003: 567-571) yeni kamu yönetimini kabaca bürokrasi karĢıtlığında birleĢen, fakat tutarsız ve çeliĢik bir görünüm sergileyen kamu tercihi teorisiyle yönetim ideolojisinin (iĢletmecilik) birlikteliği olarak ele almaktadır. Bayraktar (2003: 570-571) bu iki teori arasındaki tutarsızlıkları Ģöyle vurgulamaktadır:

1- ĠĢletmecilik âdem-i merkeziyeti savunmakta ve merkezin katı kontrolünün yok

edilmesini isterken, kamu tercihi bürokratların kamu yararına çalıĢmasında kontrolün vazgeçilmez olduğunu ileri sürmektedir.

2- Kamu tercihi bürokratların seçilmiĢlere karĢı sorumluluğunu temel alırken,

iĢletmecilik bürokratlara daha fazla öncelik tanır.

4

ĠĢlem maliyeti teorisi kurumları anlamak ve davranıĢ özelliklerini incelemek amacıyla geliĢtirilmiĢtir. Kurumları açık bir sistem olarak kabul eden bu yaklaĢım ağırlığı, üretilen mal ve hizmetlerin sistemin sınırları dıĢındaki kiĢilerle değiĢtirilmesine kaydırır. YaklaĢımın temelinde rasyonellik ve etkinlik kaygıları vardır. YaklaĢım yeni kamu yönetiminin kamu sektöründe rasyonelliği ve etkinliği sağlama düĢüncesi ile paralellik gösterir (Eren, 2002: 82).

5

Mülkiyet hakları teorisi, bir kurumda kullanım haklarından veya kuruma iliĢkin diğer haklardan çalıĢanlara pay verilmek suretiyle onların teĢvik edilmesini öngörmektedir. Teorinin ana fikrini, çalıĢanların pay sahibi yapılarak motivasyonlarının güçlendirilmesi oluĢturmaktadır (Eren, 2002: 81).

6

Vekâlet teorisinde vekâlet veren belli bir iĢin görülmesi amacıyla bir vekilden destek almaktadır. Yani bir iĢin yapılması asıl - vekil iliĢkisine girerek zamandan, yetenekten, ücretten, maliyetlerden avantaj sağlamak amacıyla baĢka birine devredilmektedir. Bu bağlamda yeni kamu iĢletmeciliği üst yöneticilerin performanslarını arttırarak kamu hizmetlerinin verimlilik ve etkinliğinin geliĢtirilmesi için yetki devri uygulamasını kamu sektörüne uyarlamaktadır (Köroğlu, 2005: 21). SözleĢmeyle veya ihaleyle bir iĢi özel sektöre yaptırmaya dönük eylemler bu kapsamdadır.

7

Yeni kurumsal ekonomi mevcut iktisat teorilerini kullanarak kurumları ve kurumsal iliĢkileri bu çerçeve üzerinden açıklamaya çalıĢmaktadır. Piyasaların serbest olmadıklarını devletin yanı sıra ekonomik faaliyetleri koordine edici klanlar, ağlar, ticari birlikler, giriĢimci gruplar, stratejik birlikler gibi çeĢitli mekanizmalarla sınırlandığını belirtmektedir. Kurumcu yaklaĢımın odaklandığı sorun alanı kurumlar iktisadi davranıĢlar üzerinde ne tür etkiler meydana getirirden ziyade kurumsal değiĢim sürecinin kendisinin anlaĢılması ve açıklanmasıdır. Kurumcu yaklaĢım iktisadi sistemi toplumsal sistemle bir bütün olarak ele alır ve kurumların hem değiĢimin araçları hem de değiĢimin yegâne engelleri olduğunu ileri sürer (Güzelsarı, 2000: 123; Bayramoğlu, 2002: 104-105).

56

3- Kamu tercihi hizmetin kamusal tercihleri yansıtmasından, iĢletmecilik ise

kaynakların verimli kullanılmasından yanadır.

4- Kamu tercihi bireysel ve rasyonel tercih temelinde kendini ifade ederken,

iĢletmecilik kurumlar ve kurumsal yapılarla ekonomik maliyetler üzerinde durmaktadır. Özetle, yeni kamu iĢletmeciliği ve mevcut kamu sektörü reform programları kamu sektörüne yönelik yeni sağa dayalı siyasaların ayırt edici bir elementidir. Yeni sağın farklı kolları (ekonomik liberalizm, siyasal muhafazakârlık) yeni kamu iĢletmeciliği ve onun kurumsal ve operasyonel çerçevesini sağlayan kamu seçimi teorisine filozofik bir temel ve atmosfer sağlamıĢtır, fakat indirgemeci bir yaklaĢımla yeni kamu yönetimi anlayıĢını sadece yeni sağ ideolojinin basit bir parçası olarak kabul etmekte mümkün değildir. Çünkü bu yaklaĢımı muhafazakâr hükümetlerin yanında sosyal demokratlar ve iĢçi partili hükümetler de benimsemiĢtir. Dolayısıyla ikinci bölümde daha ayrıntılı olarak ele alındığı üzere yeni kamu yönetimi uygulamaları yeni sağ ideolojinin de ötesine geçerek kamu yönetiminde yaĢanan değiĢim ve dönüĢüm sürecinin simgesi haline gelmiĢ, dünya çapında genel geçer bir kabul görmüĢtür (ÖmürgönülĢen, 1997: 535; ÖmürgönülĢen, 2003: 27).

Yeni kamu yönetimi sahip olduğu nitelikler bakımından bazı çevrelerce birtakım eleĢtirilere de maruz kalmıĢtır. Bu eleĢtiriler Ģöyle sıralanmaktadır (Eren, 2002: 211-216; ġaĢal, 2001: 104-105; Özer, 2005: 298-300) :

1- Yeni yönetim anlayıĢının piyasa ve rekabetin sınırlarını yanlıĢ tahmin ettiği yönünde

eleĢtiriler mevcuttur. Piyasa mekanizmasının tam rekabet piyasalarında olduğu gibi kamu yönetiminde aynı ölçüde iĢlevsel hareket edemeyeceği belirtilmiĢtir. Bu doğrultudaki temel kaygılar toplumun düĢük gelirli kesimlerinin sorunlarına duyarlılığın azalması, bunun da toplumsal dayanıĢma anlayıĢını ve vatandaĢların devletle olan bağını azaltmasıdır. Toplumsal kaynakların üretimi ve toplum tarafından paylaĢımının pazar mekanizmasına bırakılmasının toplumu depolitize edeceği düĢünülmektedir.

2- Kamu iĢletmelerinin özelleĢtirilmesine yöneltilen birtakım eleĢtiriler bulunmaktadır.

Bu noktada bir malın piyasada üretim maliyeti bir iĢletme için daha düĢükse ve bu malı sadece iki iĢletme üretmekteyse bu durumun doğal bir tekel yaratacağı düĢüncesinden hareket edilmektedir. Yeni yönetim anlayıĢının uygulamada güvenilirliğini, tutarlılık ve varlığını tam anlamıyla ortaya koyamadığı, baĢarısını ispatlaması gerektiği ileri

57

sürülmektedir (Kızılcık, 2003: 185). Ayrıca yeni kamu yönetimi düĢüncesinin ortaya koyduğu birçok tanımdaki belirsizliğe dikkat çekilmektedir. Siyasal hesap verebilirliğin yanı sıra yönetimsel hesap verebilirliği içeren yeni yönetim anlayıĢında vatandaĢların kamu görevlisinden nasıl hesap soracağının belirsizliği vurgulanmaktadır.

3- Kamu yönetiminin iĢ idaresi ile özdeĢleĢmesinin kamu yönetimi felsefesi ve kamu

yönetimindeki demokratik sorumluluk anlayıĢına aykırı olduğu belirtilmektedir. Kamu hizmetlerinin “dıĢ bağlantı ya da dıĢarıyla sözleĢme yapma” yoluyla görülmesinin kamu yönetiminde gerekli eĢgüdümü engellediği, dıĢ bağlantının politik sorumluluğu sınırlandırdığı ileri sürülmektedir.

4- Özel sektör yaklaĢımının kamu sektörü için genel olarak uygun olmadığı yolunda

birtakım itirazlar vardır. Buna göre, yeni anlayıĢa hâkim olan giriĢimcilik ruhu ve piyasada faaliyet gösterme ilkeleri kamu giriĢimcilerinin görevlerini Ģahsi çıkarları için kullanmaları riskini taĢımaktadır. VatandaĢın müĢteri olarak görülmeye baĢlanması toplumda piyasaya müĢteri olarak dâhil olamayacak düĢük gelirli bireylerle yüksek gelir grupları arasındaki oranın açılması ve bağların zayıflamasına neden olacaktır. Ayrıca kamu kuruluĢları için amaçları belirlemek ve sonuçları öngörmek özel sektöre göre oldukça zordur.

5- Yeni yönetim anlayıĢı savunucuları yanlıĢ politik değerleri temsil etmekle itham

edilmektedir. Bu husustaki ilk itiraz yeni yönetim anlayıĢının neoliberal ve muhafazakâr bir hareket olduğu Ģeklindedir. Ġkinci itiraz yeni yönetim anlayıĢının kamu sektörünün eĢitlik, hakkaniyet, tarafsızlık gibi politik değerlerini gayrimeĢru ve uygun olmayan bir biçimde değiĢtirmesine iliĢkindir. Bunların dıĢında yeni yönetim anlayıĢının kamu hizmetlerinin manevi değerlerinin olmadığı ve devlet memurluğunun asil yönünün aĢağılandığı izlenimi vermesinden yakınılmaktadır.

6- Bazı eleĢtirmenlere göre yeni kamu yönetimi geleneksel yönetim anlayıĢına bir tepki

olarak doğsa da aslında ortada geleneksel kamu yönetiminden kaynaklanan bir problem yoktur. Yeni kamu yönetiminin “yeni” bir yaklaĢım olmadığı aynı zamanda ne bir teknik ne de bir ideoloji olarak kabul edilebileceği bu anlamda bilimsel yönetim teorisinin günümüze uyarlanmıĢ hali olduğu ileri sürülmektedir (Kızılcık, 2003: 185).

58

7- Yeni kamu yönetiminin yaygınlığı ne kadar artsa da kamu görevlilerinin politik

olmayı sürdürdüğü, politikleĢmenin potansiyel bir sorun olarak varlığını koruduğu, sorunların çözümü ve gereklerinin yerine getirilmesinde kamu yöneticilerinin zor ve riskli kararlar almaktan çekindiği belirtilmektedir.

8- Son olarak, yeni kamu yönetiminin evrensellik iddiası eleĢtirilmektedir. Uygulamalar yeni kamu yönetimi düĢüncesinin her dönem için geçerli olmadığını göstermektedir. Ayrıca yaklaĢım tek örnekli bir eğilim değildir. Bundan dolayı tüm dünyada yaklaĢımın geçici bir moda olduğu hususunda yaygın bir kanı vardır.

Bu eleĢtirilere yeni kamu yönetimi anlayıĢının savunucuları Ģu tip yanıtlar vermiĢlerdir (Lane, 2000: 7; aktaran Özer, 2005: 302-303) : Yeni kamu yönetimi genel anlamda tüm siyasal ideolojilerin savunduğu bir düĢüncedir. Yeni ve teknik bir içerik taĢımaktadır. Birçok ülkede ciddi bir uygulama alanı bulmuĢ ve önemli sonuçlar doğurmuĢtur.

Benzer Belgeler