• Sonuç bulunamadı

Sınıf, en basit ifadeyle öğretimin gerçekleştiği yerdir. Öğretmen ve öğrencilerin bulunduğu, öğrenme ve öğretme durumlarının gerçekleştiği sınıf ortamı okul içerisinde yer alır (Küçükahmet, 2000). Geleneksel sınıflar, öğretmen merkezli, belirli bilgi kalıplarını aktarmaya dayanan, doğrudan öğretimin gerçekleştirildiği, ders içeriğinin çoğunlukla ders kitaplarına bağımlı kaldığı, dersin öğrenciler tarafından edilgen olarak takip edildiği, bilgilerin sorgulanmasına ve düşüncelerin paylaşılmasına yeterince olanak sağlanmayan, öğrencilerin bireysel olarak öğretim faaliyetlerinde bulundukları, öğrenciler arası yarışmanın ön planda olduğu yapıya sahiptir. Öğrenme öğretme sürecinde, öğrencilerden aynı bilgileri öğrenmeleri beklenir. Süreçte öğrencilerden aynı öğrenme etkinliklerine dayalı öğrenmeler gerçekleştirmesi beklenerek, öğrencilerin aynı ölçütlerle değerlendirilmesi gerçekleştirilir (Yıldızlar, 2013, s. 59).

Sınıfın fiziksel düzenlemesi, öğretim faaliyetlerinin etkililiğinin arttırılmasında önem taşır. Öğrencilere; bilgi, beceri, tutum ve eğitim-öğretim kültürü kazandırılmasında fiziksel düzenin katkısı büyüktür. Alışılageldik düzene sahip, birbirinin ardına eklenerek oluşturulan sıra ve masa düzeni, öğrencilerinin iletişim kurmasını engeller. Bu yöntemde oluşturulan sınıf düzeninde, öğrenci ve öğretmene biçilen roller büyük oranda belirlenmiştir. Sınıf düzeni, sınıfta öğrencinin etkin olmasını ya da olmamasını öncelikli etkileyen belirleyicidir.

Öğrenme ortamını oluşturan her bir unsur, programda temel alınan anlayış tarafından şekillenir (Saban, 2002, s. 177).

Yapılandırmacılık yaklaşımına göre öğrenme; öğrenci ve öğretim ortamından bağımsız düşünülemez. Öğrenci; öğrenme sürecine, sahip olduğu bilgi birikimiyle gelir. Yapılandırmacı yaklaşımda, öğrenci sahip olduğu bilgiler, yeni edineceği bilgiler arasında ilişki kurmasıyla birlikte öğrenme gerçekleşir. Yapılandırmacı eğitim ortamının da temel unsurunu öğrenci oluşturduğu için öğrenme ortamının düzenlemesinde; öğrenciyi öğrenmeye güdüleyecek, ilgisini ve dikkatini çekmeye yardımcı olacak bir ortam düzenlenmelidir. Yapılandırmacı öğrenme ortamı, bilginin aynen aktarıldığı bir ortam değildir. Bu ortam; üst düzey bilişsel becerilerin kullanılabileceği etkinliklerin yapıldığı, soru sormanın, sorgulamanın ve araştırmanın gerçekleştiği ortamlardır. Eğitim niteliğini, öğretmenin davranış biçimi önemli derecede etkiler. Sınıfların, uygulanan programın temel aldığı öğrenme yaklaşımına uygun bir şekilde düzenlemesi görevi öğretmene düşmektedir (Şaşan, 2002).

Yapılandırmacı sınıflarda bilgi öğrencilere direk aktarılmaz. Etkinlikler ve beceriler, öğrencilerin kendi deneyimlerini yaşamalarına fırsat vererek kazandırılır. Kazandırılacak beceriler, eleştirel düşünme, bilimsel düşünme, araştırma, sorgulama, akıl yürütme, problem çözme, iletişim kurma, bilgiler arasında ilişki kurma, işbirliği, katılım, paylaşma, kaynakların etkin kullanımı şeklinde sıralanabilir (Titiz, 2005, s. 10).

Yapılandırmacı yaklaşıma uygun oluşturulmuş sınıf ortamları, öğrencilerin birbiriyle daha sık iletişim ve etkileşim kurmasına yönelik düzenlemelidir. Bu şekilde öğrencilerin zengin ve farklı öğrenme yaşantıları deneyimlemelerine olanak sağlanır. Bu yaklaşımda öğrenme sürecine verilen önemden dolayı; öğrenme ortamı öğrencilerin kendilerine ait fikirleri oluşturup ifade edebildiği, problem çözme becerilerinin geliştiği, sorgulama ve araştırma yapılan bir ortam olmalıdır (Yurdakul, 2005, s. 53).

Yapılandırmacı sınıflarda elde edilmesi gereken amaçlardan biri de, öğrencilerin olaylara karşı farklı bakış açıları sergilemeleridir. Öğrenci bu düşünüş şeklinin farkına vararak, öğrenmeyi daha verimli ve anlamlı olarak gerçekleştirir. Öğrenci bu şekilde doğrunun bir tek olmadığını ve farklı düşünce tarzlarını dinleyip onlara önem vermeyi öğrenir (Can, 2004, s. 33).

Öğrenci, düşüncelerini arkadaşlarıyla paylaştıkça ufku genişler, dünyaya bakış açısı gelişir. Geleneksel sınıf ortamlarında öğrenciler birbirleriyle; fikirlerini, edindikleri bilgileri tartışacakları ortamı yeterince bulamayabilirler. Bu nedenle yapılandırmacı sınıf ortamı, öğrencilerin eğlenme ihtiyaçlarına da cevap verecek nitelikte olmalıdır. Ders ortamında

öğrenci, duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebilmeli, derse karşı istekli olmalı. Dolayısıyla bunu sağlayacak şekilde etkinlikler düzenlenmelidir. Etkili bir öğrenme için, öğrencilerin dinleyici olmadığı; aktif ve etkin olarak derse katıldığı, düşüncelerini kolayca ifade edebildiği bir ortam sağlanmalıdır (Titiz, 2005, s. 9).

Yapılandırmacılıkta bütünden parçaya gidilir ve tümdengelim desteklenir. Tam öğrenmenin gerçekleşebilmesi için konular bölümlere ayrılır. Bu bölümleme görüşü geleneksel yaklaşıma ait olmakla birlikte süreçte uygulanabilmektedir. Öğretmenler, öğrencilerin genel kavramları algılamaları için fırsat yaratır ve sahip oldukları kavramları gözden geçirip düzenlemeleri için zaman sağlar (Can, 2004, s. 44).

Yapılandırmacı yaklaşıma göre düzenlenen sınıf ortamında öğrenme basamakları aşağıdaki şekilde özetlenebilir (Sönmez, 2006, s. 4):

Dikkat çekme ve planlama:

Öğretmen, öğrencilerin derse karşı dikkatlerini çekip merak uyandırmak için sorular sorar. Sorular gerçek hayatla ilişkilidir ve öğrencilerin önceden edindiği bilgilerle çelişecek nitelikte olabilir. Bu süreç sayesinde öğrencilerin önbilgileri ve düşünceleri açığa çıkar ve öğretmene değerlendirme yapma fırsatı verir. Öğrenciler ise konu üzerinde fikir yürütmeye başlayarak kendi sorularını oluştururlar ve bu sorulara cevap ararlar.

Merak uyandırma:

Öğrenciler bu süreçte birlikte çalışırlar ve farklı kaynaklar edinerek araştırma yaparlar. Etkinlikler yaparlar ve bu etkinlikleri yorumlayarak tahminlerde bulunurlar. Öğretmen sürece etkin katılımı kendisi sağlamaz; öğrencileri birbirleriyle çalışmaya özendirerek teşvik eder.

Çözümleme ve derinleştirme:

Öğretmen öğrencilerin işbirlikli gruplar kurmasını sağlar. Bu gruplar konuda bulunan kavramların tanımlamalarını yapmaya çalışırlar. Öğrenciler sahip oldukları bilgiler ve yaşantılar aracılığıyla açıklama ve çözümleme yapmaya çalışırlar ve bu sürece öğretmen rehberlik eder. Öğretmen gerektiğinde sürece yeni kavramlar dahil eder ve yeni becerilerin geliştirilmesine yardım eder. Öğretmenin sorduğu sorularla, öğrenciler çözüm yollarını yeni durumlara uygularlar ve bu durumla gerçek hayat arasında ilişki kurmaya çalışırlar.

Paylaşma ve yaşantıya uygulama:

Öğretmen, grup içinde edinilen bilgilerin, gruplar arasında paylaşılmasına olanak sağlar. Yeni kavramları öğrenen ve edindiği becerileri uygulayabilen öğrenciler öğretmen tarafından incelenerek değerlendirilir.

Edindiği bilgileri günlük hayatında kullanabilen öğrenciler, bilgilerini farklı yaşantı ve deneyimler için kullanabilirler. Bu sonuç, yapılandırmacı öğrenme ortamının sağlamaya çalıştığı bir gösterge olarak ele alınabilir. Yapılandırmacı sınıfların genel özellikleri aşağıdaki gibidir (Demirel, 2010, s. 234; Ekici ve Güven, 2013, s. 639):

Eğitim programındaki kuramların uygulanmasına önem verir ve bütünden parçaya doğru ilerler.

Öğrenme amaçları öğrenci için açık ve net olmalıdır.

Öğrencinin ilgi, istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilen bir öğrenme süreci oluşturulmalıdır. Etkinlikler birincil derecedeki kaynaklardan oluşturulmalıdır.

Her öğrenci kendi öğrenmesinden sorumludur ve süreçte aktif olmalıdır. Öğrenme çevresinin düzenlenmesini öğretmen sağlar.

Öğretmen öğrencilerle iletişime geçer ve onların görüş ve fikirlerini dinler.

Öğretmen, öğrencilerin düşüncelerinin farklı çözümlerle karşılaştırılarak test edilmesine olanak sağlar ve değerlendirmenin öğrenme sürecine adapte eder.

Görüldüğü üzere; örgün eğitimin gerçekleştiği yer olan sınıf, öğrencilerin bir araya gelip, karşılıklı etkileşim içerisine girdikleri ortamdır. Bu ortamın fiziksel şartlarının uygun olmasının yanı sıra, programın amaçlarına uygun olarak düzenlemesi öğrencilerin sınıf sürecinde etkin olmalarını sağlar. Yapılandırmacı sınıfın temel özelliklerine uygun olarak hazırlanmış bu ortamlar, öğrencinin temel yaşama becerileri kazanmalarına olumlu katkılar sağlar. Bu süreçte temel belirleyici rolü öğretmenin üstlendiği; hazırlanan bu ortamların hedeflere ve yeni yaşantılara uygun olmasını sağlayacak kişinin öğretmen olduğu söylenebilir.