• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.9. Yaratıcılık

2.9.2. Yaratıcılığa Etki Eden Faktörler

Alanyazın taramasında araştırmacıların yaratıcılığa etki eden faktörlerden; yaratıcılık ile cinsiyet (Öncü,2003; Gök ve Erdoğan,2011; Yaşar ve Aral, 2011), akademik başarı (Aksoy,2005), anne - baba eğitim durumu, mezun olunan lise türü, (Uluök ve diğ, 2012), öğrenme stilleri (Tümkaya, 2011) arasındaki ilişkiler üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir.

Gök ve Erdoğan (2011) tarafından yapılan "Sınıf Öğretmeni Adaylarının Yaratıcı Düşünme Düzeyleri ve Eleştirel Düşünme Eğilimlerinin İncelenmesi" adlı araştırmada yaratıcı düşünmenin cinsiyet, akademik başarı, anne eğitim durumu değişkenlerinden etkilendiği, mezun olunan lise türü, baba eğitim durumu değişkenlerinden etkilenmediği; eleştirel düşünmenin ise araştırmada ele alınan değişkenlerin hiçbirisinden etkilenmediği ortaya konulmuştur.

Ulukök (2012), Fen ve Teknoloji öğretmen adaylarının kendi algılarına göre yaratıcılık düzeylerinin; sınıf düzeyi, yaş, anne-baba eğitim durumu ve ailenin gelir durumuna göre farklılaşma olup olmadığını araştırmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre, fen ve teknoloji öğretmen adaylarının yaratıcılık düzeylerinde sınıf düzeyi, yaş ve anne eğitim durumu değişkenleri arasında anlamlı bir farklılık tespit edilirken; baba eğitim durumu ve ailenin gelir durumu değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık ortaya çıkmamıştır.

Yaratıcılığa etki eden faktörlerden biri olarak zekâ ve yaratıcılık arasındaki ilişki ile ilgili birbirini destekleyen ya da çürüten birçok çalışma bulunmaktadır. Bu yüzden zekâ ve yaratıcılık arasındaki ilişki tam anlamıyla ortaya konulamamıştır. Yaratıcılık ve zekâ birbirinden ayrı yetenekler olmasına rağmen yapılan araştırmalarda yaratıcılık için belli bir düzeyde zekânın gerekliliği öne sürülmektedir. Yıldırım (2006), çalışma sonuçlarının bu denli farklı olmasını, ölçme aracı seçimindeki hatadan kaynaklandığını şu şekilde açıklamıştır:

“Zekâ testleri tek yönlü düşünceyi yaratıcılık testleri çok yönlü düşünceyi ölçmektedir. Zekâ testlerinde tek doğru cevaplı maddeler yer alırken, yaratıcılık testlerinde çok seçeneği bulunan alternatif yollar sunan sorular yer almaktadır. Zekânın birçok yeteneğin karışımından, yaratıcılığın ise, daha çok bir yeteneğin gelişmesinden medyadan geldiği söylenebilir. Zekâda; dil, sayısal, resim,

mekanik gibi farklı yetenekler ölçülebilmekteyken, yaratıcılıkta ise, belirgin şekilde akıcılık, esneklik ve orijinallik gibi faktörler aranmaktadır.”

Bilinenin aksine yaratıcılık yanızca zeki insanların ya da sanat dallarıyla uğraşan kişilerin sahip olduğu bir yetenek değil, az ya da çok her insanın sahip olabildiği bir yetenektir. Yaratıcılık gerek formal gerekse informal yollarla desteklenebilir ve geliştirilebilir.(Conner, 1998; Akt.,Koray,2004).

Yenilmez ve Çalışkan (2011), tarafından yapılan "İlköğretim Öğrencilerinin Çoklu Zekâ Alanları İle Yaratıcı Düşünme Düzeyleri Arasındaki İlişki" adlı çalışmada, diğer zekâ alanları ve yaratıcı düşünme becerisi ise cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın en önemli sonuçlarından biri zekâ düzeylerindeki düşüştür ve önemli bir sorun teşkil etmektedir. Sınıf seviyeleri arrtıkça zekâ seviyesinin düştüğü sonucu, zekânın geliştirilebilir özelliğinin eğitim sisteminde yanlış kullanıldığının göstergesi sayılabilir.

Okullar yaratıcı düşüncelerin köreltildiği kurumlar olarak değerlendirilmekle birlikte (Rogers,1972; Akt. Sungur, 1997) aynı zamanda yaratıcılıklarının geliştirilebileceği bir ortam da sunmaktadır. Öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri uygun ortamların sağlanması, okul yöneticileri ve öğrentmelerin sorumluluğundadır.

Okul iklimi ve okulun sahip olduğu fiziksel özellikler yaratıcılığı geliştirmeye yönelik bir ortam olarak düzenlenebilir. Ancak okulların sahip olduğu bazı özellikler, sınıfların kalabalık olması, otoriter yönetim ve öğretmenlerin yaratıcı çocukları sınıfta "kontrol edilmesi zor çocuklar" olarak görmesi, katı kurallar gibi engeller yüzünden okullarda yaratıcılık gelişememekte hatta körelmektedir (Hurlock 1972, Akt.,Koray,2004).

Yaratıcılığı engelleyen okul ve sınıf ortamı konusunda önemli bir çalışma da Akdağ ve Güneş (2003) tarafından yapılmıştır. Akdağ, okullarda öğrencilerin yaratıcı düşünce, tutum ve becerilerinin gelişimine ne ölçüde bir ortam hazırlandığının belirlenmesine yönelik olarak yaptığı araştırmada, öğretmenlerin sınıfta hayal kurmayı engellenmesi, bireysel farklılıklara önem vermemesi ve tek gerçek konusunda ısrar etmesinin yaratıcılığı engellediği sonucuna ulaşmıştır.

Uygulanan öğretim programları da bir bütün olarak yaratıcılığı geliştirmek ilkesine sahip olmakla birlikte, programın yaratıcı düşünmeyi geliştirici etkinlikler ile desteklenmesi gerekmektedir. Bireysel farklılıklara önem vermeyen tek tip insan yetiştirmeye odaklı, ezbere dayalı bir program uygulanması, değerlendirmenin sonuç odaklı olması, bilgi odaklı, bilişsel düzeyin üst basamaklarına hitap etmeyen etkinlikler yaratıcı düşünmenin gelişimini olumsuz yönde etkiler (Rıza,1999).

Yaratıcılık özelliklerinin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesi, yaratıcılığı geliştirmeye yönelik etkinliklerin bireylere sunulması ile mümkündür. Bireylere çevresini algılama ve anlamlandırma sürecinde, yaratıcı ürünlerin örnek gösterilmesi, bireylerin ufkunun genişlemesine, hayal güçlerinin harekete geçmesine ve analiz-sentez yoluyla ortaya yeni birşeyler koyma cesaretini kazanmasına yol açabilir. Bu yüzden sınıf ortamında öğretmenlere düşen görev, öğrencilere aktif öğrenme ortamları sağlayarak, yeni şeyler üretmeleri için ilham vermektir (Töremen 2003).

Yaratıcı öğrenme ortamlarının oluşturulması ile ilgili olarak, öğretmenlerin farklı fikirlere önem vermesi, değişime açık olması, öğrencileri cesaretlendirerek motivasyonlarını arttırmaya yönelik çalışmalar yapması; bunlarla birlikte kendilerinin de yaratıclığın göstergesi olarak kabul edilen akıcı, esnek ve orijinal bir düşünme gücüne sahip olması gerekmektedir. Yani ancak yaratıcı düşünebilen bir öğretmen öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirebilecek bir öğrenme ortamı oluşturabilir (Yenilmez ve Yolcu, 2007). Öğretmenlerin, öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirmek amacıyla rehberlik ettikleri göz önünde bulundurulduğunda, yaratıcılığı geliştirmeye yönelik çalışmaların lisans düzeyine de taşınması bir gerekelilik olarak görülmelidir.

Özerbaş (2011), yaratıcılık konusunda en büyük otoritelerden biri sayılan Torance tarafından hazırlanan çalışmaları inceleyerek, yaratıcılık eğitimi ile ilgili ilkeleri belirlemiştir.

Yaratıcı Düşünme'nin Öneminin Kavratılması: Öğrencilerin küçük yaşlarından itibaren düşüncelerine değer verilmesi ve düşüncelerin öneminin çeşitli etkinliklerle kavratılması gerekmektedir.

Yaratıcı Sınıf İklimi Oluşturma: Öğrencilerin yaratıcılıklarını ortaya çıkarabilmesi için, yaratıcılıklarını engelleyen faktörlerin en aza indirilmesi gerekmektedir. Sınıfta hoşgörü ve güven ortamının sağlanması, düşüncelerini

açıklamaya korkan ve çekinen öğrencilerin yaratıcılıklarını ortaya çıkarma aşamasında onları cesaretlendirir.

Basmakalıp çalışmalardan kaçınma: Aynı tür çalışmaların sürekli tekrarlanması yaratıcılığı geliştirmekte yetersiz kalmaktadır. Türkçe dersi için, bir kelimenin şiir içerisinde farklı anlamlarda kullanılmasına yönelik bir çalışma yapmak; fen dersleri için, problem durumlarına farklı çözümler geliştirmeye yönelik proje çalışması hazırlamak öğrencileri farklı düşünmeye teşvik ederek basmakalıp çalışmalardan uzaklaştıracaktır.

Nesnelere, düşüncelere özendirme: Küçük yaşlardan itibaren çocukların sahip olduğu merak duygusu desteklenmelidir. Bunun için nesnelere dokunması, nesnelerin içini açması ve nesneler ile ilgili her türde soru sorması engellenmemelidir.

Yaratıcı süreç konusunda bilgi verme: Yaratıcılık eğitiminde öncelikle, öğrenme ihtiyacının oluşturulması ve öğrenmeye güdülenmenin sağlanması gerekmektedir. Her öğrenme sürecinin başlangıcının sıkıcı olabileceğini göz önünde bulundurarak, konu ile ilgili farklı düzeylerde çalışmalar yapılmalıdır. Çalışma sonucuna ulaşırken kullanılan çözüm yolları gözden geçirilmeli ve çalışma sonuçları ortaya konulmalıdır.

Düşünceleri geçerlilik sınamasında geçirme: İlkokul 3. sınıftan itibaren yeni düşünceler üretme; düşüncelerin doğruluğunu test etme ve günlük hayatta sınanabilirliğini tartışma çalışmaları yapılmalıdır.

Yeni görüşleri hoşgörü ile karşılama: Yaratıcı düşünmeye önem veren bir öğretmen, alışılagelmiş kavramların dışına çıkabilen ve yeni çözüm yolları deneyebilen, yaratıcı kişinin düşüncelerini hoş görebilendir.

Şaheserlere karşı oluşan aşırı saygı ve korkuyu giderme: Sınıf ortamında bahsedilen ve üst düzey yaratıcılığı ürünü olan çalışmaların ulaşılamaz olarak gösterilmesi yaratıcılığı köreltmektedir. Bu kişilerin çalışmaları eleştirel bir

bakış açısıyla öğrenciler ile birlikte değerlendirilmelidir. Herkesin kendi düzeyine göre az ya da çok yaratıcı olduğu öğrencilere hatırlatılmalıdır.

Öğrencinin kendi isteğiyle başlattığı çalışmaları destekleme: Yaratıcı çocuklar sahip oldukları merak ve araştırma duygularından beslenirler ve bu sayede kendi kendilerine değişik işlere başlayabilirler. Bu aşamada öğretmenin ve ailenin görevi, çocuğun çalışmalarını denetlemek yerine; ilgisini desteklemek ve rehber olmaktır.

Benzer Belgeler