• Sonuç bulunamadı

3. AB KURUMLARI VE YASAMA FAALİYETLERİ

3.2 Yasama Faaliyetleri

AB yasama süreci üç kurumu ilgilendirmektedir; Komisyon, Bakanlar Konseyi ve AP. Söz konusu kurumları bir önem sırasına veya hiyerarşik bir düzene koymak oldukça güçtür. Her birinin farklı özellikleri bulunmaktadır. Örneğin Komisyonun en önemli özelliği girişim yetkisine sahip olması ve yasa tekliflerini hazırlamasıdır. Geçmişte AB Bakanlar Konseyi onaylama aşamasında en yetkili kurumken yıllar içinde söz konusu yetkisini, AB’nin demokratik açığının kapatılması kapsamında AP ile paylaşmaya razı olmuştur. AB’nin kurumsal dönüşümü açısından değerlendirildiğinde yetkilerini en çok arttıran kurum AP olmuştur.

32 3.2.1 Yasama yöntemleri

3.2.1.1 Danışma yöntemi

Bakanlar Konseyinin bir yasayı kabul etmeden önce AP’ye danışmasını öngörmektedir. AP’nin görüşlerinin dikkate alınması önemli olmakla beraber herhangi bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Konsey, AP’nin görüş ve önerilerini dikkate almaması durumunda açıklama yapmak zorunda değildir. Danışma, ATS’ye kadar olan dönemde en çok kullanılan yöntemdir. ATS’den sonra yerini genelde işbirliği yöntemine bırakmıştır. Bugün bazı konularda (tarım, ekonomik ve sosyal uyum, ekonomi ve para politikası) hala uygulanmakla beraber danışma usulü artık kural olmaktan ziyade istisna haline gelmiştir [5].

3.2.1.2 İşbirliği yöntemi

İşbirliği yöntemine göre teklif Komisyon tarafından hazırlandıktan sonra önce hem Bakanlar Konseyine hem de AP’ye gönderilir. Konsey, AP’nin görüşlerini alarak bir ortak pozisyon kabul eder. Bu aşamada AP’nin teklifi (ortak pozisyonu) değerlendirmek için ikici bir şansı vardır. Ortak pozisyonu kabul ederse, Konsey bunu nitelikli çoğunlukla kabul eder. AP eğer ortak pozisyonu kabul etmezse, teklif Komisyona yeniden incelenmesi için geri gönderilir. Komisyon AP’nin görüşlerini dikkate alarak veya almayarak yeni bir teklif hazırlar. Yeni teklif Konseye gönderilir. Konsey teklifi yeni haliyle kabul etmek için nitelikli çoğunlukla karar verir. Eğer değişiklik yaparak kabul etmek isterse oybirliğiyle karar almak zorundadır [5]. İşbirliği yöntemi geçmişte sadece tek pazar gibi konularda uygulanmaktayken Maastricht Antlaşması ile kapsamı genişletilmiştir. Bununla birlikte Amsterdam ve Nice Antlaşmaları ile yerini aşamalı olarak ortak karar yöntemine bırakmış, kullanım alanı azalmış, sadece para politikası gibi konularda kullanılır olmuştur. Söz konusu yöntemde AP’nin yasama yetkisi danışma yöntemine göre daha fazla olmasına rağmen yine de büyük ölçüde sınırlıdır. İşbirliği yöntemi Lizbon Antlaşması ile tamamen yürürlükten kaldırılmıştır [5].

3.2.1.3 Ortak karar yöntemi

Ortak karar yöntemi, ABA ile ortaya çıkmış ve Amsterdam Antlaşması ile güncellenmiştir. AP’nin yasama yetkisini son derece arttırmıştır. Söz konusu yöntemde AP’nin, Komisyonun teklifine yönelik iki seçeneği bulunmaktadır. En

33

basit anlamda hem Bakanlar Konseyi hem de AP teklifi uygun görürse, teklif Konsey’de nitelikli çoğunlukla kabul edilir. AP’ye Komisyondan teklifini geri çekmesini talep etme hakkı verilmiştir. Komisyon bunu kabul veya reddedebilir. AP düzeltmeler önerirse, Komisyon bunları inceler. AP’nin görüşlerini dikkate alabilir veya almayabilir. Komisyonun teklifi üzerinden Konsey ortak pozisyonu oluşturur ve bunu nitelikli çoğunlukla kabul eder. Konsey ortak pozisyonu için Komisyonun desteğini alamaz ise bunu oybirliği ile kabul etmek zorundadır. Bu aşamada AP’nin ikinci okuma hakkı bulunmaktadır. Okuma sonunda kabul edebilir, reddedebilir veya düzeltme önerebilir. Düzeltme isterse, Komisyonun görüşü ile birlikte Konseye ikinci okuma için gider. Konsey teklifin yeni halini kabul etmezse Konsey üyelerinden ve eşit sayıdaki AP üyesinden oluşan uzlaşma komitesi kurulur. Uzlaşma komitesi bir metin üzerinde uzlaşırsa bu metin Konsey ve AP’ye gönderilir. Metnin kabulü için her iki kurumun da kabul etmesi zorunludur. Bu AP’nin en son aşamada herhangi bir yasa teklifini veto edebileceği anlamına gelmektedir [5].

3.2.2 Yasama araçları

AB’nin birincil hukuk kaynaklarını antlaşma maddeleri ve antlaşmaların eklerinde yer alan protokollere ait maddeler oluşturmaktadır. İkincil hukuk kaynağı olarak da tüzükler, direktifler, kararlar, tavsiye ve görüşler bulunmaktadır. Bunların yanında uluslararası antlaşmalar ve yargı (ABAD) kararları da hukukun kaynaklarıdır. Bu bölümde AB’nin ortak politikaları doğrultusunda ortaya çıkan mevzuatın önemli bir bölümünü oluşturan tüzükler, direktifler, kararlar gibi ikincil hukuk kaynaklarının tanımı yapılmakta ve aralarındaki farklar açıklanmaktadır. Tüzükler, direktifler ve kararlar AP Başkanı ve AB Bakanlar Konseyi Başkanı tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayınlanır. Metinde belirtilen tarihte veya tarih belirtilmemiş ise yayınlandığı tarihten 20 gün sonra yürürlüğe girer [5].

3.2.2.1 Tüzükler

Üye devletler tarafından doğrudan uygulanacak kuralları içermesi nedeniyle, geçerlilik kazanması için ilave ulusal düzenlemelere ihtiyaç duyulmayan bağlayıcı belgelerdir. Yürürlüğe girdiği tarihte üye ülkeler ve kişiler için haklar ve yükümlülükler doğurmaktadır [5].

34 3.2.2.2 Direktifler

Kapsamına giren ülkeler ve kişiler için bağlayıcı olmakla birlikte, söz konusu ülkelere direktifin ortaya koyduğu genel esasları kendi ulusal mevzuatlarına geçirmeleri aşamasında şekil ve yöntem bakımından takdir hakkı tanımaktadır. Direktifte yer alan hak ve yükümlülüklerin hukuken geçerlilik kazanmaları için üye ülkeler tarafından ulusal mevzuata uyarlanmaları şarttır [5].

3.2.2.3 Kararlar

Belirli bir üye devleti, kişi veya kişileri kapsamına alan bağlayıcılığı olan münferit eylemlerdir. Yürürlüğe girmesi için ulusal mevzuata ithaline ihtiyaç bulunmamaktadır [5].

3.2.2.4 Tavsiye ve görüşler

Bağlayıcılığı, bir başka ifade ile hukuki etkileri bulunmayan, ikna etmeye yönelik araçlardır [5].

35

4. AVRUPA BİRLİĞİ DENİZCİLİK POLİTİKALARI VE TARİHSEL OLARAK DENİZCİLİK İLE İLGİLİ GELİŞTİRİLMİŞ OLAN HUKUKSAL MEVZUAT