• Sonuç bulunamadı

1. KURAMSAL TEMELLER VE İLGİLİ LİTERATÜR

1.1. Yapılandırmacılık (Yapılandırmacı Yaklaşım)

1.1.1. Yapılandırmacı Yaklaşımın Özellikleri ve Temel İlkeleri

Yapılandırmacı yaklaşıma göre bilgi kendiliğinden meydana gelmemektedir.

Bilgi, sadece bireyin ön bilgilerinden yola çıkarak yeni karşılaştığı durumu içselleştirmesi ve bu içselleştirme sürecinde yaşadığı çevreden etkilenmesiyle şekillenebilir. Yapılandırmacılık, bireyin var olan bilgisi ve şekillendirdiği belirli bir bilgi yoluyla yeni bilginin gözlemlenmesini ifade etmektedir (Köksal, 2009: 12).

Yapılandırmacılığın en temel özelliği, öğrenenlerin bilgiyi zihinlerinde yapılandırmalarına, yorumlamalarına ve geliştirmelerine olanak sağlaması olarak ifade edilmiştir (Karadağ, vd., 2008: 385). Bu şekilde birey, süreç içerisinde sürekli aktif bir rol üstlenmektedir. Birey, kendisine iletileni olduğu gibi kabul edip ezberlemek yerine ön bilgileri ve geçmiş deneyimleri ile ilişkilendirmekte, anlamlandırmakta ve yorumlamaktadır.

Geleneksel öğrenme yaklaşımlarında, gerek araştırmacıların gerekse öğretmenlerin devamlı eksiklikler öne sürmesi ve felsefi düşüncelerin yapılandırmacılığı desteklemesi gibi sebeplerle yapılandırmacılığa eğilim olmuştur.

18 Diğer insanlardan gelen mesajlar da dâhil karşılaştığımız uyaranlar anlamı iletebilmek için asla tek başlarına yeterli değildir. Perkins (1999: 8-11), belirli bir yere kadar bir şeylerin ne anlama geldiğini bireylerin yapılandırmaları, anlamlı bilgiye ulaşabilmek için derin bir araştırma yoluyla öğrenmeleri gerektiğini dile getirmiştir. Eğitimde yapılandırmacı yaklaşımın temel ilkelerini şu şekilde açıklamak mümkündür:

Tablo 1 Eğitimde Yapılandırmacı Yaklaşımın Temel İlkeleri

Kavram Açıklama

Öğrenme Yapılandırmacı yaklaşıma göre öğrenme, deneyimlerle yapılandırılmış anlam değişiklikleridir. Yapılandırmacılara göre bilgi ve gerçek bireyler tarafından yapılandırılır ve insan zihninin dışında yer almaz (Duffy ve Jonassen, 1991: 9). Bu nedenle bireylerin öğrenmeleri özgündür ve nesnel değildir (Bodner, 1986: 5). Yapılandırmacı düşünenler, aktarılan bilginin öğrenen tarafından yapılandırılan bilgi, yani öğrenilen şey olamayabileceğini ifade ederler (Jonassen: 12).

Öğrenme Süreci Yapılandırmacı yaklaşıma göre öğrenme süreci aktiftir. Bilgi aktarılabilir ama anlama aktarılamaz (Tam, 2000: 51). Öğrenme sürecinde bireyler, dış gerçekliği yaşadıkları eşsiz tecrübelerden ve inanışlardan ötürü farklı şekillerde algılarlar (Jonassen, 1991: 10). Bu durum her bireyin kendine has ve aktif bir öğrenme süreci yaşadığını göstermektedir. “Yapılandırmacı öğrenme süreçlerinin temel hedefi, öğrencilerin öğrenme öğretme sürecindeki kazanımlarını günlük yaşama aktarabilmesidir.” (Ercan Özaydın, 2010: 12).

Öğrenci Yapılandırmacı yaklaşımda, öğrenci (öğrenen) öğrenme sürecinin merkezinde yer almaktadır. Ön bilgilerinden ve tecrübelerinden faydalanarak yeni bilgileri zihninde anlamlandıran, yorumlayan, önceki bilgilerle yenileri arasında bir ilişki kuran ve bu şekilde bilgiyi yapılandırandır. Her öğrenci aynı bilgiyi farklı şekillerde yapılandırmaktadır çünkü her öğrencinin deneyimleri ve yaşantısı farklıdır. Sınıf ortamında öğrencilerin birbirleri ile aralarında güçlü bir sosyal ilişki bulunmaktadır (Jaramillo, 1996: 135). Yapılandırmacı yaklaşım, öğrencilerden anlamlı veya karmaşık problemleri çözmek için kendi bilgilerinden faydalanmalarını istemektedir (Tam, 2000: 52).

Öğrenciler öğrenmek için sadece dinlemek yerine, okumalı, yazmalı, tartışmalı ve analiz-sentez gibi üst düzey düşünme becerilerini kullanmalıdır (Jendeya, 2015: 28).

19 Tablo 1 Eğitimde Yapılandırmacı Yaklaşımın Temel İlkeleri (Devamı)

Öğretmen Geleneksel öğrenme yaklaşımının aksine yapılandırmacı yaklaşımda öğretmen aktif değildir. Öğretmenin görevi öğrenme sürecini yapılandırmak ve öğrencilere rehberlik etmektir. Dewey de öğretmeni yönlendiriciden ziyade bir rehber olarak tanımlamıştır (Dewey, 1922:

188). Copley’e (1999) göre yapılandırmacılıkta öğretmenin asıl görevi öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif olmalarına ve ön bilgileri ile yeni bilgileri arasında anlamlı ilişki kurmalarına yardımcı olmaktır (Tam, 2000: 52). Bilgiyi doğrudan öğrencilere aktarmaya çalışmak yerine, onların bilgiye ulaşmaları için ipuçları vermek ve onları öğrenme konusunda cesaretlendirmek yapılandırmacı öğretmenin görevidir.

Öğrenme Ortamı Yapılandırmacı yaklaşımda öğrenme ortamı, öğrencilerin ön bilgilerini harekete geçirecek, onların birbirleri ile rahat etkileşimde bulunmalarını sağlayacak, “gerçek hayat” imajını uyandıracak ve sorgulamalarını kolaylaştıracak nitelikte olmalıdır. Öğrencilerin bilgilerini sorgulamalarına yardımcı olacak ortamlar oluşturulmalı ve bu ortamlarda farklı düşüncelerin irdelenmesine dikkat edilmelidir (Yurdakul, 2005: 287). Yapılandırmacı öğrenme ortamları, öğrencilerin anlamlı ve gerçekçi etkinlikler yoluyla anlamalarını yapılandırmalarına ve problem çözmeye yönelik beceriler geliştirmelerine, öğrenme gruplarının dil gibi kültürel araçları kullanmayı öğrenmelerine olanak sağlayan yerler olarak tanımlanmıştır (Wilson, 1996: 3-5). Bu nedenle yapılandırmacı öğrenme ortamlarının, öğrencilerin gruplar halinde işbirliği içerisinde çalışmalarına fırsat verecek, kültürel unsurları yani gerçek hayatı yansıtacak ve gerekli donanıma sahip olacak nitelikte düzenlenmesi gerekmektedir.

Akranlar Öğrenme ortamının bir parçası olan akranlar, yapılandırmacı yaklaşıma uygun olarak arkadaşlarının öğrenmelerine katkı sağlayacak nitelikte olmalıdır. Öğrenmenin gerçekleşmesi adına ön bilgileri harekete geçirici sosyal çevreyi oluşturmalıdır. Yapılandırmacı yaklaşıma göre akranlar, işbirliği içinde çalışma becerisine sahip, grup uyumu olan, sosyal, anlayışlı ve empati kurabilir nitelikte olmalıdır. Yapılandırmacı yaklaşımda akranlar arası işbirliği son derece önemlidir.

Materyaller Yine öğrenme ortamının bir unsuru olan öğretim materyalleri, gerçekçi olmalıdır. Yapılandırmacı yaklaşımda ön bilgiler önemli olduğu için ve yeni bilgilerle ön bilgilerin ilişkilendirilmesi gerektiği için, öğrencilerin ön bilgilerini harekete geçirecek, onların gerçek hayatta karşılaştıkları durumlara uygun veya benzer materyaller gerekmektedir. Her bireyin yaşantı durumu ve deneyimleri farklı olduğu için tüm bireylerin öğrenmelerini destekleyecek ve çağrışım yaptıracak farklı özelliklerde ve çeşitli materyaller tercih edilmelidir. Yapılandırmacı yaklaşımda, öğrenme sürecinin merkezinde öğrenciler olduğu için materyallerin öğrencilerin öğrenmelerini ve anlamalarını kolaylaştıracak, onların fiziksel ve zihinsel gelişim düzeylerine uygun nitelikte olması gerekmektedir.

Jonassen (1991: 9) ise yapılandırmacılığın doğasında olan özellikleri şu şekilde ifade etmiştir:

20 1- Gerçeklik: Bilen kişi tarafından belirlenen, insanın zihinsel aktivitelerine bağımlı ve aklın ürünüdür. Sembolik işlemler gerçekliği yapılandırır.

Yapı, tecrübe ve yorumlamalara dayanmaktadır.

2- Zihin (Akıl): Sembollerin oluşturucusu, doğanın algılayıcısı ve yorumlayıcısıdır. Aynı zamanda gerçekliği yapılandırmak için kavramsal bir sistemdir.

3- Düşünce: İnsan tecrübeleriyle (yaşantılarıyla) şekillenmektedir.

Algıya/yapıya dayanmaktadır. Fiziksel ve sosyal tecrübelerden kaynaklanmaktadır. Gerçekliğin yansımasından daha fazlasıdır.

Kavramsal sistemin ekolojik yapısına dayanmaktadır.

4- Anlam: Dünyaya uyuma değil anlamaya dayanmaktadır. Anlayanın kendisi tarafından belirlenmektedir.

5- Semboller: Gerçekliği yapılandırmak için gerekli olan araçlardır. İç gerçekliğin temsilidirler.

Yapılandırmacılığa göre gerçeklik, daha çok bilen kişinin zihnindedir çünkü bilen kişi bir gerçeklik meydana getirmekte veya algılarına dayanarak onu yorumlamaktadır. Yapılandırmacılara göre insanların zihinsel aktivitelerinden bağımsız hiçbir gerçek dünya ve nesnel gerçeklik bulunmamaktadır (Jonassen, 1991:

10). İnsanlar kendi bireysel dünyalarını ancak kendi akıllarıyla oluşturmaktadır.

Kendi yaşantıları, tecrübeleri ve karşılaştıkları durumlar zihinlerinde yapılanmakta ve zihinleri dünyayı bu şekilde anlamlandırmaktadır. Bu nedenle tek bir gerçek dünya olmadığını ve gerçeklik anlayışının bireyden bireye farklılaştığını iddia edebiliriz. Bu noktada, her bireyin ayrı bir değere sahip ve önemli olduğu anlaşılmaktadır.