• Sonuç bulunamadı

yap›lan çal›flmalar› da örnek olarak de¤erlendirildi

Oturumun sunumu KTÜ’den Sinem YAVUZ taraf›ndan yap›ld›

PANEL

Kamil Okyay SINDIR Bu benim kat›ld›¤›m dördün-cü kamp... Bundan önce de üç kez HKMO ‹zmir fiubesinin kamplar›nda konuflma f›rsat›m oldu. Bize f›rsat veren ‹zmir fiube yönetimine, genel merkez yöneti-mine çok teflekkür ediyorum.

Her kamp farkl› konulardayd›.

TMMOB disiplininden geliyoruz.

Dayan›flma, paylaflma, düflünce-lere de¤er verme ad›na bu çal›fl-may› önemsiyorum. fiimdiye ka-dar hiç ‘hay›r’ demedim. Bu

geçti-¤imiz yerel seçimlerde belediye baflkanl›¤›na adayl›¤›m süreci ar-kas›ndan seçilmifl olmam,

mesle-¤imden k›smen beni ay›rm›fl olsa da takip etmeye çal›fl›yorum. Ha-len bilgimi s›cak tutmaya çal›fl›-yorum. Bugün sizlerle su konu-sunda birfleyleri paylaflmak isti-yorum.

Meslek alan›m itibariyle E.Ü.

Ziraat Fakültesi Tar›m Makinala-r› alan›nday›m ama hassas taMakinala-r›m uygulamalar› konusunda çal›fl-t›m. Bu konuda dersler verdim, araflt›rmalar yapt›m. Özellikle GPS ile Co¤rafi Bilgi Sistemleriy-le do¤rudan ilgili olan uygulama fleklidir. Hareket halindeki araç-lar›n koordinat verileriyle uygu-lamada de¤iflkenlik yaratabilme-leridir, teknolojik olarak. Navi-gasyona çok ilgim var. Polen Ta-til köyünü en k›sa yoldan nas›l buluruz diye makam arac›nda na-vigasyon kiti var. Ararken HKMO’nun koordinat verilerini buldum. Bu çok hofluma gitti.

Kim el att›ysa teflekkür ediyo-rum. Bizi buraya en k›sa yoldan ulaflt›rd›.

Yaflanabilir gelecek için su-dan, küresel ›s›nmadan bahsede-ce¤im; kurakl›ktan, dünyada su-yun durumu nedir, tar›mda su yönetiminden –ki suyun yüzde 70’ini tar›mda kullan›yoruz- ko-nuflaca¤›z. Ulusal su yönetiminde aray›fllar, küresel olgular neler, bunlara de¤inmek istiyorum.

Su, bilinen bütün yaflam form-lar› için gerekli bir madde. Tats›z,

kokusuz bir madde. Kimyasal for-mülü H2O, iki hidrojen ve bir ok-sijen atomundan olufltu¤u basit bir madde. Adland›r›lmas› kimya-sal bir terim de¤il, ayr› bir keli-meyle adland›r›yoruz, k›saca su diyoruz. Çevremizde görünen ve görülmeyen ama devaml› bulu-nan gizemli bir do¤al kaynak. Bü-tün canl›lar›n en temel yap›tafl›.

Örne¤in insan›n yüzde 65’ini oluflturuyor. Bitkilerin yafl

a¤›rl›-¤›n›n yüzde 95’e varan oran›nda su oldu¤unu bilmek laz›m. Bir di-lim karpuzu tart›n, kurutup tart›n yüzde 95’ten fazlas›n›n su

oldu-¤unu görürsünüz. Terledi¤imiz-de, boflalt›m ve solunum yoluyla yaklafl›k 3 litre su kaybediyoruz.

Birçok rahats›zl›¤›n nedeninde su yat›yor. Böbrek rahats›zl›¤›, bafl dönmesi, konsantrasyon bozuk-lu¤u, derideki k›r›fl›kl›klar, be-beklerdeki zihinsel geliflimde su-yun çok önemli etkileri var. Bes-lenmenin olmazsa olmaz›, tar›m-sal üretimin vazgeçilmezi, sanayi-nin vazgeçilmezi. Ekolojik aç›dan toprak oluflumunda önemli bir et-ken. Yeryuvarla¤›n›n kat› kayala-r›n parçalanmas› ve bunun verim-li topra¤a dönüflmesinde temel faktör. Yani bugün sahip oldu¤u-muz toprak zenginli¤imiz

üzerin-de önemli bir etken. Bitki besin elementlerinin bitki kökleri tara-f›ndan al›nmas› ve yapraklara ta-fl›nmas›nda tafl›y›c› rolü var. Yap-raklar›n fotosentez sürecinin de vazgeçilmezi. Baz› besin maddele-rinin yenilebilir hale gelebilmesi için gerekli su miktarlar›, örne¤in bir kilogram tereya¤ 400 litre, bir kilo bonfile için 980 litre, bir adet piliç için 1200 litre bir ekmek için 400 ila 1200 litre su gerekiyor;

sürecin bafl›ndan sonuna kadar geçen zaman diliminde. Dünyada sulanan alanlar, ekili alanlar›n sa-dece yüzde 17’lik k›sm›n› olufl-turmalar›na ra¤men toplam bitki-sel üretimin yüzde 40’› bu alan-lardan elde ediliyor. Dünyada toplam ekilebilir alan›m›z›n an-cak yüzde 17’sini sulayabiliyoruz.

Kalan yüzde 83’ü ya¤›fl varsa sula-nabilen üretim. Ancak suyu ver-di¤inizde verimi önemli ölçüde artt›rabiliyorsunuz. Hava ve ikli-me dayal› afetlerin de yüzde 75’i sudur.

BM raporunda dünya nüfusu-nun yüzde 42’si yani 2.6 milyar insan yeterli sa¤l›k flartlar›nda ya-flayam›yor. Yüzde 20’si ise güven-li sa¤l›kl› içme suyuna sahip

de-¤il. Tar›m alanlar›n›n yüzde 70’i çölleflme tehlikesi alt›nda, bulafl›-c› hastal›klar›n ço¤u sudan ne-denlerle olufluyor. Dünya Sa¤l›k Örgütü her y›l 1.8 milyondan faz-la çocu¤un -ki bunun yüzde 90’›

befl yafl alt›- su ile ilgili hastal›k-lardan ölüyor.

Yerkürede bir su döngüsü var.

Hiç durdu¤u yerde durmuyor. Bi-zim enerji kayna¤›m›z günefl, onun sayesinde yerküredeki bu-harlaflma, terleme gibi nedenlerle su atmosfere gidiyor. Bulutlar›

oluflturuyor ve çeflitli nedenlerle ya¤›fla dönüyor. Kar, çi¤, ya¤mur gibi. Ya¤an ya¤›fllar, yüzey ak›fl›

veya s›zma gibi yeralt› sular›na gidiyor veya yeralt› sular›ndan yukar› ç›k›yor. Göller olufluyor.

Böylesine bir döngü içinde. Yeral-t› sular›ndan bitki kökleri de ya-rarlan›yor. Toprak da su ile flifli-yor, buradan derelere, göllere,

okyanuslara, su hareketi söz ko-nusu.

Kuyularla suyu yeryüzüne çe-kiyoruz, kimi yerlerde madenci-lik faliyetleri nedeniyle ya¤›fllarla akan su, kirlenerek yeralt›na giri-yor, bir kirletici filitrasyonundan geçiyor. Her zaman bildi¤iniz gibi temiz, saf halde olmayabiliyor.

Yeralt› sular›m›z›n kirlenmesinde çok farkl› etkenler var. Bunlardan bir tanesi sanayi. Ya kazara olu-flan s›z›nt›lar ya da sanayinin ye-ralt›na gömdü¤ü at›klardan kirle-ticiler, konut alanlar›ndan kay-naklanan kirleticiler, tar›mda kullan›lan pestisitler ve tar›msal kirleticiler, petrol ve akaryak›t is-tasyonlar›n›n depolar›ndan s›zma sonucu meydana gelen kirleticiler gibi daha birçok etmen yeralt› su-yunun kirlenmesine neden olabi-liyor. Kirlenen yeralt› suyunun temizlenmesi de çok zor. Bir litre kullan›lm›fl motorya¤› 800 bin lit-re suyu kirletiyor.

Küresel ›s›nma önemli bir ol-gu. Bir karbondioksit döngüsü var ayn› suyun döngüsü gibi. Ye-ralt›ndaki milyonlarca y›lda olufl-mufl organik kökenli enerji kay-naklar›n›, kömürü, petrolü,

do-¤algaz›, al›p yerüstüne ç›kart›yo-ruz, orada hapsolmufl olan karbo-nu yerüstüne ç›kart›p döngüye kat›yoruz. Atmosferdeki karbon-dioksit gaz› oran› da gittikçe art›-yor. Sanayi devriminin bafllang›-c›ndan bu yana atmosferdeki kar-bondioksit oran› yüzde 35 ora-n›nda artt›¤›n› biliyoruz. Karbon hepimizin en temel bilefleni, be-nim vücudumun en temel ele-menti karbon.

Kömürü yeralt›ndan al›p at-mosfere vermifl oldu¤umuz gibi ormanlar› da al›p yok etti¤imizde birikmifl karbonu da al›p atmosfe-re gönderiyoruz. E¤er biz yeflil örtüyü artt›rmaz isek, ormans›z-laflt›rma de¤il, ormanlama yap-maz isek, yeralt›ndan ç›kard›¤›-m›z fazla karbonu yeniden bitki dokusuna ulaflt›rmaz isek, bu karbondioksit oran› daha da

arta-cakt›r. Karbon döngüsünü do¤a-n›n ve yerkürenin aleyhine sü-rekli biz insan eliyle etkilemifl olaca¤›z. Bu da küresel ›s›nman›n en temel nedenini oluflturuyor.

Atmosferdeki battaniye örtü-sü, yerküreye gelen günefl ›fl›nla-r›n›n yans›malar›n› geriye vere-miyor, o battaniye aynen içinde tutuyor. O moleküller ›s› enerjisi-ni bünyelerinde tutarak atmosfer-de sürekli ›s› art›fl›na neatmosfer-den olabi-liyorlar. Buna su buhar› da dahil.

Su buhar› da ›s› tutucu özelli¤e sahip. Metan gaz› gibi, kloroflo-rür, karbondioksit gibi ›s› tutucu özelli¤i var.

Küresel ›s›nman›n nedenleri nedir? Bitkilerin sal›n›m› ile kar-bon atmosfere kar›fl›yor ama foto-sentez ile karbonu bünyesine al›p maddeye dönüfltürüyor, büyüyor ve gelifliyor. Bizler de soluyarak, bir flekilde beslenerek karbona dönüflüyoruz. Ama ormanlar›n yok edilmesi yüzde 1-3 etkiye sa-hip. En büyük olan› okyanuslar-dan sal›nan karbon. Ama okya-nuslar›n çekti¤i karbon ondan daha fazla.

Topraktan sal›nan karbon, bitkilerin solumas›, fosil yak›tlar-dan kaynaklanan karbon art›fllar›

önemli düzeyde. Küresel ›s›nma-n›n bahsetti¤im çerçevede en bü-yük etkeni enerji kullan›m›ndan kaynaklan›yor. Onun üzerinde sanayileflme %24 etkiye sahip, or-mans›zlaflt›rma %14, tar›m %13 etkiye sahip küresel ›s›nma üze-rinde.

Elektrik ve ulafl›m amaçl› sera gaz› kaynaklar› ve etki seviyeleri;

ulafl›mda %43, metan, ›s›nma ve endrüstride %23.

Küresel ›s›nma sonucu kurak-l›ktan bahsediyoruz, yerküre ›s›-n›yor diyoruz, bunun için en az yüz y›ll›k sürece bakmak laz›m.

Kurakl›k; meteorolojik olarak

ya-¤›fllar›n ortalaman›n alt›na düfl-mesidir. Bunun sonucunda arazi ve su kaynaklar›n›n olumsuz et-kilenmesi ve hidrolojik dengele-rin bozulmas›na neden olan olay.

Kurakl›¤› bu kadar basit tan›mla-mak da kolay de¤il.

Kurakl›¤›n üç temel tan›m›

var. Biz bunlar› birbirine çok ka-r›flt›r›yoruz. “Ya¤›fllar az oldu, ku-rakl›k yaflad›k.” Meteorolojik ola-rak bu do¤ru. Hidrolojik kuola-rak- kurak-l›k; yeralt› nehir ve göllerin sevi-yelerinde keskin bir düflüfltür.

Tar›msal kurakl›k ise bitki ve hayvanlar›n gereksinim duydu¤u suyu bulamamas›d›r. Sulama ya-p›lan yerlerde tar›msal kurakl›k-tan bahsetmek do¤ru de¤il. Sula-ma yap›lSula-mayan, ya¤›fla dayal› bit-kisel üretimde, ya¤›fl olmad›¤›

takdirde, hidrolojik kurakl›k ya-fland›¤› takdirde tar›msal kurak-l›k da söz konusu olabilir.

Ekonomik, çevresel, sosyal çok temel etkileri var. Ülkemizin yar› kurak iklim kufla¤›nda bu-lundu¤unu söyleyebiliriz, sürekli kurakl›k riski olan bir ülkeyiz.

Dünyada su çok yanl›fl kulla-n›l›yor, bunun sonucu ciddi bir çölleflme ile karfl› karfl›yay›z. Çöl-leflmenin en temel nedenlerinden bir tanesi, tuzluluk oluflmas›, ya-ni ya¤›fllarla gelen suyun toprak-taki tuzu afla¤›ya inerken almas›, sonra biz o suyu yeralt›ndan çeki-yoruz, biz o tuzu yerüstüne ç›kar-m›fl oluyoruz. Buharlaflan su bün-yesinde tuzu b›rak›yor bu da top-rakda birkaç santim de¤il 10-15 santime varan tuzlulaflmaya vara-biliyor. Orta Asyada karfl›lafl›lan bir sorun. Güneydo¤u Anado-lu’da yanl›fl su kullan›m›na ba¤l›

bir sorun. Yeralt›ndaki suyu çek-meniz gerekmiyor, arazi iyi tesvi-yeli de¤il ise, çukur alanlarda ye-rüstüne ç›kan su buharlafl›p üze-rindeki tuzu yine toprak yüzeyi-ne b›rakabiliyor. Böylesiyüzeyi-ne bir nedenle çölleflme bütün dünyada büyük bir risk.

Dünyada su tüketiminin yüz-de 73’ü tar›msal amaçl› sulama için kullan›l›yor. 1995 itibariyle dünyada sulanan tar›m alanlar›

253 milyon hektar iken 2010 y›-l›nda 290 milyon hektara, 2025 y›l›nda 330 milyon hektara

ulafl-en önemli sorunlar›ndan bir ta-nesi buharlaflman›n çok yüksek olmas›d›r. Yüzde elliye varan bu-harlaflma katsay›s›na sahiptir.

Ya¤murlama sulama bir baflka yöntem. Kapal› borularla yap›l›r.

Buharlaflma en aza indirilmifltir.

Hareketli sulama sistemleri var. Çok büyük bir makara sula-ma borusunu çekiyor dolanarak, bir su tabancas› 30-40 metrelik alan› sulayarak ve çekilerek flerit halinde sulama gerçeklefltirilebi-liyor.

Damla sulamay› çok konuflu-yoruz, ya¤murlama ve yüzey su-lamaya göre yüzde 30 civar›nda su sa¤l›yor. Birinde damla damla, di¤erinde oluk oluk su veriyoruz arada çok büyük fark var diye dü-flünmeyin. Damla sulamada sü-rekli su verilir. Suyun yer alt›na inmesi önlenir. Bitkinin kök böl-gesinde ihtiyaç duydu¤u kadar su vard›r. Bu sayede bitkinin su stre-si yaflamas› engellenir. Bitki iki üç günde bir su verilerek suyu al-d›¤› zamanlar suya doymufl mut-lu mesut bir bitki, gittikçe susuz kald›¤› zamanlar strese gir-di¤inde, su ald›¤›nda yine mutlu olmufl süreci yaflamaz. Damla su-lama sayesinde hep mutlu mesut-tur, kök bölgesinde hep nem var-d›r. Tabi kendine göre sorunlar›

var. Toprakalt› damlama, topra-küstü damlama var. Topratopra-küstü damlamada su çabuk buharlafl›r.

Damla sulamada yüzde 90’la-ra va90’la-ran uygulama etkinli¤i var.

Yani yüz litre suyun yaklafl›k 90 litresi bitkiye yaray›fll› su olarak kullan›l›yor. Yüzey sulamada ise 100 litre suyun 50-65 aras›ndaki k›sm› bitkiye yaray›fll› su olarak kullan›labiliyor.

Türkiye’de sulanabilir arazi-miz 8.5 milyon hektar. Bunun ancak yüzde 50-60’l›k k›sm›n›

sulayabiliyoruz. Geriye kalan % 40’l›k k›sm›n› yat›r›m yaparsak ancak sulayabiliriz. Yeterli yat›-r›m olmazsa sulamak mümkün olmayacakt›r.

Biraz da politikas›na de¤in-mas› bekleniyor. Daha çok

tekno-loji yat›r›m›, sulama olaca¤› ön-görülüyor.

Son y›llarda geliflmifl ülkeler-de kiflibafl›na düflen tar›m arazisi yüzde 14.3 azalm›fl durumda, ge-liflmekte olan ülkelerde ise yüzde 40 oran›nda azalm›fl durumda.

Neden azal›yor tar›m arazisi, ya nüfus art›yordur, kifli bafl›na bö-lüflüm azal›yordur veya tar›m alanlar› yok ediliyordur. Geliflmifl ülkelerdeki azalman›n en temel nedeni yok olan tar›m alanlar›, az geliflmifl ülkelerde ise artan nüfus etken konumunda. Azalan tar›m alanlar› suyun kullan›m› üzerin-de önemli bir etkiye sahip. K›tl›k ve açl›¤›n dünyay› önemli ölçüde tehdit etti¤i 21. yüzy›lda toprak ve su en önemli stratejik madde-ler olarak kabul ediliyor.

Günümüzde 6000 bin y›l ön-ce Mezapotamya bölgesinde Sü-merler, hendekler kazarak F›rat ve Diclenin sular›n› tarlalar›na ak›tmakla, insano¤lunun ilk sulu tar›ma geçiflini sa¤lam›fl ve uygar-l›¤› bu anlamda bafllatm›fllar. M›-s›r, Hindistan ve Çin’de de yaflan-m›fl. fiimdi bu bölgeler neredeyse çöl durumunda. Buralar neredey-de yok olmufl tar›m alanlar› için-de. F›rat nehrinin iyi kalitedeki suyu bile on dekar topra¤›n 1.1 eriyebilir tuzlar›n› dahil ediyor.

Bu nehirler özellikle kar suyuna ba¤l› bir ak›fl olmad›¤› için veya yeralt›ndan gelen tuzlu suyu bün-yelerine ald›klar› için, ciddi bir tuz sorunu yaratabiliyor.

Çeflitli amaçlar için tesis edi-len, amac› da sulama olan barajla-r›m›z; akarsular›n tafl›d›¤› mater-yalle ekonomik süreleri planla-nandan daha k›sa bir sürede dol-makta ve ifllevini yitirmektedir.

Kemer baraj›n›n 22 y›l, Kartalka-ya’n›n 19 y›ll›k bir ömrü var. Ya-p›lan ölçümlere göre Dicle nehri-nin y›lda 26 milyon ton, F›rat nehrinin 16.8 milyon ton, K›z›l›r-mak’›n 15.7 milyon ton, Çoruh nehrinin 7.8 milyon ton sediment tafl›d›¤› tespit edilmifl. Bu nehirler

bir yandan da sediment, yani top-raklar› tafl›yor.

Dünyada erozyonla kaybedi-len toprak miktar› 24 milyar ton.

Ülkemizde bu rakam 500 milyon ton olup, bununla 900 milyon ton bitki ve besin maddesi de yiti-riliyor. Bu özelli¤iyle de erozyon, sular›n kirletilmesi ve eko sistemi kirletmede en büyük etken.

Tar›mda su yönetimine gire-rek toparlamak istiyorum. Bitki-lerin normal geliflmesi için gerek-li olan fakat do¤al yollarla karfl›-lanamayan suyun zaman›nda ve bitkinin istedi¤i miktarda, bitki-nin topra¤›na verilmesine sulama diyoruz. Sulama ya¤›fllarla sa¤la-namayan su ihtiyac›n›n suni ola-rak topra¤a verilmesi. Bitkiler için yaflamsal öneme sahip, çim-lenmesini sa¤l›yor, bitkilerin

di-¤er organlar›n›n canl›l›¤›n› sa¤l›-yor, bitkiye gerekli olan besin maddelerini eriterek kökler tara-f›ndan emilmesini ve bitki içinde tafl›nmas›n› sa¤l›yor. Bitkiyi fazla so¤uk ve s›caklardan koruyor.

Böyle bir etkisi var.

Tar›mda su yönetimi deyince sadece damla su uygulamas› gel-mesin akl›n›za. Topra¤›n fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri-ne, suyun fiziksel, kimyasal özel-liklerine, kültürü yap›lan bitki-nin su gereksinime ba¤l› olarak seçilen su sistemidir. Damla sula-ma her zasula-man en uygun yöntem olarak düflünülmesin. Sulama yöntemleri içinde yüzey sulama sistemleri var, salma sulama diyo-ruz. Suyun tarlada rastgele yay›l-maya b›rak›lmas›d›r. Bu yöntemle tarlan›n her taraf›n› eflit olarak sulamak mümkün de¤ildir, tarla iyi tesviye edilmemiflse, kar›klar halinde, kar›klar›n doldurulmas›

fleklindedir. Su da¤›l›m› çok ho-mojen olmayabilir. Bir meyil var-sa suyu ilk verdi¤iniz noktada meyil afla¤›ya gidiflte en alttaki bitki aras›nda topra¤›n geçirgen-li¤ine ba¤l› su al›m› da farkl› ola-cakt›r. De¤iflik aletlerle tesfiye edilmesi laz›m. Yüzey sulamanan

mek istiyorum. “Ulusal Su Yöne-timinde Yasal, Kurumsal Aray›fl-lar Sempozyumu”nun sonuç bil-dirgesinden baz› noktalara özel-likle de¤inmek istiyorum. Su bu kadar masum bir fley de de¤il.

Dünya küresel ekonomik politi-kalar› içinde suyun kendisi ma-sum da yönetenler aç›s›ndan çok da masum olarak görülmüyor. 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle ZMÜ, TMMOB, Ankara Ticaret Odas› ve TOB taraf›ndan ortakla-fla düzenlenen sempozyumda güncel sorunlar olarak “su yöne-timinin, kamu mülkiyeti ve kamu iflletmecili¤ine gücünü, merkezi-yetçi örgütlenmeden alan, suyu ekonomik mal olarak de¤il top-lumsal de¤er olarak gören ve sis-temi arz odakl› yöneten yap›s› k›-r›lmaktad›r” diye uyar›da bulu-nulmufl. Sistem içinde kamu mül-kiyeti ve kamu iflletmecili¤ine son verilmeye çal›fl›l›yor. Küresel bir politikad›r. Dünya Bankas›n›n kredi karfl›l›¤›nda getirmeye çal›fl-t›¤› bir özellefltirme sistemidir.

Merkeziyetçi örgütlenmeyi yok etmeye çal›fl›yorlar. Suyu ekono-mik mal olarak görmeye bafll›yor-lar, toplumsal bir de¤er olarak

de-¤il. Su ile sistemi arz odakl› iflle-ten yap›s›n› k›rmaya çal›fl›yorlar.

Su yönetimi uluslararas› poli-tikalar do¤rultusunda özel mülki-yet ve iflletmecili¤e dayanan ye-relleflmifl, suyu ekonomik mal olarak gören ve temel ilkesini fi-yatland›rma olarak benimseyen, sistemi talep olarak iflletmeyi odaklayan bir yap› içine girdi¤i uyar›s›nda bulunuluyor.

Burada karfl›laflt›rmal› vermek istiyorum. Su kaynaklar›m›z, do-lay›s›yla toprak kaynaklar›m›z devlet egemenli¤inin bir parças›-d›r. Su kaynaklar› ulusal varl›¤›n ve ba¤›ms›zl›¤›n sembolüdür. Ya-flam için temel bir madde olan su, kamu mal›d›r, herkesin mal›d›r.

Su, asl›nda do¤an›n, bütün canl›

yaflam›n mal›d›r. Bir meta

de¤il-Su yönetiminde ulusal planla-ma ve yönetimin de¤il, küreselci standartlar›n egemenli¤inin sa¤-lanmas› da önemli. Su konusunda do¤rudan çevre bakanl›¤›n›n yet-kilendirilmesi anlam›nda önemli.

Çok riskli yönetim anlay›fllar›n-dan biri ‘Talebe göre yönetim’dir.

Suyu ihtiyaca göre sunmak de¤il, satma esas›na göre sunmak. Tale-be göre yönetim, talebi artt›rmay›

teflvik eder. Suyun tasarrufunu de¤il, suyun vahflice kullan›m›n›

öngörür. Talep ne kadar artarsa o kadar çok para kazan›r›m. Talep ile fiyat iliflkisini kurgulamaya yöneliktir. Suyu korumak tasar-ruf etmek, de¤er yaratmak ad›na, do¤a ad›na de¤il, sürdürülebilir yaflam ad›na de¤il, sudan para ka-zanma esas›na dayal›d›r.

‘Özel kamu ortakl›¤› ile, özel sektör eliyle iflletme’ Bunun anla-m› da su yönetimin dünya devi özel flirketlerin yönetimine veril-mesi. Bunun karfl›l›¤›nda, ulusal ve kamusal yönetim esaslar›, siya-sal ve co¤rafi s›n›rlarda bütünle-flik nehir havzas› yönetimi; yani su yönetiminde ulusal ve siyasal s›n›rlar›n esas say›lmas›.

Merkeziyetçilik ilkesinin ka-bulü ile su yönetimi merkezi yö-netim esaslar›na göre yap›l›r, ye-rinden yönetim ona yard›mc› rol-ler üstlenir. Yerellik yard›mc› bir role sahiptir. Devlet taraf›nda ba-y›nd›rl›k bakanl›¤›n›n yetkilendi-rilmesi esast›r, çevre bakanl›¤›n›n de¤il. Ulusal planlama, temel plan dürtüsü, halk›n ve ulusal üretimin su ihtiyac›d›r.

Toplumsal ihtiyaç odakl› yö-netim, talebe dayal› de¤il, ihtiya-ca dayal› yönetimdir.

Yerel idare ve kooperatifler eliyle iflletmede; su yönetiminin en ucunda yerel yönetimler ve kooperatifler yer al›r, bunlar planlama ve kamu yönetimi esas›-na göre çal›fl›rlar.

Bir su yasas›n›n haz›rlanmas›-n›n gerekli oldu¤unu ama seçene-dir. Ülkemiz bir su zengini ülke

de¤ildir. Ülkemiz toprak kaynak-lar› aç›s›ndan da zengin bir ülke de¤ildir. Su ve toprak kaynaklar›-m›z›n ülkesel ölçekte planlanma-s› gerekir. Havza, alt-havza ba-z›nda de¤erlendirilmesi gereken do¤al kaynaklar›m›zd›r. Herke-sin suya ulaflma hakk› vard›r. Su ekolojik sistem içinde üretilmeli, korunarak gelifltirilmeli, planl›

kullan›lmal›d›r.

Birgül Ayman Güler hocam›-z›n küreselci, ulusalc› karfl›laflt›r-mas›n› vererek konuflmam› biti-riyorum. ‘fiu anda su üzerinde küresel politikalar bize flunlar›

dayat›yor; do¤al co¤rafi s›n›rlar bütünleflik nehir havzas› yöneti-mini getiriyor.’ Yani bunun anla-m›, ulusal siyasal s›n›rlar›n he-sap d›fl› b›rak›lmas›, sizin ulusal veya siyasal s›n›r›n›z› yok say›-yor, bunun yerine uluslararas›

yönetimleri devreye sokmaya ça-l›fl›yor. ‘Su yönetiminde özerklik ve yerellik esaslar›n›n kabulü’ ya-ni merkeziyetçilikten uzaklaflt›-r›p yerelli¤i, özerkli¤i getirmeye çal›fl›p yerli ve yabanc› tekellerin hakim olacaklar› bir üst kurul ya da su konseyini kurarak su iflleri-ni özellefltirme gayreti var flu an-da ülkemizde; Devlet taraf›nan-dan çevre bakanl›¤›n›n yetkilendiril-mesi. Bu da anlaml›.

¤in hangisi olmas› gerekti¤inde soru iflaretini size b›rak›yorum.

Gerçi soru iflaretine gerek yok, san›r›m hepimiz ayn› fikirdeyiz.

Küreselci, piyasac› politikaya gö-re mi su yasas› haz›rlanmal› ve su yönetimi kurgulanmal›, yoksa ulusal ve kamusal politikaya göre

Küreselci, piyasac› politikaya gö-re mi su yasas› haz›rlanmal› ve su yönetimi kurgulanmal›, yoksa ulusal ve kamusal politikaya göre