• Sonuç bulunamadı

2. Senaryo Kuramları Bağlamında Karakter Yaratım Süreci

2.1. Diegesis-Mimesis ĠliĢkisi: Terimlerin Kavramsal Çerçevesine Genel Bir

2.2.8. Lajos Eğri‟de “Eksen Karakter”

3.8.2.4. Filmin Kesitlere Ayrılarak Anlatı Durumunun

3.8.2.4.4. Yaptırım

Bu kesitte kahramanın yapıp ettikleri nedeniyle gönderen tarafından takdir edilir, ödüllendirilir ya da cezalandırılır. Bu filmin finali, uzaylıların yangını söndürmesinin ardından, aileyle geçirdikleri birkaç günün yer aldığı kısa sahnelerden ibarettir. Bir cezalandırma ve ödüllendirme yoktur. Kahramanlar onları değiĢime ve dönüĢüme uğratacak, olgunlaĢtıracak, baĢlangıçtaki değerlerini değiĢime uğratacak engel ya da engellerle karĢılaĢmamıĢtır. Onlara seyahatleri boyunca yardımcı olan yardımcılar ya da amaçlarına ulaĢmalarını önleyen engelleyiciler yoktur. Dolayısıyla kahramanların takdir edileceği herhangi bir eylem ortada olmadığı gibi, filmde kahramanı takdir edecek herhangi bir gönderici de yoktur.

3.8.3. “Evliya Çelebi Ölümsüzlük Suyu” Filminin Anlatısal Örnekçeler Aracılığıyla Çözümlenmesi

3.8.3.1.Filmin Konusu

Ünlü seyyah Evliya Çelebi Ġskenderiye Kütüphanesi‟nden bulduğu bir harita yardımıyla “Ölümsüzlük Suyu”nun peĢine düĢer. Ama suyun peĢinde otoritesini kaybetmiĢ ve eski ihtiĢamlı günlerine dönmek isteyen eski bir Mısır Kraliçesi de vardır. Evliya Çelebi ölümsüzlük suyunu bulur. Kötü niyetli insanların eline geçmemesi için kazıyla birlikte Ġstanbul‟a gönderir.

Her ikindi zamanı Galata Kulesi‟nde kendisini beklemesini ister. Nil Nehri kenarında Kraliçeye yakalanır. Kraliçe, Evliya Çelebi‟nin suyu bulduğunu öğrenir. Onu tutsak eder ve konuĢturmak için tüm yöntemleri kullanır. Ama amacına ulaĢamaz. Evliya Çelebi kraliçenin elinden kurtulmak için onunla mücadeleye giriĢir. Çıkan kargaĢanın ortasında vezirin zehirli oklarının hedefi olur. Bayılır ve bir kanonun içine düĢerek Nil nehrinde sürüklenmeye baĢlar. Kraliçenin adamları her yerde ararlar ama bulamazlar.

Kraliçenin veziri Evliya Çelebi‟nin Ġstanbullu bir seyyah olduğunu söyler. Kraliçe ölümsüzlük suyunun peĢinden Ġstanbul‟a gider. Ancak bundan sonra tüm hikâye 400 yıl sonrasının Ġstanbul‟unda geçecektir. Evliya Çelebi de içinde bulunduğu kanoyla Boğazda belirir. Yıllar sonra iki düĢman yeniden karĢılaĢacaktır. Kraliçe ölümsüzlük suyunu kavuĢmak için can atarken Evliya Çelebi onu engellemeye çalıĢacaktır.

3.8.3.2.Filmin Künyesi

Yönetmen: Serkan Zelzele, Senarist: Arzu Demirel Birinci Uğur Uzunok, Evliya Çelebi (ses): Haluk Bilginer, Kaz(ses) Cengiz Küçükayvaz, Kraliçe (ses): Nurseli Ġdiz, Karga (ses): Ahmet Kural, Murat Cemcir Yapımcı: Hakan Bas, Alper Özdemir, Cengiz Özdemir, Yapım: Anibera, EpicsFxStudios, Smit&Jansen Yıl: 2014 Ülke: Türkiye

Ġlk Hafta Sonu (3 Gün): 14.343 seyirci, 158.626,00 TL hasılat Toplam (12 Hafta): 51.129 seyirci, 445.137,00 TL hasılat 3.8.3.3.Filmin Eyleyensel Örnekçeye Göre Çözümlenmesi

EYLEYENLER KARAKTERLER EYLEYENSEL ĠġLEVLER

Gönderici Bu filmde gönderici yer almamaktadır.

Bir eksikliği belirten kiĢi

Nesne Ölümsüzlük Suyu Eksikliği duyulan Ģey. Aranılan ġey:

Evliya Çelebi ve Kraliçe için ölümsüzlük suyu

Alıcı Bu filmde alıcı yer almamaktadır.

Özne Evliya Çelebi Ölümsüzlük suyunun peĢindedir. Onu

bulur ve saklar. Kötü insanların eline geçmemesi için mücadele eder. Kahraman

Engelleyici Kraliçe O da ölümsüzlük suyunun peĢindedir.

Ölümsüzlük suyunu Evliya Çelebiden almaya çalıĢır. Amacı eski ihtiĢamlı günlerine geri dönmektir. (KarĢı kahraman için)

Yardımcı Harita

Kaz Can

Evliya Çelebi‟nin ölümsüzlük suyunu harita yardımıyla bulur. Bu arayıĢta ona ayrıca Kaz yardım eder. Öykünün Ġstanbul‟da geçen bölümünde Can adlı küçük bir çocuktur. Can, Evliya Çelebi‟nin, kraliçenin adamlarından kurutularak; Galata Kulesi‟nde Kaz ile buluĢmasına yardım eder.

Şekil 26 Evliya Çelebi Ölümsüzlük Suyu Filminin Eyleyenler Tablosu

3.8.3.3.1. Ġsteyim Ekseni Üzerinde Özne-Nesne KarĢıtlığı

Ġskenderiye Kütüphanesi‟nden bulduğu harita ile Nil Nehri kıyılarına seyahat eden Evliya Çelebi (Ö), ölümsüzlük suyunun (N) peĢindedir. Dolayısıyla Özne (Evliya Çelebi) nesneyle (ölümsüzlük suyu) ayrıĢım iliĢkisi içindedir.

Özne: Evliya Çelebi---Nesne: Ölümsüzlük Suyu--- Ö ∪ N. (Ö ∪ N): Özne nesnesinden ayrı durumdadır.

Ancak Evliya Çelebi (Ö) harita sayesinde ölümsüzlük suyunu (N) bulur. Bu kez de Özne (Evliya Çelebi) ile nesne (ölümsüzlük suyu) bağdaĢık durumdadır.

Özne: Evliya Çelebi---Nesne: Ölümsüzlük Suyu--- Ö ∩ N. (Ö ∩ N) : Özne nesnesiyle birleĢik durumdadır.

Bir anlatıda arayıĢları birbirleriyle çatıĢan iki ya da çok sayıda özne olabilir. Bir öznenin arayıĢına engel olmaya çalıĢan özneye karĢı özne denir. Üç türü vardır. Ġki özne (Ö1 ve Ö2) aynı nesnenin (N1=N2) peĢindedirler. Eğer Ö1 nesneyi ele geçirir ya da sahip olursa Ö2 baĢarısız olur ya da tersi Ö2 nesneye sahip olursa bu kez Ö1 baĢarısız olur. Ö1 ve Ö2 birbirlerine göre birer karĢı öznedir. (Kıran ve Kıran: 2000, 152).

Ö1---N1 KarĢı Özne ĠliĢkisi =

Ö2---N

Bizim ele aldığımız bu filmde iki özne (Ö1 ve Ö2) aynı nesnenin (N1=N2) peĢindedirler. Evliya Çelebi (Ö1) ve Kraliçe (Ö2) “Ġsteyim Ekseni Üzerinde”birbirleriyle karĢı-özne konumundadırlar. Her ikisi de ölümsüzlük suyunun (N1=N2) peĢindedirler. Evliya Çelebi‟nin (Ö1) ölümsüzlük suyunu (N1) ele geçirmesiyle birlikte kraliçe (Ö2) baĢarısız olur.

KarĢı-Özne iliĢkisi bakımından bir özne (Ö1) bir nesnenin (N2) peĢinde olan bir baĢka özneyi (Ö2) nesne (N1) olarak alır. 400 yüzyıl sonra günümüz Ġstanbul‟unda Kraliçe (Ö1) ölümsüzlük suyunu (N2) kazdan geri almak için mücadele eden Evliya Çelebi‟yi (Ö2) nesne (N1) olarak almaktadır.

Ö1 (Kraliçe) N1 (ölümsüzlük suyu) =

Ö2 (Evliya Çelebi)N2=Ö3

3.8.3.3.2. ĠletiĢim Ekseni Üzerinde Gönderici Alıcı KarĢıtlığı

Gönderici, bilindiği üzere özneyi eksik olan Ģeyi aramakla görevlendiren kiĢidir. Kimi zaman özne bu göndericiye gereksinim duymaz ve kendi kararıyla

eyleme geçer. Bu filmde de bir göndericiden bahsetmek olanaksızdır. Zira Evliya Çelebi kendi isteğiyle harekete geçmiĢ yani Ġskenderiye Kütüphanesi‟ne gitmiĢ; bazı belgeler ve bir harita elde etmiĢ ve bu sayede de ölümsüzlük suyunun peĢine kendi baĢına düĢmüĢtür. Ölümsüzlük suyunu içerek kendi kendini ödüllendirmiĢtir.

Diğer yandan alıcı göndericinin muhatabıdır ve genellikle öykünün sonunda ortaya çıkar. Öznenin varlığını kabul eder. Bu tanıma farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Ancak bu hikâyede bir alıcıya rastlanmamaktadır.

3.8.3.3.3. Güç Ekseni Üzerinde Yardımcı Engelleyici KarĢıtlığı

Bir anlatıda öznenin iĢini kolaylaĢtıran, ona yardım eden bir yardımcı ile öznenin isteğine ulaĢmasını önleyen bir engelleyici olabilir. Biri özneye güç verirken diğeri bu gücü ortadan kaldırmaya çalıĢır. Bazı anlatılarda sadece yardımcı bazen sadece engelleyici vardır. Bazen de hiçbirine rastlanmaz. Bu eyleyen rolü bazen cansız nesneler tarafından gerçekleĢtirilebilir.

Bu filmin anlatısına bakıldığında; filmin ilk sekansında yer alan öznenin (Evliya Çelebi) arayıĢına yardım eden (Y) bir harita (Y1) iken, ölümsüzlük suyunu Ġstanbul‟a götürmesi için yine özneye yardım eden (Y) ise kazdır (Y2). Anlatının zamansal ve uzamsal olarak büyük bir değiĢikliğe uğradı 2. ve 3. perdede, özneye (Evliya Çelebi) günümüz Ġstanbul‟unda yardım eden (Y) ise Can‟dır (Y3). Ancak bu anlatıda yardımcıların rolü çok belirgin ve etkin değildir. Bu, yardımcıların anlatıya yön verecek Ģekilde kurgulanamayıĢından (karakterize edilemeyiĢinden) kaynaklanmaktadır. Ne belirgin bir özellikleri ne de kahramanın arayıĢında onun iĢini kolaylaĢtıracak bir güç aktarımı söz konusudur.

Sonuç olarak bu filmin eyleyensel örnekçesi Ģu Ģekilde yer almaktadır:

3.8.3.4.Filmin Kesitlere Ayrılarak Anlatı Durumunun Ġncelenmesi 3.8.3.4.1. Eyletim

Film, Evliya Çelebi‟nin (Özne-Eyleyen-Kahraman)kazıyla (Yardımcı) beraber Nil Nehri‟nde bir sal üzerinde yaptığı seyahat ile baĢlar. Nehir boyunca Evliya Çelebi‟nin kazıyla yaptığı sohbete tanık oluruz. Bu sohbette, kahramanın “Ölümsüzlük Suyu”nu (Nesne) aradığını öğreniriz. Ayrıca konuĢma esnasında, aranılan nesneyi bulmakta kahramana yardımcı olacak harita (Yardımcı) hakkında izleyici bilgilendirilir. Olaylar Evliya Çelebi ve kazın karaya ayak basmasıyla birlikte baĢlar. Bu bölüm, her ne kadar anlatının uzam ve zaman açısından ilk belirlenimlerini yapan bir giriĢ bir hazırlık kesitidir. Genel anlatı izlencesi ortaya konmuĢtur. Ancak filmin zaman ve uzamı ikinci kesitten itibaren büyük bir kırılım yaĢayarak değiĢmektedir. Zaman, 400 yıl ileri gidecek, uzam Mısır yerine modern Ġstanbul‟a dönüĢecektir.

Bu evrede özneyi (Evliya Çelebi) etkileyerek onu bir arayıĢa gönderen herhangi bir “gönderici”den bahsetmek olanaksızdır. Bu evrede kahraman kendi isteğiyle harekete geçmektedir. Anlatının izlencesi eyleyen ile (Evliya Çelebi) - yardımcılar (harita ve kaz) sayesinde- aranılan nesne (ölümsüzlük suyu) arasında kurulan bir bağlantıyla baĢlama noktasına gelmektedir.

Bu noktada özellikle senaryo kuramları bağlamında kahramanı-eyleyeni ele alacak olursak; Evliya Çelebi‟yi yani kahramanı eyleme geçiren güçlü bir motivasyondan (içsel-dıĢsal çatıĢmadan) bahsetmek olanaksızdır. Özelikle “karakter eĢittir eylem” penceresinden bakan yapısalcı kahraman anlayıĢı doğrultusunda değiĢen ya da değiĢime uğrayan bir kahramanda yoktur.

Bu evre bilindiği üzere gönderen ve eyleyen (kahraman-özne) arasındaki iliĢkiye dayanmaktadır. Bu evrede her ne kadar bir gönderen bulunmasa da kahramanı eyleme geçiren herhangi bir güçlü itki de bulunmamaktadır. Film boyunca cevabını bulmaya çalıĢtığımız “Kahramanın neden bu nesnenin peĢine düĢtü?”, “Ona ne tür bir fayda sağlayacak? (ölümsüz olduktan sonra ne yapmak istediği ya da neden bu suyu içtiği) sorular yanıtsız kalmaktadır.

“Evliya Çelebi elindeki harita ve daha önce okuduğu belgelerden edindiği bilgilere dayanarak ölümsüzlük suyunun nerede olduğunu tespit eder.” Özne‟nin nesneyi (ölümsüzlük suyu) bulmasında ona yardım eden ilk yardımcı cansız bir varlık olan haritanın ta kendisidir.

“Ölümsüzlük Suyu Nil Nehri’nin altındadır. Nehre dalış yapar; matarasına ölümsüzlük suyunu doldurur. Tam bu sırada dev bir yengecin saldırısına uğrar ama bu zor durumdan kurtulmayı başarır.” Buraya kadar karakter (özneyi-eyleyeni- kahramanı) izleyiciye çizilir. Ancak, karakterin davranıĢ çizgisi net değildir.

“Elindekinin ölümsüzlük suyu olup olmadığını test etmek için öncelikle kaza içirir. Kaz suyu içer içmez büyük bir enerjiyle dolup taşar. Aniden havalanıp bir mermi gibi uçmaya havada akrobatik gösteriler yapmaya başlar. Suyun etkisi bununla sınırlı değildir: Kaz konuşmaya başlar. Bunun üstüne Evliya Çelebi suyu bulduğuna kanaat getirir ve kendisi de bir yudum içer. O da artık ölümsüzleşmiştir: Bir zindelik kaplar bedenini. Daha net duyup, daha net görmeye başlar. Evliya Çelebi peşinde olduğu şeye kavuşmuştur. Onu güvende tutmak adına suyu kazına emanet edip İstanbul’a uçmasını ve her ikindi üzeri Galata Kulesi’nde onu beklemesini söyler.”Eyleyensel örnekçe açısından yardımcı (kaz), özne için nesneyi (ölümsüzlük suyu) daha güvenli bir yere götürme konusunda yardım eder.

Öykünün kurulmaya baĢladığı bu bölümde karakterin arzuladığı Ģeye ulaĢtığına tanık olmaktayız. Ancak bu sadece ölümsüzlük suyundan alınan bir yudumdur. Sonrası meçhul. Arzu kahramanın, davranıĢlarındaki motivasyonun kaynağıdır. Ancak Evliya Çelebi‟nin o bir yudum suyu içerken ve içtikten sonraki niyetinin ne olduğu asla bilinmeyecek. Karakterin bilinçaltı arzusu ve gerekliliği öyküyü yaratacağından; ilk kesitten itibaren karakterde gördüğümüz fluluk nedeniyle öykü de sağlam temellere oturmamıĢtır. Ve filmin son sahnesine kadar sorunlu olarak devam etmiĢtir. Ayrıca karakter, fiziksel ve ruhsal olarak öykünün baĢında onu harekete geçirecek kuvvetli bir değiĢimin içinde de yer almamaktadır. Bundan dolayı seyirci açısından karakterin yanında olmak ve onun verdiği tepkileri haklı bulacak sağlam ve inandırıcı sebepler de bulunmamaktadır

“Kaz emaneti alıp uçarak oradan uzaklaşırken bir Mısır Kraliçesi adamlarıyla beraber Evliya Çelebi’nin olduğu yere gelir. Amacı ölümsüzlük suyunun kaynağını öğrenmektir. Çünkü kraliçe kaybettiği otoritesini tekrar elde ederek dünyaya hüküm sürmenin ancak ölümsüzlük suyu sayesinde olacağını düşünmektedir.” Kesitin bu anında engelleyici (kraliçe) öyküye dâhil olur. Bu noktada eyleyen-engelleyici iliĢkisi (karakter-anti karakter) açısından büyük bir çeliĢkiyle karĢı karĢıya kalmaktayız. Çünkü anlatının baĢından son anına kadar, ana karakterden beklenen her Ģey engelleyici tarafından daha net ortaya konmakta, ana hatları daha belirgin çizilmektedir.

Pekinedir bu beklentiler: Hedef eksenli karakter eyleyenden (Evliya Çelebi) ziyade engelleyiciye (kraliçe) doğru kaymaktadır. Çünkü öykünün hemen baĢından itibaren ne istediğini (ölümsüzlük suyunu ele geçirerek kaybettiği krallığı yeniden elde etmek) ortaya koymakta ve onu elde etmek için nasıl davranacağını (Ġlk bölümde Evliya çelebiyi sorgulayarak, iĢkence edip zorla konuĢturarak, daha sonrasında teknolojiyi kullanarak, elde ettiği zehir ile tüm insanlığı önünde diz çöktüreceğini düĢünerek, Can‟ı kaçırarak) açıkça ortaya koymaktadır.

Amaçladığı Ģey için ne yaptığını göstermektedir: Kurnazlık, hile, Ģiddete baĢvurmak, karĢılaĢtığı tüm engelleri aĢmak için onlarla mücadele etmek. Tüm bunları öznede göremiyoruz. Bu nedenle öykü her ne kadar Evliya Çelebi‟nin etrafında dönüyor gibi gözükse de amacı, çatıĢması, motivasyonu, gerilimi ve gerekliliği açısından “kraliçe (engelleyici) daha belirgin ve net çizilmiĢtir.

3.8.3.4.2. Edinim

Hikâyenin bundan sonrası günümüz Ġstanbul‟unda geçecektir. Hem de 400 yıl sonrasında… Burada öykü zaman ve uzam açısından büyük bir değiĢime uğramıĢ aynı zamanda baĢlangıç kesitinden uzaklaĢmıĢtır.

Ġzleyici olarak bu evrede gönderenden ziyade kendi isteğiyle kendi programını uygulayan öznenin (Evliya Çelebi), doğuĢtan gelen bir takım özelliklerini aramaktayız. Ya da sonradan deneyimle kazanmasını ummaktayız. Çünkü bu evre “yeterlilik” olarak tanımlanmaktadır. Bazı sınavlardan geçerek

öznenin (Evliya çelebi) bu yetenekleri elde etmesini beklemekteyiz. Çünkü öykünün temel dönüĢümünü gerçekleĢtirecek olan kahramanın sahip olduğu bu yeteneklerdir.

Ancak, özne ne doğuĢtan gelen yeteneklere sahiptir ne de modern Ġstanbul‟un ortasında değiĢimi ortaya koyacak yeteneklerle donanmamaktadır.

Bu değiĢimi ve yeterliliği ne yazık ki yine anlatının ekseninde yer alan Evliya Çelebi‟de değil engelleyici olan kraliçede rastlamaktayız. Kraliçe, amacına ulaĢmak için modern çağa ayak uydurarak büyük bir değiĢim ve dönüĢüme uğramıĢ; hedefine ulaĢacak yetenekler ve yeterliliklerle donanmıĢtır.

Ölümsüzlük suyunun peĢinden Ġstanbul‟a gelen Kraliçe yaĢadığı zamana ayak uydurmuĢ kötü emelleri için teknolojik buluĢlar yapmıĢtır. Pis iĢlerini yapacak adamları klonlayabilmesi bunun en belirgin örneğidir. Operasyonlarını bir deniz altından yürütüyordur.

Dünyanın her yerinde, kurduğu kamera ağıyla Evliya Çelebi‟yi aramaktadır. Kraliçe bir yandan Evliya Çelebi‟yi ararken bir yandan da bir zehir üzerinde çalıĢmaktadır. Zehir Ģebeke suyuna katacaktır. Zehre maruz kalan kiĢilerin sinir sistemi etkilenecek; hipnotize olmuĢçasına kraliçeye itaat edecektir. Bu sayede Kraliçe tüm dünyaya hâkim olacağını düĢünmektedir.

Diğer yandan özne, herhangi bir değiĢim ve dönüĢüm geçirmek bir yana dursun modern dünyanın getirdiği yenilikler karĢısında daha da acizdir Bu kesitte Evliya Çelebi‟ye, “Can” adında bir yardımcı eĢlik eder!...

Ancak Can‟ın varlığının, Engelleyici engellemek için ne kadar yeterli olduğu tartıĢmaya açıktır. Anlatının karĢılaĢtığı en büyük bunalımlardan biri de özne ve engelleyici arasında var olan orantısız güce rağmen hatta bu güce karĢı koyacak herhangi bir yeterliliğe sahip olmayan veya değiĢime uğramamıĢ bir karakterin her nasılsa gerçek ve mantıklı nedenler ortaya koymadan baĢarıya ulaĢmasıdır.

Bu kesitte ortaya çıkan dört özne anlatıya dâhil olur “Komiser Kemal, muhabir Suna, Can isimli bir küçük çocuk ve dedesi. Aslında bunları da özneye yardım eden yardımcılar olarak adlandırmak yanlıĢ olmaz.

3.8.3.4.3. Edim

“Kraliçe, Evliya Çelebi’nin izine ulaşmıştır. Adamlarını peşine takar. Can, ona teknolojinin sağladığı imkânlar ölçüsünde yardımcı olacağını söyler. Evliya Çelebi, ölümsüzlük suyunun geldiği yere dönmesi gerektiğini belirtir. Can ve Evliya Çelebi Galata kulesine gitmek için evden çıkarlar. Can ve Evliya Çelebi yola koyuldukları sırada kraliçenin adamları tarafından kovalanır. Bir motor bulup onunla kaçmaya başlarlar.

Evliya Çelebi ve Can kraliçenin adamlarını atlatarak Sultan Ahmet Meydanı’na ulaşırlar. Evliya Çelebi geçmişten hatırladığı gizli bir geçidin varlığından söz eder. Geçidi bulurlar, bu sayede kraliçenin adamlarına yakalanmadan Galata Kulesi’ne ulaşırlar.

Evliya Çelebi ve kaz Galata Kulesi’nde buluşurlar. İki arkadaş uzun bir ayrılıktan sonra tekrar kavuşmuştur. Kraliçe tüm bu olup bitenleri önündeki monitörlerden izlemektedir. Ölümsüzlük suyunun kazda olduğunu anlar.” Hem engelleyicinin (kraliçe), peĢinde olduğu nesnenin (Evliya çelebi) ortaya çıkmasından itibaren engelleyici açısından hem de engelleyici açısından nesne konumuna düĢen Evliya Çelebi‟nin Galata Kulesi‟ne gitmeye çalıĢması anlatı izlencesine yeni bir boyut kazandırmaktadır.

“Adamlarını tekrar gönderir peşlerine. Bu kez hedef Can’dır. Kraliçe eğer Can’ı kaçırırlarsa Evliya Çelebi’nin kuzu kuzu ölümsüzlük suyunu ona kendi elleriyle vereceğini düşünmektedir. Kaz, çantadan ölümsüzlük suyunu çıkarıp emanetini sahibine verecekken bir karga şişeyi kaptığı gibi kaçar.

Kaz, karganın peşine düşer. Bu sırada kraliçenin adamları Can’ı helikopterle kaçırırlar. Evliya Çelebi bir hamle yapıp kurtarmayı dener ama başarılı olamaz. Kraliçe Evliya Çelebi’ye bir mesaj iletir: Can’ı kurtarmak istiyorsa iskeleye gelip ölümsüzlük suyunu vermesi gerekiyordur.

Kraliçe, iskelede Evliya Çelebi’yi beklemektedir. Evliya Çelebi yanında muhabir Suna ve kameramanı ile iskeleye ulaşır. Deniz altına binerler. Kraliçe onları karşılar. Can bağlı, elindedir. Evliya Çelebi’den ölümsüzlük suyunu ister. Diğer yandan zehir de hazırdır. Sadece şebeke suyuna karıştırmak kalmıştır. Evliya

Çelebi ölümsüzlük suyunun kendisinde olmadığını Gülhane Parkı’nda kazda olduğunu, söyler. Kraliçe de helikopterini hazırlatır. Hep beraber Gülhane Parkı’na giderler.”

Bu evrede kahraman anlatının asıl konusu olan eylemi yapmak için harekete geçer. Hikayenin merkezindeki özne her ne kadar eyleme geçecek özelliklerle donatılmamıĢ olsa da-modern Ġstanbul‟da değiĢen ve geliĢen teknolojiye uyum açısından- Galata Kulesi‟ne ulaĢıp ölümsüzlük suyunu kraliçeden önce almak için gerekli eylemde bulunmaktadır. Bu aĢamadan sonra sona yaklaĢılmaktadır.

Ancak, karĢılaĢılan engeller yine kahramanın karakteristik özellikleri doğrultusunda eyleme geçmesiyle değil yardımcının gayreti ve engelleyicinin davranıĢları ölçüsünde aĢılmaktadır.

3.8.3.4.4. Yaptırım

“Kaz, parkta onları beklemektedir. Kraliçe de sabırsızlanmaktadır. Bir an önce ölümsüzlük suyuna kavuşmak istemektedir. Evliya Çelebi kazdan suyu alıp kraliçeye verir. Can da o esnada adamların elinden kurtulup Evliya Çelebi’nin yanına koşar. Suyu verdiği için Evliya Çelebi’ye kızar.

Evliya Çelebi eğilip kulağına fısıldar; verdiği ölümsüzlük suyu değil kraliçenin hazırlattığı zehrin ta kendisidir. Kraliçe kurduğu tuzağa düşer. Ölümsüzlük suyu yerine zehri içtiğinin farkında değildir. Komiser Kemal de olay yerine gelir. Kelepçelerini çıkartır. Kraliçeyi tutuklar.

Ve adamlarını da… Mutlu son. Evliya Çelebi’nin didaktik sözüyle film son bulur: “ Baki olan, kalıcı olan dostluktur. Dostlar birbirinden uzakta olsalar da ne aradaki mesafe ne de zaman yıpratabilir bu dostluğu. Ölümsüzlük suyu dostluğumuzu ölümsüzleştirdi”. Bu evrede özne, gönderici tarafından yaptıkları için değerlendirilir: takdir edilir ya da cezalandırır. Bu anlatıda bir gönderen ve alıcı olmadığından bir ödüllendirme ya da cezalandırma yoktur.

3.8.4. Fırıldak Ailesi: Batsın Bu Orta Dünya Filminin Anlatısal

Benzer Belgeler