• Sonuç bulunamadı

De¤erler” konulu söylefliye söyleflisine Latince bir cümleyle bafllad›;

Oturumun sunumu YTÜ’den Fatma AKBABA taraf›ndan yap›ld›

SÖYLEfi‹

ye anlat›lan bilim dal› iletiflim yüksek okullar›nda okutulur.

Co’ya soruyorlar Mars’› biliyor musun? Bilmez olur muyum, çevresi flu kadar, dünyaya flu kadar uzakta, herfleyi biliyor. Co adresin nedir, nerede otu-ruyorsun? Daha onu ö¤retmediler diyor televizyon-da. Önce insan yaflanabilir bir çevre için çal›flmal›.

Önce yaflad›¤› çevreyi bilmeli. fiu anda biz ‹zmir’in Foça ilçesinde Çanak liman›nda flu enlem ve boyla-m›nday›z. Yerimiz belli. Bunu 7777’ye yaz›p nerede-yiz diye sordu¤unuzda telefon veriyor. Ama cep tele-fonuna bu bilgiyi veren co¤rafya ve harita.

Bolu’da, Abant’ta, A¤r› da¤›nda ölen insanlar var.

Benim ö¤rencim olmas›ndan dolay› sevindi¤im Y›l-maz Özdil “biraz co¤rafya bilgileri olsayd› veya 7777’e neredeyim? diye sorsalard› ölmeyip kurtula-caklard›” diyor. Bilimin as›l amac›, yaflam› sa¤lamak ve güzellefltimektir.

Ben Anadoluyum hey, Beflikler vermiflim Nuh’a Sal›ncaklar, hamaklar

Havva Ana'n dünkü çocuk say›l›r, Anadolu'yum ben,

Tan›yor musun?

Siz haritac›l›¤›n ve co¤rafyan›n babas› olarak ki-mi kabul ediyorsunuz? Haritay› ilk flu çizki-mifltir

dedi-¤iniz birisi? Neden harita ve co¤rafya, aya¤› yere ba-san bilimdir?

Gençler insano¤lu önce uzay ile u¤raflm›fl. Uzay haritalar› çizmeye çal›flm›fl, gökcisimleri sabit midir, hareketli midir? diye düflünmüfl, sonra denizlere s›ra gelmifl. Elimizde bunun kaynaklar› var. Sonra karaya girmifl. O yüzden aya¤› yere basan bir bilim ve sanat dal›d›r, diyorum. Ben istedi¤im kadar co¤rafya bilgi-sine sahip olay›m, iyi bir çizgim yoksa haritac› olabi-lir miyim?

Tales için bütün bilimlerin kurucusu, bütün bil-gilerin atas› diyor, Aristotales. Tales kim? ‹zmir’in 120 kilometre güneyinde Miletos antik kentinde ‹.Ö.

6. Yüzy›lda alt›n ça¤›n› yaflam›fl bir bilim adam›. Ad›

taze filiz anlam›na geliyor. Dünyada bir kilogram ak›l varsa yar›m kilosu Tales’tedir, deniyor.

O Tales ki durup durmazken ‹Ö 585 y›l›n›n 28 May›s›nda olacak, günefl tutulmas›n› bir y›l öncesin-den hesaplam›fl. Aristotales bütün bilginlerin atas›

dedi¤ine göre co¤rafya biliminin de kurucusu. Bir-çok buluflunu co¤rafya bilgisiyle yapm›flt›r.

fiimdi siz çok kolay, M›s›r’daki Keops piramidi-nin yüksekli¤ini ölçebilirsiniz. 160 metreden 128

metreye. Tales’in ça¤›nda bir söz var, piramitler gibi ölçülmez diye. Kalk›p gidiyor, benim Gökova’dan geliflim gibi Milet’ten M›s›r’a. Gize vadisindeki üç pi-ramit var Keops, Kefren, Mikerinos. Keops’un yan›n-da yere uzan›yor, boyunun ölçüsünü al›yor, bekli-yor. Kendi gölgesi, boyu kadar olunca, piramidin gölgesini ölçüyor ve piramidin boyu o kadard›r, di-yor. Hiç bir ifle yaramad›¤›n› sand›¤›m›z gölge iflte böyle ifle yaram›flt›r.

Dünya biliminin flovmeni Carl Sagan’›n onun için ‘harika’ dedi¤i Eratosthanes. Syene kentinde (flu an M›s›r’daki Assuan kenti) gün dönümünde yani 21 Haziranda ö¤le saatinde günefl ›fl›¤› kuyunun tam or-tas›na düflüyor. Eratosthanes, ‹skenderiye kütüpha-nesinde çal›fl›yor. Syene’deki kuyuya günefl tam dik düfltü¤ü an ‹skenderiye’deki dikilitafl›n gölgesini ölçtü. 80 km’lik insan hatt› döfletiyor. -cep telefonu olmad›¤› için, ‹skenderiye’de de ayn› flekilde oldu¤u-nu ö¤renmek için. ‹.Ö. 5. yüzy›lda Eratosthanes günefl ›fl›¤›n›n dikilitafla yapt›¤› aç› fark›n› kulla-narak harita, üçgen ve co¤rafya ile dünyan›n çevresi-ni hesapl›yor. 46.000 km. olarak buluyor. Dünyan›n çevresi 40 bin kilometre. ‹nsan sesinin aktar›lmas›

s›ras›ndaki h›zdan da kaynaklanabilir. Ancak hata oran› kayda de¤meyecek kadar az.

21 Haziranda siz Karadeniz, Maçka oradan Sü-mela Manast›r›na gidin saat 11 civar›nda bir delikten gelen ›fl›k tahtta oturan alt›n taçl› Meryem’in yüzüne gelir, kuca¤›nda da ‹sa vard›r. Anadolu insan› 21 Ha-ziran’› ö¤renmifl ve dünyan›n her yan›ndan insanlar geliyor.

Tales, denizdeki gemilerin aras›ndaki aç›kl›¤› öl-çüyor. Denizdeki gemilerin karaya uzakl›¤›n› ölçü-yor, ne ile? Harita ile. Co¤rafya ve harita biliminin babas› Tales’tir diyebilirim ben. Tales’in olmad›¤› hiç bir bilgi listesi yoktur. Ayn› fleyi dünyan›n yedi hari-kas› için de söyleyebilirim. Efes, Artemis olmayan yedi harika listesi yoktur, ayr›ca birinci say›lmad›¤›

liste yoktur. Bofluna m› diyorlar dünyada bir kilo ak›l varsa yar›s› Tales’tedir. O y›llarda dünya nüfusu 250 milyon civar›ndayd› düflünün yar›s› Tales’te.

Harita çizimi diye bakt›¤›m›zda bir baflka büyük adam› görüyorum. Hekateius ad›. ‹lk haritac›lar da gökyüzü haritas› çizmifllerdir. Sonra haritac›l›¤›

aya-¤› yere basan bir bilim haline getirmifllerdir. Hekatei-us’da Miletli. Baflka yerde olamaz. Çünkü insanlar›n yaflamas›na en uygun yer buras›. ‹nsan en iyi iklimde karn›n› doyurmas› d›fl›ndaki iflleri yapar, sanat gibi, bilim gibi. Tarihin babas› Heradotos kitab›n›n ad›

Historia, aktaraca¤›m paragraf›n numaras› 142, bi-rinci kitap. “Palionyada toplanan ‹yonyal›lar bizim yeryüzünde bildi¤imiz en güzel gökyüzü alt›nda en

güzel iklimde kurmufl-lar.” ‹klim güzel ise

ma-¤ara açmak, atefl yak-mak için fazla çaba har-caman›za gerek yok. O zaman bedeninizin bel-den yukar›s›n›n iflleri ile u¤raflabilirsiniz. Babam Halikarnas Bal›kç›s›n›n söyledi¤i, sevdi¤im söz-lerden birisi, “burada iklimi kalorifer veya vantiratörle düzeltmeye gerek yoktur. Nas›l ge-rekiyorsa öyledir.” Bu-nu ben Foça’da söylüyo-rum. Foça Aiolis

bölge-sinde bulunan bir kent. Fakat ‹onya kenti. Foça fes-tivalindeki konuflmam›n konusu, Cennetin Kuzeyi idi. Afifllere Cennetin Kuzeyi: Foça’ diye yazm›fllar, sanki ben eksik b›rakm›fl›m gibi. Heredot’un sayd›¤›

cennet ‹onya ise bunun kuzey s›n›r› Foça. Tuttur-mufllar Foça’n›n ad› fok bal›¤›ndan geliyor, hatta An-tik ça¤da paras› da vard›r üzerinde fok figürü vard›r.

Karaburun, Karadeniz, Gökova’da da fok var. Bunla-r›n böyle söylenmesi Yunanl›ya ba¤lanmas› demek-tir. Yunanl›lar Anadolu’ya geldi mi gelmedi mi mese-le bu de¤il. 7 Bilgenin 4’ü Anadolu’da. Dünyan›n gelmifl geçmifl en büyük tap›na¤› Artemis tap›na¤›.

Neden bu kadar sanat eseri yarat›ld›. ‹nsan yaflama-s›na uygun oldu¤u için.

Hekateius dünya haritas› yapt›. Haritay› kafas›n-dan yapmad›. Dolaflt›, yazd›¤› kitab›n ad› da “Dünya Gezisi”, baz› kaynaklar “Dünya Çevresi” diye çevir-di. Birçok yerde buradan sonras› okyanustur, diyor, orada bitiriyor. Heredot, Homeros da böyle diyor.

Bir an›m› anlatay›m, Dokuz Eylül Üniversitesin-deki dekan›m, çal›flma arkadafl›m Foçal› Nilgün Mo-ral› Türkiye çap›nda istatistik uzman›. Lise karnemi bulup, dekan›ma götürdüm, lisede istatistik okumu-flum. Bunu flunun için söylüyorum, inan›lmaz flekil-de harita severim. Bir maafl›n› vererek hangi haritaya sahip olmak isterseniz cevab›m haz›r, Trabzon

So-¤uksu’da Atatürk Köflkü var. 81 ilimiz içinde en gü-zeli odur. Onun birinci kat duvar›nda harita var.

Köylere ve mahallelere kadar gösteriyor. Alt›nda da flöyle yazar, “haritadaki siyah noktalar bizzat Ata-türk taraf›ndan tersim edilmifltir” der. Haritada ter-sim edilir, reter-sim haline getirilir. 13-14 Ekim tarihle-rinde Atatürk üçüncü kez Trabzon’a geldi bütün ta-fl›nmaz mallar›n› millete b›rakt›¤›na dair vasiyetna-me b›rakt›. O s›rada 4. Dersim isyan› ç›kt›. Dersim, Munzur, Kalan, Tunceli hepsi ayn› yer. ‹syan

ç›kt›k-ça kurulu düzen de onlar›n ad›n› de¤ifltir-di. fiu andaki Tunce-lili dört isimden ikisi-ni bilir. Orada isyan›n hareketini kurflun ka-lemle iflaretlemifl, ne kadar silinmeden ka-l›r, bilmiyorum.

Dünyan›n en gü-zel manzaras›, dünya-n›n görüntüsüdür.

Yaflad›¤›m›z bölgeye geldikçe haritada da-ha güzelleflti¤ini gö-rüyorsunuz. Avru-pa’da do¤u, bat› isti-kametinde uzanan yar›mada yok. Hepsi kuzey-gü-ney do¤rultusunda. Sezen Aksu’nun flark›s› onun için ‘Ifl›k Do¤udan Gelir’.

Hekateius, Heradot’tan önce ilk olarak araflt›rma kitab›na Historia, dedi. Heradot tarihinin ad› da His-toria. Bugün tarih anlam›nda kullan›l›yor. Etimoloji-sine, kökenine bakarsan›z historia, araflt›rma demek-tir. ‹lk co¤rafyac›, ilk araflt›rmac› ilk tarih yazar› ola-rak alk›fl›m›z› hak ediyor.

Bize bunlar ö¤retilmiyor, ben ne yapay›m. Ne varsa bize iliflkin hepsi Yunanl› diye an›l›yor. Bilimin babas› Tales, tarihin babas› Heradot, fliirin babas›

Homeros, co¤rafyan›n babas› Hekateius, resmin ba-bas› Herasios, daha pekço¤u say›labilir hepsi ‹onyal›, Anadolulu.

Haftan›n günlerinin hepsi Arapça, Farsça, hiç bi-ri Türkçe de¤il. 12 ay› Atatürk ekim, kas›m, ocak de-meseydi, onlar da yabanc› olacakt›. Neden hafta 7 gündür? Sümercede heft, yedi demektir. Sümerlerin yedi tanr›s› vard›r, bunlar›n her birine bir günü ada-m›fllard›. E¤er Sümerlerin 13 tanr›s› olsayd› 13 gün olabilirdi.

Atatürk’ün at› vard›, ismini bilen var m›? Sakar-ya. O at› 23 Ocak 1923 Pazartesi günü ‹zmir’de ‹z-mir’in k›z› Latife Han›m’a arma¤an etti. Cumhurbafl-kan› oldu¤unda Çankaya ad›nda bir at› daha oldu.

Köpe¤inin ad› da Foks idi.

Üçgenin alan› taban ile yüksekli¤inin çarp›m›n›n yar›s›na eflittir. Nirengi, araziyi üçgenlere ay›rmak demektir. Dolay›s›yla üçgen bizim iflimiz. Atatürk diye bir dahi gelmeseydi ve bunu Türkçelefltirmesey-di, bunlar› ezberleyinceye kadar ana fikir ak›ldan uçup giderdi.

Hitler diye bir adam ç›k›yor, 1936 Berlin Olimpi-yatlar›nda bütün ödülleri biz alaca¤›z, diyor. Çünkü Germen ›rk›, ari ›rk, üstün ›rk. Bu olimpiyatlar Tür-kiye’de kad›nlar›n kat›ld›¤› ilk olimpiyatlard›r. Biri hâlâ yafl›yor, 1916 do¤umlu Nail Çak›rhan’›n efli, Halet Çambel, Gökova’da yafl›yor. 1936 y›l›nda Ber-lin Olimpiyatlar›na Eskrim dal›nda kat›ld›. Jesse Owens dört alt›n madalya al›nca Hitler kahrolup sta-d› terk etti. Bu arada Yahudileri katletmeye bafllasta-d›.

Katliamdan kaçan Yahudi bilim adamlar› bütün dün-yaya da¤›ld›. Einstein gibiler Amerika taraf›ndan ka-ç›r›ld›. Bu bilim adamlar›n›n üçte biri Türkiye’ye gel-di. Atatürk’ün anlaflmas› flöyle idi, “bu bilim adamla-r›na iki y›l süreyle tercüman verilir”. Almanlar iki y›l sonra geri yollanacaklar›n› sand›lar. Amaç Türkçe ö¤renmeleri idi.

fiu günlerde “Ay-Y›ld›z Alt›nda Sürgün”, diye is-tatiktiksel bir kitap ç›kt›. Alman faflizminden kaçan bilim adamlar›n›n Türkiye’de hangi bilim dallar›n›

kurup gelifltirdi¤ini anlat›yor. Tiyatro, felsefe, orni-toloji vs. Almanlar getirmifl.

Türkiye’de arkeoloji dal›nda öne ç›km›fl iki kifli var; Hamit Zübeyir Koflar ve Fevzi O¤uz Ar›k. 1935 y›l›nda Alacahöyük kaz›l›yor. An›tkabir’in alt›nda bi-le 5 tane tümülüs var. Sadece Amik ovas›nda 200 hö-yük var. Bugün Türkiye kültürünün ne simgesi varsa hepsi bu iki arkeolog taraf›ndan ç›kt›. Bu seferberlik yans›d›.

Y›l 65, rehber olaca¤›m. 48 kifliyiz. Tarih hocam›-z›n sorusu, “Birinci Dünya Savafl›n› yitiren impara-torluk ne kazand›?” Deneyimli komutanlar kazand›.

‹flte Kurtulufl Savafl›nda Atatürk, Türkiye’nin co¤raf-yas›n› belirledi.

Çocuklar›n›za miras olarak Atatürk’ün ‹smet

‹nönü’ye, ‹nönü’nün Atatürk’e yazd›¤› el yaz›l› mek-tuplar› var. Bulamazsan›z, Halil Kaynarca’ya baflvu-rursunuz. Böyle bir fley olamaz, insan anas›na, sevgi-lisine yazabilir mi bilmiyorum. Bir de ikisinin birbi-rine küs gittiklerini söylerler. Atatürk bu mektuplar›

“herkes gittikten sonra, mahremiyetimde, gözyafllar›

ile yaz›yorum”, diyor. 1925-1936 y›llar› aras›nda ‹z-mir valili¤i yapan Kaz›m Dirik, 43 y›ll›k tüm hizmet süresi boyunca bir tek gün izin kullanmam›fl. ‹zmir’i Behçet Uz ile birlikte yeniden kuran adam oluyor.

Bir adam var Atatürk’ten ald›¤› h›z› bizlere kadar yans›tm›fl. Ona yaz›lan fliiri okuyay›m, büyük e¤i-timci, co¤rafyan›n kurucusu; Hasan Ali Yücel. fiiiri yazan da deli flair Can Yücel, o¤lu.

Hayatta en çok babam› sevdim

Karaçal›lar gibi yardan bitme bir çocuk Çarp›k bacaklar›yla ha düfltü ha düflecek Nas›l koflarsa ard›ndan bir devin O çapk›n babam› ben öyle sevdim.

Bilmezdi ki oturdu¤umuz semti.

Geldi mi de gidici - hep, hep acele ifli Ça¤›n en güzel gözlü maarif müfettifli Atlastan bakard›m nereye gitti Öyle öyle ezber ettim gurbeti Sevinçten uçard›m hasta oldum mu, K›rk› geçerse atefl, ça¤›r›rlar ‹stanbul'a Bi helallaflmak ister elbet, di¤'mi o¤luyla!

Tifoyken baflard›m bu aflk oy'nunu, Ohh dedim, gö¤süne gömdüm burnumu, En son teftifline ç›kana de¤in

Kofltururken ard›ndan o uçmaktaki devin, Daha baflka tür aflklar, genifl sevdalar için Aç›ld› nefesim, fikrim, canevim

Hayatta ben en çok babam› sevdim.

Bu ça¤›n en güzel gözlü maarif müfettifli durup durmazken co¤rafya kongresi topluyor. Y›l 1941.

Bugün kulland›¤›m›z bütün kartografya, co¤rafya bu kongrede saptan›yor. Alman bilginler var ama her komisyonda en az a¤›rl›k Türklerde. 1941’de hiç bir co¤rafya terimi, deyimi yok. Co¤rafya ad›n› da Ana-dolu’da kondu¤unu biliyoruz. Co¤rafya sözcü¤ünün etimolojisine bakt›¤›n›zda yer bilimi oldu¤unu gö-rürsünüz. Strabon “Cografika”y›, bütün dünya bunu co¤rafya diye alm›fl. Strabon M.Ö. 64 Amasya’da do¤du, o zaman Pontos’un baflkenti. Ayd›n’n›n Nysa, Sultanhisar ilçesinde co¤rafya bilimini ö¤rendi. Za-man›n dünyas›n› gezdi. Kitap yazd›, ilk co¤rafya ki-tab› diyoruz buna. Kitap 14 cilt. Son üç cildi Anado-lu’yu anlat›r. Bir yer anlat›l›rken Strabon’a bak›lmaz-sa eksik anlat›lm›fl bak›lmaz-say›l›r.

Uçtu¤u san›lan ilk insan ‹karus Fethiyeli, kanat-lar› yapan babas›. Bilimsel olarak ilk uçan Hezarfan Ahmet Çelebi, kanat yap›p Galata kulesinden Üskü-dar’a, Fincanc›lar çarfl›s›na iniyor. Ondan önce Laga-ri Hasan Çelebi, fazla anlatmazlar, kendisini top namlusunun içine koydurup ateflliyor, do¤ru

Bo-¤az’a. Co¤rafya ile ilgilenenlerin en delisi de en ak›l-l›s› da bu topraklarda olmufltur.

Deniz çekmifl bu insanlar›. Önünüzde ada vard›r yüzerim, dersiniz, oraya yüzünce baflka bir aday› gö-rürsünüz böylece keflfedersiniz. Ama görmezseniz ufukta iflte Piri Reis olursunuz aç›k denizlere ç›kars›-n›z. ‹flte Kitab-› Bahriye. Denizin kitab› demektir.

Müthifl co¤rafya bilgileriyle doludur.

Can Yücel, Gazi Yaflargil için beynimizin Piri Re-is’i diyor. Evliya Çelebi rüyas›nda peygamberi görü-yor. Ne istersin benden diye sorunca, ‘flefaat’ yerine

‘seyahat’ diyor. Ve ömrü seyahat ile geçiyor.

Elimdeki kitab› 1968 bas›ml› kitab› var, ‹stanbul Üniversitesinde epigrafik (eski yaz›tlar bilimi) hoca-s› olmufl 25 y›l ço¤u zaman kar›hoca-s› ile ‹stanbul’dan Alanya’ya kadar dolaflm›fl, dört kitap yazm›fl. Baflka hiç bir kitaba gerek yok, 41 y›l olmufl, yenilikler yok mu? Var ama yeterlidir; Ad› George Bean.

Türkiye’de gelmifl geçmifl en büyük eser Selimi-ye’dir. Hani onun hünkar mahvelindeki fliirleri iflgal s›ras›nda bir Rus general söktürüp götürmüfl. Selimi-ye’de 70 metre kubbeye örümcek a¤ yapmaz. Sinan Efendi deha apliklere deve kuflu yumurtas›

yerlefltir-mifl. Devekuflu yumurtas› olan yere örümcek gelmi-yor. Göçmenler çad›rlar›na keçi k›l›ndan bir kilim, paspas koyarlaflm›fl akrep, örümcek girmesin diye.

Her sanat dal›n›n babas› belli, hepsi de Anadlu. Bir de resmin babas›n› seçmek için yar›flma olu-yor, finale iki kifli kal›yor. Atinal› Zhuix ve Efesli Pe-rasyus. Atinal›n›n tablosunda bir asma dal›, üzüm salk›mlar› sark›yor, birkaç kufl gelip üzümleri yeme-ye çal›fl›yor. Jüri çok etkileniyor, ‹.Ö. 5. yüzy›lda oluyor bu. Efesliye “hadi bakal›m sen de hünerini göster”, diyor jüri. Tuvale perde çiziyor, Atinal› res-sam gelip, onu açmaya çal›fl›yor.

Harita laf›n›n Arapçadan geldi¤ini, kartografya-n›n Frans›zcadan geldi¤ini söyleyebilirim. Kart,

ka-¤›t demek, yeryüzünün izdüflümü. Türkiye’nin yüzölçümü 778 mi yoksa 814 bin km2’dir. Biri izdü-flümü di¤eri gerçek alan›d›r. Co¤rafyaya bakmak gü-zeldir. En az›ndan bir futbol maç› kadar gügü-zeldir.

Kardafl senin dediklerin yok

Halay çekilen toprak bu toprak de¤il Ç›k hele Anadolu’ya

Kamyonlarla gel, ka¤n›larla gel gayri Bu kadar uzak de¤il.

Çam› bitmifl, kava¤› azalm›fl Gamla örtülü bay›rlar

Ç›plak de¤il, yedi ay k›fltan sonra Yefleren senin yaflamand›r yaprak de¤il Yersin, içersin sofras›ndan 300 y›ld›r Kuvvetlisin ama kuvvet hak de¤il Bak›ms›zl›klarla göçüp gitmifl bir cihan Mevsimler so¤umufl, sular azalm›fl Bu¤day Selçuklulardan kalma Parça parça yaz›lm›fl

Parma¤› üç pare, t›rna¤› ak de¤il Utan›r elin aya¤›n, yak›ndan görsen Eli el de¤il, aya¤› ayak de¤il Dertle sefaletle yüklü siyah lefllerle Kararm›fl berrak de¤il

Ça¤layan ne, akan kim K›z›l›rmak de¤il Kardafl görmüyorum ama hala duyabiliyorum Geçmifl günler geleceklerden parlak de¤il Vakti flahadet edercesine yükselmifl Akflam par›lt›s›ndan zaferler üzerine Da¤lar dalgalanmakta bayrak de¤il.

‹nsan önce co¤rafyas›n› bilmeli, co¤rafyas›n› sev-meli. Sevmedi¤iniz yer vatan olamaz. Sevmedi¤imiz yeri de güzellefltiremeyiz. “Bahçen varsa içinde, ka-y›¤›n varsa k›ç›nda” diyorlar Gökova’da.

Nail Çak›rhan kimdir? 1910 do¤umlu. Naz›m ile ortak ilk kitab› 1+1 diye. Nail Çak›rhan’›n yapt›¤›n›

flöyle özetleyebilirim, bir kiflinin kendisinden baflla-yarak çevresini de¤ifltirip, güzellefltirebilece¤inin sa-y›l› örneklerindendir. Baflta Atatürk olmak üzere böyle öncülere, güzellere merhaba...

Volkan B‹LG‹N, KTÜ Panelin konusu

‘Yaflanabilir Gelecek

‹çin Kültürel De¤erler’.

Anlatt›klar›n›z sanatsal ve kültürel de¤erleri içermekte. Biraz tarih dersi gibi geçti, teflek-kür ederiz, çok fley ö¤-rendik. Kültürel de¤er-ler deyince akla dil ve yaflay›fl tarz› geliyor.

Ben Laz’›m, annem Türkçe bilmez Lazca konuflur. Bak›c›s›n›

Gürcistan’dan getirdik, Lazca konuflma bilen

birini. Ben konuflam›yorum, anlayabiliyorum ama çocu¤um hiç bilmeyecek. Hepimiz okula bafllay›nca

‘Ne mutlu Türküm’ diyerek bafllad›k. Laz oldu¤umu-zu unutup Türk oldu¤umuoldu¤umu-zu sand›k, kiflilik çat›fl-mas› yaflad›k. Çünkü bizim de Türk olmam›z gereki-yordu. Bundan üç-befl sene önceye kadar dükkanlara Lazca isim bile konulmuyordu. Çocuklara Lazca isim verilmiyordu.

Türkiye’de devlet eliyle kültürel özellikler, renk-lilikler, hofl olan farkl›l›klar yok ediliyor, bu konu hakk›nda ne düflünüyorsunuz?

fiadan GÖKOVALI

Arkadafl›m›z çok hakl›. Beni buraya getirecek ar-kadafl›n ad›n› Servet oldu¤unu duyunca ona bir sür-priz yapmak istedim. Gökova’ya Ali Yüce ile gitmifl-tik. fiair bir arkadafl›m›z. Ben belgesel yap›yordum, bir a¤aç dikildi. Ali, bu a¤aç senin dedik. O, da bir fli-ir yazd›. Ad› Servet;

fiu koca dünyada benim de var art›k bir dikili a¤ac›m

Gölgesine oturunca o genç bir ozan, ben yafll› bir a¤ac›m

Gökova ormanlar›nda benim de var çiçek açan a¤ac›m

Gölgesine oturunca yarama fliir sürer yok olur a¤r›m a¤ac›m

Bu fliir tahtaya yaz›l›p a¤ac›n bafl›na kondu.

Ser-vet bey arabay› kullan›rken uzand› bir yere ve küçük bir broflür ç›kard›. Buran›n program›. Ben program›

yolda ö¤rendim. Dil konusunun da benim konum olaca¤›n› pek düflünmedim. Gel sen Halikarnas Ba-l›kç›s›n› anlatsan yeter, dediler.

Kültürel de¤erleri, maddi ve manevi diye ay›r›r-sak Selimiye’den ‹ay›r›r-sak Paflaya kadar beni ilgilendirir.

Bundan ders almak gerekir.

2700 y›l önce gelmifl köprü yapm›fllar. ‹zmir’deki

‹.Ö. 850 y›l›nda yap›lm›fl ve kullan›lagelen köprü, Guiness Rekorlar kitab›nda var. O dönemde bu köprü yap›l›rken arkadafl›m›z›n memleketi olan Ka-radeniz’de köprüler iki y›l dayanmaz. Gidin Çaml›-hemflin üzerinden Ayder’e, oradan Solakl› deresine 250-300 y›ll›k köprüler vard›r.

Evler hatta belediye binalar› Çaml›hemflin’de su-lar üzerindedir. Bundan ders al›nmaz m›? Selimi-ye’den al›nmaz m›? Karadeniz’de bak›yorsunuz ca-mide minare yok. Neden? Y›k›lm›fl. Bana minare yap deseniz yapar m›y›m? Yapt›ran ucuza mal etmek için, yapan para kazanmak için yap›yor. Kültürel

de-¤erlerden al›nmas› gereken ders bu. Bergama Kütüp-hanesinde 150 bin cilt kitap vard›. Bunlar› Antonius Kleopatra’ya verdi. Sonra bunlar pagan kültürün ya-ni putperest dönemin eserleri diye yand›. Ço¤unu bulam›yoruz. Bizim kültür taban›m›z›n bofl kalmas›-n›n nedeni budur.

Atatürk’e Bergama’da 100 bin kiflilik tiyatro

oldu-¤unu söylüyorlar, inanm›yor. Gelip görüyor 13 Ni-san 1934’de. Afrodisyas’ta nüfus’tan büyük tiyatro var. Buralarda festivaller düzenleniyor. Biraz önce bahsetti¤im resim yar›flmas› böyle bir yerde yap›l-m›fl.

Oidipus kompleksi var. Bütün kompleks isimleri antik dönemden al›r. Ensest iliflki anlam›na geliyor, Kral Oidipus ile iliflkili. Muazzez ‹lmiye Ç›¤’dan ö¤-reniyoruz Sümerlerde Oidipus diye de¤il, Adapa di-ye kral var olay onun bafl›ndan geçiyor. Bunlardan

Oidipus kompleksi var. Bütün kompleks isimleri antik dönemden al›r. Ensest iliflki anlam›na geliyor, Kral Oidipus ile iliflkili. Muazzez ‹lmiye Ç›¤’dan ö¤-reniyoruz Sümerlerde Oidipus diye de¤il, Adapa di-ye kral var olay onun bafl›ndan geçiyor. Bunlardan