• Sonuç bulunamadı

2.4. Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO)

2.4.11. Yatılı İlköğretim Bölge Okulları İle İlgili Araştırmalar

Yozgat (1990), “İlköğretim Okullarında (İlköğretim Okulu ve Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında) Öğrencilerin Psiko-Sosyal Problemlerinin Araştırılması” konulu çalışmasında bu okullardaki öğrencilerin psikolojik ve sosyolojik problemlerinin tespit edilmeye çalışılmış ve önerilerde bulunulmuştur. Öğrencilerin psiko-sosyal problemleri 6 alt bölüm halinde incelenmiştir. Sonuçta, öğrencilerin hem ilköğretim birinci kademe hem de ikinci kademenin bir arada bulunduklarından bu okulların personel ihtiyaçlarının giderilmesi ve eğitim uzmanlarının verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Öğrenci sayısının çokluğu ve öğretim süresinin uzunluğu okul psikoloğu ihtiyacını gerektirdiğini, öğrencilerin rehberlik ihtiyaçlarının giderilmesi yönünde Rehberlik ve Araştırma Merkezi yetkililerinin bu okullarla daha sıkı bir işbirliği yapması ve daha çok ilgilenmeleri önerilmiştir.

Sönmez’in (2000) “Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının Varlığının Velilerin Çocuklarını Okula Göndermeleri Üzerindeki Etkisi” adlı araştırmasında; velilerin Yatılı İlköğretim Bölge Okullarını tercih nedenleri araştırılmaya çalışılmıştır. Buna göre, Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının varlığı ile velilerin, çocuklarını okula göndermeleri arasında önemli bir ilişkinin varlığı ortaya çıkmaktadır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, velilerin Yatılı İlköğretim Bölge Okullarını tercih etmelerinin çeşitli nedenleri olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenlerden bazıları ise şöyledir: Köylerinde okul bulunmaması, çocukların tüm ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması, YİBO’ların daha kaliteli bir eğitim vermesi, YİBO’lardaki öğrencilerin daha başarılı olmaları, köy okullarına öğretmen gelmemesi olarak tanımlanmıştır. Ayrıca YİBO’ların daha disiplinli olması ve çok çeşitli imkânlara sahip olması, YİBO öğrencisinin daha çok sorumluluk taşıması ve üst öğrenim kurumlarına daha çok devam etmeleri gibi nedenler, velilerin yatılı okulu tercih etmelerinde etkili olmuştur denilmektedir. Ek olarak kız öğrencilerin okula devamının sağlanması içinde yatılı okulların varlığının oldukça önemli olduğu velilerin beyanından anlaşılıyor denilmektedir. Yine YİBO’ların kuruluş amacı velilerin çoğu tarafından bilinmekte ve YİBO’ların çevreye de oldukça önemli katkıları olduğu veliler tarafından ifade edilmektedir.

Arı’nın (2000) Uşak ilinde yaptığı bir araştırmada ilişkisel tarama modeli ile yapılmıştır. Araştırmanın verilerini toplamak amacıyla biri öğretmenlere, biri öğrencilere olmak üzere iki anket uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini, Uşak ili ve merkez ilçelerindeki 159 ilköğretim okulu ile bu okullardaki 42.252 öğrenci ve 1.062’si sınıf, 685’i branş olan toplam 1.747 öğretmen oluşturmaktadır. Örneklem olarak belirlenen okulların seçiminde aynı yerleşim biriminde bulunan normal ilköğretim, taşımalı ilköğretim ve yatılı ilköğretim bölge okulu olma şartı aranmıştır. Bu şartlara uyan Banaz ve Esme ilçelerindeki okullar uyduğundan çalışma bu ilçelerde yapılmıştır. Örneklemi; 3 normal ilköğretim, 3 taşımalı ilköğretim, 3 yatılı ilköğretim bölge okulu olmak üzere toplam 9 okul; bu okullarda görev yapan 115 öğretmen; 264 kız ve 272 erkek toplam 536 öğrenci oluşturmaktadır. Buna göre çalışmanın amacı ise; Türkiye’de normal, taşımalı ve yatılı uygulama olarak üç şekilde ortaya çıkan sekiz yıllık ilköğretim uygulamalarını, bu okullardaki öğretmen ve öğrenci görüşlerine dayalı olarak değerlendirmektir. Bu amaç doğrultusunda çalışmasını gerçekleştiren araştırmacı, elde ettiği bulgulara bakarak, sonuç ve öneriler oluşturmuştur. Elde edilen bu sonuçlardan bahsedilmiştir. Sonuçlara göre; aile özlemi, sinirlilik, isteksizlik gibi ruhsal rahatsızlıklar en çok YİBO öğrencilerinde gözlenmiştir. Öğretmenler en çok taşımalı ve YİBO öğrencilerini derse motive etmekte güçlük çekmektedirler. Okullarda en çok arkadaşa sahip olanlar yatılı öğrenciler, en az arkadaşa sahip olanlar ise taşımalı öğrencilerdir. Ev ödevlerini yapmakta – vaktin kalmaması, yorgunluk, isteksizlik gibi- nedenlerden dolayı en çok zorluk çeken öğrenciler taşımalı öğrencilerdir. Okul başarısının iyi olduğunu belirten öğrencilerde en yüksek oran normal ilköğretimde en düşük oran ise YİBO’dadır. Öğrenciler tarafından en fazla tercih edilen ilköğretim uygulaması “Normal İlköğretim Okulları”dır. Taşımalı ilköğretim kendi öğrencileri ve diğer okul öğrencileri tarafından en az tercih edilen okul iken, YİBO’lar ise sadece kendi öğrencileri tarafından en fazla tercih edilen okullardır. Sabah ilk

derste rahatsızlık hisseden öğrencilerin oranı, evlerinin okula uzaklığının artmasına bağlı olarak artmaktadır. Ev okul arası uzaklığın 5 km. üzerine çıkmasıyla, okulda kendilerini mutlu hisseden öğrencilerin oranında büyük bir düşüş vardır. Öğrencilerin okuldaki durumuyla en fazla ilgilenen öğrenci velilerinde en yüksek oran, baba mesleği memur olanlarda, en düşük oran ise baba mesleği çiftçi olanlardadır.

Yetim (2001), “Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının Mevcut Durumu ve Öğrenci Hizmetleri Yönetimi” adlı araştırmasında, Türkiye genelinde var olan 182 YİBO’da bugünkü durumun ne olduğu ve okul müdürlerine göre öğretim ortamları, bütçe durumu ve öğrenci hizmetlerinin ne durumda olduğu araştırılmıştır. Araştırmada örneklem alınmamıştır. Araştırmada evrenin % 80,7'sine ulaşılmıştır. Araştırmada, YİBO'larda görev yapan okul müdürlerinin % 51.0'nın vekil durumda olduğu, YİBO'ların % 46'sında rehber öğretmen bulunmadığı, YİBO'ların % 95.9'nda öğretmen açığının olduğu, pansiyon kapasitelerinin % 88.2'sinin dolu olduğu, pansiyonda kalan öğrencilerin % 22.2'sini kızların, % 77.8'ini erkeklerin oluşturduğu saptanmıştır. Elde edilen bulgulara bakıldığında; müdür görüşlerine göre, YİBO'larda görevli eğitimci olmayan personelin eksik olduğu saptanmıştır. En fazla ihtiyaç duyulan personel; sağlık elemanı, teknik eleman ve aşçı olarak sıralanmaktadır. Müdür görüşlerine göre, YİBO'ların fiziksel ortam ve araç-gereç sayısı bakımından yetersiz olduğu, ana sınıfının %88,4'ünde, özel alt ve üst sınıfların %98,6'sında olmadığı saptanmıştır. YİBO müdürlerinin içinde eğitim yönetimi alanından gelen yöneticilerin sayısının %2,8 olduğu görülmektedir. Bu da müdürlerin mevcut durumu yanlış anlamalarına veya yanlış kararlar vermelerine yol açabilir denilmektedir. Ayrıca YİBO müdürleri, okullarında var olan birtakım sorunları üstlerine bildirmemekte yani ört bas etmekte ve okulun sahip olduğu imkânları yine üstlerinin baskısı ile başka şahıs ve kurumların çıkarları doğrultusunda kullandırtmaktadır denilmektedir. Bunun yanında YİBO’ların halkın gözündeki görüntüsü pek hoş değildir. Bunun nedeni ise, il ve ilçe milli eğitim müdürleri bu okulları yoksul ve kimsesiz öğrencilerin gittiği okullar olarak görmekte ve kendi çocuklarını bu okullara göndermemekte, bu da öğrenci velilerinin yatılı okullar hakkındaki görüş ve düşüncelerini olumsuz etkilemektedir. YİBO’ların yapımında daha çok kalkınmada öncelikli yörelere okul inşası planlanmakla birlikte, bu plana uyulmadığı çeşitli politik ve siyasi baskılar sonucunda ihtiyaç fazlası illerde inşa edildiği görülmektedir. Bir de kızlar için özel YİBO’lar kurulmasına rağmen hiçbir YİBO’da bayan yönetici görev yapmamaktadır. Ayrıca öğrencilere verilen giyim, harçlık, kırtasiye ve gıda yardımı yetersizdir denilmektedir. Araştırma bulgularına dayanılarak YİBO'ların eğitimci ve eğitimci olmayan personel ihtiyaçlarının giderilmesi, eğitim ortamlarının zenginleştirilmesi YİBO'ları daha çekici hale getirmek için okul çevre ilişkilerini arttırıcı çalışmalar yapılması önerilmiştir.

Yener’in (2001) İstanbul iline bağlı merkez ve merkez ilçelerindeki kamu ve özel ilköğretim okullarında yaptığı araştırmanın konusu, “Sekiz Yıllık İlköğretim Okullarında Yaşanan Sorunlara İlişkin Öğretmen ve Yönetici Görüşleri”dir. Yapılan araştırmanın amacı ise; Türkiye’de zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılması ile okul yöneticilerinin en çok hangi sorunlarla karşılaştığı ve bu sorunları hangi düzeyde yaşadıkları, araştırmada tespit edilerek ilgililere veri sunulması amaçlanmıştır. Buna göre araştırmanın sonuçları elde edilmiştir. Araştırmaya katılan yöneticilerin yarısı rehberlik servislerinin eksik ya da yetersiz olduğu görüşündedir. Araştırmaya katılan yöneticilerin büyük çoğunluğu, ders araçlarının oldukça yetersiz olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca fiziki mekân (sınıf, kütüphane, laboratuar, spor salonu vs.) eksikliklerinin çok fazla hissedildiğini ve bununda öğrenciyi ezberci sisteme mecbur ettiğini belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan yöneticilerin yarıya yakını yardımcı personele ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan yöneticilerin büyük çoğunluğu alan dışından sınıf öğretmeni olarak atanan öğretmenlerin problem yarattıkları görüşündeler.

Kılıç (2001), yaptığı araştırmada ilköğretim ve yatılı ilköğretim bölge okullarının toplumsal amaçlara ulaşabilme düzeylerini karşılaştırmıştır. Araştırma Erzurum’da bulunan ve seçkisiz örnekleme yöntemi ile seçilen altı ilköğretim okulu ve altı yatılı ilköğretim bölge

okulunda yapılmış, araştırma verileri 262 öğretmen ve 803 öğrenciden toplanmıştır. Sonuç olarak ilköğretim okullarının toplumsal fonksiyonlarını gerçekleştirme düzeyleri açısından normal eğitim veren ilköğretim okulları lehine önemli farklılıklar gözlenmiştir.

Arı’nın (2002) Türkiye’de normal, taşımalı ve yatılı olmak üzere üç uygulama şeklinde ortaya çıkan sekiz yıllık ilköğretim uygulamalarını, bu okullardaki öğretmen ve öğrencilerin görüşlerine dayalı olarak değerlendirmek amacı ile yaptığı araştırma Uşak İli merkez ve ilçelerindeki 3 normal ilköğretim, 3 taşımalı ilköğretim, 3 YİBO olmak üzere 9 okul ile bu okullarda görev yapan 115 öğretmen ve bu 536 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma ilişkisel tarama modeliyle yapılmıştır. Araştırmada öğretmenlerin okulların fiziksel imkânları (sınıf, kütüphane, laboratuar, revir vs.) öğretim için yetersiz buldukları; YİBO ve Taşımalı İlköğretim Okullarında görev yapmayı istemedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmaya göre öğretmenlerin, YİBO öğrencilerinde en sık gözlediği ruhsal rahatsızlıklar aile özlemi, isteksizlik, sinirlilik davranışlarıdır. Araştırma bulguları öğrencilerin çok büyük bir bölümünün normal ilköğretim okullarında öğrenim görmeyi tercih ettiğini göstermektedir. Araştırmada ayrıca YİBO’ları tercih eden öğrencilerin oranında, sınıf seviyesi düştükçe büyük bir düşüş olduğu, normal ilköğretim okullarında öğretmenlerin öğrencileri sabah veya öğleden sonra derse motive etmede yaşadıkları zorlukta fark bulunmazken, öğretmenlerin taşınan öğrencileri, özellikle de yatılı öğrencileri öğleden sonra derse motive etmekte zorluk çekme oranının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Normal ilköğretim okulunda okuma imkanı olmayan öğrencilerin mümkünse Taşımalı eğitime tabi tutulması gerektiği ve en son çare olarak YİBO’lara alınması gerektiği ifade edilmiştir.

Bostan’nın (2005), Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında toplam kalite yönetiminin ne durumda olduğunu belirlemek amacı ile yaptığı araştırmasında Tunceli ve Elazığ illerinde bulunan 15 Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda, 2003–2004 eğitim-öğretim yılında görev yapan 162 öğretmen ve 40 yönetici olmak üzere toplam 202 kişiye ulaşılmıştır. Veri toplama aracı olarak anketin kullanıldığı araştırma sonucunda YİBO’ların Fiziksel Yapısının Eğitim amaçlarına uygun olmadığı konusunda yönetici ve öğretmenlerin birbirine paralel görüş belirttikleri görülmüştür. Yönetici ve öğretmenler YİBO’ların okul tesislerini çoğunlukla beğenmediklerini, okul binalarının kısmen bakımlı tutulduğunu, okuldaki fiziksel donanım ve ekipmanların çoğunlukla yeterli olmadığını, bu yerlerin sosyal faaliyetler için gerekli imkan ve şartlara sahip olmadığını belirtmişlerdir. Araştırmaya göre YİBO müdürlerinin özellikle öğretmen ve destek personel eksikliğinden rahatsız oldukları, YİBO’lardaki eğitimin niteliğini ve öğretim etkinliğini geliştirmeye yönelik yapılan çalışmaların eğitim amaçlarına yeterince uygun olmadığını ve öğretmenlerin öğrenci memnuniyetinin öğretmenler tarafından önemsenmediğini düşündükleri saptanmıştır.

Özkaya (2006) tarafından, “Yatılı İlköğretim Bölge Okulu ve İlköğretim Okullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Tükenmişlik Düzeylerinin Öğretmen Görüşleri Açısından Karşılaştırılması” adlı araştırma yapılmıştır. Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında ve normal ilköğretim okullarında çalışan öğretmenlerin tükenmişlik düzeyleri incelenmiştir. Araştırma tarama modeli ile yapılmış olup, çalışma evrenini Çanakkale İlinde bulunan Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında ve normal ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenler oluşturmuştur. Araştırma verileri, araştırmacı tarafından geliştirilen bir kişisel bilgi formu ve Maslach Tükenmişlik Envanteri’nin 229 öğretmene uygulanması sonucu elde edilmiştir. Araştırma sonucunda her iki okul türünde de öğretmenlerin düşük kişisel başarı hissi yaşamadıkları, Yatılı İlköğretim Bölge Okulu öğretmenlerinin, ilköğretim okulunda görev yapan öğretmenler göre daha çok duyarsızlaşma yaşadığı, Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında çalışan sınıf öğretmenlerinin branş öğretmenlerine göre daha fazla duygusal tükenme yaşadıkları bulgularına ulaşılmıştır.

Kefeli’nin (2005) “İlköğretim Uygulamalarının Değerlendirilmesi (Normal, Yatılı ve Taşımalı İlköğretim Okullarının Karşılaştırılması)” adlı araştırmasını ilişkisel tarama modeli ile yapmıştır. Araştırmanın amacı; Bolu ili Mudurnu ilçesinde var olan ilköğretim

uygulamalarını (normal, yatılı, taşımalı) sahip olunan insan ve madde kaynakları ile uygulamada karşılaşılan güçlükler açısından: öğretmen ve öğrenci görüşlerine dayalı olarak değerlendirmek, bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Bu araştırmanın evrenini 2004– 2005 eğitim-öğretim yılında, Bolu ilinin Mudurnu ilçesindeki 8 yıllık ilköğretim uygulamasına giren normal, yatılı ve taşımalı ilköğretim okullarının öğretmen ve öğrencileri oluşturmaktadır. Sonuçlara göre, normal İlköğretim okullarında, öğretmenlerin öğrencileri derse motive etmekte çektikleri zorluk, sabah derslerine göre öğleden sonraki derslerde daha fazla iken; Taşımalı İlköğretim ve özellikle de YİBO öğrencilerinde öğleden sonra derse motive etmekte çekilen zorluk, sabah derslerinden daha yüksektir. Okuldayken (günün genelinde) rahatsızlık hisseden öğrencilerde en yüksek oran YİBO, ikinci Taşımalı İlköğretim ve en düşük de Normal İlköğretimdedir. Okuldayken en fazla hissedilen rahatsızlık türü baş ağrısı olup, öğrencilerde görülen en yüksek oran YİBO, ikinci Taşımalı İlköğretim ve en düşük de Normal İlköğretimdedir. Öğrencilere göre sınıftaki basarı durumları çok iyi-iyi olanlar; Normal İlköğretim öğrencilerinde en yüksek, YİBO öğrencilerinde en düşük orandadır. Normal ilköğretimdeki öğrenciler en fazla yine kendi okullarını, Taşımalı eğitimdeki öğrenciler YİBO’yu, YİBO öğrencileri Taşımalı eğitimi tercih etmişlerdir. Okulun dershanelerini en fazla rahat bulan öğrenciler sırasıyla; YİBO, Taşımalı ve Normal İlköğretim Okulu öğrencileridir. Okuldayken kendini en fazla mutlu hisseden öğrenciler sırasıyla; Normal, Taşımalı ve YİBO öğrencileridir.

Özgündüz (2006), “Yatılı İlköğretim Bölge Okullarındaki Öğrenci Velilerinin Ders Dışı Etkinliklere Yaklaşımları” adlı araştırmasını Ankara ilinde yapmıştır. Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında bulunan öğrenci velilerinin ders dışı etkinliklere karşı tutumlarını incelemek amacı ile 2005–2006 Eğitim- Öğretim yılı içerisinde Ankara ilinde bulunan üç Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda okuyan ikinci kademe (6, 7 ve 8. sınıf) öğrencilerinin velilerine ulaşmıştır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından geliştirilen 25 maddelik anket ile elde edilmiş ve araştırmada sonucunda velilerin sadece %25.89’ unun spor ile uğraşmalarına rağmen %75’ inin çocuklarının sporcu olmasını istedikleri görülmüştür. Veliler okullarda kurulan futbol ve voleybol takımlarına önem verirken, sosyal etkinlik olarak bando ve tiyatroyu tercih etmişlerdir. Velilerin %78.57 lik kısmı çocuklarının okul takımı ve sosyal etkinliklere girmesine izin verirken velilerin %46.46 sı çocuklarının okul takımlarından herhangi birine girdiğinde, %59.82’ side çocuklarının sosyal etkinliklere katıldıklarında ders başarısını etkilemeyeceği yönünde görüş bildirmiştir. Yapılan çalışma sonucunda, velilerin bir kısmı okuldaki spor malzemelerinin yeterli olduğunu düşünmekte, çoğunluk ise bu malzemeler hakkında bilgi sahibi olmadıklarını söylemektedir. Velilere okulda bulunan malzemeler ve bu malzemelerin kullanıldığı faaliyetler hakkında yeterli bilgi sunulmadığı anlaşılmaktadır. Veliler, beden eğitimi ve ders dışı çalışmalarda kendilerinin ve öğrencilerin önemli bir rol oynamadığını, bu çalışmaların daha verimli olabilmesi için idarenin ve öğretmenin tutumunun etkili olacağını bildirmişlerdir. Ayrıca velilerin çocuklarının sosyal etkinliklere girmelerini, okul takımına girmesinden daha çok istediği saptanmıştır.

Yavaşkarataş (2006) “Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında Okuyan Öğrencilerin Boş Zamanlarını Değerlendirme Alışkanlıkları” adlı araştırmasını Bingöl’de yapmıştır. Araştırmasında Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında okuyan öğrencilerin boş zamanlarını nasıl değerlendirdiklerini araştırmıştır. Araştırma verileri Bingöl İli sınırları içerisinde bulunan dört YİBO’ da öğrenim gören 1.074 öğrenciden anket kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; öğrencilerin % 64’ü boş zamanını değerlendirdiğini düşünmektedir. Boş zamanını değerlendirilemediklerini belirten öğrencilerin en önemli neden olarak derslerin yoğunluğunu gösterdiklerini saptanmıştır. Öğrencilerin okullarında en fazla spor, en az koro etkinlikleriyle uğraştıkları belirlenirken, öğrencilerin % 58’inin okullarındaki boş zaman etkinliklerinin yeterli; % 42’sinin ise yetersiz olduğunu düşündüğü görülmüştür. Boş zamanları değerlendirme etkinliklerinin derslerini olumlu etkilediğini belirten öğrenciler, kendine güven duygularının arttığını; olumsuz düşünenler ise kendilerini yorgun

hissettiklerini ve ders çalışma zamanlarının kalmadığını belirtmişlerdir. Öğrencilerin okullarında düzenlenmesini en çok istediği etkinlik, bilgisayar kursu olmuştur.

Gülbeyaz (2006), Yatılı ilköğretim Bölge Okullarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin örgütsel stres kaynaklarını belirlemek amacı ile Kayseri ilinde bulunan okulların yönetici ve öğretmenlerini kapsayan bir alan araştırması yapmış, veriler 32 yönetici ve 116 öğretmenden toplanmıştır. Araştırma sonucunda okul yöneticilerinin Etik Kaygılar, İnsan Unsuru ve Bürokrasi nedeniyle çok yoğun, Yönetim Zorlukları, Karar ve Çalışma Ortamı boyutlarında ise daha az örgütsel stres yaşadıkları belirlenmiştir. Araştırmada öğretmenlerin orta düzeyde yaşadıkları saptanan örgütsel stresin kaynakları ise mesleksel görünüm, örgütün olanakları ve öğrencilerin davranışlarıdır. Elde edilen bulgulara göre YİBO’larda görev yapan öğretmenlerin yöneticilerin tutum ve davranışları ile denetleme biçimleriyle ilgili olarak yaşadıkları stres ise daha azdır. Mesleksel Görünüm boyutunun en fazla stres yaratan boyut olarak öne çıkması, ciddiyetle ele alınması gerektiği ifade edilmiştir. Bu boyuta ilişkin stres algısını azaltabilmek için öncelikle YİBO ve PİO’larda görev yapan personelin ekonomik sorunlarla yüz yüze gelmemeleri, ders ve belleticilik ücretlerinin diğer okullara göre daha cazip hale getirilmesinin sağlanması gerektiği önerilmiştir.

Gündüz’ün (2006) Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerine ilişkin algılarının nasıl olduğunu belirlemek amacıyla yaptığı araştırma Diyarbakır ilinde gerçekleştirmiştir. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu ve Maslach Tükenmişlik Envanteri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; yöneticilerin %31.9’unun “duygusal tükenme” boyutunda düşük düzeyde, %23.4’ünün orta düzeyde, % 44.7’isinin yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları saptanmıştır. “Duyarsızlaşma” boyutunda yöneticilerin % 21.3’ünün düşük, % 42.6’sının orta, % 36.2’sinin yüksek düzeyde; “kişisel başarı” boyutunda ise % 31.9’unun düşük, %23.4’ünün orta, % 44.7’sinin de yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları saptanmıştır. Araştırma sonuçları Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında görev yapan öğretmenlerin % 27.6’sının “duygusal tükenme” boyutunda düşük, % 38.1’inin orta, % 34.3’ünün yüksek düzeyde; “duyarsızlaşma” boyutunda % 31.4’ünün düşük, % 31.4’ünün orta, %37.1’inin yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin %40.0’ ı “kişisel başarı” boyutunda yüksek düzeyde tükenmişlik yaşandığı belirtilmiştir.

Çılğın (2007), Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında yatılı ve gündüzlü öğrenci ve velilerinin, ders dışı etkinliklere yaklaşımlarını incelediği araştırma 2006–2007 eğitim öğretim yılında Hakkâri ili Şemdinli Güzelkonak Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda ders dışı etkinliklere katılan 46 öğrenci ve 42 öğrenci velisi ile yapılmıştır. Araştırmaya sonuçlarına göre; velilerin büyük bir çoğunluğu etkinliklere katılmanın ders başarısını olumsuz etkileyeceğini düşünmekte iken öğrenciler bunun tersi yönde görüş bildirmiştir. Veliler ve öğrenciler, beden eğitimi dersi ve ders dışı etkinliklerin daha etkili olabilmesini okul idaresine ve öğretmenin bilgisine bağlamış, veliler ve öğrenciler, beden eğitimi dersi ve ders dışı etkinliklerinde kullanılan malzeme ve tesisi yetersiz bulmuşlardır. Öğrenciler ileride cinsiyet ayrımı yapmadan çocuklarının ders dışı etkinliklere katılmasına izin vereceklerini söylerken velilerin bu konuda daha tutucu olduğu görülmüştür. Veliler ve öğrenciler beden eğitimi ders saatlerinin iki saat olması gerektiğini belirtmişlerdir.

Ö. Kardeş (2007), “Yatılı İlköğretim Bölge Okulu Yöneticilerinin Yönetim Süreçlerinde

Outline

Benzer Belgeler