• Sonuç bulunamadı

2. LİTERATÜR VE BAZI ÖN BİLGİLER

2.1 YARATICILIK

2.1.6 Yaratıcılığa Karşı Engeller

Yaratıcı olabilmek için tüm alternatiflere açık olmak gerekir. Bu tip bir zihinsel açıklıkla karşılaşmak her zaman olası değildir. Çünkü tüm insanlar, olgunlaşma ve sosyalleşme sürecinde engeller ve zihinsel saplanımlar meydana getirirler. Bu kilitlerin veya engellerin bazıları dışsal nedenlerden dolayıdır. Örneğin aile çevresi, eğitim sistemi ve örgütsel çevre gibi. Diğer engeller içsel olarak dışsal veya fiziksel etkenlerle etkileşimimiz sonucunda meydana gelen engellerdir. Yaratıcılığı geliştirmenin anahtarı bu engellerden kurtulmak ve onları engelleyici bir şeyler yapmaktır. Yaratıcılığa karşı herkes engellere sahiptir. Bu engellerin derecesi ve miktarı kişiden kişiye göre değişir. Bu engellerin farkında olma kişiye sadece güçlükleri ve zayıflıkları daha iyi görmesini sağlamaz aynı zamanda kişinin gerek duyduğu motivasyonu ve bu engelleri bırakması için gerekli bilgiyi ona verir [20].

Adams (1986), yaratıcılığa karşı engelleri dört kategoride toplamıştır: Algılama, duygusal, kültürel ve çevresel, zihinsel ve anlamsal engellerdir. Benzer

şekilde sınıflandırmaya Evans (1991) ve Vidal (2004)’ün çalışmalarında rastlanmaktadır [3, 20].

2.1.6.1 Algılama Engelleri

Algılama engelleri, problemi anlamak için ihtiyaç duyulan bilgiyi veya problemin kendisini açıkça anlamamızı sınırlandıran engellerdir. Bu tip engeller, algılamalarımızın her zaman doğru olmayışından kaynaklanır [20].

Algılama engellerinden birincisi sabit bir şekil verme, etiketlendirme veya sınıflandırma yapmadır. Sabit bir şekil vermekle yani basmakalıp düşünmekle kişi görmeyi istediği şeyi görür. Yaratıcı fikir geliştirmek için bir kavramı diğer kavramlarla birleştirirken o kavramın farklı bir rol almasına da izin vermek gereklidir. Basmakalıp düşünmek bunu zorlaştırır. Herhangi bir etiketlendirme uygulandığında, bir kişinin nesnenin ya da kavramın doğru özelliklerinin farkına varmak zorlaşır. İkinci algılama engeli ise, doğru problemi ayırmakta güçlük çekmedir. Bu doğru olmayan yetersiz bilgiden, problemi açıkça görmek problemde problem sahibinin çok fazla probleme dâhil edilmesinden, çok fazla çözümün yapılmasıyla işlevsel saplanımın olmasından kaynaklanabilir. Üçüncü ve en genel algılama engeli, bir probleme yapay sınırlamalar ve tahminler eklemedir. Bir diğer engel ise probleme çeşitli açılardan görme yeteneğine sahip olmamaktır [3].

2.1.6.2 Duygusal Engeller

Duygusal engeller, yanlış yapmaktan veya risk almaktan korkma, belirsizliklere hoşgörülü olma yeteneğine sahip olmama, fikirleri genellemekten çok onları yargılamayı tercih etme, güven ve kural isteği, rahat olamama ve üzerinde uğraşılan bir problemi bir süreliğine bir kenara bırakma, meydan okumada eksiklik, daha hızlı başarılı olmak için aşırı güdülenme, hayal gücünü kontrol edememe, hayalle gerçeği ayırt edememedir [3].

En genel duygusal engeller yanlış yapmaktan veya risk almaktan korkmadır [27].

Duygusal engeller, fikirleri araştırma ve değiştirme özgürlüğünü kısıtlayan engellerdir. Fikirlerin birbirleriyle bağlantı kurmasını engellerler. Aynı zamanda bu engeller yenilikleri engelleyen psikolojik engellerdir [20].

Eğitim, yargılayıcı düşünce üzerinde odaklanır. Fikirlerin yararlılıkları yeterince göz önüne alınmadan fikirler yargılanır veya fikirler hakkında ön yargılar yapılır. Problem çözme sürecinde, fikirleri yargılamak gereksiz ve uygun olmayan çoğu fikri reddetmek için rehberlik eder [3].

Aynı zamanda utanma, fazla istekli olma, aşırı öz eleştiri de duygusal engeller kapsamı içindedir [3, 21].

Duygusal engeller içinde bireylerin göstermiş olduğu tutumlar ağırlıktadır.

2.1.6.3 Kültürel ve Çevresel Engeller

Kültürel ve çevresel engeller, kültürel örneklerden ve hazır sosyal ve fiziksel çevreden kaynaklanır [3].

Toplumsal değerler, bir kültürden diğerine değişmekte olup bazen yaratıcılığı destekler, bazen de yaratıcılığa engel olacak niteliktedirler. Hayal etmenin boşa harcanan zaman olarak görülmesi, dalgınlıklar, fikirleri eyleme geçirmede desteksizlik, sabit fikirli amirler, örgütsel iklim, sağduyunun mantığın ve sayıların iyi, duygular, sezgiler, eğlenme ve mizahın kötü kabul edilmesi ya da problem çözme gibi ciddi işlerde yerinin olmadığının sanılması, zaman eksikliği kültürel ve çevresel engellere örnek olarak verilebilir [3,20,21].

Tabular ve efsaneler en önemli kültürel engeller olarak görülmektedirler. Bundan dolayı yaratıcı değişimleri yaratıcı değişikleri desteklemeyen bir kültürde yaratıcı olmak için cesarete ihtiyaç vardır. Yakın sosyal ve fiziksel çevre de çevresel engelleri zorla yüklemektedir. Hâlbuki yaratıcı bireyler kendi potansiyellerini geliştirmek için kendilerini özgür hissedecekleri bir çocukluğa sahiptirler [20].

2.1.6.4 Zihinsel ve Anlamsal Engeller

Zihinsel ve anlamsal engeller, tutuculuktan, yeni yaklaşımları kullanmaya gönüllü olmama ve zihinsel birikimin eksikliğinden, etkisiz teknikleri seçmekten oluşan engellerdir. Bu engellere sahip kişiler, aynı yaklaşım ve araçlar yardımıyla aynı problemlerle yıllar boyu uğraşırlar. Zihinsel engellere sahip bireyler, genellikle değişmelere karşı olumsuzdurlar ve yeni teklifleri eleştirmek için çok acelecedirler. Örneğin, bir problemin yanlış dil kullanılarak çözülmesi, aynı problem çözme stratejilerinin tekrar tekrar kullanılması, doğru bilginin eksikliği bu tip engeller içindedir [3,20].

2.1.6.5 Eğitim Sistemi ve Yüklü Programlar

Kalıplaşmış konular yığını olan ve belli süre içinde tamamlanılması gereken eğitim programları da yaratıcılığa engel olabilmektedir. Çünkü programların tamamlanması, tek amaç haline gelmekte bu açıdan da öğretmenlere hesap sorulmaktadır. Bireysel gelişmeye önem vermeyen ve sadece mantıksal düşünceye dayanan eğitim sistemi de yaratıcılığı engellemektedir [21, s.27].

2.1.6.6 Alışkanlıklar

Alışkanlılar, günlük hayatımızdaki hem bireysel hm de profesyonel eylemlerimizi gereksiz enerji harcamaksızın yapmamız için gereklidir. Alışkanlıkların gelişimi hayattaki eğitim ve deneyimler içinde uygun durumlarda olmaktadır. Neredeyse fiziksel hayattaki her durum alışkanlıklar tarafından yönetilir ve alışkanlıklar beyinde bilinçsiz olarak kökleşmiş davranışlardır. Bununla birlikte alışkanlıklar olaylara ve nesnelere geleneksel bir yolla bakmayı hapseder. Alışkanlıklar yaratıcılığı engellediğinde değişmez bir program içine düşülür.

Aynı durum zihinsel durumlarda için de kabul edilir. Alışkanlıklar, daha önce görülen bir problemi benzer şekilde çözmek için ihtiyaç duyulduklarında yararlı olabilirler. Bununla birlikte yeni problemlerle karşılaşıldığında, geçmişte kullanılan uygun olmayan çözümlerle problemlerle sınırlı bir düşünceyle bakılır. Buradaki

alışkanlık algoritmadır. Algoritma, daima aynı yönde çalışır ve aynı sonuca götürür. Alışkanlıklarla beraber düşünceler değişmez olur. Buna işlevsel saplanım ve

problem çözmede değişmezlik denir.

Nicel bir çözümü alışılmış yollarla arama gibi alışkanlıklar yaratıcılığa ve karar verme yeteneğine mani olur. Alışkanlıkları terk etmeden ve daha yaratıcı olmadan önce onları tanımaya gereksinim vardır [3, s.48-49].